23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 KASIM 2012 ÇARŞAMBA 4 HABERLER Erdoğan’ın talimatıyla fezlekeleri Meclis’e sevk edilen BDP’lilere göre amaç gündemi değiştirmek Dokunulmazlık oyunu AYŞE SAYIN ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın İspanya’ya giderken “dokunulmazlıklarını kaldıracağız” açıklaması yapmasının hemen ardından Şemdinli’de PKK’lilerle “kucaklaşma” görüntüleri kamuoyuna yansıyan BDP milletvekilleri hakkındaki dokunulmazlık dosyaları “jet hızıyla” Meclis’e sevk edildi. BDP yönetimi ise bu girişimi “açlık grevleriyle oluşan gerilim karşısında Erdoğan’ın gündemi değiştirme çabası, şantaj ve tehdit kozunu elinde bulundurma” girişimi olarak nitelendirdi. Van Cumhuriyet Savcılığı’nca “terör örgütüne yardım” suçlamalarıyla 9’u BDP’li 1’i bağımsız 10 milletvekili hakkında hazırlanan dokunulmazlık fezleke Arınç: Vekiller suç işliyor Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 10 milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin Başbakanlık tezkeresiyle ilgili olarak, “BDP’li milletvekillerinin bir kısmı, TCK’deki tabirle ‘taammüden suç’ işliyorlar. Yani bilerek ve isteyerek, soğukkanlılık la kanunlarda suç sayılan eylemleri yapıyorlar. Dolayısıyla, yargılanmayı da yüz defa hak ediyorlar. Eğer sivil bir şahıs bu suçları işlemiş olsaydı, savcılar harekete geçip iddianame tanzim eder, kendilerini mahkeme önüne çıkarırlardı” diye konuştu. lerinin, Erdoğan’ın talimatıyla Meclis’e sevk edilmesi “yeni DEP süreci mi başlayacak” sorusunu gündeme taşıdı. BDP kanadı ise fezlekelerin Meclis’e sevkedilmesini, açlık grevleri sürecinde “cezaevindekilerin ve halkın direnişi sayesinde” Abdullah Öcalan’ı devreye sokmak zorunda kalan AKP hükümeti ve Erdoğan’ın “müzakereler başlıyor” algısını kırmak için gündem çabası içine girdiğini savunuyor. BDP’liler, dokunulmazlık fezlekeleri Meclis’e sevk edilse de “idam” tartışmasında olduğu gibi sonuçsuz kalacağına işaret ediyor. BDP’liler buna gerekçe olarak da hükümet yetkilileriyle “alttan alta” yürütülen görüşmeleri örnek gösteriyor. Bu kapsamda BDP ve hükümet yetkilileri arasında temasların sürdüğü öğrenildi. Başta Adalet Bakanlığı olmak üzere BDP’liler, 4. yargı paketi, “kamuda anadili kullanımı”na izin verilmesinin yanı sıra “hazine yardımı”, “seçim barajının düşürülmesi” talepleriyle ilgili de hükümet yetkilileriyle görüştükleri ne dikkat çekti. BDP Eşbaşkanı Gülten Kışanak, partisinin grup toplantısında fezlekeleri önemsemediklerini belirtirken, Erdoğan hakındaki “akbil” ve “yolsuzluk” fezlekelerini anımsattı. BDP milletvekillerinin dokunulmazlık zırhıyla bugünlere gelmediğine işaret eden Kışanak, “BDP milletvekilleri ağır bedeller ödedi. Bu bedelden korksaydık bu yola baş koymazdık” dedi. Erdoğan’ın canının istediği gibi gündem yarattığını belirten Kışanak, “Bu parlamentoda nitelikli zimmet, evrak ta sahtecilik gibi bir sayfa dolusu yüz kızartıcı suç var. Bunların tamamı BDP dışı partilere aittir. Kendisinin çöp yolsuzluğu, akbil yolsuzluğu gibi dünya kadar yolsuzluğu var. İstiyorlarsa gelsinler bunu konuşalım. Bizim dokunulmazlıklarla ilgili söyleyecek sözümüz yok, duruşumuz var” görüşünü dile getirdi. BDP’li Hasip Kaplan, başbakanın açıklamalarına sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan yanıt verdi. Kaplan, dokunulmazlıklarının zaten olmadığını da savunarak “Arkamızda bizi seçen irade halkın gücü olmasa bir saniye nefes aldırmazlar ama bize dokunanlar siyaseten hep yandılar, yok oldular” diye yazdı. Van’da partisinin düzenlediği mitinge katılan BDP Van Milletvekili Özdal Üçer de Erdoğan’a Kürtçe seslenerek “5 yıldır biz o Meclis’teyiz, görmediğimiz hakaret kalmadı. Al o dokunulmazlığı başına çal” dedi. Hakkında fezleke düzenlenen BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken de “Artık 1994’teki gibi bir DEP süreci olmaz, açlık grevlerinde halkın neler yapabileceği görüldü” görüşünü dile getirdi. BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de Erdoğan’ın “sahte” gündemiyle ilgilenmediklerini belirterek “Roboski katillerinin, Meclis’teki dolandırıcıların, soyguncuların, yolsuzluk dosyalarının gelmesi halinde dokunulmazlık konularını gündemimize alacağız” ifadelerini kullandı. Mısır’da Müslüman Kardeşler’in Yeni Hamlesi Pazartesi yazımı, Ortadoğu’da resmin ne kadar hızla değişebileceğini vurgulamak için “kaleydoskopun” bir kez daha döndüğüne işaret ederek bitirmiştim. Bu kez örneğimiz Mısır’da Müslüman Kardeşler’den devlet başkanı seçilen Mursi. Adam, salı günü IMF ile, ABD, AB, Suudi Arabistan, Katar destekli 14.5 milyar dolarlık bir yardım fonunun, 4.5 milyarlık kısmı için anlaştı; çarşamba günü Ortadoğu’da, Gazze’de, ateşkes sağlayarak büyük bir diplomatik zafere imza attı, Obama ve Clinton’un övgülerini aldı; cuma günü ise ülkesinde liberal, laik, demokratik muhalefet tarafından ‘Murselini’ (Mussolini’ye göndermeyle), ‘Firavun’ olmakla, “Emperyal Devlet Başkanlığı” oluşturmakla suçlanıyordu. Peki ne oldu? Mursi’nin, perşembe günü devlet radyosundan milliyetçi müzik eşliğinde defalarca okunan (size bir şeyler anımsatmıyor mu?) bildirisinde başsavcı görevinden alındığı; eski rejimin görevlilerine, devrimde ölenlere ilişkin yargılamaların tekrarlanacağı, devrimde yaralananların emeklilik maaşlarının artırılacağı, kapsamının genişletileceği, devlet başkanının göreve geldiğinden bu yana aldığı, yeni anayasa oylanarak kabul edilene kadar alacağı kararlara hiçbir yasal ya da başka merci tarafından itiraz edilemeyeceği, kurucu meclisin kapatılamayacağı, görev süresinin iki ay daha uzatıldığı; başkanın ‘25 Ocak Devrimi’ni, ulusun yaşamını, ulusal birliği, ulusun güvenliğini tehdit eden, devletin kurumlarının işleyişini aksatan her şeye karşı gereken her önlemi alacağı açıklanıyordu. O gün başkanın önemli bir açıklama yapacağı söylentisi yayılmaya başlamış. Liberal, demokratik, laik, sol muhalefet, dört gündür sürmekte olan protesto gösterilerini düşünerek başkanın ekonomik, demokratik taleplere yönelik bir açıklama yapmasını bekliyormuş. Bu açıklama şok yaratmış. Bu açıklamaya tepki vermek için Tahrir Meydanı’na koşanlardan Fatma Musalla adında bir genç kadın “Devrimi korumak için her şeyi yapacağım, ne anlama geliyor. Ne yani biz ona hesap sormayacak mıyız? 85 milyon Mısır vatandaşının fikri sayılmıyor mu” diyormuş. Bu durum, bizim 10 yıldır kendi deneyimimizden artık çok iyi öğrenmiş olduğumuz bir taktiğin, “pasif devrim manevrasının” klasik bir örneğini oluşturuyor. İktidara doğru bir hamle daha yapmak istiyorsunuz. Ancak atacağınız adımın toplumun büyük çoğunluğunun tepkisine takılacağını biliyorsunuz. O zaman, sizin karşınızda olanları bölmeniz, bir kısmını yanınıza çekmeniz ya da tepkisiz kılmanız gerekiyor. Bunun için toplumun tümünün kabul edebileceği kimi talepleri, daha sonrasını düşünerek, mümkün olduğunca muğlak ifadelerle tanımlayan bir teklif hazırlar, atacağınız adımı o paketin içine gizler, ortadakilerin, kafası karışıkların, “yetmez ama hiç olmazsa bu..” demelerini kolaylaştırırsınız. Müslüman Kardeşler de böyle yapıyor. Halk, “devrime” katılanlar, eski rejimin temsilcilerinin yargılamalardan ucuz kurtulduğunu düşünüyor. Ekonomik koşullar giderek ağırlaşıyor. Beklenen demokratikleşme adımlarının yeterince hızlı atılmadığı düşünülüyor. Mursi’nin açıklaması bu taleplere cevap veriyor, ama atılacak adımları “demokrasiden” değil, Müslüman Kardeşler’in iktidarının kurulmasından yana hızlandırıyor. Örneğin Mursi kurucu meclisten MK dışındakilerin hepsinin istifa ettiği gerçeğini görmüyor, polis şiddetine ilişkin yeniden yargılamaları bile 11 Şubat 2011 sonrasını kapsamayacak biçimde ifade ediyor. Bu sırada Mursi kendini, gerektiğinde verdiklerini kolaylıkla alabilecek yetkilerle donatıyor. Egyp Intependent’te yazan Heşam Sallam, Mursi’nin bu adımının arkasındaki etkenleri açıklarken “ABD desteğine güveniyor. Müslüman Kardeşler grubunun yasallığına ilişkin artmakta olan kuşkulara karşı önlem almak, siyasal İslamın egemenliğindeki kurucu meclise anayasayı yapabilmesi için gereken süreyi sağlamak istiyor”... Tabii bir de “IMF ile yapılan anlaşma gereği gündeme gelecek, tepki çekmesi kaçınılmaz uygulamalar var. Bu tepkilere karşı devleti daha güçlendirmek, merkezileştirmek” gerekiyor. Financial Times’a konuşan bir Batılı işadamı da “Ben ekonomik açıdan bakıyorum ve (Mursi’nin aldığı) önlemleri destekliyorum” diyormuş. ‘Bize dokunan yanar’ CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU: İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Dışarıda zırh olmasın ? Kürsü dokunulmazlığı hariç tüm dokunulmazlıkların kaldırılmasından yana olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, ‘’A kişisini, B kişisini değil, herkesi kapsamalı. Yolsuzluk, hırsızlık yapanın, ihaleye fesat karıştıranın Meclis’te ne işi var?’’ dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Muhteşem Yüzyıl” dizisiyle ilgili değerlendirmelerini “gündem çalma çabası” olarak nitelendirdi. Kılıçdaroğlu, PKK’lilerle “kucaklaşma” fotoğrafları nedeniyle 10 BDP’linin dokunulmazlık fezlekesinin Meclis’e gönderilmesine ilişkin oarak da “Biz A kişisi, B kişisi değil, kürsü hariç tüm dokunulmazlıkların kalkmasını savunuyoruz” dedi. CHP’nin grup toplantısına dün Uludere’de çocuklarını kaybedenlerin aileleri ve yakınları da geldi. Kılıçdaroğlu konuşmasında Uludere olayının peşini bırakmayacaklarını belirterek “35 yurttaşımızın katlinden sorumlu olan kişinin adı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Sınır ötesi operasyonda yetki Meclis’tedir, Meclis bu yetkiyi hükümete vermiştir. Hükümet de bu yetkisini, kendi yurttaşlarını katlederek yerine getirmiştir. Bunun hesabını mutlaka soracağız” diye konuştu. Türkiye’de yurttaşların gırtlağına kadar borca battığını kaydeden Kılıçdaroğlu, yurttaşların yüzde 68’inin bankalara olan kredi borcunu ödeyemediğine dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, “Biz neden bahsediyoruz; Muhteşem Yüzyıl’dan. Vatandaşın derdini dinleyen, çözüm üreten bir iktidar var mı? Hayır. Gündemi çalmak, vatandaşa borçlu olduğunu unutturmak istiyorlar. Televizyon dizisi ile belgeyi karıştıran ya da bilmeyen adamın 21. yüzyılda Türkiye’de başbakan olması, başlı başına bir ayıp değil mi?” diye tepki gösterdi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Suriye tehditi nedeniyle füzelerin geldiği açıklamalarına da tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Fındık kadar beyni olan, bunun böyle olmadığını gayet iyi bilir” dedi. Erdoğan’a, Davutoğlu’nu görevden alma çağrısı yapan Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a “Türkiye NATO toprağıdır” sözleri nedeniyle milletten özür dilemesi çağrısı yaptı. Kılıçdaroğlu, “Aslan parçası” diye nitelendirdiği Erdoğan’ın geçen yıl El Cezire televizyonuna, “Bundan böyle Gazze’ye yardım götürecek gemilerimize donanmamız eşlik edecektir” dediğini anımsatarak “Gazze Limanı’na kadar gidecekseniz seni alnından öpeceğim, dedim. Başbakan’ın uluslararası yalanının üzerinden 1 yıl geçti. İkinci yılına girdik, alnından öpme fırsatım olmadı” diye konuştu. namikzafer@yahoo.com Raporda eleştirilmişti Dokunulmazlık tartışması sürerken TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun taslak raporunda DEP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırıldığı süreç, “rejimin karanlık yüzü” olarak nitelendirilmişti. Raporda, SHPDYP koalisyonu gibi siyasi partiler “militerleşme sürecine taşeronluk” yapmakla suçlanıyor. Kuzu’dan yol haritası AKP’li komisyon başkanı, Meclis’te bekleyen 868 dokunulmazlık dosyası içinden BDP’lilerinkini seçip öncelik verebileceklerinin mesajını verdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’dan sonra dokunulmazlıklar konusunda karar veren TBMM Anayasa Adalet Karma Komisyon Başkanı Burhan Kuzu da bekleyen 868 dosyadan PKK’lilerle kucaklaşan BDP’lilerin dosyalarının öne alınabileceğinin mesajını verdi. Kuzu, BDP’lilerle birlikte CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin başvurusu doğrultusunda dokunulmazlığının kaldırılabileceğini de söyledi. Kuzu, bir grup gazetecinin sorularını yanıtlarken ‘kucaklaşma’ dosyalarının kamuoyunu olaydan beri meşgul ettiğini belirterek “Bir ara unutulur gibi olmuştu ama BDP’den bir milletvekilinin ‘silahlanın’ gibi densizce, ipe sapa gelmez ifadesi, olayın tekrar gündeme gelmesine sebep oldu” diye konuştu. Kuzu, bugüne kadar 868 dosyanın Meclis’e geldiğini, bunun 64’ünün AKP, 84’ünün CHP, 21’inin MHP, 38’inin bağımsız, 1 dosyanın KADEP, 660 dosyanın ise BDP’lilere ait olduğunu bildirdi. Kuzu, “Bu kötü bir tablo... Suç makinesi olmuşsunuz dediğim zaman bozuluyorlar. Bu hoş bir tablo değil. Bu kanun tanımazlık” dedi. Kuzu, süreç hakkında bilgi verirken gelen tüm dosyaların 5 milletvekilinden oluşan hazırlık komisyonuna gönderileceğini, 1 aylık bekleme süresi olduğunu, 1 ayın yetmemesi halinde 1 ay daha verilebileceğini belirterek gelecek kararın Karma Komisyon tarafından incelenip değerlendirileceğini anlattı. Kararın ya dokunulmazlığın kaldırılması ya da dönem sonuna bırakılması şeklinde olduğunu kaydeden Kuzu, “Gelen dosyayı aradan çekip müstakil görüşme mümkün mü? Bu konuda anayasa ve içtüzükte aksine hüküm yok. Uygulamaya bakıldığında Susurluk dosyası o günün koşullarında öne alınmış” diye konuştu. Kuzu, hazırlık komisyonunun 3 AKP, 1 CHP ve 1 MHP milletvekilinden oluşacağını belirtirken “Öne alma için komisyon kararı yeterli mi” sorusuna, “Komisyonun bu konuda karar vermesine gerek yok. Benim kararım yeterli” diye yanıtladı. nce’ninkini de görüşmek lazım’ Burhan Kuzu, CHP’li Muharrem İnce’nin başvurusu için de, “Geldi, dosyaya koydum. Onu da görüşmek lazım. Neticede ağır bir isnat. Sadece kendisiyle alakalı değil, etrafını da üzen bir tablo var ortada. Bu gibi durumlar aklanması en hak eden durumlar” dedi. ‘İ BAHÇELİ, DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASINA DESTEK VERDİ AMA İNANDIRICI BULMADI kalkmalı Kürsü hariç Kılıçdaroğlu, gazetecilerin BDP’lilerin fezlekeleriyle ilgili tutumunun sorulması üzerine de, “Kürsü hariç tüm dokunulmazlıkların kalkmasını savunuyoruz. A kişisini, B kişisini değil herkesi kapsamalı. Yolsuzluk, hırsızlık yapanın, ihaleye fesat karıştıranın Meclis’te ne işi var? İlke kararı alacağız, ilkeli siyaset izleyeceğiz. Her milletvekili kürsü düşüncesini söylesin ama dışarıda dokunulmazlık olmasın” karşılığını verdi. ‘Erdoğan’ın sahte çıkışı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın BDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla ilgili sözlerinin siyasi taktik içerikli olduğunu belirtti. MHP’nin kurultayında Bahçeli’ye rakip olan MHP Trabzon Milletvekili Koray Aydın kurultayın ardından grup toplantısına ilk kez katıldı. Toplantının ardından Bahçeli ile Aydın beraber yemek yedi. Bahçeli, PKK’nin AKP’den ne istediyse aldığını belirterek sözde Kürt sorununun kabul edildiğini, anadilinde savunmayla ilgili taleplerin karşılandığını ve İmralı’nın şartlarının düzeltildiğini kaydetti. Erdoğan’ın başkanlık sistemindeki ısrarı ve valilerin seçimle işbaşına gelmesi düşüncesinin aynı tornadan çıkmış teklifler olarak görülmesi gerektiğini söyleyen Bahçeli, PKK ve İmralı’nın her dayatmasının meşru görüldüğünü kaydetti. olduğunu kaydeden Bahçeli, MHP’nin teröre yardım ve yataklık yapanların, terör örgütüyle arasına sınır çekemeyenlerin dokunulmazlıklarının kaldırılması teklifinin arkasında olduğunu kaydetti. Anadilinde savunma hazırlıkları ve anadilinde kamu hizmetinin Türkiye’yi diller çıkmazına iteceğini kaydeden Bahçeli, “Türkiye hızla iki dilin resmileşeceği bir mecraya doğru sürüklenmektedir ki, bunun sonunda iki dilli, iki milletli ve iki devletli bir federasyon modelinin vasat bulması kaçınılmaz olacaktır” diye konuştu. Başbağlar katliamı zamanaşımına giriyor İstanbul Haber Servisi Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde 5 Temmuz 1993’te 33 sivilin öldürüldüğü “Başbağlar katliamı”nda 20 yıllık zamanaşımı süresinin dolmasına 7 ay kala, katliamda hayatını kaybedenlerin yakınları yeniden savcılığa başvurdu. Katliamda hayatlarını kaybedenlerin yakını olan 22 kişi adına avukat Kadir Kartal, ‘Erzurum TMK 10 ile Yetkili Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilmek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe verdi. Kartal, saldırıyı gerçekleştirdiği öne sürülen PKK militanlarını idare ettiği iddia edilen Şemdin Sakık’ın tutuklanmasını talep etti. Soruşturmanın eksik yapıldığını savunan Kartal, ölenlerden 28’ine otopsi yapılmadığını belirterek bu kişilerin vücutlarındaki fişeklerin hangi namludan çıktığının belirlenmesi için mezarların açılmasını talep etti. ‘Zaman kazanıyor’ Başbakan Erdoğan’ın dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili görüşlerinin de tamamıyla “siyasi taktik mahiyetli” ve “zaman kazanmaya” yönelik
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear