23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 KASIM 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 17 Tarihi kentlerimiz kapanmasın Çoğu Osmanlı zamanında kurulmuş en eski belediyelerimiz bile mahalleye dönüşecek! Büyükşehirleri il düzeyinde yetkilendirerek çoğaltan yasa eleştiriliyor; tarihleri bin yıllara uzanan, hatta Osmanlı’nın kurduğu belediyelerimizin bile kapatılması ise “infial” yaratıyor. Yasa, uygarlık değerlerimizle birlikte ve demokrasiye de darbe indirecek; çünkü çağdaş demokrasi kültürünün temel göstergesi örneğin Fransa’da 35 bini aşan belediye sayısı... Bizde ise ancak 3 bini bulabilen belediyeleri bile yarıya indirmek, asla “demokratikleşme” olamayacağı gibi, “dünya mirası” yerleşimleri belediyesiz bırakmak ise yasadaki “kültür yoksunluğu”nun kanıtı... AĞAOĞLU’NUN ‘KÖPEĞİN ÖLÜMÜ’YLE BAŞLIYOR Açık Radyo’da radyo tiyatrosu Kültür Servisi 17 yıldır 94.9 frekansından yayın yapan “dünyanın tüm seslerine” Açık Radyo, “Altıdan Sonra Tiyatro” işbirliği ile yeniden radyo tiyatrosunu dinleyenlerle buluşturuyor. Radyonun 36. yayın dönemi boyunca devam edecek radyo tiyatrosu kuşağında, hem radyo için yazılmış tiyatro oyunlarını, hem de yazarların tiyatro metinlerinin radyo uyarlamalarını dinleyebileceksiniz. “Altıdan Sonra Tiyatro”nun çeşitli oyunlarında karşımıza çıkan “Filifu”, aynı zamanda altı yıl önce hazırlanan radyo tiyatrosu programına da ismini vermişti. Şimdi “Filifu’dan Sesler”, Türkçe edebiyatın klasik tiyatro metinlerine yöneliyor; ilk konuk Adalet Ağaoğlu. Yazarın 1971’de yazdığı ve TRT’nin sansürüne takıldığı için dinleyicisine ulaşamamış “Köpeğin Ölümü”, radyo tiyatrosunun ilk durağı olacak. Üç bölüm halinde yayınlanacak “Köpeğin Ölümü”nün ardından radyo oyunları, Nâzım Hikmet, Haldun Taner, Güngör Dilmen, Memet Baydur ve Melih Cevdet Anday’ın metinleriyle devam edecek. “Filifu’dan Sesler”, çarşamba akşamları saat 19.00’da, 94.9 Açık Radyo’da yayınlanan “Açık Dergi” programında. BuNefretinHesabı Sorulmaz mı? Kız kardeşim, gözleri dolu dolu anlatıyor: Sabah beşte 3 arkadaş İstanbul’dan yola çıkmışlar. Otomobilde olduklarından, hiçbir engelle karşılaşmamışlar. Hatta hem gidişte hem dönüşte, araçları engellenen gençleri de almışlar otomobile. Ankara’ya sorunsuz varmışlar. O coşkuyu anlatıyor. O sevinci… “Sokaklardan insan seli akıyordu”. Omuz omuza, yürek yüreğe vermiş genç yaşlı, çoluk çocuk gelmiş güzelim insanları anlatıyor… Sevincin, umudun, hasretin paylaşımı … Sonra korkusunu anlatmaya başladı: “Bir anda kendimizi o çemberin içinde bulduk. Dört bir yandan sarılmıştık. Üzerimize hem tazyikli su hem de biber gazı sıkılıyordu. Kimileri yere düştü, kimileri birbirine daha sıkı sarıldı… Bu kez ilkinden de daha çok gaz sıkıyorlardı…” İlk saldırıyı yanlarında getirdikleri limonla geçiştirmişlerdi ama bu kez, göz gözü görmez olmuştu… “Korktum, ölmekten korktum. Ayaklar altında kalıp ezilip ölmekten korktum.” Bir an, çok kısa bir an, vazgeçsek mi Anıtkabir’e yürümekten diye üç genç kadın birbirlerine bakmışlar... Aynı anda “öleceksek ölelim” deyip yola devam etmişler… Bayrak açanlara polislerin nasıl tekme tokat giriştiğini gördükten sonra; tepelerindeki helikopterden de biber gazı ya da kurşun yağabileceğini düşündükten sonra… “Geri dönemezdik!” “O an hepimiz dönüşü olmayan bir yolda olduğumuzun bilincindeydik.” Barikat açıldıktan sonra, bir polise yaklaşıp “Neden” diye sormuşlar. Polis önce gözlerini yere indirmiş, neden sonra minicik bir sesle yanıtlamış: “Emir böyle” ??? Kız kardeşim bu Cumhuriyet Bayramı’nı hiç ama hiç unutmayacak. Çocukları da öyle… Yaşadığı o günü bana anlatırken, gözyaşlarımızı tutamamamızın nedeni, korku değildi, acı da değildi, sadece utançtı! “Güç bende” inancıyla, her söylemiyle nefret üreten, her ama her alanı “ya bizdensin ya düşman” diye ayrıştıran bir başbakanın, bir iktidarın, bu kin ve nefreti nereye dek tırmandırabileceğini anlamanın utancı… Ne acı ki güç sahibinin bu kin ve nefretinden, bu ayrımcılığından, bu intikam tutkusundan Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm değerleri de pay alıyor! Günlerdir Türkiye ve Türkiye’yle ilgilenen dış dünya, kendi insanlarına Cumhuriyet Bayramı’nı yasaklayan; kendi halkına şiddet uygulayan, ellerinde Türk bayrağı tek amacı Ata’nın huzuruna çıkmak olan insanlara uygulanan zulmü konuşuyor. Devletin kurucusuyla kavgalı bir Başbakan’ın “ileri demokrasi” diye nitelediği yönetiminde diktatörleşmesini konuşuyor… Başbakan doğru söylemiyor: Kız kardeşim, anarşist değil, terörist değil, Ergenekoncu değil, darbeci değil, holigan değil… Ama düne kadar adını bile duymadığı Türkiye Gençlik Birliği’nin artık sıkı bir hayranı… Bir de günlerdir ağzından düşürmediği şu sorunun takipçisi: Bu nefretin, sürekli nefret üretmenin hesabı bir gün sorulmaz mı? TKB Üyeleri Kapatılacak belediyeler arasında Tarihi Kentler Birliği (TKB) üyeleri de var… Bunun anlamı, 2000’deki kuruluşundan bugüne üye sayısı 50’den 350’ye çıkan birliğe “üyelik koşulları”ndan anlaşılabilir. TKB’ye ancak; “yerleşme dokusunun önemli ve etkin bir kesimi kentsel, arkeolojik, tarihsel ve/ya doğal sit olarak tescil edilmiş; güçlü ve önemli anıtsal yapıları bulunan, özellikle bu yapılarıyla tanınan; bir ya da birkaç antik kentle üst üste ve iç içe yaşayan; diğer ülkelerdeki tarihi kentlerle ‘kardeş şehir’ ilişkisi kurmuş; önemli tarihsel olayların cereyan ettiği; geçmiş uygarlıklara başkentlik yapan ve UNESCO’nun Dünya Mirası listesine girmiş kültür değerlerinin bulunduğu kentler”imiz üye olabiliyor. İşte bu nitelikleri bile gözetmeyen talihsiz yasanın kurbanı olacak sadece TKB üyesi belediyelerden bazıları: AntalyaKorkuteli’nin Büyükköy’ü; Manavgat’ın adı binlerce yıldır değişmeyen ve antik kentle iç içe yaşayan Side’si; Kaş’taki tarihsel liman Kalkan ile Kemer’in Tekirova’sı; Akseki’nin Süleymaniye, Kuyucak ve 1933’teki 10. Yıl kutlaması yangınından sonra Atatürk’ün bağışları ve kendi çizerek önerdiği imar düzeniyle yeniden inşa edilen Cevizli’si; Alanya’nın Türkler’i; Demre’nin antik Likya yolu merkezlerinden, kalesiyle ünlü Beymelek’i... Aydın’da Kuşadası’na bağlı Davut Aliağa’nın Yenişakran’ı... Kayseri’de Mimar Sinan’ın doğup büyüdüğü efsane kent Ağırnas; Bünyan’ın destansı Koyunabdal’ı; Akkışla’ya bağlı Kululu... Kocaeli’de kayak merkezi Kartepe; Konya’da İmrenler... Malatya’da Darende’nin masalsı güzeli Balaban... Manisa’da Gördes’in Kayacık’ı; Salihli’deki Kral Karun’un zengin kenti, arkeoloji merkezi Sart; Mersin’de Ataşehir ve Uzuncaburç... Muğla’da Milas’ın tarihi kalesiyle ünlü Beçin’i, antik Ceramos’u baAkyaka’daki doğaya uyumlu rındıran Ören’i ve tarihi limanı Güllük; mimarinin bekçisi belediye. Yatağan’daki eski yerleşimlerden Turgut ile kentsel ve doğal sit niteliğindeki Bin yılların kenti Bozüyük; Ortaca’da Köyceğiz Gölü ile Side belediyesiz Ege’nin buluştuğu kanallardaki antik bırakılabilir mi? Caunos’la bütünleşmiş doğal cennet Dalyan; Bodrum’a bağlı kimlikli Gümüşlük; Ula’nın Gökova Körfezi güzeli ve Nail Çakırhan mimarisiyle bezeli Akyaka’sı ve Marmaris’in orman güzeli Beldibi... Şanlıurfa’da Viranşehir’e bağlı Eyyüpnebi... Listede, büyükşehirlere bağlı olmalar... yan, nüfusu 2 binden az olduğu için kaBalıkesirEdremit’in Kaz Dağı yer patılacak belediyelerimiz yok. Onlar leşimlerinden Zeytinli’si; sit alanlarıy arasında da nice tarih ve turizm la bezeli Altınoluk’u, tarihle iç içe Gü merkezlerinin bulunduğunu düre’si... şünürseniz, yasanın ne denli “uyBursa’da, Osmanlı’dan bu yana be garlık düşmanı” olduğunu daha fazla lediye olan Tirilye... Hatay’da yaşam anlatmaya gerek var mı? merkezi Harbiye, İskenderun’un ArBaşta Başbakan Erdoğan ve Kültür suz’u, Dörtyol’un Payas’ı... ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile İzmir’de Dikili’nin güzelleri Çan eğer gerekirse Cumhurbaşkanı Gül bu darlı ve Bademli; Ödemiş’e bağlı Ko katliamı mutlaka durdurmalılar. Yasanaklı; orman, dağ ve gölün buluştuğu nın, kültür odağı belediyelerimizi göBozdağ ve İmam Birgivi’nin kutsal zetmesi için çözüm önerimiz ise gelekenti Birgi; Çeşme’ye bağlı Alaçatı, cek yazıda.. Ağırnas’taki Sinan Evi belediyenin çabalarıyla korunuyor. Birgi’deki ünlü Çakırağa Konağı belediyesiz kalabilir mi? KÜLTÜR SANAT BULUŞMALARI 13 KASIM’DA BAŞLIYOR ENKA’da Tempo, Allegro Kültür Servisi Bu yıl 24. yılına giren ENKA Kültür Sanat Buluşmaları, 13 Kasım18 Aralık tarihleri arasında sadece müzik etkinliklerinden oluşan bir program sunuyor. Birbirinden farklı sanatçıların yer aldığı “ENKA’da Tempo, Allegro!” günleri, solistliğini Gökhan Aybulus’un yaptığı, Cem Mansur şefliğindeki Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrası’nın “Listz Akşamı” konseri ile başlıyor. İdil Biret’in piyano resitali ve Şirin Pancaroğlu yönetimindeki, Latin müziklerini icra eden Cafe Tango da programda yer alan konserler arasında. İlginç şarkı sözleri ve farklı tarzı ile Nil Karaibrahimgil ise şarkılarını 4 Aralık akşamı seslendirecek. Viyolonsel ve piyano ikilisi Dilbağ Tokay ve Emine Serdaroğlu, 11 Aralık’ta ENKA sahnesinde olacak. Etkinlik, İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin “Wolfgang ve Lorenzo” müzikli oyunuyla sona erecek. Çocuklar için hazırlanmış BT Müzikevi projesi “Dansa Davet” etkinliği ise 9 Aralık saat 11.00’de başlayacak. ENKA İbrahim Betil Oditoryumu’nda gerçekleşecek etkinlikler için önceden rezervasyon yaptırılması önerilir. Saat 20.30’da başlayacak her etkinlik öncesi saat 19.00’da Taksim AKM önünden ücretsiz servis kalkacak. (www.enkasanat.org) 18. Gezici Festival başladı ? Kültür Servisi Ankara Sinema Derneği tarafından TC Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlenecek Gezici Festival, 18. yolculuğuna hazırlanıyor. 30 Kasım 10 Aralık tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşacak festival, her yıl olduğu gibi Ankara’dan başlayacak, 30 Kasım 6 Aralık’taki gösterimlerin ardından 7 10 Aralık tarihleri arasında Sinop’a, Sinop Valiliği, Sinop Belediyesi ve Sinop Kültür ve Turizm Derneği’nin katkılarıyla konuk olacak. Festivalin bölümleri, Tuncel Kurtiz’in En Sevdiği Filmler, Savaşla Büyümek, Üretim Hatası ve Larry Jordan Toplu Gösterimi başlıklarını taşıyor. Nil Karaibrahimgil Mehtap Ar Çocuk Tiyatrosu’nda yeni sezon ? Kültür Servisi Sabancı Vakfı’nın Türkiye’nin dört bir köşesindeki çocuklara tiyatro sevgisi aşılamak amacıyla, 2006 yılından başlayarak 6 yıldır kesintisiz desteklediği Mehtap Ar Çocuk Tiyatrosu, 2012 2013 turnesine “Okumak, Okumak, Okumak” adlı müzikal oyunla, bugün İstanbul’dan başlıyor. Mehtap Ar Çocuk Tiyatrosu, 7 Kasım’a kadar İstanbul’da sahnelenecek oyunların ardından Sivas, Kayseri, Kırıkkale, Çankırı, Düzce, Eskişehir, Bilecik, Adapazarı, Bursa ve Konya olmak üzere 10 ilde çocukları tiyatro ile tanıştıracak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear