23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 ŞUBAT 2011 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA dishab@cumhuriyet.com.tr DIŞ HABERLER 11 SAĞNAK Kahire ve ülkenin diğer kentlerinde milyonlarca kişi Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in istifası talebiyle toplandı. Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa ve muhalif lider Muhammed el Baradey de başkentteki El Tahrir Meydanı’ndaydı. Başkent NİLGÜN CERRAHOĞLU Obama, Mısır ve ‘Tarihin Doğru Yanı’ “Müslüman dünyasına karşılıklı çıkar ve karşılıklı saygıya dayanan yeni bir yol öneriyoruz!” demişti Obama, iki yıl öncesindeki başkanlık konuşmasında ve şöyle devam etmişti: “Yolsuzluk, muhalefeti susturmak, halkı kandırmak yöntemleriyle iktidara yapışan (İslam dünyasının despot liderleri) ‘tarihin yanlış yanında yer aldıklarını’ bilmelidirler!” Bir “olimpiyat açılışı” ilgisiyle takip edilen Obama’nın başkanlık makamı eşiğinde sarf ettiği sözler, uluslararası kamuoyunda öyle derin iz bırakmıştı ki; karaderili Başkan’ın “alameti farikasına” dönüşmüştü... ABD başkanlarının dünya duruşlarıyla özdeşleşen, politikalarına yön veren ve uluslararası siyaset kitaplarına geçen hap gibi özdeyişleri vardır: Roosevelt sözgelimi, Nikaragualı diktatör Samoza için sarf ettiği “O bir orospu çocuğu olabilir. Ama bir orospu çocuğu olsa da neticede bizim orospu çocuğumuzdur!” sözleriyle hatırlanır. Soğuk Savaş’ın bölünmüş kalbi Berlin’de “özgür dünyanın” lideri olarak konuşan J.F. Kennedy; “Ich bin ein Berliner!/Ben bir Berlinliyim!” ifadesiyle anılır… Obama’nın selefi oğul Bush da, Irak savaşının ardından silahlar susarken söylediği “Mission accomplished!/Misyonumuz tamamlanmıştır!” sözleriyle belleklere girmiştir. Mısır’da muhalefetin 30 yıllık devlet başkanına verdiği süre dün dolarken milyonlar dev gösteriler yaptı Mübarek’e ‘Veda Cuması’ ‘Gidersem kaos çıkar’ Dış Haberler Servisi Mısır’da Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in yönetiminin sona ermesi istemiyle sokaklara dökülen muhaliflerin gösterileri sürerken Hüsnü Mübarek, “ülkenin kaosa sürüklenmesinden korktuğu için istifa etmediğini” söyledi. Hüsnü Mübarek, gösterilerin başladığı tarihten beri verdiği ilk röportajında, “Bugün istifa edersem ülkede kaos çıkar” diye konuştu. Amerikan ABC televizyon kanalından Christiane Amanpour’a yaptığı açıklamada Mübarek, “İnsanların hakkımda söyledikleri umrumda değil. Ben ülkemi düşünüyorum. Mısır’ı düşünüyorum” dedi. Mübarek, “devlet başkanlığı yapmaktan bıktığını ve iktidarı şimdi bırakmak istediğini” de söyledi. İstifasının ardından ülkesini kaosun sarmasından korktuğundan bunu yapamadığını belirten Mübarek şiddet olaylarından Müslüman Kardeşleri sorumlu tuttu. Dış Haberler Servisi Mısır’da muhalefetin Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’e iktidarı bırakması için verdiği süre dün dolarken, 1 milyondan fazla gösterici Mübarek’e “Veda Günü” için başkent Kahire’de toplandı. Yarım milyon kişinin toplandığı İskenderiye başta olmak üzere ülkenin diğer kentlerinde de on binlerin katıldığı büyük gösteriler yapıldı. Kahire’deki gösterilerin merkezi El Tahrir Meydanı’ndaki dev gösteriye, muhalif lider eski Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed El Baradey, Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa ve ülkenin önde gelen tanınmış sanatçıları da katıldı. ABD Başkanı sözleriyle tartılıyor “Tarihin yanlış yanında yer alıyorlar!” ifadesiyle tarif edilen İslam dünyasının despot liderlerine yöneltilen uyarı da; Obama dönemine işte damga vuran “kılavuz düşüncelerden” biri olarak bilinir. Öyle ki; “Google”a “Obama wrong side of history/tarihin yanlış yanı” diye yazdığınızda karşınıza hemen 2 milyonu aşkın site gelir. Bu sözlerin bu kadar reyting yapması ve güncellik kazanmasına yol açan neden; Mısır isyanı karşısında şimdi “tarihin yanlış yanında yer alıp almamanın”; gizlenemez bir ölçü haline gelmesi olmuştur. ABD Başkanı; bu sınavda, doğrudan doğruya kendi ağzından çıkan bu sözlerle ölçülüyor. Başkanlığa çıktığı gün itibarıyla “Müslüman dünyasına” özel mesajlar vermeyi kendisine iş edinen; bunun için buralara kadar özel olarak gelen, Ankara’larda; Kahire’lerde konuşan Başkan Obama, sözlerinde bakalım ne denli retorik, ne oranda gerçekçiymiş, deniyor. Mısır isyanında test edilen temel soru bu. ‘Defol, defol’ Tahrir Meydanı’na üst düzey komutanlarla birlikte giden Savunma Bakanı Muhammed Hüseyin Tentavi de ilk kez muhaliflere seslenerek, Mübarek’in eylül ayında yapılacak seçimlerde aday olmayacağı yönündeki açıklamasını tekrarladı. Kahire’de cuma namazını kıldıran İmam Halid el Marakbi, hutbesinde, “Özgür doğduk, özgür yaşayacağız. Zafere kadar sabırlı olmanızı istiyorum. Bizi temsil eden, taleplerimizi dile getiren bir partimiz yok. Müzakere etmek isteyen, buraya gelir, konuşuruz” dedi. Namaz sona erer ermez kalabalıktan Mübarek için “def ol, def ol” sloganları yükseldi. Kalabalığın namazın ardından Tahrir Meydanı’nı doldurması üzerine yakında bulunan Mübarek taraftarları geri çekildi. Katar merkezli El Cezire televizyonunun Kahire’deki bürosu ise saldırıya uğradı. Televizyon, kimliği belirlenemeyen kişilerin büroya girdiğini ve buradaki bazı malzemeleri tahrip ettiğini duyurdu. Saldırıya ilişkin ayrıntılı bilgi verilmedi. Ülkenin kuzeyindeki El Ariş kentinde de Güvenlik Müsteşarlığı binasına füze atıldı. Görgü tanıkları, RPG füzesinin, Gazze Şeridi sınırı yakınındaki kentte bulunan binaya bir tanktan atıldığını söylediler. Camları kırılan binada yangın çıktığı öğrenildi. Müslüman Kardeşler’in lideri Muhammed Bedi, Mübarek’in iktidarı bırakması halinde, Devlet Başkanı Yardımcısı Ömer Süleyman ile diyaloğa hazır olduklarını söyledi. El Cezire televizyonuna konuşan Bedi, “Bu yolsuzluğa bulaşmış tiranın iktidardan gidişinden sonra ülkede reformları yürütmek isteyen kim varsa diyaloğa gireriz” dedi. Mısır Başbakanı Ahmet Şefik ise Mübarek’in, yetkilerini Süleyman’a devretmeyeceğini açıkladı. Bu arada Karadağ basınında Mübarek’in ailesiyle birlikte Karadağ’a gelebileceği iddiaları yer aldı. Karadağ’da yayımlanan “Dan” gazetesinin haberinde, Karadağ hükümeti ile geçen yıl özel bir turizm bölgesi oluşturmak için sözleşme imzalayan “Orascom” şirketinin hisselerinin, Mübarek’in oğlu Cemal Mübarek’e ait olduğu öne sürüldü. Tahrir ve Ortadoğu tiyatrosu Her gün farklı yöne saptığı izlenimi veren “isyanın”, nasıl sonuçlanacağı henüz bilinmiyor. Tahrir Meydanı’na baktığınızda; görüntüler… Bir gün Berlin Duvarı’nın yıkılışında tanık olduğumuz kadınlı, erkekli şenlik karelerini andırıyor. Ama ertesi gün aynı meydanda, ortaçağın deve üstünde eli sopalı savaşçıları beliriyor ve “iç savaş provaları” sergileniyor. Ardından “demokrasilerin” olmazsa olmaz seküler doğasını yok sayan, “toplu namaz gösterileri” ortaya çıkıyor. Meydanın nabzı bukalemun gibi günbegün, bazen saatle değişiyor. Tahrir’de farklı sürprizler sunan bu manzaralar karşısında, insan ister istemez; “Bir dakika! Burada ‘tarihin doğru yanı’ neresi ki?” oluyor. Obama’nın da kafası acaba; Tahrir’e baka baka karışmış olabilir mi? ABD Başkanı’nın ilk refleksi çünkü; “yolsuzluk ve muhalefeti susturarak koltuğuna yapışan, tarihin yanlış yanındaki” Mübarek’i hazır işler bu noktaya gelmişkenkışkışlamak olmadı. Obama hangi tarafın ağır basacağını görmek için bekledi. Derken İsrail’e falan baktı ve böyle böyle olayların kademe kademe sürüklenmesine; Mısır ekonomisini çökertecek boyutlarda darbeler yaratmasına olanak tanımış oldu. Diplomatik çevrelerde “Ortadoğu düzenleri” gündeme geldiğinde hep şu söylenir: “Kameralar ve TV’ler önünde ‘insan hakları, demokratik reformlar’ konusunda ahkâm kesen ABD yöneticileri; yakın müttefikleri olan Ortadoğu diktatörlerine, kapalı kapılar ardında bu konuları asla açmazlar. ‘Dışarda’ başka; ‘içerde’ başka konuşur. Liderler de on yıllardır süren bu tiyatroyu iyi bildiklerinden, fazla iplemez.” Obama’nın 2009 Başkanlık konuşması; kimi gözlemci tarafından işte; “Bakın bu artık tiyatro değil. Ben ‘tarihin doğru yanında olmayı’ ciddiye alıyorum. Müslüman dünyasına yeni bir paradigma üzerinden yeni bir ilişki öneriyorum!” mesajı olarak yorumlanmıştı. Mısır’daki olaylar oysa; eski tas eski hamam. Obama’nın da aynı tiyatronun parçası olduğunu ortaya koydu. Obama’nın Beyaz Saray’a taşınmasından bu yana geçen iki yılda, Mısır’da olası bir “değişim ve geçiş dönemi” projesinin temelleri hiç atılmamış. Mısır’ın içten içe kaynadığı diplomatlar ve ABD düşünce kuruluşlarınca bilindiği halde hiçbir tedbir alınmamış. Son dakika gelişmeleri doğrultusunda el yordamı yol bulmaya çalışan Beyaz Saray yönetimi Mübarek’ten ufak ufak şimdi mesafe almaya çalışıyor. Mısır Devlet Başkanı’na neden sonra, alttan alttan “Hadi artık gitsen!” mesajları veriyor ve hemen aynı anda da büyük “demokratikleşme” hamlesinin parçası olarak gözünü “generallere” çeviriyor. “Ordunun” içi ayrı bir âlem. Yarın buradan devam. nilgun@cumhuriyet.com.tr ahrir Meydanı’ndaki coşkulu kalabalıkta engelliler de vardı. Tahrir Meydanı’na üst düzey komutanlarla birlikte giden Savunma Bakanı Muhammed Hüseyin Tentavi de (yanda) ilk kez muhaliflere seslenerek, Mübarek’in eylül ayında yapılacak seçimlerde aday olmayacağı yönündeki açıklamasını tekrarladı. (Fotoğraflar: EPA/ AP /AFP) T ABD’nin bölge komutanı Ankara’da BARKIN ŞIK ANKARA İsyan ateşinin Ortadoğu ülkelerini kavurduğu bir sırada, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı (CENTCOM) Orgeneral James Mattis, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner’i, Ankara’da Genelkurmay Karargâhı’nda ziyaret etti. Orgeneral Mattis dün saat 09.30’da Orgeneral Koşaner ile makamında görüştü. Orgeneral Mattis’in komuta ettiği ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın görev alanı, başta Irak olmak üzere Ortadoğu ülkelerini kapsıyor. Tunus’un ardından Mısır’da meydana gelen olaylar, Orgeneral Mattis’in karargâhı tarafından da yakından izleniyor. Bir gazeteci öldü Tahrir Meydanı’ndaki gösteri sırasında açılan ateş sonucu yaralanan ve 4 gündür hastanede tedavi gören Mısırlı gazeteci Ahmed Muhammed Mahmud’un öldüğü açıklandı. El Cezire televizyonu ise önceki gün Tahrir Meydanı’ndaki gösterileri yerinde izleyen bir Yunanlı gazetecinin dövülerek yara landığını duyurdu. İsveç devlet televizyonunun muhabiri Bert Sundstroem’in de bıçakla ağır yaralandığı bildirildi. Fransız medyası da 8 muhabirinin gözaltında bulunduklarını bildirdi. ‘Müdahale olarak algılanmasın’ 47. Münih Güvenlik Konferansı’nda gazetecile re açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin Mısır ile ilgilenmesinin müdahale olarak algılanmaması gerektiğini belirtti. Davutoğlu, “Mısır halkının bazı haklı talepleri varsa, bunların da göz önüne alınması gerektiğini söyledik. Bunları biz kardeşçe, dostça girişimler olarak algılıyoruz” dedi. Almanya ise Mısır ile silah ticaretini geçici bir süre durdurduğunu açıkladı. ÜRDÜN’DE REFORMUN AYAK SESLERİ Dış Haberler Servisi Ürdün Kralı Abdullah’ın bu hafta atadığı yeni başbakandan memnun olmayan Ürdünlüler, dün başkent Amman’da başbakanlığa bir yürüyüş düzenledi. Yaklaşık bin kişi, siyasi reformların yerine getirilmesi için asker kökenli Başbakan Marif Bakhit’in yerine, yeni bir başbakan atanmasını istedi. Ülkedeki en güçlü muhalif hareket olan İslami Hareket Cephesi’nin çağrısıyla düzenlenen gösterilerde “Allahuekber” sesleri yük seldi. “Siyasi reform” ve “Yolsuzluğa son” çağrıları yapan protestocular, talepleri karşılanıncaya kadar gösterilere devam edeceklerini kaydediyorlar. Kral Abdullah, Tunus’un ateşlediği isyan fitilinin ardından ülkede haftalardır siyasi, sosyal ve ekonomik reform talebiyle devam eden sokak gösterilerine bir son verebilmek için, salı günü hükümeti görevden alarak başbakanlığa Samir Rifai’nin yerine Maruf Bakhit’i atamıştı. Ürdün Kralı, yeni hükümetin siyasi reform için ulusal diyalog başlatacağı, yolsuzluğa son vereceği ve seçim yasasını daha fazla muhalefete izin verecek şekilde gözden geçireceği sözlerini vermişti. Ancak muhalifler, yeni Başbakan Bakhit’in reform yanlısı olmadığını kaydediyor. İslamcı liderler önceki akşam da Kral Abdullah’la görüşmüşlerdi. Müslüman Kardeşler’in ülkedeki siyasi kolu olan İslami Hareket Cephesi’nin internet sitesinde görüşmenin “samimi” geçtiğini duyurdu. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear