23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 ŞUBAT 2011 PAZARTESİ HABERLER CUMHURİYET SAYFA 5 CHP lideri Kılıçdaroğlu, Kars’taki ‘ucube heykel’ sözleriyle ilgili Erdoğan’a yüklendi ‘Balyozla ilk darbeyi vur’ UTKU ÇAKIRÖZER Özge Mumcu’nun İsyanı Um:ag Araştırmacı Gazetecilik Vakfı Koordinatörü Özge Mumcu, 18 yıldır adalet bekliyor. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Uğur Mumcu’yu faili meçhul kategorisine sokamazsınız” sözlerine “Bombayı koyanı buldularsa ve emir veren güçleri öğrendiyse, bizimle de paylaşsalar iyi olur. Bir de kategoriyi neye göre yaptıklarını da öğrenelim mesela” karşılığını veriyor. Özge Mumcu, “Uğur Mumcu’yu Ergenekon öldürttü” savlarıyla ilgili olarak da şunları söylüyor: “ ‘Bugün yaşasaydı Uğur Mumcu Silivri’de olur muydu?’ En güzel polemik sorusu. Ne bileyim? Ama AKP’ye muhalif olacağı kesin. Çünkü bütün yolsuzlukların ve çıkar çetelerinin karşısındaydı. Ergenekon kim? Babam yıllarca Kontrgerillayı yazdı, Hizbulkontra’yı yazdı. Ergenekon’u ise muhalifleri bir araya getiren bir kan davasına dönüştürdüler. Yandaş medyanın bir numaralı propaganda malzemesi. En başında belki liberal kanatta da birçok insana umut verdi. Oysa, şu anda köşeleri olanlar, polemiğe değil de olayları araştırmaya çalışsalardı, Hizbullah’ı çökerten Gaffar Okkan’ın öldürülmesini araştırsalardı, bölgede ve ülkede işlenen cinayetlerin sistemli bir şekilde hesabını sorsalardı... Biraz kendilerini değil de kamu vicdanını düşünselerdi… Bize dava umut hiç vermedi, örneğin ben ‘AKP kendi derin devletini kurmak istiyor’ diye düşündüm. Gladio’yu, yani Türkiye’nin derin devletini biliyoruz, babam yıllarca yazdı. Bir itirafçı sonra haham olan Tuncay Güney’i çıkarttılar, bütün itirafları ona dayandırdılar; ondan sonra olmayan şeyler, yanlış belgeler konduğu, iftiralar atıldığı ortaya çıkıyor. Yurtdışında daözellikle bu operasyon bir temiz eller operasyonuymuş gibi yansıttılar. Ben isterim ki, Arif Doğan, Veli Küçük ve arkasında kan bırakanlar yargılansın. Ama Veli Küçük ile Mustafa Balbay’ın ne alakası var? Dolayısıyla, derin güç, o karanlık güç neyse onu ortaya çıkartsalardı, siyaseti bir kenara bıraksalardı madem bir gücün arkasını arıyorlar.” MÜNİH CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun görüştüğü Alman siyasetçilerin AKP yönetiminden duydukları kaygıları dile getirdikleri öğrenildi. Bavyera Eyaleti Başkanı Gunter Beckstein, AKP döneminde Türkiye’de dinin günlük hayat üzerindeki etkilerinin giderek arttığı gözlemini dile getirirken, Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth da Türkiye ve Avrupa’daki liberallerin yeni CHP’ye destek vermeleri gerektiğini vurguladı. Kılıçdaroğlu da yıkım kararı alınan Kars’taki İnsanlık Anıtı için, “Madem Başbakan ‘ucube’ diyor, o zaman alsın eline balyozu da yıksın. Balyozla ilk darbeyi vurarak tarihe geçmeli. Yoksa kendisine ‘Bir heykeli yıkamadı’ denir” değerlendirmesini yaptı. Kılıçdaroğlu’nun dün kahvaltıda bir araya geldiği Roth’un da heykel meselesini gündeme getirerek, “Böylesine sanata karşı bir anlayışı duydukça BÜYÜKERŞEN YARIN ROZET TAKIYOR DSP’den istifa eden Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, CHP’nin yarınki grup toplantısında parti rozeti takacak. DSP bir süre önce Büyükerşen’in partiden istifa etmesini istemişti. Bu açıklamanın üzerine Eskişehir’de 3 dönemdir DSP’den belediye başkanlığını sürdüren Büyükerşen partiden istifa etmişti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, “Sayın belediye başkanımıza kapımız her zaman açık” sözleriyle Büyükerşen’i CHP’ye davet etmişti. Büyükerşen’in Eskişehirlilerin isdoğrusu çok şaşırıyoruz” dediği öğrenildi. Roth’un görüşmede Kılıçdaroğlu’na şu mesajı verdiği bildirildi: “CHP içindeki değişim sonrasında artık Avrupa’daki ve Türkiye’deki liberaller ve solcuların CHP’yi anlamaları ve destek vermeleri gerek.” teği doğrultusunda karar vereceğini açıklamasının ardından DSP’nin Eskişehir teşkilatından istifalar gelmiş, Büyükerşen de bunun üzerine “Eskişehir seçmeni de bizi CHP’de görmek istiyor. Benim CHP’ye geçmemi ve belediye başkanı olarak göreve devam etmemi istiyor” demişti. İşte bu sürecin ardından Büyükerşen yarınki grup toplantısında CHP saflarına geçecek. Kılıçdaroğlu, hükümetin 2002 yılından bu yana uyguladığı ekonomi politikalarını eleştireceği grup toplantısında Büyükerşen’e CHP rozeti takacak. şam görüştüğü Beckstein’ın da CHP liderine, “Bir Hritiyan Demokrat olarak Türkiye’de CHP’nin iktidar olmasını istiyoruz. Avrupa’da Türkiye’nin eksen kayması içinde olduğu gözlemi var. Dinin siyaset üzerindeki ağırlığı da yavaş yavaş artıyor. Uzun süredir böyle bir trend gözlüyoruz” mesajını ilettiği belirtildi. Öte yandan, Kılıçdaroğlu dün gazetecilerle sohbetinde Kars’taki İnsanlık Anıtı’nın yıkılmasıyla ilgili tartışmalar konusunda Başbakan’a sert eleştirilerde bulundu. Heykeli almayın mesajı CHP lideri, CHP’li Karşıyaka Belediyesi’nin tartışmaların başında heykele talip olduğunun anımsatılması üzerine de “Karşıyaka Belediyesi ne yapacakmış? Yaptıracaksa heykeltraşına yaptırır” dedi. ‘Kıbrıs’a nasıl gidecek’ Erdoğan’ın Kıbrısla ilgili açıklamalarına da tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Merak ediyorum, Başbakan, bakanlar hangi yüzle Kıbrıs’a gidecekler, nasıl gidecekler?” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Osman Korutürk de “Çok ayıp, Kıbrıslılar bunu içlerine sindiremezler, bunu kaldıramazlar. Yüzde yüz haklı olduğumuz bir davayı anlatacaklarına bu şekilde açıklamalar yapmalarını doğru bulmuyorum” diye konuştu. Emek kurultayı Öte yandan CHP, 5 Mart’ta Almanya’nın Bochum kentinde büyük bir “Emek Kurultayı” düzenlemeye hazırlanıyor. Roth’un da dünkü görüşmede bu kurultay için kendisine yapılan daveti kabul ederek, “CHP, insan hak ve özgürlüklerini geliştirme, fakirleşme ve işsizlikle mücadele gibi konularında önemli adımlar atıyor” dediği belirtildi. Kılıçdaroğlu’nun önceki ak Hayata ve ölüme saygısızlık! Bazen hayat siyasetin önüne geçer. Kahramanlarının “ünlü” olması nedeniyle 3. sayfadan 1. sayfaya terfi eden haberleri konuşuruz günlerce. Geçen hafta her ne kadar “resmi gündem” başkanlık tartışmaları falan olsa da, gündelik hayatımızın asıl gündemi Defne Joy Foster’ın ölümüydü. Sydney Pollack’ın “Atları da Vururlar” filminde büyük buhran döneminde pistte en uzun süre kalabilecek çiftin 1500 dolar kazanacağı bir yarışmaya katılanların trajik öyküsü anlatılır ya. Foster’ın ölümü de bu filmi anımsattı. Ekranlardan “canlı canlı” bir ünlü olma mücadelesinin öyküsü ve ardından gelen ölümü izledik. Ölüm bir başına yeterince trajikken, bir de arkasından gelen bazı yorumlar yürekleri dağladı. Bu genç kadının ölümüyle “mahalle baskısı”nın ne demek olduğunu bir kez daha gördük. Baskı sadece dinci cemaatçi mahallede değil, liberallaik çevrede de varmış anladık. Bazı “erkek” yazarların “Su testisi su yolunda kırılır” (Sabah yazarıyla Akit yazarını aynı noktada buluşturan) içerikli yazıları yaraları bir kez daha kanattı. Bu ikiyüzlü ahlak anlayışı, medyada “ahlak polisliğine” soyunanların cümleleri belki de asıl “siyasal gündem” olmalı. Değişik mahallelerin erkek yazarlarını aynı noktada buluşturan bakış açısı; giderek daha da muhafazakârlaşan bir Türkiye’yi yansıtmıyor mu? ‘Güney’le paslaşıyorlar’ İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “başkanlık sistemiyle” ilgili tartışmaları izlediğini, ancak gündeminin belirleyici maddesi olmadığını söyledi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “başkanlık sistemi”ne ilişkin sözlerini değerlendiren Erdoğan, “Ana muhalefet partisi lideri ‘Sayın Başbakan’da olan yetkiler, Başkan Obama’da yok’ diyor. Olaya buradan yaklaşırsak bir siyasi acemilik var gibi geliyor bana” diye konuştu. Erdoğan, KKTC’de kendisine tepki gösterenleri “Güney’le paslaşan bir gruptur” diyerek suçladı. Erdoğan Hatay’a hareketinden önce Sabiha Gökçen Havalimanı’nda basın toplantısı düzenledi. Bir gazetecinin “Burhan Kuzu’nun önümüzdeki seçimlerden sonra başkanlık sisteminin gündeme geleceği” konusundaki açıklamaları hakkındaki düşüncelerini sorması üzerine Erdoğan şu açıklamalarda bulundu: “Bu konuyla ilgili her şeyi söyledik. Sizler de bunu tartışıyorsunuz. Ben sadece şu anda hep izliyorum. Dostlarla dinliyorum. Şu anda benim gündemimi belirleyici bir madde değil. Ben bunu zamanında söyledim. Sordukları için cevap verdim, veriyorum. Bu toplum başkanlık sistemini de yarı başkanlık sistemini de tartışmalı, Cumhurbaşkanlığı’nın yetkilerini de müzakere etmeli. Bundan kimsenin de gocunmaması lazım. Bir taraftan ‘Başkan olduğu zaman çok büyük yetkiler alacak’, bir taraftan da ‘Sayın Başbakan’da olan yetkiler Obama’da yok’ dediklerine göre, tamam işte ne güzel... Başbakan işte yetkilerinden vazgeçiyor. Bu yetkileri azaltıyor. Daha güzel işte. Anlamak mümkün değil. Şecaat arz ederken sirkatin söylüyorlar.” Başbakan Erdoğan, KKTC’deki tepkilerle ilgili suçlamalarda bulundu ‘2 SAAT SÜREN GÖRÜŞME’ Suriye Devlet Başkanı Esad, Erdoğan ve beraberindekileri, Başkanlık Sarayı’nın merdivenlerinde karşıladı. Görüşmenin başında Erdoğan ile Esad, bir süre sohbet etti. Sohbet sırasında Erdoğan, temeli atılan barajın gövdesinin bir yıl içinde bitirilmesinin planlandığını, daha sonra da bir yıl içinde elektrik ve sulama ile ilgili bölümlerin tamamlanmasının hedeflendiğini söyledi. (Fotoğraf: AA) Jammer gazetecileri vurdu! CHP Genel Merkezi’ne geçen hafta yasadışı dinlemeden korunmak için jammer (sinyal kesici) taktırıldı. Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, “Bir siyasi parti ya da herhangi bir sivil toplum kuruluşu buna ihtiyaç duymuşsa, iktidarın herhalde bu konuda ders alması gereken önemli şeyler vardır” dedi. Bu önlem yasadışı dinleme yapanları ne kadar engelledi bilemeyiz ama genel merkez binasında iletişim felç oldu. İlk kez 2 Şubat Çarşamba, Merkez Yönetim Kurulu’nun (MYK) toplandığı gün devreye sokulan sinyal kesici gazetecileri perişan etti. Telefonlar çalışmadı, sık sık kesildi, üst katlardaki yönetim katlarına çıkıldığında ise telefonlar tamamen devre dışı kaldı. Gazeteciler ve özellikle “son dakikacı” haber kanalları zor durumda kaldı. Gazetecilerin “jammer” haberleri de “jammer” engellemesine takıldı... Erdoğan ve Esad, Mısır’da yaşanan olayları değerlendirdi Dostluk mesajları HATAY / HALEP (Cumhuriyet) TürkiyeSuriye sınırında yapılacak olan Dostluk Barajı’nın temel atma törenine katılan iki ülkenin başbakanları karşılıklı dostluk mesajları verdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad arasındaki görüşmeye ise Mısır’da Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in istifası için başlatılan eylemler damgasını vurdu. Asi Nehri’nin üzerinde kurulması planlanan Dostluk Barajı’nın temel atma töreninde Başbakan Erdoğan, Suriye Başbakanı Naci Itri’yle bir araya geldi. Asi Nehri üzerindeki küçük köprüde buluşan iki lider daha sonra Türkiye topraklarına geçti. Suriye ile 2011 yılı sonuna kadar altı alanda somut neticeler alınmasını kendilerine hedef koyduklarını söyleyen Erdoğan, bu 6 hedefin “NusaybinKamışlı ortak gümrük kapısının inşa edilmesi”, “Türkiye ile Suriye arasında ortak banka kurulması“, “GaziantepHalep arasında hızlı tren seferleri başlatılması”, “Doğalgaz şebekelerinin birbirine bağlanması”, “Türkiye Eximbank’ının Suriye hükümetine kredi sağlaması” ve “Asi Nehri’nde Dostluk Barajı’nın temelinin atılması” olduğunu ifade etti. Temel atma töreninin gerçekleştiği tarihin Suriye açısından ayrı bir yeri olacağını belirten Itri ise “Bugün, 6 Şubat 2011 tarihi bizim için TürkiyeSuriye dostluk günüdür” dedi. Başbakan Erdoğan daha sonra Suriye’ye geçerek Devlet Başkanı Beşşar Esad ile yaklaşık 2 saat süren bir görüşme yaptı. Görüşmenin ardından iki liderin ortak açıklaması, Başbakanlık Basın Merkezi’nin internet sitesinde yayımlandı. Açıklamada, “İki lider, Mısır başta olmak üzere, bölgesel ve uluslararası son gelişmeleri de ele almışlardır. Özellikle Mısır’ın en kısa zamanda güvenlik ve istikrara kavuşmasını ümit ve temenni ettiklerini ifade etmişlerdir. Mısır halkının talep ve beklentilerinin karşılanması ve yeni acıların önlenmesi için tarafların ortak çaba gösterecekleri ifade edilmiştir” dedi Açıklamada, Lübnan konusunun da ele alındığı belirtildi. Gazetecilerin yeni vazgeçilmezi: Gaz maskesi Gazetecilerin artık kalem, bilgisayar, fotoğraf makinesi, kamera gibi mesleki araç ve gereçlerinin yanına bir “yenisi” eklendi: Gaz maskesi. Artık eylemlere giden gazeteciler maskelerini de yanlarında taşıyor. Foto muhabiri arkadaşımız Necati Savaş da “gaz maskesi” ile işini yapmaya çalışıyor. Eylemciler gaza karşı ceplerine limon koyuyor, gazeteciler çantalarına maske... Yaşasın “ileri” demokrasi! Bekâroğlu’na eski arkadaş gazı Torba yasaya karşı Kızılay’daki eylemde hep ikinci kez gaz yemesi nedeniyle CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal konuşuldu. Kimse yazmadı ama eylemde gaz yiyen bir isim daha vardı. Mehmet Bekâroğlu. Bekâroğlu, Halkın Sesi Partisi’nin Genel Başkan Yardımcısı olarak torba yasaya karşı emekçilere destek vermek için eyleme katılmıştı. Ve ilk kez gazla tanıştı. Bekaroğlu’nun gaz yemesi çok anlamlı. Çünkü Bekâroğlu, iktidardaki AKP’lilerin eski arkadaşı. FP’de bugünkü AKP’lilerle birlikte milletvekiliydi. Hem de nereden, Rize’den. Yani Başbakan Tayyip Erdoğan’ın hemşerisi. Erdoğan’la artık görüşmüyorlar ama çok eski arkadaşlar. Keza gazcı polisin başındaki İçişleri Bakanı Beşir Atalay’la da. Bu durumda Bekâroğlu “eski arkadaş” gazı yemiş oluyor. ‘Barış sürecini dinamitlemek istiyorlar’ KKTC’ye ilişkin açıklamalarına karşı gelişen tepkilerle ilgili soruyu ise Erdoğan, “Bu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkının bir yaklaşım tarzı değildir, oradaki belli bir grubun her zaman tanıdığımız, bildiğimiz bir grubun. Güney’le paslaşan bir gruptur. Bunlar KKTC’nin şu anda sürdürmekte olduğu barış sürecini dinamitlemek isteyen bir gruptur. Bu gruba karşı gerekli olan tavrı öyle zannediyorum ki KKTC yönetimi de alacaktır” diye yanıtladı. Bütün gösterilerde Güney Kıbrıs’ın bayrağı olduğunu, ancak bütün çekimleri incelediğini ve Türk bayrağı göremediğini öne süren Erdoğan, “Bundan sonra Türk bayrağı getirirlerse şaşmayın” dedi. ‘Asıl liboş, asıl entel, asıl halktan kopuk bunlar’ TRABZON (Cumhuriyet) CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik’e, “Asıl liboş, asıl entel, asıl halktan kopuk bunlar” diye seslenirken AKP Grup Başkanvekili Suat Kılıç için de, “Ne zaman benim adımı duysa ya hasta oluyor” dedi. Partisinin Trabzon’da düzenlediği etkinliğe katılan İnce, AKP’li Ömer Çelik ve Suat Kılıç’a sert eleştiriler yöneltti. Çelik’e, “Bak artist çocuk! O pahalı elbiseler giyen, pahalı motosikletlere binen, pahalı purolar içen, halktan kopuk, Habur rezaletinin mimarı!” diye seslenen İnce, şöyle konuştu: “Ona diyorum ki, senin memleketine gelip seninle tartışmaya razıyım. Yüreğin var mı, cesaretin var mı? Ha ben tek başıma çıkamam diyorsa, sizin hemşeriniz Bülent (AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli) var ya o da onun yanına beleşten gelsin.” ‘Değeri sıfır olanların karnesini ciddiye almam’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, yazılı bir açıklama yaparak AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli’nin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için hazırladığı karneyi eleştirdi. Kılıçdaroğlu’nun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetle ilgili yaptığı “Seviyeli, gerçekçi değerlendirmeye AKP yöneticilerinden seviyesiz yanıt geldiğini” öne süren Tekin, “Değeri sıfır olanların verdiği karneyi ciddiye almak için onlardan değersiz olmak lazım. Ama herkes biliyor ki siyaset sahnesinde bu ve benzeri kişilerden daha değersizi az bulunur” ifadelerini kullandı. Tekin, “Aslında cevap vermeye bile değmeyecek böylesine seviyesiz değerlendirmeler, iftiraya, yalana dayalı yorumlar bir çöküşü, AKP’nin ayaklarının altından toprağın kaydığını göstermektedir” dedi. ‘Üç çocuk’ ve ‘viski’ atışması CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, torba tasarı görüşmeleri sırasında “Madem Trabzon, Ordu, Giresun, Karadeniz’deki bu illerimiz zenginleşti, fındıktan çok para kazandılar, madem bu kadar zenginler, Trabzon’un milletvekili sayısı 8’den 6’ya niye düştü? Ordu’nun milletvekili sayısı 7’den 6’ya niye düştü? Sizin memleketiniz Giresun’un milletvekili sayısı 5’ten 4’e niye düştü” diye sordu. AKP’li Ahmet Aydın, “En az 3 çocuk yapsalar” karşılığını verdi. İnce, daha sonra sözü “viski”ye getirdi: “İngiliz viski şirketlerinin 500 milyon dolar borcu var mı yok mu? Sattığınız Telekom’un 500 milyon dolar borcu var mı? Buradan yararlanacak mı bunlar? Siz, insanların viski içmesiyle uğraşıyorsunuz da İngiliz viski şirketlerine neden 500 milyon dolarlık kıyak yapıyorsunuz? Sizde viski işlerine kim bakıyor arkadaşlar? Viski borcunu affetmek günah mı değil mi? Akşam yatağa yattığınızda Ayetel Kürsi okumadan önce bunu bir düşünün. Bir düşünün bunu, bence günah.” ‘KKTC Cumhurbaşkanı’na ilettim’ Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu gruba karşı gerekli olan tavrı öyle zannediyorum ki KKTC yönetimi de alacaktır. Biz de gereğini, üzerimize düşeni yaparız, yapmak durumundayız. Çünkü orada böyle bir hakarete, böyle bir yaklaşım tarzına bizim de tahammülümüz söz konusu olamaz. Ben Sayın Cumhurbaşkanı’na az önce onu ilettim. ‘Burada gerekli tavrı koymak durumundasın.Türkiye’ye bu şekilde küfürlerle, pankartlarla hakaretlere müsaade edilmemesi gerekir. Bunun gereğini de sizlerin yapması gerekir’ dedim. ‘Onların yanında kimlerin olduğunu biz biliyoruz’ diyorlar. Türkiye’ye, böyle bir yaklaşımı mazur göremeyiz.” Türey Köse, Ayşe Sayın, Erdem Gül parlamentokulisi@gmail.com C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear