Catalog

SAYFA CUMHURİYET 18 ŞUBAT 2012 CUMARTESİ kultur@cumhuriyet.com.tr 16 Oscar ödülleri ‘Kodak’sız ANKARA (AA) Kodak firması iflas ettiği için Oscar töreni artık Hollywood Bulvarı’ndaki Kodak Theatre’da yapılmayacak. Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi ile imzaladığı 20 yıllık ve 74 milyon dolarlık sponsorluk anlaşmasını bitirmek isteyen fotoğraf firması Eastman Kodak’a mahkemeden izin çıktı. Oscar ödül törenleri, son 10 yıldır 3 bin 300 koltuk kapasiteli Kodak Theatre’da yapılıyordu. 133 yıllık Kodak firması, fotoğraf makineleri piyasasında rakiplerinin gerisinde kalınca iflas koruma başvurusunda bulunarak dijital kamera üretimine son vermişti. KÜLTÜR Cenk Erdoğan’dan ‘Kavis’ Eurovision şarkısı çarşamba açıklanıyor Kültür Servisi Bu yıl Azerbaycan’da gerçekleşecek 57. Eurovision Şarkı Yarışması’nda Türkiye’yi temsil edecek olan Can Bonomo’nun şarkısı, 22 Şubat Çarşamba günü TRT Müzik ve TRT 1 Ana Haber bülteninde canlı yayında açıklanıyor. Söz ve müziği Can Bonomo’ya ait olan parçanın düzenlemesi albümünün prodüktörü ve kliplerinin yönetmeni Can Saban’a ait. TRT Müzik’te 19.30’dan itibaren yayımlanacak Eurovision özel programı canlı bağlantı ile TRT Ana Haber bültenine bağlanılacak. ‘Sözünü Sakınmadan’ın konuğu Ayfer Tunç Kültür Servisi Sabit Fikir ve İstanbul Modern işbirliğiyle düzenlenen söyleşi dizisi “Sözünü Sakınmadan”ın bu ayki konuk yazarı Ayfer Tunç. Yeni kuşak Türkiye edebiyatının öne çıkan kalemlerinden Tunç, Semih Gümüş ve Ömer Türkeş’le 21 Şubat Salı saat 19.00’da İstanbul Modern’de ‘sözünü sakınmadan’ konuşacak. Kültür Servisi Perdesiz gitarın önde gelen isimlerinden ve kompozitör Cenk Erdoğan, ikinci albümü “Kavis”le yeniden dinleyenleriyle buluşuyor. Baykuş Müzik’ten çıkan bu albümde Erdoğan’a bas gitarist Kai Eckhart, davulcu Jason Lewis ve Türkiye’nin önemli kadın vokallerinden Sumru Ağıryürüyen eşlik ediyor. Ağıryürüyen ve Erdoğan bir süredir birlikte sürdürdükleri “Çağrışımlar” adlı ikili çalışmalarıyla da bugün saat 21.00’da Kadıköy Gitarcafe’de konser verecek. 17 milyon dolar bütçeli ‘Fetih 1453’ 900 sinemada gösterime girerek rekor kırdı TEB’den ‘müstehcen’ tepkisi ? Kültür Servisi Uluslararası Tiyatro Eleştirmenleri Birliği’nin (IATC) Türkiye Merkezi (TEB) Başkanı Üstün Akmen, Yıldırım Fikret Urağ’ın yönettiği “Günlük Müstehcen Sırlar” adlı oyun hakkındaki “müstehcen” nitelendirmesine tepki gösterdi. Akmen, İskender Pala’nın Zaman gazetesindeki köşesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda (İBŞT) sahnelenen oyunu “Sanat diye bize bayağılık yutturuyorlar” şeklindeki nitelemesini kınadı. Öte yandan, Akmen, bazı yazarların, Stanislav Stratiev’in yazdığı İBŞT’de sahnelenen “Otobüs” adlı oyununu “ateşli” olarak tasvir etmelerinin bir zavallılık olduğunu belirtti. Sinemamızın en büyük projesi ? Savaş sahneleri filmin en büyük sermayesi. Aksesuvar, kılık kıyafet, savaş araçları etkileyici. Müzikler enfes. Filmin ana problemi süresi. Gereksiz pek çok sahne var. ALPER TURGUT Cumhuriyet yazarları Antalya’da ? Kültür Servisi Bu yıl birincisi düzenlenen TÜYAP Antalya Kitap Fuarı’nda bugün gazetemiz yazarları Zeynep Oral, Mine Kırıkkanat ve Deniz Kavukçuoğlu “Okur Yazar Buluşmaları”na katılacaklar. “Yurttaşlık Kültüründe Kadının Yeri” konulu sohbet toplantısı saat 17.15’te Düden Salonu’nda yapılacak. Yazarlar, toplantının ardından saat 18.30’da da Cumhuriyet Kitap standında kitaplarını imzalayacaklar. Sinema sektörünün görseli en güçlü, yapımı en zorlu, bütçesi en yüksek yapımları hiç kuşkusuz tarihi filmler ile bilimkurgudur. Bilimkurguda hiç değilse kafandakini resmedersin, sana sormazlar bu nedir diye. Ancak tarihi film çekmek, resmen büyük maceradır. Aslına uygun dekor, kıyafetler, tarihsel kişilikler, yani lafın kısası gerçeği canlandırmak, seyircisine bunu sinema büyüsünü kullanarak anlatmak ve inandırmak pek kolay değildir. ? Filmin başında Üstelik filmin sonu da bellidir, diğer türleMekke’de Arapça rin en büyük artısı olan konuşuluyor. sürpriz final yoktur. Vatikan ve Gişeye oynadığın için Konstantinopolis’te batmak da olasılıklar arasındadır. Hele hele ise Türkçe. Ya ortaçağı kapatan yeni herkes Türkçe çağı başlatan, Hz. Muhammed’in “Konskonuşsun ya da tantiniyye elbet bir herkes kendi gün fetholunacaktır. dilinde. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onun askeri ne güzel askerdir!” dediği İstanbul’un fethini canlandırmak, büyük bir kumardır. İşte “Fetih 1453”, 3 yıllık hummalı bir çalışmanın ardından ve tam 17 milyon dolar harcanarak hayata geçirildi. Sinemamızın şimdilik en büyük projesi olan filmi, bugüne dek adını daha çok yapımcılıkla duyuran Faruk Aksoy yönetti. “1453”ün senaryosu Atilla Engin’e ait, görüntü yönetmenliğini ise Mirsad Herovic ve Hasan Gergin üstlendiler. Filmin pek tanınmamış (ünlü olmayan da denebilir) oyuncu kadrosunda ise Devrim Evin, İbrahim Çelikkol, Dilek Serbest, Cengiz Çoşkun, Recep Aktuğ, Şahika Koldemir, Erden Alkan, Naci Adıgüzel, Erdoğan Aydemir ve Sedat Mert var. Şimdi “Malkoçoğlu” vs. çekerek tarihi film yaptığını sanan ülkemiz sineması için geç kalmış ancak yine de güzel bir ilk adımdır “Fetih 1453”... Büyük bir emek harcandığı ortada, özellikle filmin ikinci yarısındaki savaş sahneleri, benzeri 200 milyon dolarlık dev Hollywood filmleriyle kıyaslanabilir. Gerçekten savaş sahneleri filmin en büyük sermayesi... Aksesuvar, kılık kıyafet ve savaş araçları aslına uygun ve etkileyici. Filmin müzikleri ise enfes. Ancak İstanbul bilgisayar ürünü olduğu çoğu yerde göze fazla batıyor, çizgi roman gibi görünen sahneler görsel tatmini engelliyor. Elbette efekt para işi, üç beş milyon dolar daha fazla verirsen o da aşılır. Sorun bunlar değil. Filmin ana problemi süresi, 160 dakika rahatlıkla 110 dakikaya çekilebilirmiş. Gereksiz pek çok sahne var, kıyacaksın, kesip atacaksın. Pek çok ülkeye satıldı “Fetih 1453”, tam 437 kopya ile 900 sinema salonunda vizyona girdi. Film, Türkiye dışında Amerika, Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya, Fransa, İngiltere, İsviçre, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Ortadoğu Ülkeleri, Endonezya, Malezya, Rusya, Arnavutluk, Sirbistan, Bosna Hersek, Makedonya, Kosova, Romanya, Yunanistan, Güney Kore, Japonya ve Tayland’da da gösterilecek. Semih Poroy, Mustafa Öneş, Müslim Çelik, Egemen Berköz, Gülsüm Cengiz ve Hürriyet Yaşar ‘Şiir yazmasam yaşamak daha kolay’ Yeşilçam tarihi aksiyonlarının modernize edilmiş hali “Fetih 1453” başladığında, “Muhteşem Yüzyıl” dizisine benziyor dedim ama film hemen toparladı ve ucuz bir numarayla sadece hareme bel bağlamadı. Evet, daha çok “Cennetin Krallığı” filmine benziyor. Bazı bölümler ise hayli karikatürize Yeşilçam tarihi aksiyonlarının modernize edilmiş hali gibi... Toparlayacak olursak, her şeyden etkilenmiş, biraz ondan biraz bundan almış, çorba demeyelim lakin bu bir kolaj... Filmin başında Mekke’de Arapça konuşuluyor, Vatikan ve Konstantinopolis’te ise Türkçe. Ya herkes Türkçe konuşsun ya da herkes kendi dilinde; biraz öyle biraz böyle olmaz, olmamalı. Ulubatlı Hasan ile Macar topçu ustası Urban’ın kızı Ela arasındaki aşk öyküsü, filmi salt savaş odaklı olmaktan çıkartmış, eyvallah. Ama Ulubatlı Hasan’ın kahramanlığını ve özverisini öve öve biteremezken, Fatih adını da alacak olan Sultan Mehmet’i tespih tanelerinin üzerinde zıp zıp zıplatarak ne anlatmaya çalışıyorsunuz? Tamam, Fatih Sultan Mehmet o sıralar 21 yaşında, ancak mühendislikten tutun cesaretten çıkın, o bir deha... Filmde biraz ezik ve bunalımlı resmedilmiş, yakışmamış. Filmin adı “Ulubatlı Hasan’ın İstanbul’u ve Bir Kadının Kalbini Fethi” olsaymış, kabul. Akşemseddin, İstanbul’un fethinin manevi kumandanı olarak bilinir, köse olduğu söylenir, filmde ise karikatür gibi. Akşemseddin değil, Nasrettin Hoca, sürekli gülümsüyor, peltek peltek konuşuyor. Gandalf’ın bile bir karizması var, Akşemseddin’e niye çok gördünüz? Fatih’in, oğluna ıkına sıkına sarılırken, Bizans Sarayı’nda kucağına aldığı kız çocuğuna sakalları çektirmesi ise bana tuhaf geldi... Evet, detaya indikçe işin içinden çıkamayacağız, çünkü senaryo zafiyeti var, diyaloglar da resmen kötü... Yan karakterlerin çoğu olmamış, ana karakterlerin bir kısmı iyi, diğerleri vasat. Fatih Sultan Mehmet çengel burunlu, şahin bakışlı bir adam, illa yakışıklı olmak zorunda da değil. Evet, kadınlar güzel, erkekler yakışıklı olsun dersen, jön kafasında kalırsın, aktörlük başka bir mecradır oysa... Neyse... Ayrıntı ile sizleri daha da fazla bunaltmak istemem. Gidin ve görün derim, filmi beğenip beğenmemek de sizlere kalsın. Sonuçta; tarihi filmlerin artması en büyük dileğimiz. Zamanla daha iyileri de çekilir, inancımız var. Darısı Çanakkale Savaşı’na, Kurtuluş Savaşı’na ve diğerlerine... çüsünde üç kadırga yapıldı. 100’er metre uzunluğunda 15 ve 18 metre yüksekliğinde 8’er metre genişlikte iki aşamalı şehir surları inşa edildi. Müzik Walfisch’ten ‘Fetih 1453’ filminin müziklerinde, Oscar ve Altın Küre sahibi meşhur müzisyen ve orkestra şefi Benjamin Walfisch’in imzası var. 160 dakikalık filmin 120 dakikasına Walfisch’in besteleri eşlik ediyor. Kültür Servisi Gazetemiz yazarı, şair, çevirmen Egemen Berköz ve şiiri üzerine Beyoğlu Akşam Sefası’nda önceki akşam “Şiir yazmasam yaşamak daha kolay” başlıklı bir etkinlik düzenlendi. Etkinliğe konuşmacı olarak katılan yazar Gülsüm Cengiz, şair, mimar Cengiz Bektaş, şair Müslim Çelik, gazetemiz çizeri Semih Poroy, eleştirmen Mustafa Öneş ve Berköz’ün yakın arkadaşı Hürriyet Yaşar, Egemen Berköz’ün şiirlerinin toplumsal sorunlara duyarlı olma özelliği taşıdığına dikkat çektiler. Konuşmalarda Berköz’ün ilk kitabı “Çin Askeri Ah Devran”dan (1966) bugüne yayımlanmış şiirlerinden örnekler verilerek Berköz’ün dürüst, duyarlı kişiliğinin altı çizildi. Berköz’ü çok uzun yıllardır izlediğini belirten Mustafa Öneş ise “Egemen Berköz şiiri buzdağına benzer kimi şiirler gibi okundukça azalmaz, görülmeye başlar” dedi. Gece, Egemen Berköz’ün şiirlerinden küçük bir seçki sunmasıyla sona erdi. ALBERT LONG HALL KONSERLERİ Boğaziçi’nde ‘Akdeniz Yolculuğu’ Kültür Servisi Müzik yazarımız Evin İlyasoğlu tarafından düzenlenen Boğaziçi Üniversitesi Klasik Müzik Konserleri İlkbahar sezonunu 22 Şubat’ta Albert Long Hall’de açıyor. 15. yılında konsepti “Akdeniz Yolculuğu” olarak belirlenen sezonun açılış konserinde keman sanatçısı Hasan Tura ve piyanist Müge Hendekli “İspanya Düşleri” başlığında bir program sunacaklar. 29 Şubat’ta ise tarihi müzik alanında en yetkin topluluklardan Florilegium, İtalya’dan barok müzik örnekleri sunacak. Sezon boyunca konser verecek isim ve topluluklar arasında SoloDuo Gitar İkilisi, Nis’tanbul Kuvarteti, Camerata Salzburg üyelerinden oluşan EuphorionTrio, İngiliz sanatçılar soprano Hannah Medlam ve piyanist JeanMichel Dayez de yer alıyor. Martha İlkbahar konserleri 2 Argerich Mayıs’ta piyanist Ayşedeniz Gökçin’in Liszt’ten Pink Floyd’a uzanan dinletisi “Müzik ve Deniz”le noktalanacak. Boğaziçi Üniversitesi’nin klasik müzik konserleri 15. yılında Martha Argerich ve Shlomo Mintz gibi yıldızları da ağırlayacak. Ünlü kemancı Shlomo Mintz, piyanist Sander Sittig eşliğinde 28 Mart’ta, Martha Argerich ise Mauricio Vallina ile 13 Nisan’da bir piyano dinletisi sunacak. Argerich için bu yıl bütün dünyada 70. yaş kutlamaları yapılmakta. İstanbul’daki Boğaziçi konseri de büyük sanatçının doğum günü kutlaması olacak. (Albert Long Hall’de çarşamba akşamları saat 19.30’da gerçekleşecek konserlerin biletleri BÜ Mezunlar Derneği’nden edinilebilir. 0 212 358 66 48) Birebir Şahi topu Hazırlıklar 2009 Nisan’ında başladı. Tarihin en büyük topu olan Şahi topu, birebir ölçülerinde imal edildi. Rumeli Hisarı inşaatının çekimleri için 5 bin metrekarelik alanda Rumeli Hisarı’nın bir bölümü yapıldı. Dönemin Cenova Limanı’nın canlandırılması için 2500 metrekare gerçek zeminli mavi havuz yapıldı. ‘FETİH 1453’TEN NOTLAR Sultan Mehmet’in otağı Alibeyköy’deki baraj havzasının yanındaki 100 bin metrekare arazi üzerinde kurulan platoda; Sultan Mehmet’in otağı, savaş meydanı, Medine şehir sokakları, Vatikan sarayı kütüphanesi, İstanbul şehir sokakları, Konstantin ve Guistiniani’nin savaş karargâhları inşa edildi. Ayrıca deniz savaşı ve karadan kaydırılacak gemiler için, gerçek öl C MY B C MY B