Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
7 HAZ RAN 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA dishab@cumhuriyet.com.tr DIŞ HABERLER 11 Katil virüsün kaynağı bulunamadı Avrupa’da 20’den fazla insanın ölümüne neden olan virüsün kaynağı konusunda salatalığın ardından soya fasulyesi filizleri de ‘aklandı’ OSMAN ÇUTSAY Almanya’da EHEC virüsünün kaynağını bulmak için yürütülen çalışmalar kapsamında organik tarım yapılan bir çiftlikte inceleme yapıldı. (Fotoğraf: AFP) FRANKFURT Federal Almanya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde etkili olan EHEC (Ecoli) virüsünün kaynağını saptamak için sürdürülen araştırmalar, dikkatlerin önce soya fasulyesi filizleri üzerinde toplanmasına yol açtı. Ancak dün akşam saatlerinde yapılan bir açıklama, Kuzey Almanya’daki Uelzen bölgesindeki kuşkulu bir firmadan alınan gıda örneklerinde bağırsak iltihabına yol açan EHEC virüsüne rastlanmadığı bildirildi. Böylece öldürücü hastalığın kaynağını tam bir kesinlikle saptamak yine mümkün olmadı. Ancak firmanın bulunduğu Aşağı Saksonya Eyaleti Tüketiciler Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, 20’den fazla insanın ölümüne yol açan EHEC virüsünün bu kaynaklarda olabileceği kuşkusunun korunduğu bildirildi. EHEC virüsü, hastalarda böbreklerin iflasına ve beynin de ağır hasar görmesine neden oluyor. EHEC mikrobunun bu en yeni ve en tehlikeli tipiyle mücadele konusunda yaşanan sıkıntılar siyasal gündemi de sarstı. Federal Sağlık Bakanı Daniel Bahr’ın “bazı hastanelerin kapasitesinde darboğazlar ortaya çıkabileceğini” söylemesi, dikkat çekti. Kuzey Almanya’daki hastanelerde personelin uzun bir süredir haftanın 7 günü yoğun mesai yaptığı, kapasite sınırlarının zorlandığı doğrulandı. Federal Tüketiciyi Koruma Bakanı Ilse Aigner halen Almanya dışındaki 11 Avrupa ülkesinde EHEC ve HUS virüsünden kaynaklanan 100 olay saptandığını belirtti. Al man Bakan, “Sorunu Avrupa çapında çözmek gerekiyor. Çünkü Avrupa çapında bir sorunla yüz yüzeyiz” diye konuştu. ‘Kız mıdır, Kadın mıdır?’ın Açılımı “Bir polis panzerine tırmanan bir tane kız mıdır, kadın mıdır bilemem. Neymiş Hopa’nın hesabını sormaya geliyorlarmış. Bu ülkenin meydanları boş değil!” Ankara’daki Hopa eyleminde panzere çıkan Dilşat Aktaş için Başbakan’ın sarf ettiği bu sözleri Türkiye’de duymayan kalmadı. Bu yakışıksız ifadenin yankıları Türkiye sınırlarını aşıp da dünyada yankı bulursa; Erdoğan yalnız “otoriter eğilimleri” ile değil, “kadın düşmanlığı” ile de uluslararası ortamın gündemine oturabilir… Uluorta “Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum!” demekten çekinmeyen ve yılların “kadın erkek eşitliği” mücadelesine meydan okuyan Başbakan’ın nasıl bir “erkek egemen kültür” temsilcisi olduğunu gayet iyi biliyoruz. Ama “Bir polis panzerine tırmanan bir tane kız mıdır, kadın mıdır… bilmem” söylemi; şimdiye dek Başbakan’ın dillendirdiği her türlü “cinsiyet ayrımcılığı” söylemin de ötesine geçen başka bir şey. Burda kulağı tırmalayan, bardağı taşıran bir başka şey, başka bir katlanılmaz doz aşımı var… Geçenlerde böyle bir “doz aşımı” yüzünden; uluslararası medya, “Mısır kadınlarını aşağılayan” bir generale demediğini bırakmadı. Olay, seçim sathı mealindeki Türk medyasında yeterince yankı bulmadı. Onun için burda bir kez daha özetlemeden geçemeyeceğim… Arkada bıraktığımız 8 Mart dünya kadınlar günü ertesinde, Kahire’de “özde değil sözde kalan Arap Baharı reformları” uğruna meydanlara inen kadın göstericiler arasından “18 kadın”; Mübarek’in arkasından yönetimi devralan Yüksek Askeri Konsey güçlerince tutuklanmış, işkenceden geçirilmişti. Uluslararası insan hakları derneklerinin devreye girmesiyle, “işkenceye uğrayan” kadınların; “bekâret testine” zorlandıkları ortaya çıktı. “Elektrik şoku” yanında, kadınların “bekâret testine zorlanmaları”, düpedüz bir “işkence” ve yakası açılmadık bir “insan hakkı ihlali” olarak sınıflandırılmıştı. Bekâret testi iddialarını bir süre reddettikten sonra nihayet kabul etmek zorunda kalan üst düzey bir askeri yetkili geçen hafta yaptığı bir açıklamada “Evet doğru biz bekâret testlerini yaptırdık yaptırmasına ama” dedi: “Gözaltına alınanlar, tecavüze uğradıklarını söylerlerse, baştan zaten hepsinin kadın olduğunu ispat edebilmek için bunu yaptık. Meydandakiler sizin benim kızlarımız gibi değiller. Tahrir’deki çadırlarda zaten erkeklerle birlikte kalmaktaydılar!” Özetle o kadınlar yani baştan zaten “iffetsizdiler!”... Özürü kabahatinden büyük derler ya… öyle. Generalin bu acayip taş devri görüşleri, CNN’de yer bulur bulmaz, geniş yankı yaptı. 1995 Dünya Kadın Konferansı’ndan bu yana “kadın haklarını”, “insan haklarıyla” eş tutan “muassır medeniyet” hop oturup hop kalktı. Mısır askeri yönetiminin anlayışına göre zira, “kız değil de kadınsanız… tecavüzü hak etmiş oluyordunuz”ki… bu çağımızın artık çoktan geride bıraktığı, “zul saydığı”, “kırmızı kart” çıkarttığı bir anlayıştı… Artık kız ya da kadın… “zoraki bekâret testi” başlıbaşına “tecavüz” sayılıyor ve “işkenceden” farksız bir “insan hakları ihlali” olarak değerlendiriliyordu… Bu ayrımlardan bihaber olduğu için; “Meydanlardakiler sizin benim kızlarım gibi değiller, onlar zaten ‘kadın!’” ezberine sığınan generalin arkasından insanlık tef çaldı... Generalin “kız/kadın” ayrımcılığını çağdışı buldu, “kadın düşmanlığının” meşrulaştırılması şeklinde damgaladı ve ayıpladı. “Arap baharı nihayetinde demokratikleşme için yapılmamış mıydı? Kadın haklarını hazmetmeden hiç ‘demokrasi’ olunur mu?” dediler... En ilginç analizler, bu “kadınkız vurgusunun” derin manalarını, içerdiği heyhat! bütün nüanslarıyla okuyan İslam ülkelerinden geldi…. İranlı muhaliflerin görüşlerini yansıtan “Tehran Bureau” sitesinde örneğin özetle şu görüşler yer aldı: “Muhafazakâr toplumlarda bu taktiklerin geçer akçe olmasının nedeni aşikâr. Taktiğin ardında şöyle bir altyazı var: Hele böyle bir gösteriye katıl da gör bak sana biz ne yaparız? Seni ele geçirdiğimiz an; onurunu beş paralık eder, senin bir fahişe olduğunu topluma pompalar, seninle birlikte yakınlarının itibarını yıkarız.”… Muhalefet gösterilerinde; “kız/kadın” ayrımı yapan söylemlerin içerdiği üstü kapalı mesaj… özetle buymuş. Dilşat Aktaş için Erdoğan’ın sarf ettiği sözler bağlamında sürekli hep hani, “göstericinin kadın mı kız mı olduğu Başbakan’ı neden ilgilendiriyor?” sorusu soruluyor ya… O sorunun kripto açılımı bu. Arap Baharı’ndan çok önce, İran’da Ahmedinejad baskısına başkaldıran kadınları sokaklara döken “Yeşil Hareket” kapsamında birdenbire ön plana çıkan “İslamcı rejim coğrafyasının” kadınları, bu “kadın mıdır/kız mıdır?” imasının ne tür Makyavelik araçsallaştırmaların aracı olduğunu gayet iyi biliyor. Bu konunun ayrıntıları bir başka yazıya. ‘ yimser olmayın...’ Federal Risk Değerlendirme Enstitüsü (BfR) Başkanı Andreas Hensel de, Almanya’da 2. Dünya Savaşı sonrasındaki mikrobik en büyük bulaşıcının sahneye çıktığına dikkat çekti. Bu bulaşıcı hastalığın kaynağının hemen saptanamayacağını belirterek kamuoyunun “fazla iyimser” olmamasını isteyen Hensel, araştırmaların dünya çapında yürütülmesi gerekeceğinin de altını çizdi. Bu arada EHEC virüsü kapan hasta sayısındaki düşüş nedeniyle Kuzey Almanya’daki sağlık kurumlarında kısmi bir rahatlama gözlendi. 6 YILLIK KT DAR SON BULDU ZAFER HUMALA’NIN Mısır bu anlayıştan ötürü kınandı Portekiz’de krizin faturası sosyalistlere de etti. Muhafazakâr Halk Partisi (CDS) ise 24 sandalye kazandı. Komünistlerle Yeşillerin oluşturduğu antiliberal koalisyon CDU yüzde 8 oy oranı ile 16 sandalye kazanırken, sol blok adıyla seçimlere giren aşırı sol ise yüzde 5 oranıyla 8 sandalye kazandı. Sağ kanadı oluşturan Sosyal Demokrat Parti ile Halk Partisi birlikte parlamentoda 129 sandalyeyle çoğunluğu elde etmiş oldu. Sosyal Demokrat Parti Başkanı Pedro Passos Coelho’nun başbakan olarak hükümeti kurma görevini devralması ve Halk Partisi’yle koalisyona gitmesi bekleniyor. Portekiz’de altı senedir iktidarda olan sosyalist hükümet, bu yıl ekonomik sıkıntılar nedeniyle Avrupa Birliği (AB) ve Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) 78 milyar Avro’luk bir kurtarma paCoelho, zaferini eşiyle birlikte kutladı. (EPA) keti talep etmişti. Dış Haberler Servisi Portekiz’de önceki günkü erken genel seçimlerde halk ekonomik krizin faturasını iktidardaki Sosyalist Parti’ye kesti. Seçimlerden merkez sağ bir siyasi hareket olan Sosyal Demokrat Parti (PSD) yüzde 39 oy oranıyla zaferle çıktı. Yüzde 28 oy oranında kalan Sosyalist Parti’nin lideri ve Başbakan Jose Socrates yenilgiyi kabul ederek parti başkanlığından istifa etti. 230 sandalyeli mecliste PSD 105 sandalye kazanırken, sosyalistler geçen seçimlere göre 24 daha az sandalye kazanarak 73 sandalye elHumala, rakibi, eski devlet başkanı Alberto Fujimori’nin kızı Keiko Fujimori’yi çok az bir farkla geride bırakarak seçimi kazandı (AFP). Viyana kızgın ‘Maço milliyetçiliği’ KAD M ÜLKER Dış Haberler Servisi Peru’da önceki gün yapılan devlet başkanlığı seçiminlerinin galibi solcu lider Ollanta Humala oldu. Sağcı rakibi, eski devlet başkanı Alberto Fujimori’nin kızı Keiko Fujimori’yi çok az bir farkla geride bırakan 48 yaşındaki eski albay Humala, bir milli birlik hükümeti kurmak istediklerini kaydetti. Rüşvet aldığı ve Maocu isyancıları öldürdüğü gerekçesiyle halen tutuklu bulunan Alberto Fujimori’nin kızı Keiko Fujimori’in yüzde 48.5 oy oranına karşılık, Humala oyların yüzde 51.5’ini kazandı. 2006’da yapılan seçimi Alan Garcia karşısında kaybeden Humala, o zamandan beri radikal antikapitalist söylemini yumuşatmasıyla biliniyor. Yabancı yatırımcıların ekonomide devlet kontrolünün artacağından endişeli ol dukları ileri sürülürken, toplumsal içeriğe sahip ekonomik büyüme istediklerini belirten Humala, “Herkes için daha adaletli bir Peru inşa edebiliriz” diye konuştu. Humala, ülkenin maden zenginliğinden Peru’nun yoksul kesiminin de yararlanabileceğini vaat etti. havez’e benzer’ endişesi Humala’nın mecliste çoğunluğu oluşturamayacağı için kanunları geçirmede zorluklarla kaşılaşacağı ve muhalefetin önceliklerine taviz vermek durumunda kalacağı tahmin ediliyor. Bu arada müdahaleci politikalarının Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez’e benzeyeceğinden endişe duyulmasına karşılık, Humala Brezilya’nın merkez sol yaklaşımına sempati duyduğunu açıkladı. ‘C VİYANA Merkezi Avusturya’nın başkenti Viyana’da bulunan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Genel Sekreterliği’ne getirilmesi kesin gözüyle bakılan Ursula Plassnik’in Türkiye tarafından veto edilmesi, ülkede kızgınlık yarattı. Kronen Zeitung ve Österreich gazeteleri, Avusturyalı yetkililerin Abdullah Gül’le Avusturya ziyareti sırasında konuyu görüştüklerini yazdılar. Gazeteler, adaylığı Türkiye tarafından destekleneceği sözünün Gül ile görüşmelerde verilmiş olmasına rağmen, Plassnik’in Türkiye tarafından veto edilmesini, “Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği konusundaki Avusturya’nın tutumuna karşı öç alma hareketi olarak” değerlendirdiler. Gazeteler ayrıca Plassnik’in reddedilmesinde “maço milliyetçiliğinin” de etken olduğunun altını çizerken “Plassnik’in Türkiye’nin AB üyeliğine muhalif ve ayrıca bir kadın olması Türkiye’nin ret tutum almasına sebep olmuştur” yorumunda bulundular. ‘Onlar zaten iffetsizdi!’ iması TC KAŞ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No: 2008/519 TAL 1 Taşınmazın Tapu Kaydı. Halihazır Durumu. İmar Durumu: Antalya ili Kaş İlçesi, Kalkan beldesi, Orta alan mevkii 2330 parsel sayılı taşınmazdır.Taşınmazın alanı 840,00 m2’dir.Taşınmaz üzerinde 1 blokta 9 adet bağımsız bölüm olup, 5/50 arsa payına sahip 6 nolu taşınmaz satışa çıkmaktadır. Taşınmazın tamamı 840.00 m2 miktarında ve imar parseli niteliğindedir. Taşınmazın batı cephesi imar yolu, diğer cepheleri ise parsellerle çevrilidir.Taşınmaz bahçeli nizam yapı adası içerisinde olup, üzerinde 1 blokta 9 adet bağımsız bölüm mevcuttur. Her bağımsız bölüm alt katta salon mutfak ve wc duş ile üst katta bir yatak odası ve duştan ibarettir. Bağımsız bölümler içerden merdivenli dubleks mesken olarak planlanmıştır. Yığma yapı olarak yapılan dubleks meskenin alt katmda salon mutfak, üst katmda 1 yatak odası banyo ve holden ibarettir.Deniz cephesinde balkonu mevcuttur. Meskenin kapalı alanı 42,72 m2, açık teras ve balkon alanları 12,18 m2’dir. Taşınmaza Kalamar koyu yakın olup çevresinde genellikle villa türü konut, pansiyon ve otel işletmeleri mevcuttur... Muhammen Bedeli 84.966,64 TL Satış Saati 12.00 12.10 Arası 2 Taşınmazın Tapu Kaydı. Halihazır Durumu. İmar Durumu: Antalya ili Kaş İlçesi, Kalkan beldesi, Orta alan mevkii 2330 parsel sayılı taşınmazdır. Taşınmazın alanı 840,00m2’dir. Taşınmaz üzerinde 1 blokta 9 adet bağımsız bölüm olup, 5/50 arsa payına sahip 9 nolu taşınmaz satışa çıkmaktadır. Taşınmazın tamamı 840.00 m2 miktarında ve imar parseli niteliğindedir. Taşınmazın batı cephesi imar yolu, diğer cepheleri ise parsellerle çevrilidir.Taşınmaz bahçeli nizam yapı adası içerisinde olup, üzerinde 1 blokta 9 adet bağımsız bölüm mevcuttur. Her bağımsız bölüm alt katta salon mutfak ve wc duş ile üst katta bir yatak odası ve duştan ibarettir. Bağımsız bölümler içerden merdivenli dubleks mesken olarak planlanmıştır. Yığma yapı olarak yapılan dubleks meskenin alt katmda salon mutfak, üst katında 1 yatak odası, banyo ve holden ibarettir. Deniz cephesinde balkonu mevcuttur. Meskenin kapalı alanı 42,72 m2, açık teras ve balkon alanları 12,18 m2’dir. Taşınmaz kalamar koyu yakın olup çevresinde genellikle villa türü konut,pansiyon ve otel işletmeleri mevcuttur. Muhammen Bedeli 84.966,64 TL Satış Saati 12.15 12.25 Arası Satış Şartları : 1 Birinci açık artırma 18.07.2011 günü yukarıda belirtilen saatler arasında KAŞ HÜKÜMET KONAĞI ÖNÜ adresinde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen değerin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış ve paylaştırma giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedele alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartiyle 28.07.2011 günü KAŞ HÜKÜMET KONAĞI ÖNÜ adresinde yukarıda belirtilen saatler arasında ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklıların alacakları toplamını, satış ve paylaştırma giderlerini geçmesi ve artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması lazımdır. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde Türk Lirası peşin para veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tapu alım harcı, damga vergisi ile K.D.V. alıcıya aittir. Birikmiş vergiler ve tellaliye ücreti satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu taşınmaz üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaştırmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiç bir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. İşbu ilan tebligat yapılamayan ilgililere tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı, sahipleri de dahildir: (İİK m. 126) (Basın: 37622) VEFAT Sevgili eşim, canımız, babamız, dedemiz, abimiz, akrabamız, aydın insan Dr. KEMAL İNCESULU’yu kaybettik. Cenazesi 07.06.2011’de ikindi namazını takiben, Alsancak Hocazade Camisi’nden kaldırılacaktır. Tüm sevenlerine duyurulur. İncesulu ve Yıldırım Aileleri Not: Çelenk gönderilmemesi, dileyenlerin ÇYDD’ye bağışta bulunmaları rica olunur. TC İSTANBUL ASLİYE 7. TİCARET MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI İLAN ESAS NO: 2010/33 Davacı Güler KAYADİBİNLİ vekili tarafından davalılar Cumhur GÜNGÖR ve Eyüp ONAT aleyhine açılan davada, davacının ödemek zorunda kaldığı çek bedeli 8.000 USD karşılığı 11.692 TL’nin davalılardan dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsiline ilişkin açılan davada, mahkememiz ara kararı gereği, Dosyamız davalılarından Eyüp ONAT ve Cumhur GÜNGÖR’ün tüm araştırmalara karşın açık adresinin tespit edilemediği, davalı Eyüp ONAT’ın “Hürriyet Mh., Altın Sk., Sarıçiçek İş Mrk., N:23/3 4 5 Bahçelievler İSTANBUL”, davalı Cumhur GÜNGÖR’ün “Ardıçevler Mh., Akasya Cd., Turkuaz 331 Esenyurt Büyükçekmece İSTANBUL” olarak dosyaya bildirilen adresine gönderilen tebligatın da bila tebliğ iade edilmiş olduğu anlaşılmakla, mahkememizce adı geçen davalılara dava dilekçesi ile duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. Karar dairesince duruşma günü olarak tayin edilen 11/10/2011 günü saat 10.00’da muhatapların mahkememizde hazır bulunması veya kendilerini kanuni bir vekille temsil ettirmesi, belirtilen gün ve saatte mahkememizde hazır bulunmamaları veya kendilerini temsil etmedikleri takdirde HUMK’un 377. ve 218. maddeleri uyarınca tahkikata ve yargılamaya yokluklarında devam edileceği ve hüküm verileceği hususu dava dilekçesinin yerine kaim olmak üzere ilan olunur. (Basın: 37862) ACI KAYBIMIZ Cemiyetimiz üyesi, basın şeref kartı ve 2007 Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü sahibi, değerli arkadaşımız DOĞAN KATIRCIOĞLU 6 Haziran 2011 Pazartesi günü vefat etmiştir. Kaybı topluluğumuzda üzüntü yaratan Katırcıoğlu’nun cenazesi 7 Haziran 2011 Salı gün öğle namazının ardından Sultanahmet Camisi’nden alınarak Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verilecektir. Katırcıoğlu’nu sevgi ve saygıyla anarken, ailesine, basın topluluğuna başsağlığı dileriz. Irak’ta 5 ABD askeri öldü Dış Haberler Servisi Irak’ın başkenti Bağdat yakınlarında bulunan Amerikan üssüne dün düzenlenen roket saldırısında 5 Amerikalı asker ve en az 20 Iraklı hayatını kaybetti. ABD ordusundan yapılan açıklamada Zafer Kampı’nı hedef alan saldırıda ölen Amerikalı askerlerin kimliği hakkında bilgi verilmedi. ABD, kuvvetlerini ülkeden çekmeye hazırlanırken meydana gelen saldırının, 2009 yılından beri Irak’ta bir günde en fazla Amerikalı askerin ölümüne yol açan saldırı olduğu belirtiliyor. Ülkenin kuzeyindeki Tikrit şehrinde dün meydana gelen intihar saldırısında da en az 13 kişinin öldüğü bildirildi. 009281 No’lu fiş kaybolmuştur. Hükümsüzdür. İHSAN KURNAZ (34 TBH 18) TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ C MY B C MY B