23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 21 TEMMUZ 2011 PERŞEMBE 6 HABERLER Öcalan, ‘Silvan’da gerillayı da askeri de yakan aynı ateş’ dedi; Erdoğan’a ‘önümü aç’ çağrısı yaptı ‘On katı yaşanabilir’ MAHMUT ORAL BDP’L ÜÇER: ÖZGÜR KÜRD STAN’A DOĞRU G D YORUZ Yurt Haberleri Servisi Van’ın Başkale ilçesinde yapılan Amed Parkı törenle açıldı. Açılışta bir konuşma yapan BDP Van Milletvekili Özdal Üçer, Demokratik Özerkliği Kürdistan’ın her bölgesinde selamladığını belirterek “Başbakan diyor ki ‘Neden Meclis’e gelmiyorlar?’ stek ve taleplerimize bir cevap bulamadık. Biz de kendi Kürdistan meclisimizi Diyarbakır ilan ettik. Bizim onlara ihtiyacımız yok. ster kabul etsinler ister etmesinler, biz demokratik özerkliğimizi ilan ettik ve özgür Kürdistan’a doğru gidiyoruz. Yaşasın Özerk Kürdistan” dedi. DİYARBAKIR Terör örgütü PKK’nin lideri Abdullah Öcalan, çarşamba günü avukatlarıyla yaptığı görüşmede, bir kez daha sorunun çözümü odağına kendi koşullarını oturtan açıklamalar yaptı. Kendisiyle görüştüğünü söylediği “devlet heyeti” ile bir kez daha görüştüğünü kaydeden Öcalan, “Böyle kritik ve sıcak bir dönemde bile görüşmenin sürmesi ciddidir, önemlidir. Silahları bıraktırma irademiz var. Açık ve net söylüyorum. Benim dışımda kimse silahları bıraktıramaz. En azından şimdi durum budur. Burada görüştüğümüz devlet yetkilileri, bilinçli, deneyimlidirler, onlar da bunu söylüyor. ‘Ancak sen bunu yapabilirsin’ diyorlar. Bu rol den kaçamam. Bunun için çok açık Sayın Başbakan’a buradan sesleniyorum. Bana rolümü oynamam için gerekli pratik araçların sunulması gerekir” dedi. Önünün açılması durumunda rolünü oynayacağını anlatan Öcalan, bunun kendisini kurtarmakla bir ilgisi olmadığını savunarak “Gerekirse Meclis acil toplanıp bu konuda görüşüp çağrı yapabilir veya Başbakan bir çağrı yapabilir, ‘biz bu işin silahlarla çözülmeyeceğine inanıyoruz. Bu meseleyi demokratik anayasal yöntemlerle çözeceğiz’ derse, 1 haftada çözeriz” diye konuştu. Sorunun sürüncemede bırakılması halinde demokratik çözümün oluşmayacağını anlatan Öcalan, “Silahların susturulması için bize gerekli olanaklar tanınmazsa ne yazık ki bu çatışmalar devam eder. Ben gerilla kayıplarına da asker polis kayıplarına da üzülüyorum. Askeri yakan ateş de, gerillayı yakan ateş de aynı ateştir. İşte görülüyor Silvan’daki olaylar. Yarın bunun on katı gelişebilir. Bir günde çok fazla kayıplar da yaşanabilir. Eskisi gibi kırsalda da olmayabilir. Halk bir günde toplanıp nasıl Bastil zindanına yürüdüyse, Diyarbakır’da da o tutukluların olduğu yere yürür se ne yapacaksınız? Biz bölücü değiliz. Biz tekçi zihniyete karşıyız. Ulusun bütünlüğüne itirazımız yok ama demokratik ulus temelinde bütünlük diyoruz” dedi. BDP ile hükümet arasındaki görüşmelerin devam etmesini gerektiğini anlatan Öcalan, BDP’nin Meclis’e dönmek için “Tutuklu vekillerin durumu bir demokrasi sorunudur, çözümü de politiktir. Biz bu sorunu anayasa ve yasaları birlikte değiştirerek çözeceğiz” ifadelerinin yer aldığı mutabakat metni imzalamasını önerdi. Öte yandan, Silvan’da 13 askerin şehit olduğu çatışma sonrasında açılan soruşturma kapsamında İçişleri Bakanlığı müfettişleri dün Diyarbakır’a geldi. Silvan Cumhuriye Savcısı çatışmadan yara almadan kurtulan 3 askerin ifadesine başvurdu. Milliyetçi Mukaddesatçı Ve Solcu Düşmanı Evet AKP’yi tanımlıyorum. Erdoğan’ın Kıbrıs politikasındaki hızlı dönüşümü görüyor musunuz.. Denktaş’ın yerini almaktadır. Zaten Denktaş da iktidardaki politik değişikliği görmekte ve “Kıbrıs emin ellerdedir, kimse merak etmesin” demektedir. Ben hiç şaşırmadım.. beklediğim ve analizlerime uygun düşen bir gelişmeydi.. AKP mukaddesatçılığına, milliyetçiliği inşa etmektedir, eklemektedir! AKP çekirdeğine ve liderine hayran liberal ve eski solcu alıklar, Erdoğan seçim meydanlarından İmralı’ya idam halatı atınca ve Kürt sorunu yoktur deyince, bunun sadece bir seçim numarası olduğunu sandı. Seçim bittikten sonra “aslına döner” bekleyişine girdiler.. Onlar zaten hiçbir zaman siyaseti doğru okuyamamışlardı! AKP çoktan bir çizgi düzeltmesi yapmış ve gerçekten de “aslına geri” dönmeye başlamıştı.. Aslı neydi demeyin. Tabii ki mukaddesatçı/dinci. Yeni zamanların mukaddesatçısı! Liberallerin beklediği “liberale yakın” kişi tanımlaması, Erdoğan’a hiçbir zaman uymadı. Sadece liberalleri ve solcu eskilerini, Amerikancı ve keskin Avrupacı “demokratları” bir süre kullandı.. Onlara artık ihtiyacı kalmadığını seçim sürecinde açıklamıştı, bana entelektüel destek değil halk desteği gerek, demişti! Erdoğan ve çekirdek ekibi, mukaddesatçı kimliğine, ilkin Kürt politikasındaki dönüşümü ile “Türk vurgusu”nu ekledi.. KCK davası bunun ilk somut işaretiydi! Bu milliyetçi vurgu, epey geniş bir milliyetçiliği de kapsıyor. Önce anayasa referandumu sürecinde, sonra da seçimlerde MHP’yi hedef aldı.. MHP’nin milliyetçi dilini kullanmaya başladı.. Erdoğan’ın seçimlerde başarı çıtası, seçim stratejisi, MHP’yi parlamentodan elemek üzerine kurulmuştu! Bunu başarsaydı, bugün 380’i aşan milletvekili ile Meclis’te olacaktı! AKP bu seçim hedefine ulaşamadığı için, seçim sonuçları itibarıyla başarısız olduğunu burada yazdım ve söyledim! B LGESAM’DAN RAPOR ‘Terör sadece silahlı güçle bitirilemez’ B LGESAM’ın hazırladığı “Terörle Mücadele Stratejisi” raporunda çözüm için altı ayaklı bir strateji izlenmesi gerektiği vurgulandı. Raporda, demokratik özerklik ve bağımsızlık taleplerinin her iki tarafın katılacağı bilimsel çalışmalarla araştırılması gerektiği kaydedildi. FIRAT KOZOK Taslak ‘anayasaya’ ceza Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, ‘Halk Anayasası Taslağı’ kitapçığını basan kişiyi 3 yıl, dağıtan 9 kişiyi ise 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı AL CAN ULUDAĞ ANKARA Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) tarafından hazırlanan “Terörle Mücadele Stratejisi” raporunda, terör olaylarının gerçekleştiği ilk dönemde terörle mücadelenin büyük ölçüde güç kullanımına endekslendiği, örgütün eylemlerinin küçümsenmesinin de zaman içinde sorunun daha karmaşık hale gelmesine yol açtığı belirtildi. Emekli Büyükelçi İlter Türkmen, emekli Oramiral Salim Dervişoğlu, eski MİT Müsteşarı Sönmez Köksal, Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk ile emekli bakan ve generallerin bulunduğu BİLGESAM, son dönemde artan terörü “Terörle Mücadele Stratejisi” raporunda değerlendirdi. Yaklaşık 3 yıl süren çalışmada 10 bin kişiyle anket yapılırken 192 kişiyle bire bir, 498 kişiyle de 29 grup halinde söyleşi yapıldı. Çalışmada üniversitelerin çeşitli bölümlerinden 29 bilim adamı görev aldı. Raporda ana hatlarıyla şu görüşler sunuldu: Terör olaylarının gerçekleştiği ilk dönemde, terör örgütünün yaptığı eylemlerin küçümsenmesi ve önemsenmemesi, zaman içerisinde sorunun daha karmaşık hale gelmesine sebep oldu. Terörle mücadele algısının değişmesi sonrasında, sorunun sadece güç kullanarak çözülemeyeceği, çokboyutlu bir sorun olduğu, güvenlik dışındaki sivil alanların da devreye sokulması gerektiği anlaşılmaya başlandı. Evrensel’den suç duyurusu Evrensel gazetesi, Türk ntikam Tugayı (T T) adlı örgütten ikinci kez tehdit alması nedeniyle Fatih Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Adliye önünde basın açıklaması yapan Evrensel Gazetesi Yazı şleri Müdürü Fatih Polat, tehditlere boyun eğmeyeceklerini vurgulayarak “Faillerin en kısa sürede bulunup cezalandırılması için iktidarı ve yargıyı göreve çağırıyorum” dedi. Emek Demokrasi Özgürlük Bloku stanbul Milletvekili Levent Tüzel ve Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan pekçi de tehdidi yapanların ortaya çıkarılmasını istedi. Açıklamanın ardından, gazete adına 20 avukatın imzasının bulunduğu suç duyurusu dilekçesi savcığa sunuldu. (MAHMUT SERDAR KAYA) BDP kongreye hazırlanıyor Yurt Haberleri Servisi YSK’nin Hatip Dicle’nin vekilliğini düşürmesi ve tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılmaması üzerine Meclis çalışmalarına katılmayan BDP, seçimlerden dolayı yaşanan istifalar ve birçok merkez yöneticisinin de tutuklanması nedeniyle 2. olağan büyük kongresine hazırlanıyor. 4 Eylül’de Ankara’da, Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’nda gerçekleştirilecek olan kongre için oluşturulan merkezi komisyon ise şimdiden çalışmalarına başladı. BDP Eşbaşkanları Filiz Koçali, Hamit Geylani, Grup Başkanı Selahattin Demirtaş ve merkez yöneticileri Gültan Kışanak, Cahit Kanbay, Fatma Kurtulan, M. Salih Yıldız, Abdülkerim Bingöl, Yüksel Mutlu, Kibriye Evren’den oluşan Merkezi Kongre Komisyonu, ilk toplantısını gerçekleştirdi. Diyarbakır, Serhat, Çukurova, İçanadolu, Marmara, Ege Bölge Komisyonları’nı da oluşturan BDP, söz konusu komisyonlarla toplantılar düzenleyerek “Nasıl bir yönetim, nasıl bir çalışma” sorularına cevap arayacak. Terörle mücadelede 6 aşama İlk olarak terörle mücadele stratejisinin maksat ve hedefi dikkate alınarak sorunun ağırlık merkezi saptanmalıdır. “Kürt vatandaşlarımızın aidiyet duygusunun geliştirilmesi, ayrılıkçı düşünce ve faaliyetlerin zayıflatılması” sorunun ağırlık merkezi olarak belirlenebilir. İkinci aşamada ağırlık merkezine ulaşacak stratejinin temel esaslarının belirlenmesi önemlidir. Stratejinin temel esasları: “Çağcıl demokrasi çerçevesinde etnik kökeni ne olursa olsun tüm vatandaşlarımızın özgürlük alanlarının genişletilmesi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü esaslarına uygun olarak güvenliğin sağlanması, bölgesel gelişmişlik düzeyleri arasındaki farkların azaltılması” olabilir. Üçüncü aşamada hayati alanlar belirlenmeli. Örneğin, eğitim, istihdam, ekonomi, bilgilendirme, güvenlik, sağlık, psikososyal, diplomatik, idari gibi alanlar birden fazla bakanlığı ilgilendirebileceği için, burada doğrudan bakanlıkların fonksiyonları yerine alanlar belirlenmelidir. Dördüncü aşamada, her alanda başarılı olmayı mümkün kılacak projeler tespit edilmelidir. Beşinci aşamada, belirlenen proje ve faaliyetler tek tek ele alınarak irdelenmeli, projenin güçlü ve zayıf yanları ortaya konularak eylem planına dönüştürülmelidir. Son aşamada; geliştirilen eylem planı Başbakan’ın başkanlığında toplanan, “Terörle Mücadele Genel Kurulu”na arz edilerek onaylandıktan sonra uygulanmak üzere ilgili bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşlarına gönderilmelidir. ANKARA Başkentte bir grubun dağıttığı “Halk Anayasası Taslağı” yargıdan “veto yedi”. Taslağın üç maddesini “sakıncalı” bulan mahkeme, 9 sanığı “terör örgütü propagandası” yapmak suçundan 2 yıl 6’şar ay, kitabı basan bir sanığı ise 3 yıl hapisle cezalandırdı. 2007’de yeni anayasa tartışmaları yapılırken bir grup genç, Hak ve Özgürlükler Cephesi (HÖC) tarafından basılan “Halk Anayasası Taslağı”nı başkentte dağıtmak istedi. Polisin müdahalesiyle gözaltına alınan yaklaşık 10 kişi, 1 gün gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakıldı. Gençler hakkında 2007’de dava açıldı. Cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki mütalaasında; kitabın 1 ve 19. maddeleriyle “yasadışı örgütün amacının propagandasının yapıldığını” iddia ederken, geçici 7. maddesiyle de, “devletin askeri ve emniyet teşkilatını alenen aşağılama” suçunun işlendiğini öne sürdü. Taslağın 1. maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti’nin çok uluslu olduğundan”, 19. maddesinde ise “ulusların kendi kaderlerini özgürce belirleme hakkı bulunduğundan” söz ediliyor. Kitapçığın geçici 7. maddesinde “siyasi şubeler, MİT merkezleri, karakollar, jandarma birlikleri ve gizli kontrgerilla üslerindeki tüm işkence aletleri halkın gözü önünde imha edilecek” ifadeleri kullanılıyor. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde önceki gün yapılan duruşmada, karar çıktı. Mahkeme, sanıklar Erdinç Eroğlu, Necati Erbasan, Uğur Eyilik, Umut Şener, Can Bilen, Celal Elmacı, Tuncer Gümüş, Mustafa Şahan Uyanık ve Bilgihan Karpat’a 2 yıl 6’şar ay hapis cezası verdi ve lehe olan hiçbir yasa maddesini uygulamadı. Diğer sanık Onur Urbay’a 2 yıl hapis cezası verildi ancak eyleminin basın ve yayın yoluyla gerçekleştirildiğini gerekçesiyle, ceza 3 yıla çıkarıldı. Mahkeme, sanıklar hakkındaki devletin askeri ve emniyet teşkilatını alenen aşığılama suçuyla ilgili dosyayı ise ayırarak dava açma izni için Adalet Bakanlığı’na gönderdi. Erdoğan ve ekibinin hedefi, stratejisi değişmemiştir! Önümüzdeki dört yıl içinde MHP’yi bitirecektir. MHP’yi gereksiz kılacak politikalarını izliyoruz.. AKP bu partinin dilini devralmayı sürdürdükçe, bir yönüyle MHP’leşecek, MHP’nin gerekli kesimlerini gövdesine katacaktır... Sonra geride bir ülkücülük kulübü kalır.. Onların da oyları ilk seçimlerde yüzde 10’un altına düşer, sonra da BBP’leşirler.. AKP, BBP’yi hammm yapalı çok oldu! (Helikopter kazasına bu açıdan bakmak anlamlı olur mu?) Şüphesiz bu öngörüler, AKP’nin milliyetçiliği MHP’den devralması durumunda gerçekleşebilir. Şimdi Kıbrıs’ta büyük bir Türk milliyetçisi görüyoruz! Ne Türkeş ne de Bahçeli böylesine büyük bir giriş yapabilirdi Kıbrıs’ta! Erdoğan, Ecevit’in ve Denktaş’ın Kıbrıs rolünü devraldı! İktidardaki Ulusal Parti ile birden büyük bir uyum gerçekleşti! 5 yıl önce ise onları AB ile birlikte yok etmeye çalışıyordu! Erdoğan ve Davutoğlu’nun, “Kıbrıslı Rumlar AB dönem başkanlığını devralırsa, AB ile ilişkileri dondururuz” açıklamaları, milliyetçiliğe yönelik politikalarıyla da tam uyumludur! AB’den bir telafi karşılık almazlarsa bunu yapacaklardır da! Kıbrıs politikasındaki bu dönüşüm net olarak ne zaman devreye girdi? Ortadoğu’ya açılımları, liderlik politikaları ABD tarafından sona erdirilince! ABD “iki kral olmaz burada, sen sıfır sorun falan diyorsun ama ben Suriye’yi bitireceğim.. İran’ı da.. Doğu tarafında sana şimdilik ekmek yok...” Ortadoğu İslamiyetinde Erdoğan’a şimdilik “büyüklük rolü” kalmayınca, dış politikada yeni bir “büyük lider”lik politikası için en uygun yer Kıbrıs’tı! Dış politikada afra tafra her zaman büyük puan getirir.. Erdoğan bunun tadını, İsrail’e karşı “sinirli politikası” ile ve Suriye ve Hamas politikasıyla almıştı! Vay, dünya lideri, diye oy verenler az değildi! Erdoğan şimdi Ortadoğu’da boşluğa düşen liderlik gösterilerini.. ..Hem Kıbrıs’ta Rumlara, Yunanlılara ve AB’ye karşı sürdürecek... Hem de milliyetçi lider şapkasıyla da MHP’nin tabanını avlayacak. Erdoğan’ın Kürtlere vereceği mama ise kalmamıştır! Sayın Türk Kürtçülere duyurulur! Haaa, bir başka nokta daha var Erdoğan ve iktidarının milliyetçi mukaddesatçılığına eklememiz gereken.. O da gerçek solcu düşmanlığıdır! AKP’leşen solcu kılıklı sürüngenler iyi solculardır ve AKP onları koruyup kollayacaktır.. Onların bir kısmı maalesef Kürtçülüğü bırakmak zorundalar! Ama AKP’leşmeyen, Erdoğanlaşmayan solcuların kafası ezilmelidir!.. Onlar, zaten, milliyetçimukaddesatçılığın ebedi ve ezeli düşmanlarıdır! Hem düne bakın hem de bugüne! Şu Hopalı yiğitleri yazmalıyız... Terörist sanılan genç öldürüldü Toplu mezar iddiasına takipsizlik MALATYA (Cumhuriyet) Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde, 1997 yılında çıkan çatışmada öldürülen 18 PKK’li teröristin toplu mezara gömüldüğü iddiası üzerine açılan soruşturmada, ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. 18 PKK’linin yakınlarının yaptığı başvuru üzerine başlatılan soruşturma kapsamında ifadelerine başvurulan tanıklar, PKK’li teröristlerin otopsileri yapıldıktan sonra tek tek kefenlenip yine tek tek tabutlara konularak defnedildiğini söyledi. Bu gelişmeler üzerine, Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı, olayla ilgili olarak ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. CEM L C ĞER M Kürtçe savunma tartışması Türkiye Cumhuriyeti yapısı içerisinde, Kürt kökenlilerin ve Türklerin birlikte yaşama arzuları yanında, Kürtler adına ortaya konulan özerklik ve hatta bağımsızlık taleplerinin, her iki tarafın da katılacağı bilimsel daha fazla çalışma ile araştırılması gerekmektedir. C MY B C MY B Özerklik talebi üzerinde çalışılmalı SAMSUN SamsunAmasya sınırında güvenlik güçlerinin “dur” ihtarına uymayan ve ateşle karşılık verdikleri iddia edilen 2 kardeşten 1’i öldürüldü. Samsun’un Havza ilçesine bağlı Boğaziçi mevkisinde demiryolunun bulunduğu noktanın terör örgütü mensuplarınca güzergâh olarak kullanılabileceğini değerlendiren güvenlik güçleri bölgede pusu kurdu. Güvenlik güçleri, Başpınar köyünde bir tanıdıklarının nişan törenine katılan ve harçlıkları olmadığı için Karşıyaka Mahallesi’ndeki evlerine yürüyerek döndükleri öğrenilen Habib Ç. (18) ve kardeşi Gökhan Ç’nin (16) terörist olduğunu sandı. Yapılan dur ihtarına kardeşlerin ateş açarak cevap verdiği iddia edilirken güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu Gökhan Ç. yaşamını yitirdi. Habib Ç. ise gözaltına alındı. Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, savcılığın olayla ilgili soruşturma başlattığını açıkladı. ‘Teslim olun’ demediler Duruşmada arbede ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başkentte Gençlik Kültür Merkezi’ne düzenlenen operasyonda “terör örgütü üyesi oldukları” gerekçesiyle gözaltına alınan 42 kişinin yargılandığı davada olay çıktı. Özel yetkili Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada adları okunan bazı sanıklar Kürtçe “Buradayım” dedi. Mahkeme başkanı, uyarısına rağmen sözlerine devam eden sanıkların dışarı çıkarılmasını istedi. Avukatların itirazı üzerine sanıkların dışarı çıkarılmasından vazgeçildi. Bazı sanıkların “anadilinde” savunma yapma talepleri de reddedildi. Duruşmanın sonunda heyet ara kararı vermek üzere çekildiği sırada jandarmayla sanıklar arasında arbede yaşandı. İzleyicilerin bazıları da yaşanan arbedeye karışınca kavga büyüdü. Polisin müdahalesiyle duruşma salonundan dışarı çıkarılan izleyiciler, burada Kürtçe slogan attı. Jandarma ise tutukluları bekleme odasına götürdü. Arbede burada da devam etti. Dava ise ertelendi. Olayı anlatan Habip Ç, “Birden bir silah sesi duyduk. Bende de bir kurusıkı tabanca vardı, ben de onu ateşledim. Sonrasında kurşun yağmuruna tutulduk. Kardeşim vurulurken ben de yanındaydım. Bir an korktuk. İlk silah sesi gelince ben de havaya ateş ettim. O zaman dört bir yanımızdan silah sesleri geliyordu. Ne olduğunu anlayamadık. Kardeşimi vuranlardan davacıyım” dedi. Hiçbir şekilde uyarılmadıklarını iddia eden Habib Ç. şunları söyledi: “Bizi terörist zannettiler, ateş etmeye başladılar. Bize hiç ‘teslim olun’ demediler. Çatışma bittikten sonra ‘teslim olun’ dediler. Olayda silah sesleri kesildikten sonra ‘elinizi başınızın üstüne koyun’ dediler.”
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear