10 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 ŞUBAT 2011 SALI EKONOMİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] 13 Moody’s: TCMB’nin politikası Türkiye’nin notu için olumlu, ancak uzun vadede riskler var İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Faiz arttırımının zamanlaması, hızı ve büyüklüğünün Önlemlerin raf ömrü kısa önemine dikkat çeken Moody’s, çabuk yanıt verilemezse TCMB’nin enflasyonla mücadelede güvenilirliğinin zarar göreceğini, bunun da ödemeler dengesi risklerini arttıracağından kredi notu için negatif olacağını vurguladı. yükselirken, bankacılar, bu yükselişte TCMB’nin para politikasına yönelik daha “şahin” bir ton kullanması ve belirsizliğin artacağı endişelerinin etkili olduğunu söyledi. Açıklama öncesi yüzde 8.39 seviyelerinde olan gösterge tahvil faizi yüzde 8.46’ya kadar yükseldi. İMKB eksiye döndü ve 64 bin 906 puandan kapandı. Ekonomi Servisi Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Merkez Bankası’nın (TCMB) spekülatif sermaye girişini azaltmak ve kredi arzını yavaşlatmak için uyguladığı para politikasının Türkiye’nin karşılaştığı spesifik zorluklara cevap verdiği için ülke notu açısından olumlu olduğunu ancak uzun vadede riskler barındırdığı için ömrünün sınırlı olduğunu bildirdi. Haftalık Kredi Görünüm Raporu’nun Türkiye bölümünde Moody’s’in kıdemli analisti Sarah Carlson tarafından yapılan değerlendirmede, bundan sonraki faiz artışlarının zamanlaması, hızı ve büyüklüğünün TCMB’nin enflasyonla mücadeleye yönelik kredibilitesi açısından önemli olduğu ifade edilerek TCMB’nin değişikliklere hızlı cevap verememesi halinde kredibilitesinin zarar görebileceği ve ödemeler dengesi üzerindeki riskleri arttıran bu durumun Türkiye’nin kredi notu açısından olumsuz olacağı belirtildi. Çekirdek enflasyonda yükselişin başladığını kaydeden kuruluş, liradaki değer kaybı ile artan gıda ve enerji fiyatlarının önümüzdeki aylarda manşet enflasyonu yukarı çekebileceğine dikkat çekti. Moody’s, cari açığın GSYH’nin yüzde 7’si olacağını tahmin etti. Aralık sonunda enflasyonun yıllık Tanrı’nın Gazabı... 4 Şubat Cuma günü gazeteci arkadaşım Mustafa Mutlu ile birlikte EdirneKeşan hattında, Silivri’de tutuklu gazeteci arkadaşlarımız Balbay ile Özkan’ın kitaplarını imzalama, söyleşi turunda gündüz gece iki ayağımız bir pabuçta, yolların çukurlarında elimden kayan kalemle cumartesi yazımı yetiştirmenin derdine düşmüştüm... Doğal olarak AKP iktidarı, Başbakan Erdoğan ve Çalışma Bakanı Dinçer adına, batıl inançları olan seçmenleri açısından kelimenin tam anlamıyla “Tanrı’nın gazabına” uğradıkları bugünün çelişkilerinin altını çizemedim... Anımsayacaksınız Körfez depremi yazın ortasında vurmuştu. İkinci günün sabahında TMMOB’nin uzmanlık heyetiyle, deprem vurgununda yapılaşmadaki insanlık suçlarını saptamak üzere yapılan çalışmaları izliyordum.. Doğal afetin ötesinde cinayet içerikli yapılaşma suçları saptanacaktı. Uzun soluklu çalışmalardan sonra TMMOB’nin bilimsel raporu ile sabit olduğu üzere, yapılaşma için yer seçiminden kullanılan malzemede çalıp çırpmaya, teknik suçlara, kâr uğruna işlenen cinayetlerin boyutlarına ilişkin sayısız bilimsel veri.. uzmanların daha ilk gözlemlerinde bile çok fazla örnekle sayılabiliyordu... Bindiğim taksinin şoförü, kim bilir kaç yakınını kaybetmiş olmanın acısı içinde burnundan soluyordu. İnsanların çok yüksek sayılarla ölümüne, ağır yaralanmalarına, binaların akordeon gibi çökmesine yol açan bilimsel nedenlerin altının çizilmesinden hiç hoşlanmamış olacak, öfkesini kusuverdi. Yaz sıcağına rağmen üzerimde her tarafımı örten, terletmeyecek, biraz da yıkımın tozundan koruyacak, uzun kollu, uzun etekli pamuk giysi vardı. Yine de saçım açıktı ya.. Şoför avaz avaz bağırmaya başladı: “Bu felaket Allah’ın gazabı, takdiri ilahi, çıplak denize giren kadınlar yüzünden deprem oldu. Allah günahkârları cezalandırırken, karşı çıkmadığımız için bizim sevdiklerimizin de canını aldı. İnin arabamdan siz günahkârsınız...” Tam da o sırada jeofizikçi mühendis arkadaş, Yalova’nın fay hattı üzerinde, tarım topraklarında sağlam zemine kadar temeli inmemiş bir cami inşaatının yerle bir oluşunun nedenlerini saymaya çalışıyordu... Mustafa Mutlu ile günün gündeminden konuşurken, yolculuk yaptığı bir şoförden duyduğu sözlerden nasıl etkilendiğini anlatmaya başladı.. Şoför reddedilemeyecek bir üslupla Defne Joy Foster’in ölümünü sorgulayan sorular sormaya koyulmuş, sonra da nüfusumuzun, hele de erkeklerimizin yüzde doksanından çok üstü için geçerli olan yargısız infazını yapmıştı.. Evli, çocuğu olan bir kadın nasıl olur da, yeni tanıştığı bir erkeğin evine giderdi. Geleneklerimize, inançlarımıza, değerlerimize aykırı bu ahlak çöküşü, dini inanç, din bilgisi eksikliğindendi... Mutlu, ölmüş bir insanın arkasından bilinmeyen özel yaşamı üzerinden sorgulama, yargılamanın dinin inançlarımıza göre günah olduğunun altını çizdikten sonra, dini inaçlarda en ileri kentin adını sormuş.. Şoförden Konya yanıtını aldıktan sonra da, en çok içki satılan ili sormuş ve yine Konya yanıtını alınca şoförün ustaca gazeteci sorgulaması, dinsizlik yargılaması diyaloğu orada noktalanmış... İşte tam da bu noktada, izin verirseniz, 4 Şubat günü yaşananların AKP iktidarı, Başbakan Erdoğan, Çalışma Bakanımız adına, neden batıl inancı olan seçmenlerimiz katında “Tanrı’nın gazabı” günü olduğu yargıma geçmek istiyorum... Başbakan Erdoğan televizyon kameralarının belgelediği üzere ABD Başkanı ile yapılan telefon görüşmesinin sonrasında, Mısır halkının patlaması, sokak eylemlerine ilişkin yaptığı açıklamada Mübarek iktidarına, daha doğrusu diktatörlüğüne, halkın sesine kulak vermeleri uyarısını yapmıştı. Dünya medyasındaki yorumlara göre de, ABD’nin doğrudan taraf çıkışı antipati yaratacağından, bölgede aslında Atatürk devrimleri, cumhuriyet değerleri, laiklik sayesinde tek demokratik Müslüman ülke olan Türkiye öne sürülmüştü. Elbette rejiminde eksen kaydırılması, ılımlı İslam, Yeni Osmanlı kimliği oluşturulması düşü ile... ABD’nin Mısır’da sadık müttefiki Mübarek’in iktidarının ömrü bitmiş, pusulasız da olsa halk ayaklanması sonrası yeni yandaş iktidar yaratma sorunu gündeme girmişti. Erdoğan iktidarı için Filistin, İsrail üzerinden kolay görünen liderlik misyonu, Mısır üzerinden çok da kolay değildi. Tam da bu noktada, Mısır’da halkın sesine kulak verilmesi çağrısı yaparken, torba yasası içinde yasal hakları gasp edilen işçilerin eyleminde, polisin kışın ayazında basınçlı soğuk su püskürtmesi, gaz kullanması demokratik rol model ve iktidar görüntüsü anlamında talihsiz bir gelişmeydi... Hele de torba yasası içinde kuralsız çalıştırmanın birinci elden sorumlusu Çalışma Bakanı’nın OSTİM’deki patlamalardan kayıt dışını suçlaması yenilir yutulur gaf değildi. Torba yasası içinde bir dizi kuralsız çalıştırmanın önünü açan düzenleme için direnen işçilere Ankara sokaklarında polis işkencesi uygulanırken, bakanlığın işgüzarlığı ile küçük işyerlerinin kayıt, denetim dışına taşınmış olması gerçeği sırıtıyordu... Yılmaz’ın açıklamasının ardından gösterge tahvilin faizi bazda yüzde 6.2 olmasını bekleyen derecelendirme kuruluşu, Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyenin iki kademe altında “Ba2” seviyesinde bulunduruyor. Kredi notunun görünümü ise “pozitif”. Öte yandan TCMB Başkanı Durmuş Yılmaz, uygulanan ve bundan sonra uygulanacak politikaların sıkılaştırıcı yönde olacağını söyledi. Yılmaz, Londra’da yatırımcılarla yaptığı toplantıda, “Emtia fiyatlarında kalıcı artış orta vadede enflasyon hedefine ulaşmayı zorlaştırırsa baz senaryoda öngörülenden daha güçlü sıkılaştırma söz konusu olabilir” dedi. ZMO: Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık Tarımsal dış ticaret açığı 2.3 milyar dolar BEKİR ŞAHİN GAZİANTEP Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Dr. Turhan Tuncer, Türkiye’nin tarımda net ithalatçı konumuna düşürüldüğünü belirterek hemen önlem alınması yönünde çağrı yaptı. Tuncel’in Gaziantep’te düzenlenen toplantıda yaptığı sunuma göre, tarımda tablo şöyle: 2008’de tarımsal ithalat 6.4, tarımsal dış ticaret açığı ise 2.3 milyar dolara ulaşarak Cumhuriyet tarihinin rekoru kırılmıştır. İthal edi len başlıca ürünler bitkisel ham yağ, yağlı tohumlar, pamuk, buğday. 1998’den bu yana genetiği değiştirilmiş ürünler, yasal ve teknik altyapı yetersizlikleri nedeniyle, gümrük kontrolüne tabi tutulmadan iç piyasada, 800’den fazla gıda çeşidinde katkı olarak kullanılıyor. Çıkarılan Biyogüvenlik Kanunu da GDO’lu ürün ithalatına yasal zemin oluşturma aracı oldu. Kırsal kesimde yoksulluk artıyor Neoliberal politikalara bağlı olarak kırsal kesimdeki yoksulluk artıyor. 2002’de kırsal kesimde harcama esaslı göreli yoksulluk oranı yüzde 19.9 iken; 2008’de yüzde 31’e çıkmıştır. 25 yıldır hububat üretiminin verimlilik ve maliyet sorunlarını çözmek için hiçbir kalıcı adım atılmadı. Arpayı bile ithal ettik. Bakliyatta da durum vahim. Tarımsal GSMH 27 milyar dolardan 22 milyar dolara gerilemiş; tarım ürünleri fiyatları yüzde 40 oranında düşmüş ve çiftçi, 450 bin hektar alanı ekmekten vazgeçmiştir. Türkiye yılda en az 18.5 milyon ton buğday üretirse nüfusuna yetmektedir. 2007 ve 2008’de bunun altında üretimle hububatta bile dışa bağımlı hale gelinmiştir. Şişecam’ın Bulgaristan’daki fabrikasının açılışını Şişecam Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kırman (solda) ve Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov yaptı. Altyapı sorunları çözülmeli Tarımın altyapı sorunları çözülmeli. Tarlanın bilgi ve teknoloji ile buluşmasının önündeki engeller kaldırılmalı, pazarlama ve örgütlenme sorunları kalıcı yaklaşımlarla çözülmeli. Türkiye, doğru tarım politikalarını etkin kaynak aktarımı ile yürütmek durumundadır. Merkezi planlamacı, kamunun “piyasada” etkin rol aldığı; yatırımcı, dışa bağımlılığı kıran, özelleştirmeyi reddeden, teknolojiyi etkin kullanan, rekabetçi, doğal kaynakları koruyucu ve geliştirici, gıda güvenliğini temel hedef edinen politikalar oluşturulmalı ve yaşama geçirilmelidir. Şişecam’dan Bulgaristan’a 5. fabrika Ahmet Kırman: 400 milyon dolarlık daha yatırım planımız var Ekonomi Servisi Bulgaris yatırımlarının daha da arttırılması ristan’daki yatırımlarının toplam betan’da en büyük doğrudan yatırımcı için her türlü gayreti gösterecekle delinin 405 milyon dolara ulaştığına işaret ederek, “Yeni planlarımız konumunda olan Şişecam, Tırgo rini söyledi. Bulgaristan’da giderek büyü var, yaklaşık 400 milyon dolarlık vişte’deki tesislerinde yeni bir fabrika daha açtı. Anadolu Ajan düklerini ve 5’inci fabrikalarını daha yeni yatırım yapmayı düşünüyoruz. Ancak bu sı’nın haberine göre, konuda önümüzdeki fabrika Balkanlar ve Avrupa’ya otomobil Şişecam’ın yeni kurduğu oto cam fabrikası engellerin kaldırılmacamı üretecek. 130 kişiye iş imkânı sağlayacak. BMW, Audi, sı için sayın Başbakan’dan yardımcı olYeni fabrikanın açıFord, Renault ve Peugeot gibi araçların malarını bekliyoruz” lışı, Bulgaristan Başcamlarını üretecek olan fabrika, yıllık, 1.3 diye konuştu. bakanı Boyko Borimilyon metrekare kapasiteye sahip olacak. Şişecam’ın yeni kursov tarafından yapıldı. duğu oto cam fabrikası Borisov burada yaptı130 kişiye iş imkânı ğı konuşmada hükümet olarak ekonominin canlanma açtıklarını belirten Kırman, kendi sağlayacak. BMW, Audi, Ford, sı için yatırımlara destek vermeye lerinin Bulgaristan’ın geleceğine, Renault ve Peugeot gibi araçların devam edeceklerini belirtirken Şi insanına yatırım yaptıklarını ifade camlarını üretecek olan fabrika, yıllık, 1.3 milyon metrekare kapşecam Yönetim Kurulu Başkanı ve etti. Kırman, Şişecam olarak Bulga asiteye sahip olacak. Murahhas üye Ahmet Kırman da TMO ihale açtı 300 bin ton daha ekmeklik buğday ithalatı Ekonomi Servisi Reuters’in haberine göre, Avrupalı işlemciler, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) 300 bin ton ekmeklik buğday ithalatı için ihale açtığını bildirdi. İşlemciler, ihaleye son başvuru tarihinin 15 Şubat olduğunu ve teslimatın 125 Mart tarihi arasında gerçekleşeceğini söylediler. Geçen yıl 22 Aralık’ta çıkarılan Bakanlar Kurulu kararı ile yurtiçi fiyat artışlarını önlemek için TMO’ya sıfır gümrük vergisi ile 1 milyon ton buğday ve mahlut ithalat yetkisi verilmişti. TMO ilk aşamada 300 bin ton buğday ithalatı için kolları sıvamıştı. MALİYECİ GÖZÜYLE / MUSTAFA PAMUKOĞLU pamukm superonline.com Ortadoğu Ekonomisine Genel Bakış Tunus ve Mısır’daki olaylar gündemi değiştirip tüm dikkatimizi Ortadoğu ülkelerine yöneltti. Bu nedenle bu ülkelerin genel ekonomik durumunu görmek önemli. Bugün size ekonomik rakamları vereceğiz. Rakamlar Dış Ticaret Müsteşarlığı’ndan alınan 20072008 yılına ait yaklaşık verilerdir. Yorum ve analizi size bırakıyoruz. Yönetim biçimleri Filistin dışında on dört ülkeden yedisi cumhuriyet, üçü emirlik, dördü monarşi ile yönetilmektedir. BAE federasyon, Katar ve Kuveyt emirlik, Bahreyn, S. Arabistan, Umman, Ürdün krallık, diğer ülkeler cumhuriyetle yönetilmektedir. Anayasal monarşi dendiğinde anayasaya bağlı tek kişi yönetimi ifade edilmektedir. Kral, emir, şeyh tek başına yönetirken anayasaya bağlı kalır. Emir, sultan, kral yönetimi tek başına yapanın sıfatlarıdır. Nüfus, yüzölçümü ve Müslüman oranı Bu on beş ülkede toplam 300 milyona yakın insan yaşamaktadır. Türkiye’nin 4 katı nüfus bu bölgede yaşamaktadır. Toplam yüzölçümü 6.1 milyon metrekaredir. Türkiye’nin 8 katı büyüklüğü oluşturmaktadır. En büyük ülke S. Arabistan (1.9 milyon m2), sonra İran (1.6 milyon m2) ve üçüncü sırada Mısır (1 milyon m2) gelmektedir. Nüfus bakımından da en kalabalık ülke Mısır (80 milyon) ve İran’dır (65 milyon). En az Müslüman nüfus oranı Lübnan ve Katar’dadır. Monarşi ile yönetilen ülkelerde yaklaşık 40 milyon insan yaşamaktadır. İran’da yüzde 89, Irak’ta yüzde 65 Şii Müslüman vardır. Milli gelirleri En yüksek milli gelire sahip ülke S. Arabistan’dır. Bu ülkeyi sırasıyla İran, BAE ve İsrail izlemektedir. 15 ülkenin toplam yarattıkları milli gelir yaklaşık 2 trilyon dolardır. Bu ülkelerin dış borcu 400 milyar dolarlar seviyesindedir. En büyük servetleri petrol, doğalgaz ve madenlerdir. İsrail mücevher ve yüksek teknolojik ürünleri üreten petrolü olmayan ülkedir. Türkiye ise 750 milyar dolara gelen milli geliri ile bu ülkelerin önünde ve dünyanın sayılı büyük ekonomilerinden biridir. Dış ticaret hacimleri Yandaki tabloya baktığımızda bu ülkelerin dünya ekonomisinde 1.5 trilyon dolar dış ticaret hacmi yarattıklarını görüyoruz. En büyük dış ticaret hacmini S. Arabistan, BAE, İran ve İsrail gerçekleştirmektedir. Türkiye’nin en fazla ticaret yaptığı ülke İran’dır. Sonra BAE, S. Arabistan gelmektedir. Türkiye’nin yarattığı dış ticaret hacmi ise 300 milyar dolarlar seviyesindedir. Bu ülkelere baktığımızda Allah’a şükredip “canım memleketim” demek sanırım hepimizin içinden geçecektir. Milyon Dolar Toplam Toplam Toplam TÜRKİYE’NİN BU ÜLKELERE Dış Ticaret İthalatı Hacmi Ülke İhracat İthalat Dış Ticaret Hacmi İhracatı 1 ayda 100 biçerdöver sattı Ekonomi Servisi TürkTraktör, ocakta 100 adet New Holland biçerdöver satışı gerçekleştirdi. TürkTraktör Genel Müdürü Marco Votta, Türkiye pazarında üç yıldır yüzde 50’nin üzerindeki pazar payıyla lider olduklarını belirterek “117 bayi ve 400’ün üzerinde servis noktasıyla Türkiye’nin dört bir yanında çiftçilere ulaşabiliyoruz” dedi. BAE 129.7 Bahreyn 19.1 Filistin 0.7 Irak 66.1 İran 76.5 İsrail 60.9 Katar 59.0 Kuveyt 63.7 Lübnan 3.5 Mısır 29.3 Suriye 12.6 S.Arabistan 311.1 Umman 19.8 Ürdün 6.0 Yemen 9.2 Toplam 867.2 Ülke BAE Bahreyn Filistin Irak İran İsrail Katar Kuveyt Lübnan Mısır Suriye S.Arabistan Umman Ürdün Yemen Toplam Ortalama 117.4 247.1 15.6 34.7 3.0 3.7 43.5 109.6 61.3 137.8 65.1 126.0 25.0 84.0 20.6 84.3 16.1 19.6 52.7 82.0 14.5 27.1 92.4 403.5 8.9 28.7 11.0 17.0 9.2 18.4 556.3 1.423.5 GSYİH (milyar dolar) 270.0 26.7 3.0 113.9 278.0 205.0 117.0 111.3 28.8 105.9 50.9 467.7 44.5 28.2 27.6 1.878.5 7.90 0.30 0.02 2.10 76.50 1.90 1.00 0.50 0.70 1.40 1.10 2.20 0.20 0.50 0.40 96.72 0.60 8.5 0.09 0.4 0.00 0.0 0.30 2.4 61.30 137.8 1.40 3.3 0.20 1.2 0.08 0.6 0.20 0.9 0.90 2.3 0.70 1.8 3.30 5.5 0.01 0.2 0.02 0.5 0.50 0.9 69.60 166.3 [email protected] REKABET’TEN KAZANCI KARARI Hattat, satışları ikiye katlayacak Traktör üretim kapasitesini 6 binden 15 bin adede çıkaran Hattat Tarım Makineleri, yüzde 6 olan pazar payını da yüzde 15’e yüksetmeyi hedefliyor. 2.5 milyon TL’lik ArGe yatırımı sonucu bağ bahçe kategorisinde ilk kez yeni bir ürün pazara sunmaya hazırlanan şirket, 6 binin üzerinde traktör satışı gerçekleştirmeyi planlıyor. KBMG Dış Borcu (Dolar) (milyar dolar) 40.400 73.71 37.200 10.5 1.066 0 4.000 101 4.222 13.8 26.535 85.350 49 39.300 34.6 7.375 21.8 1.453 29.9 4.532 7.3 20.700 63.2 14.400 5.2 4.700 7.5 2.600 6.5 424.1 19.589 Hakim durum yaratır Ekonomi Sevrisi Rekabet Kurumu, elektrik dağıtımda Kazancı Holding ve MMEKA’da ortaklığı olan Mehmet Kazancı ile ilgili verdiği kararın gerekçelerini açıkladı. Rekabet’in gerekçeleri şöyle: Hakim durum değerlemesi için belirlenen oran yüzde 30; MMEKA ve/veya Aksa’nın Boğaziçi, Gediz, Trakya, Dicle bölgelerini devralması halinde toplam payı yüzde 34.3 ile hakim durum yaratır MMEKA Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kazancı, Kazancı Grubu’ndan ayrı teşebbüs olarak kabul edilemez; dolaylı kontrol için ailesel bağ yeterli Boğaziçi, Gediz ve Trakya’dan sadece ikisinin Aksa ve/veya MMEKA’ca devralınması durumunda hakim durum yaratmayacağı görülmekte. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear