14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 KASIM 2012 PERŞEMBE 4 HABERLER Erdoğan’ın çift başlılık eleştirisine Gül’den yanıt geldi. Köşk kaynakları ‘Tüm valiler uyarıldı’ dedi ‘Sonun Başlangıcı’ Peki, biz sesimizi nasıl duyuracağız? Bu çığlık, Giresun Belediye Başkanı Kerim Aksu’nun. Aksu, şirin Giresun’da 29 Ekim gecesi, 10 bin kişinin katıldığı fener alayını kimseye duyuramadıklarından şikâyetçi. Kerim Aksu üzülmesin! Onun durumunda olan insan sayısı az değil. Cumhuriyet ülkenin dört bir yanında öylesine candan kutlandı, öylesine bir vatandaş katılımı oldu ki hangi birini duyurmalı? Haliyle büyük bir bölümü ayrıntılarıyla verilemedi. Bu görkemli halk kutlamasının mimarı ise hiç istemediği halde Tayyip Erdoğan oldu. Peki, Başbakan neden yaptı bunu? Yanıtlardan biri “basireti bağlandı” olabilir. Başkaları da şunu söylüyorlar: Tayyip Bey bilerek yaptı; gerginlik hep işine yarıyor, bu yolla saflarını sıklaştırıyor. Doğrudur. Tayyip Bey gerginlik politikasından şimdiye dek hep yarar sağlamıştır. On yıla yaklaşan iktidarı döneminde, hep bir karşı cephe yaratmış, gerçek konuları gizlemiş, kendi çevresinde safları sıklaştırmıştır. Tayyip Bey’in politikalarının ayakta kalabilmeleri için her zaman karşıda bir düşmana ihtiyaç vardır. Tıpkı 12 Eylül’de olduğu gibi. ??? 12 Eylül’de düşmana vurulan damga belliydi: Anarşist! Masum gösteri yapan, yazısından dolayı yatan, adalet arayan, demokrasi isteyen hep aynı şekilde suçlanıyordu: Anarşist! Günümüzde ise yöntem aynı kalmış ama damga değişmiştir. Artık yeni damga şu: Terörist! Bedava eğitim mi, adalet mi, ücrette yükselme mi istiyorsunuz, hak mı arıyorsunuz, YÖK’e mi karşı çıkıyorsunuz, sahtekârlıkla mı mücadele ediyorsunuz, yazıyla iktidarı mı eleştiriyorsunuz, bütün bu hallerde yiyeceğiniz damga bellidir. Terörist. Nitekim, 1. Meclis binası önünde, Cumhuriyet Bayramı’nı kutlamak isteyenler için de aynı yönteme başvuruldu: Bunlar terör örgütü Ergenekon yandaşlarıdırlar. 12 Eylül’ün her yerde düşman arayan, sürekli düşman yaratan politikaları doğaldı; faşistlerin ve darbecilerin politikaları hep hayali düşmana dayandırılır. Bu durumda “nefret söylemi” de söz konusu politikanın ayrılmaz bir parçası olur. Tayyip Bey bugüne kadar her alanda bu politikayı güttü. ??? Ama 29 Ekim bardağı taşıran damla oldu. Cumhuriyet Bayramı’nın halk tarafından kutlanmasının, Başbakan’ın emriyle yasaklanmak istenmesi ters tepti. Halk tazyikli suya da biber gazına da direndi; barikatları yıkarak 1. Meclis’ten Anıtkabir’e yürüdü. Tayyip Erdoğan’ın hesapları ters tepmiştir ama o bunu anlamayacak, her yeni güçlükte, yeni düşmanlar, yeni teröristler yaratmaya çalışacaktır. Nitekim politikasının ters teptiğinin belli olduğu andan şu ana kadar geçen kısa süre içinde de aynı yöntemden vazgeçmemiştir; görünen o ki vazgeçemeyecektir de... Oysa bugüne kadar hedef saptırmak, gerçek sorunları gizlemek, kendi çevresinde safları sıklaştırmak açısından konjonktürün de katkısıyla başarılı olmuş olan bu politikanın artık sınırına gelinmiş bulunmaktadır. Türkiye’nin, dolayısıyla Başbakan’ın önünde devasa sorunlar vardır ve bunların düşman politikasıyla çözülmesi mümkün değildir. Ne var ki Erdoğan da bundan gayrısını becerememektedir. Geçen gün yazısında “sonun başlangıcı”nı haber veren Bekir Coşkun yine haklı çıkıyor. Ayrışma keskinleşiyor FIRAT KOZOK ANKARA Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı olarak Cumhuriyet Bayramı’nın bütün ülkede nezih bir şekilde kutlanmasıyla ilgili yetkililerin dikkatini çekmesinden daha doğal bir şey olmayacağını belirterek “Ayrıca çift başlılık gibi bir şey de olmaz. Böyle bir şey zaten söz konusu da değildir” dedi. Gül’ün 29 Ekim kutlamalarında “ev sahibi” olduğunu vurgulayan Köşk kaynakları, yalnızca Ankara valisinin değil, tüm valilerin gerilim yaşanmaması noktasında tek tek uyarıldıklarının altını çizdi. 29 Ekim nedeniyle Köşk’te düzenlenen resepsiyonda Cumhurbaşkanı, Ankara’daki yürüyüşte yaşanan gerilimin düşürülmesi konusunda kendisinin devreye girip girmediği yönündeki soru üzerine basın danışmanı Ahmet Sever ’i kastederek “Ahmet’e sorun” demiş, Sever de Gül’ün pazar günü vali ile görüştüğü bilgisini vermişti. PROF. AZRAK: İKİ BAŞLILIK ZATEN VAR Prof. Dr. Ülkü Azrak, iki başlılık tartışmasında Başbakan Erdoğan’ın “haksız” olduğunu belirterek “1982 Anayasası’nda Cumhurbaşkanının tek başına kullanacağı yetkileri gözden geçirin. Tek başına kullanacağı pek çok yetki var. Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesi’ne, HSYK’ye, üniversitelere atamalar yapabilir. Ama başbakanda böyle bir yetki var mı? O yalnızca kendisine bağlı kuruluşların atamasını yapıyor. 1961 Anayasası’nda olmayan bir şeyi, 1982 Anayasası idarede iki başlılığı ortaya çıkardı. İki başlılık zaten var” dedi. Cumhurbaşkanının valilere genelgeyle talimat gönderemeyeceğini de belirten Azrak, “Cumhurbaşkanı uygulanması gereken bir karar biçiminde emir veremez. Yalnızca tavsiyede bulunabilir” yorumunu yaptı. Ancak Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı’nın valiye bir talimat verip vermediği yönündeki soru üzerine “Böyle bir talimat verdiğini sanmıyorum. Çünkü bu ülkeyi çift başlı bir yönetimle bugüne kadar getirmedik, bundan sonra da çift başlı bir yönetimle bu ülke bir yere varmaz” demişti. Son dönemde Köşk ile Başbakanlık arasındaki en net ayrışma bu oldu. Erdoğan’ın sözlerinin ardından Gül’ün valiye talimat verip vermediği konusunda Cumhuriyet’e değerlendirme yapan Köşk kaynakları, Gül’ün pazar günü Ankara valisi ile görüştüğünü bir kez daha yineledi. Kaynaklar, “Barikatların kaldırılması konusunda bir talimat verildi mi?” sorusuna da “Sayın Cumhurbaşkanı görüştüğünde barikat kurulup kurulmayacağı belli değildi. Kendisi, kutlamaların gerilime yol açmadan yapılması konusunu iletti” dedi. Kaynaklar Gül’ün bu tavrının tüm kentler için de geçerli olduğunu, tüm valilere kutlamalarda gerilim yaşanmaması konu ‘Gerilim olmasın’ sunda talimat verildiğini belirtti. Bu durumun “çift başlılık” anlamına gelmeyeceğini belirten kaynaklar, “Sonuçta Cumhurbaşkanı 29 Ekim’in ev sahibi. Milli Bayramlar Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle bunun altı bir kez daha çizilmiştir. Cumhurbaşkanı’nın ev sahibi olduğu bir bayramın gerilimsiz kutlanması konusunda valilerle görüşmesi de doğaldır” dedi. Köşk kaynakları ayrıca 5442 sayılı İl İdaresi Yasası uyarınca da valilerin Cumhurbaşkanı’na karşı sorumlu olduğuna işaret etti. ‘Uyarmamdan doğal bir şey olamaz’ Cumhurbaşkanı Gül de, yaşanan tartışmalar konusunda ilk kez dün net bir açıklama yaptı. Gül, BosnaHersek Büyükelçisi Damir Dzanko’yu kabulünden önce gazetecilerin Erdoğan’ın sözlerini anımsatması üzerine, “Cumhurbaşkanı olarak Cumhuriyet Bayramı’nın bütün ülkede nezih bir şekilde kutlanmasıyla ilgili yetkililerin dikkatini çekmemden daha doğal bir şey olmaz. Ayrıca çift başlılık gibi bir şey de olmaz. Memleket idaresinde, ülke idaresinde çift başlılık doğru da değildir. Böyle bir şey zaten söz konusu da değildir. Anayasamız, mevcut kanunlarımız hepimizin yetki ve görevlerini, sorumluluklarını zaten açıkça belirtmiştir. Bu bakımdan hepimizin yanlış anlamalara fırsat vermemesi gerektiği kanaatindeyim” dedi. KÖŞK’TEN SÜRPRİZ ADAY İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN 29 EKİM SORUŞTURMASI İlk çekişme ombudsman seçiminde AYŞE SAYIN ANKARA Kamu Denetçiliği Yasası kapsamında yapılacak “başombudsmanlık” seçiminde başvurular önceki gün sona ererken Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün danışmanı olan eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz da başvuruda bulundu. AKP kulislerinde Erdoğan’a yakın olduğu belirtilen eski Yargıtay üyesi Nihat Ömeroğlu’nun ismi ön plana çıkarken Yılmaz’ın adaylığı “GülErdoğan çekişmesinde ilk raunt olabilir” yorumlarına yol açtı. TBMM Başkanlığı’na başombudsmanlık için 25, kamu denetçisi olmak için ise 779 kişi başvuruda bulundu. Başombudsmanlık için başvuruda bulunan isimler arasında, Yılmaz’ın yanı sıra eski Refah Partili ve TBMM Susurluk Komisyonu Başkanlığı da yapan Mehmet Elkatmış, eski İçişleri Müsteşar Yardımcısı Zekeriya Şakbak, eski AKP Milletvekili Musa Sıvacıoğlu da yer aldı. Barikatı yıkanlar aranıyor ALİCAN ULUDAĞ namikzafer@yahoo.com 4 yıldır il başkanlığı için kiralık yer bulunamıyor Hakkâri’ye AKP tabelası giremiyor ERDEM GÜL Komisyon 3’e indirecek Oğlunun nikâh şahitliğini Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yaptığı eski Yargıtay üyesi Nihat Ömeroğlu’nun ismi AKP kulislerinde öne çıkarken Gül’ün danışmanı Durmuş Yılmaz’ın aday olması, “GülErdoğan çekişmesinin ilk raundu ombudsmanlık seçimlerine yansıyabilir” yorumlarına yol açtı. Kulislerde Ömeroğlu’nun yanı sıra Yılmaz’ın isminin TBMM İnsan Hakları ve Dilekçe Komisyonu içinde oluşturulacak karma komisyon tarafından TBMM Genel Kurulu’na sunulacak 3 isim arasında yer alacağı konuşuluyor. ‘SEHVEN DESTEK İŞE YARADI’ Tarhan’dan toplu bayram teşekkürü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına getirdikleri “yasak”la bayramın başta Ankara olmak üzere tüm yurtta milyonlar tarafından coşkuyla kutlanmasına “sehven” de olsa verdikleri destek nedeniyle AKP’ye “ilanla” teşekkür etti. Tarhan, “Teşekkür ilanı” başlığıyla yaptığı yazılı açıklamada, “Kendileri için sadece ‘kul’ olan insanları, eşit yurttaş ve birey yapan Cumhuriyet’e olan mesafeleri bilinen kişilere Cumhuriyet Bayramı’na sehven verdikleri destek nedeniyle özel teşekkür gereği doğmuştur” görüşüne yer verdi. İsim vermeden Başbakan Tayyip Erdoğan olmak üzere kutlamaları yasaklayanlara da “teşekkür” eden Tarhan’ın “ilan”ında, “Türkiye’de yüzde ellinin aynısından bir tane daha olduğunu unutup ülkeye başbakan olunca kendini yüzde yüz halkın efendisi zannetme hatasına düşen kişiye teşekkürler. Biz Cumhuriyetimizi meydanlarda kutlarken hangi ‘pesküvit’ arası lokumu yediği meçhul prompter acemisi bir ‘hükümet sözcüsüne’, pardon(!), majestelerinin muhalefetine de teşekkürler… ” denildi. ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu, biber gazlı Cumhuriyet kutlaması için “Ulus’ta dolaşmak kolay. Hakkâri’de niyeTürk bayrağı ile dolaşmadın?” derken kendi partisinin de bu kentte tabela gösteremediğini unuttu. AKP, Hakkâri’de 4 yıldır il başkanlığı için kiralık yer bulmakta zorlanıyor. Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na yönelik 12 Haziran seçimlerinde Hakkâri’de BDP destekli miting yaptığına ilişkin suçlamasını bu kez de 29 Ekim’deki yasaklı Cumhuriyet anması için yineleyince yeni bir tartışmayı da aralamış oldu. Er doğan, bu kez Kılıçdaroğlu’nu, “Niye Hakkâri’de Türk bayraklarını dolaştırmadın” sorusuyla suçlarken gözlerin iktidar olan kendi partisinin bu kentteki durumuna çevrilmesine neden oldu. İnternet sitesinde de yok Edinilen bilgilere göre AKP, iktidar partisi olmasına karşın 2008’den bu yana Hakkâri’de il başkanlığı için kiralık daire bulmakta büyük güçlükler yaşıyor. Hakkâri’de AKP, 4 yıldır belirli zaman aralıklarıyla tabela asarak bayrak gösteremiyor. Hakkâri, AKP’nin il başkanlığı için adres gösterip tabelasını alamadığı tek il özelliğini taşıyor. AKP’nin internet sitesinde de partinin Hakkâri il başkanlığı için açık bir adres bulunmuyor. ‘Sözlerimin arkasındayım’ Tekin, Özbay’ı ziyaret etti İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, “Sizin koruyamadığınız Cumhuriyeti biz savunuyoruz” sözlerinin sonuna kadar arkasında olduğunu belirterek “Ben sözlerimin arkasındayım. Sözlerimde yanlışlık yok. Sözlerimin muhatabı yanlış görüldü” dedi. 39 ilçe başkanıyla Saraçhane’deki CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenleyen Salıcı, istifa konusuyla ilgili ne genel başkan ile ne de genel merkez yetkilisi ile görüşmesinin olmadığının altını çizdi. Bir insanın 20 yıllık siyasi hayatını bir günde değiştirmeyeceğini söyleyen Salıcı şöyle devam etti: “Orada askerlerin hemen önünde sivil görevliler vardı. O, fotoğrafta görünmüyor. Algı yanlış oluşmuş olabilir ama onu düzeltmek bizim görevimizdir.” ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Ulus’ta 29 Ekim kutlamaları sırasında polisin müdahalesi sonucu yaralanan 73 yaşındaki Hasibe Melek Özbay’ı tedavi gördüğü Numune Hastanesi’nde ziyaret etti. Hastaneden ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tekin, örgüt liderleri Özbay’ı ziyaret ettiklerini ifade ederek Özbay’ın kaburgalarında, kol, bacak ve ayağı ile gözlerinde darp nedeniyle sorun olduğunu söyledi. Özbay’ın ailesinin mağduriyetlerine rağmen basın önüne çıkmak istemediğini, bunun ülkenin yasaklar nedeniyle geldiği noktayı ortaya koyduğunu belirten Tekin, “Yasaksız bir Türkiye yaratacağım’ diyenlerin utanması gerekir” dedi. Yürüyüşe katılanların iktidar tarafından “örgüt üyesi” olarak nitelendirdiğini belirten Tekin, “Bu ülkede milli bayramları kutlamanın bedeli örgüt üyeliğiyse ben herkesin örgüt üyesi olmasını talep ediyorum” ifadesini kullandı. ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “illegal” olarak nitelendirdiği Ankara’daki Cumhuriyet yürüyüşünde barikatların kaldırılması talimatını kendilerinin vermediğini açıklamasının ardından savcılığın “tavrı” da netleşti. Yüz binin üzerinde yurttaşın katıldığı Cumhuriyet yürüyüşüne ilişkin 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet suçundan başlatılan soruşturmayı, dün Basın Suçları Soruşturma Bürosu’ndan sorumlu Başsavcı Vekili Nuri Yiğit devraldı. Yiğit, Ankara Emniyeti’ne giderek görüntüleri izledi ve şüpCHP’Lİ KESKİN: helilerin tespit edilerek ifadelerinin alınSALDIRIYA ması talimatını verSoruşturmada UĞRAYAN BİZDİK di. önceliğin yürüyüşü organize edenler, AYŞE SAYIN polislerin yaralanmasına neden olanANKARA CHP Gesı lar ile barikatın yıımcı Yard nel Başkan Adnan Keskin, Cumhu kılmasında rol oyriyet Bayramı kutlamaları nayanlara verileceği sırasında çıkan arbedeöğrenildi. de, şoförünün Ankara Soruşturmanın Emniyet Müdür Yardımbir ayağını da baricısı Mahmut Azmaz’ın katın aşılmasını “burnunu kırdığı” gesağlayan CHP lideyaında rekçesiyle hakk ri Kemal Kılıçdaarılm çıka rı kara ma kala roğlu ve berabeKes i. sına tepki gösterd rindeki yaklaşık 50 kin, “Polis bana fiziki milletvekilinin dumüdahalede bulunup rumu oluşturuyor. kravatımdan çekince farklı gruplardan tepki Polisin elindeki ler geldi ve cisimler kamera kayıtlarınatılmaya başlandı, müda ilk somut gödür yardımcısı o zarüntünün CHP i. man yaralanmış” ded Genel Sekreteri Adnan Keskin’e yönelik olduğu belirtildi. Kayıtlarda, Adnan Keskin’in bir polis memuruna fiziki müdahalede bulunduğu sıradaki görüntülerinin yer aldığı iddia edildi. Keskin’in koruması olduğu öne sürülen Yurtal Gültekin’in barikatların aşılması sırasında Emniyet Müdür Yardımcısı Mahmut Azmaz’a yumruk atması olayının da kamera görüntülerinde yer aldığı ileri sürüldü. Polisler doktorlardan şikâyetçi Yürüyüşte çıkan olaylarda yaralanan 15 polis ile Emniyet Müdür Yardımcısı Mahmut Azmaz, kendilerini tedavi etmediklerini ileri sürdükleri Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi doktorları E.D.A ile M.Ö.T hakkında suç duyurusunda bulundu. Hastane yetkilileri de doktor E.D.A hakkında soruşturma başlattı. AA’nın konuyla ilgili geçtiği haberde E.D.A için “daha önce de ‘darp, hakaret ve ölüme sebebiyet verme’ suçlarından poliste kaydının olduğu’ ifadesine yer vermesi dikkat çekti. Ankara Barosu ise halkın Cumhuriyeti kutlamasını engelleyen polisler ile buna yönelik emir veren kamu görevlileri için savcılığa başvurdu. Salıcı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear