23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 EKİM 2012 CUMA 6 HABERLER Hıristiyan cemaati çifte Sanatçılar: Kimse bayram kutladı Daha Ne İstiyorlar? Son günlerde Kürt sorununa barışçıl çözüm arayışlarının çoğalması ne kadar sevindirici ise irdelemelerin gerçekçilikten uzak olması da o derecede düş kırıcı. O amaçla yazılmış olmasa da Güngör Uras’ın salı günü Milliyet’teki köşesinde yayımlanan yazı da konuya üstünkörü yaklaşanların yanılgılarını yoğunlaştırabilecek olması bakımından üzerinde durmaya değer. Hemen belirtmek isterim ki, ne Güngör Uras öyle bir yanılgının içinde ne de yazıda yanlış anlamayı tetikleyecek bir husus var... Yanılgı daha çok etnik soruna yanlış yaklaşan çoğunluğun önyargısından doğuyor. Güngör Uras söz konusu haber yorumunda, hükümetin hazırladığı ve 19 Haziran’da yürürlüğe giren yatırımları teşvikle ilgili yasa gereği Güneydoğu bölgesine 10 milyar liralık bir pay ayırmış. Öngörülen teşviklerin toplamının 25 milyar, Marmara’ya ayrılan payın 1.1 milyar olduğu düşünülürse, olayın önemi kendiliğinden anlaşılır. Doğrusu, teşviklerle ilgili bu karar sevindiricidir. Bölgelerin gelişmişlik sıralamasına göre, payların bu biçimde saptanması, hakkaniyete ve akla uygundur. Bu yazı ise bu doğru kararla ilgili olarak kamuoyunda yaygın olan iki yanılgıya dikkat çekmek için kaleme alınmıştır. ??? Birinci yanılgı teşvikin verilmesiyle, konunun çözüldüğünün sanılmasıdır. Bir bölgede yatırım riskli ise teşvik, o riskin boyutuna eşit veya onu aşan avantajlar sağlamadığı sürece yatırımlar gerçekleşmeyecektir. Nitekim bundan önceki yıllarda, devletin vaat ettiği teşviklere karşın, beklenen yatırımlar gerçekleşmemişti ve bunun böyle olacağı da önceden açıkça belirtilmişti. Terörün önlenmesi için bölgenin ekonomik durumunun özellikle istihdamı ve geliri artırıcı yatırımlarla düzeltilmesini öngörenler, “yatırım gelir terör gider” sloganını ortaya atmaktadırlar ama yaşamın gerçekleri de bize “terör gider, yatırım gelir” sloganının daha akla yakın olduğunu göstermiştir. Kaldı ki, yatırım terör tümüyle gitmeden gelse, istihdam ve geliri artırsa da etnik istemleri kendiliğinden ortadan kaldırmıyor. Dünyanın dört bir yanındaki anlaşmazlıklar bize etnik taleplerin ekonomik durumun düzeltilmesiyle ortadan kalkmadığını, hatta bunun etnik talepleri yatıştırmak yerine azdırdığını gösteriyor. ??? Belçika’daki VallonFlamand çekişmesi bu olgunun en güzel örneğini oluşturur. 1960’larda, hem siyasal hem de ekonomik açıdan kendilerini Vallonlar’ın gerisinde gören Flamanlar bu duruma başkaldırıp eşit siyasal haklara fazlasıyla kavuşurken, aynı zamanda ekonomik koşulların değişmesiyle birlikte kendi refah çıtalarını Vallonlar’ınkinin üstüne çıkarmayı da başarmışlardır. Bu durum, beklenen ve ileri sürülen gerekçelerin tersine Flamanlar’daki ayrılık taleplerini azaltmamış, çoğaltmıştır. İspanya’da sahip oldukları çok geniş özerk yetkilere, her türlü anadilinde eğitim serbestisine karşın, ayrılıkçı istemleri hâlâ dinmeyen Bask bölgesi ile Katalonya’nın ülke ortalamasının üstünde bir gelire sahip olduklarını da unutmamak gerekir. Kısacası, Kürt sorununun çözümünün bölgenin gelir düzeyinin artırılmasıyla otomatik olarak çözüleceğini sanmak yanıltıcıdır. Ne yazık ki, bu gerçek uzun süre anlaşılmamış, yanlış bir slogana bel bağlanarak, sorunun karmaşıklığı görmezden gelinmiştir. Bu demek değildir ki, bölgenin ekonomik koşullarını düzeltmemek, oraya yatırım yapmamak gerekir. Kuşkusuz bu tür girişimlerin sorunun çözümüne olumlu etkileri olacaktır. Ama bunun tek başına çözümü getireceğini sanıp “Daha ne istiyorlar?” demek yanıltıcıdır. engel olamaz İstanbul Haber Servisi Sanatçılar Girişimi, Cumhuriyet Bayramı’nın 1. Meclis önünde kutlanmasının yasaklanmasına karşın 29 Ekim Pazartesi günü saat 11.00’de Ankara Ulus’taki 1. Meclis önünde olacaklarını açıkladı. Açıklamada “Hiçbir siyasal iktidar ya da kurum ulusal bayramlarımızın kutlanmasına engel olamaz” denildi. Sanatçılar Girişimi’nden yapılan yazılı açıklamada, “29 Ekim Pazartesi günü saat 11.00’de Cumhuriyetimizin 89. kuruluş yılını kutlamak için Ankara Ulus’ta, 1. Büyük Millet Meclisi önünde olacağız” denildi. Açıklamada tüm sanatçı ve halkın, törenlere katılması çağrısında bulunuldu. İskenderun’daki Rum Ortodoks Kilisesi Vakfı, 10 yıldır kutladığı dini bayramların yanı sıra Cumhuriyetin ilan edilişinin 89. yılını da astığı afişle kutladı. Şehit Pamir Caddesi üzerindeki kilise duvarına, “Tüm vatandaşlarımızın Kurban Bayramı’nı ve Cumhuriyetimizin 89. yıldönümünü kutlarız” yazılı afiş asıldı. Kilise Vakfı Başkanı Can Teymur, “Toplumumuzun sevinç ve mutluluğunu paylaşmak için bu pankartı astık. Cumhuriyet ve Kurban bayramlarının bu yıl art arda kutlanması nedeniyle her iki bayramın getirdiği sevincimizi ifade etmek ve vatandaşlarla kutlamak için afişimizi astık. Bu bizim gururumuzdur. Bunu ifade etmek için afişi astık” dedi. (Fotoğraf: AKIN BODUR) 29 Ekim’i halkla kutlayacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın sözlerine sert tepki gösterdi: Bedel ödemeye hazırım İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Ulus’ta düzenlenecek kutlama törenlerine getirilmek istenen yasağı sert bir dille eleştirerek “Bayram kutlamanın hele hele Cumhuriyet Bayramı’nı kutlamanın izni olmaz” dedi. Başbakan Erdoğan’ın “alınan istihbarat üzerine yasaklandığı” açıklamalarını da “Sen devlet değil misin, yasaklayarak mı önlem alıyorsun? İstihbarattan güç alan bir devlet başkanı olmaz” diyen Kılıçdaroğlu, 29 Ekim’de tüm yurttaşların ellerinde Türk bayrakları ile TBMM önüne gelmesini isteyerek “Halkın arasında olacağım. Eğer bir bedel ödenecekse orada o bedeli ödemeye de hazırım” dedi. Kılıçdaroğlu, Silivri Ceza İnfaz Kurumları yerleşkesinde dün CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ı ziyareti sonrasında cezaevi önünde gazetecilerin Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına yönelik sorularını yanıtladı. Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına yasak getirilmesinin kabul edilemeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu “Bu ülkenin kurucusunun saygıyla anılmasını engellemek istiyorlar. Bir insanın elinde karanfil demetiyle gidip Mustafa Kemal Atatürk’ün heykeline çiçek bırakması ne zamandan beri suç olmaya başladı?” diye sordu. Başbakandan istihbarat kılıfı İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Valiliği ve CHP arasında yaşanan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlaması tartışmasına “valilik yasağına destek vererek” katıldı. Erdoğan, “Valilik şu anda kendi aldığı istihbaratlarla üzerine düşen görevi yapmıştır. Bu olay çok da çirkin istikametlere taşınırsa valiliğin müsaade etmemesi en doğal, tabii hakkıdır” diye konuştu. Erdoğan’ın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı yürüyüşü ile ilgili, “Farklı program yapmayın, yapacaksanız da kendi belediyelerinizde yapın” açıklaması dikkat çekti. Erdoğan, dün İstanbul’da bayram namazının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, bir gazetecinin sorusu üzerine, Ankara Valiliği’nin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kapsamında Ulus’ta düzenlenecek yürüyüşü yasaklamasını değerlendirdi. Erdoğan şunları kaydetti: “Bu tür bayramlarımızı, milli duygular içerisinde birlikte yaşamamız lazım. Bunu farklı saplantılar içerisine sokar da farklı gelen istihbaratlarla bu olay çok daha çirkin istikametlere taşınırsa, buna da valiliğin müsaade etmemesi en doğal, tabii hakkıdır. O gün hep birlikte gideceğiz Anıtkabir’de görevimizi yapacağız, buyursunlar hep birlikte Hipodrom’da görev yapılacak. Oralarda da bunu yapma şansları var. Bunu muhalefet partileri kendilerince yapıyorlarsa, buyursunlar belediyelerinde de aynı şeyleri yapabilirler. ” VALİLİK: BİLDİRİYİ ENGELLEMEYİZ Yürüyüş yasağından vazgeçmedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Daha önce 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda 1. Meclis binası önünde Vatan ve Cumhuriyet Birlikteliği’nin basın açıklaması yapmasına izin vermeyen ve “engelleyeceğini” açıklayan Ankara Valiliği, ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan’a sözlü olarak “buluşmanın ve basın açıklamasının engellenmeyeceğini” bildirdi ve buluşma için kent dışından gelecek otobüslere yer gösterdi. Ancak valilik, 1. Meclis’ten Anıtkabir’e Seferberlik Yürüyüşü’ne yönelik yasak kararından dönmedi. Ankara Valiliği’nin basın açıklamasını engelleyeceğini bildiren açıklamasının ardından ADD Genel Başkanı Çölaşan’ın vali yardımcıları ile görüştüğü, CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan ile de telefon görüşmesi yapıldığı öğrenildi. Vali yardımcıları Çölaşan’a “basın açıklamasının engellenmeyeceğini, valilik tarafından yapılan açıklamanın yanlış anlaşıldığını, izin verilmeyen ve engelleneceği söylenen etkinliğin Anıtkabir’e yürüyüş olduğunu” sözlü olarak bildirdi. Öte yandan ADD, hem kutlamanın hem de yürüyüş ile ilgili valilik açıklaması ile ortaya çıkan idari işlemin yürütmesinin durdurulması yargıya başvurdu. ek isteğim, Türk bayrağı ile gelin’ Bir gazetecinin Erdoğan’ın Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının gelen istihbarat üzerine yasaklandığı açıklamaları anımsatması üzerine Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin, istihbaratlarla yönetilen bir devlet olmadığını, anayasaya göre, her yurttaşın toplantı ve gösteri yapma hakkı bulunduğunu belirterek şöyle devam etti: “Yasak geldiği için ben 29 Ekim törenlerinde değil, halkın arasında olacağım. Eğer bir bedel ödenecekse orada o bedeli ödemeye de hazırım. Biz Cumhuriyeti kurduk, istihbarat geldi, Cumhuriyeti kutlamaktan vazgeçelim. Böyle bir anlayışı kabul etmeyiz, bu çağdışı bir anlayıştır, korkulan bir anlayıştır. Babalarımız, dedelerimiz, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı düşman geldi, korktuk diye yapmadılar. Tam tersine üstüne yürüdüler, 7 düvele karşı mücadele ettiler. Halkın egemenliğine dayalı Cumhuriyeti kurdular. Başbakan ve onun uzantıları yasak getiriyorlar. Yasağı kabul etmeyiz biz. Halkın arasında, o 29 Ekim’de olacağım ve Fotoğraf: AAAHMET DUMANLI ‘T ALMANYA’DAKİ ALEVİ ÖRGÜTLERİ manın izni olmaz. Cumhuriyeti o kadar kolay kurmadık, mücadeleyle kuruldu. Birileri kalkacak istihbarat geldi. Sen devlet değil misin, yasaklayarak mı önlem alıyorsun? Hiçbir şekilde istihbarata dayalı bir yasaklamayı demokrasi ile bağdaştırmıyoruz. Bunu söyleyen kişi de bu ülkede ben başbakanlık yapıyorum diyorsa, kimse kusura bakmasın ama istihbarattan güç alan bir devlet başkanı olmaz. Başbakan, demokrasilerden ve özgürlüklerden güç alır.” beraber kutlayacağız. Yurttaşlarımdan tek isteğim var. Herkes eline bir Türk bayrağı alarak gelsin. Cumhuriyetin kurulduğu TBMM önünde saat 11.00’de olacağım.” Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin “Başbakan, ‘Valilik gereğini yapacak’ dedi” anımsatması üzerine şunları kaydetti: “Sayın Başbakan ne söylerse söylesin. Bayram kutlamanın hele hele Cumhuriyet Bayramı’nı kutla ‘Demokrasiyle bağdaşmıyor’ Amasya Valisi hâlâ anlamamış! AMASYA (Cumhuriyet) Amasya Valisi Abdil Celil Öz, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunun kentteki bir pastanede yapılacak olmasına gelen tepkilere bir anlam veremediğini söyledi. Vali Öz, “Bir otelde olursa gayet güzel, kutsal, amacına uygun bir mekân, otel dışında herhangi bir pastanede, restoranda veya kapalı bir mekânda olursa sanki günah mı, kötü bir şey mi? Mekânın ismine niye bu kadar takılı kalıyoruz? Bunu niye bu kadar büyütüyoruz onu anlamıyorum ben” diye konuştu. Resepsiyonun Amasya Genelgesi’nin imzalandığı Saraydüzü Kışlası’nda yapılması isteğine de karşı çıkan Öz, “Yaz ayları olsa, açık alanda olsa, bahçesi müsait ama kapalı alan olarak sergi salonu var. En fazla 200 kişi sığabilir. Mekân olarak yeterli değil. Biz 400 kişilik katılım bekliyoruz” dedi. Erdoğan’ı protestoya hazırlanıyor SÜHEYLA KAPLAN Ülgen, Askeri Casusluk davasında mahkemenin gerekçeli kararını eleştirdi ‘Hukuk adeta eğilip bükülmüş’ İstanbul Haber Servisi Askeri casusluk davasında savunman olarak görev alan avukat Celal Ülgen, davaya bakan İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararında sağlam bir “gerekçe” olmadığını söyleyerek “Karar aslında 523 sayfa değil. Sadece 123 sayfadan ibaret. O da çoğu kararda uygulanan TCK maddeleri ile ilgili tartışmaları içermekte. Hukuk adeta eğilip bükülmüş” dedi. Askeri casusluk ve fuhşa teşvik iddialarına ilişkin muvazzaf subay ve TÜBİTAK görevlilerinin yargılandığı 56 sanıklı dava 2 Ağustos’ta sonuçlandı. Sanıkların tümü, casusluk ve fuhşa teşvik suçundan beraat etti. Mahkemenin gerekçeli kararı da 23 Ekim Salı günü açıklandı. Ülgen, dün yaptığı yazılı açıklamada, gerekçeli kararın, hukuki içerikten yoksun olduğunu belirtti. ‘Dışarıdan dayatılmış gerekçe’ Ülgen şöyle devam etti: “Hukuktan bu kadar az nasiplenmiş bir kararla ilk kez karşı karşıyayız. Özellikle dijital deliller konusunda delillerin toplanma biçimi, imaj alma eksiklikleri büyük bir pişkinlikle hukuka uygunmuş gibi sunulma çabasına girilmiş. Bu konu o kadar basit değil. Bu karar peşin bir sultan hükmü gibi. ‘Yazdım karar oldu’ deniyor.” Kararda dijital delillerle ilgili bölüme dikkat çeken Ülgen, “Bu bölüm, Balyoz davasının gerekçeli kararında da karşımıza ne çıkacağının ilk habercisi. Bu kararla üretilmiş, fabrikasyon deliller aklanmak isteniyor. Bu delillere hukuksal bir kılıf giydirme çabası var. Bu çaba adeta sırıtıyor ve gerçek bütün çıplaklığı ve hoyratlığı ile ortada duruyor. Bir maddi gerçek ancak böyle gizlenir. Fabrikasyon delillerle ilgili değerlendirmelerin kararı veren özgün düşünceleri olduğu kanısında değiliz. Böyle bir gerekçe sanki dışarıdan dayatılmış gibi ” dedi. BERLİN Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya’ya 3031 Ekim tarihleri arasında düzenleyeceği resmi ziyaret dolayısıyla Aleviler ve sivil toplum örgütlerinin kitlesel bir protesto yürüyüşüne hazırlandığı bildirildi. Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) Başkanı Hüseyin Mat, 31 Ekim tarihinde Başbakan Erdoğan’ın Almanya Başbakanı Angela Merkel ile görüştüğü sırada bir protesto yürüyüşünde bulunacaklarını belirterek “Başbakan Erdoğan’ın nasıl ikiyüzlü bir politikacı olduğunu Alman medyasına ve kamuoyuna yansıtmaya çalışacağız. Protesto mitingimize çeşitli sol dernekler de destek verecek” dedi. Mat, şöyle konuştu: “Erdoğan ve hükümetine karşı ciddi bir muhalefetin olduğunu burada göstermek istiyoruz.” Mitinge Sol Parti Federal Meclis Grup Başkanı Gregor Gysi başta olmak üzere birçok Alman politikacının da destek vereceği öğrenildi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear