23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 11 TEMMUZ 2011 PAZARTES 6 HABERLER Hedef Avrupa’da liderlik Zırhlıoğlu ve Yaşaroğlu’nun ortak olduğu Kabtek firması, teknolojik kablo üretiminde Avrupa’da ciddi satış rakamlarına ulaşırken, ortaklar Türkiye’nin en büyük tedarikçi olabileceğine dikkat çektiler ÖZLEM YÜZAK Gariban Belgelikler Şu Yemin Boykotu turnusol kâğıdı görevi gördü. İktidar medyası, yazarları, aydın adı verilen bir kısım meret, ebedi ve ezeli CHP düşmanlığı yapacaktır; CHP ne yaparsa yapsın! Esas Stockholm Sendromu’ndan bunlar mustarip! Yani zalimden yana ve mağdura her koşulda alabildiğine düşman! CHP mağdur iki milletvekilinin derdinde... Ama onlar “vurun kahpeye” rolünde! CHP seçmeni, iki tutuklu adayı bilerek oy verdi! Şimdi seçmen, seçtiği bu milletvekillerini, parti yüzüstü bıraksa, demez mi ki yuh olsun sana, bunun için mi oy verdim! Sen kendi hakkını savunamadıkça, benim hakkımı nasıl savunacaksın! Bu kadarcık bir mantık yürütebilecek tiynette bile değiller! Ama maksatları bu değil! Seçimden oylarını arttırarak çıkmış iktidarın yanında olmak, bu dönemde daha büyük bir önem kazanıyor! Eskiden Erdoğan bunlara daha çok önem verirdi, onları 8 yıl boyunca iyi kullandı, etinden sütünden ve yağından yararlandı; kürkünden posta yaptı, derisinden ayakkabı; onlara koç başlığı yaptırdı; seçimlerden önce de “aydınlara ihtiyacı olmadığını”, kendisine gerekenin halk desteği olduğunu açıklayıverdi! Eski Türk filmlerinde sık görülen bir sahne yaşadık: Kullanıp kullanıp buruşuk bir şey gibi çöpe atmak... Bu kabul edilemezdir; iktidarda olma duygusunu yok edecek psikolojik bir çöküntü! Bundan kurtulmanın yolu, Erdoğan’ı duymamazlıktan gelme, ona ve politikalarına daha sıkı sarılmadır.. İşte Stockholm Sendromu bu noktada, Güçlü’ye, Muktedir’e, teori çerçevesinde zalime daha sıkı sarılma davranışı olarak devreye giriyor! Yemin boykotu üzerine tutumları ilk deneydi, bunu başarıyla yerine getirdiler! Öyle az buz değil 3 bin 500 farklı çeşit kablo üretiyorlar. Silikon kablo ile başlayan üretim macerası ağır sanayide kullanılan kauçuk kabloların devreye girmesiyle güçlenmiş, ardından rota ileri teknoloji ürünü kablolara çevrilmiş. Evlerdeki el aletlerinin içindeki kablolardan otomasyonda kullanılan kumanda kablolarına, telekom ve ADSL altyapı kablolarına, AVM projelerinin içindeki özel kablolara kadar… Kablotek Kablo Ticaret ve Sanayi’nin (Kabtek) ortaklarından Fevzi Yaşaroğlu havalimanları ve tüneller için de kablo ürettiklerini belirterek “Örneğin KâğıthaneDolmabahçe tünelinde kullandığımız özel besleme kabloları da yangına dayanıklı çok özel kablolar. Şimdi KadıköyKartal metro hattının 750 kilometrelik aynı özellikteki kablosunu üretiyoruz; zehirli gaz içermeyen, yoğun aleve 180 dakika dayanabilen özel kablolar bunlar” diyor. Silivri’de 15 bin metrekare kapalı alana sahip fabrikada 270 kişi çalışıyor. Elazığlı Serkan Zırhlıoğlu ve Ardeşenli Fevzi Yaşaroğlu’nun ortaklığında 2004’ten beri hızlı büyüme yakalayan firma, 2010’da 77 milyon lira ciro yaptı. Cironun yüzde 70’ini AB ülkelerine ve en çok da Almanya’ya ihracattan sağlayan Kabtek, 2011 için de yüzde 60 büyüme bekliyor. Sorularımızı Fevzi Yaşaroğlu yanıtladı. Kabtek nasıl kuruldu? Aslında Kabtek’in ilk kurucusu Serkan Zırhlıoğlu. Jeoloji mühendisi (İTÜ). 1996 yılında şirketi kurdu. O yıllarda Türkiye’de silikon kablo imalatı çok azdı, talep de çok yüksekti. Bu alanda fırsat olduğunu düşünmüş. Sonra zamanla kauçuk ve diğer kablo imalatına da yöneldi. Ben de bu dönemde İzmir’de yaşıyor ve kablo ticareti ile uğraşıyordum. Aynı zamanda Kabtek’in de bayiliğini yapıyordum. 2004 yılında ortaklığa başladık. Ondan sonra hızlı bir şekilde işi büyüttük. Tabii Serkan’ın Almanya’da yaşayan abisi Kayhan’da bizim Avrupa pazarına açılmamıza yardım etti. Nasıl bir iş bölümü yaptınız? Serkan Bey üretim ve ihracata, ben de iç piyasa ve finansmana odaklandım. Böylece çok sağlıklı bir iş bölümü ortaya çıktı. 2004’te 35 milyon lira olan ciromuz 2010’da 77 milyon liraya ulaştı. Yine 2004’te 50 çalışanımız vardı. Şimdi 270’e ulaştık. Fevzi Yaşaroğlu 1962 yılında doğdu. İzmir 9 Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimleri Fakültesi’nden mezun oldu. Kablo sektörüne 1989 yılında bir üretici firmanın İzmir satış müdürü olarak başladı. Eşi ile beraber aynı firmada 2 yıl çalıştıktan sonra yine eşi ile beraber firmadan ayrılarak kendi şirketlerini kurdular. Türkiye’de hiç yapılmamış olanı yaptılar ve Gerilim Kablo adında sadece kablo toptan satış yeri kurarak tüm kablo çeşitlerinin satışını yapıp sektöre farklı bir hizmet sundular. Fevzi Yaşaroğlu 2004 sonu itibarıyla tüm işlerini eşine devredip Kablotek firmasına ortak oldu. Eşi ise eski işini sürdürüyor. PORTRE Serkan Zırhlıoğlu 1972 yılında Elazığ’da doğdu. Liseyi Kadıköy Anadolu Lisesi’nde bitirdikten sonra İTÜ Jeoloji Mühendisliği eğitimi aldı. 1962 Akademi mezunu yüksek mimar olan babası 1962 senesinden beri inşaat işleri yaptığından üniversite eğitimi boyunca ve sonraki birkaç sene aile şirketinde inşaat işlerinde çalıştıktan sonra 1996 yılında Kablotek Kablo Tic. ve San. şirketini kurarak kablo üretimi işine başladı. Evli ve 2 kız çocuğu babası. T Biliyorsunuz son dönemde güneş enerjisi alanında Türkiye’de ve dünyada hızlı bir gelişme yaşanıyor. Biz de Kabtek olarak solar teknolojilerin ihtiyacı olan kabloları üretmeye başladık. Bu alanda Türkiye’deki ilk üreticiyiz. 2010 itibarıyla Türkiye’den çok ciddi anlamda solar kablo ihracatı da yaptık. Bu kablolar panellerin birbirine bağlandığı özel kablolar. Güneş tarlalarında dış sahada kullanılan panellerden enerjiyi iletmek için kullanılan bu kablolar çok zor şartlara özellikle de sıcağa yıllarca dayanmak zorunda. ürkiye’den ihraç edilen kablonun Avrupa’nın ihtiyacının yalnızca yüzde biri olduğuna dikkat çeken Yaşaroğlu, Türkiye’deki üreticilerin bu büyük pazarı görüp, değerlendirmeleri gerektiğini vurguladı. Güneş enerjisine yönelik üretime başladık İkinci deney, CHP’nin açıkladığı Demokrasi Manifestosu idi.. Deney tüpü içindekiler, bu konuyu duymamazlıktan geldi. Oysa ki bu ekip en büyük özgürlüklerden yana gözükür ve “demokrasinin yolunu açtığı (!)” için AKP lideriyle kol kola girmiştir! Demokrasi Manifestosu ise madde madde, ülkede demokrasinin olmadığının belgesiydi ve demokrasiyi gerçekleştirme çağrısıydı! Bunu bile CHP’ye vurma vesilesi yapanlar oldu! Türkiye’de düşünce namusunun çarmıha gerildiği zamanlar hep olmuştur ama bugünkü durumu izah için uzun bir inceleme metni gerekir... Garibanın Garibanı Ezgi Başaran sordu, Murat Belge yanıtladı. Belge’nin içinden, AKP’ye hatta bloka oy vermek bile gelmemiş. AKP’nin her şeyi kendi iktidarını güçlendirecek şekilde yararlandığından şikâyetçi! Bunun moral bozukluğu içinde! Tabii günaydın demenin anlamı yok. AKP’nin bu tutuma gelmesindeki payını düşünmesi, daha anlamlı bir kişisel çıkarım olabilir. Toplum da deneyim olarak yararlanır bundan! Şikâyetçi ama bir yönüyle de iktidar kafasıyla düşünmeyi sürdürüyor! Örneğin Hopa’da biber gazı baskısıyla kalp krizinden ölen öğretmen Metin Lokumcu için “Gariban adam” diyor, onun “bu kadar heyecanlanacağı bir durum yoktu, biraz da yapay olarak pompalanan, ucu Ergenekon’a kadar uzanan bir gerginlikti.” Bu ünlü düşünür, en azından Lokumcu’nun çevresinin Ergenekon’a ilişkisini kuruyor! “Çevresinin çevresi var. Toplumda her şey böyle olur..” diyor ve tıpkı Başbakan gibi öğrenci protestolarının arkasında başka bir şeylerin olduğunu düşünüyor! Bu mantıkla, “solcu, Marksist” geçmişinin halkaları da Belge’yi, Stalin’in muhaliflere yaptığı zulümle kader ortaklığına götürür. Ayrıca Belge’nin doğa katliamına karşı mücadele etmeyi nasıl da küçümsediğini, bunların Hopa’daki gibi başlarının ezilmesini de onayladığını gösteriyor! İşte iktidardan dışlanmış ama beyni kendini hâlâ iktidarda sanıyor bir yandan da! Belge de Stockholm Sendromu’nun kurbanlarından mı dersiniz? Vah benim aydınım, vah ki vah! AKP’nin bu ülkede her şeyin kimyasını nasıl da bozduğunun bir Belge’si.. Söyleşi, Radikal, 4 Temmuz.. Nihal Kemaloğlu da Akşam’da konu üzerine iyi bir yazı yazdı: “Gariban Adamın Heyecanı”. 011 hedefi 50 milyon dolar ihracat İhracata yönelik neler yapıyorsunuz? Ciromuzun yüzde 70’i ihracattan. Almanya, Fransa ve Avusturya’da distribütörlükler veriyoruz. 2010 yılında 25 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. 2011 hedefimizse 50 milyon dolar ihracat. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) ilk 500 firması arasında 407’nciyiz. En büyük rakibiniz kim? 2 İtalyanlar en ciddi rakibimiz. Çin ve diğer Uzakdoğu ülkelerinin teknolojik kablolarda Avrupa pazarına girmesi kolay değil. AB ülkelerindeki büyük kablo üreticilerinde ise yapı fazlasıyla hantal. Bu yüzden küçük ve orta ölçekli firmalar daha esnek olmaları dolayısıyla tercih ediliyor. Peki siz Avrupa pazarına girerken ne tür zorluklarla karşılaştınız? Hiç kolay olmadı. Zor bir pazar Avrupa pazarı ve Türkleri en başta asla kabul etmiyorlardı. Örneğin Almanya’ya bir yıl boyunca gidip geldik. Nihayet adamları ayda bir TIR deneme siparişi vermeye ikna ettik. Bu arada gelip Silivri’deki tesisi gördüler ve hayran kaldılar. Anında ayda beş TIR’a çıkardılar siparişleri. Fiyat avantajımız, kalitemiz ve hizmetteki farkımız, yolumuzu hızla açtı ondan sonra. Önemli olan ilki başarabilmekti. Avrupa’da hizmet fiyattan önce geliyor. Malın zamanında gelmesi ve kalitesi onlar için son derece önemli. Biz de bütün üretim ve hizmet stardartlarımızı o doğrultuda belirledik ve taviz vermeden sürdürdük. Almanya’da, Avusturya’da çok kuvvetliyiz. İspanya’da yeni başlıyoruz. Ürün grubumuzda Almanya’ya 2009 ve 2010’da en fazla ihracat yapan firmayız. Fransa’da da en büyük tedarikçiyiz. Hedefimiz özellikle teknolojik kablo üretiminde Avrupa’da şampiyonlar liginde oynamak. ‘ Türkiye’deki kablo üreticilerinin durumu ne? Türkiye’den ihraç edilen kablo Avrupa’nın gereksiniminin sadece yüzde biri. Pazar çok büyük bir pazar. Ve Türkiye’deki kablo üreticilerinin bu fırsatı görüp iyi Avrupa pazarı çok büyük’ değerlendirmeleri gerekiyor. Kalite, fiyat ve hizmet üçlüsünü iyi kullandıkları takdirde Türkiye Avrupa’nın kablo tedarikçisi olabilir. Türkiye’de ne yazık ki bu bilinç yaratılamadı. 2008 ekonomik krizinden sonra kablo üreticileri arasında kıyasıya bir rekabet yaşandı. Kalite düştü. Hatta İngiltere’ye gönderilen bazı mallarda sıkıntı yaşanınca bu bütün üreticileri etkiler hale geldi. Şimdi şimdi TSE standart konusunda ciddi çalışmalar yapıyor. Türkiye’de kimlerle çalışıyorsunuz? NETAŞ, Ericsson, Alcatel gibi küresel proje firmalarının partnerleri arasındayız. Ericsson’un Kazakistan’da yaptığı projelerin kabloları tamamen bizim tarafımızdan tedarik edildi. Alcatel ile yeni bir sözleşme yapıyoruz ve 2012 sonuna kadar kablo tedarikçisi olacağız. ‘Yerli Hitler laf anlamıyor’ TGS 59. kuruluş yıldönümünde, tutuklu gazeteciler için özgürlük istedi. GÖP, Başbakan Erdoğan’ı sert eleştirdi İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) kuruluşunun 59. yıldönümünde, dün “Tutuklu ve Hükümlü Gazeteci Yakınları ile Dayanışma Günü” düzenledi. Tutuklu gazetecilerin fotoğraflarının sergilendiği etkinlikte, Maçka Sanat Parkı “İfade Özgürlüğü Anıtı”nda oluşturulan kürsüde söz alan tutuklu gazeteci yakınları, eş ve dostları, gazetecilerin yazdıklarının arkasında olduğunu ancak iftira karşısında kendilerini nasıl savunacaklarını bilmediklerini anlattı. Etkinlik, TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi’nin konuşması ile başladı. Konuşmasında “geçmişte yaptıklarının gelecekte yapacaklarının teminatı olması” nedeniyle “ustalık döneminde” AKP hükümeti ile mücadelenin cesaret istediğini belirten İpekçi, “Mevcut siyasi iktidarın ‘totaliter’uygulamaları karşısında, ‘cesaret’ duygusu, her mücadele alanında zikredilmesi zorunlu ve vurgulanması değer taşıyan bir unsur haline geldi” dedi. İpekçi, şunları kaydetti: “Nitelikli gazetecilikten ve meslek ilkelerinden uzaklaşmış yayıncılık, siyasal iktidar tarafından ‘basın özgürlüğü’ gibi takdim edilirken gazetecilerin mesleki çalışmaları ‘terörist’ faaliyet olarak gösterilip gazeteciler yargılanıyor.” Başbakan Tayyip Erdoğan’a “Yerli Hitler laf anlamıyor” diye gönderme yaparak, “Yerli Hitler’le mücadele için Türkiye Özgürlük Platformu oluşturmak gerektiğini” söyledi. Füle Türkiye’ye geliyor ANKARA (AA) Genişleme ve Komşuluk Politikasından sorumlu AB Komiseri Stefan Füle’nin bugün Türkiye’ye resmi bir ziyaret gerçekleştireceği bildirildi. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Füle’nin, ziyareti kapsamında 13 Temmuz’a kadar Ankara ve İstanbul’da çeşitli temaslarda bulunacağı ifade edildi. Yapılacak görüşmelerde, vize muafiyeti sürecine dair Türkiye’nin beklentilerinin AB tarafına bir kez daha iletileceği kaydedildi. ftiraya uğrayacağını düşünmüyordu’ Ergenekon davasında tutuklu yargılanan gazeteci Nedim Şener’in eşi Vecide Şener ise Nedim’in son dönemde Hrant Dink cinayeti üzerinde çalıştığını anımsatarak, “Aslında yaklaşan tehlikenin de farkındaydı. Bu konuda bir iftira ile karşı karşıya kalacağını hiç düşünmüyordu” diye konuştu. Barış Terkoğlu’nun eşi Özge Terkoğlu ise Odatv’ye ve evlerine yapılan baskınların ardından Barış’ın, gazetecilik yaptığı ve gizlenecek hiçbir şeyi olmaması nedeniyle çok rahat olduğunu vurguladı. ‘ ‘70 gazeteci içerde’ Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) Dönem Sözcüsü Ferai Tınç da GÖP verilerine göre 70 gazetecinin bugün cezaevinde olduğunu vurgulayarak “Yaptığı gazetecilik faaliyetlerini nedeniyle bir tek gazeteci bile tutuklansa biz endişeleniriz” dedi. 10 sendikanın oluşturduğu platform adına konuşan Havaİş Sendikası Başkanı Atilay Ayçin de ÇKP heyeti valilikte İstanbul Haber Servisi Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Politbüro Daimi Komitesi üyesi He Guoqiang ve beraberindeki heyet, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’yu ziyaret etti. Vali Mutlu, Çin ve Türkiye’nin birbirini yeni keşfeden ülkeler olduğunu belirtirken He Guoqiang da “İstanbul, Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan bir şehir” dedi. Vali Mutlu’nun ipek halı hediye ettiği Guoqiang da Mutlu’ya çiçek motifinin bulunduğu tablo verdi. Tutuklu gazetecilerin fotoğraflarının sergilendiği TGS’nin 59. kuruluş yılı etkinliğinde Yasemin Göksu da bir konser verdi. (Fotoğraf: ŞULE KÖKTÜRK) C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear