23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 21 N SAN 2011 PERŞEMBE 4 HABERLER Bağımsız adaylar, ‘memnu haklarının iadesine’ ilişkin belgelerini Yüksek Seçim Kurulu’na teslim etti ‘SA’ları Bilelim... Türkiye’nin gündemi olağandışı olaylarla öylesine sık sarsılıyor ki, hiç yazacak konu sıkıntısı çekmediğimiz gibi, gelişmelere de yetişemiyoruz. YSK’nin vetosuyla ilgili depremi ve sonuçlarını da bu durumda yarın ele alacağım; şu satırlar yazılırken henüz belirginleşmemiş çözüm ne olursa olsun, büyük hukuki maluliyetin, siyasi şüphelerin giderilemediğini anlatmaya çalışacağım. Ama bugün,YSK kararı kadar önemli bir başka olaya, Başbakan’ın YGS skandalına karşı gösteri yapan öğrencilerle ilgili söylediklerine değinmek istiyorum. Gelecekleri çalınmak istenen ve belki de çalınmış olan gençlerin Taksim Meydanı’nda yaptıkları gösteri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı fevkalade tedirgin etmişti. Başbakan gençlerin gösterileri üzerine şunları söylemişti: Taksim’de bir kişiyi, iki bin kişiyi yürütmek problem değil. Bu girizgâhtan sonra da baklayı ağzından çıkarmıştı: Onlar YGS karşısında tavır ortaya koyduklarını açıklarken biz de kalkarız onların karşısına 5 bin 10 bin genci koyarız. Değerli okurlarım, Başbakan’ın bu açıklamasını okuduğumda dehşetten tüylerim diken diken oldu ve bir an için Hitler’in ünlü kahverengi gömlekli SA’larını (Strumableitung yani Fırtına Kıtası) düşündüm. SA çağrışımı yalnız bende değil, değerli dostum Melih Aşık’ta da oluşmuştu, dünkü “Açık Pencere”sinde bu hususu dile getiriyordu. Burada çok üzücü ve ürkütücü bir gerçeği vurgulamak isterim. Son zamanlarda Türkiye’de olup bitenler hep Nazi Almanyası’nı çağrıştırıyor ve onları iyi anlamak, günümüzde, ülkemizde olup bitenlere ışık tutuyor. Daha önce bu sütunda 25 Mart 2008’de Riechstag yangınının nasıl olduğunu yazmış ve Hitler’in bu düzmece olaydan sonra yetkileri elinde toplamayı başarmasının öyküsünü anlatmıştım. Bugün de isterseniz, Hitler’in kendisine karşı olanları şiddet kullanarak yıldırmada aracı olarak kullandığı Mussollini’nin kara gömleklilerinden esinlenmiş olan Strumableitung’larına (SA) bakalım. SA’lar 1921 yılında, Hitler ve eski bir Alman subayı olan Ernest Roehm (Röhm okunur) tarafından kurulmuştur. İlk önceleri gövde gösterisi amacıyla kurulmuş olan SA’lar zaman içinde, Nazi karşıtlarını ve özellikle solcuları güç kullanarak sindirmek için kullanılmışlardır. 1923 Birahane Darbesi sonrasında bir süre için dağılan SA’lar, 1925’te yeniden canlanmış ve 1931’de radikal Roehm’ün önderliğinde büyük güç kazanmış, iş çevreleri ile orduyu tedirgin etmeye başlamıştır. Nazi ileri gelenleri içinde Hitler’e “sen” diye hitap eden tek kişi Roehm, 1933’te Hitler hükümetine girmişti ve SA’ların 1932’de 400 bin olan mevcudu 1933’te 2 milyona yani resmi ordunun sayısının üstüne çıkmıştı ve Roehm solcular ile Yahudilere karşı sindirme hareketlerini büyük ölçüde arttırmıştı. Özel yaşamındaki skandallarını hiç çekinmeden yaşayan Roehm, daha sonra öbür Nazi liderlerinin telkinleriyle Hitler tarafından tasfiye edilmiş ve 30 Haziran 1934’teki “Nacht der langen Messer”de (Uzun bıçaklar gecesinde) 400 SA ileri geleni ile birlikte öldürülmüş, SA’nın yerini SS’ler almıştır. Nazilerin muhaliflerini sindirerek iktidarı almalarında büyük payı olan SA bindirilmiş kıtalarının öyküsü kısaca budur. Başbakan’ın Taksim’e 10 bin kişilik bindirilmiş kıta çıkarma tehdidi ile sindirme amaçlı, SA’lar arasında bir ilişki kuramayanlara, değerli sanatçı ve demokrasi savaşçısı Bedri Baykam’a yapılan saldırının aynı güne rastlamasındaki garip tesadüfü anımsatmak isterim. “21. yüzyıl dünyasında, Tayyip Erdoğan böyle bir şeye cüret edebilir mi” sorusuna verilecek yanıt ise şu olacaktır: Şimdilik telaffuza cüret etti, kurmaya edip etmeyeceğini de zamanla görürsünüz. Gözler yeniden YSK’de ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) başvurusunu iptal ettiği BDP destekli bağımsız milletvekili adayları Leyla Zana, Hatip Dicle, Gültan Kışanak, Ertuğrul Kürkçü ve Salih Yıldız, mahkemelerden krize neden olan “memnu haklarının iadesine” ilişkin belgeleri alarak YSK’ye teslim etti. Sebahat Tuncel’in hakkındaki 1 yıl 6 aylık mahkumiyet kararı mahkeme tarafından “taş atan çocuklar” düzenlemesi uyarınca 6 aya indirilerek ertelendi. Böylece Tuncel’in adaylığının önündeki engelin kalktığı öne sürüldü. Belgelerin teslim edilmesiyle gözlerin çevrildiği YSK ise bugün saat 10.00 toplanarak yeniden bir değerlendirme yapacak. YSK tarafından haklarında mahkumiyet kararları olmasına karşın “memnu hakların iadesine ilişkin belge sunmadıkları” gerekçesiyle adaylıkları iptal edilen BDP kökenli 7 bağımsız aday, söz konusu belgeleri alabilmek için dün mahkum oldukları mahkemelere başvurdu. Ertuğrul Kürkçü ve Salih Yıldız’ın söz konusu belgeyi önceki gün YSK’ye teslim ettiği öğrenildi. Hakkında 1 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası bulunan eski BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nden “memnu haklarının iadesine” ilişkin belge alarak, YSK’ye sundu. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi de başvuru üzerine Leyla Zana ve SK Başkanvekili Kırdar Özsoylu, belgelerin teslim edilmesinin ardından kurulun yeni bir değerlendirme yapmak üzere bugün saat 10.00’da toplanacağını söylerken “Ben kurulumuzun demokratik hakların gelişmesi yönünde, temel hak ve özgürlüklerin önünü açacak mahiyette yorum ve değerlendirmeler yapabileceğini umuyorum” dedi. Kesin listelerin yayımlanmadığını anımsatan Özsoylu, “Pazar gününe kadar süre var. Bu süreye kadar ge Özsoylu’dan olumlu sinyal Y ÖDP EKS KLER TAMAMLADI Genel seçimlere katılma başvurusu askerlik belgelerinin eksik olduğu gerekçesiyle tümden reddedilen Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP), eksik olan askerlik belgelerini dün YSK’ye teslim etti. BDP’lilerin dışında adaylıkları iptal edilenler arasında yer alan Harun Özcan da yeni adli sicil kaydı alıp Çanakkale Merkez İlçe Seçim Kurulu’na sundu. lecek evrakların değerlendirmeye alınması gerektiğini düşünüyorum” dedi. YSK Başkanı Ali Em ise seçim takvimine göre, geçici aday listelerine karşı ilgili il seçim kurullarına yapılacak itirazların süresinin dolduğunu belirterek, “Gelen dilekçelerin, itirazların durumuna göre değerlendireceğiz. Bağımsız adayların belgelerinin tamamlanması istenmiştir. Bir kısmı zamanında tamamlanmıştır, bir kısmı tamamlanmamıştır. Şimdi onları değerlendireceğiz” diye konuştu. Gürbüz’ün talebine ret E lazığ adayı İsa Gürbüz’ün “memnu hakların iadesi” amacıyla Karakoçan Asliye Ceza Mahkemesi’ne yaptığı başvuru reddedildi. Gürbüz’ün sadece adli sici linde gözüken para cezasını sildirerek yeniden belge aldığı öğrenildi. Gürbüz’ün avu katı Mehmet Sıddık Karagöz, Gürbüz hakkındaki cezanın 5 yıllık denetime tabi tutulması nedeniyle taleplerinin reddedildiğini söyledi. Karagöz, Gürbüz hakkında 2004 ve 2009 yıllarında verilen kararlarda “hak yoksunluklarına hükmedilmediğine” dikkati çekti. Karagöz, YSK’nin Karakoçan Asliye Ceza’nın kararını göz önüne alması halinde itirazlarının reddedileceğini ancak “hak yoksunluğu kararı verilmemesini” göz önüne alırsa olumlu karar verebileceğini söyledi. Hatip Dicle’nin, “yasaklanmış haklarının bulunmadığı” kararını verdi. Mahkeme bu hükmünü, Siirt Belediye Başkanı Selim Sadak’ın 2008 yerel seçimleri için yaptığı başvuru üzerine ilgili mahkemenin aynı yönde verdiği karara dayandırdı. Mahkemenin kararında, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinde, “İşlenen suç dolayısıyla belli haklardan yoksun bırakılmanın” düzenlendiği, işlenen suç dolayısıyla hangi hakları kullanmaktan yoksun bırakılacağının belirlendiği ifade edildi. Ancak bu hak yoksunluğunun süresiz olmadığı vurgulanan kararlarda, Zana ve Dicle’nin tahliye tarihlerinden itibaren belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma cezası ve güvenlik tedbirleri sona ereceği kaydedildi. uncel’e ‘taş atan çocuk’ indirimi Mahkeme, avukatı aracılığıyla İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi’ne başvuran Sebahat Tuncel’in milletvekilliği adaylığına engel teşkil ettiği bildirilen 1 yıl 6 aylık hapis cezasını 6 ay hapse çevirip, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Mahkeme bu kararı verirken 22 Temmuz 2010’da kabul edi T len ve kamuoyunda “taş atan çocuklar yasası” olarak nitelendirilen değişikliği dikkate aldı ve Tuncel’in cezasını yeniden uyarladı. Söz konusu yasada, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde “direnme” suçunun cezasında alt sınır 6 aya indirilmişti. Tuncel’in avukatı Baran Doğan, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Yasası’nın 11. maddesine göre mahkum olunan ceza miktarı 1 yıl ve üstü olduğu takdirde seçilme yetersizliğinin tartışılabileceğini belirterek bu kararın ardından, müvekkilinin seçilme yeterliliğinin tartışılamayacağını kaydetti. Bunun iki nedeni olduğunu be lirten Doğan, “Hem ceza miktarı yönünden, ceza miktarı 6 aydır, bu yönüyle yeterliliği tartışma konusu yapılamaz hem de hükmün açıklanmasının geri bırakılmış olması nedeniyle seçilme yeterliliği tartışma konusu yapılamaz. Mahkeme çok cesur bir karar verdi. Artık YSK’nin hiçbir itiraz gerekçesi kalmamıştır” dedi. Tuncel’in mahkeme kararı, dün YSK’ye iletildi. BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, sosyal paylaşım sitesi Twitter’da başvuruların yapıldığını anımsatarak “YSK’nin bahanesi kalmadı” dedi. AKP’L PEK ‘Karar milletin lehine olmadı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek, Yüksek Seçim Kurulu kararının sivil siyasete, demokratik siyasete, milli iradeye açık bir müdahale olduğunu belirterek, “Siyasete yönelik her türlü müdahaleye, her türlü yasağa karşı olduğumuz gibi, bu yorumun da milletin lehine olmadığını düşünüyoruz” dedi. İpek, AKP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, AKP’nin, kurulduğu andan itibaren ilkeli bir şekilde yasakların karşısında durduğunu ifade etti. Partisinin sivil siyasete, demokratik haklara, özgürlüklere ve milli iradeye yönelik her türlü baskı, sindirme, engelleme ve vesayet çabalarına karşı yürüttüğü kararlı tavrın ortada olduğunu dile getiren İpek, yetkinin her zaman millette olduğuna inandıklarını ve sekiz yıl boyunca eylemleri, reformları ve uygulamalarıyla bu konuda ne kadar samimi olduklarını gösterdiklerini ifade etti. İpek, YSK’nin kararı ile ilgili olarak, “Bu kararı asla tasvip etmiyoruz. Bu kararın Türkiye’nin ve demokrasimizin lehine bir karar olduğunu asla düşünmüyoruz” dedi. CHP’nin “Meclis toplansın sorunu çözsün” önerisine de sert tepki gösteren İpek, “Seçime sadece 52 gün kalmışken, TBMM’yi toplantıya çağırmak, seçim korkusundan ve seçim tarihini öteleme gayretinden başka hiçbir anlam taşımaz” dedi. ‘KARŞILARINA 10 B N GENC KOYARIZ’ Erdoğan’ın tehdidine CHP’den suç duyurusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Parti Meclisi üyesi avukat Mahmut Tanal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında “suç işlemeye tahrik” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu dilekçesinde, YGS’deki şifreleme nedeniyle mağdur olanların tepkilerini dile getirdiğini belirten Tanal, “Şüpheli Recep Tayyip Erdoğan demokratik tepki hakkı olarak yapılan yürüyüşleri hazmedemeyerek ‘Karşılarına biz de 5 bin genci koyarız ama...’ şeklinde, gerilim yaratan ve şiddet çağrıştıran sözleri TCK madde 214 uyarınca suç işlemeye tahrik kapsamında açıklamalar olması nedeniyle suç işlemiştir” dedi. Türkiye Gençlik Birliği (TGB) de Erdoğan hakkında, “Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama” gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı İrfan İnanç Yıldız ise Başbakan Erdoğan’ın sözleriyle ilgili olarak “Başbakan, 10 bin kişiyi yürüt, şifreyi alan şanslı gençleri hep birlikte tanıyalım” açıklamasını yaptı. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear