Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
30 EYLÜL 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA DIŞ HABERLER düzenlenen uluslararası banka yöneticileri toplantısını açış konuşmasını Fransız Merkez Bankası Başkanı’nın, Fransızca yerine İngilizce yapmasını “kınama” amacıyla anında salonu terk dishab@cumhuriyet.com.tr 13 Dışişleri, füze kalkanıyla ilgili paraf edilmiş mutabakat muhtırasını CHP’li Tanal’a vermedi Türkçemiz… il Derneği’nin 24. “Dil DBayramı’nın” 79. veÇankaya yıldönümleri Ankara’da Kültür Merkezi’nde 26 Eylül’de törenle kutlandı, dilimize katkıda bulunanlara “Onur Ödülü” verildi. “Ömer Asım Aksoy Ödülü’nü” ozan Halim Yazıcı “Küçük Taşlar İklimi” kitabı ve “Kerim Afşar Ödülü’nü” de Zeynep Koçar “Medine” adlı oyunu ile aldılar. Seçici kurul, aralarında benim de bulunduğum Atilla Aşut, Mustafa Bozbey, Nadir Gezer, Ahmet Leventoğlu, Prof. Dr. Bülent Sankur, Şenal Sarıhan, Prof. Dr. Sedat Sever, Sacit Somel, Prof. Dr. Erdoğan Tekin, Öner Yağcı, Ergin Yıldızoğlu’nu “Onur Ödülü’ne” uygun görmüştü. Ödülleri Dernek Başkanı Sevgi Özel ve Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık verdiler. Ertesi akşam Başkent TV’de Tevfik Kızgınkaya’nın yönetimindeki “Ortak Çözüm”de Özel ve Sever ile birlikte konuyu iki saat izleyicilerle paylaştık. Orada söylediklerimi, izleyemeyen okurlara özetlemeye çalışacağım. Radar metni onaylanmadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Füze Kkalkanı projesinde radar sisteminin Türkiye’ye kurulmasına olanak veren mutabakat muhtırasının henüz onay alıp yürürlüğe girmediği, ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone ile Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun parafe ettiği metin üzerinde çalışmaların sürdüğü, projeye ilişkin pazarlıkların ve uygulamaların henüz onay almamış bir metin üzerinden yapıldığı ortaya çıktı. Konu, CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın Dışişleri Bakanlığı’ndan söz konusu muhtıranın içeriğine ilişkin bilgi isteğiyle anlaşıldı. Tanal’ın Cumhuriyet’e verdiği bilgiye göre, kendisi önceki gün Dışişleri Ba etmişti. Buna karşılık resmi dili Türkçe olan Cumhurbaşkanı, ekonomiden söz ederken “kalkış” yerine “take off”, “rahatsız olmak” yerine “irite” sözcüklerini kullanıyorsa, Başbakanı da “kışkırtma” yerine “provoke” ve “önemsizleştirmek” yerine “minimize” diyorsa varın gerisini siz düşünün! Beni en çok bir devlet kurumu olan TRT’nin Türkçesi üzüyor. Jülide Gülizar’ı saygıyla anıyorum. Hiç onun ağzından çıkan “detay, start, trend, full time, jenerasyon, fonksiyonel” Füze kalkanı projesi çerçevesinde Türkiye’ye yerleştirilecek radarla ilgili uygulamalar, henüz onaylanmamış belge üzerinden yürütülüyor. Konu, CHP Milletvekili Tanal’ın bilgi istemesi üzerine ortaya çıktı. kanlığı Müsteşar Yardımcısı Halit Çevik ile görüşüp, mutabakat muhtırasının bir örneğini istedi. Ancak olumlu yanıt alamadı. Tanal, Çevik ile görüşmesine ilişkin ayrıntıları anlattı: “Bu adam der ki, ‘Kardeşim onaylanmamış bir belgeyi kimseyle paylaşma imkânımız yok’. Dedim ki ‘Ben bir milletvekiliyim, siz böyle bir belgeyi paraf ediyorsunuz. Bu benim ülkeme ne getiriyor, ne götürüyor, ben bu konuda bir katkı sunmak isterim. Ben hukukçuyum, sözleşmeleri, mevzuatı bilen bir insanım’ dedim. ‘Bunun üzerinde çalışmak istiyorum’ dedim. Büyükelçi de bana ‘Biz paraf edilmiş olan ancak Resmi Gazete’de yayınlanmamış, Meclis’e sunulmamış, Bakanlar Kurulu’na sunulmamış olan bir belgeyi size veremeyiz’ dedi.” Baskıya göre tutum Tanal, Çevik’in bu konuda bir gizlilik kararı olup olmadığı sorusuna da “Biz 657 sayılı devlet memurları kanununa tabiyiz. Bu bakanlığın tasarrufundadır” yanıtını verdiğini belirtti. Tanal, paraf edilen metnin nasıl onaylanacağına ilişkin olarak da şunları dile getirdi: “Şunu söylüyorlar, bu ya Bakanlar Kurulu’na sunulacak ya da TBMM’ye... O ayrıntıyı da bilgiyi de vermiyorlar. Yani sanki, şunu sezinledim, kamuoyu büyük bir baskı yaparsa paraf edilmiş belgeyi rafa kaldırıp geri çekecekler, eğer baskı az olursa yürürlüğe koyacaklar.” Tanal metni alamayınca önceki gün Bilgi Edinme Yasası’na dayanarak Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na bir dilekçe yazdığını ve belgenin bir fotokopisinin tarafına verilmesini talep ettiğini de söyledi. Bu arada, bir ABD heyetinin radar sisteminin kurulacağı Malatya’ya geldiği, ziyaretin gizli tutulduğu öğrenildi. Türk dili, tarih boyunca yönetimlerin “dikey”, uluslararası dalgalanmaların yayılmacılığı sonucu “yatay” etkileşimleri ile “yapısal” değişimlere uğradı. Anadolu’ya Türkçe ile bir beylik olarak giren Osmanoğulları genişledikçe yöneticilerin “dikey” zorlamaları ile Türkçe, Farsça, Arapça ile bütünleşen bir melez dil olan “Osmanlıca”yı yarattı. Yine de halk, Yunus Emre’yi çok iyi anlarken, saray çevresi Fuzuli’yi yeğliyordu. “Tanzimat’ta” Fransızcanın, “1. Dünya Savaşı’nda” Almancanın etkileri öne çıktı. 1923’te Türkiye Cumhuriyeti kurulunca “Türk dili” egemen oldu. Halk “Yargıtay (temyiz mahkemesi), Danıştay (devlet şurası), Sayıştay (divanı muhasebat)” sözcüklerinin anlamını daha çok benimsiyor. Bu örnekler elbette arttırılabilir. “2. Dünya Savaşı’nda” İngilizce sahnedeydi, savaştan sonra ise “Amerikanca” (!) ön sırayı aldı. 1950’de Demokrat Parti’nin ilk uygulaması ile ezan, anadil Türkçe yerine Arapça okutulmaya başlandı. Bununla da yetinilmedi, 1952’de “anayasa” sözcüğü “teşkilati esasiye” olarak değiştirildi. Tuttu mu? Tutsaydı bugün “anayasa” yerine “teşkilati esasiye” değişikliği olarak tartışılmaz mıydı? 12 Eylül sonrasında Atatürk’ün kurduğu “Türk Dil Kurumu” sözde Atatürkçü darbecilerce kapatıldı! İslamiyet öncesinde Anadolu’dan 42 uygarlığın gelip geçtiği biliniyor. Bir anlamda 42 dil… Bugün Hattice, Hititçe, Urartuca, Frigce, Lidce, Likçe’den hangisi yaşıyor? Eski dil uzmanları bugün, tüm insanlığın ortak mirası olan o ölü dilleri çözümleyip o uygarlıkların tarihlerini, dinlerini, sanatlarını öğrenmek için yıllardır uğraşıyorlar. Günümüzde Kafkasya’daki bazı yerel dillerin “ölmemesi” için İngiliz dil bilimcileri büyük çaba gösteriyorlar. O diller ölürse, onların şiirlerini, öykülerini bundan sonra kim bilecek? O diller de tüm insanlığın mirası değiller mi? Bugün Düzce ve Sakarya yöresinde 23 kadar Kafkas dili ve lehçesi konuşuluyor. O dillerin korunmasına Kürtçe ve Zazaca için koparılan kıyametin yüzde kaçı özen gösteriliyor? ABD’de İngilizce, Almanya’da Almanca resmi dil ise Türkiye’de de Türkçe, uygulamalı olarak elbette Kürtçe ve Zazaca da korunmalı. Bir keresinde bu köşede yazmıştım. Eski Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterand, ülkesinde gibi sözcükler duydunuz mu? Oysa “ayrıntı, başlama, eğilim, tam gün, kuşak, işlevsel” gibi Türkçeleri ne güne duruyor? Spor yayınlarından “ofensif, defansif, korner, performans” sözcükleri eksik olmuyor. “Saldırgan, savunucu, köşe, başarım” anadilimiz değil mi? Bir spor haberi sunucusu bir Amerikan takımının kentinin adı olan Boston’u, bilgiçlik taslayıp Amerikanca “Bastın” diye söyleyebiliyor. Acaba anasının ayağına bastılar da mı böyle bir baba dili kullanıyor? Her türlü eğitim “ana” ile ailede başlar, okulda sürer, kitle iletişim araçları ile olgunlaşır. Türkiye’de ilk özel televizyona “Star” denilince ardından bir başkasına “Show” adı takıldı. “Ne Te Ve”, “eN Ti Vi” ve “Ce Ne Ne” ise “Si eN eN” olmadı mı? Taze beyinli küçük çocuklar da bu sözleri papağanlar gibi kapıp sonraki yaşlarda “sezon finali (mevsim sonu), buton (düğme), partner (ortak, eş)” demeye başlamadılar mı? Geçenlerde üniversite mezunu bir delikanlı ile konuşuyordum. “Detay” deyince neden “ayrıntı” yerine bu Fransızca sözcüğü kullandığını sorduğumda “A… ‘detay’ Türkçe değil mi?” demez mi! İlk çıktığında “kompüter” denilirken bu alanda çalışan uzmanlar “bilgisayar” gibi dört dörtlük bir Türkçe sözlük buldular. Bu alandaki pek çok teknik deyimi Türkçeleştirdiler. Gel gör ki günümüzde veri “data”, bağlantı “link”, çevrimiçi “online”, indirme “davnload”, yönlendirme “forvard”, fare “maus”, yazıcı “printer”, çıktı “print out”, “taksim” işareti “slash” yazılıp “sleş” okunur oldu. Küreselleşelim derken “globalleştik”! Şimdi de “mobilce (cepçe)!” güncelleşti. Her dilin bir argosu vardır. Güzeldir de. Ferit Devellioğlu’nun “Argo Sözlüğü” bu alanda önemli bir yapıttır. Ancak günümüz gençliğinin, argo diyemeyeceğim, şu yoz Türkçesine ne demeli? “İntaharlardayım (çok üzüldüm), çılgın atmak (delirmek), yivrençsiaan (iğrençsin), aklımdasyn yapmak (cep telefonunu çaldırıp kapatmak), pozitif elektrik alamadım senden yane tamam mı (senden hoşlanmadım), hadi papaaay (haydi bay bay)” Bir başka sözlük ise “televolece”! TV dizilerinin bozduğu dilimize ek olarak sanatçıların basın karşısındaki Türkçelerinden bazı örnekler: “Çıtır manken (ikiden fazla sevgili değiştirmemiş, genç güzel kız), şu anda bir ilişki yaşamıyorum (yeni ilişkilere açığım), aşka susamak (aylardır ‘biz sevgiliyiz’ diyerek basının önüne çıkamamak), ilişkiyi askıya almak (eskisine de yeni sevgili ilişkisine açık olmak)” vs, vs, vs… Bir çuvaldız da Cumhuriyet’e! “NATO Komutanı gündemi twit’lemiş!” Değerli okurlarım şimdilik “hadi papaaay”! ‘PJAK silah bırakmaya hazır’ ran Devrim Muhafızları komutanlarından Tuğgeneral Irakı, PJAK’ın kuvvetlerini ran dışına çıkarmayı ve herhangi bir askeri eylemde bulunmamayı kabul ettiğini duyurdu. EKBER KARABAĞ PAPANDREU GÖRÜŞMES ERDOĞAN Muhalif doktor ve hemşireler rejim karşıtı gösteriler düzenliyor. (Fotoğraf: EPA) Arınç anlattı Yunanistan yalanladı BURSA (AA) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bursa’da Olay TV’de yayımlanan “Gündem” programında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu ile yaptığı telefon görüşmesine ilişkin açıklamalar yaptı. Arınç’ın aktardığına göre, Erdoğan, Doğu Akdeniz’de petrol arama girişimleriyle ilgili olarak “Hiçbir şey dinlemeyiz. Deniz kuvvetlerimiz yolda, gerekirse uçaklarımız da bu aramayı koruma altına alacak” dedi ve Papandreu da “Haklısınız, onlar yapıyorsa siz de yapabilirsiniz ama gerginlik olmasın” diye konuştu. Ancak, Yunanistan Hükümet Sözcüsü İlias Mosialos, Arınç’ın bu sözlerinin gerçeği yansıtmadığını iddia etti. Arınç, Papandreu’nun araması üzerine yapılan ve Doğu Akdeniz’deki gelişmelerle ilgili görüşmeye ilişkin olarak, “Bu sefer onlar bize koştular, aman ne olur bir ihtilaf çıkmasın. Çıkmasın da bunu başlatan sizsiniz. Artık susan, her şeye göz yuman bir Türkiye yok” dedi. Yunanistan’da yaşanan mali kriz nedeniyle Erdoğan’ın 10 bakanla birlikte geçen yıl ülkeye destek ziyaretinde bulunduğunu anımsatan Arınç, “Şimdi bunun karşılığının Türkiye’de yapılması lazım” diye konuştu. “Papandreu öncelikle ‘Türkiye’deki toplantıyı ne zaman yapacağız’ diye konuştu. Kasım ayına söz verildi” diyen Arınç’ın Doğu Akdeniz’deki sondaj krizine ilişkin sözleri ise Yunan hükümeti tarafından yalanlandı. Yunan Sözcü Mosialos, Papandreu’nun Türkiye’nin de bölgede araştırma yapabileceğini söylediğine dair haberlerin doğru olmadığını ileri sürdü. Mosialos, yüksek düzeyli stratejik işbirliği toplantısının kasım ayında yapılacağı iddialarına ilişkin olarak da “ortak toplantı uygun önkoşullar olduğunda gerçekleştirilecektir” dedi. Yunanistan’da gelen yalanlama haberi üzerine açıklama yapan Arınç, verdiği mülakattaki bazı ifadelerin yanlış anlamalara yol açtığını söyledi. Arınç, “Amacım, Türkiye’nin tutumunu anlatmak, telefon görüşmesinin ne kadar iyi ve dostane bir havada geçtiğini izah etmekti” diye konuştu. TAHRAN Son birkaç aydır terör örgütü PKK’nin kolu PJAK’a karşı topçu birlikleri ve karadan yürüttüğü yoğun operasyonların ardından örgüte çeşitli şartları kabul ettiren İran, PJAK’ın silah bırakmaya hazır olduğunu bildirdi. PJAK tarafından ilan edilen ateşkes çağrısına koşullar getiren Tahran, üç şartını örgüte kabul ettirdiğini duyurdu. İran Devrim Muhafızları komutanlarından Tuğgeneral Abdullah Irakı, PJAK’ın “sınırındaki mevzilerini boşaltıp tüm üyelerini İran topraklarının dışına çıkarmayı, İran toprakları içinde herhangi bir askeri eylemde bulunmamayı ve İran içinden örgüte üye almamayı” kabul ettiğini söyledi. İranlı komutan operasyonlarda örgütün en az 180 ölü verdiğini, 500’ü aşkın üyesinin de yaralandığını sözlerine ekledi. yöBahreyn hünetimi, kümet karşıtı ‘Örgüt çözülme aşamasında’ İran Silahlı Kuvvetleri Harekât Daire Başkanı Tuğgeneral Ali Şadmani de “PJAK’a yönelik yürütülen operasyonların sonucu, örgütün aşırı derecede zayıfladığını ve silah bırakmaya hazır olduğunu” duyurdu. İranlı komutan konuyla ilgili ayrıntı vermedi. İranlı komutan, PKK’nin açık ve aleni olarak İran’a karşı savaşamayacağından PJAK’ın ABD, İsrail ve İngiltere tarafından kurulduğunu ve örgütün çözülme aşamasına gelmesiyle bu ülkelerin boş durmayıp İran’a karşı yeni gruplar yaratacaklarını da iddia etti. PKK liderleriden Murat Karayılan da PJAK ile İran arasındaki çatışmaların bir süredir durmuş olmasının sevindirici bir gelişme olduğunu belirterek İran’ın olumlu yaklaşması halinde PJAK’ın silahlı mücadeleden ziyade siyasal, örgütsel ve sosyal çalışmalara ağırlık verebileceğini söyledi. gerekçesiyle aralarında kadınların da bulundukararı gösterilere katılan ğu 20 Şii doktor ve bir göstericiyi, polis kasağlık görevlisi de 5 ile tili olduğu gerekçesiyle idama mah15 yıl arasında değişen hapis cezakum etti. Bir diğer gösterici ise larına çarptırıldı. Sağlık görevlilerinömür boyu hapis cezasına çarptırılden tamamının başkent Manama’dadı. dama mahkum edilen Ali Yusuf ki Salmaniye Sağlık Kompleksi çalıelTevil’in polis memurunu geçtiğişanları olduğu kaydedildi. Bazı görmiz aylarda meydana gelen bir progü tanıkları, yetkililerin, hepsinin testo gösterisi sırasında öldürdüğü “terörist eylemler” içinde olduğunu belirtildi. Ömür boyu hapse mahkum belirttiği sağlık görevlilerine işkence edilen Ali Mehdi adlı protestocu ise, yapıldığını ileri sürdüler. Bu arada Şii bölgesindeki olaylar sırasında bir Ulusal Güvenlik Mahkemesi, Kral polisi ezmekten suçlu bulundu. Bu Hamad’ın açıklaması doğrultusunda arada olaylarda yaralanan hükümet ülkede üç ay boyunca olağanüstü karşıtı göstericileri tedavi ettikleri hal ilan etmeye hazırlanıyor. Bahreyn’den idam AFP AJANSININ SUR YE’DE ‘PAZARLIK’ DD ASI: Şam, Erdoğan’ın teklifini laik bulmadı Dış Haberler Servisi Türkiye’nin geçen haziran ayında Suriye yönetimine, ülkedeki en büyük muhalif grup olan ve şeriat söylemleriyle dikkat çeken Müslüman Kardeşler örgütüne hükümette önemli bakanlıkların verilmesi, bunun karşılığında muhalif gösterilerin sona erdirilmesinde yardım önerisinde bulunduğu bildirildi. Fransız haber ajansı AFP’nin haberine göre, Batılı diplomatlar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’a, bakanlar kurulunun üçte birini oluşturan dört önemli bakanlığın Müslüman Kardeşler’e verilmesi halinde, ayaklanmanın sona erdirilmesi için “bütün etkisini” kullanacağı sözünü verdiğini söyledi. Ancak haberde, önerinin Esad tarafından reddedildiği belirtiliyor. Esad’ın, Müslüman Kardeşler’in ülkenin laik karakteriyle bağdaşmayan bir örgüt olması nedeniyle öneriyi reddettiği de gelen haberler arasında. Bazı haberlere göre de Esad, “Osmanlıcılığın Arap dünyasında hâkim olmasına ya da Ankara’nın Arap dünyasında karar merkezi haline gelmesine” karşı olduğu için dini ideolojiye dayanan örgütün siyasi hayata katılması fikrini reddetti. Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili ise Ankara’nın Şam’a böyle bir öneride bulunduğunu ilk defa duyduğunu söyledi. Muhalif komutanın son görüntüleri Dış Haberler Servisi Libya’nın Beni Velid kentinde haftalardır süren kuşatmanın komutanı, Libya Ulusal Geçiş Konseyi’nin (UGK) önemli ismi General Dau el Salihin’in önceki gün hayatını kaybetmeden birkaç saat önce çekilen son görüntüleri yayımlandı. Libya lideri Muammer Kaddafi’ye bağlı kuvvetler tarafından öldürüldüğü bildirilen El Salihin, birkaç saat önce AA muhabirine konuşmuştu. El Salihin röportajda, “Türkiye bizim için çok ayrı bir yere sahip. Biz Beni Velid’e girebiliriz ama ağır silahları kul (AA / S NAN GÜL) ABD elçisine taş yağmuru Dış Haberler Servisi ABD’nin Şam Büyükelçisi Robert Ford, yasaklı Arap Sosyalist Demokratik Birlik Partisi lideri Hasan Abdülazim’i ziyareti sırasında, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad yanlıları tarafından taş, yumurta ve domates yağmuruna tutuldu. İki büyükelçilik aracının hasar gördüğü, büyükelçinin üç saat mahsur kaldığı öğrenildi. lanmak istemiyoruz. Halkın çoğunluğu UGK’yi destekliyor. Onlara zarar vermek istemiyoruz” diye konuşmuştu. Bu arada, İnterpol, Kaddafi’nin oğullarından Saadi Kaddafi için tutuklama kararı yayımladı. C MY B C MY B