23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 MART 2011 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA HABERLER Kılıçdaroğlu, inanç ve etnik kimliklerin seçimde istismar konusu yapılmamasını istedi 5 Bu soruyu hep soracağım... Çünkü siyasal iktidarın sözcüleri ikide bir hukuk dersi veriyorlar: “Tutukluluk hüküm giymek değildir... Tahliye edilmek mahkemede aklanma değildir...” O zaman şu soruyu sormak ‘Sömürene oy yok’ TÜREY KÖSE MARDİN CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü “diller ve dinlerin buluştuğu” Mardin’de kutlarken Türkçe, Kürtçe ve Arapça aile sigortası sunumu yapıldı. Kılıçdaroğlu, kadınlara “İnançlarınızı ve etnik kimliğinizi sömürenlere oy vermeyin” diye seslenirken “En az 600 lira geliriniz olacak, evinizde huzur olacak. Kadına şiddeti tarihe gömeceğiz” sözü verdi. Kılıçdaroğlu dün özel bir uçakla eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte Mardin’e geldi. CHP lideri önce çarşıyı dolaşıp esnafla sohbet etti. Bir kadın Kürtçe “Barış istiyoruz” derken Kılıçdaroğlu, “Ben de barış istiyorum, onun için buradayım” karşılığını verdi. Mardinli kadınlara “ nançlarınızı ve etnik kimliğinizi sömürenlere oy vermeyin” çağrısı yapan CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Özgürlük istiyoruz. Telefonlarınız dinlenmesin, çocuklarınız işkence görmesin, toplantı yaptığı için coplanmasın, özgürce düşüncelerini dile getirsinler” dedi. Kılıçdaroğlu daha sonra Atatürk Spor Salonu’nda 8 Mart kutlamasına katıldı. “Anamızı da aldık geldik”, “Dayak değil gül istiyoruz”, “Çağdaş laik Süryani kadını” pankartları ve zılgıtlar arasında salona giren Kılıçdaroğlu, “Devrimci Kemal”, “Başbakan Kemal” sloganları ile karşılandı. Türkçe, Kürtçe ve Arapça aile sigortası sunumu yapıldıktan sonra CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülsün Bilgehan konuştu. Bilgehan AKP iktidarında kadına şiddetin yüzde 1400 arttığını vurgularken bölgeden üç kadın sahneye çıktı. Diyarbakır’dan gelen Naciye Güldalı, “Şiddet gören 60 yaşında bir kadınım, 9 kez ihanete uğradım. Atatürk’e minnettarım. Kızımı okutacağım” dedi. Güldalı’nın “Kadınlar dövülmemeli” deyip gözleri dolarken salondan, “Kadına uzanan eller kırılsın” sloganları yükseldi. diği zaman kadına şiddet uygulayamaz, kadınları baş tacı eder. Hayatımızın yarısı kadınlar, bir elmanın yarısı gibi” dedi. Kılıçdaroğlu aile sigortasını anlatırken kadınlara siyasal hakların verilmesinden sonra ekonomik güvence verilmesinin de önemi üzerinde durdu. Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “600 lira kadının hesabına yatacak. Belki de beyi gelip kadından harçlık isteyecek. Kadınlar acaba bana kömür, bulgur verecekler mi diye beklemeyecek. Sosyal devlet bakacak. Biz aile sigortası deyince kaynak soruluyor. Bu para kamu harcamalarının yüzde ‘Dayak değil gül’ Kılıçdaroğlu kürsüye çıktığında, “Dinlerin buluştuğu, dillerin kaynaştığı dünyanın en güzel kentindeyiz” diye sözlerine başladı. “Dayak değil gül istiyoruz” pankartına katıldığını söylerken “Kadınlarımızı okutacağız, kadınlarımızın ilk eğiteceği kişi de erkektir. Erkek eğitil 1.7’si. Sen yedi sülalene, köşeyi dönenlere para buluyorsun, fakir fukaraya gelince kaynak soruyorsun. Sizin Kemalinizin sözü, bu parayı namuslu adamlar bulur. Ben bulacağım.” Kılıçdaroğlu kadınlara “İnançlarınızı, etnik kimliğinizi sömürenlere oy vermeyin” diye seslendi. Kılıçdaroğlu, ayrıca TBMM’de faili meçhullerin araştırılması için 6 kez önerge verdiklerini ve bunun reddedildiğini anlattı. CHP lideri konuşmasının sonunda kadınlara, “Özgürlük istiyoruz. Telefonlarınız dinlenmesin, çocuklarınız işkence görmesin, toplantı yaptığı için coplanmasın, özgürce düşüncelerini dile getirsinler” diye seslendi. Kılıçdaroğlu daha sonra şarkıcı Züleyha’nın 8 etnik dilde seslendirdiği şarkılarını dinledi. Vicdanınızın Sesini Dinleyin... Taksim’den Galatasaray Lisesi’ne doğru yürüyorduk... Kırmızı bir kurdeleyle bağlı mektup destelerinden birisini çıkarıp okurken biraz hüzün, biraz acı, biraz da şaşkınlık mı vardı bilmiyorduk. Belki ben kendi payıma zamana yenik düşmüştüm, yaşananları, olup bitenleri anlamaya çalışıyordum. Kendi çocukluğumun, delikanlılık yıllarımın, en sevdiğim arkadaşlarımın genç yaşta ölümleri geldi aklıma... Yavaş yavaş Galatasaray Lisesi’nin önüne doğru bir ırmak gibi akarken “Özgür basın, özgür Türkiye” sloganı atıyorduk. Bir gün sonra gecenin ayazında Beşiktaş Adliyesi’nin önünde, içeride bulunan Nedim Şener ve Ahmet Şık, onların avukatları... Aynı gün Ankara’da Mustafa Balbay için yapılan toplantı... Mustafa’nın yazdığı mektuptan bir tümce önce: “Uğur Mumcu’yu öldüren örgütleri koordine eden bir terör örgütü üyesi olacağımı hiç düşünmemiştim...” Şafak sökerken İstanbul’da Hrant Dink cinayetinin perde arkasını yazan Nedim Şener’i görüyordum Beşiktaş Adliyesi’nden çıkarken. Ardından Ergenekon terör örgütünün ne olduğunu anlatan iki ciltlik tuğla kalınlığındaki kitabı gazeteci Ertuğrul Mavioğlu’yla birlikte yazan Ahmet Şık’ı. İkisi de tutuklanmıştı! Düşünmeye başladım ve şu soruyu sordum kendi kendime: “Acaba Nedim ve Ahmet’in akıllarına gelmiş miydi ucu Akın Birdal suikastına dayanan kişilerle, Cumhuriyet’i bombalayan, kanlı Danıştay baskınını yapan katil zanlısıyla birlikte ‘Ergenekon terör örgütü üyesi’ savıyla tutuklanacakları?” Yaşamları boyunca demokrasiyi ve özgürlükleri savunan, devlet içindeki örgütlü, silahlı güçlerin ortaya çıkarılmasını isteyen, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması için çaba harcayan gazeteciler “kelle avcıları” ve “çetelerle” aynı örgüt içinde nasıl olabilirlerdi? hakkımız bizim: “Türkiye’de tutuklu sayısı hükümlü sayısından niye fazla?” Yılan hikâyesine dönen bir süreç... Baskı, korku, sindirme ve yıldırma... Evlere, işyerlerine yapılan baskınlar... Yasal ya da yasadışı telefon dinlemeleri... Sorgu sırasında, “Sen şu kişiye selam göndermişsin, neden”, “Sen şu gazetecinin aldığı ödül için ne düşünüyorsun” gibi sorular. Peki bu işin sonu nereye varacak? Hani faili meçhul cinayetler aydınlatılıyordu? Hani ileri demokrasiye geçiliyordu, darbecilerden hesap soruluyordu? Eline silah almamış, şiddete bulaşmamış, işleri gazetecilik olan insanlar belge de toplayabilir, görüşmeler de yapabilir. Gazeteci haber kaynağını açıklamak zorunda değildir yasalarımıza göre... Türkiye 28 Şubat’ı anımsatan bir dönemden geçiyor; kimi gazeteciler sanık avukatlarının elinde bile bulunmayan, doğruluğu kanıtlanmayan belgeleri televizyon ekranlarında gösterip, meslektaşlarına acımasızca saldırıyor. Soruşturmanın gizliliği ilkesini çiğneyenler, bu belgeleri kimlerden alıyor? Bizlere hukuk dersi verenler, sanık avukatlarının elinde bile bulunmayan belgeleri açıklamakla yasaları çiğnemiyorlar mı? Susurluk’taki kazayla ortaya çıkan “çetesiyasetçibürokrat” üçgeni, işlenen faili meçhul cinayetler, kan gölünden beslenen vampirler. Ahmet İnsel’in yazdığı gibi siyasal iktidar, Ergenekon davalarının istihbarat ayağında egemen “zihniyet polisliği yuvasına” neşter vuracak mı vurmayacak mı? Eğer vurmazsa Ergenekon Susurluk’a dönecek! Bir şafak vakti yazdım ben bu gecikmiş yazıyı. Uykusuz ve yorgundum... Ne bileyim belki de Susurluk’un gölgesinde bir gölge oyunu seyrediyordum! ‘Taciz iddiası komplo’ Baykal yargıya taşıyacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, kendisini “taciz”le suçlayan Odatv muhabiri İklim Bayraktar’ı yalanlarken yargıya başvuracağını açıkladı. Baykal, avukatı Muzaffer Yılmaz aracılığıyla yaptığı yazılı açıklamada, “Odatv’de gazetecilik yaptığını söyleyen bir kişi”nin 24 Ocak günü sekreterini 1.5 saatte iki kez, korumasını da 1 kez olmak üzere 3 kez arayarak görüşmek istediğine dikkat çekti. Baykal, görüşme gerekçesi olarak sadece “fotoğraf verileceğinin söylendiği”ni ifade etti. Görüşmenin Baykal’ın Meclis halkla ilişkiler binasındaki 22 metrekarelik panellerle oluşturulmuş odada gerçekleştiği belirtilen açıklamada, “ses yalıtımı” da olmayan odada yüksek sesle yapılan konuşmaların özel kalemden ve koridordan rahatlıkla işitilebileceği vurgulandı. Ziyaret gerçekleştiği sırada 10 dolayında insanın kapı önünde beklediğini ifade eden Baykal’ın avukatı Yılmaz, süreci şöyle anlattı: “Bu şartlar altında bir tacizin ya da tecavüzün gerçekleşmiş olabileceğine inanmak için bir insanın kötü niyetli ya da geri zekâlı olması lazımdır. Baykal’ın o gazeteci ile gerçekleştirdiği tek görüşme budur. Buna karşılık o gazeteci, Baykal’ı ev telefonundan, gözaltına alınıncaya kadar defalarca aramıştır. Yapılan buluşma talepleri, gece gündüz evine çağırma girişimleri Baykal’ı evinde ziyaret etme istekleri kararlılıkla reddedilmiştir. Bir şantaj ve komplo projesinin yaşama geçirilmesine fırsat verilmemiştr. Bir tacize ve tecavüze maruz kaldığını iddia eden kişi, derhal iddiasını ispat etmeli, konuyu yargıya taşımalıdır. İddia sahibine ispat imkânını sağlamak üzere konuyu yargıya bizim taşıyacağımızı bilgilerinize sunarız.” CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mardin’deki etkinliklere eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile katıldı. Yurttaşlar CHP liderine büyük ilgi gösterdi. (Fotoğraflar: AA) Komplo yön değiştirdi Kılıçdaroğlu, klim Bayraktar’ın kendisine yaptığı kaset teklifinin AKP’nin bir üst düzey yöneticisi hakkında olduğunu açıkladı TÜREY KÖSE CHP STANBUL L BAŞKANI ST FA ETT Odatv’ye mektup gönderdi Soner Yalçın özür diledi Haber Merkezi Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan gazeteci Soner Yalçın, Odatv’ye gönderdiği mektupta, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve gazeteci Nazlı Ilıcak’ın özel hayatları üzerine yapılan tartışmanın sebebi olarak kendisinin gösterilmesinden büyük üzüntü duyduğunu kaydetti. İklim Bayraktar ile ilk kez Ankara’daki bir yemekte tanıştığını ve kendisine Baykal ile ilgili iddiayı anlattığını belirten Yalçın, üzerine espri yaptığı konuyla ilgilenmediğini ve bunu Baykal’a da dile getirmediğini belirtti. Yalçın mektubunda, “Halktv’yi almak üzere girişimde bulunduğum anda böyle bir olayın çıkması da çok enteresan değil mi? Kemal Kılıçdaroğlu’nun da adı karıştırılıyor. Seçime bu psikolojik savaşla gidiyor Türkiye” ifadelerine yer verdi. 20 yıl önce ajandasına yazdığı özel notların servis edilerek Ilıcak’ın özel hayatının gündeme getirildiğini kaydeden Yalçın, “ Tek yapabileceğim; Baykal ve Ilıcak’tan özür dilemek” dedi MARDİN CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Odatv muhabiri İklim Bayraktar’ın savlarıyla ilgili olarak “AKP’li bir üst düzey yöneticiye ait özel ilişkilerden söz etti. Kasete alalım teklifi AKP yöneticisiyle ilgiliydi. Konuşmayı banda aldım, dediğine göre açıklamasını istiyorum” dedi. Kılıçdaroğlu dün Mardin’de gazetecilerle sohbet etti. CHP lideri, gazeteci İklim Bayraktar’ın “Baykal’ın kendisine tacizde bulunduğu” savı ve kendisiyle yaptığı görüşmeyle ilgili sorulara şu yanıtı verdi: “Randevu istedi, geldi. Gazetelerde yer alan iddiaları anlattı. Deniz Baykal’la ilgili kasete alalım falan, öyle bir şey geçmedi. AKP’li üst düzey bir yöneticiye ait özel ilişkilerden söz etti. Hat ta adres bile verdi. Kasete alalım teklifi AKP yöneticisiyle ilgiliydi. Madem görüşmemizi banda almış İklim Hanım, bana verdiği üst düzey AKP’li yöneticinin ismini kamuoyuna açıklasın. O gazeteci arkadaşım banda aldım, dediğine göre açıklasın” dedi. Kılıçdaroğlu, “AKP’li yönetici kim” sorusu üzerine “Ben açıklamak istemem. Madem ki banda almış, o açıklasın” dedi. “Muhabir de komplonun parçası mı” sorusu üzerine de CHP lideri “Bilmiyorum” demekle yetindi. Erdoğan’ın tutuklu gazetecilerden bazılarının “tacizci” olduğuna ilişkin sözleri anımsatıldığında Kılıçdaroğlu, “Bir başbakan eğer bu tür olaylara karşı açıklama yapıyorsa hangi gazeteciler için, hangi gerekçesiyle açıklaması lazım. O zaman o gazeteciler bu id dialara karşı kendilerini savunur. Başbakan bu tür yanlış algı oluşturma misyonunu üstlenemez. Bütün gazeteciler aynı gerekçeyle içeri girdi gibi bir algı oluşturamaz” açıklamasını yaptı. Seçime giderken “Baykal’a kaset komplosu CHP içinden” içerikli haber ve yorumların arttığına dikkat çekildiğinde de Kılıçdaroğlu, “Seçime giderken demokrasi ve hukuka karşı saldırıları artacaktır. Başbakan habervaktim sitesini sürekli izleyicilerinden anlaşılan. Komployu yapanlar da ortaya çıkıyor” dedi. Kılıçdaroğlu Haber Türk’ün sorularını yanıtlarken de “O AKP’li hangi makamda” sorusu üzerine, “Makam vermek istemiyorum. Bir bölüm açıklanmıyor. Bu açıklandığı zaman sanırım asıl şok öbür tarafta yaşanacak” dedi. lseven: Anlayışımız farklı Tekin: 50 gün niye beklemiş girişimleri olabiliyor. Bu İSTANBUL/MARDİN parti yönetiminde bir çok(Cumhuriyet) CHP İsbaşlılık anlamına gelir. tanbul İl Başkanı Nebil Bunu bizim gidermemiz İlseven, 53 gün süren il lazım. Onun için belli ki başkanlığı görevinden isbu noktada bizim geri çetifa etti. kilerek, buna katkıda buİlseven, istifasını dün İslunmamız gerekiyor diye tanbul İl Başkanlığı’nda düdüşündük” yanıtını verdi. zenlediği basın toplantısıySeçime kısa bir süre kala isla açıkladı. CHP Genel tifasının partisine zarar veBaşkanı Kemal KılıçdaCHP stanbul l rip vermeyeceğine ilişkin roğlu ile bir sorun yaşaBaşkanlığı’ndan bir soruya ilişkin de “Genel madığını söyleyen İlseven, istifa gerekçesini ise “Yö istifa eden lseven başkan yardımcımız ‘Biz onu hallederiz, hemen bitinetim yaklaşımlarımızamacını genel ririz o işi’ demiş. Demek ki daki, anlayışlarımızdaki merkezin elini artık orada endişelenefarklılık nedeniyle genel merkezimizin elini ra rahatlatmak olarak cek bir durum yok dehatlatmak, İstanbul’da belirtirken CHP Genel mektir” dedi. ki çalışmayı daha etkin ve Mardin’de istifayla ilgiBaşkan Yardımcısı li soruları yanıtlayan CHP daha etkili olarak yürütmek konusundaki dü Tekin, lseven’e tepki Genel Başkan Yardımcısı şünce ve planlarını daha Gürsel Tekin, “Bana isgösterdi. rahat uygulamaya koytifa henüz gelmedi, Anmasını teminen benim geri çekil kara’ya gitmiştir. İstifanın nedenimemin uygun olacağını düşündüm ni bilmiyorum. İl yönetimine yapıve bunu kendilerine bildirdim” lan atamalarla ilgili olduğunu sansözleriyle açıkladı. mıyorum. İl yönetimine atamalar 50 İlseven, CHP Genel Merkezi’nin “İl gün önce yapıldı. 50 gün sonra mı yönetimi listesine genel merkezin akla geliyor?” dedi. Tekin, “İl yömüdahale ettiği”, “Genel merkezin netiminden size bir sitem, şikâyet istediği seçim programının hazır geldi mi” sorusuna “Bana hiç kimlanmadığı” ve “Eski SHP’li Ercan se sitem edemez. Ben 25 yıldır İsKarakaş ve Murat Karayalçın ile ya tanbul’da siyaset yapıyorum. Nekınlaşması” gerekçesiyle istifasının rede kimin başarılı olacağını ben biistendiği yönündeki haberleri ise ya lirim, ben karar veririm. İstifa, il lanladı. başkanımızın kişisel görüşüdür, Gazetecilerin sorularını da yanıtla belki milletvekili adayı olmak istiyan İlseven, “yönetim anlayışı fark yordur” karşılığını verdi. lılıklarının neler olduğu” sorusuna ise Tekin, sözlerini “Taksim’de 3 bin “Bunlar bizim kendi iç konularımız. gazeteci yürürken CHP il başkanı Partinin hiyerarşi içinde bazen yet o yürüyüşün göbeğinde yoksa, ben kisi, sorumluluğu tam belirli olma de onu yok sayarım. 8 Mart’ta yan, başka yönetici arkadaşlarımı CHP il başkanı yoksa, ben onu zın da o hiyerarşinin dışında kendi yok sayarım” diye sürdürdü. ‘MESLEKTAŞLARIM ARASINDA K MSE BANA TERÖR ST D YEMEZ’ Balbay: CHP’den adayım İstanbul Haber Servisi Ergenekon davası kapsamında tutuklu yargılanan gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, 12 Haziran’da yapılacak genel seçimlerde CHP’den aday olacağını belirtti. Balyoz davası sanık avukatlarından Hüseyin Ersöz, Silivri Cezaevi’nde gazetemiz yazarı Mustafa Balbay ile görüştükten sonra yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, Balbay’ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun milletvekili adaylığı hakkında ifadeleri ile ilgili “büyük bir onur ve mutluluk duyduğunu” söylediği belirtildi. Balbay’ın son kitabı Zulümhane’yi “siyasi manifestom” olarak tanımladığına dikkat çekilen açıklamada, Balbay’ın milletvekili adayı gösterileceği yer konusunda ise takdirin CHP Genel Merkezi’nde olduğunu söylediği belirtildi. Balbay’ın Türkiye’nin tarihinde çok sayıda gazetecinin siyasete girdiğini, bunlardan en önemlisinin de gazetemizin kurucusu ve milletvekili Yunus Nadi olduğunu söylediği belirtildi. Açıklamada, “Nadi gazeteciliği tartışmaya dahi açılmaz. Medya mensuplarından en iyi 5 gazeteciyi yazmaları istense çok farklı listeler ortaya çıkabilir. Bu noktada meslek yaşamımın sorgulanmasına her zaman açığım. Bu konuda verilecek cevaplarım da mevcuttur. Ancak meslektaşlarım arasından kimse bana terörist diyemez” denildi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear