23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 27 MART 2012 SALI kultur@cumhuriyet.com.tr 16 KÜLTÜR İnsanlığı sürekli olarak uyarmayı görev bilen Dünya Tiyatro Günü bildirilerinin tarihine yolculuk Sahneden insanlığa çağrı yazdığı 1969 yılı bildirisinde ise tiyatronun ilericidevrimci niteliği vurgulanmaktadır. Uygarlıktan ilkelliğe Batı ülkelerinde “aydınlanmacı duruş” bağlamında “çifte standart” uygulanageldiğini tarih pek çok kez göstermiştir, göstermektedir. “Aydınlanma” sürecini bizden çok daha önce gerçekleştirmiş olan bu ülkeler tarafından oluşturulan Dünya Tiyatro Günü için ünlü tiyatro insanları tarafından 1962’den bu yana yazılmış bildiriler, Peter Brook “tiyatro sanatı”nın “aydınlanmacı duruş”un önde gelen savunucusu olarak kurumlaştığını gösterir. Gelişmiş Batı ülkelerinin sorumlusu Bertolt Brecht olduğu I. ve II. Dünya Savaşı tiyatrocuEugene Ionesco ları öylesine düş kırıklığına uğratmıştır ki Dünya Tiyatro Güve her zamankinden çok, nü bildirileriyle insanlığı sürekli insana barış dolu bir ‘bu? Tiyatronun ilerici gücünün devlet gücüyle bastırılmaya kalkışılması olarak uyarmayı görev bilmişgün’ ile insanın insan için Ionesco tarafından 1976 bildirisinde şöyle eleştiriliyor: “Politikanın lerdir. Tiyatroya ağır bir sorumyardım, dayanışma kaynakuruntulu, temelsiz düşünceli kimseleri, tiyatroyu ellerine geçirmek ve ğı olacağı dostluk dolu bir luluk yükleyen uyarılardır bunonu kendi amaçları için araç gibi kullanmak istemişlerdir. Toplumun lar. Bu uyarıların bir bölümünü gelecek hazırlamaktır.” sizlerle bir kez daha paylaşmaWeigel’in “barış” özlemiyapma bir üstün kuruluşudur devlet. Toplum değildir. Politika nın zamanı gelmiştir. ne, Miguel Angel Asturias adamları tiyatro sanatının hizmetinde olmalıdırlar.” 1967 yılı bildirisinde, Bertolt imzasını taşıyan 1968 yılı Brecht’in eşi ve Berliner Enbildirisinde “(...) kardeşi semble’ın ünlü oyuncusu Helekardeşe öldürten savaşlara, ladıktan sonra, tartışmasını şöyle sürdürüna Weigel, “tiyatro ve tiyatroya yakın insanın yok edilmesine, ırk kırımına ve yordu: “Bizler, tiyatro insanları, kendisanatların, insan topluluklarına karşı insanları ortadan kaldırmanın bir başka mize özgü araçlarla dünyamızı yaşanaüstlerine aldıkları görev ve sorumlulukbiçimi olan ekonomik tıkanıklığa karşı bilir bir duruma getirmeye çalışıyoruz. lara yeterince önem vermediğini” vurguçıkma” çağrısı eklenir. Peter Brook’un Tiyatro ile ilgilenmemizin anlamı, yine Tiyatronun ilerici gücünün devlet gücüyle bastırılmaya kalkışılması Eugene Ionesco tarafından 1976 bildirisinde şöyle eleştiriliyor: “Politikanın kuruntulu, temelsiz düşünceli kimseleri, tiyatroyu ellerine geçirmek ve onu kendi amaçları için araç gibi kullanmak istemişlerdir. (...) Toplumun yapma bir üstün kuruluşudur devlet. Toplum değildir.(...) Politika adamları tiyatro sanatının hizmetinde olmalıdırlar. Bütün çabaları, tiyatro sanatının özgür gelişmesini sağlamak olmalıdır.” Bertolt Brecht, Dünya Tiyatro Günü oluşturulmadan önce ölmüştü. Bu nedenle bir tiyatro bildirisi yok. Ancak Helena Weigel 1967 yılındaki bildirisinde Brecht’in sözlerine de yer veriyor. Tiyatro yoluyla dünyayı onarma adına, tüm sanat insanlarının yapması gereken emekçi sınıfından yana bir “seçim”den söz ediyor Brecht: “(...) sanat da seçimini yapmalıdır. Sanat ya körü körüne bir inanışla kaderini bir azınlığa bağlar ve onun aracı olur ya da çoğunluğun tarafına geçerek kaderini ona bağlar. Ya insanları düşlere sürükler ve onları uyutur, bilgisizliği arttırır ya da insanları gerçeklere yöneltip bilgiyi çoğaltır. Ya yıkıcı yanları ağır basan güçlere ya da yapıcı ve ilerici güçlere seslenir.” “Uygar” olarak niteleyegeldiğimiz dünya, 21. yüzyılın ilk onon iki yılı içinde “ilkel” bir görünüm sergiliyor. Bu manzaraya baktığımızda, insanla olan birlikteliğini yüzlerce yıldır sürdürmekte olan tiyatronun, insanın onurlu varlığını, esenliğini, bugüne ve geleceğe olan inancını sürdürebilmesi adına taşıdığı sorumluluğun azalacağına, gitgide daha arttığını görüyoruz. İşte bu nedenle, ülkemizde tiyatronun kurumlarına ve sanatçılarına yöneltilen saldırıları kaygıyla izliyor ve baskılara karşı çıkma sorumluluğunu taşıyoruz. Kültür tarihimizin olduğu kadar birçoğumuzun bireysel tarihinin de paha biçilmez “değerler”i arasında yer alan, yakılmış, yıkılmış, yok edilmesine girişilmiş tüm tiyatro yapılarının yeniden yaşama geçirilmesi ya da korumaya alınması konusunda da ısrarlı olmak durumundayız. Dünya Tiyatro Günü tiyatroya tüm emek verenlere kutlu olsun. Not: Dünya Tiyatro Günü bildirilerinden yapılan alıntılar, Prof. Dr. Murat Tuncay’ın İzmir Devlet Opera ve Balesi yayını olarak hazırladığı ‘Dünya Tiyatro Günü’nün Öyküsü’ (1984) başlıklı kitapçıktan alınmıştır. Miguel Angel Asturias Antalya Belediyesi’nin Ayıbı! Kültür edebiyat etkinliklerinde konuşmam için gelen çağrılar bu yıl yoğun oldu. Sonbahardan beri bir orada bir buradayım. Eve döndüğüm zaman bile bir sonraki toplantının notlarını ya da metnini hazırlıyor hep bir yerlere yetişme telaşı yaşıyorum. Kış geçti, yeni bir kitaba girişme, daha çok okuma ve sevdiğim şeylerle ilgilenme fırsatı bulamadım. Yazamadığım için huzursuzum. Ev ile havaalanı arasındaki uzun yola cebimden ödediğim yüklü taksi ücretlerinden de usandım. Çünkü sizi ısrarla çağıranların çoğu, yazarın zaman, yorgunluk ve zahmetinin bir karşılığı olması gerektiğini düşünmüyor. Talep etmek ise çok ama çok zor. Muhtaç ya da paragöz algılanıyorsunuz. Konuyu anladınız. Ama bu kişisel bir yazı sayılmamalı. PEN Yazarlar Derneği Başkanı olduğum sürece yazar emeğine saygı üzerinde ısrarla durdum. Bazı gelişmeler, duyarlık kazanan yerel yönetimler oldu. Kuşkusuz “onur hakkı” dediğim şey uçak bileti, otel ve iki kap yemekle ilgili değil. Yazarlık onurunu korumak, ona sahip çıkmakla ve yeni bir kavrayışla mümkün. Bana çarpan ve bu yazıyı yazmama neden olan son kötü örneğe gelelim: Antalya B. Belediyesi, 2010 yılı sonunda bir edebiyat söyleşisi yapmak üzere beni çağırmıştı. Oysa talep ettiğim bir miktar kitap alma ya da sembolik de olsa ödeme yapma imkânları yoktu. Büyük festival ve etkinlikler için ayrılmış bütçelerini, popüler kişisel gelişim yazarlarına yaptıkları ödemeleri herkesin bildiği büyük belediye beni yazar saymıyordu. Gitmedim. ??? Keşke böyle kapansaydı defter. Olmadı. Bir yıl sonra, yani geçen ekimde, A. B. Belediyesi söyleşi için beni yeniden Antalya’ya davet etti. Bu projeye dahil olmam onlar için çok önemliydi, Antalya halkına zaman ayırmamı rica ve arzu ediyorlardı. “Usta edebiyatçıya ait kaşe bedeli sponsorumuzca karşılanacak ve yazara ait kitapların satışı gerçekleştirilecektir” sözü veriliyor, değerli vaktimi onlara ayıracak olmamdan onur duyuyorlardı. Etkinlik sorumlusu Meltem İmrek’e, bir önceki yıl yaşananları hatırlattım ve talep nedenimi açıkladım: “Bu bir ilke sorunu. Üzücü olan yazarlığın meslek değil, kamu yararına bir iş sayılması. Görsellik alanındaki “sanatçı”lar için her türlü imkân yaratılırken edebiyatçı sanatçı sayılmıyor, üvey evlat yerine konuyor. Biz söz sahibi yazarlar bu olumsuz durumu değiştirmek istiyoruz. Alışıldık yanlış kabulleri yıkacak olan yazarın tutumudur. Benim sizden somut bir talebim yok, takdir sizin.” İmrek, talebimin en iyi şekilde karşılanacağından emin olmamı belirtince toplantı için 31 Mart 2012 tarihinde karar kıldık. ??? Şubat ortasında İmrek’in görevini Cihan Demir devraldı, sonra da bana kitap temini ve satışına yardımcı olamayacaklarını açıkladı. Sorunu ben çözdüm. Afiş baskıya verilmiş, biletim alınmış, anlaştığım kitapçı yayınevinden kitap çekmiş ve toplantıya on gün kalmışken bu kez telefonla bana ödeme yapma “kalem”lerinin olmadığı bildirildi. Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Adem Akyürek böyle buyurmuştu. Besbelli Akyürek adımı hiç duymamış ve beni dilenci sanmıştı. Programı bir daha iptal ettim ama bu kez çok incindim. Antalyalıların sevdiği bir yazarı, aylardır oyalayarak zamanını çalan, aşağılayıp hor gören ve varılan anlaşmayı son anda bozan bir kültür dairesi başkanının kültürle edebiyatla ne ilgisi olabilir! Olursa işte böyle yüzüne gözüne bulaştırır. Yazık, çok ayıp! DÜNYA TİYATRO GÜNÜ TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR YANINDA ÇEŞİTLİ ETKİNLİKLERLE KUTLANIYOR Tiyatrodan korkanlara inat, 27 Mart! yesi İletişim Noktası önünde bugün saat 17.00’de gerçekleştirilecek etkinlikte, İBB Şehir Tiyatroları orkestrası, Müzik Direktörü Selim Atakan yönetiminde İBB Şehir Tiyatroları’nda sahnelenen müzikallerden eserler seslendirecek. Tiyatro Araştırma Laboratuvarı’nın düzenlediği buluşmada ise Çağdaş Gösteri Sanatları Merkezi Stüdyosu’nda Belkan Algan anılacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Ege Üniversitesi ve İzmir Devlet Tiyatrosu işbirliğiyle düzenlenlenen “İzmir Tiyatro Günleri ” kapsamında, 14. Muhsin Ertuğrul Tiyatro Emek Ödülü, sahne tasarımı dalında Hale Eren’e verilecek. Bugün Kıbrıs Şehitleri Caddesi İsmail Sivri Heykeli’nin önünden düzenlenin yürüyüşle başlayacak etkinlikler kapsamında, çocuk oyun? Bu yıl 27 Mart Dünya Tiyatro Günü Ulusal cuların rol aldığı “Atatürk Oratoryosu” sahnelenecek. Yine bu akşam Bildirisi’ni kaleme alan tiyatro oyuncusu, “Edip Cansever: Ben Ruhi Bey yönetmen Kenan Işık, “Tiyatro Öldü!.. Son Nasılım” adlı oyun izleyicilerle buyıllarda insanı usandıracak kadar sık luşacak. Bademler Köyü Kültür ve tekrarlanan bir söz bu. Gerçekten de iddia Sanat Derneği Tiyatro Topluluğu ise Eylem Yaman’ın yönettiği “Karedildiği gibi öldüyse tiyatro, bugün Dünya makarışık” adlı oyunu sahneleyeTiyatro Günü’nü kutlamak yerine yasını cek. tutalım” sözleriyle karşı çıkıyor. Program kapsamında bu akşam, İspanyol Tatiana Garrido Flamenko Topluluğu, AASSM’de bir gösteri gerçekleştirecek. “Hayat Sanattan Öğte atalım. Gelin o kadar kalabalık renir” adlı proje kapsamında bir çalıştaolalım ki bugün bizi siyaseten karayın yapılacağı programda ayrıca, 27 lama cesaretinde bulunanların cesaMart 10 Nisan tarihlerinde Ahmed Adretini kıralım” deniliyor. nan Saygun Sanat Merkezi’nde, 30. DeDevlet Tiyatroları Türkiye çapında korEskizMaket Sergisi düzenleniyor. bugün 27 farklı oyunu ücretsiz sahneleyecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun “Aşk Halleri”, “Otobüs”, “Arka Bahçe”, “İntiharın Genel Provası”, “Ben Sinema Artisti Olmak İstiyorum”, İBBŞT’nin oyunu ‘Aşk Halleri’ Fatih Reşat “Gönlümdeki Osman Hamdi Bey” Nuri Sahnesi’nde saat 20. 30’da ve “Kargaşa” adlı oyunları da buücretsiz sahnelenecek. gün ücretsiz olarak sahnelenecek oyunlar arasında. Yanı sıra Kadıköy Belediyesi, 26 31 Mart tarihleri arasınleri elimize ve bir mezar kazalım tiyatda Caddebostan Kültür Merkezi, Kozroya, şöyle görkemli, geçmişine yakışır yatağı Kültür Merkezi, Barış Manço bir anıtmezar… Başta bütün zamanlaKültür Merkezi ve Halis Kurtça Kültür rın en iyi yazarı W. Shakespeare olmak üzere bütün oyun yazarlarını, oyunları, Merkezi’nde 14 oyunu izleyiciyle ücretsiz buluşturuyor. Pınar Çocuk Tiyatoyuncuları, rejisörleri, dekor, kostüm, rosu da Dünya Tiyatro Günü’nde tüm ışık tasarımcılarını, sahne arkası tekçocukları Profilo Alışveriş Merkenisyenlerini topluca gömelim bu mezazi’nde sahneleyecekleri “Yaşasın Büra…” ifadelerine yer veriyor. yüyorum” adlı oyuna davet ediyor. Dünya Tiyatro Günü nedeniyle bir başBakırköy Belediye Tiyatroları’nın oyunu Bugün düzenlenecek etkinliklerden ka bildiri de Tiyatro Eleştirmenleri Birliği ‘Şişman Domuz’ bugün Yunus Emre Kültür bazıları ise şöyle: Taksim Meydatarafından yayımlandı. “Gene 27 Mart, Merkezi Turhan Tuzcu Sahnesi’nde saat 20.30’da ücretsiz sahnelenecek. nı’ndaki İstanbul Büyükşehir Beledihem de tiyatrodan korkanlara inat” Kültür Servisi 27 Mart Dünya Tiyatro Günü, her yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye’nin dört bir yanında çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Tiyatronun her daim gündeminde yer alan “tiyatro sanatı öldü” yorumlarına bu yıl 27 Mart Dünya Tiyatro Günü Ulusal Bildirisi’ni kaleme alan tiyatro oyuncusu, yönetmen Kenan Işık, “Tiyatro öldü!.. Son yıllarda insanı usandıracak kadar sık tekrarlanan bir söz bu. Gerçekten de iddia edildiği gibi öldüyse tiyatro, bugün Dünya Tiyatro Günü’nü kutlamak yerine yasını tutalım” sözleriyle karşı çıkıyor. Işık; bildiride, “Oyunları seyretmekten vazgeçip alalım kazmaları, kürekbaşlığını taşıyan bildiride, “Tiyatro ve tiyatromuz, toplumla paylaşılan bir sohbet ortamı oluşturmayı ele güne karşı ‘hâlâ’ inatla sürdürmekte. Boşluğa, gölgelere ve suskunluğa tiyatroyla karşı çıkıyoruz. Her gün küllerinden yeniden doğan tiyatroya, her gün sil baştan hayran oluyoruz. Tiyatro, kendi kaderinden sorumlu insanoğluna inancın gösterisini sunuyor” ifadeleri yer alıyor. Tiyatro Oyuncuları Derneği ise yaptığı açıklamada, Türkiye’de tiyatronun yeni bir dönemeçten geçtiğine dikkat çekerek, “Gelin kostümlerimiz, tiratlarımız, şiirlerimiz ve müziğimizle 27 Mart günü el ele vererek ileride el ele gerçekleştireceğimiz festivallerin, şenliklerin, sempozyumların tohumlarını birlik Helena Weigel Ordu DT ‘Genç Osman’ ile açılıyor ? ANKARA (Cumhuriyet) Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, Devlet Tiyatroları (DT) Genel Müdürlüğü’nce yürüttüğü “her ile bir tiyatro projesi” kapsamında, Bakan Ertuğrul Günay’ın memleketi Ordu’ya da yeni bir tiyatro sahnesi açılıyor. Ordu DT’nin açılışı, yarın Bakan Günay’ın da katılımıyla, geçen yıl Sümeyye Erdoğan’ın oyuncu Tolga Tuncer’e, “oyun sırasında Sümeyye Erdoğan’a hakaret ettiği” gerekçesiyle “uyarı cezası” verilmesiyle gündeme gelen “Genç Osman” adlı oyunla yapılacak. TİYATRONUN DUAYENLERİ ŞİŞLİ’DE BİR ARAYA GELDİ ‘Oyun seyretmek kolay iş değildir’ SİBEL ÇORBACIOĞLU Şişli Belediyesi, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü nedeniyle Şişli’deki özel tiyatroların yönetici ve oyuncularının katıldığı bir etkinlik düzenledi. Şişli Kenter Tiyatrosu’nda düzenlenen etkinliğe Müşfik Kenter, Kadriye Kenter, Yıldız Kenter, Haldun Dormen, Ali Poyrazoğlu, Gencay Gürün ve Hakan Altıner’in de aralarında bulunduğu tiyatro dünyasının duayen sanatçıları katıldı. Sanatçılar, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün de katıldığı toplantıda, özel tiyatroların sorunlarını tartıştı. Haldun Dormen, özel tiyatroların başlıca sorunlarının bilet fiyatlarının seyirciye pahalı gelmesi ve salonsuzluk olduğunu söyledi. Tiyatro seyircisinin azaldığını ve zor bir dönemden geçil diğini belirten Dormen, bunun geçici bir durum olduğuna inandığını sözlerine ekledi. Yıldız Kenter ise “Tiyatro seyretmek kolay iş değildir, televizyon seyretmeye benzemez” diyerek, insanların artık evlerinden çıkmadan, televizyondan her şeyi seyredebildiği için tiyatroya ilginin azaldığını belirtti. Seyirciyi yeniden salonlara çekebilmenin en etkili yolunun çocukları tiyatroya alıştırmak olduğunu vurgulayan Kenter, çocuk tiyatrosunun önemine değindi. Şişli Belediye Başkanı Sarıgül de özel tiyatrolara her zaman destek olduklarını vurgulayarak “Elimden geldiğince, yetkim olduğunca özel tiyatrolarımıza destek oldum, olmaya da devam edeceğim” dedi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear