23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 MAYIS 2012 PAZARTESİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 21 MAYIS 2012 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr 10 EKONOMİ EKONOMİ 11 Intel Türkiye’nin araştırmasına göre Türkiye’de çiftçilerin yüzde 63.2’sinin bilgisayarı bulunmuyor TOBB’nin 67’nci genel kurulu 5 bin kişinin katılımıyla yapıldı. TOBB başkanı bankalara yüklendi PC alacak para yok Sorunlara çözüm bulmak istiyorum Araştırma çiftçinin internet üzerinden Türkiye’de çiftçilerin videolu eğitimlere sıcak yüzde 63.2’sinin bilgisabaktığını ortaya koydu. yarı (PC) bulunmuyor. Araştırmaya katılan Intel Türkiye’nin, Tainternet kullanıcılarının rımsalpazarlama. com’a yüzde 76.4’ü internet çiftçilere yönelik yapüzerinden videolu eğitimleri tırdığı araştırmanın soizleyeceklerini belirtti. Her 5 kullanıcıdan 4’ü (yüzde 79.5) nuçlarına göre evinde internet üzerinden çiftçilikle bilgisayar olan çiftçiilgili sorunlarına çözüm lerin büyük bölümübulmayı istediğini ifade etti. nün bilgisayarını çoAraştırmada çiftçilere üye cukları kullanıyor. oldukları siteler de soruldu. Araştırmaya Türkiye Facebook cevabını veren çapında 69 ilde aktif kişiler genel içinde en büyük olarak tarımla geçinen orana sahip. Facebook toplam 3007 kişi katılyanıtını veren 792 kişinin dı. Araştırmada şu tesgenel içindeki oranı yüzde bitlere yer verildi: 61.7 oldu. 55 kişi L Araştırma kapsamın“Facebook ve Twitter” da bilgisayarı olmayan cevabını verirken, 1901 kişiye bilgisayar al“FacebookTwittermama sebepleri sorulduğunBandoo” ve “FacebookTwitterda yüzde 41.6’sı “pahalı” ceLinkedIn” cevabının vabını verdi. “Pahalı” cevabını, genel içindeki yüzde 28.4 ile “Bilgisayar aloranları aynı maya gerek duymuyorum” yanı(yüzde 0.2) tı takip ediyor. oldu. L Katılımcıların yüzde 24.6’sı bil ? Türkiye’de tarım alanında faaliyet gösteren kesimin yüzde 70’inin pahalı bulduğu için bilgisayar almadığını ortaya koydu. Her 2 çiftçiden 1’i bütçeye uygun bir bilgisayar olursa alabileceğini belirtiyor. Kırılgan Ekonomiye Yunanistan Tekmesi Yunanistan’da, kemer sıkma politikalarından yılan, bezen seçmenin bu politikaların uygulayıcısı merkez partileri terk edip Radikal Sol ittifak Syriza’nın etrafında toplanmaya başlaması, Avrupa tarihinde bir kırılma noktası ve iyice kırılganlaşan neoliberal kapitalizmin tekerine bir çomak. IMF’li ‘Troyka’nın “mali disiplin” gibi fiyakalı bir adla tüm Avrupa’ya kemer sıktırmasına, dibe vurmuş Yunanistan’da seçmenin reddiyesi, birçok ezberi bozacağa benziyor. ‘Siestacı, tembel Yunanlılar’ın önünde sonunda acı ilacı içmeleri bekleniyordu. Hele Türkiye’dekiler, hele Türkiye’dekiler!.. “Biz 2001’de içtik, onlar da içecekler nasılsa” diyorlardı. Sandıktan çıkan isyankâr sonuçlara en çok da bu teslimiyetçi Türk güruh içerliyor. Dahası, “madem acı ilacı içmediniz, sürünün” diye sesli sessiz burunlarından soluyanları her an TV’lerin tartışma programlarında izleyebilirsiniz. Söz seçmen iradesine geldiğinde mangalda kül bırakmayan liberal tayfa, her nedense Yunanistan seçmeninin iradesine burun kıvırıyor. Başına ne gelecekse gelsin, neoliberal dayatmaya “Oxi (hayır)” diyen seçmene, onun iradesine, ancak saygı duyabilirsiniz, duymalısınız. “Bu onların hayatları ve onların politik tercihleri” demelisiniz. Ama hayır. Bir hazımsızlık, bir karın ağrısı ki sormayın gitsin… ??? Hele AKP’li bakanlar... Babacan, Çağlayan, Şimşek filan öyle mutsuzlar ki... Nasıl mutsuz olmasınlar, kara bulutlar toplandıkça toplanıyor; Avrupa’da hayaletler dolaştıkça, yürekleri körük gibi, uykuları kaçıyor. Çünkü Türkiye ekonomisinin göbeğinden bağlı olduğu dış sermaye, Yunanistan ile ilgili her tatsız haberden etkilenip kaçıyor, kaçmaya devam edecek gibi... Bir haftada, dolar kuru 1.75 TL’de seyrederken 1.85 TL’yi test etti. Avro/dolar paritesi 1.24’lere kadar düştü. Türkiye’nin risk primi (CDS) 4 Mayıs’ta 225’ti, 17 Mayıs Cuma 241’e çıktı. Daha önemlisi, bundan sonrası... Türkiye’nin hem avuç dolusu para ödeyip hem de pek hoşlaşmadığı S&P, Fitch, Moody’s gibi derecelendirme kuruluşları Yunanistan, İtalya ve İspanya’nın hem ülke hem banka notlarını aşağı indiriyorlar. Bu haberler ekrana düştükçe, borsadaki ve devlet kâğıdındaki sıcak para, sadece Türkiye’ye değil, tüm Avrupa coğrafyasına alternatif arıyor. Gözünü mesela daha az riskli Meksika’ya, Brezilya’ya ya da Güney Afrika’ya çeviriyor. Asya’da Çin, Hindistan, G. Kore daha sakin sular... Oralara kanat çırpıyorlar. Yunanistan depremi yanı başındaki İtalya’yı, İspanya’yı sarsınca, oralarda riskli kredileri olan bankalar, Türkiye dahil olmak üzere, fonladıkları ülkelerden kredilerini geri çağırmaya başlıyorlar. Türkiye’de, toplamı 310 milyar doları bulan dış borçların üçte ikisi özel sektörün. Koca koca gökdelenler bu borçlarla yükseliyor, THY bu borçlarla ‘hava atıyor’, özelleştirmeden KİT, kamu malı kapanlar, dış kredi ile yaptılar bunu... Yatırım adına ne yapılıyorsa, finansmanı bu kaynaklarla. Yabancılar biliyor ki Avrupa, Türkiye’nin ana ihraç pazarı ve ihracatı geriliyor. Yunanistan, 11 milyon nüfusu, Avro alanındaki yüzde 2’lik payıyla küçük ekonomi olmasına karşın suları bulandırıyor, “kötü örnek oluyor”. Kime? Avrupa üçüncüsü İtalya’ya ve beşincisi İspanya’ya... Oradaki “sokak”, “Yunanistan yaptı, kemer sıkmaya hayır dedi, biz de yapabiliriz” demeye başladı. Oralarda “mali disiplin” cenderesine hayır sesleri yükseldikçe Avrupa’nın dikişleri hepten atıyor. Artık belli ki bu AB, bu Avro alanı kurgusu “sürdürülebilir” değil. Türkiye’ye yansıması mı? Türkiye’den sermaye çıkışı sürüyor, artabilir. Bu, Merkez Bankası’nın faiz rüşvetini arttırma ve rezervden döviz satma müdahalelerine rağmen sürerse, geçmiş ola!... ??? Avro alanı (17) için IMF, 2012’de yüzde 0.3 küçülme tahmin ediyordu. Şimdiden anlaşıldı ki bu iyimser bir beklenti. ‘Avrozon’un küçülmesi, 2012’de toplamda yüzde 11.5’i bulabilir. İspanya ve İtalya için yüzde 2’ye yakın daralma öngörüsü, yüzde 3’ü geçebilir. En önemlisi; Türkiye’nin en büyük partneri Almanya için yüzde 1’e yakın büyüme umuluyor, ama evdeki hesap pek çarşıya uymayabilir, büyüme yerine daralma yaşanabilir. İngiltere de Almanya’nın durumunda, aynı oranda küçülme yaşayabilir. Bütün bunlar Türkiye için hiç iyi haberler değil. Daralan AB’ye ihracat biraz daha azalabilir, turist girişi düşebilir. Daralan AB’nin finans sisteminden kaynak akışı azalabilir, yabancı sermaye girişi düşebilir ve bunların belirtileri görülmeye başladı zaten. Dış kaynak akışının yavaşlaması, AB’den talep azalışı, Türkiye’de çarkların yavaşlaması, işten çıkarmaların başlaması, küçülme demek. Bu duruma bütçenin, kamu maliyesinin ne kadar para dayandıracağı sadece büyük bir soru işareti. Yüzde 4 büyüme hedefi, yoksa IMF’nin öngördüğü gibi yüzde 2’ye mi gerileyecek? İkinci çeyreği yarıladık aslında, ama geriye kalan ikinci devre bakalım ne gösterecek. Yumuşak iniş, bu Yunanistan sarsıntısı ile sert düşüşe yol açacak mı, bekleyip göreceğiz... Bankalar vicdansız! Ağır kredi şartları uygulanıyor: Özellikle son dönemde Anadolu’dan ve KOBİ’lerden bankalara yönelik eleştirilerin artmaya başladığını ve bankaların KOBİ’lere ağır kredi şartları uyguladığını belirten Hisarcıklıoğlu, bankaları sert bir dille uyardı. Nevir Çelişkileri! Sözcük karşılığı yüzün rengi ya da bet beniz olan nevir daha çok dönmek fiiliyle birlikte kullanılıyor. Nevri dönmek, belli etmemeye çalıştığı bir öfkeye kapılmak, çok sinirlenmek anlamına geliyor. Sözcük Arapça ya da İngilizce kökenli değil; Anadolu halkından kaynaklanıyor; sözcüğün bir tümcede nasıl kullanıldığının son bir örneğine bakalım: Başbakan Erdoğan, sporda şiddetin ve tahammülsüzlüğün temelinin fanatizm olduğunu belirterek, “Seyirciye kapalı, hanım ve çocuklara açık bir maçta bile kadınların nasıl küfrettiklerini görünce şahsen nevrim dönüyor. Böyle bir şey olabilir mi, böyle bir şey kabullenilebilir mi?” dedi (Basın). ??? Ülkemizde uzak ara en çok seyirci çeken ve en büyük ekonomik gücün döndüğü spor dalı olan futbol, hiç iyi yönetilmiyor. O kadar ki şampiyonluk kupasının nasıl verileceği bile, kötü yönetim nedeniyle değil, sporla ilgili bir başka nedenle nevri dönen Başbakan’dan soruluyor! Bir türlü kurutulamayan futbol bataklığında bu yıl hiç beklenmedik ve çok güzel bir çiçek filizlendi. Seyircisiz oynama cezası alan futbol takımlarının sahalarında kadın ve çocukların maçları izlemelerine olanak tanındı. On binlerce kadını ve çocuğu sahalara çeken bu çok olumlu uygulama, ülke dışında ve iç kamuoyunda haklı övgüler aldı. Elbette küfür onaylanamaz. Ancak, futbolun onca sorunu varken, bunlardan nevri dönmeyen Başbakan, kadınların maçlarda küfrettikleri gerekçesiyle nevrim dönüyor noktasına ulaşmış! Bu nevir dönmesine; bu gazap ya da hiddete, TFF yönetimi karşı durabilir mi? Kamuoyu duyarlı olmalı ve futbolun son bir yıldaki en büyük güzelliği olan kadın ve çocukların maç izlemesi uygulamasına son verilmemelidir! ??? Bu ülkede, insanım diyen herkesin nevrini döndürmesi gereken o kadar çok kadın sorunu var ki! Toplumsal yaşamın neredeyse her noktasına karışan Başbakan’ın, asıl, kadına yönelik cinayet; büyük bir olasılıkla çoğu saptanmayan ancak giderek tırmandığı anlaşılan tecavüz ve şiddet olayları karşısında nevri dönmelidir! Dahası var. Toplumsal yaşamda kadının yeri açısından Türkiye’nin dünya sıralamasının sonlarda yer aldığı ve son yıllarda eşitsizliklerin daha da derinleştiği uluslararası istatistiklerde sergileniyor. Diyarı Tayyip’te kadın istihdamının durumu da yürekler acısıdır. İstatistiklerin ne kadar güvenilir olduğu sorusu bir tarafa, 15 Mayıs günü açıklanan TÜİK verilerine göre çalışma çağındaki (15+ yaş) kadınların yalnızca yüzde 27.4’ü işgücüne katılabiliyor. Çalışmak için başvuran yaklaşık 7.5 milyon kadından yalnızca 6.7 milyonu çalışma olanağı buluyor; kalanı işsizdir. Çalışma olanağı bulan kadınların yarısından fazlası, yüzde 51.3’ü, hiçbir sosyal güvenlik kuruluşunun kapsamına giremiyor; kayıt dışı çalıştırılıyor. Çok daha korkuncu, çalışanların iki milyonu da ücretsiz aile işçisi olarak, yani hiçbir ekonomik karşılığı olmadan çalışıyor! Oysa gelir getiren ekonomik faaliyete katılma kadının özgürleşmesinin temelidir. Asıl nevir döndürmesi gereken şudur: Bir milyon kadın çalışmaya hazır bekliyor; çalışma çağındaki 12 milyonu da ev kadını sayılıyor! Türkiye kadınının nevri, yıllar önce Başbakan bir yurttaşa “Ananı al da git” dediğinde dönmeliydi. Kadının nevri dönmeyince Başbakan’ın nevri, büyük bir olasılıkla futbol sahalarındaki küfür nedeniyle değil, kadının özgürleşmesinin, çok çok sınırlı da olsa bir yönü olarak ortaya çıkan arada bir stadyumlara gitme olanağı karşısında dönüyor! Konuşmalara yeni anayasa damga vurdu: TOBB’nin genel kurulu Başbakan Erdoğan ve CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla gerçekleşti. Genel kuruldaki konuşmalara yeni anayasa çalışmaları damga vurdu. ilgili “İnternetten işlerinizle sorusuna ” z? nu su mu or pıy araştırma ya yüzde 67.6’sı “evet” internet kullananların llanan 1284 çiftçiden ku yanıtını verdi. İnternet daha önce internet yüzde 9.9’u ürünlerini ını açıkladı. üzerinden sattıklar gisayarı kendisinin kullandığını belirtiyor. İlkokul mezunlarının yarıdan fazlası (yüzde 53.8) bilgisayarı çocuklarının kullandığını söylerken, lise ve dengi eğitim düzeyindeki yaklaşık her 3 katılımcıdan 1’i (yüzde 30.8) bilgisayarı kendisinin kullandığını söylüyor. L Evinde bilgisayar bulunan katılımcıların bilgisayar tercihinin ağırlıklı olarak dizüstü bilgisayardan yana olması dikkat çekiyor. Evinde bilgisayar bulunan 1071 kişinin yüzde 61.1’nin dizüstü, yüzde 37’sinin de masaüstü bilgisayarı bulunuyor. L Çiftçilerin yüzde 27.5’i bilgisayarı eğitim amaçlı kullandığını söylerken bu oranı yüzde 12.2 ile internet, 12.1 ile internet uygulamaları kullanımı takip ediyor. Araştırmada bilgisayarı olsa bile çiftçilerin sadece yüzde 10’u bilgisayarı iş için kullanıyor. L Bilgisayarı tarımla ilgili kullananların oranı yüzde 2.6, hayvancılıkla ilgili kullananların oranı 0.6. L Çiftçilerin yarıdan fazlası (yüzde 56.37) internet kullanmıyor. L Evinde bilgisayar olmayan 1882 katılımcının yüzde 32.4’ü internet kullandığını ifade ediyor. Gençler her gün sosyal ağlarda USB’den çalışan monitör Philips’in yeni 21.5 inçlik monitörü elektriği ve görüntüyü USB portu üzerinden alıyor. Philips 221S3UCB/00 USB monitör, 21.5 inç büyüklüğünde LCD ekrana sahip. Güç ve dijital görüntü alımını tek bir USB 2.0 kablosuyla gerçekleştirebiliyor. Philips USB monitör böylece ekstra bir prize gerek duymadan ve kablo kalabalığına neden olmadan kullanılabiliyor. Philips SLine serisinin yeni üyesi olan 221S3UCB/00, ne güç ne de VGA veya DVI kablosuna gerek duymadan ‘tak ve çalıştır’ kolaylığı sunuyor. Monitör aynı zamanda hem mobil çalışan hem de büyük ekrana ihtiyaç duyan profesyoneller için çözüm oluşturuyor. Philips 221S3UCB/00 SLine USB monitör 259 Dolar + KDV fiyat ile satışa sunuldu. MasterCard tarafından gerçekleştirilen daşlarımla gezmek”, yüzde 92 ile “inMasterIndex Gençlik Araştırması’na göre, ternette gezinmek” ve yüzde 89 ile “tel1524 yaş arasındaki gençlerin çoğunluğu evizyon izlemek” yanıtını veriyor. Gençokuyor, ailelerinin yanında yaşıyor ve ai lerin yüzde 67’si her gün internete girdiğini, lelerinden harçlık alıyor. Hediye tercihle yüzde 73’ü de her ri yeni teknolojik ürünlerden yana olan gençler, her gün 2 saate yakın telGençlerin evizyon izliyor, 1 saatten fazyüzde 84’ü her gün sosyal la internette ve 1 saat Faceağlarda vakit geçiriyor. 1524 yaş book’ta vakit geçiriyor. Araştırmaya katılan arasındaki gençler, her gün 2 saate gençlerin boş zamanlarını yakın televizyon izliyor, 1 saatten değerlendirme biçimleri fazla internette ve 1 saat sorulduğunda ilk üç sırayı Facebook’da vakit geçiriyor. yüzde 93 oranıyla “arkagün televizyon izlediğini söylüyor. MasterCard araştırmasına katılan gençler, cep telefonlarını ortalama iki yılda bir yenilediklerini söylüyor. Gençlerin çoğunluğu (yüzde 42) 35 yılda bir, yüzde 27’si iki yılda bir, yüzde 9’u her yıl cep telefonlarını değiştirdiklerini belirtiyor. Gençlerin yüzde 14’ü ise cep telefonlarını hiç değiştirmiyor. Gençlerin yarıya yakını ise cep telefonu üzerinden ödeme yapılabileceğini biliyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB Başkanı) M. Rifat Hisarcıklıoğlu, bankalara uyarıda bulunarak “Özellikle son dönemde Anadolu’dan ve KOBİ’lerden bankalara yönelik eleştiriler artmaya başladı. KOBİ’lere ağır kredi şartları uyguluyorsunuz. Anadolu’dan gelen talepleri oyalıyorsunuz. Hatta vicdansızca davranıyorsunuz” dedi. TOBB’nin 67’nci genel kurulu dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve çok sayıda bakanın katılımıyla TOBB ETÜ’de yapıldı. Genel kurulun açılışında konuşan Hisarcıklıoğlu, bankaların takındıkları bu yaklaşımı kabul etmediğini belirterek Türkiye ekonomisinin değişimine ve gelişimine öncülük eden Anadolu sermayesine engel çıkarılmaması gerektiğini aktardı. “Kamu idaremizi, haksız ve vicdansız duruş sergileyen bankalar için ciddi ve somut önlem almaya çağırıyorum” diyen Hisarcıklıoğlu’nun konuşmasının satır başları şöyle: ? Biz, kayıt dışılık yüzünden hesabını veremeyen, hesap veremediği için de hesap soramayan, defolu bir toplum olmak istemiyoruz. Vergi sistemini yenileyelim. Mevzuat basit ve net olsun ki bürokratların keyfi yorumuna muhtaç kalmayalım. ? Eğitim alanında sıkça yapılan değişikliklere değil, kalıcı reformlara ihtiyaç var. Çok açık ifade ediyorum: Aileler çocuklarına dini eğitim vermek istiyorlarsa bunun 5 bin kişi katıldı Basbakan Recep Tayyip Erdoğan TOBB Genel Kurulu’nun yapıldığı salona gelişinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile tokalaştı. Başbakan Erdoğan konuşmasını yaptıktan sonra Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını beklemeden toplantıdan ayrıldı. Beş bin kişinin katıldığı TOBB’nin 67’nci genel kurulunda geçmiş 67 yılı anlatan bir barkovizyon gösterisi yapıldı. Genel kurulda TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun bankalara yönelik eleştirileri salondakiler tarafından büyük alkış aldı. önü açık olmalı. İsteyen çocuğuna dini eğitim verir, isteyen vermez. Eğitim sisteminin mesleki ve teknik eğitim alanı da zayıf kaldı. ? Eksik kalan reformları tamamlamak, yapamadıklarımızı yapmak zorundayız. Hep söylüyoruz. Devletimizden tek isteğimiz, maç yaptığımız sahanın, rakiplerimizle eşit şartlara getirilmesi. Allah’ın izniyle, gerisini biz hallederiz! Daha zengin, daha mutlu, daha özgür bir Türkiye için, reformlara devam etmeliyiz. Bu reformların en büyüğü yeni bir anayasadır. Zira ye ni bir toplumsal mutabakata ihtiyacımız var. Daha güçlü bir devletin ve daha müreffeh bir milletin yolu buradan geçiyor. ? Anayasa sadece siyasi değil, aynı zamanda iktisadi bir mesele. Anayasamızı yenileyemezsek, olduğumuz yerde, orta gelir seviyesinde tıkanıp kalırız. ? Halkın yeni anayasadan hâlâ en büyük beklentisi adalet ve özgürlüklerdir. Bu talep giyim kuşamından, dilinden, inancından dolayı haksızlığa uğrayanların, sisteme, maaşını alamayan işçinin işverene, Toshiba eskisini yenisiyle değiştirecek Toshiba, kalitesini deneyimlemiş ve bu kaliteden vazgeçmek istemeyen müşterilerine özel bir fırsat sunuyor. Artık dileyen müşteriler kullanmakta olduğu Toshiba dizüstü bilgisayarını, güncel teknolojilere sahip yeni bir Bilgisayarı olan hane sayısının 2023’te 30 milyona, internet kulToshiba dizüstü bilgisayar ile değiştirebilecek. Mevlanan kişi sayısının 72 milyona çıkacak olması yeni bir yatırıma cut bilgisayarınızın, ihtiyacınız olan performansı karilham oldu. Bireysel kullanıcılar ve KOBİ’lerin teknoloji desşılayamadığını düşünüyorsanız yapmanız gereken çok basit. Toshiba Türkiye dağıtıcısı TNB Bilgisayar ve Göteği sorunlarına çözüm olmayı hedefleyen Ünite Bilgi Tekrüntü Sistemleri AŞ yeni sundukları avantajlarını öğnolojileri (Unite BT), uzaktan destek hizmet paketi Teknorenmek isteyen Toshiba kollanıcılarının çağrı melek’i hayata geçirdi. merkezini aramalarıUnite BT, bilişim, kimya, finans, telekomünikasyon gibi çenı ya da web sişitli sektörlerde Türkiye’nin dev şirketlerine sunduğu BT yötesinden talep fornetim desteği hizmetini, Teknomelek projesi ile bireysel kulmunu dolduralarılanıcılara ve KOBİ’lere de açtı. Ev kadını, emekli ya da künı istedi. Teknolojik destek için melekler iş başında ‘Terör konusunda komisyon kurulmalı’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu terör konusunda TBMM’de bir komisyon kurulması gerektiğine işaret ederek, her siyasi partide terörün sonlandırılmasıyla ilgili akil, bilgili insanlar bulunduğunu, parlamentoda uzlaşma komisyonu kurulabileceğini, bunun da yeterli olmayacağını, parlamento dışında ikinci bir komisyonun da kurulması gerektiğini ifade etti. TOBB’nin genel kurulunda konuşan Kılıçdaroğlu’nun konuşması şöyle: ? Biz, Adalet ve Kalkınma Partisi’ne şu teklifi yaptık, yeni bir anayasa yapalım eyvallah itirazımız yok ama bu ülkede darbe hukuku aynen yürürlükte. 12 Eylül darbesinin çıkardığı, yaptığı yasalar yürürlükte. Gelin bu yasaları değiştirelim. Nedir bu yasalar? Toplantı ve gösteri yürüyüşleriyle ilgili yasa, siyasi Partiler Yasası, seçim yasası, yargıçların bağımsızlığıyla ilgili yasalar gelin bunları değiştirelim. Bunun için anayasa değişikliğine gerek yok. Bize ne söylendi “bunlara gerek yoktur” dendi. Eğer siz, darbe hukukunu değiştirmek istemiyorsanız, darbe hukukundan yararlanıyorsanız darbecilerin ortağısınız bunun başka izahı yok. ? Demokrasi, demokrasi diyoruz. Elinizi vicdanınıza koyun. Boynuna poşu taktı diye, hiçbir delil yok, bir hukuk fakültesi öğrencisi 11 yıl hapisle mahkum edildi. Hangi demokrasiden söz edeceğiz? Uludere faciasının hesabı verildi mi? “İstihbaratı milli kaynaklardan aldık” dediler, milli kaynağımız Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT). MİT dedi ki “hayır biz öyle istihbarat vermedik”. Nereden öğreniyoruz istihbaratın nereden alındığını, Amerika’daki gazeteden. Bunun hesabı bu ülkede sorulmadığı sürece sağlıklı bir demokrasiyi yeniden inşa edemeyiz. ? Bir ülkede ülkenin halkı tarafından seçilen milletvekilleri hapiste tutulur çük işletme, teknoloji ile başı dertte olan herkesi hedefine koyan Teknomelek, kullanıcıların email, telefon ya da çağrı merkezi aracılığıyla, sorunlarını aktarabilecekleri ve Teknomelek IT uzmanlarının uzaktan erişim ile çözüm ürettikleri bir platform olarak tasarlandı. kamuda haksızlığa uğrayan vatandaşın bürokrata yönelik tüm sıkıntılarını kapsıyor. Biz artık, işadamı da olsa, siyasetçi de olsa, sivil de olsa, bürokrat da olsa yapanın yanına kâr kalmadığı bir adalet sistemi istiyoruz. Biz artık, mazlumu ve güçsüzü koruyan, herkesin adaletinden emin olduğu, Allah’tan sonra gönül rahatlığıyla sığınacaBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, terör ğımız bir yargı sisteörgütünün Kandil Dağı’nda kanla, canla alışveriş mi istiyoruz. yapan taşeronluk ofisi kurduğunu savunarak, “Kan akıtarak, can alarak ticaret yapan bu taşeronluk ofisi sahipleri ticaretlerini zarara uğratacak her faaliyetin önünde durmaya çalışıyorlar” dedi. TOBB’nin 67. genel kurulunda konuşan Erdoğan, antidemokratik dönemlerde işleri tıkırında olanlar olduğunu, 28 Şubat döneminde bazı sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerinin de yapılan haksızlığa aleni destek verdiğini belirtti. Erdoğan, “Dönemin en soldaki işçi örgütüyle, en büyük işveren örgütü hiçbir konuda anlaşamazken, uzlaşamazken o dönemin hükümetine, Meclis’ine karşı işbirliği, ittifak yapmıştır” dedi. Terörü, Türkiye’nin en önemli meselelerinden biri olarak nitelendiren Erdoğan, yanlış yönetimler nedeniyle küçülen değil büyüyen bir terör olgusuyla karşılaştıklarını belirterek, şu görüşleri dile getirdi: “Birileri gitmiş sa o ülkede, kimse kusura bakmaKuzey Irak’ta, Kandil Dağı’nda bir taşeronluk ofisi sın, demokrasiden söz edilemez. açmış. Bu taşeronluk ofisinde ne yazık ki kanla Tutuklu milletvekilleri tüm proKılıçdaroğlu, alışveriş yapılıyor, canla alışveriş yapılıyor. sedürleri yerine getirmiş. AlOradan sadece belli kişiler, belli gruplar da terör datmaca varmış. Neymiş? Bu değil, altını çizerek söylüyorum, Türkiye’ye değişiklik kabul edilirse Mukonusunda TBMM karşı hasmane tutumu olan belli ülkeler, belli rat Karayılan da milletvekili bünyesinde ve odaklar da gidiyor kan karşılığı, can karşılığı olabilirmiş. Benim bildiğim TBMM dışında birer alışveriş yapıyorlar. Türkiye’de adının başında kadarıyla milletvekili olmak milletvekili sıfatı olanlar, adının başında genel için askerlik yapmak şart komisyon kurulması başkan sıfatı olanlar pervasızca çıkıp dağdaki değil mi? Bildiğim kadagerektiğini belirtti. gençleri teşvik edebiliyorlar. Kürt kökenli rıyla da Karayılan hiç asKılıçdaroğlu kardeşlerimin çocukları dağda ölürken, bizim kerlik yapmadı. Niye millegençlerimiz, polisimiz, askerimiz şehit olurken “Ülkemizde analar ti kandırıyoruz? bu baronlar semirdikçe semiriyor.” Avrupa’da ? AKP’nin görevde buağlamasın son 3 yıldır yaşanan ekonomik krize değinen lunduğu 9.5 yılda 4 defa teşdeniyorsa bizim Erdoğan “Çok şükür krizin başında ‘teğet vik paketi çıkardı. Ne oldu bu geçecek’ dedik. Kriz Türkiye’yi teğet geçti” bulduğumuz teşvik paketleri? Bitlis’te mi dedi. Erdoğan, reformların dayatmayla değil, durum iyileşti? Hakkâri’de mi, yolla analar toplumsal uzlaşıyla yapılması gerektiğine işaret etti. Tunceli’de mi? Yozgat’ta mı ağlamaz” Erdoğan, anayasa çalışmalarında masadan kalkan durum değişti? Nerede durumudedi. taraf olmayacaklarını belirtti. muz iyileşti. Teşvik paketleri rekabet ortamını bozuyor. ‘Kandil’de kanla, canla alışveriş yapılıyor’ C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear