23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 31 TEMMUZ 2011 PAZAR 10 PAZAR YAZILARI AB’de ortalık toz duman üreselleşen dünyada ateş, artık sadece “düştüğü yeri” yakmıyor. Libya’ya atılan bombaların dumanı Oslo’dan yükseliyor. Kopenhag, Türkiye’nin güneyine yerleşen göçmenlerin korkusunu “Acaba bize de gelecekler mi?” diyerek yaşıyor. İtalya ve Fransa, Afrika’dan gelecek sığınmacı akımını durdurmak için Schengen başta olmak üzere uluslararası antlaşmaları geçersiz kılmaya çalışıyor. Yeryüzünde uygulanan “çılgın politikalar” insanları da çıldırtıyor. “Küreselleşme”, bir ateş topu olmuş, dokunanı da yakıyor, dokunmayanı da... Asya ve Afrika’daki yönetim karşıtı eylemler Avrupa’yı da kara kara düşündürüyor. Hepsi diken üzerindeler; yeni bir sığınmacı dalgalanmasının ekonomilerini, sosyal yapılarını nasıl etkileyeceğini bilemiyorlar. Avrupa’nın üzerinde korku bulutları dolaşıyor. Yabancı dostu İsveçli yaşlı komşum, merdiven başında ikide bir yolumu kesiyor; “Bu aralar ortalık toz duman içinde, dışarılarda fazla dolaşma!” diyor... Almanya’dan ziyaretimize gelen yeğenimi, Danimarka’ya girişinde ve İsveç çıkışında durdurmuşlar. Cebindeki Alman pasaportu da kâr etmemiş. Çekmişler arabayı yolun sağına, üstünü, başını, arabasını didik didik aramışlar. “Yahu, bu ülkelerin hepsi de AB üyesi değil mi, nedir bu AB’linin, AB’liye yaptığı” demenin bir yararı yok... Ortadoğu’da, Afrika’da bombalar patladıkça AB ülkelerindeki güvenlik önlemleri artırılıyor. Zaten uyuşturucu pazarı haline gelmişler, bir de sığınmacı akını başlarsa düşünün gerisini... Artık, AB kuralları birlik ülkeleri arasında da işlemiyor, her ülke, kendi güvenliğini gözeterek önlem alıyor. Afrika’dan gelebilecek sığınmacı göçünün ilk uğrak yerleri İtalya ve Fransa, zaman yitirmeden kapılarını, bacalarını kapatmaya çalışıyor, Avrupa’da serbest dolaşıma olanak sağlayan Schengen Antlaşması’na sınırlama getirmek istiyorlar. Danimarka’yı korku sarmış. 5 Temmuz’da, İsveç ve Almanya sınırında başlattığı sınır MALMÖ denetimini sıkı bir şekilde uyguluyor. Son zamanlarda komşu ülkelerden Danimarka’ya ALİ HAYDAR uyuşturucu girişleri NERGİS artmış. Ülke, hem İsveç’ten hem de Almanya’dan gelecek sığınmacıların geçiş noktası durumunda... Sınırlardaki serbest geçiş nedeniyle son yıllarda “yol geçen hanına” dönmüş. Özellikle son aylarda Suriye, Mısır, Libya ve diğer Afrika ülkeleri kökenli sığınmacı sayısında artış kaydedilmesi üzerine, parlamentodan alınan bir kararla, 5 Temmuz’dan itibaren Almanya ve İsveç sınır kapılarında gümrük ve pasaport kontrollerine başlandı. Karar, diğer AB ülkelerinde şaşkınlıkla karşılandı. Uygulamaya ilk tepkiyi gösteren Almanya’nın Hessen eyaletinin Uyum ve Avrupa Bakanı JörgUwe Hahn, Danimarka’nın JyllandsPosten gazetesine yaptığı açıklamada, Alman tatilcilerin Danimarka yerine Avusturya ve Polonya’ya gitmelerini önerdi. Danimarka Vergi Bakanı Peter Christensen de sözlerinden dolayı Hahn’ı “fanatik” olmakla suçladı. Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle de, Danimarka’nın sınırlarda başlattığı denetimle “serbest dolaşım hakkı ve Schengen Antlaşması’nı çiğnediğini” söyledi. Danimarka eski dışişleri bakanlarından Uffe Elleman Jensen, içinde bulunulan karmaşık durumu dile getirirken “AB’den ne istediğimizi tam olarak bilmiyoruz. AB üyesiyiz ama AB’nin koyduğu kurallara uymuyoruz. Üstelik AB’nin çalışmalarını engelliyor ve ona ayakbağı oluyoruz. Bu durumda üye kalmaktansa, AB’den ayrılmak daha yararlı olur” dedi. Danimarka Başbakan Lars Lökke Rasmussen eleştirileri, “Eğer AB bizi şımarık bir çocuk gibi görüyorsa, o zaman neden bizi AB üyeliğinden atmıyorlar?” diyerek yanıtladı. Görünen o ki, AB’ye giren de girmeyen de pişman... Anadolu’da sıklıkla anlatılan bir hikâye var: Babasıyla birlikte üzüm bağını bekleyen çocuk, bağın öbür ucundan bağırıyor: “Baba, bir hırsız yakaladım.” “Oğlum, al buraya getir!” “Baba, gelmiyor!” “Öyleyse bırak gitsin.” “Baba, ben onu bırakıyorum da o beni bırakmıyor...” AB ve Danimarka’nın durumu buna benziyor... alinergis@yahoo.se Bir kafede üç kişi... N athan Sessisly, Benjamin M. ve ben, WestLafayette Sagamore Parkway yolu üzerindeki Starbucks kahvecisinde tanıştık... Nathan, Indiana doğumlu, 24 yaşında, eczacı kalfası eğitimi alıp CVS eczanelerinde çalışıyor ve ayrıca yarızamanlı ek iş olarak Starbucks’ta kahve hazırlıyor, bana satıyor, ahbabım Benjamin’e de... Bir hayli konuşkan, hatta bir parça geveze olduğundan, tezgâh arkası onu kesmiyor olmalı ki önlüğü fora ettiği gibi yanımıza geliyor. Biz Benjamin’le geçenlerde tanıştık: Aynı geniş masada karşılıklı akşam saatlerinin cafe latte’sini höpürdetip, bilgisayarlarımızı sırt sırta veriyoruz, kaç gündür... Benjamin, Indiana’da doğmuş bir İspanyol Amerikalı... Standup komedilere yıllarca çıkıp Amerika’nın gidilmedik köşesini bırakmamış. Üstelik yanında, liseden mezun olur olmaz her ikisi daha 18’indeyken evlendiği karısı da Mesaisinden ikide bir kaçıp gelen PURDUE varmış; bu gezileri sırasında üç Nathan de biz sohbeti sürdürürken çocuk sahibi olmuş. Benjamin, aramıza katılıyor. Nathan’in liseden sonra yüksek tahsile haziranın 18’inde düğünü olacaktı, devam etmemiş, bugünü bu yazıdan evvel onlar muradına beklemiş: Şimdi, sonbahar ermiş olacak yani... Nişanlısı MAHMUT sömestirinde Purdue güzellik uzmanı olarak orada ŞENOL Üniversitesi’nin İngiliz Dili burada çalışıyor, bir yandan da ek Edebiyatı kürsüsüne giderseniz, iş bir dişçiye sekreterlik Yaratıcı Yazarlık bölümünde yapıyormuş. İkisi de iki yıldır 1.sınıf öğrencisi olarak görebilirsiniz. canla başla çalışıp para biriktirmişler. Düğün Benjamin 34 yaşında, ABD üniversitelerinde yapmak yerine kasabanın bu işlere ayrılmış ilk sınıfa başlayanlara ad verildiğince: eski bir binasında ufak bir kokteyl Çaylak! Hem de dul! “Dört ay evvel vereceklerdi... Sonra, pazartesi günü boşandım karımdan, üniversiteye Florida’ya uçuyorlar, ardından balayı için bir başlamamı istemedi” diyor. Kızlarından gemi seyahatiyle Karayib ve Antil adalarını büyük olanı onunla gelmiş Purdue’ye. dolaşmaya çıkıyorlardı. Altı gün sürecek, Diğerleri anneyle kalmışlar... Benjamin, her şey dahil fiyatından ucuz bir turistik gezi, 18’ini bitirip ehliyetini alan kızına bir araba sokaktaki Amerikalının can attığı gibi, onlar bakınıyordu karşımdaki bilgisayardan... için yaşamlarında bir daha asla unutulmayacak, kolayca gerçekleşmeyecek rüyaydı. Nathan, onun heyecanıyla dakikaları sayıyor, evlilik maceraları yaşamış Benjamin ve bana soru üzerine soru soruyor, güya akıl danışıyordu. Nathan ve eşi, daha sonra Teksas’ın San Antonia kentine taşınacaklar, Nathan burada Amerikan Hava Kuvvetleri üssünde eczacı teknisyeni olarak askeri memurluğa başlayacaktı. Nathan’ın tek hayali buydu! Benjamin “Ben senin yaşlarında evlenip 34’ümde karımı boşadım” diyor, “Bu yaşta aklın mı yok, niye evleniyorsun?” diye takılıyordu. Meğer Nathan’ın evlenmesi salt aşkından değilmiş, Amerikan Ordusu evli olarak göreve katılanların maaşlarına yüzde 60 zam yapıyor, fazla para ödüyormuş. Nathan, “Bu para kaçmaz! Evlenmesem, az parayla maaşa talim” diyor. Bu arada, Nathan 50 kuruşa doldurulan ikinci kap kahveleri ısmarlamayı üstleniyor, tezgâh ardına geçiyor. Benjamin, Akdeniz damarı taşıyor ya, arada bir sağa sola kaçamak ve çapkın bakışlar fırlatıyor, “Ne yaparsın, dul bir adamım artık¨ diye şakalaşıyor. Az sonra telefonu tıngırdıyor, vurgusu İspanyolcaya dönmüş bir İngilizceyle bu kez babasıyla konuşmakta. “Si, si, si”leri bolca olan konuşmadan sonra toparlanıyor, “Babam yemeğe davet etti, kızımı alıp gideceğim, üvey annem sofrayı kurmuş, gitmesem olmaz” diyor. Babasının dördüncü hanımıymış, “Benden 4 yaş küçük, ama ne yaparsın üvey anne işte” diye ekliyor. Babası biraz çapkıncaymış, “Womenizer –kadın düşkünü bir babam var, annemden sonra 3 kez evlendi, aralarında 35 yaşa karşın bu hanımı aldı” diye açıklıyor. Benjamin’in annesi de bir âlem anladığım kadarıyla: Boşandıktan sonra Avustralya’da serbest diye oraya fahişelik yapmaya gitmiş, biraz para yaptıktan sonra geri dönmüş. Benjamin, ¨Annem fahişelik de yaptı” deyince, evvela bana ayaküst/standup komedi yapıyor sandım; ciddiydi... Benjamin’le ertesi akşam yine aynı yerde buluşmaya karar verdik. Nathan’ın bize katılması artık olanaksız: Evlenmeye bir günü kaldı, ama o hâlâ deliler gibi çalışıp gezi parası biriktiriyor. Bize kahve ikramını da unuttu. Benjamin ertesi gün gelmedi, ama ben oradaydım. Birkaç güne kalmaz Purdue’den taşınacaktık. Nathan’ın evlendiği günden iki gün sonra yola çıkacaktım. Benjamin’e bir facebook mesajı atıp, eyvallah dedim. Aksi gibi Nathan’ın emailini de almamışım. O zaten Karayipler gezisindeydi; 34 yaşına gelince, Benjamin’in savladığı gibi, zaten boşanacağı karısıyla ballı bir ay yaşıyordu. Benden mesaj almasa da olurdu. msenol34@yahoo.com K Motosiklet taksi rüksel’de heykeli bulunan Nasrettin için sıkı denetimler yapılacak. Müşterilere kask, eldiven ve güvenlik Hoca eğer Brüksel’i ziyaret etseydi elbisesi verilecek. Motosiklet taksiler de kesin “Brüksel’in trafiği ölmüş, diğer taksiler gibi siyahsarı renklere otomobilleri tünellere gömmüşler” boyanacak. Brüksel’de en uygun ulaşım derdi. Zaten kahramanlardan birinin çözümlerinden biri metro. Her biri farklı hoca olduğu bir tiyatro oyunumda bir sanat galerisini andıran 59 istasyonlu kendisi aynen böyle konuşuyordu. AB doruğu olur, kent merkezinin bir bölümü metro ağı tüm kenti kapsıyor. Diğer bir seçenek ise ortak taksi kullanma sistemi trafiğe kapanır. AB’yi protesto gösterisi Collecto. Saat 23.00’ten sabah 06.00’ya yapılır, kente girilemez olur. Nato mato kadar 200’den fazla kalkış noktasından derken trafik bir türlü akıp gitmez Brüksel’de. Zaten trafiğe açık olsa da işe sabit bir ücret karşılığı (5 ve 6 Avro) Brüksel’in diğer bir noktasına başlama ve iş çıkış saatlerinde kafayı ulaşıyorsunuz. Carpoolplaza yedirtir Brüksel trafiği. Tam ah işte yaz tatili geldi, biraz rahat ederiz dersiniz, bu www.carpool.be sitesinde, eviş güzargâhı örtüşen çalışanlar, aynı kez de yol çalışmaları başlar. Her büyük güzargâhtaki işlerine tek arabayla gidipkentte olduğu gibi otopark sorunu gelmek için buluşuyorlar. Schoolpool ise peşinizi bırakmaz. Brüksel’de trafik aynı formülün öğrencilere ve velilerine sorununu çözmek için ilginç projeler üretilmeye devam ediyor. Metro, otobüs, dönük olanı. Campuspool ise üniversiteliler için. tramvay gibi toplu taşıma araçları, Cambio ise otomobil gece otobüsü, otomobil paylaşma BRÜKSEL paylaşımının farklı bir (carpooling) hizmeti, bütçe ve örneği. www.cambio.be duruma uygun otomobil kiralama sitesi üzerinden, en az 2 yöntemi Cambio, ortak taksi yıldır ehliyeti olanlar kullanma sistemi Collecto, otomatik kayıt yaptırabiliyor ve bisiklet kiralama sistemi “Villo!” ve kartınızı ediniyorsunuz. tren istasyonlarında bisiklet kiralama ERDİNÇ UTKU Bu kart ile Cambio sistemi Bluebike’dan sonra, otomobil noktalarına Brüksel’de eylül ayından itibaren giderek istediğiniz otoyu, istediğiniz “motosiklet taksi”ler hizmete giriyor. yerde alıp bırakabiliyorsunuz. Otomatik Yolcular taksi işlevini görecek olan bisiklet kiralama sistemi “Villo!” 180 motosikletlerle taşınacak. Brüksel farklı noktada 2bin 500 bisikleti hükümeti Ulaştırma Bakanı Brigitte Brüksellilerin hizmetine sunuyor. Kentin Grouwels motorsiklet taksilerin “Şehir bir ucunda aldığınız bisikleti diğer içinde hızlı hareket etmek isteyen ucundaki bir Villo! noktasına maceracı kişileri” hedeflediğini bırakabiliyorsunuz. Hem de çok ucuza: 1 söyledi. Motosiklet taksi pilot projesi eylül ayında başlayacak ve 2 yıl sürecek. gün 1.50 Avro, 7 gün 7 Avro ve yıllık abonelik 30 Avro. Bisiklet ile Brüksel’i Motosiklet taksiler halen Madrid, dolaşmak çok güzel. Ancak Brüksel’i Barselona, Paris ve Amsterdam’da yürüyerek gezmenin keyfi başka. Trafik kullanılıyor. İlk aşamada deneme olarak sorunu yok, otopark derdi yok, benzin 15 motosiklet taksi yapılacak ve proje parası yok. Üstelik farkına bile tutarsa bu sayı artırılacak. Proje, özel varmadan spor yapıyor, sağlıklı yaşama otomobillere güvenilir alternatif da adım atıyorsunuz. Çevreye katkınız sunmayı amaçlıyor. Normal taksi ise tartışılmaz. Yol yapım ve bakım fiyatlarının altında yolcu taşınmaması B masraflarını azaltarak ekonomiye bile destek oluyorsunuz! Yürürken Jacques Brel’in Bruxelles şarkısını da mırıldanırsanız keyfinize diyecek yok! Böylece “Brüksel’de trafik sorununun olmadığı zamanlara” da bir yolculuk yapmış olursunuz: “C`était au temps où Bruxelles rêvait/C`était au temps du cinéma muet/C`était au temps où Bruxelles chantait/C`était au temps où Bruxelles bruxellait” (Brüksel’in hayal kurduğu zamanlardı / Sessiz film zamanlarıydı / Brüksel’in şarkı söylediği zamanlardı / Brüksel’in “Brüksel olduğu” zamanlardı.) erdincutku@binfikir.be arc G. 22 senelik Sosyalist Parti (SP) üyesi sayılır. François Mitterrand ve solu iktidara getiren 60’ların, 70’lerin heyecanlı zamanlarını yaşamamış. Ama düzenli parti kolektif tavra en yatkın ve tabana en açık lider. Üstelik toplantılarına katılan; pazar yerlerinde, işyeri ve metro sol müttefikleriyle sağlam, saygılı ve dostane bir diyalog çıkışlarında bildiri dağıtan inançlı solcu, taban militanı kurmayı başardı. Dördüncüsü kadın. Hem de her komünist babası sayesinde Fransa 5. Cumhuriyet (1956) anlamda Sarkozy gibi bir demagogla baş edebilecek bilgi, tarihinin ilk sol Cumhurbaşkanı ve “Solun Ortak güç, zekâ ve cesarete sahip. Üstelik köklü bir kültürü, Programı” hükümetinin yarattığı coşkuyu ciddi ciddi sağlam bir eğitim ve aile terbiyesi var. Siyaset dışı ve içi solumuş. 1981 Mayısı’nda henüz 10 yaşına basmışmış. mesleki deneyimi zengin. Ülke gerçeğini taşrasında Lille “Belki yanılıyorum, ama şu sıralar hissettiklerim bana belediye başkanı olarak, merkez Paris’te çok boyutlu biraz o yılları çağrıştırıyor” diyor. 19 yaşında Yüksek siyasetçi ve aydın sorumluluğuyla yaşamış bir kişilik. Öğretmen Okulu’na başladığı senenin yılbaşında tanıdığı, 2012 seçimleri Fransa, Fransız solu, daha da özelde daha sonra hayatını paylaşacağı Cécile’in aracılığıyla sosyalistler için tarihi bir fırsattır” Sosyalist Gençler Hareketi’ne, kısa bir süre sonra da sözleriyle özetliyor. SP’ye katılmış. 2002’de cumhurbaşkanı favorisi, parti PAR S Bir önceki yazımızda ayrıntılarını lideri Lionel Jospin’in ilk turda beklenmedik bir sonuçla verdiğimiz, ilk aşaması 13 Temmuz’da finali aşırı sağcı aday JeanMarie Le Pen’e tamamlanan süreçte, 916 Ekim’de kaptırmasıyla yaşanan bozgunun ardından parti kartını yapılacak önseçimler için 6 aday seçildi: yenilememiş. “Beterin beteri varmış... 2007’de Martine Aubry, JeanMichel Baylet, Fransızlar Sarkozy gibi bir adamı başkan yapınca François Hollande, Arnaud dayanamadım. Acil bir mücadele nedeni çıkmıştı. UĞUR HÜKÜM Montebourg, Ségolène Royal ve Manuel Partiye döndüm” diyor. Marc 2008’de SP’nin sol kanat Valls. Hedef SP cumhurbaşkanı adayını temsilcilerinden, şimdilerde Sol Cephe’nin (Komünist çok geniş katılımlı bir oylamayla demokratik biçimde Partisi, Sol Parti, Birlikçi Sol ve diğerleri...) 2012 seçimleri belirlemek. Teorik olarak seçim kütüklerine kayıtlı 43 cumhurbaşkanı adayı JeanLuc Mélenchon ile partiden milyon seçmenin tümü 1 Avro ödemek ve “Solun ayrılmayı düşünmüş. Ancak kendisi gibi öğretmen eşinin uyarısıyla solun bölünmüşlüğünden doğan 2002 rezaletini bir değerlerine bağlılık belgesini” imzalamak kaydıyla SP önseçimlerine katılabilir. Hatta normalde seçme ve seçilme daha tatmamak için partide devama karar vermiş. hakkı olmayan parti üyesi yabancılar, 18 yaşını seçimler SP Paris Federasyonu’nun sıkı militanlarından Marc bugün sırasında dolduracak gençler bile önseçimlerde oy bu kararın çok yerinde olduğuna inanıyor. Gerekçelerini, kullanabilecekler. Dolayısıyla en azından 45 milyonluk bir “Birlik, olmazsa olmaz ilk koşul. İlerlemek için parti seçmen kitlesinin onda biri oy kullansa 4.5 milyon kişinin önde gelenleri arasında ‘optimum’ beraberlik zeminini tercihi ülke, hatta dünya siyasi tarihinde görülmemiş bir yakaladık. İkincisi, yıllardır uğraştığımız katılımcı bir olguya, belki de olgunluğa tercüman olacak. SP yöneticileri mücadele ortamı en iyi SP’de oluşmuş durumda. çıtayı çok daha alçakgönüllü koyup başarı alt sınırını Üçüncüsü, Birinci Sekreter Martine Aubry kanımca yaklaşık bir milyonluk bir seçmen kitlesiyle tanımlıyorlar. partinin son 60 yılda tanıdığı en tutarlı, en dürüst, M Sosyalist militan Marc ugur.hukum@gmail.com C MY B C MY B Siyaset bilimciler, kamuoyu araştırmacıları gerçekten de bir milyon kişinin yarısından fazlasının tercih edeceği bir sol adayın finalde kazanma şansının daha yüksek olacağını teslim ediyorlar. Ön adaylar arasında tatsız kapışmalar, çekişmeler yaşanmazsa böylesi istisnai bir demokrasi uygulamasının SP’ye dünya çapında kazandıracağı saygınlık da cabası. Bu durumda “Tek adam” ilkelliğiyle iktidarını sürdüren iktidar partisi UMP yetkilileri, “Yandım Allah” diyerek SP’ye kara çalmaya çabalıyorlar. En “baba” savları da sözüm ona bireylerin “güvenliği”... Yok mu yani?.. Sosyalistler seçim kütüklerini ele geçirdikleri için vatandaşları fişleyeceklermiş!.. Halbuki sosyalistlerin resmi başvurusunu inceleyen Ulusal Bilgi ve Özgürlükler Komisyonu geçen yıl onayını vermiş, yalnızca SP’ye değil, kamuya açık olan kütük bilgilerinin arzu edilen biçimde kullanılabileceğini kararlaştırmıştı. Kaldı ki SP yönetimi seçimlerden iki hafta sonra genel sonuçlar hariç tüm bilgileri imha etmeyi taahhüt ediyor. Fransız sosyalistlerinin uygulamaya çalıştığı bu yeni demokratik açılımın sihirli değnek olmadığını herkes teslim ediyor. Sol siyasette esasın emekçi ve ücretli kitlelerin yararına, sermayenin egemenliğini sınırlayacak, ona son verecek; sosyal adalet doğrultusunda atılacak somut adımlarda yattığını herkes biliyor. Sosyalist militan Marc, “Kapitalizme dayalı bir tutuculuğun, hatta gericiliğin sürekli mevzi kazandığı bir dünyada, katılımcı ve paylaşımcı toplumsal bir demokrasi için her ilerici parti mücadelesinin her aşamasına kitleleri katabildiği oranda ayakta kalacak ve geleceğe umutla bakabilecektir” diyor. Fakat Siyasal Bilgiler profesörü Rémi Lefebvre sol açıdan şöyle bir düşündürücü soruyla tartışmaya katılıyor: “Gelişkin demokrasi adına düzenlenen böylesi bir açılım ‘militan egemenliği’ni, dolayısıyla sosyal değişimde partinin rolünü, üyesinin hakkını tümüyle altüst etmeyecek mi?”
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear