16 Haziran 2024 Pazar Türkçe
İzmir Ekonomi Üniversitesi

Catalog

Months
Days
Pages
6 MART 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Balyoz davasında tanık olarak dinlenen subaylar, darbe planına dair herhangi bir şeye tanık olmadıklarını söylediler: 9 Hilmi Özkök’e sorulmalı İstanbul Haber Servisi “Balyoz Harekât Planı” davasında, darbe planı yapıldığı iddia edilen ve 57 Mart 2003 tarihinde düzenlenen seminere gözlemci olarak katılan subayların tanıklık ifadeleri tamamlandı. Eski Genelkurmay Başkanları emekli Orgeneral İlker Başbuğ ve Yaşar Büyükanıt ile Jandarma Genel Komutanı Bekir Kalyoncu’nun da aralarında bulunduğu 31 kişinin tanıklık ifadeleri 1 haftada dinlendi. Duruşmada söz alan emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık, emekli Korgeneral Hayri Güner’in de aralarında bulunduğu sanıklar, darbe planı yapıldığı iddia edilen dönemde görev başında olan eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman’ın tanık olarak Mağdur Edebiyatı Burası, her devirde, her dönemde, birilerinin yıldızının parladığı, birilerinin çile çektiği bir yer. İster askeri yönetim dönemleri olsun, ister sivil yönetimler bu durum değişmez. Değişen tek şey vardır. Yıldızı parlayanlarla, çile çekenler her devirde değişir. Tahterevalli gibi, biri iner, biri çıkar. Zaman içinde kimileri o şaşaalı günlerini geride bırakır, unutulur gider, yerine başkaları gelir. Bu coğrafyanın kaderi budur. Onun için de mağdur edebiyatı asla bitmez. ??? Bana ilginç gelen, pek çok insan gerçekten çile çekmişken, çoğu zaman gayet iyi bir hayat sürmeyi başarmış, üst katmanlardan, yüksek geliri olan insanların çıkıp “çile ve zulüm edebiyatı” yapması... Sürekli “biz o dönemde neler çektik” “bize neler yaptılar” diye televizyonlarda anlatan, gazetelerde yazan insanlar var. “12 Eylül’de biz neler çektik” diyen birini dinlerken, “Acaba neler çekti, benim bildiğim o sırada pek çok insan durduk yere hapislere atılıp işinden olurken bu arkadaş gayet ünlüydü, en iyi pozisyonlarda çalışıyordu” demekten kendimi alamıyorum. “28 Şubat bize neler yaptı” diyen bir başkasına bakıp “Acaba ben mi yaşlandım, hafızam mı beni yanıltıyor, bu arkadaş o sıralarda en lüks hayat sürenlerden, askerlerin kokteyllerinde dolaşanlardan değil miydi?” diye şaşırıp kalıyorum. ??? İşin komiği, bu edebiyatı yapanlar gerçekte zulüm gören, çile çekenler değil de tam tersine her devrin adamları... Bakıyorum öfke dolu yazılar. “Bana o zaman haksızlık yapanlar şimdi cezalarını çekecek” türünden ifadeler... Yahu sana ne haksızlık yapıldı? Ben seni tanıdığımdan beri bir elin yağda, bir elin balda yaşadın. Her devirde gemini yürütmenin bir yolunu buldun. Bu nasıl mağduriyetse hâlâ gayet iyi durumdasın. Şimdi bu devir geçse, bu arkadaşlar yine bu devrin mağduru rolüne çıkarlar, şimdi söylediklerini bir güzel unutturup yeni bir ideolojinin sözcüsü oluverirler. Doğrusu hiç şaşırmam. ? Tutuklu sanık emekli Korgeneral Hayri Güner, “Savcılık, Hilmi Özkök’ün kıta intikalleri ile ilgili emrini, rivayetlere inanmak veya Yaşar Büyükanıt’a sormak yerine bizzat emekli Orgeneral Özkök’e sormalıdır” dedi. dinlenmesi için ısrarlı taleplerde bulundu. Güner, “Savcılık makamı emekli Orgeneral Özkök’ün kıta intikalleri ile ilgili emrini, rivayetlere inanmak veya emekli Orgeneral Büyükanıt’a sormak yerine bizzat emekli Orgeneral Özkök’e sormalıdır. Bugüne kadar İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı, Başsavcı Vekili, iddianame imzaları olan savcılar, duruşma savcıları dahil 10 kişiye yakın iddia makamı personelinden hiçbirinin aklına bu gelmemiştir. İddia makamı intikallerle ilgili gerçekleri araştırmak için Genelkurmay Başkanlığı’na müracaat etmemiştir” diye konuştu. Tutuklu sanık eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık da emekli orgenerallerin tanık olarak dinlenmesi konusunda şunları şöyledi: “365 sanığın ortak talebinini söylüyorum. 2 komutanın mutlaka gelmesi gerekir. Harp okuluna girenler ‘ölüme kadar beraberiz’ yemini ederler.” Davanın 82. oturumunda dinlenen tanıklar ise seminerde “hukuk dışı” bir unsur gözlemlemediklerini söylediler. Tanık Doğan Arslan, albay rütbesiyle Kara Kara Kuvvetleri Komutanlığı Lojistik Başkanlığı’nı temsilen seminere 3 gün boyunca gözlemci olarak katıldığını belirterek, “Seminerde hukuka aykırılık ya da rutinin dışına çıkıldığını hissetmedim” diye ifade verdi. Kara Kuvvetleri Komutanlığı adına albay rütbesiyle semineri gözlemci olarak izleyen Süleyman Taş, “Seminere Kara Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı’nda görevliyken katıldım. Benim açımdan Koordinatör Şube Müdürlüğü’ne rapor edilecek bir husus görmedim” dedi. Başkan Diken de “Bugün dava konusu seminerin yıldönümü olması ilginç bir tesadüf. Denk gelmiş, zamanın bir akımı var. Böyle bir denk gelme” diye konuştu. Tümgeneral İhsan Balabanlı söz alarak “Biz bu sorunun cevabını Haziran 2011’de vermiştik. Burada geçenler askeri terimlerdir” dedi. Balyoz davasında tanık dinleme aşaması öğleden sonra tamamlanarak “delillerin değerlendirilmesi”ne geçildi. Davanın dünkü oturumunda darbe planlarının yapıldığı iddia edilen seminerin 1 saat 20 dakikalık ses kaydı dinlendi. Kayıtlarda davanın 1 No’lu sanığı dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan’ın açılış konuşması ve diğer komutanların sunumları yer alıyor. Avukat Hüseyin Ersöz ise söz alarak davada 48 sanığın seminere katıldığına dikkat çekerek, “Oysa dijital kayıtlar tüm sanıkları ilgilendiriyor. Delillerin incelenmesinde dijital kayıtlara öncelik verilmesini talep ediyoruz” diye itiraz etti. Perinçek’in avukatları usule itiraz etti. Gizli tanık devlet adına çalıştığını söyledi PENDİK BELEDiYESİ ‘Önce JİTEM sonra MİT’ HATİCE TUNCER Birinci Ergenekon davası 1 buçuk aylık aradan sonra tartışmalı başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi yerleşkesi yanındaki küçük duruşma salonunda görülen davanın dünkü 215. duruşması olaylı geçti. Başkan Hasan Hüseyin Özese’nin duruşmaya “Gizli tanık Kıskaç’ın dinlenmesiyle devam edilecek” sözleri üzerine Perinçek’in avukatı Mehmet Cengiz, 5 dakikalık söz alarak, “Gizli tanık Kıskaç’ın, Perinçek’in yokluğunda dinlenmesi usule aykırıdır. Meslektaşım Hasan Basri Özbey’e verilen ceza da usule aykırıdır” diye itiraz etti. Başkan Özese’nin “Süreniz doldu” sözleri üzerine avukat Cengiz, “Bu durumda reddi hâkim talebinde bulunuyorum. Burada yapılan yargılama değildir” dedi. Perinçek’in avukatlarından Ceyhan Mumcu da, “72 yaşında hukukçuyum. Hiçbir mahkemede tanığın bir kâğıttan ifadesini okumasına izin verildiğine rastlamadım” diye konuştu. Duruşmaya kısa bir ara verildikten sonra mahkeme, “Perinçek ve Özbey’e verilen men cezalarının usul ve yasaya uygun” olduğu gerekçesiyle avukatın talebini reddetti. Avukat Cengiz ise “Bu koşullar altında avukatlık yapamam” diyerek duruşmadan çıktı. Gizli tanık Kıskaç, ifade verdiği 26 Ocak 2012 tarihinden sonra Aydınlık gazetesinin “kendisine verilen yazılı bir kâğıttan ifadesini okuduğu” şeklinde iftira attığını savundu. Kıskaç, “Mahkeme benim elime yazılı bir şey vermemiştir” dedi. Sesi ve görüntüsü bozularak salona yansıtılan ifadesinde önce JİTEM daha sonra MİT adına çalıştığını belirten Kıskaç, 90’lı yıllarda cezaevindeyken idarede mektup okuma komisyonunda görev yaptığını anlattı. Özdemir Sabancı cinayetinin arkasında Ergenekon’un bulunduğunu iddia eden Kıskaç, “Sabancı suikastının olduğu dönemde Sabancı Center Güvenlik Müdürlüğü’nü emekli Tümgeneral Öner Pehlivanoğlu yapıyordu. Pehlivanoğlu, Veli Küçük’ün bir numaralı arkadaşıdır” dedi. Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastına ilişkin de iddialarda bulununan gizli tanık, İkinci Ergenekon davasında tahliye edilen sanık Osman Gürbüz tarafından tehdit edildiğini öne sürerek, cinayeti Gürbüz’ün işlediğini savundu. JİTEM’e ilişkin de beyanlarda bulunan gizli tanık, “JİTEM’i Teoman Koman ve Aydın İlter kurdu” dedi. Susurluk kazasında ölen Abdullah Çatlı’nın da öldürüldüğünü savunan Kıskaç, “Çatlı’nın kafasının ortasında yarık vardı, arabanın sol tarafının dışında yerde oturur vaziyetteydi. Bu fotoğrafı JİTEM çekti” dedi. CHP’den yolsuzluk iddiası İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, AKP’li Pendik Belediyesi’nin 2010 yılı “23 Nisan Uluslararası Çocuk Festivali Stadyum Konserleri, 12. Uluslararası Pendik Festivali ve Pendik Açık Hava Günleri” organizasyonu işi ihalesi sırasında 1 milyon 330 bin TL’lik yolsuzluk yapıldığını iddia etti. Salıcı, CHP Pendik Belediye meclis üyelerinin konu ile ilgili suç duyurusunda bulunduğunu, savcılığın da bu konuda 1.5 yıldır işlem yapmadığını ileri sürerek, “Savcılık, belediye hakkında İçişleri Bakanlığı’ndan izin alınması geriktiğini belirterek 1.5 yıldır inceleme başlatmadı. İktidar tarafından bilinçli şekilde CHP’li belediyelere karşı yürütülen itibarsızlaştırma politikasına karşılık, savcılar AKP’li belediyelerle ilgili üç maymunu oynamaktadır” dedi. CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, CHP Pendik İlçe Başkanı Halit Temiz ve meclis üyeleri dün Pendik Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddialarıyla ilgili CHP İlçe Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi. İhale yolsuzluğunun 14 Nisan 2010 tarihinde gerçekleştirildiğini kaydeden Salıcı, “Söz konusu ihaleyi bir firma kazanmasına karşı, Pendik Belediyesi’nin kuruluşu olan ve yönetim kurulunu belediye başkanı ile belediye başkan yardımcılarından oluşan Pentaş’ın itirazı üzerine ihale iptal edildi. Bunun üzerine davet usulü ile açılan yeni ihaleyi organizasyon işi ile ilgisi olmayan Hazer İnşaat firması kazanmıştır” dedi. Hazer İnşaat firmasının daha önce böyle bir organizasyon yapmadığını ve yeterlik belgesi olmadığını ileri süren Salıcı, savcılığın da 1.5 yıl sonra olayı “edimin ifasına fesat karıştırma” şekline dönüştürdüğünü kaydedetti. CEZAEVİNE GİDERKEN KAÇTI ‘Savunma yapmanın anlamı kalmadı’ Birinci Ergenekon davasında İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in 16 duruşma ve avukatı ile İP Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey’in esas hakkındaki savunmalara kadar duruşmalardan men edilmesi avukatların tepkisine neden oldu. Perinçek’in ve davada yargılanan İşçi Partililerin avukatları Silivri Cezaevi yerleşkesi önünde basın açıklaması yaptılar. Perinçek’in avukatı Ceyhan Mumcu, “Bir ilke tanıklık etmekteyiz. Millet ve devletin kurulduğu ilk çağlardan bu yana savunma böyle saldırıya uğramamıştı” dedi. Perinçek’in savunmaları nedeniyle aldığı cezanın 23 yılı bulduğunu ifade eden Mumcu, “Bu cezalar 40 yıla kadar varacak. Artık mahkemelere savunma olarak girmenin bir anlamı kalmadı. İddia ve hükmü baş başa bırakıp savunmanın davaya girmemesinden yanayım. Dünyaya savunma adına SOS veriyorum” diye konuştu. Ankara Barosu Yönetim Kurulu üyesi ve Özbey’in yetki belgesini devrettiği avukat Erol Aras ise avukatların duruşmalardan men ve hapis cezası tehdidi altında olduğunu ifade ederek “Artık gitgide her aşamada bir adım daha öne giderek külliyen savunma mesleğine yönelik tehdit korkusuzca, fütursuzca mahkemenin celseden sonra verdiği ara kararlarıyla artık ortadan kalkabilmektedir” dedi. Polis kurşunuyla başından vuruldu İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Aydın’da duruşma çıkışı cezaevine götürülmek istenirken kaçmaya çalışan Mahir Zorbey Demirkaya adlı kişi, kendisini kovalayan polisin silahından çıkan kurşunla yaşamını yitirdi. Polis M.S, ayağının yere takılması sonucu silahın ateş aldığını öne sürdü. Edinilen bilgiye göre, Erzincan’da vatani görevini yaptığı sırada hava değişimi alan ve geri dönmeyen Demirkaya hakkında askeri mahkeme tarafından yakalama kararı çıkartıldı. Aydın’da yakalanan Demirkaya’nın, yaşı küçük çocuğu alıkoymaktan hakkında kesinleşmiş 10 ay hapis cezası olduğu öğrenildi. Çıkarıldığı mahkemede cezası yüzüne okunan Demirkaya, adliye çıkışında annesi Şükran Yükselen Canbazoğlu’yla vedalaşmak istedi. ABD askerlerine protesto NURPERİ DEĞİRMENCİ BODRUM Bodrum’da demirleyen ABD Donanması’na ait “USS The Sullivans” savaş gemisinden çıkan ABD’li askerler, önceki gün öğle ve akşam saatlerinde Türkiye Gençlik Birliği (TGB) üyeleri tarafından protesto edildi. Askerlerin başına çuval geçirmek isteyen protestoculardan 11’i önce gözaltına alındı sonra serbest bırakıldı. Arbedenin ardından açıklama yapan TGB üyesi Sefa Parlak, “Türkiye’nin neresinde olursa olsun ABD askerinin başına çuval geçirmeye hazırız. Atatürk’ün gençleri ve askerleri olarak ABD’li askerlere karşı bu tür eylemlerimizi giderek arttıracağız” dedi. Yaklaşık 100 ABD askeri, yaşanan olayın ardından iskelede demirli gemiye döndü. Annesine sarılıp koştu Polis ekiplerince kelepçesi çıkartılan Demirkaya, annesine sarıldıktan sonra kaçmaya başladı. Bunun üzerine polisle arasında kovalamaca başlayan Demirkaya, Bedesten Çarşısı Ayakkabıcılar Sokağı’nda polis memuru M.S’nin silahından çıkan kurşunla başından vuruldu. Aydın Devlet Hastanesi’ne götürülen Demirkaya, kurtarılamadı. Havaya ateş ederken ayağının yere takıldığını savunan M.S. gözaltına alındı. T.C. KIRŞEHİR (SULH HUKUK MAH.) SATIŞ MEMURLUĞU TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2011/40 Satış Aşağıda cinsi, mevkii, miktarı yazılı taşınmazların İİK. hükümleri uyarınca açık artırma sureti ile umum arasında Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesi kaleminde 18.06.2012 tarihinde belirtilen gün ve saatlerde 1. satışı yapılacaktır. Aynı gün alıcısı çıkmaz veya teklif edilen fiyat muhammen bedelin % 60’ını karşılamaz ise aynı yer ve saatlerde 28.06.2012 tarihinde 2. satışı yapılacaktır. Bu satışta muhammen bedelin %40’ını karşılamak sureti ile en çok artırana ihale yapılacaktır. Taşınmazın Yeri: Cinsi: AdaParsel: Miktarı: Muhammen Bedeli: Satış Saati : Kırşehir Yenice Mah. Arsa 117/21 520 M2. 39.000,00 TL 13.3013.40 Kırşehir Yenice Mah. Arsa 1321/5 460 M2 92.000,00 TL 13.4013.50 Kırşehir Yenice Mah. Arsa 1755/3 517 M2 103.400,00 TL 13.5014.00 1 Satış peşin para ile olup, talep halinde alıcıya 10 güne kadar yasal süre verilir. 2 Satışa iştirak etmek isteyenlerden %20 teminat alınacaktır. Paydaşların paylarının bu bedeli karşılamaması halinde onlardan da ilave teminat alınarak %20’ye ulaştırılacaktır. 3 Taşınmazlardan 117 ada 21 parsel imar artığı kadastro parselidir. 1321 ada 5 parsel ile 1755 ada 3 parseller ise belediye sınırları ve imar planı içerisinde blok nizam 5 kata müsaadeli konut alanında kalmakta olup, inşaat alanı ise arsa metrekaresinin en fazla %40’ıdır. 4 Taşınmazların tamamı boş durumdadır. 5 Satışta damga vergisi, tellaliye ücreti, tapu masrafları ve %18 KDV alıcıya aittir. 6 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililere (*) taşınmazlar üzerindeki her türlü hak iddialarını belgeleri ile birlikte 15 gün içerisinde satış memurluğuna bildirmezlerse, hakları tapu siciliyle sabit olmadığı takdirde satış bedelinin paylaştırılmasından hariç kalacaklardır. 7 Şartnamesi ilan tarihinden itibaren açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve kabul etmiş sayılacakları, daha fazla bilgi almak isteyenlerin memurluğumuzun 2011/40 satış sayılı dosyasına müracaatları, kendilerine tebligat yapılamayan ROSWİTHA KILIÇ, TAMARA MARİA TÜLAY KILIÇ ile umuma ve sair tüm ilgililere ilanen tebliğ olunur. 06.02.2012 (*) İlgililer tabirine irtifak lıakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 10016) 01.01.2000 tarihinde verilmiş olan 04647 no’lu sarı basın kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. Fikret Hakan Çelik C MY B C MY B
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear