25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 7 HAZ RAN 2011 SALI 4 HABERLER MHP’nin Diyarbakır mitingi olaysız geçti, Bahçeli, “Oy istemeye değil, hasret gidermeye geldim” dedi ‘The Economist’ Kimi Neden Destekliyor? İngiltere’de yayımlanan ve ABD’deki okur sayısı, anavatınındakini ikiye katlayan ünlü Economist dergisi, Türk seçmene, bu seçimlerde oyunu CHP’ye vermesini tavsiye etmiş. İyi halt etmiş! Tabii aklı başında hiç kimse, bu derginin böylesine küstahlığını ciddiye alarak sandık başına da gitmez, hele hele buna cevap vermeye de hiç kalkmaz. Üstelik söz konusu yayın organının daha önce de başka ülke seçmenlerine, oy vereceği, parti ya da kişi konusunda tavsiyede bulunmak küstahlığını sık sık tekrarladığı bilinen bir gerçek. Başbakan Tayyip Erdoğan, Economist’e güya çok kızmış, ayrıca yazıyı da kendi icraatının Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda olduğunun bir kanıtı olarak göstermeye çalışmış. Doğrusu, yabancı nasihatçılara kulak vermeye alışmamış olanların, tümü gibi ben de Economist’in yayını altında başka niyetler aradım. Tayyip Bey’in dikta yönetimine yönelmesi korkusu mu, Economist’i rahatsız ediyor? Sanmıyorum. Erdoğan’ın bu yönelimini, olayları irdelemesini bilenler, daha önce de özellikle 2007 seçimleri sırasında elde edilecek çoğunlukla, önce Çankaya’ya bir yandaş çıkaracaklarını (çıkardılar) daha sonra; YÖK vasıtasıyla üniversiteleri ele geçireceklerini, (geçirdiler) kendilerine yandaş olmayan muhalif ya da ortada görünen medyayı, çeşitli yöntemlerle sindirerek, etkisizleştirileceklerini (bunu da yaptılar) açıklıkla dile getirmişlerdi. 2010, 12 Eylül referandumun amacının da, askerlerin yaptığı anayasadan kurtulmak olmayıp, tam tersine, o anayasaya bile rahmet okutacak düzenlemelerle, HSYK’nin kompozisyonunu değiştirip, yargıyı yürütmenin vesayeti altına sokarak yüksek mahkemeleri ve ardından tüm yargıyı denetim altına alarak dikta sürecinin tamamlanması olduğu açıklıkla söyleyip yazılmıştı. Yaşananlar bu öngörülerin hepsinin doğru olduğunu kanıtladı. Peki söylerlenirken her şeyi bildiğini sanan tipik Avrupalı benmerkezciliğinin budala kibrinden burnunun ucunu göremeyen The Economist ne yapıyordu? Ne yapacak, AKP’yi reform ve demokrasi şampiyonu olarak gösterip destekliyordu. “Economist” ve benzerlerinin o sıralarda en büyük düşmanları ise Kemalist laiklerdi. Bunları gördükten sonra, Economist’in tavsiyelerinin altında çapanoğlu aramamak için ya ahmak ya da yabancıların bizim hakkımızdaki her sözü ve yargısında hikmet arayacak kadar, aşağılık kompleksine kapılmış olmak gerek. Economist’in iyi niyetle hareket edip, (olacak şey değil ya ama olur diyelim,) gerçekten Türkiye’nin çıkarlarını herşeyin üstene çıkarıp (bu da onlar için budalalık demek olur) yargıya varmaya çalıştığını bir an düşünelim. O zaman da şu soru geliyor gündeme: 2007 ve 2010’da yanıldığını gördüğüme, 2011’de güvenmek aptallık değil mi? AB ve ABD’nin çıkarlarının sözcülüğünü yapar The Economist’in Tayyip Bey’in beklediklerinin tersine “ılımlı İslam”dan değil, “radikal İslam”dan yana olduğunu, farkına varıp da ayıldığını sanmayın sakın! Yoksa büyük yanılgıya düşersiniz. Çünkü ABD ve AB’nin Tayyip Bey’in ılımlı mı, radikal mi, olduğunun hiç önemi yoktur. Zaten, o çevrelerin “ılımlı İslam” derken, aslında “uyumlu İslam”ı kastettiğini yani cami ile uluslararası finans borsalarının uyumunu ön planda tuttuğunu bilmek gerek. Özelleştirme sünnet, yabancı sermayenin serbestliği farz olduğu sürece, o çevreler için istenen uyumlu İslamın şartları yerine gelmiş demektir. Bu ölçütlere vararak olaylara bakınca, The Economist ile arkasındaki çevrelerin geçmişte, Tayyip Bey’i neden destekledikleri, buna karşılık Ahmedinejad’ı neden yerden yere vurdukları daha kolay anlaşılır. Bu koşullarda, temelde bir değişiklik olmadığı halde, The Economist’in AKP’yi destekleme talimatını neden geri aldığını anlamış değilim. ‘Ayrımız, gayrımız yok’ AYŞE SAYIN / MAHMUT ORAL DİYARBAKIR MHP’nin 16 yıl sonra Diyarbakır’da ilk kez gerçekleştirdiği ve günlerdir merakla beklenen Diyarbakır mitingi “provokasyon” endişelerine karşın olaysız gerçekleşirken MHP lideri Devlet Bahçeli, konuşmasında “bin yıllık kardeşlik” vurgusu yaptı. MHP’nin kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş’in 1995 yılında Dağkapı Meydanı’nda kamyon kasasında düzenlediği açık hava toplantısından 16 yıl sonra ilk kez miting yaparken Bahçeli’de 11 yıl sonra ilk kez geniş güvenlik önlemleri altında kente geldi. 2 gün önce BDP’li bağımsızlara ev sahipliği yapan ve “dev” Abdullah Öcalan posterlerinin açıldığı, PKKÖcalan lehine sloganlar atıldığı İstasyon Meydanı bu kez MHP ve Türk bayrakları ile donatılırken meydanda dev “bozkurt” flaması ve 16 Türk devletini simgeleyen bayraklar da ön saflarda açıldı. MHP’nin 16 yıl sonra Diyarbakır’da düzenlediği mitingde konuşan Bahçeli, “Erdoğan’ın çizdiği SivasGavur dağı hattını yerlerle bir etmeye geldim” dedi. Herkesin “eşit” olduğu bir Türkiye arzu ettiklerini belirten Bahçeli, “Türk milletinin hiçbir evladı bu ülkenin zencisi değildir. Başbakan’a ve bölücü PKK’ya inat; ayrımız, gayrımız yok” diye konuştu. taşlarla sohbet etti. MHP’nin mitingine Diyarbakırlılardan katılım kısıtlı olurken yaklaşık 3 bin kişi ile CHP mitingini yakalayan kalabalığın büyük bölümünü İstanbul, İzmir, Antalya, Elazığ, Malatya, Gaziantep’in de aralarında bulunduğu “uzak” ve “komşu” illerden gelenler oluşturdu. Miting meydanında “Oğuz ili Diyarbakır’a hoş geldiniz”, “Diyarbakır güzel bağlar, Tayyip söyler Arınç Ağlar”, “Amed’e hoş geldiniz”, “TürkKürt kardeştir, ayrım yapan köpektir”, “Bin yıllık kardeşliği, 8 yıllık kalleşlik bozamaz” pankartı dikkat çekti. Miting meydanında bir grup MHP’li genç, yüzlerini kapatıp “Başbuğ’un askerleriyiz” diye slogan attı, bir grup genç ise “Apo’nun p......, yıldıramaz bizleri” diye slogan atınca, İl Başkanı Teyyar Karakoç, kürsüden bu sloganı keserek gerginliği önledi. Bahçeli, yaptığı konuşmada, Türkiye’deki bütün “etnik kimliklerin” “Türk milleti” adı altında birleştiği vurgusunun yanı sıra, “bin yıllık kardeşliği” ne dağdaki teröristin, ne de küresel güçlerin bozabileceği mesajını verdi. Bahçeli, konuşmasında sadece iki kez “Kürt kökenli kardeşlerimiz” ifadesini kullandı. “Adımız bir, acımız bir, anımız bir oldu” diyen Bahçeli “Bilmeyene, anlamak istemeyene tekraren hatırlatırım ki bu büyük milletin adı Türk milletidir” vurgusu yaptı. Herkesin “eşit” olduğu bir Türkiye arzu ettiklerini belirten Bahçeli, eydan dışardan gelenlerle doldu Bahçeli’nin mitingi öncesinde MHP Grup Başkanvekilleri Oktay Vural ve Mehmet Şandır, yürüyerek miting meydanına giderken yurt M ‘Kimse zenci değildir’ “Türk milletinin hiçbir evladı bu ülkenin zencisi değildir. Başbakan’a ve bölücü PKK’ye inat; ayrımız, gayrımız yok” dedi. Bu topraklar üzerinde “kardeşçe” yaşanmazsa, millet olarak sadece Diyarbakır’dan değil, Anadolu’dan da atılma tehlikesi bulunduğunu kaydeden Bahçeli, “Anadiliniz ne olursa olsun konuşmanıza saygımız vardır” diyen Bahçeli, ülkenin en büyük sorununun işsizlik, yoksulluk, adaletsizlik olduğunu belirterek, “Anadili anayasaya koyunca karnınız doyacak mı? Anadilde eğitim imkânı sağlanınca ekonomik sorunlarınız bitecek mi? Ekmeğiniz artacak mı?” diye sorup meydandan “hayır” yanıtı aldı. Bahçeli, Diyarbakır konuşmasını “Ne mutlu Türküm” sözleri ile tamamladı. Mitingin ardından geldiği Ankara’nın Çubuk ilçesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bahçeli, “Diyarbakır halkı MHP’ye misafirperverlik göstermiştir. Düşüncelerimizi çok net bir şekilde ifade edebilme imkanı bulmuş olmaktan memnuniyet duyuyorum” yanıtını verdi. Bahçeli, Diyarbakır mitingine katılan katılmayan tüm Diyarbakır halkına sevgi ve saygılarını sunduğunu dile getirdi. REFERANDUM SÖZÜNÜ UNUTTU İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN ERTUĞRUL KÜRKÇÜ: Erdoğan 50 günde çark etti ERDEM GÜL lk sözümüz barış olacak AB D N YAĞMUR ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan, “Eğer 367’yi bulursak, yeni anayasayı referanduma götürmeyeceğiz” diyerek, bizzat kendisinin 50 gün önce okuduğu AKP seçim beyannamesi ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın daha 4 gün önce yaptığı açıklamayı yalanladı. Erdoğan, önceki gece Kanal D’de Mehmet Ali Birand’ın sorularını yanıtlarken yeni anayasanın referanduma götürülüp götürülmeyeceği konusunda çark etti. Erdoğan, yeni anayasayı her halükârda referanduma götürüp götürmeyeceklerine yönelik soru üzerine, ‘önce Meclis tablosunu görmek gerektiğini’ söyledi. Erdoğan, “Eğer 367’yi bulursak, referanduma götürmeyi gereksiz bulurum” dedi. tartışılsın diyorum” diye yanıtladı. Bu sözleri Birand’ın, “Erdoğan, net konuştu: Gönlünde başkanlık var” şeklinde ifade etmesi üzerine Erdoğan’ın ısrarla “Gönlümde var demedim” demesi dikkat çekti. Erdoğan, “Köşk cezbetmiyor mu sizi” sorusunu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü kastederek “Benim için çok cazip olsaydı ben Dışişleri Bakanıma böyle bir teklifi yapmazdım. Bu konudaki hassasiyetimi, ben kendimi ispatlamış birisiyim” diye yanıtladı. namikzafer@yahoo.com MERSİN Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloğu’nun, Mersin bağımsız milletvekili adayı Ertuğrul Kürkçü on binlerce kişiye seslendiği mitingde “Meclis’e gittiğimiz zaman ilk sözümüz barış olacak” dedi. Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku bileşenleri, önceki gün Ertuğrul Kürkçü için düzenlenen mitingde buluştu. Mitinge Selahattin Demirtaş, BDP ve EMEP yöneticileri ile 68 kuşağı temsilcileri de katıldı. Filistinli gazeteci Tahsin Allavi ve Filistin Kurtuluş Örgütü’nün eski üyelerinden Leyla Halid de Kürkçü’ye destek için mitinge katılan isimlerin arasındaydı. Kürkçü, mitingde yap tığı konuşmada, Kürtlerle devrimcileri bir araya getiren anlayışın Ankara’da da süreceğini söyleyerek, “Ankara’ya gittiğimiz zaman bu birlikteliği kürsüye taşıyacağız ve ilk sözümüz de, son sözümüz de barış olacak” dedi. Mitingde, Selahattin Demirtaş da bir konuşma yaptı. MHP’nin Diyarbakır mitingiyle ilgili tartışmalara değinen Demirtaş, “Biz diyoruz ki MHP bölgede yok hükmündedir, ziyareti de yok hükmündedir” dedi. Demirtaş, BDP’nin bazı yerlerde MHP’ye oy atacağı iddialarına ilişkin olarak da, “Bu hareketin tek bir ferdinin MHP’ye oy vermesi için beyin ameliyatı geçirmiş olması lazım” yorumunu yaptı. ‘CHP lokomotif, MHP vagon’ Seçim gezileri kapsamında Çankırı’da yurttaşlara seslenen Erdoğan, ‘BDP’ye sert çıktığı’ yönündeki eleştirilere ‘Polis katillerine karşı, CHP, MHP yumuşak olsun; ben sert olacağım’ yanıtını verdi ÇANKIRI (Cumhuriyet) Başbakan Tayyip Erdoğan, “Bazı yazarlar ‘Başbakan, BDP’ye sert çıkıyor’ şeklinde yazıyor. Polis katillerine karşı, CHP, MHP yumuşak olsun; ben sert olacağım. İmam hatip talebelerinin yüzlerini yakanlara CHP, MHP yumuşak olsun; Ben sert olacağım” dedi. Çankırı’da yurttaşlara seslenen Erdoğan, 2010’da memba kalitesinde suyu Çankırı’ya getirdiklerini belirterek “Yeşilyurt köyünden 75 yaşındaki Ayşe Nine’nin sevincini anlattılar bana. Köye tarihinde ilk kez su gelmiş. Ayşe Nine günlerce mezarlığa gitmiş ve ‘Kalkın, köyümüze su geldi’ diye sevincini aktarmış. Çok içlendim ve ağladım” dedi. CHP’nin çetelere kol kanat gerdiğini MHP’nin de ona uyduğunu iddia eden Erdoğan, “CHP lokomotif, arkasındaki vagon da MHP. Bir vagon daha var o da BDP. Sayın Bahçeli, Diyarbakır’da PKK’yı eleştiriyor ama onun siyasetteki uzantısı BDP’ye laf söyleyemiyor. Elazığ’da onları destekleyecek ya onun için. Ortaklığı görüyor musun?” dedi. Erdoğan şunları söyledi: “Bazı yazarlar ‘Başbakan, BDP’ye sert çıkıyor’ şeklinde yazıyor. Polis katillerine karşı, CHP, MHP yumuşak olsun; ben sert olacağım. İmam hatip talebelerinin yüzlerini yakanlara CHP, MHP yumuşak olsun; Ben sert olacağım. Kimse bana bu noktada akıl vermesin bu kadar açık konuşuyorum. Çünkü biz yumuşak başlıysak, kim dedi uysal koyunuz. Kesilir belki fakat çekilmeye gelmez boynumuz, olay bu.” Söz kâğıtta kaldı Erdoğan’ın bu açıklaması, AKP’nin seçim beyannamesindeki referandum sözünün kâğıt üzerinde kalması sonucunu doğurdu. Erdoğan’ın 16 Nisan’da okuduğu AKP seçim beyannamesinde ise tam tersine yeni anayasanın her durumda referanduma götürüleceği sözü verilmişti. Arınç’ın sözleri Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da aday olduğu Bursa’da 1 Haziran’da yaptığı açıklamada, yeni anayasayla ilgili kaygılar bulunduğunu belirterek, “367 değil, 467 ile bile kabul edilse yine de referanduma sunacağız” demişti. Erdoğan, “Sizin kalbinizde başkanlık sistemi yatıyor mu?” sorusunu, “Gönlümde var. Ama illa da olacak diye bir direncim yok. Ben STANBUL VE DEN ZL ’DE ÖLEN YURTTAŞLARA, ZM R’DE KIZLIK SOYADINA AYRI SEÇMEN KÂĞIDI GÖNDER LD Seçmen kâğıtları havalarda ‘uçuşuyor’ AL AÇAR / EMRE DÖKER İSTANBUL / İZMİR İstanbul’da 4 yıl önce yaşamını yitiren ve 20 yıldır haber alınamayan yurttaşlara seçmen kâğıdı gönderilirken İzmir’de bazı evli kadın seçmenlerin kızlık soyadları kullanılarak ayrı seçmen kâğıdı düzenlendi. İstanbul’un Zeytinburnu ilçesinde ölen yurttaşlara da seçmen kâğıdı gön derildiği ortaya çıktı. Yeşiltepe Mahallesi’nde oturan ve yaklaşık 4 yıl önce yaşamını yitiren Ekrem Necmi Kızıltaş’a gönderilen seçmen kâğıdında, Faruk Timurtaş İlköğretim Okulu’nda oy kullanacağı belirtildi. Yine aynı adreste çocukları oturan ve kendisinden yaklaşık 20 yıldır haber alınamayan İsmail Saraçoğlu’na da seçmen kâğıdı gönderildi. Bahçelievler ilçesinde oturan Orhan Sarıkaya ise 20 yıldır ay nı adreste oturmasına karşın eşi ve kendisinin seçmen kâğıdının olmadığını belirterek, “Benim adresimde hiç tanımadığım biri oturuyor görünüyor” dedi. İzmir İl Genel Meclisi’nin CHP’li üyesi Avukat Onur Koçanalı’ya ulaşan seçmen kâğıtlarına göre ise Balçova’da oturan ve evli olan 4 kadın seçmenin kızlık soyadları kullanıldı. Koçanlı, sahte seçmen kâğıtları yaratılan kişilerin, farklı okullarda ve sandıklarda oy kullanmalarının öngörüldüğüne ancak kâğıtların aynı adrese gönderildiğine de dikkat çekti. Denizli CHP Merkez İlçe Başkanı Ömer Yurtseven de birkaç gün önce yaptıkları açıklamanın ardından ihbar yağmaya başladığını belirterek 2007 yılında ölen Elmas Özyolcu isimli kişiye seçmen bilgi kâğıdı düzenlendiğinin ortaya çıktığını belirtti. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear