Catalog

SAYFA CUMHURİYET 27 MART 2012 SALI 8 HABERLER Umuda erteleme Adli Tıp’ın cezaevinde kalabileceği yönünde rapor verdiği ağır kalp hastası mahkum Fatma Tokmak’ın oğluna kavuşma hayali ‘bir başka bahara’ kaldı HİLAL KÖSE Pozantı Cezaevi’nde “taciz, tecavüz ve kötü muameleye” maruz kaldıkları anlaşılan çocuklar Sincan Cezaevi’ne nakledilmişti. Mahkum Toprak cezaevinde girdiğinde 2.5 yaşında olan Azat, şu anda 17 yaşında ‘annesiz’ bir genç. PKK davası hükümlüsü, kalp hastası Fatma Tokmak’ın 17 yaşındaki oğluna kavuşma hayali bir başka bahara ertelendi. Adli Tıp, müebbet hapis cezasına mahkum edilen Tokmak’ın cezaevi şartlarında infazına devam edilebileceğini bildirdi. Tokmak’ın infazın ertelenmesi yönündeki talebi bu rapor nedeniyle reddedildi. Fatma Tokmak, 1996 yılında 2.5 yaşındaki oğlu Azat’la birlikte misafirliğe gittiği evde, İstanbul’da gözaltına alındı. İstanbul Terörle Mücadele Şubesi’nde 15 gün boyunca oğluyla birlikte tutuldu. Gözlerinin önünde taciz edilen oğlunun ellerinde, sırtında sigara söndürüldü. Kendisi de elektrik, askı dahil türlü işkenceden geçti. Türkçe ve okuma yazma bilmediği için kendini savunamayan Tokmak, PKK üyesi olarak faaliyet yürüttüğü iddiasıyla tutuklandıktan sonra, 3.5 yıl yargıç karşısına çıkarılmadı. 9 yıl tutuklu yargılandığı davada, ilerleyen kalp hastalığı nedeniyle 2006 yılında tahliye edildi. Dışarda, yaşlılara ve hastalara bakıcılık yaparak geçimini sağladı. Oğlu Azat’la yeni bir yaşam kurmuştu ki mahkemenin verdiği müebbet hapis cezası Yargıtay’da onaylanınca, 2010 yılında yeniden cezaevine gönderildi. Tokmak’ın avukatları, 2010 yılı Kasım ayında, hastalığının ölüm riski taşıması nedeniyle infazın ertelenmesi talebiyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. 2005’te kalp hastalığı tespit edilen Tokmak’ın cezaevinde sık sık solunum aletine bağlandığını, hayatının tehlikede olduğunu anlattılar. Savcılık, Temmuz 2011’de Tokmak’ı İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk etti. 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nca 16 Mayıs ve 13 Temmuz 2011’de muayene edilen Tokmak’ın romatizmal kalp kapak hastalığının bulunduğu belirtildi. Raporda, Tokmak’ın anayasanın 1042b maddesinde belirtilen sürekli hastalık, sakatlık ve kocama hali kapsamında değerlendirilmediği, düzenli diyet, te davi ve poliklinik kontrollerinin sağlanarak cezaeve şartlarında infazına devam edilebileceği ifade edildi. Tokmak’ın avukatı Eren Keskin, “Fatma gerçekten suçsuz. Hiçbir şekilde ilişkisinin olmadığı bir olayla ilgili başkalarının verdiği işkenceye dayalı ifadeler nedeniyle, hukuksuz bir biçimde yargılandı. İçeriğini bilmediği bir ifadeye parmak bastı. Mahkemede, cezaevinde öğrendiği sınırlı Türkçeyle kendini savunmaya çalıştı” diyor. Tokmak’ın oğluna yapılan işkencenin İstanbul Tabip Odası ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nca (TİHV) belgelendiğini anımsatarak Adli Tıp’ın işkencenin tarihinin belli olmadığı yönündeki raporu nedeniyle işkencecilere dava açılmadığını anımsatıyor. Keskin, Tokmak’ın gördüğü işkenceler nedeniyle yakalandığı hastalığın, hayatını tehlikeye soktuğunu da vurguluyor. ‘Fatma’yı bırakmayacağız’ ‘Çocukları ‘Pozantı’yla tehdit ediyorlar’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Pozantı Cezaevi’nde “taciz, tecavüz ve kötü muamele” mağduru olan çocukların, nakledildikleri Sincan Cezaevi’nde de “kurallara uymamaları” durumunda “Sizi Pozantı’dakilerin koğuşuna götürürler” diye tehdit edildiği iddia edildi. BDP Genel Başkan Yardımcısı Meral Beştaş Danış ve avukatlardan oluşan bir heyet, 1721 Mart günleri arasında Pozantı’dan Sincan Cezaevi’ne nakledilen çocuklarla bire bir yaptıkları görüşmelerle ilgili hazırladığı raporu kamuoyuna açıkladı. BDP’lilerin raporunda, bazı çocuklar, Sincan Cezaevi’nde de bazı askerlerin kendilerine “yemek vermedikleri”nden yakınırken bazı çocuklar Pozantı olayının basına yansımasının ardından, cezaevi yönetiminin kendilerine “iyi davrandığını” söyledi. ile ifadelerinin alındığını, eşyalarının kendilerine verilmediğini, paralarının da olmaması nedeniyle ihtiyaçlarını alamadıklarını” anlattığını kaydetti. Beştaş, çocukların anlatımlarının birbirlerini doğruladığını öne sürdü. Beştaş, “Pozantı’dan çıkışları, cezaevi rengi araçları ve bütün sürecin bilinmesini istiyoruz. Çocukların gerçek dışı beyanda bulunması için bir neden yok. Sincan’daki uygulamalar için de geç kalınmamalı” dedi. Cemil Çiçek’e ‘tutuklu milletvekili’ sorusu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e “tutuklu milletvekillerini neden cezaevinde ziyaret etmediniz” diye sordu. Kart, 8 milletvekilinin tutuklu bulunduğunu sağlık durumlarının kötü olduğunu belirterek, “Hükümetin yaratmış olduğu korku ve baskı ikliminin ve devamında da bağımlı yargı ilişkisinin bu süreçte temel etken olduğu kanısındayız. Milletvekillerinin tutuklu olarak yargılanmasından rahatsız olması gereken TBMM Başkanlığının ise bugüne kadar hiçbir ciddi ve somut refleks ve tavrın içinde olmadığı görülmektedir” görüşünü dile getirdi. Kaza nedeni teknik arıza ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Afganistan’da düşen ve 12 askerin şehit olduğu helikopter kazasıyla ilgili TSK’den yapılan açıklamada “Bulgulara göre helikopter teknik arıza nedeniyle düştü. Enkaz parçaları Türkiye’ye getirildi, teknik inceleme başladı” denildi. TSK’den yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi: “Afganistan’da Kabil Bölge Komutanlığı emrinde bulunan ve 16 Mart 2012 tarihinde görev uçuşu esnasında kazakırım geçiren askeri helikopterimiz ile ilgili olarak incelemelerde bulunmak üzere olay mahalline giden 12 kişilik kazakırım heyetimiz yurda dönmüştür. Elde edilen ilk bulgular, helikopterin teknik bir arıza nedeniyle kazakırıma uğradığı yönündedir. Helikopter enkazı ile ilgili parçalar Türkiye’ye getirilmiş ve teknik incelemelere başlanmıştır. Teknik incelemelerin tamamlanmasını müteakip hazırlanacak rapor, kamuoyunun bilgisine sunulacaktır.” Taciz sürüyor BDP’nin raporunda, görüşülen çocukların Pozantı’daki yaşadıklarını ve gördüklerini “çok ayıp” diye nitelendirdikleri ve anlatamayacaklarını söyledikleri ifade edildi. Raporda artık yapılan eziyet nedeniyle bazılarının “canına tak ettiği” ve “kapıya çıkmaya kalkıştığı” belirtilirken, “Kapıya kalkışma” deyimi şöyle açıklandı: “Bu tacizlerin (kendisi ısrarla taciz kelimesini kullanıyor) bazen o kadar çok arttığını, tacize uğrayan bazı arkadaşlarının kapıya bile çıkmaya kalkıştığını ifade ediyor. Anlamını sorduğumuzda şöyle diyor; ‘eğer ezinti yapılan kişinin artık canına tak ederse, kendisine ezinti yapana posta koyar ya da o uyurken jilet atarak ya da sıcak su dökerek üzerine onun canını yakar, artık orada barınamayacağını da bildiğinden kapıya gider ve gardiyanlara kendisini almasını söyler.” ‘Durumları kötü’ BDP’lilerin raporuna göre, siyasi tutuklu olan 6070 çocuğun Sincan’a, “kliması bozuk” araçlarla sevk edildiği belirtilirken bazı çocuklar, yaşananları protesto etmek için nakilden 3 gün sonra açlık grevi yaptıklarını bildirdi. BDP’li Beştaş, çocukların, cezaevi yönetiminin sürekli kendilerini “adli mahkumların yanına vermekle tehdit ettikleri”nden yakındıklarını belirterek “Sincan’da yapılan duruşmalarda yanlarında avukat olmadan telekonferans sistemi Katliam sanığı iade edilemiyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanlığı’nın, Sivas katliamı sanıklarından Vahit Kaynar’ın Polonya’dan Türkiye’ye iadesine ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdiği yazıda, “Polonya Başsavcılığı’nın, Kaynar’ın Polonya’da bulunmaması nedeniyle iade işleminin gerçekleştirilemeyeceğini bildirdiği” kaydedildi. Yazıda, Kaynar’ın “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezasının infazı amacıyla kırmızı bültenle arandığı belirtilerek, “Dışişleri Bakanlığı’ndan alınan 29 Şubat 2012 tarihli yazıda, Polonya Başsavcılığı’ndan alınan 16 Şubat 2012 tarihli yazıya atfen, adı geçenin Polonya’da bulunmaması...” denildi. ÇORUM CEZAEVİ’NDE GARDİYAN TERÖRÜ Erdal Eren’in ailesi 12 Eylül davasına müdahil olacak Hesap soracaklar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 17 yaşındayken darbeciler tarafından yaşı büyültülerek idam edilen Erdal Eren’in ağabeyi Erkan Uğur Eren, “Asmayalım da besleyelim mi?” diyen Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’dan hesap sormak için 12 Eylül davasına katılma başvurusunda bulundu. Darbe döneminde idam edilen isimlerden Ramazan Yukarıgöz, Mustafa Özenç, Necati Vardar ile işkence sonucu ölen Behçet Dinlerer ve Zeynel Abidin Ceylan’ın aileleri de mahkemeye müdahillik dilekçesi verdi. Evren ile Şahinkaya’nın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle 4 Nisan’da yargılanmaya başlayacağı 12 Eylül davasına katılma talepleri sürüyor. Devrimci 78’liler Federasyonu’nun avukatı İlyas Danyeli, 6 kişi adına Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. Dilekçelerde, bütün ölümlerden Evren ve Şahinkaya’nın sorumlu olduğu vurgulandı. Ağabey Selami Dinlerer adına verilen dilekçede ise kardeşi Behçet Dinlerer’in darbeden sonra Ankara’da gözaltına alınıp sistemli ve yoğun olarak yapılan işkence ile öldürüldüğüne dikkat çekildi. Sa ‘Alevi mahkuma baskı yapılıyor’ ALİ AÇAR ‘Geçmişte hayır diyenler onlardı’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, “Bugün, Afganistan’a koşar adım gitmemiz gerektiğini söyleyen siyasetçiler, bundan 10 yıl önce TBMM’de gitme olayına açıkça hayır oyu vermişlerdir” dedi. Bayraktutan, “hayır” diyenler arasında Abdullah Gül, Salih Kapusuz, Abdülkadir Aksu, Faruk Çelik, Sadık Yakut ve Bülent Arınç’ın da yer aldığına dikkat çekti. Bayraktutan, dün parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, Türk askerinin Afganistan’da bulunmasına ilişkin olarak iktidar temsilcilerinin açıklamalarına tepki gösterdi. Doktor raporu nıkların yapmış olduğu darbeyle birlikte Türkiye’nin bir işkence ülkesine dönüştürüldüğünü belirtilen dilekçede, Tıp Fakültesi Hastanesi Dahiliye Kliniği’nde görevli Asistan Dr. Ayşe Kars’ın işkencede durumunun ağırlaşması üzerine hastanaye kaldırılan Dinlerer’in duruma ilişkin Askeri Savcı Nuretin Soyer’e verdiği ifadede şunları söylediğini aktarıldı: “...Hastanın alt dudağı şişmiş, dişlerinin arkası kanamalı, gözünün altında ekimoz ve sağ kolunun şiş olduğunu gördüm. Anüs çevresinde morluklar bulunuyordu ve penisinde 1 cm. çapında kabuklu yara göze çarpıyordu. Ağrılarının şiddetinden dolayı zaman zaman bağırıyordu.” 2006’da işlediği bir cinayet nedeniyle Çorum L Tipi Cezaevi’nde yatan Engin Erdem’in eşi Gülnur Erdem, cezaevinde gardiyanların Alevi ve Kürt kökenli mahkumlara baskı uyguladığını öne sürdü. Eşinin cezaevindeki baskıya dayanamadığı için açlık grevine başladığını kaydeden Erdem, “Eşim 15 Mart’tan bu yana açlık grevi yapıyor. ‘Burada ya birisini öldüreceğim ya da canıma kıyacağım’ diyor. Eşimin can güvenliğinden endişe duyuyorum” dedi. İddiaya göre cezaevinde yapılan aramada koğuşunda herhangi bir suç unsuru bulunmamasına karşın Erdem’e Alevi olduğu gerekçesiyle gardiyanlar tarafından baskı uygulanmaya başlandı. Engin Erdem’in eşi Gülnur Erdem, cezaevinde gardiyanların kendilerine göre bir yapılanma içine girdiğini, kendi inanç ve siyasi düşüncesine uymayan mahkumlara baskı uyguladığını öne sürdü. ‘Dilekçesini yırttılar’ Eşinin birçok defa şikâyette bulunduğunu, ancak gardiyanlar tarafından dilekçesinin yırtılıp atıldığını belirten Erdem, eşinin iç çamaşırına saklayarak verdiği mektupta yaşananları anlattığını söyledi. TÜRK ORDUSU VE EŞCİNSELLER BELGESELİ SBS’ye başvuru süresi uzatıldı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 23 Mart’ta sona eren Seviye Belirleme Sınavı’nın (SBS) son başvuru tarihini 4 Nisan’a kadar uzattı. MEB’ten yapılan açıklamada SBS, Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı ile Polis Koleji Sınavı başvurularının 23 Mart’ta sona erdiği belirtildi. Açıklamada, “Başvuru süresi içinde işlemlerini yaptıramayan çok sayıda öğrencinin olduğu belirlenmiştir. Mağduriyetin önlenmesi amacıyla 26 Mart 4 Nisan 2012 tarihleri arasında mesai bitimine kadar ek başvuru süresi verilmiştir” denildi. CHP’li Tanal: Denizler’in idam hükmü kalksın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın Ölüm Cezalarının Yerine Getirilmesine Dair Kanun’un yürürlükten kaldırılması için yasa önerisi verdi. Yasa önerisinin gerekçesinde “kimseyi öldürmemiş, yaralamamış olan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın anayasayı zorla değiştirme suçlamayısıyla Meclis tarafından yanlış ve siyasi bir kararla idam cezalarının infaz edildiği” vurgulandı. Gerekçede “Tekif ile itibarlarının iadesi amaçlanmamaktadır. Gezmiş ve arkadaşları, tam bağımsız Türkiye için mücadele etmiştir. Onların zaten bu toplumda çok iyi bir itibarları vardır” denildi. Mustafa Özenç’i anmak da suç sayıldı SAVAŞ KÜRKLÜ Pembe tezkere BBC’de Haber Merkezi Emre Azizlerli’nin çektiği, Türk ordusu ve eşcinselleri konu alan “Pembe Tezkere” (The Pink Certificate) adlı belgesel BBC World’de yayımlandı. “Pembe Tezkere” adlı belgeselde Türk ordusunun, eşcinselleri eşcinsel olduklarını ispatlamaya zorladığı ileri sürülürken Türk ordusunun eşcinsellerden talep ettiği iddia edilen kanıtlara da vurgu yaparak, birinden “kadın gibi giyinerek çektirdiği bir fotoğraf” başka birinden ise “bir başka erkekle cinsel ilişkiye girdiği bir fotoğraf” istendiği belirtildi. Belgeselde, “Türk erkekleri sadece hasta, engelli ya da homoseksüel olduklarında zorunlu askerlikten kaçabilirler. Ancak homoseksüel olduğunu kanıtlamak küçük düşürücü, sıkıntı çektiren bir iş” deniliyor. Belgeselde, emekli General Armağan Kuloğlu’nun ordudaki açık homoseksüel erkeklerin “disiplin problemleri” yaratacağını söylediğini ileri sürdü. ADANA Adana’da 12 Eylül askeri darbesinin ardından 20 Ağustos 1981’de idam edilen Devrimci Yol (DevYol) Mustafa Özenç’i anma etkinliğine katılan 34 kişi hakkında “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan dava açıldı. Adana’da 29 kişi 31 Mayıs’ta hâkim karşısına çıkacak. Eyleme Mersin’den katılan 5 kişi için açılan dava ise Mersin’de 4 Nisan’da görülecek. 12 Eylül referandumu öncesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da grup toplantısında, darbenin ardından idam edilen Erdal Eren, Necdet Adalı ve Mustafa Pehlivanoğlu’nu ağlayarak anmıştı. C MY B C MY B