22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 NİSAN 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Başbakanlık, 28 Şubat dönemine ilişkin fişleme raporunu imha etmedi 5 İlkyazın sürgün verdiği bir günün öğle saatlerine doğru, Koreli şair So ÇongJu’nun “Bir Kasımpatının Yanı Başında” adlı şiirini okuyorum. Şiir beni rahatlatıyor! Şiir beni bilinmedik mevsimlere götürüyor! Bilmem dağın doruğu aranıza taşır mı havayı; yanınıza yaklaşıp sessiz, bir göl olur mu? Ölümler, acılar, gözyaşları, işkenceler, zindanlar gözlerimin önünden geçer. İçim ürperir, alıp başımı gitmek isterim... Bizim ırk, din, dil, mezhep ayrımcılığına karşı çıktıklarını söyleyen siyasetçilerimiz, aydın diye geçinenlerimiz “ayrımcılığın” daniskasını yaparlar. 21 Kasım 2004 yılında evlerinin kapısı önünde babası Ahmet Kaymaz’la birlikte 13 polisin ateşi sonucu 13 kurşunla delik deşik edilerek öldürülen 12 yaşındaki Uğur Kaymaz davası ne oldu? Dava önce Eskişehir’e gönderildi. ??? Davanın görülmesine başlandığı gün; Kaymaz’ın ailesi, demokratik kitle örgütleri saldırıya uğradı: “Kana kan intikam!” Bizim bağımsız yargımız, 12 yaşındaki çocuğu ve babasını delik deşik ederek öldüren polislerin aklanmasına karar verdi. Yargı bu kararı hangi gerekçeyle vermişti: “Meşru müdafaa!” Ne baba Ahmet Kaymaz’ın ne de 12 yaşındaki Uğur’un üzerinde silah vardı... Kararın temyiz incelemesi Yargıtay Birinci Ceza Dairesi’nde görüldü. Fişleme dosyası arşivde ALİCAN ULUDAĞ ANKARA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nın açtığı bir tazminat davası, Başbakanlık’ın 28 Şubat döneminde Batı Çalışma Grubu’nun (BÇG) yaptığı iddia edilen fişleme dosyasını halen arşivinde tuttuğunu ve imha etmediğini ortaya çıkardı. Başbakanlık, CHP liderinin bu nedenle açtığı tazminat davasına gönderdiği savunmada, “fişleme” dosyasını yargının talebi üzerine mahkemeye gönderdiğini belirterek “Dosyanın herhangi bir suretli kabullenicisi, olurlayıcısı, savunucusu veya takipçisi değiliz” dedi. Kılıçdaroğlu, 15 Nisan 2008’de “Kılıçdaroğlu’na BÇG fişlemesi” başlığıyla bir haber yayımlayan Bugün gazetesi aleyhinde 20 bin liralık tazminat davası açtı. Davaya konu haberde, BÇG’nin Kılıçdaroğlu hakkında “fişleme raporu” hazırladığı iddia edildi. Haberde, söz konusu BÇG raporunda Kılıçdaroğlu’nun “Kürtçübölücümezhepçi” olduğu, SSK Genel Müdürlüğü yaptığı dönemde “yolsuzluk yaptığı şeklinde bilgiler” yer aldığı ifade edildi. Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, gazetenin avukatları, söz konusu raporun Başbakanlık’tan sorul masını talep etti. Mahkeme de bunun üzerine 3 Mart 2009’da Başbakanlık’tan bu raporu istedi. Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü, 15 Nisan 2009’da Kılıçdaroğlu hakkındaki “fişleme raporu”nun varlığını doğrulayarak, arşivde bulunan raporun onaylı suretini gönderdi. Avukatlara verilmedi Mahkeme, “gizli” ibareli olduğu gerekçesiyle gelen raporu Kılıçdaroğlu’nun avukatlarına vermedi. Sadece mah hakkında hiçbir bilgi içermediği, sadece Başbakanlık damgası ile “gizli” ibaresi bulunduğuna dikkat çekildi. Başbakanlık’ın ağır hizmet kusuru işlediği vurgulanan raporda, şunlar kaydedildi: “... Başbakanlık’ın raporun hazırlanmasında 11 yıl süresince içerdiği iddialarla ilgili olarak hiçbir yasal girişimde bulunmaksızın kayıtlarda tutulmasında ve siyasi birtakım hesaplarla, müvekkilimin kamuoyu gündeminde olduğu, toplumun bü kilim idarenin eylemleri nedeniyle kişilik hakları ağır surette ihmal edilmiştir.” Başbakanlık ise davanın görüldüğü Ankara 1. İdare Mahkemesi’ne yazılı savunma gönderdi. Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Kasım Davas imzasının yer aldığı dilekçede, dosyanın; Bugün gazetesine açılan davaya mahkemenin isteği üzerine gönderildiği iddia edildi. Fazıl Say ve Uğur Kaymaz... Sonuç: “Yerel mahkemenin kararının oybirliğiyle onanmasına...” O anda aklıma faşist Kenan Evren’in şu sözleri geldi: “Asmayalım da besleyelim mi?” Kaymaz ailesi “iç hukuk” yolu tükendiği için AİHM’ye başvurdu. ??? Davayı kabul eden AİHM İkinci Dairesi, Ahmet Kaymaz ve oğlu Uğur’un öldürülmeden ele geçirilmesinin bir yolunun bulunup bulunmadığını Türkiye’ye sordu. Türkiye “yoktu” yanıtını verdi ve şöyle bir savunma gönderdi: “Polisler ihbar aldı ve maktullerin evlerine gittiler. Ahmet Kaymaz’ın terör eylemlerinde bulunduğu anlaşıldı. Arama sırasında evinin önüne silahlı kişilerin geldiği saptandı. Kalaşnikof silahlar, el bombaları vardı. Polisler de hızlı davranmak için ateş ettiler. Kendi hayatları tehlikede olduğundan ateş ettiler. Baba ve oğul, polislerin ‘Teslim olun’ çağrısına uymayıp ateş ettiler. Uğur Kaymaz’ın silahından 8, Ahmet Kaymaz’ın silahından 5 mermiyle ateş edildiği saptandı.” Oysa Adli Tıp raporları tam tersiydi... Bir çocuk o ağırlıkta bir silahı ‘Adlandırma mahkemeye aittir’ Raporun “gizli” ibaresine sahip yazı ekinde gönderilmesinin nedeninin ise bunun yetkisiz şahısların eline geçmesini önlemek ve Kılıçdaroğlu’nun kişilik haklarını korumak için yapıldığı öne sürülen dilekçede, şöyle denildi: “Başbakanlık, mahkemenin ara kararıyla istenilmesi nedeniyle yasal bir zorunluluk altında mahkemeye sunulan dosyanın herhangi bir suretli kabullenicisi, olurlayıcısı, savunucusu veya takipçisi olmamıştır. İdarenin, söz konusu dosyaya dayanılarak ya da ondan hareketle tesis edilmiş hiçbir işlem veya eylemi bulunmamaktadır. Mahkemeye gönderilen dosyanın idarece ‘rapor’ olarak sunulduğu iddia edilmektedir. Ancak bu adlandırma mahkemeye aittir.” ? Kılıçdaroğlu’nun açtığı bir tazminat davası, Başbakanlık’ın Batı Çalışma Grubu’nun yaptığı iddia edilen fişleme dosyasını halen arşivinde tuttuğunu ortaya çıkardı. Başbakanlık, savunmasında,“Dosyanın kabullenicisi değiliz” dedi. kemede incelenmesine izin çıktı. Raporun ardından CHP lideri Kılıçdaroğlu, gazeteye açılan davayı bırakıp bu dosyayı mahkemeye gönderen Başbakanlık aleyhinde 100 bin liralık manevi tazminat davası açtı. Kılıçdaroğlu’nun avukatı Mirat İlsu Çatak’ın idare mahkemesine verdiği dilekçede, söz konusu Başbakanlık raporunun hangi kurum/kişi tarafından hazırlandığı, hangi makama, kuruma veya kişiye hitaben sunulduğu yük desteğini, sempatisini kazandığı bir dönemde siyasi menfaat sağlamak amacıyla ‘gizli’ ibareli ‘rapor’ olarak adlandırılan belgenin basına verilerek dışarıya sızdırılmasında, müvekkilimi tüm kamuoyu önünde vatan hainliği ile itham edilip şerefi, onuru ve saygınlığına saldırı teşkil eden ağır, asılsız iftiralarda bulunulmasını sağlamakla, buna imkân yaratmakla ağır hizmet kusuru işlediği açıktır. Müvek kullanamazdı, üstelik otopsi bile yapılmamıştı... ??? Unutkan bir toplumuz... Nice ölümleri birkaç ay içinde unutuyoruz! Bakın ilkyaz sürgün veriyor, demir kapılı sürgülerin ardında insanlar, mavi bir gökyüzüne, mor menekşelere özlem duyuyor. Eli kanlı PKK’yle sonuna dek mücadeleye “evet” ama her Kürt yurttaşımızı potansiyel terörist olarak görmeye “hayır” diyorum. So ÇongJu’nun dizelerinde binlerce gecenin düşünde, durgun bir göl kıyısında, dağın doruğunda sevdalarımızı çoğaltmayı düşündüm... Bu ülkede kan gölünden beslenenler var, unutmayın! Siyasette ırk, din, mezhep, dil ayrımı yaparak ayakta duran, din sömürüsü yaparak muktedir olanlar var! Söyleyin bana yaşamı ortak kılan nedir? Vicdan nedir, düşünmek nedir, uygar toplum olmak nedir? ??? Daily Telegraph yazarı Tom Chivers, Türkiye’de savcıların “dini değerlere hakaret ettiği” için ünlü piyanistimiz Fazıl Say hakkında soruşturma açtığını yazdı. Kaç Fazıl Say yetiştirdi bu ülke? Say, laik ve demokrat kimliğe sahip, temel hak ve özgürlükleri savunur... Irk, din, dil, mezhep ayrımcılığı yapmaz... Fazıl, Japonya’ya yerleşecek! Suçu büyük... Atın onu zindana, aklı başına gelsin!.. Fazıl Say’ın başına gelenleri yarın daha kapsamlı bir biçimde yazacağım. BDP’NİN ABD TEMASLARI ‘Kürtler özgür statüye kavuşacak’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Eşbaşkan Gültan Kışanak ve DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk’ün de aralarında bulunduğu heyetin ABD temasları başladı. Washington temaslarında konuşan Demirtaş “ Değişen Ortadoğu’da Kürt halkının kaçınılmaz olarak özgür statüye kavuşacağını” söyledi. Temaslarda bulunmak üzere 22 Nisan’da ABD’ye giden BDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak ile BDP Van Milletvekili Nazmi Gür ile Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Başkanı Ahmet Türk’ten oluşan heyeti; New York, New Jersey, New England ve Atlanta eyaletlerinin yanı sıra Kanada’dan gelen Kürtler ve partililer karşıladı. BDP Genel Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre Demirtaş, Washington temaslarının ilk gününde, kaldığı otelde kendini karşılayanlara hitaben bir konuşma yaptı. Kürtlerin yaşadığı her yerde ulusal özgürlük bilincine vardığını, değişen Ortadoğuda Kürtlerin kaçınılmaz olarak özgür bir statüye kavuşacağını savunan Demirtaş, “Kürt halkı yüzyıl önceki durumun bir daha yaşanmasına izin vermeyecektir, kendi hak ve özgürlük talebinden en az birlikte yaşadığı halkların sahip olduğu ulusal tanınma, statü sahibi olma, anadilde eğitim ve örgütlenme özgürlüğü seviyesinden geri adım atmayacaktır” diye konuştu. DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk de yaptığı konuşmada, Kürt halkının hiçbir şekilde bastırılamayan mücadelesinin Ortadoğu’da gerçek demokrasi ve özgürlüğü getireceğini, bölgenin değişim ve dönüşümü için Kürt halkının demokrasiözgürllük mücadelesi ve çözüm önerilerinin en büyük potansiyel olduğunu vurguladı. BDP heyeti, 23 Nisan günü Kuzey Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Washington Temsilcisi olan Irak Devlet Başkanı Celâl Talabani’nin oğlu Kubad Talabani’yi ziyaret etti. Görüşmede ‘Kürt Konferansı’nın yapılmasının önemine de değinildi. YDNÕW7NHWLPL Anayasa Mahkemesi’nin 50. kuruluş yıldönümü nedeniyle Kılıç, Anıtkabir’i ziyaret etti. Haşim Kılıç: Mesajımı alan aldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, geçen günlerde “Siyasetin yargıyı kuşatmasına izin vermeyeceğiz” sözünü kime ve neden söylediğine ilişkin “Herhangi bir parti gibi bir düşüncem yoktu. Ama üzerine alınması gerekenler mesajı aldı” değerlendirmesini yaptı. Kılıç, önceki akşam TBMM’deki resepsiyonda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Kendisinin Cumhurbaşkanı adayı olacağına ilişkin yazılanlarla ilgili olarak Kılıç, “Yazıları okurken gülüyorum” demekle yetindi. Kılıç, geçen günlerde Uluslararası Yargı Reformu Sempozyumu’nun açılışında, “Dün yargının siyaseti kuşatma gayretlerine karşı çıktığımız gibi bugün de siyasetin yargıyı kuşatmasına izin vermeyeceğiz” sözleri tartışma yaratmıştı. Bu sözlere Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ da “Kimsenin kimseyi kuşattığı yok” diye karşılık vermişti. Kılıç, gazetecilerin bu sözleri “kime, neden söylediğine” ilişkin sorulara, “O sözü söylerken herhangi bir parti, o parti, bu parti gibi bir düşüncem yoktu. Ama üzerine alınması gerekenler mesajı aldı. Neden söyleme gereği duyduğuma gelince, bu şimdilik bende kalsın, görevimi tamamladıktan sonra, siz de benden sıkılmazsanız bu konuda konuşuruz” diye konuştu. TSK’DEN ANITKABİR AÇIKLAMASI ‘Rakamlar artık yıllık’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anıtkabir’e giden ziyaretçi sayısının bildirilmemesine ilişkin tartışmalar konusunda açıklama yapan Genelkurmay Başkanlığı, rakamların artık yıllık olarak açıklandığını bildirdi. Günlük rakamların da tutulduğu belirtilen TSK açıklamasında, “Ata’ya ve mirasına bağlılığımız tartışılamaz” denildi. Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, kurumun internet sitesinin düzenlenmesinin, Genelkurmay Başkanlığı’nın tasarrufunda olduğu ve sitenin 12 Ocak’ta yeniden düzenlendiği kaydedildi. Site içinde bazı yeniliklerin yapıldığının belirtildiği açıklamada, “Güncellenen sitemizde, Anıtkabir ziyaretçi sayısı, Anıtkabir sitemizde yıllık olarak verilmeye başlanmıştır. Günlük ziyaretçi sayısı, tarafımızdan kayıt altına alınmaya devam edilmektedir” ifadeleri kullanıldı. Ziyaretçi sayısı ile ilgili iddialara bugüne kadar yanıt verilmesinin tek nedeninin “TSK’nin, tartışmaların içine çekilmesine fırsat vermemek” olduğunun kaydedildiği açıklamada, “TSK’nin Ata’sına ve onun mirasına bağlılığı tartışılamaz” ifadelerine yer verildi. Genelkurmay Başkanlığı, önceki gün Anıtkabir’i 91 bin 450 kişinin ziyaret ettiğini duyurdu. Anıtkabir’i 23 Nisan 2011’de 127 bin 867, 23 Nisan 2010’da ise 148 bin 418 kişi ziyaret etmişti. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear