23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 9 MART 2011 ÇARŞAMBA 6 HABERLER Erdoğan, meslektaşlarının tutuklanmasına tepki gösteren gazetecileri ve medyayı sert ifadelerle suçladı ‘Darbelere çanak tutuyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ergenekon kapsamında son gözaltı ve tutuklamalar için “Tamamı yargının tasarrufu. Bunların üzerinden hükümet yıpratılmaya çalışılıyor” diyen Başbakan Tayyip Erdoğan, medyayı “çetelerin tetikçisi”, “darbelere çanak tutuyor”, “basın özgürlüğü adı altında psikoloiik harekât yürütüyor” ifadeleriyle suçladı. Erdoğan, “Suçluluğu kesinleşmedikçe herkes masumdur” demesine karşın cezaevinde bulunan 27 gazeteciye “terör örgütü üyeliği, anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmak” suçlamalarını yöneltti. Erdoğan, partisinin grup toplantısında şunları söyledi: Kendi mecrasında: Son yaşanan gözaltılar ve devam eden yargı süreci kendi mecrasında yürümektedir. Medyayla çarpışa çarpışa iktidara geldiklerini söyleyen Başbakan Erdoğan, cezaevinde olmalarına karşın hiçbir suçları kanıtlanmayan gazetecilere “terör örgütü üyeliği, anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmak” suçlamalarını yöneltti. Türk basınını ‘darbeye çanak tutmak’ ve ‘çetelerin tetikçisi olmak’la itham eden Erdoğan, “Batıda basın özgürlüğünden istifade ederek psikolojik harekâtlar yürütülmüyor” dedi. Yürütmenin değil, tamamen yargının iradesi dahilinde gerçekleşmektedir. İçinde olmadığımız bir yargılama süreci hakkında bizden görüş belirtmemizin istenmesi son derece yanlıştır. Bu olayın bizimle ilişkilendirilmesi, bu olay üzerinden hükümetin yıpratılmaya çalışılması AKP’nin eleştiri tahtasına oturtulması ise daha büyük bir yanlıştır. Çetelerin tetikçisi: Bazı uluslararası basın kuruluşları, Türkiye’de yaşananları anlamakta zorluk çektiklerini, rahatsızlık duyduklarını açıklıyorlar. Doğrusu hukuk devleti anlayışını savunan, yargının bağımsızlığına vurgu yapan Batılıların, konu Türkiye olunca anlama zorluğu çekmesini de biz yadırgıyoruz. Aslında onların anlama zorluğu çekmesini mazur görmek gerekiyor. Çünkü o ülkelerde basın kuruluşları çetelerin tetikçiliğini yapmıyor. Basın mensupları darbelere çanak tutmuyor. Basın özgürlüğünden istifade ederek psikolojik harekâtlar yürütmüyor veya yürütülmüyor. Kimin manşetine karıştık: 8 yıl boyunca manşetine karıştığımız, çok açık, dobra konuşuyorum bir gazete var mı? Açık söylüyorum, rahatsız olduğumuz dönemler oldu, yalan yazıldığı dönemler oldu. Hakaretler edildi ama hakkımızı gittik yargıda aradık. Bize bazıları nasihat çekti, niçin yargıya gidiyorsunuz? Ne yapacaktım, ben de aynı dille mi konuşacaktım? Bu ülkede yargı niye var? Eğer biz hukuk devleti isek ben hakkımı gider yargıda ararım, kim olursa olsun. Şu anda hükümeti sistematik olarak eleştiren, hakaret eden birçok gazete, köşe yazarı var. Biz hepsine yetişemiyoruz, onu da söyleyeyim. VEK L OLMAK Ç N SIRAYA G RD LER Bürokraside seçim molası Kamu Düzeni ve Güvenliği (KDG) Müsteşarı Muammer Güler, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal, AKP’den aday adayı olmak için istifa ederken 3 bakanlık müsteşarı da istifasını verdi. FIRAT KOZOK ANKARA Çoğu AKP iktidarıyla göreve gelen bürokratlar, genel seçimde AKP’den milletvekili adayı olabilmek için istifa kuyruğuna girdi. Kamu Düzeni ve Güvenliği (KDG) Müsteşarı Muammer Güler, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal AKP’den aday adayı olmak için istifa ederken 3 bakanlık danışmanı da istifasını verdi. AKP’nin 12 kez görevden aldığı Erzurum Milli Eğitim Müdürü Fevzi Budak da MHP’den aday adayı olmak için görevini bıraktı. Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) 12 Haziran’da yapılacak genel seçimlerde aday adaylığı başvurusunda bulunacak adaylar için istifa takvimini 10 Mart olarak belirlemesinin ardından Ankara bürokrasisi hareketlendi. Ankara’da ilk önemli istifa eski İstanbul Valisi, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muammer Güler’den geldi. Güler, seçimlerde AKP’nin İstanbul milletvekili olabilmek için görevinden istifa etti. Kamu bürokrasisinde ilginç bir istifa haberi de emniyetten geldi. Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal, AKP’den milletvekili aday adayı olabilmek için görevinden istifa etti. Devlet Bakanı Faruk Çelik’in basın danışmanı Ömer Ekşi, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’in danışmanı Mehmet Akif Şam, Başbakanlık Müşaviri Erol Kaya da aday adayı olmak için istifa etti. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle kadın sorunlarına da değinen Başbakan Erdoğan, “Kadın ve çocuğa şiddete bundan sonra da sıfır tolerans göstereceklerini” söyledi. (AA) Muhalif yazarları susturmak: Biz ‘muhtar bile olamaz’ diyen medyayla çarpışa çarpışa iktidara geldik. Biz ne kimsenin vesayeti altına gireriz ne de bu tür yollara tenezzül eden muhalifleri susturmaya çalışırız. Böyle bir derdimiz yok. Darbeci, cinsel istismarcı, yağmacı gazeteciler: Tutuklanan, gözaltına alınan gazeteciler üzerinden ‘hükümetin eleştiriye tahammülü yok’ diye kampanya başlatanlara da buradan açık açık sesleniyorum: Hangi gazeteci hükümeti eleştirdiği için, basın faaliyetinden tutukludur? Şu an tutuklu ve hükümlü olarak cezaevlerinde mesleği gazeteci olarak kayda geçen 27 kişi var. Bu 27 kişiden bir tanesi bile gazetecilik faaliyetinden dolayı cezaevinde değil. Anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmak, silahlı terör örgütüne üye olmak, cinsel istismar, nitelikli yağma, ateşli silah bulundurmak, resmi belgede tahrifat. Derdimiz yargılamanın uzunluğu: Yargılamada asıl olan adaletin gecikmeden tecelli etmesidir. Bizim dertli olduğumuz burasıdır. CHP bizi yurtdışında şikâyet ediyor: Yabancı bir gazetecinin veya yabancı bir gazetenin, kalkıp da yalanına inanıp bizi töhmet altında bırakan CHP Genel Başkanı sonra da gidiyor İngiltere’de ülkesini şikâyet ediyor. (...) Ne diyor biliyor musunuz? ‘CHP iktidar olsaydı Mavi Marmara’ya izin vermezdik. İsrail ile ilişkilerin bozulmasına izin vermezdik’ diyor. Daily Telegraph’ın ‘İran’dan AKP’ye 25 milyon dolarlık yardım yapıldı’ haberi yalanlandı. Gazete özür diledi. Bu habere dayanarak açıklama yapan CHP ve YARSAV’ı da özür dilemeye davet ediyorum. Dünyanın En Güzel Suçudur Düşünmek Düşünce ile eylem arasındaki ilişkinin yeniden tanımlanmasının zamanı gelmiştir. Madem ki okumak, yazmak, düşünmek, fikir yürütmek, tümünün hayatla diyalektik ilişkisini kurma becerisini göstererek insanları etkilemek bir eylemdir, öyleyse düşünceye de artık bir suç, yazılana, çizilene, konuşulana da suç aleti olarak bakabiliriz. Bu da yeni barbarlık çağımızın bir kazanımıdır. Ne yapıyorsun? Düşünüyorum. Ne düşünüyorsun? Memleketin hallerini, yoksulların sömürülme katsayısının her gün biraz daha arttığını, heykellerin uzaya bile gidebilen teknoloji ile yıkılabileceğini, utanmanın rafa kalktığını, birilerine dokunanın yandığını, kitap yazmanın ne kadar tehlikeli bir iş haline geldiğini, 2 yıldır hapiste yatan Mustafa’nın tek kişilik kalabalığını, Hrant’ı ölüme gönderenlerin peşine düşen Nedim’i, “Dokunan yanıyor arkadaşlar” diye bağırarak, yazdığı kitabı bastıramadan Silivri’ye giden Ahmet’i, insanın yazmasa delireceğini, delirmenin de bir insanlık hali olduğunu ve mutlaka insan olmak gerektiğini... Deli misin sen! İnsan çaresiz kalınca “eh artık ne olacaksa olsun” der. Ülkenin aydınları topluca böyle demeye başlamışsa, gazeteciler, bin türlü farklı kalem erbabı sokağa çıkıp bilgi toplamak, haber yapmak, yazı yazmak yerine yürümeye başlamışsa işler karışmış demektir. Öyle de oldu zaten. Hep birlikte yürüdük ve ne yapmak gerektiğini bir türlü bilemedik. Kimi arkadaşlarımız köşelerini boş bıraktılar, Ece Temelkuran dünyanın en güzel zeytinyağlı fasulye tarifini gönderdi muktedirlere, Nuray Mert “Özgürce yazamayacaksak yazmayalım daha iyi” diye yazdı köşesinde... Ama nereye kadar. Hiçbir yere kadar. Hiç olan yere kadar. Biz başka iş bilmiyoruz ki... Bildiğimiz, düşünebiliyorsak eğer düşünmek, yorumlamak ve yazdıklarımızı paylaşmak. Sonra birdenbire anladık, ne müthiş eylemciler olduğumuzu. Muktedir arkadaşlarımız anlattılar. Kendi yazılarıyla, yazılı ihbarlarıyla nasıl etkin eylemciler olduklarını unutup bizim yazdıklarımızın ne kadar büyük eylemler olduğunu kanıtladılar bize. 12 Mart’ta, 12 Eylül’de yazılıp basılmış, piyasaya çıkmış ve her nasılsa kitaplığımıza girmiş kitapları polis gelip bulduğunda hepsini bize taşıtır, kaygılı, korkmuş halimizin fotoğrafını çekerken, suç aleti yasak kitaplarımızı da yanımıza koyardı. Şimdi uzaya giden teknolojiyle, daha yazmayı bitirmediğimiz kitaplarımızı dijital dijital boynumuza asıyorlar. Ama en güzeli, muktedir meslektaşlarımızın nasıl düşünerek, okuyarak, yazarak suç işlemeyi başardığımızı köşelerinde pek güzel anlatmaları, savcılara destek çıkmaları, soru yardımında bulunmalarıdır. Böyledir günümüzde hayat. Düşünce ile eylem arasındaki mesafe kısaldı artık iyice. Biz artık Marx’ın yalnızca düşünen, yorumlayan filozofları değiliz. Değiştiriyoruz dünyayı. Bunu nasıl başardığımızı bilmiyorduk, meğer yapabiliyormuşuz. Artık ne yazsak eylemdir. Hatta yazmasak bile eylemdir. Ece Temelkuran’ın zeytinyağlı fasulye tarifini de muktedir yazıcılar, değerli arkadaşlar çoktan bilip bildirmişlerdir gereken yerlere... Bilir misiniz nedir o? Şifredir şifre!.. Koltuklar ‘emin eller’de! Seçim kararının ardından ulaştırma, içişleri ve adalet bakanları değişti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM’nin seçim kararının almasının ardından anayasa gereği 5 gün içinde görevi bırakmaları gereken Adalet Bakanı Sadullah Ergin, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın yerine bakanlık müsteşarları atandı. Adalet Bakanlığı’na Müsteşar Ahmet Kahraman, İçişleri Bakanlığı’na Müsteşar Osman Güneş, Ulaştırma Bakanlığı’na da Müsteşar Habip Soluk getirildi. Ankara Hukuk Fakültesi mezunu olan Osman Güneş tarafsız İçişleri Bakanı olarak atandı. 2007 seçimleri öncesinde Kayseri valisi iken yine tarafsız bakan dosyayı kapattığı ileri sürülmüştü. Güneş’in Kayseri valisi olduğu dönemde “soruşturmaya gerek olmadığına” dair İçişleri Bakanlığı’na gönderdiği yazılı talebini müsteşar olduktan sonra yine kendisi onaylamıştı. Adalet Bakanlığı müsteşarı Ahmet Kahraman da 2008’de müsteşarlığa atanmıştı. Kahraman, 25. Asliye Ceza Mahkemesi hâkimiyken Birgün gazetesi yazarı Erbil Tuşalp’i ve gazeteci Necati Doğru’yu Erdoğan’a tazminat ödemeye mahkum etmesiyle gündeme gelmişti. Ulaştırma Bakanlığı’na getirilen Soluk, denizcilik sektöründe uzun yıllar çalışmıştı. Ahmet Kahraman Habip Soluk Osman Güneş AKP’den YSK’ye başvuru A N K A R A (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) yurtdışındaki seçmenlerin gümrük kapılarında oy kullanabileceğine ilişkin kararının düzeltilmesi için başvuruda bulunduklarını bildirdi. İpek, AKP grup toplantısı öncesinde “YSK’nin yurtdışındaki vatandaşlarla ilgili daha önce vermiş olduğu kararın düzeltilmesi için dün başvuru yaptık. Nihai kararı YSK verecek” dedi. YSK, 12 Haziran’da da başta Almanya olmak üzere yurtdışındaki seçmenlerin oylarını gümrük kapılarında kullanmalarına karar vermişti. ‘ okunulmazlık lazım’ CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, aday adaylığı için iktidar partisine ilk başvuran kişinin Ankara Cumhuriyet Savcısı Mehmet Yücesoy olduğunu belirterek “Çok ilginç, ‘yanlı yargı, yargı yandaş’ dediğimiz vakit, bize kızanların haksızlığını ortaya koyuyor. Savcılık makamındayken hangi ideolojiye hizmet ediyormuş, eğilimi neymiş, ortaya çıkıyor” dedi. Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muammer Güler’in istifasıyla ilgili olarak “Şimdi daha iyi anlaşılıyor 3 sene evvel hastaneye biber gazını kimler sıktırdı, gençlerin üzerine polisler nasıl bastı” diyen Anadol, BOTAŞ Genel Müdürü Fazıl Şenel’in de başvurduğuna dikkat çekti. Anadol, “Bu arkadaşlara dokunulmazlık lazım herhalde. Bir vali var, sabıkalı; Tunceli Valisi iken Allah’ın kışında buzdolabı dağıtıyordu. Mahkeme mahkum etti, dosya Yargıtay’da. Şimdi Giresun’da da bu işlere devam ediyor” dedi. D olarak atanan Güneş, 3 aylık görev yaptığı dönemde “risotto krizi” ile gündemde kalmıştı. 2007 yılında Muğla’ya giden Güneş, dönemin valisi Temel Koçaklar’ın bir otelde verdiği yemeğe katılmıştı. Yemekte risotto isteyen ve çok beğenen Güneş, aşçıyı çağırarak tarifini istemişti. Aşçıdan yemeğe yarım bardak şarap ilave edildiğini öğrenen Güneş, sinirlenerek “Bana haram yedirdiniz” diye Vali Koçaklar’ı azarlamıştı. Vali Koçaklar 3 gün sonra ise görevden alınmıştı. Güneş’in adı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından açıklanan Kayseri yolsuzluğu dosyasında da sık sık gündeme gelmişti. Güneş’in ‘AKP’nin yasaları komploların zemini’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, son Ergenekon dalgasında gazeteci tutuklamalarının AKP’nin “toplumsal muhalefeti bastırma” anlayışının yansıması olduğunu belirterek “Dünyanın hiçbir yerinde gazetecilik yapıyor diye insanları tutuklamazlar, kılıfını uydururlar, tezgâhı hazırlarlar. AKP’nin çıkardığı yasalar bu komplolara zemin hazırlıyor” dedi. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantısına “Dünya Kadınlar Günü”nü kutlayarak başladı: 275 kadın Meclis’e yakışır: Başbakan, kadın haklarında ilerlemeden söz ediyor. (...) Şimdi kadına şiddet uygulayan alçaktır diyor. Seni protesto etti diye, saçından sürükleyen, tekmeleyen, süründüren, tokatlayan da alçak mıdır? Kadınlara ayrımcılığa karşı siyasi tavır koyamıyorsun, yapamazsın, çünkü inancın buna uygun değil, dünyaya bakışın buna uygun değil. Barış için demokrasi için Meclis’e 275 kadın milletvekili yakışır. Gazeteci tutuklamaları: Ergenekon denen “derin devlet” yapılanması 1950’den beri vardır (...) Ama şu anda İstanbul’daki savcıların yürüttüğü sorguşturmada, 2003 öncesine yönelik tek bir soruşturma yoktur. Başbakan “Gazetecilik faaliyeti nedeniyle içerde tek gaDemirtaş zeteci bulamazsınız” diyor. Dünyanın hiçbir yerinde gazetecilik yapıyor diye gazetecileri tutuklamazlar, kılıfını uydururlar, AKP de bunu yapıyor, tezgâhı hazırlar, seni terör örgütüne yardım yataklıktan içeri atarlar. Karayılan: KCK de AKP’lileri yargılayacak DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Terör örgütü PKK’nin yöneticilerinden Murat Karayılan, KCK Yüksek Adalet Divanı’nın suçlu bulduğu AKP’lileri tutuklayabileceklerini açıkladı. Karayılan, KCK Yüksek Adalet Divanı’nın konuyla ilgili kararını şimdilik durdurduklarını, ancak mart ayından sonra bu konudaki politikaların netleşeceğini söyledi. Fırat Haber Ajansı’na (ANF) açıklama yapan Karayılan, sürecin nasıl yumuşayabileceği konusuna değinirken KCK Yüksek Adalet Divanı’nın hukuksal girişimlerini anlattı. Mart ayında gerginlik ve taşkınlık istemediklerini belirten Karayılan, Kürt sorunun çözümü için terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın da koşullarının düzeltmesi gerektiğini savundu. “KCK davasından yargılanan siyasi tutuklular neden bırakılmıyor” diye soran Karayılan, AKP’liler ile ilgili örgütün mahkeme kurduğunu belirterek şöyle devam etti: “Kürdistan’da siyasal zeminde iki rakip var; biri devletin gücüne dayanan AKP’dir, bir diğeri de BDP’dir. AKP’nin polisleri gidiyor, BDP’nin örgütlerini, belediye ve il başkanlarını tutukluyor, orayı boşaltıyor, ardından AKP gidip bu boşluktan yararlanıyor, örgütlenme ve propaganda yapıyor. Bu kadar haksızlık ve hukuksuzluğa kim tahammül edebilir? (...) Eğer AKP hükümeti Kürt siyasi temsilcilerine karşı politikasını değiştirmez ve bu biçimde tutuklamaya devam ederse o zaman biz de Kürdistan’da topluma karşı suç işlemek konumunda olan çeşitli partiler veya AKP’de bulunup da suç işleyen kişileri tutuklamak durumunda kalacağız.” BDP’N N TEKL F NE AKP KARŞI ÇIKTI ‘Dinleme’ cezalarının arttırılması önerisine ret ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulunda, BDP’nin, “Yasadışı dinleme yapanlara verilen cezaların arttırılmasını” öngören kanun teklifinin doğrudan gündeme alınması önergesi AKP’lilerin karşı oyu nedeniyle kabul edilmedi. Genel Kurul’da söz alan BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, “Gizli dinleme, hemen herkesin ilgi alanına girdi. Her yapılanın yapanın yanına kâr kaldığı durumlar vicdanları yaralıyor” diye konuştu. BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız da “Dinleme genel bir hale geldi. Geçmişte AKP, Batman’da, ampul dağıtmıştı. Bazı vatandaşlar bize gelip ampullerin içinde dinleme cihazı olduğunu iddia etmişlerdi. Bugün basına yansıyan bir habere bakarsak, aslında herkesi dinliyorlarmış” dedi. Kanun teklifinin gündeme alınması AKP’lilerin karşı oyu nedeniyle kabul edilmedi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear