23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 NİSAN 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Dr. A. N.Yıldız Tahincioğlu, Şanlıurfa yöresinde yüz yüze yaptığı görüşmelerle kadınların baş belası namus kavramını araştırmış. Daha sonra da doktora tezini ‘Namusun Halleri’ ismiyle kitaplaştırmış 9 ‘Kadın sadece nesne’ TACİZ DAVASINA YARGIDAN YÜRÜTMEYİ DURDURMA LEYLA TAVŞANOĞLU Ya İnsanlar da Sahte Çıkarsa “Önce Ekmekler Bozuldu” yazmıştı Oktay Akbal yıllar önce. Sonra neler bozulmadı ki... Bir zamanlar at ve eşek etinden sucuk modası vardı. Kaşar peynire patates, süte su karıştırma alışılmış bir uygulamaydı. Sonra meyvelerde, sebzelerde gereksiz derecede fazla kullanılan tarım ilaçları yüzünden kanser tehlikesi haberleri çıkmaya başladı. Rahmetli anneannem eve alınan meyve sebzeyi önce sabunlu suda bekletir, yıkar, sonra durulayıp öyle saklardı. Biz de kendisinde temizlik hastalığı var diye düşünürdük. Sonunda anneannem haklı çıktı. ??? Derken hayvanların kendileri kadar kutu gibi hücrelerde bütün gün kıpırdamadan yedirilip olabildiğince şişirildiği çiftlikler ortaya çıktı. Böylece daha fazla et daha ucuza sağlanabilecekti. O da yetmedi hormonlu etler çıktı. Hormonlu et nasıldır derken domatesin, patlıcanın, biberin de hormonlusu belirdi. Mevsimli mevsimsiz kan kırmızı domatesler, elma kadar çilekler, kirazlar ortalığı doldurdu. GDO’lu besinler, tohumlar tartışması bitmek bilmedi. Derken bir de glikoz meselesi çıktı. Çocukken hapır hupur yediğimiz ne kadar garabet varsa hepsinde katkı maddeleri, kanserojen boyalar vs. olduğu açıklandı. ??? Balın sahtesi çıktı. Peynirin sahtesi çıktı. Zeytinyağının sahtesi çıktı. İçkinin sahtesi çıktı. Salamın, sucuğun, sosisin içine ne konulduğunu bilmek imkânsız diyerek bunlardan da uzak durulması öğütlendi. “Aman beyaz et yiyin, kırmızı etten uzak durun” dediler. Geçen gün annem aradı, “Aman oğlum tavuk yeme sakın” dedi. “Niye,” dedim, “yine mi kuş gribi çıktı?” “Hayır, oğlum duymadın mı?” dedi, “tavuklar da sahte çıkmış...” Gülmeye başladım sabah sabah. Tavuktan uzak durmak bir şey değil. Ama bunca yıldır bütün bu sahte yiyeceklerle yetişen insanların durumu ne olacak? ‘Kotan’ı sürgün eden bakanlık haksız’ SELDA GÜNEYSU ANKARA Çanakkale İdare Mahkemesi, Çanakkale Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nda daktilograf olarak çalışırken Kurul Müdürü Tevhit Kekeç’in tacizine uğradığını belirterek dava açan Nejla Kotan’ın, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’ne sürülmesi hakkında “yürütmeyi durdurma” kararı verdi. Mahkeme ayrıca Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın,“Davanın selameti açısından Kotan Edirne’de görevlendirildi” ifadesinin de “somut olmadığı” hükmüne vardı. Cumhuriyet, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, Kurul Müdürü Tevhit Kekeç’in tacizine uğradığını belirterek dava açan Nejla Kotan’ı, Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’ne sürdüğünü, hakkında “taciz” davası açılan Kekeç’i ise Ma latya Müze Müdürü olarak atadığını gündeme getirmişti. Kotan, söz konusu “sürgün” için bakanlık aleyhine açtığı davayı kazandı. Çanakkale İdare Mahkemesi, söz konusu görevlendirmenin, “uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğurabileceği” gerekçesiyle “yürütmeyi durdurma” kararı verdi. ski görevine dönebilir Mahkeme, kararında, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın, İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel’in soru önergesine verdiği “Davanın selameti açısından Kotan Edirne’de görevlendirildi” ifadesini de dikkate aldı. Kararda, söz konusu ifadenin, “mağdurun aynı işyerinde çalışmasının mağduru ne şekilde etkileyeceğinin tam olarak belirtilmediğine” dikkat çekildi. Nejla Kotan, bakanlığın mahkeme kararını uygulaması durumunda eski görevine dönebilecek. E Dr. A. Nevin Yıldız Tahincioğlu genç bir akademisyen. Şanlıurfa Viranşehir’dedoğup büyüyen Tahincioğlu AÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Anabilim Dalı’ndaki doktora tezi için sadece Şanlıurfa yöresinde yüz yüze yaptığı görüşmelerle kadınların baş belası namus kavramını araştırmış. Daha sonra da doktora tezini “Namusun Halleri” ismiyle kitaplaştırmış. Tahincioğlu namus kurbanlarının yaşamlarını, kadınların namus gerekçesiyle nasıl bir hayata mahkum edildiklerini kendi ağızlarından ortaya koyuyor. Araştırmadan yola çıkarak, şimdi Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim görevlisi olan Tahincioğlu’yla bu çarpıcı söyleşiyi yapıyorum: Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde doğup büyüyen bir kız olarak çocukluğunuzdan beri kendi toplumunuzdaki kadınlara olan davranışları nasıl gözlemlediniz? N.T. Çocukluğumdan beri kendime kadınlara neden bu kadar kaba davranıldığını, neden kadınlara ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıldığını ve neden yok sayıldığını sorup duruyordum. Bakın, benim yaşadığım ilçe yüzde seksen özgürlükçü bir yerdi. O coğrafyaya aykırı olarak karma eğitimde kızların okullu olmasına çok önem veriliyordu. Buna rağmen yine de kadınların toplumdaki yerleri yok denecek kadar azdı. Mardin’e gider, orayı çok daha özgürlükçü bulurduk. Bu da muhtemelen Mardin’in çokkültürlü yapısı ve Süryanı etkisinden olsa gerekti. Ben kadınların yok sayılması, kamusal alanda gözükmemesinin sadece benim dünyamla sınırlı olduğunu sanıyordum. Ama üniversiteye başlayınca Türkiye genelinde kadınların durumunun o kadar farklı olmadığını gördüm. ‘Eşim beni aldatırsa her şeyi yapabilirim’ Özellikle Güneydoğu Anadolu yöresinde sıkça rastlanan töre cinayetlerine yaklaşımları nasıl? N.T. O noktaya gelmiyorlar ya da bunu açıkça ifade etmiyorlar. Yani adam, “Kızım bekâretini kaybederse öldürürüm” demiyor. Daha çok o noktaya eşin aldatması durumunda geliniyor. Ama bunu telaffuz eden erkekler. Kadınlar demiyor. Örneğin varoşta yaşayan birinci grup olarak adlandırdığım gruptaki kadın görüşmecim vardı. Aslında o benim görüşmecim değildi, geliniydi. Ama kadın yanımızdan ayrılmadı. Bir ara konu kocanın aldatılmasına gelince kaynana, “Bizde böyle yapan kızı asarız” dedi. Yani kadın erkek değerlerini içselleştirmiş durumda ve kendi değeri gibi söz edebiliyordu. Orta ve üst sınıf dediğim gruptaki erkek görüşmeciler ise, “Kızınız evlilik dışı bir cinsel ilişkiye girse ne yaparsınız?” sorusunu yanıtlamaktan kaçındılar. “Ben kızımı öyle eğitmedim. Onun ahlakına güveniyorum” dediler. Kadınlarsa, “Kızımı atamam ama ne yapacağımı da bilemem” yanıtını veriyorlardı. Urfalı olmayan dolayısıyla da kitapta yer almayan bir savcı görüşmeci, “Eşim beni aldatırsa ya da aldattığından şüphelenirsem her şeyi yapabilirim. Aldattığı için karısını öldüren bir adam karşıma gelse ona nasıl davranırım? Onu bilemiyorum” demişti. Yani erkeklerin geldikleri dehşet noktası bu. Temiz ahlak kriteri neye göre belirleniyor? N.T. Bir kere söze, “Temiz bir ailemiz var” diye başlıyorlar. Onlara göre temiz ailenin koşulları üniversite mezunu olmak, kariyer yapmak, maddi açıdan kendi kendine yetmek. Temiz olmayan ailenin onlara göre ne olduğunu sorduğunuz zaman, hırsızlık, adam öldürme, dolandırıcılık sayılıyor. Ama en zor ortaya çıkan veri daha derinleri deştikçe geldi. Geldikleri nokta da şuydu: “Sonuçta biz Türkiye’de yaşıyoruz. Dünyanın her yerinde kadının erkekten farklı olarak belli cinsel ahlak kodları vardır. Kadın kocasını aldatmamalıdır. Abartılı giyinmemelidir. Eş değiştirmemelidir.” adın için başka bir hayat yok’ Ankara’da ev tuttum. Ev sahibinin ilk koşulu evime erkek arkadaş gelmemesiydi. Gece sokağa çıktığımda tacizlere maruz kalıyordum. O zaman gördüm ki kadın için başka bir hayat yok. Kadın nereye giderse gitsin her türlü şiddete maruz kalabiliyor. Sonuçta hem farklılıkları hem kesişen noktaları anlatmak için bu doktora tezini yazdım. Yani çok ciddi kent soylu bir ailede bile kadınlara bu tür davranışların olabildiğini mi gözlemlediniz? N.T. Aynen öyle. Üniversitede bir hocam bana okulun beklentilerimi karşılayıp karşılamadığını sormuştu. Ben de karşılamadığını söylemiştim. Çünkü ben üniversitede özgürlükçü bir ortam bekliyordum. Oysa ataerkillik, tutuculuk, ötekini kabul etmeyip dışlama hali üniversiteye bile girmişse başka nerede yaşayabilirim korkusuna kapıldım. Doktora teziniz için 37 görüşme yaptınız. Bunlardan 18’i erkek, 19’u kadın, 11’i Türk, 18’i Kürt, 8’i Arap. Mülakatlarınızda sorulara ilginç yanıtlar alıyorsunuz. Bana en çarpıcı gelenlerden birisi ise şu oldu: “Kadından akraba olmaz ama namustur, yabancı da olmaz.” Siz bu sözü duyunca ne hissettiniz? N.T. Duyunca donup kalmıştım. Kadın gerçek akraba, gerçek kız çocuğu, gerçek kuzen olarak görülmüyor. Kadınla öyle bir ilişki kurulmuş ki kadın sadece namus olarak görülüyor. Yani soyun yeniden üreticisi, araç, asli unsur, özne değil. Kadın sadece nesne. Erkek kadınla namus ilişkisi kurduğu için yabancı gibi de göremiyor. Yabancı olarak görse baskı kuramayacak. ‘K K R İ Z LE R D EN S O N R A B İ R İ LK G E R Ç E K L EŞ T İ Cemil Çiçek’ten 23 Nisan’a ‘eşli davetiye’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ ın TBMM Başkanlığı yaptığı dönemde verdiği 23 Nisan resepsiyonunda gönderdiği “eşli” davetiye krizinin ardından TBMM Başkanı Cemil Çiçek, ilk kez aralarında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in de bulunduğu devlet protokolüne “eşli” davetiye gönderdi. Arınç, iktidara geldikleri 2002 yılında AKP’den TBMM Başkanı seçilen ilk isim olarak 2003’ün 23 Nisan bayramında TBMM’deki resepsiyon için “eşli” davetiye göndermişti. Ancak Arınç’ın eşli daveti, eşinin türbanlı oluşu nedenli büyük tartışmalara neden olmuştu. Muhalefetin türbanla ilgili eleştirileri ve türbanlı eşler nedeniyle resepsiyona katılmayacaklarına ilişkin açıklamaları üzerine Arınç gazetetecilerin, “Ne olacak” sorularına, “Şeyini şey ettiğimin şeyi olacak” karşılığını vermişti. Arınç’ın eşi, resepsiyona katılmamıştı. Ardından AKP’li TBMM başkanlarının hiçbiri 23 Nisan resepsiyonlarında “eşli” davetiye göndermedi. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, bu yıl başkanlığının ilk dönemine gelen 23 Nisan’da, TBMM resepsiyonu davetiyesini “eşli” gönderdi. 2011 yılı boyunca 30 Ağustos’tan itibaren “terör olayları ve şehitler” nedeniyle Köşk’teki ve TBMM’deki resepsiyonlar iptal edilmişti. Aleviler Erzincan’a gidiyor ? İstanbul Haber Servisi Erzincan’da Alevilere yönelik tehdit içerikli mektup gönderilmesi ve sorumluların yakalanmaması üzerine Kartal Cem Vakfı Başkanı İsmail Saçlı ve Erzincan yöre köy dernekleri temsilcileri yarın Erzincan’a giderek suç duyurusunda bulunacak. Sorumluların bulunması için 10 bin imza topladıklarını belirten Saçlı, “Tedirginliğimiz sürüyor. Adıyaman ve ardından Erzincan’da yapılan tehditlere karşı sorumluların bulunmamış olması bu kaygımızı giderek arttırıyor” dedi. ‘Erkeklerin namus bekçileri’ İyi de, bu erkekleri yetiştiren kadınların kendileri. O zaman kadın nasıl kadının kurdu olabiliyor? N.T. Evet, kadınlar gerçekten ikinci sınıf muamelesi görüyor ama bu ilişkilere kadınlar da yön veriyor. Deniz Kandiyoti’nin “ataerkil pazarlık” dediği bir kavramı var. Bu, kadınların ilişkileri, belli avantajlar elde etmek şartıyla yeniden ürettikleri kavramı. Kadın belli bir yaşa kadar erkeğin iktidarını koşulsuz kabul ediyor. Belli yaşa geldiğinde gelini, kızı oluyor. Erkek iktidarını kabul ettiği için kazandığı statüyle aynı iktidarı gelini ve kızı üzerinde kuruyor. Ben bu kadınlara “erkeklerin namus bekçileri” diyorum. Çünkü namus erkek değeri. Kadını nesneleştiren, mülkiyete dönüştüren, birey olma halini reddeden bir kavram. Peki, böyle bir kavramı kadınlar neden kabulleniyor? N.T. Çünkü böyle davranırsa saygın anne, saygın kadın oluyor. Kadının saygın olmasının tek yolu bu. Kadın cinsellikten ibaret görüldüğü için cinselliğini, saflığını koruduğu sürece erkeğin gözünde ve ataerkil toplumda saygın olabiliyor. Kadın erkekle aynı statüye sahip olamadığı için rekabete de giremiyor. Rekabet o kadınla öteki kadınlar arasında gelişiyor; öteki kadınlar üzerinden meşrulaştırıyor. Örneğin, tezimde öteki kadınlık halleriyle ilgili tartışmalar var. Bu tartışmalarda şu ortaya çıkıyor: Bir tıp doktoru görüşmecim vardı. Konuşmasına, “Bizde namus kavramı yoktur. Biz eğitimliyiz, moderniz” diye başladı. Sonra konuşmanın gelişmesi sürecinde şunları da söyleyebildi: “Bizde temiz ahlak, vicdan var. Biz kendimizi saygın hale getiriyoruz. Ama başlarında erkek olmayan kadınlar her an her şeyi yapabilirler.” ‘Cüppeli’ iddianamesi kabul edildi ? İstanbul Haber Servisi Kamuoyunda “Karagümrük Çetesi” olarak bilinen suç örgütüne yönelik operasyonda gözaltına alınan Nejat Ergin ve “Cüppeli Ahmet Hoca” lakaplı Ahmet Mahmut Ünlü’nün de aralarında bulunduğu 16 sanık hakkındaki iddianame İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. İddianamede Nejat Ergin’in serbest kaldıktan sonra Karagümrük çetesini yeniden harakete geçirdiği iddia edildi. Cüppeli Ahmet Hoca’nın da internette yayınlanan cinsel ilişki görüntüleriyle ilgili Ergin’den yardım istediği ifade edildi. ‘Nevruz’da 9 tutuklama istemi ? İstanbul Haber Servisi İstanbul’daki izinsiz Nevruz kutlamalarına katıldıkları gerekçesiyle gözaltına alınan 21 kişiden aralarında Etkin Haber Ajansı muhabiri Çağdaş Küçükbattal’ın da bulunduğu 9 kişi tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildi. “Milyonlar Adalet İstiyor İnsiyatifi” ve çeşitli dergi grupları da adliye önünde gözaltılara karşı protesto eylemi yaptı. TC ANKARA 22. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO: 2009/4727.ES Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, evsafı, Satış Şartları: Ankara ili Mamak ilçesi Şahintepeİmar Mahallesi 666. Sokak 15 kapı nolu Şehit Cumali apartmanın bulunduğu yere rastlayan imarın 36528 ada 4 parselini teşkil eden 693 m2 arsa üzerine inşa edilen 36/693 arsa paylı 2. bodrum kat 1 nolu, giriş katında: salon, antre. mutfak WC mevcut, alt katında: 3 oda banyo holden müteşekkil net: 88 m2 kullanım alanlı dubleks mesken vasıflı taşınmaz, bir borçtan dolayı açık arttırma suretiyle satılacaktır. Gayrimenkulün geniş evsafı dosyada mevcut bilirkişi raporunda açıklanmıştır. TAKDİR OLUNAN KIYMETİ: 60.000,00.TL %1 KDV Alıcıya aittir. l Satış 04/06/2012 günü saat 14.00’ten 14.10’a kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda açık arttırma sureti ile yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin %60’ı ve rüçhanlı alacaklılar varsa mecmuunu ve satış ve paylaştırma masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaz ise en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla, gayrimenkul 14/06/2012 günü saat 14.00’ten 14.10’a kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonunda ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilmemiş ise gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüchanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmaz ise satış talebi düşecektir. 2 Açık arttırmaya katılmak isteyenlerin takdir edilen kıymetin %20’si nispetinde nakit pey akçesi (TL) ya da bu miktar kadar milli bir bankanın kesin ve süresiz (Dosya numarası belirtilerek) teminat mektubunu vermeleri gerekmektedir. Satış peşin para iledir. Alıcı istediği takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Katma değer vergisi, ihale damga vergisi, alıcı adına tahakkuk edecek 1/2 tapu harcı satın alana ait olacaktır. Birikmiş emlak vergi borçları, tellaliye resmi ile satıcı adına tahakkuk edecek tapu harçları satış bedelinden ödenir. Tahliye ve teslim giderleri ihale alıcısına aittir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla, diğer ilgililerin, varsa irtifak hakkı sahipleri de dahil olmak üzere bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, faiz ve masrafa dahil olan iddialarını dayanağı belgeler ile 15 gün içinde müdürlüğümüze bildirmeleri gerekir. Aksi takdirde, hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça, paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Taşınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış bedelini derhal veya İİK. 130. maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadır. 5 Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse müddetinde parayı vermezse ihale kararı fesh olunarak, kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kim ise arz etmiş olduğu bedelle almaya razı olursa ona, razı olmaz veya bulunmazsa hemen arttırmaya çıkarılır. Bu arttırma ilgililere tebliğ edilmeyip, yalnızca satıştan en az yedi gün önce yapılacak ilanla yetinilir. Bu arttırmada teklifin İİK. 129. maddedeki hükümlere uyması şartıyla taşınmaz en çok artırana ihale edilir. İhalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedelle son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen sorumludur. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme gerek kalmaksızın İcra Müdürlüğünce tahsil olunur. 6 Şartname ilan tarihinden itibaren Müdürlüğümüzde herkesin görebilmesi için açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örnek gönderilebilir. 7 Satışa iştirak etmek isteyenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2009/4727. ES sayılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları rica olunur. 22/03/2012 (İc. İf. K. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 23348) ACI KAYBIMIZ Bakırköy Belediyesi eski meclis üyesi, Bağcılar İl Genel Meclisi Üyesi, Eğitimci ve İnşaat Mühendisi RECEP DURGUN’u kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Merhuma Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve tüm sevenlerine başsağlığı dileriz. 1989 Bakırköy Belediyesi SHP Meclis Grubu Adına Mahmut KARAKAYA, Nurettin ERTÜRK, Mustafa ÖZYÜREK, Mehmet Ali ÖZPOLAT, Necla TÜRKOĞLU, Yakup AKYÜZ, İsmail UMUT, Yervant ÖZUZUN, Aslan SARIKAYA, Seyit KÖYGÜLÜ, Selçuk BİBER, Naci ŞİMŞEK, Talat ÖZGÜNDÜZ, Şuayip VARDAR, Abdullah DİNÇ, Muzaffer GÜLÇEK, Ali Asker ASLAN, Sabahattin SARlALİOĞLU, Musa ÇULHA, Mustafa AKMAZ, Abdullah DİNÇ, Erol KARAHAN, İbrahim KÖMÜR, Ali YALÇIN NOT: Cenazesi bugün (14/04/2012) öğle namazını müteakip Bağcılar Merkez Camii’nden kaldırılacaktır. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear