29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 24 TEMMUZ 2011 PAZAR 6 HABERLER stanbul “Filistin 2. Büyükelçiler Konferansı”nda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: Gazze ablukası kaldırılsın M NE ESEN Filistin’in BM’ye eylül ayında yapması beklenen devlet olarak tanınmasının yolunu açabilecek tam üyelik başvurusu öncesinde İstanbul “Filistin 2. Büyükelçiler Konferansı”na ev sahipliği yapıyor. Dün başlayan toplantıda konuşma yapan Filistin Yönetimi Lideri Mahmud Abbas, “Biz, BM’ye istediğimiz için değil, mecbur olduğumuz için gidiyoruz” derken, Başbakan Tayyip Erdoğan da İsrail ile ilişkilerin düzelmesi için Mavi Marmara saldırısı nedeniyle özür ve tazminat talebinin şart olduğunu vurguladı. Abbas dün toplantı Konferansta konuşan Abbas, 63 yıldan beri işgal altında olduklarını belirterek BM Genel Kurulu’na üye bir ülke olmak istediklerini ifade etti. Bugün sona erecek konferansa, Filistin yönetimi yetkilileri ile yaklaşık 80 ülkeden Filistin’in yabancı misyon temsilcileri katılıyor. nın açılışında yaptığı konuşmada, şu ifadeleri kullandı: “Filistin meselesi veya Filistin halkı arasında bir sorun olduğu zaman siz de rahatsız oluyorsunuz. Bütün olanaklarınızla bizlere yardımcı olmak için ortaya çıkıyorsunuz. Sayın Erdoğan’ın, Filistin’in iç meselelerinde ve Filistin uzlaşısında da izleri mevcuttur. Her zaman büyük bir özen gösterdiniz ve uzlaşının tamamlanması için büyük çabalar harcadınız. Söz veriyoruz inşallah bu uzlaşıya varacağız.” Abbas’ın ardından konuşan Erdoğan, İsrail’e sert eleştirilerde bulundu. 9 Türk’ün yaşamını yitirdiği İsrail’in kanlı Mavi Marmara baskınına ve ardından ilişkilerde gelinen noktaya ilişkin olarak Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı: “İsrail, uluslararası hukuka ve her türlü insani değerlere aykırı bu yasadışı eylemden dolayı resmen özür dilemedikçe, hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarına tazminat ödemedikçe, Gazze’ye ambargoyu kaldırmadıkça, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi düşünülemez. Hiçbir inanç, hiçbir düşünce sistemi masum insanların hunharca, barbarca katledilmesini mazur görmez ve göstermez.” kuku çiğneme imtiyazı sağlamak ve bu devletleri şımartmak suretiyle, insanlığın meselelerine çözüm bulamadığı ve bulmayacağı artık aşikârdır. Bir yandan güvenlik kavramına vurgu yapan, diğer yandan, kalıcı barış ve istikrar ortamının hâkim olması için adım atmaktan imtina eden bir İsrail, açık söylüyorum, sadece İsrailFilistin meselesi için değil, uluslararası barışın önünde de engel olmaya devam edecektir.” leri Demokrasiye Dörtnala Prof. Yılmaz Esmer, beş kıtada sürdürülen çok geniş içerikli, en büyük sosyal bilimler projesi olan Dünya Değerler Araştırması’nın ve Türkiye Değerler Araştırması’nın Türkiye’deki yürütücüsüdür. Bu araştırmalar pek çok konuda toplumların genel düşünce/yargı ortalamaları hakkında bilgi verir. Nasıl bir toplum içinde yaşadığımız hakkında genel bir fikir sahibi oluruz. Bu bakımdan da araştırma sonuçları önemlidir. Hem değerlendirme yapmak için hem de topluma yönelik siyasal, kültürel, sosyal ve hatta ekonomik projeleri olanlar için. Bu yıl Türkiye’ye ilişkin yapılan araştırmanın bazı sonuçlarını gazete sayfalarında okudunuz. Araştırılan ana konu başlıklarına bir göz attım: “Temel Değerler: Yaşama Bakış, Hayatın Anlamı; Mutluluk, Hayattan Doyum, Gelecekle İlgili Bireysel Endişeler, Siyaset; Ekonomi, İş Hayatı, Çalışmaya İlişkin Değerler; Sosyal Sermaye; Dini Değerler; KadınErkek İlişkileri ve Eşitliğine İlişkin Değerler; Aile, Evlilik, Çocuk; Bilim ve Teknolojiye İlişkin Değerler; Çevre Sorunları, Çevrenin Korunması, ÇevreEkonomi İkilemi; GençlikYaşlılık Algısı; Sağlık...” Sonuçlar, Türkiye’nin tutucu bir toplum olma özelliğini koruduğunu, bunun da ötesinde, AKP’nin 9 yıllık iktidarına özgü bazı muhafazakârlaşma eğilimlerinin arttığını görüyoruz. Öncelikle kadınlara ve aileye yönelik değer yargılarına baktım. “Bazı kadınlar kocalarından dayak yemeyi hak ediyor”: 1996’da yüzde 19 iken 2011 değeri yüzde 30. Kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin bu iktidar döneminde arttığını dikkate alırsak, 9 yıl boyunca en çok kadınların haklar ve özgürlükler konusunda en çok kayba uğrayan kesim olduğunu anlıyoruz. Kadına yönelik yanıtlar da bu bulguları destekliyor: “Kadın her zaman kocasına itaat etmeli, onun sözünden çıkmamalı”: 1996’dan bu yana oran yaklaşık aynı, yüzde 60. Demek bir milim ilerleme yok! Dahası var: “Bir erkeğin, birden fazla eşinin olması kabul edilebilir”, sözüne katılanların oranı 1996’da yüzde 10, 2009’da ise yüzde 11’di. 2011’de bu oran yüzde 23 oldu. Üstelik her beş kadından biri bu görüşe katılıyor! Esmer’in özetinden bazı noktalar daha alıyorum: Dışarıda çalışan bir annenin çocukları bundan zarar görür: yüzde 70 Genelde erkekler, kadınlardan daha iyi siyasi lider olur: yüzde 71 Üniversite eğitimi, kız çocuktan çok erkek çocuk için önemlidir: yüzde 38 Genelde erkekler, kadınlardan daha iyi şirket yöneticisi olur: yüzde 67 Ev kadını olmak da çalışmak ve para kazanmak kadar tatmin edicidir: yüzde 69 Bizim toplumumuzda ailenin reisi erkek olmalıdır: yüzde 74 Kadın her zaman kocasına itaat etmeli, onun sözünden çıkmamalıdır: yüzde 62 İşin ilginç yanı, kadınların da bütün bu sorulara verdikleri yanıtlar, biraz altında olmasına rağmen genel ortalamalara yakın! Tabii bu genel duruma uygun olarak toplumun yüzde 61’i (2007 sonuçlarına benzer) kadınların mayo giymesine karşı. Yılmaz Esmer yorumluyor: “Kadınerkek eşitliğinin yaygın bir değer olması isteniyorsa, Türkiye’nin bu konuda önünde uzun bir yol bulunduğu görülüyor. Düşünce yapısı açısından son 1520 yıl içinde bu yönde bir gelişme gözlenmediği gibi bazı alanlarda eşitlikçi değerlerden daha da uzaklaşıldığı söylenebilir. Kesin olan bir bulgu da erkek üstünlüğü vurgulayan değerlerin, kadınlar tarafından da önemli ölçüde benimsenmiş, içselleştirilmiş olması.” Din ile ilgili sorulara verilen yanıtlar da Türkiye toplumunun dinine en bağlı ülkelerden biri olduğunu göstermekte. (Yüzde 81 dindarım, diyor.) Kadına karşı toplumdaki genel yargı ile yüksek dindarlık oranında bire bir ilişki kurmak mümkün! Ayrıca dindarlığı da toplum, “ahirete hazırlanmak” yani dini ritüellerin yerine getirilmesi olarak algılıyor. Yoksa toplumsal yaşama ilişkin düzenleyici ahlaki kurallar olarak değil! Dindarlık ve kadına ilişkin tutumlar, doğal olarak hoşgörüsüzlük de yaratıyor. Esmer yorumluyor: Türkiye’de hoşgörü düzeyleri, bazı iniş çıkışlar gösterse de daima dünya ortalamalarının çok altında. Başka ırktan, başka dinden, başka renkten, hatta başka düşünceden komşu istemeyenlerin oranları hayli yüksek.” Türkiye’nin on yıllardır nereden nereye gelemediğinin fotoğrafıdır araştırma sonuçları. İleri demokratlara acilen duyurulur! ‘Özür ziyareti değil’ Erdoğan, daveti üzerine çalışma ziyareti çerçevesinde Türkiye’ye gelen Ürdün Başbakanı Maruf el Bahit ile yaptığı ikili görüşmenin ardından soruları yanıtladı. Erdoğan, “Ziyareti, özür dileme, tazminat ve ambargoların kaldırılması ile eşzamanlı veya onun karşılığında gibi düşünmek yanlış olur. Bu konuda Dışişleri Bakanlığımız gerekli çalışmaları yapıyor” diye konuştu. Barış vurgusu Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Uluslararası sistemin, belirli devletlere suç işleme ayrıcalığı, uluslararası hu Hükümet, terörle mücadelede 90’lı yıllarda olduğu gibi yeniden özel harekât polisini devreye sokmaya hazırlanıyor Özel timin kuşkulu tarihi Bölgede aktif oldukları dönemlerde; tek ellerinde tuttukları namlusu gökyüzüne bakan otomatik silahları, sarkık bıyıkları ve tabancalarının kabzalarına yapıştırdıkları üç hilalli çıkartmalarıyla anımsanan özel harekât polisleri; birçok hak ihlali, katliam ve olayla anıldı. MAHMUT ORAL Halk endişeli Zeytinburnu’nda devam eden olaylar nedeniyle halkın endişesi giderek büyüyor. Polisin aldığı geniş güvenlik önlemlerine karşın karmaşa son bulmadı. Dün yine çok sayıda kişi gözaltına alındı. (Fotoğraf: AA) DİYARBAKIR AKP’nin terörle mücadelede 90’lı yıllarda olduğu gibi yeniden polis özel harekâtı devreye sokmaya hazırlanması kanlı yılları anımsattı. Yaşanan bazı olaylar şöyle: Vedat Aydın’ın cenazesi: Evinden kaçırılarak öldürülen HEP Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın’ın cenazesinden dönenlere Diyarbakır surlarının üzerine yerleştirilen özel harekâtçılar tarafından ateş açılması sonucu 7 kişi öldü, binden fazla insan yaralandı. Şırnak ve Cizre olayları: OHAL Valiliği’nin kente 1500 kadar teröristin girdiğini açıklamasının ardından 6 gün boyunca Şırnak’ta sivillere ait neredeyse tüm binalar ağır silahlarla vuruldu. Ancak hiçbir PKK’li teröristin cenazesi bulunmadı. Cizre’de Sabah Gazetesi Foto Muhabiri İzzet Kezer öldürüldü. Digor olayları: Gıda ambargosunu protesto için Kars Digor’da 15 Ağustos 1993’te ilçe merkezine yürüyen köylülere özel harekât timleri tarafından ateş açılması sonucu 5’i çocuk 17 kişi yaşamını yitirdi. Tunceli olayları: Tunceli merkezinde bir hücre evine düzenlenen baskında 3 özel harekât polisinin öldürülmesinin ardından “Kanımız aksa da zafer İslamın” sloganı atan 200 kadar özel harekât polisi halkın üzerine ateş açtı ve bir taksi şoförü öldü, dükkânlara ve araçlara zarar verildi. OHAL Valisi Ünal Erkan, polislere “Burada böyle şeyler yapmayın, ne yaparsanız dağda yapın” dedi. Diyarbakır Cezaevi olayları: Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nde 24 Eylül 1996’da çıkan olaylara müdahale eden polisler “Allahüekber” diye bağırarak tutuklu ve hükümlüleri demir çubuklar, kalaslar ve coplarla dövdü. 10 tutuklu öldü, 24’ü yaralandı. Uğur Kaymaz’ın öldürülmesi: Mardin’in Kızıltepe ilçesinde 21 Kasım 2004’te 12 yaşındaki Uğur Kaymaz ve kamyon şoförü olan babası özel harekâtçılar tarafından “terörist olduğu” iddiasıyla öldürüldü. Uğur’un cesedinden 13 kurşun çıkarıldı. 331 taciz ve tecavüz: Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu’nun verilerine göre, bölgede 14 yıl içinde yaşanan 79’u tecavüz olmak üzere toplam 331 taciz ve tecavüz vakasının çoğunun faillerini polisler oluşturdu. Zeytinburnu’nda, Silvan’daki saldırılar sonrasında başlayan olaylar devam ediyor Gerginlik sürüyor... İstanbul Haber Servisi Zeytinburnu’nda Silvan’daki saldırılar sonrasında pazartesi günü başlayan gerginlik önceki gece de devam etti. Polis izinsiz gösteri yapanları protesto etmek isteyen mahalleliyi biber gazı ile dağıttı. İlçede bazı evlere baskın yapan polis, olayları organize ederek provokasyona zemin hazırladıkları ve ev, işyeri ve araçlara zarar verdikleri ileri sürülen çok sayıda gözaltına aldı. Çırpıcı mahallesinde PKK sempatizanlarının yaptığı gösteriye tepki göstermek isteyen yurttaşlar ilçenin farklı noktalarında toplandı. Türk bayrakları taşıyan mahalleli, “Polise uzanan eller kırılsın” ve “Şehitler ölmez vatan bölünmez” sloganları atarak İstiklal Marşı okudu. Güvenlik önlemi alan çevik kuvvet ekipleri, grubu dağılması yönünde uyardı. Polis gruplara, emniyet güçleri biber gazıyla müdahale etti. BDP İlçe binası önünde toplanan bir grubu ise Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku İstanbul milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Zeytinburnu İlçe Başkanı Nezir Erdemci sakinleştirdi. Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın ve üst düzey emniyet yetkilileri de ilçede inceleme yaptı. Çevik kuvvet ve bir polis helikopteri gece boyu ilçe genelinde güvenlik önlemi aldı. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince ilçedeki bazı evlere gece geç saatlerde eş zamanlı operasyonlar yapılarak çok sayıda kişi gözaltına alındı. 23 kişilik liste olduğunu savundu. Öte yandan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada da 18 22 Temmuz tarihinde Zeytinburnu’nda meydana gelen olaylarla ilgili İstanbul genelinde başlatılan operasyonlarda 43 kişinin yakalandığı ifade edildi. Toplam sayı 72 Bu kişilerin üzerlerinde, işyerlerinde ve ikâmetlerinde yapılan aramalarda 7 kurusıkı tabanca, 56 kurusıkı tabanca fişeği, bir miktar uyuşturucu madde, bol miktarda kesici, delici ve yaralayıcı alet, çok sayıda örgütsel doküman ve dijital malzemeler ele geçirildiği belirtildi. Açıklamada ayrıca olaylara katılan ve içinde bulunduğu kitleyi kışkırtan, yönlendiren, saldırgan davranışlar sergileyen 29 şüphelinin de çeşitli suç aletleri ile birlikte yakalandığı bildirildi. ‘Kürtleri gözaltına aldılar’ Gözaltına tepki gösteren BDP Zeytinburnu İlçe Başkanı Erdemci, saldırının mağduru olan Kürt vatandaşların gözaltına alındığını, ancak saldırganlara dokunulmadığını söyledi. Erdemci, polisin elinde Lozan Barış Antlaşması’nın 88. yıldönümü yurt genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanacak ‘24 Temmuz artık bayram değil’ Haber Merkezi Lozan Barış Antlaşması’nın 88. yıldönümü yurt genelinde etkinliklerle kutlanacak ve antlaşmanın Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki önemi vurgulanacak. Eski Dışişleri Bakanı ve gazetemiz yazarı Prof. Dr. Mümtaz Soysal “Lozan’ı bilmeyenler, Kürt ve Alevi azınlık sorunu yaratmak istiyorlar. Oysa Batı’nın dayatmalarıyla yeni bir azınlık yaratmak yerine özgürlükler tanımını değiştirmemiz gerekir” dedi. İstanbul Barosu, dün “Bağımsızlık Mücadelesinden Bağımsızlık Belgesine 88 . Yılında Lozan” konulu bir panel düzenledi. Soysal, Lozan’dan alınacak en büyük dersin “statü eşitliği” olduğuna vurgu yaparak “O günlerde statü eşitliği ile çözümler kolaylaştırı Sel 2 can aldı GİRESUN (Cumhuriyet) Giresun’da önceki gün akşam saatlerinde başlayan sağanak yağış 2 can aldı. Yağış nedeniyle Giresun’u Ordu ve Trabzon’a bağlayan Karadeniz Sahil Yolu, rögarların tıkanması sonucu saatlerce ulaşıma kapandı, araçlar uzun süre beklemek zorunda kaldı. Çok sayıda ev ve işyerini su bastı. Keşap ilçesi Güneyköy köyü yakınlarında, Kargın deresi kenarında bulunan bir ev, yağış nedeniyle dere sularının yükselmesi sonrasında çöktü. Evde yalnız yaşayan Emine Şahin, sel sularına kapılarak kayboldu. Merkeze bağlı Sarvan köyü Ağalı mahallesinde de kalp hastası olduğu öğrenilen ve aşırı yağış sırasında dışarı çıkan Hüseyin Sıtkı Cebeci de (79) sel sularına kapıldı. Aramalar sonucu Şahin ile Cebeci’nin cesetleri bulundu. Erzurum Kongresi RECEP KAPUCU ERZURUM Erzurum Kongresi’nin 92. yıldönümü kentte törenlerle kutlandı. Törendeki konuşmalarda milli birlik ve beraberlik vurgusu yapıldı. Havuzbaşı’ndaki Atatürk Anıtı önünde 92. yaşında yapılan törende Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, “Erzurum Kongresi, bir milletin sadece istiklal mücadelesi değil, aynı zamanda günümüze kadar ulaşmış bir mirasın da adıdır” diye konuştu. Tören, tarihi kongre binasındaki etkinlikle son buldu. ‘Artık bayram değil’ Gün nedeniyle açıklama yapan Eski Başbakan Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit de “24 Temmuz artık Türk halkının bayram günü değildir” ifadelerini kullandı. CHP İstanbul İl Örgütü, Lozan’ın 88. yıldönümünü bugün saat 12.00’de, Lozan müza Her yerde etkinlik C MY B C MY B lırken bugünlerde statü eşitliği olmadığı için siyasi sorunlarda ve Güneydoğu sorununda çözüm gecikiyor” diye konuştu. kerelerini yürüten heyetin başkanı, İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün Maçka’daki anıtı önünde düzenleyecekleri törenle kutlayacak. Adalar Belediyesi de İsmet İnönü’nün Heybeliada’da bulunan Müze Evi’nde bugün saat 18.0022.00 saatleri arasında bir etkinlik gerçekleştirecek. Ulusal Sivil Toplum Kuruluşları Birliği de Lozan Barış Antlaşması kapsamında bugün saat 18.00’de Ortaköy Meydanı’nda etkinlik düzenleyecek. Cumhuriyet Güçbirliği Platformu da bugün Adana’da Atatürk Anıtı önünde açıklama yapacak. Platform adına yazılı açıklama yapan ADD Adana Şube Başkanı Mehmet Göl, “Lozan ezilen halklara ışık olmuş çok önemli bir başarıdır” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear