22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 2 N SAN 2011 CUMARTES 6 HABERLER CHP’nin Doğu ve Güneydoğu’da kalkınma stratejisine ilişkin hazırlattığı rapora göre hedef yılda yüzde 9.5’lik büyüme Çözüm kamu yatırımında ANALİZ MURAT KIŞLALI Bizim Aydın Doğal olarak kendimi de dışında tutmaksızın bizim aydın üzerinde düşünüyorum. Bizim aydın derken söz konusu etmek istediğim; çağdaş, laik, cumhuriyetçi eğitim almış, çoğu yükseköğrenim görmüş büyük aydın kitleleridir. Bizim bu aydınımız nasıl biridir? Ne gibi özelliklere sahiptir? Herhangi bir başka ülkenin aydınıyla benzer yanları ve benzemezlikleri nelerdir? Bu ve benzer sorular zihnimi hep kurcalamıştır. Son dönemlerde ve yıllarda daha da artarak kurcalamayı sürdürüyor... Çünkü bu sorular üzerinde düşünmez ve yanıt aramazsak, yine özellikle son yıllardaki ve dönemlerdeki keskin kopuşları, kamplaşmaları, zikzakları anlamanın da aynı ölçüde güçleşeceğini düşünüyorum. Olası nedenlerini sıralamaya girişmeden önce, ulaştığım sonucu en baştan belirteyim: Bizim aydın “kendisi” değil. “Kendi” olamıyor. Kendini şu ya da bu hissediyor, ama kendisi değil... Kendi olma duygusundan yoksun. Ya da bu duygu çok zayıf ve değişken. Genellikle de birey olma duygusuyla karışıyor… Birey olma duygusu ise, bir “insan teki olma bilinci”nin çok gerisinde, canlı her varlıkta az çok var olan içgüdüsel bir bencillikten çok da farklı değildir... Bizim aydın ilk kırılmayı 19. yüzyıldaki Batılılaşma süreçlerinde yaşadı... Akıl çağını gecikerek de olsa algıladı ve onun değerlerini ülkeye taşımak için baskılara göğüs gerdi. Bu ilk kuşak Batıcı aydınlar, akıllarıyla Batılı olmakla birlikte yaşama biçimleriyle yine de gelenekseldiler. Karşılarında ise akıllarıyla da yaşama biçimleriyle de gelenekseli savunan aydın tipler yer aldı. Derken sadece akıllarıyla değil yaşama biçimleriyle de BatılıBatıcı bir aydın tipinin ilk örnekleri ortaya çıktı. 19. yüzyıl bizim bakımımızdan bu kırılma ve karşıtlıkların dönemidir. İkinci büyük kırılma Cumhuriyet’ledir. Cumhuriyet, devrimci ve köktenci bir atılımla, yeni ulus devletle birlikte onun yeni yurttaşını da yaratmayı başardı. Fakat bu başarı ne tam ne de sürekli olabildi. Geçmişten kopuş çok hızlı ve ani olmuştu. Geçen yüzyıldan sürüp gelen gelenekselci görüşler 20. yüzyılda önce gizlilik koşullarında, giderek açıkça ve daha da güçlenerek var olmayı sürdürdüler. 1950’li yıllar onların “rövanş” dönemidir. Böylece 1960’lara gelindi. 1960’ların üçüncü büyük kırılma dönemi olduğunu düşünüyorum. Bizim aydın bu yıllarda, daha önce çok küçük çevrelerce bilinen bilimsel sosyalist literatürün baskınına uğradı… Yukarıda değindiğim iki büyük kırılmadan geçmiş bir aydın tipi olarak bu kez hızla sosyalist, komünist vb. oldu... Gelenekselci çevreler bu kez köktendinci, şoven, milliyetçi vb. olarak bu hızla solculaşmış aydın çevrelerin karşısına dikildiler… Ve böylece bugünlere gelindi... Bugünlerde yaşanmakta olan ise, tam bir zihinsel karmaşa, hem bireysel hem toplumsal anlamda şizofrenik bir bölünme, sonuçta da topluca ve bütün ülkece yok olmaya doğru bir sürükleniştir. Bir yanda, ömrünü tamamlamış olması gereken bir cemaatçilik, geriye dönüşçülük, dincilik ve arkasındaki emperyalizm. Öte yanda, bin bir parçaya bölünmüş, kimisi bu gerici çevrelerin yardakçısı ve destekçisi, kimisi bir karmaşa içinde yolunu arayan; iyimserlik ve karamsarlık, umut ve umutsuzluk gelgitlerinde savrulan aydın tipler, topluluklar... Bütün bu (“ilerici” ya da “gerici”) aydın topluluklarının hemen hepsinin ortak bir özelliği ise, Türk aydın tipolojisinin belirgin nitelikleri olarak, kibir, kendini beğenmişlik, eleştiriye tahammülsüzlük, özeleştiri yoksunluğu ve neredeyse iyileşmez bir hastalık olarak bencilliktir…. Bu özellikler günümüz Türkiyesi’nde ne yazık ki bütün bir halkın da özellikleri olmuş gibidir... Bu kaotik kargaşa ortamından çıkmak için bir çözüm var mı, varsa bu ne olabilir? Ben bu soruyu, yazımın içerdiği sorunsalın sınırları içinde şöyle yanıtlayacağım: Çözüm, ilk adım olarak, hangi kırılma süreçlerinin ürünleri olduğumuzun bilinci ve bilgisiyle ve büyük bir alçakgönüllükle, eleştiriye ve özeleştiriye açık olmaktır… Bireycilikten ve bencillikten arınmak; kişisel özelliklerimizin yanı sıra, tarihsel, sınıfsal, ulusal, çağsal aidiyetlerimiz vb.. üzerinde gerçekçi ve eleştirel bir akılla düşünebilmek; öğrenmeye ve değişime açık olmak ve gerektiğinde de yanıldığını kabul edebilmektir... Tabii bu söylediklerim, aydınlanma fikrinin ve toplumsal dönüşümler gerçeğinin bilgisine sahip olmalarına karşın, akıllarını ve vicdanlarını kişisel çıkar hesaplarının buyruğuna bağlamış olanları kapsamıyor. ‘Tutarlı ek politikalarla destek olunmalı’ ER NÇ YELDAN CHP’nin hazırlamış olduğu “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Ekonomik Kalkınma ve Stratejik Hedefler” raporunun iktisadi açıdan tutarlı ve veri kaynakları bakımından da “resmi” kaynaklara dayalı, iç bütünlüğü olan bir kurguya dayandırılmış olduğu görülüyor. Bu, siyasi yaşamımızda pek alışık olmadığımız ve kuşkusuz, son derece olumlu bir çaba. Raporda öne sürülen kalkınma stratejisi iki önemli hedefe odaklanmış: Birinci olarak, kamu yatırımları öncülüğünde bölgeye yönelik yatırımbüyümeistihdam projesi. Rapor, bölgeye 2023 yılına değin yıllık 9.7 milyar dolar (toplamda 116.1 milyar dolar) kamu yatırımı yapılmasını öngörmektedir. Böylece bölgede kişi başına milli gelirin 5.913 dolar düzeyinden, 2023’te 23.501 dolara çıkartılması amaçlanmıştır. Kamu yatırımlarının arttırılmasıyla bölgede istihdamın 4 milyon 750 bin kişiye çıkartılması; bunun yanında iş gücüne katılım oranının da yüzde 50’ye çıkarılması öngörülmektedir. Böylece 2023’te bölgede işsizlik oranı yüzde 6’ya indirilecektir. Bu amaçla yatırımların özellikle “emek yoğun” madencilik, hayvancılık, organik tarım ürünleri sektörleri ile ve “ulusal ekonomiyle güçlü girdi çıktı bağlantıları” olan petrol kimya ve plastik ve yan ürünleri gibi sektörler hedeflenmiştir. Raporun stratejik ikinci önemli hedefi kamu yatırımlarının yanına “özel sermaye” yatırımlarının da özendirilmesidir. Özel sektörde yerli ve yabancı sermaye yatırımlarıyla birlikte bölgeye yönelecek toplam sabit yatırım tutarının 310 milyar dolara ulaşacağı beklenmektedir. Raporda geçen stratejik hedefler ve politika araçları birbiriyle tutarlı ve bütüncül bir yaklaşımı sergilemesine karşın uygulama safhasında ortaya çıkacak önemli dar boğazların da oluşabileceği not edilmelidir. Bunlardan birincisi kamu yatırımlarının finansman sorunu olarak göze çarpmaktadır. Kamu yatırım maliyetlerindeki artışın finansmanı şu anki görünümüyle milli gelirdeki artışa bağlı olarak artması beklenen vergi gelirlerine dayanmaktadır. Son derece mütevazı varsayımlara dayandırılmasına karşın, bu tür “arz yönlü iktisat politikalarının” son derece kırılgan ve dış şoklara duyarlı olduğu bilinmektedir. Bunun için, söz konusu yatırım maliyetinin “çevre vergisi, imar rantlarının vergilendirilmesi ve kayıt dışı kazançların vergi kapsamına alınması” gibi ek tedbirlerle desteklenmesi sağlanmalıdır. İkinci olarak, öngörülen büyüme stratejisi yatırım artışlarına dayanmakta ve nihayetinde “sermaye yoğun” bir görünüm arz etmektedir. Büyüme sürecinin tetiklenmesi açısından bu yaklaşım “gerekli olmasına karşın”, büyümenin “emek yoğun süreçte sürdürülebilir” kılınması başka ek politikalara ihtiyaç gösterecektir. Büyümenin sağlanması başka bir şey, büyümenin emek yoğun olarak istihdam arttırıcı karakterde olması başka bir şeydir ve muhakkak istihdam arttırıcı ek politikalarla desteklenmesi gereken bir olgudur. ANKARA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 2023 yılına kadar Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yılda yüzde 9.5’lik büyüme hedeflediklerini belirterek “Bölgedeki işsizliği yüzde 15.2’den yüzde 6’ya çekeceğiz. 1.9 milyon istihdam yaratacağız. Bu yüksek gelişme hızlarını sağlamak için bu iki bölgeye 2023’e kadar 116 milyar dolar kamu yatırımı yapacağız” diye konuştu. Kamunun özel yatırımları çekmesiyle bölgeye toplam 356.5 milyar dolar yatırılacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, kaynağın bölgede büyümeye dayalı vergi geliri artışının yanı sıra uluslararası kuruluşlardan ve doğru teşvik edilmiş yabancı sermayeden geleceğini ifade etti. Kılıçdaroğlu vergi reformu çalışmalarının da tamamlanmak üzere olduğunu bildirdi. Kılıçdaroğlu, düzenlediği kahval CHP’nin hazırlattığı “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Ekonomik Kalkınma ve Stratejik Hedefler” raporuna göre Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya kamu kaynakları kullanılarak 116 milyar dolar yatırılacak. Yatırım, kamunun özel yatırımları çekmesiyle toplam 356.5 milyar dolara erişecek. tılı sohbet toplantısında CHP’nin “bölge”ye ilişkin kalkınma stratejisini açıkladı. Daha sonra Rekabet Kurulu Başuzmanı ve CHP TBMM Grup Danışmanı Bülent Gökdemir, çok sayıda akademisyen, bürokrat ve özel sektör yöneticisi tarafından hazırlanan “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Ekonomik Kalkınma ve Stratejik Hedefler” raporunu sundu. Raporda öne çıkan unsurlar şöyle: Büyüme hedefi yüzde 9.5: Türkiye genelinin yüzde 56’sında kalan bölgedeki gelir düzeyi, 2023 yılında AB standardı olan yüzde 75’e yakınsanacak. Bunun için Türkiye genelinde yüzde 7 olarak öngördüğümüz büyüme oranının bölgede yüzde 9.5 olarak gerçekleşmesi gerekecek. Bölgedeki kişi başına gelir ise 5 bin dolardan 23 bin 500 dolara çıkarılacak. Kamu 116 milyar dolar yatıracak: Yüzde 9.5 yıllık büyüme oranına 20122023 döneminin bütününde bölgeye yapılacak 116.1 milyar dolar kamu yatırımı ile ulaşılacak. Kamu yatırımlarının özel sektörü uyarmasıyla toplam yatırım toplamı 356.5 milyar dolara ulaşacak. 1.9 milyon iş: Kamu yatırımlarıyla 1.9 milyon dolayında kişiye yeni iş alanı yaratılacak. Projeler kendini finanse edecek: Ortalama yüzde 9.5 büyüme 160 milyar dolar civarında ek vergi geliri yaratacak. İlk etapta finansman için uluslararası finans kuruluşları çekilecek. Kılıçdaroğlu “Özel sektörün yöreye gitmemesini teröre değil, teşvik politikalarının yanlışlığına bağlıyoruz. Vergi reformu çalışmalarımızı da tamamlamak üzereyiz” dedi. GAP tamamlanacak: GAP ve DAP tamamlanacak. KÖYDES ve BELDES devam edecek. Bölgenin sanayi, hizmetler ve turizm potansiyeli değerlendirilecek. Hayvancılıkta teknolojik altyapı kurulacak, yerli tarım projeleri gerçekleştirilecek. Uzun vade, düşük faizli krediler: İhracatçı firmalara mevcut kredilere göre daha uzun vadeli ve düşük faizli kredi kolaylığı sağlanacak. Organize sanayi bölgelerinde (OSB) yatırım ve işletme kredileri üzerindeki vergi yükü kaldırılacak veya azaltılacak. Bölgeye taşınacak teşebbüslere düşük faiz, uzun vadeli taşınma kredisi sağlanacak. Bölgede kümelenmeler oluşturulacak: OSB gibi kümelenmelerinin altyapı gereksinimleri hızla karşılanacak. Bunların akarsulardan elektrik üretmesi sağlanacak. Kurulacak OSB’lerde meslek yüksekokulları açılacak. Yeterli sayıda lojman inşa edilecek, öğrencilere özgü öğrenim destekleri sunulacak. Demiryolu ağı oluşturulacak: Toplam 16.1 milyar dolarlık demiryolu altyapı projeleriyle bölge Akdeniz ve Karadeniz’e açılacak bölgede gerçekleştirilecek, üretim Akdeniz ve Karadeniz limanlarına ve komşu ülkelere düşük maliyetle ulaşacak. Madencilik özendirilecek: Bölgede özellikle sanayide yoğun kullanılan bakır, kurşun, çinko, krom, manyezit, pirofillit, perlit, ponza, mermer, demir, fosfat gibi maden rezervlerinin değerlendirilmesi amacıyla özel sektörün üretime başlaması sağlanacak. Maden aramacılığında güncel rezerv haritaları çıkarılacak. Kamu hakları belli süre için tatil edilecek. Güneş enerjisi potansiyeli kullanılacak: 2009 yılı toplam elektrik üretimi 194 milyar kilovatsaat (kvs) olan Türkiye’nin güneş enerjisinden elektrik üretim potansiyelinin yıllık 198 milyar kvs olduğu tahmin ediliyor. Uygun yer seçimi yapılarak bölgenin güneş pili üretim merkezi haline getirilmesi sağlanacak. Şeker üretimiyle istihdam: Malatya, Elazığ, Erzincan, Muş, Erzurum, Erciş, Ağrı ve Kars şeker fabrikalarını özelleştirme kapsamından çıkarılarak Doğu Şeker AŞ yapısı içinde özerkleşecek. Fabrikaların verimlilikleri arttırılacak. Nişasta bazlı şeker kotasındaki artış sınırlandırılacak. Kota tespitinde Doğu Şeker’e bazı avantajlar tanınacak. Sivil itaatsizlikte cuma namazı arası MAHMUT ORAL D YARBAKIR Diyarbakır’da BDP ve DTK tarafından başlatılan sivil itaatsizlik eylemleri çerçevesinde izinsiz yapılmak istenen yürüyüşe polis müdahale etti. Koşuyolu Parkı içindeki çadırda ise Kürtçe hutbe okunup cuma namazı kılındı. Diyarbakır’da DTK ve BDP tarafından başlatılan sivil itaatsizlik eylemleri kapsamında düzenlenen yürüyüşe polis müdahale etti. Anadilde eğitim hakkı, KCK tutuklularının serbest bırakılması, yüzde 10’luk seçim barajının kaldırılması ile askeri ve siyasi operasyonların son bulması taleplerini içeren etkinlikler kapsamında bir grup izinsiz yürüyüş yapmak iste di. Yürüyüşün izinsiz olduğunu belirten polis, grubun dağılmasını istedi. Ancak dağılmamakta ısrar eden grupla polis arasında çatışma çıktı. Gruplar ara sokaklara dağıldı. Bir başka grup ise Koşuyolu Parkı içindeki “Demokratik Çözüm Çadırı” önünde cu” ma namazı kıldı. BDP’li bir imamın öncülüğünde kılınan namaz önsesinde Kürtçe hutbe okundu. Hutbede Diyanet’in irşat timi olarak adlandırdığı çalışma eleştirildi. Mardin’in Kızıltepe ilçesindeki “Demokratik Çözüm Ça” dırı” önünde bir araya gelen topluluk, günlerdir süren olaylarda polis şiddetini eleştirerek yürüyüş yaptı. Burada konuşan BDP Mardin Milletvekili Emine Ayna, Kürtler üzerindeki , baskılara son verilmesini istedi. OSMAN YE’DE DEVR YE ARACI HEDEF ALINDI ‘ FT RA KAMPANYASI BAŞLATILDI’ Mayın tuzağında 6 asker yaralandı Haber Merkezi Osmaniye’nin Hasanbeyli ilçesinde Amanos Dağları eteğindeki Kaypaklı köyü yol ayrımında, devriye görevi yapan İlçe Jandarma Komutanlığı’na ait askeri aracın geçtiği yola daha önceden döşenen mayın, uzaktan kumanda ile patlatıldı. Saldırıda biri astsubay 6 askerin yaralandığı bildirildi. Osmaniye Devlet Hastanesi’nde tedaviye alınan askerlerden birinin durumunun ağır olduğu belirtildi. Saldırının ardından da ormanlık alana gizlenen bir grup PKK’li, askeri araca uzun namlulu silahlarla ateş açtı. Çıkan çatışmanın ardından PKK’liler, ormanlık alanı ateşe vererek kaçtı. Kaçan teröristlerin yakalanması için operasyon başlatılırken, ormanlık alanda teröristlerin çıkardığı yangın itfaiye tarafından söndürüldü. Hatay’ın Suriye sınırındaki ilçesi Hassa kırsalında önceki gece saat 01.30 sıralarında çıkan çatışmada PKK’li 7 terörist öldürüldü. Bölgede geniş kapsamlı operasyon başlatılırken PKK’lilerin üzerinden 7 M16 piyade tüfeği, 14 el bombası, 4 kilo A4 plastik patlayıcı, roket mühimmatı, sırt çantaları ve tesisatları çıktı. Tunceli’de de PKK’ye yönelik askeri operasyonlar genişleyerek devam ediyor. Hozat, Pertek ve Ovacık’tan sonra Pülümür ile Nazimiye ilçesinde de askeri operasyon başlatıldı. Şırnak’ta 1990’lı yıllarda karakol baskınında 30 askerin şehit edildiği saldırıyı gerçekleştirenlerden PKK’li Niyazi Dolan, 24 Mart’ta KKTC’nin başkenti Lefkoşa’da, polisin yaptığı bir kontrol sırasında yeğeni Veysi Dolan’ın kimliğiyle yakalandı. Gülen’den Bahçeli’ye yanıt ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Fethullah Gülen’in avukatı Orhan Erdemli, son günlerde Gülen cemaatine ilişkin tartışmalar ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Gerçekler ortaya çıkana kadar cemaatin faaliyetleri durdurulsun” çıkışının ardından yaptığı yazılı açıklamada, Gülen’in “kanun ve meşruiyet dışına çıkan hiçbir hareketi desteklemesinin mümkün olmadığını”, Gülen’e karşı iftira kampanyası başlatıldığını savundu. Erdemli, Ergenekon soruşturmasının başından beri bir kesimin her gelişmeyi Gülen aleyhinde iftira kampanyalarına dönüştürmeye çalıştığını söyledi. Medyada sanıkların hukuki haklarını korumak adına “masumiyet karinesi” ve “hukukun üstünlüğü”nden dem vurarak masum insanlara “yargısız infaz yapıldığını” savunduklarını ifade eden Erdemli, “Maalesef konuyu Sayın Gülen’e getirdiklerinde, onun hukuki haklarını yok sayarak, savundukları değerleri ayaklar altına almakta ve insafsız bir biçimde müvekkilime karşı büyük bir kin ve husumet oluşturmaya çalışmaktadırlar. Oysa savundukları tarafta bombalar, lav silahları, cephanelikler, suikast planları, millete kurulan kanlı tuzaklar, demokrasiye vurulmak istenen darbeler, halkın hür iradesiyle seçtiği meşru iktidarın devrilmesi, anarşi ve terör faaliyetleri yer almaktadır” ifadelerini kullandı. Erdemli açıklamasında isim vermeden CHP Mersin Milletvekili İsa Gök’ün TBMM Genel Kurulu’nda Gülen’le ilgili sözlerine de “yargısız infaz” nitelendirmesiyle tepki gösterdi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear