14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara B Y Y Y Y Y Y Y Y Y B B Y 23 28 23 24 25 27 24 20 21 22 22 23 24 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y B Y PB B PB PB PB PB PB PB B 21 25 25 25 29 28 30 33 26 30 28 23 23 HABERLERİN DEVAMI Oslo Y Helsinki PB Stockholm Y Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin Y Budapeşte Y Madrid Y Viyana Y 18 16 22 16 15 15 17 18 24 30 29 25 27 Belgrad PB 29 Sofya Y 23 Roma PB 25 Atina B 28 Zürih Y 21 Moskova B 26 Aşkabat A 32 Taşkent A 28 Baku A 26 Bişkek Y 25 Tiflis Y 28 Kahire B 33 Şam A 32 Ülkemizin kuzey ve batı kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın güneyi, Ege, Batı Akdeniz’in iç kesimleri ile Kocaeli, Sakarya, Edirne, Kırklareli, Konya, Yozgat ve Samsun çevreleri sağanak ve gökgürültülü sağanak, diğer yerler az bulutlu geçecek. Yağışların İç Ege, Göller Yöresi, Batı Karadeniz’in iç kesimleri, Bilecik, Eskişehir ile İzmir, Aydın ve Muğla’nın iç kesimlerinde kuvvetli olması bekleniyor. 31 MAYIS 2011 SALI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 31 Mayıs GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada gençlik raporlarından önce, “Demokrasi Raporu”nu açıkladı. Dün CNNTÜRK’ün sabah programında Pertev Boratav’ın söylediği gibi raporun CHP örgütünde ve seçmende nasıl, ne gibi tepkilerle karşılanacağı ayrı sorun. Gazeteler, gazeteciler raporu nasıl karşıladı? “Küçücük bir salonda CHP’den koskocaman sözler” (Hürriyet). “Rapor CHP’nin statükoculukla vedalaşmasının ilanı” (Vatan). “Özgürlük sadece Güneydoğu’da değil tüm belediyelerde olacak. Belki Başbakan bilmiyor ama AKP programında aynısı var” (Habertürk). “İleri demokrasinin karşısına özgürlükçü demokrasi” (Milliyet). “CHP bu seçimde projeler üzerine gerçekten çok ciddi çalışmalar yapmış” (Vatan). “Hedef özgürlük söylemini AKP’den almak, CHP’nin demokrasi reçetesi” (Milliyet). “Yeni CHP, 2002’nin AKP’sini andırıyor” (Hürriyet). Ve… Cumhuriyet: “Demokraside iktidarın seçilmişlerin elinde olması yetmezYurttaş egemenliği”. Tabii yandaş basın dışında genelde medya Demokrasi Raporu’nu olumlu karşıladı. Kuşkusuz raporun CHP’ye bugün olmasa yarın önemli katkısı veya yükleyeceği önemli sorumluluklar olacak! Her üç partinin meydan mitinglerini yansıtan TV görüntülerini bilmem izliyor musunuz? Mitinglerde meydanlar, insanlarla dolup taşıyor. Kitlesel heyecan, coşku; biri diğerinden ne fazla ne eksik! Şayet meydanları yalnızca partilere gönül verenler doldurmuyorsa… AKP de CHP de tek başına iktidar! MHP de güçlü bir muhalefet partisi! Meydan görüntülerini anketler ne ölçüde doğruluyor? Seçime 12 gün kala seçmenin eğilimi nedir? Pazar gecesi gazeteciyazar Taha Akyol’un CNNTÜRK’teki “Eğrisi Doğrusu” programı, seçmen eğilimlerini bir kez daha açıkladı. Program; taraflı tartışmalara değil, izleyiciyi aydınlatmaya yönelik bir yöntem izledi. Bir yanda bugüne dek her partiye açık duruş sergileyen Adil Gür’ün AG’si. Diğer yanda AKP’ye hizmet verdiği bilinen bir diğer araştırma kuruluşu; İbrahim Uslu’nun ANAR’ı! Her iki ankete bilimsel açıdan bakan, bu konuda sürekli araştırmalar yapan Koç Üniversitesi Profesörü Ali Çarkoğlu. Daha programın hemen başlarında AG ile ANAR, Prof. Çarkoğlu ve Akyol; 12 Haziran’da AKP’nin ipi birinci parti olarak göğüsleyeceğinde birleşti. Partilerin oy yüzdelerini tartışmadan önce seçime katılım oranını belirleyen açıklamalar yapıldı. 52 milyon seçmenin olası katılımı yüzde 80’lerde. Ya kararsızlar? Yüzde 19’larda. Genel anlayışın aksine, kararsızlar seçim sonucunu değiştirmiyor ve... 12 Haziran’da partilerin oy oranlarının ne olacağını araştırıp saptayan sorunun, merakla beklenen yanıtlarına sıra geldi. AG’ye göre: AKP yüzde 47, CHP yüzde 30, MHP yüzde 12.5 ve BDP yüzde 7. ANAR’a göre, AKP yüzde 4648, CHP yüzde 26’larda, MHP yüzde 12, BDP yüzde 7. Diğer partilerin çıkaracağı milletvekili sayısı açıklanmadı ama, BDP’nin 3032 milletvekilliği kazanacağında birleşildi. İlginç irdeleme Adil Gür’den geldi. AG’ye göre CHP oyları yükselecek... CHP yüzde 31’leri zorlayabilir. Bu görüşe katılmayan ANAR; CHP’nin, 2009 yerel seçimlerindeki yüzde 23 oyunu ancak yüzde 26’lara yükseltebileceğini savunuyor. Gür ise; CHP’nin kıyı kentlerinde oy oranının değişmeyeceğini, örneğin Güneydoğu’da beklenmedik sonuçlar alabileceğini ısrarla vurguluyor. Örneğin Diyarbakır’da, Van’da, Elazığ’da… CHP bugüne dek milletvekili çıkaramadığı bu illerden milletvekilliği kazanabilir. Prof. Çarkoğlu da açıklanan oranların fazla sürpriz olmayacağı kanısında. Seçim sonuçlarının eğrisini de doğrusunu da göstermeye yönelik, toplumu aydınlatmaya özen gösteren programdaki irdelemelerin partilere gönül verenleri memnun etmediğini gelen emaillere dayanarak programı yöneten Taha Akyol açıkladı. Gönderilen her email, “Benim partimin oyu söylenenin üstünde” diyor. Hatta içlerinde partisi oylarının yüzde 50’yi geçtiğini söyleyenler de var. Elbette her bireyin, her seçmenin gönlünde bir aslan yatıyor! 13 Haziran sabahı; saç önümüze düşecek, ak mı kara mı göreceğiz! Ulusal iyimser doğamız gereği; seçim, hayırlara vesile olur, diyelim ve bekleyelim! ‘İkiz kule’ iddiası Birinci Ergenekon davasında adli makamlar yerine basına açıklama yapan Tanık Ener, Başkan Şengün tarafından eleştirildi. smail Yıldız ise yine tuhaf açıklamalar yaptı HAT CE TUNCER Danıştay’a silahlı baskın ve Cumhuriyet gazetesine bombalı saldırı dosyasıyla birleşik Birinci Ergenekon davasında tanık olarak ifade veren avukat Mehmet Ener ile soru yönelten sanık avukatları arasında zaman zaman gergin bir hava oluştu. Tanık Mehmet Ener’in “adalete yardımcı olmak için buradayım” sözleri üzerine Başkan Köksal Şengün, “Adalete yardımcı olmak için buradayım diyorsunuz ama adalete vermeniz gereken belgeleri başka yerlere veriyorsunuz. Öyle belgeler ki bir olayı tamamen sizin müvekkilinize fayda sağlayacak şekilde tersyüz edebilir. Savcıya vermediğiniz bilgilerin basın yoluyla kitlelere ulaşacağını düşünmediniz mi?” diye eleştiri yöneltti. Önceki duruşmalarda ruh sağlığı konusunda kuşkular uyandıran konuşmalar yapan İsmail Yıldız, Türkiye Cumhuriyeti’nin en eski ve gizli istihbarat örgütünün başkanı olmasının yanı sıra Amerikan Kongresi’nin, Lahey Adalet Divanı’nın istihbarat teşkilatlarının başkanı olduğunu anlattı. Yıldız, Amerika’da 11 Eylül 2001’de İkiz Kuleler’e yapılan saldırıların “Tule” adında çok tehlikeli bir grup tarafından yapıldığını, arkasında AKP olduğunu savundu. Yıldız’ın reddi hâkim talebi reddedildi. Daha sonra avukat Mehmet Ener’e tanık sıfatıyla soru sorulması işlemine devam edildi. Avukat Hüseyin Buzoğlu, Ener, sanık avukatlarından Hüseyin Buzoğlu’nun “Bütün bu sanıkların burada bulunmasının se bebi sizsiniz. Burada tanık olarak size sorular soruluyor, bir gün sanık olarak yargılanacaksınız” sözlerinin tehdit içerikli olduğunu savunarak mahkemeden işlem yapılmasını talep etti. Tutuklu sanık Emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün kızı ve avukatı Zeynep Küçük’ün “Osman Yıldırım ile görüştükten sonra Şamil Tayyar’a gideceğinize önce Savcı Hamza Keleş’e gitseydiniz” sözleri üzerine Ener “Benim hayatımda keşke yoktur” diye konuştu. Küçük “Osman Yıldırım, Şamil Tayyar’a sızdırılan açıklamalarında Cumhuriyet gazetesine atılan bombaları Veli Küçük’ten aldığını söylüyor. İstanbul cumhuriyet savcılarına Ankara Sincan Cezaevi’nde verdiği ifadede bombaları Muzaffer Tekin’den aldığını söy lüyor. Bunlar nasıl sızmış olabilir” diye sordu. Avukat Ener ise, “Onu basına sormak lazım” diye konuştu. Tanık Nejat Uysal ise Alparslan Arslan’la Hukuk Fakültesi’nde öğrenci olduğu dönemde tanıştıklarını söyledi. Uysal, Alparslan Arslan’a silah satan sanık Aykut Metin Şükre’yi tanıdığını ancak silahtan haberi olmadığını söyledi. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel’in Alparslan Arslan’ın “Nejat’a sordum, o da ‘Aykut’ta vardı’ dedi” şeklindeki ifadesini anımsatması üzerine Şükre ile aralarında böyle bir konuşma geçmediğini söyledi. Alparslan Arslan’ın Salih Kurter Hoca’ya bağlanmasına şaşırdığını söyleyen Uysal, “Çünkü o Alparslan, Alparslan Türkeş’i bile tenkit eden bir yapıdaydı” diye konuştu. ‘Helal nternet’ Çağına Girerken Türkiye “internette filtre açılımlarına” pupa yelken yol alırken, komşu İran “helal internet” hamlesini kotarmanın yollarını arıyor. Filtreydi, sansürdü.. gibi ufak tefek(!) işlerle uğraşmak yerine İran, sorunu kökten halletmenin yolunu bulmuş: Ahmedinejad bundan böyle dört başı mamur bir “helal internet” projesi hazırlıyor! Türkiye’nin çiçeği burnundaki yeni “filtre sistemine” model oluşturan İran, halihazırda zaten “sanal âlemde dünyanın en kısıtlayıcı ve en gelişmiş sansür araçlarını kullanan” ülke olarak biliniyor… İnterneti dikensiz gül bahçesine dönüştürmek iddiasını şimdi daha da ilerilere taşıyan komşumuz; dünyanın gerisinden tümüyle yalıtılmış, “kapalı devre bir sistem” geliştirmenin yollarını arıyor. Dışarıyla irtibatı tamamen kesmeyi amaçlanan sistem, baştan sona “İslami değerlere uygun” biçimde dizayn edilecek… Ve bir yandan da tüketiciler için “daha ucuz” pazarlanacakmış. Bunları, “Wall Street Journal”da “İran internetin fişini çekiyor/Iran vows to unplug internet” başlığıyla yayımlanan bir haberde (28 Mayıs 2011) okudum. İran’ın böyle bir plan peşine düşmesinin iki temel nedeni var: Birincisi, “Arap baharında” yaşanan gelişmelerin öncüsü sayılabilecek 2009 “Yeşil isyan”ında “internet” in oynadığı öncü rol… Seçimde hile yaptığı iddia edilen Ahmedinejad’a karşı çok kapsamlı bir başkaldırı hareketiyle yollara dökülen üç milyonu aşkın gösterici, bilindiği gibi “internet” üzerinden örgütlenmişti… “Yeşil harekete” katılan milyonlar, “internet” sayesinde hem sansürü delerek ana akım medyada yer almayan bilgilere ilk kez erişebilmiş; hem sisteme karşı mücadelelerinde “bir başlarına olmadıklarını” öğrenerek “korkularını yenebilmiş” ve yönetimi gafil avlayan bir süratle örgütlenmiş; hem de mücadelelerini ‘yurttaş gazeteciliği’ adı verilen amatör videolar, bloglar, twitler, facebook sayfalarıyla dış dünyaya anı anına yetiştirebilmiş, ulaştırabilmişlerdi. İsyanın simgesine dönüşen 27 yaşındaki felsefe öğrencisi Nida Ağa Sultan’ın İran Besiçleri tarafından sokak ortasında infazını örneğin, dünyanın gerisi, anı anına denebilecek hızla internet ağlarını devreye sokan “yurttaş gazeteciliği” marifetiyle öğrenmiş; gösterileri bastırmak adına kullanılan yöntemlerin acımasızlığına doğrudan tanık olmuştu. İran “rejimin içyüzüne”(!) yerkürenin bir daha işte bu şeffaflıkla tanık olmasını istemiyor. Ve “kökten çözüm” namına içerinin dışarıya, dışarının içeriye nüfuz edemeyeceği bir “ulusal ağ” geliştirmeyi amaçlıyor. Tahran’ın “dış etkilere kapalı” bu “helal ağ” projesinin peşine düşmesinin diğer nedeni; internet kullanıcılarının önümüzdeki yıllarda ülkeyi boydan boya kapsayacak ölçüde yaygınlaşacak olması… Başlangıçta yanlızca elitlerin kullandığı bir araç gözüyle bakılan internetin kitleselleşmesi, mollaları interneti hepten zapturapt altına almak hevesine yönlendiriyor! “Baskı” ile “kullanıcı sayısı artışı” arasında, başka deyişle bir “doğru orantı” ve bir yarış var… Bizde olduğu gibi tıpkı; “baskı”, kullanıcı sayısındaki artışın gerisinden değil, önünden gitmek istiyor. Ve tüm ülke sanal âleme bağlanmadan önce; her önleme başvurmak suretiyle, sistemi sıkı sıkıya mutlak denetim altına almayı hedefleyen yönetim, içeri hava sokacak tek delik bırakmamayı amaçlıyor! Peki internette böyle tam bir denetim mümkün mü? Referans aldığım WSJ makalesi, mutlak denetimin zor olduğunu; ancak tüm bu zorluklara rağmen, İran’ın elindeki her türlü imkânı seferber ederek bu yöne doğru çalıştığını belirtiyor. İran, dış dünyayla ticaret ve de diğer ilişkilerin önünü kesmemesi için internette ilk aşamada bir “çifte yapı” oluşturmayı düşünüyormuş. “Çifte yapının” dışa açık kanalları yalnız hükümet, büyük şirket ve bankaların; yabancılarla turistlerin hizmetinde olacakmış. Sıradan yurttaşlar ise yapının sadece “iç kullanım” amaçlı “kapalı devrehelal” versiyonuyla yetinecekmiş. Bu “paralel yapı” uygulamasının ileriki tarihlerde yerini tüm Müslüman âleminin izleyeceği! bir “helal internete” bırakması umuluyormuş. İran’ın dehşet tasarısı, üstelik yalnız kendisiyle sınırlı değil... Mollalar; Müslüman ülkelerin ezcümle ilerde “küresel köy ağlarından” kopup, helal internete bağlanmalarını murat ediyorlar! İnternet dilinde buna artık herhalde “molla 2.0” adını verirler… WSJ’nin haberini okurken; bu “molla 2.0” projesinin, Bülent Arınç’la benzerlerinin kafalarına nasıl da birebir çakıştığını düşündüm ve ürperdim. İran’laşan Türkiye’de bir gün, “molla 2.0” da görür müyüz? Ne dersiniz? ‘ nternetin fişi çekiliyor!’ Samast haklı çıktı, TÜB TAK suç ortaklarına ait kayıtları bulamadı Cinayet görüntüleri kayıp H LAL KÖSE Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesini azmettirdiği gerekçesiyle tutuklu yargılanan Yasin Hayal, can güvenliğinin olmadığını, cezaevinde kayıt dışı olarak ziyaret edildiğini, dövüldüğünü ve tehdit edildiğini söyledi. TÜBİTAK, cinayet günü, sabah ve öğle saatlerinde olay yerini gören Akbank’a ait güvenlik kamera görüntülerine ulaşmanın mümkün olmadığını belirtti. Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin 2’si tutuklu 19 sanığın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davanın 18 oturumu dün yapıldı. Müdahil avukatları, olay günü Agos’un bulunduğu caddedeki kamera görüntülerini heyete izletti. Mahkemenin, görüntülerdeki şüpheli şahsı 4.5 yıldır bulmadığını söyleyen avukat Fethiye Çetin, “Bu kişi Osman Hayal’dir. Hayal’in olay günü İstanbul’da olduğunu gösteren telefon sinyal kayıtları da dosyada. Tutuklanmasını istiyoruz” dedi. Çetin, Samast’ın babası Ahmet Samast’ın tanık olarak dinlenmesini de talep ederek, “Baba, polise oğlunun jandarma komutanı ile görüştüğünü söylüyor. Samast’ın rehberinde ‘Komutan’ diye kayıtlı kişinin jandarma Ahmet Faruk Aydoğdu olduğu ortaya çıktı” diye konuştu. Bir banka şubesinin güvenlik kamerasındaki olay gününe ait görüntülerin kaybedilmesinden sorumlu polis müdürü Selim Kutkan hakkında suç duyurusunda bulunan Çetin, “Samast, Çocuk Mahkemesi’nde hepimizle alay etti. Görüntülerin bulunmayacağından, suç ortaklarının ortaya çıkmayacağından emin. Küstah, alaylı rüntülere ulaşmanın mümkün olmadığı ifade edilerek şöyle denildi: “Kamera kayıt sisteminin kullandığı dosyalama ve görüntü mekanizması sebebiyle video kayıtları için belirlenmiş alan üzerine belirli periyotlarla tamamıyla yeni veri yazılmaktadır. Bu periyotları aşan zamandan sonra eski verilere ulaşmanın mümkün olmadığı değerlendirilmektedir.” ‘Yaşananların hesabı sorulacak’ Dolmabahçe’den Beşiktaş’a yürüyen Hrant’ın Arkadaşları adına açıklama yapan tiyatro sanatçısı Mehmet Esen, “O kocaman yürekli adamın anısını taptaze tutacağız” dedi. Bağımsız milletvekili adayı Sırrı Süreyya Önder ise “Bunun hesabını soracağız. Bu ülke halklarının evlatlarını öldürtmeyeceğiz. Barış iradesi bu topraklarda egemen olacak” diye konuştu. Açıklamaya CHP stanbul milletvekili adayı Oktay Ekşi ile Oral Çalışlar ve Yıldırım Türker’in de aralarında olduğu çok sayıda gazeteci destek verdi. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) bir şekilde mahkemeyi küçümsedi” dedi. ‘Tehdit ediyorlar’ Yasin Hayal ise mahkeme heyetine not göndererek cezaevinde rahatsız edildiğini söyledi. Hayal, “Pelitli’den ziyarete geliyorlar. Tehdit ediliyorum” dedi. “İsim ver. Devletin resmi görevlileri mi” diye sorulunca Hayal, “Hayır. 30 bin Pelitli beldesi. Koruma istiyorum” diye konuştu. Tutuklu sanık Erhan Tuncel de cinayetin gerçek organiztörlerinin kendisi üzerinden kamufle edildiğini öne sürerek, “Hayal’le yapmaması konusunda 3 sefer konuştum. Hayal, ‘Bunu da yapayım, ondan sonra işime gücüme bakayım’ dedi” ifadelerini kullandı. Hayal ise “Hiç hatırlamıyorum efendim” diye karşılık verdi. TÜBİTAK’tan mahkemeye gönderilen raporda ise kayıp gö Mahkeme heyeti Hayal’in iddialarının araştırılması için duruşma tutanağının Tekirdağ Başsavcılığı’na gönderilmesine karar vererek, savcılıktan Hayal’in can güvenliğinin sağlanmasını istedi. Heyet, Hayal’i son 6 ayda ziyaret eden kişilerin belirlenmesi için Tekirdağ Cezaevi’nden tutuklu ziyaretçi defterini istedi. Olaydan hemen sonra, şüpheli bir şahısla görüntülere takılan kişinin Osman Hayal olup olmadığının araştırılması için bilirkişi incelemesi yaptıracak olan mahkeme, Trabzon Emniyeti’nden Osman Hayal’in biyometrik fotoğraflarının çekilerek gönderilmesini talep etti. Olay yerindeki güvenlik kameralarında cep telefonuyla konuşan şüpheli kişinin tespiti için Şişli’deki baz istasyonlarından yapılan görüşmelerin bildirilmesi için TİB Başkanlığı’na ve GSM operatörlerine yazı yazılmasına hükmeden heyet, Samast’ın babası Ahmet Samast’ın ifadesinin alınmasına, jandarma görevlileri Satılmış Şahin ve Ahmet Faruk Aydoğdu ile sanıklar Ogün Samast ve Coşkun İğci’nin telefonlarına ait sinyal bigilerinin istenmesine karar verdi. Polis müdürleri Selim Kutkan ve Ahmet İlhan Güler hakkında suç duyurusunda bulunan heyet, davayı erteledi. Ziyaretçi defteri incelenecek ‘Baskılar’ kullanıcılarla artıyor ‘Molla 2.0’ Arınç’a da uyar mı? Sinan Cemgil ve arkadaşları anılıyor İstanbul Haber Servisi Türkiye’de “68 kuşağı”nın devrimci liderlerinden Sinan Cemgil , Kadir Manga ve Alparslan Özdoğan katledilişlerinin 40. yılında mezarları başında düzenlenecek törenlerle anılacak. 68’liler Birliği Vakfı tarafından düzenlenecek anma töreni saat 12.00’de Karacaahmet Mezarlığı’ndaki Şakirin Camii önünde başlayacak. Cemgil ve arkadaşları için Karacaahmet Mezarlığı’ndaki kabri başına yürüyüş düzenlenecek. Konuşmaların ardından Cemgil’in meza rına karanfiller bırakılacak. 1970’te Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, Alpaslan Özdoğan, Deniz Gezmiş ve Cihan Alptekin’le birlikte Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nun (THKO) kuruluş çalışmalarına katılan Cemgil, 12 Mart 1971 muhtırasının ardından arkadaşlarıyla birlikte Elbistan yakınındaki Nurhak Dağı’nda, köy muhtarının ihbarı üzerine askerler tarafından kuşatıldı. Çıkan çatışmada, Sinan Cemgil, Alpaslan Özdoğan ve Kadir Manga vurularak öldürüldü. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear