Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 ŞUBAT 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA HABERLER Kıbrıs’a Akça’nın atanmasını değerlendiren Öymen eskiden Enverland dendiğini hatırlatıp ekledi 9 ‘Tayyipland denecek’ BAHADIR SELİM DİLEK HAYAL ve GERÇEK KÜRŞAT BAŞAR Dizilerin Suçu Ne? Televizyon dizilerine de hükümet el atmış. Çeşitli bakanlıklardan temsilcilerin katılacağı bir komisyonla dizilerin ve sektördeki sorunların ele alınmasına karar verilmiş. Konunun hükümetle ne ilgisi var, tam anlayamadım. Dizilerin sürelerinin uzun olması, oyuncu ve işçilerin bu nedenle daha çok çalışması ve bundan şikâyetçi olması tamamen yapımcıların sorunu. Dizilerin süresinin uzun olması hükümetin değil bence izleyicinin derdi olmalı çünkü bu uzunlukta dizileri her hafta yetiştirme derdine düşen yapımcılar artık iyice suyunu çıkartıyorlar. Ama görebildiğim kadarıyla bizim izleyici yüz bin kere izlediği ezik dramaları, Yeşilçam’ın artık iç bayan melodramlarını bütün bir gece oturup sıkılmadan izliyor. Dizilerin süresi uzun çünkü kanal, dizi maliyetini çıkartabilmek için dört kuşak reklam almak istiyor. Bu da süreyi uzatıyor. Diziler kanallar tarafından satın alınsa da, eğer yeterli izlenme oranını yakalayamazsa yayından kaldırılıyor. Yani yapımcıya kanal hiçbir garanti vermiyor. Bu yüzden de yapımcılar bir diziyi hazırlarken genellikle ilk birkaç bölümü tasarlıyor, eğer devam ederse her hafta yeni bölümü yetiştirmeye çalışıyorlar. Bu da tabii inanılmaz bir hız demek. Ama tıpkı bir zamanlar çok fazla film çeken Yeşilçam gibi dizi sektörü de duruma adapte olmuş. Hatta dizilerin en azından yapım kalitesinin arttığını söylemek mümkün. Sektörle ilgili konuşulunca genellikle ünlü oyuncuların aldığı astronomik rakamlardan söz edilir. Belki onların pek fazla şikâyete hakkı yok ama gerçekten de özellikle yapım ekibi insanüstü bir çabayla çalışmak zorunda kalıyor. Kaldı ki, oyuncuların aldığı ücretler bize göre yüksek görünse de sürekli çalışmadıklarını, bir dizinin tutmaması halinde uzun süre işsiz kalabildikleri gibi gerçekleri de bilmek lazım. Tabii her hafta yüz sayfaya yakın senaryo yetiştiren yazarlar da ayrı. Ama asıl sorun yapımcıyla kanalın anlaşmasında. Çünkü bu sistem böyle devam ettikçe, yani kanal izlenmediğini düşündüğü diziyi bir iki bölüm sonra kaldırdıkça dizilerin süresinin kısalması da fazla işe yaramaz. Ama asıl bana komik gelen, bu haberi yayımlayan kanalların durumu oldu. Sanki medyada çalışanların durumu çok daha iyiymiş, sanki medya çalışanlarının ücretleri, çalışma saatleri, sigortaları, gelecek garantileri düzenlenmiş, sanki onların meslek hayatı birilerinin iki dudağı arasında değilmiş gibi dizi sektörünün sorunlarının televizyonlarda tartışılması biraz garip. kursatbasar63@gmail.com ANKARA AKP hükümetinin Lefkoşa’ya diplomat olmayan bir büyükelçi ataması, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun yürütmekte olduğu kapsamlı Kıbrıs görüşmeleri açısından da önemli soru işaretlerini beraberinde getirdi. Bugüne kadar kapsamlı görüşmelerin Türkiye ile yakın danışma içinde götürüldüğü dikkate alındığında, diplomat kökenli olmayan bir büyükelçinin Lefkoşa’da görev yapmasının Türk tarafının elini zayıflatmasına kesin gözüyle bakılırken CHP Bursa Milletvekili emekli Büyükelçi Onur Öymen, “Yeni gelen arkadaşın bir siyasi deneyimi, bir diplomasi deneyimi var mı? Yabancı dil biliyor mu?” diye sordu. Rum basını da Kaya Türkmen’in yerine atanan Halil İbrahim Akça’yı “Kırbaçlı Vali” olarak nitelendirdi. Diplomat olmayan bir büyükelçinin atanmasının kapsamlı müzakere sürecine de olumsuz etki yapacağını dile getiren Öymen, “Geçmişte de bir iki örneği var belki, ama o zamanın koşulları ile bugünün koşulları bir değil. Bunun izahı yok, hata üzerine hata yapıyorlar” dedi. ‘KAYGILARIMIZI DİLE GETİRDİK’ İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle ile yaptıkları görüşmede, “AB konusunda yeni başlıkların açılması, Türkiye’nin AB’ye giriş sürecinin hızlandırılması, kendilerinden bu konuda Türkiye’ye daha fazla yardımda bulunmalarının gereği üzerinde durduklarını” söyledi. Kılıçdaroğlu, Füle ile Conrad Oteli’nde yaklaşık 1 saat basına kapalı görüştü. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, görüşmede dünyadaki değişimler, Tunus ve Mısır’daki gelişmeleri konuştuklarını, Yargıtay ve Danıştay yasasında yapılan değişikliklerle ilgili kaygılarını aktardıklarını, ayrıca bu süreç içinde AB ile müzakere sürecinin tıkanmasından duydukları kaygıları dile getirdiklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, olası anayasa değişiklikleri konusundaki düşüncelerini ve ilkelerini de Füle’ye ifade ettiklerini belirtti. Füle de, Türkiye’ye her gelişinde Türkiye AB ilişkilerinin ne kadar güçlü olduğunu yeniden fark ettiğini söyledi. RUM BASINI: KIRBAÇLI VAL REŞAT AKAR Kılıçdaroğlu: Skandal ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği’ndeki görev değişimine ilişkin, “Tam bir skandal. Bir ülkeye büyükelçi atayacaksınız, 6 ay sonra görevden alacaksınız. Böyle bir örnek var mı?” değerlendirmesi yaptı. Kılıçdaroğlu, Esenboğa Havaalanı’nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, “Dışişleri Bakanlığı’nın ‘görevden alma değil’ açıklaması var” anımsatması üzerine de şunları söyledi: “Görevden almadıysanız 6 ay içinde ne oldu da bir büyükelçiyi değiştiriyorsunuz? Acaba Dışişleri Bakanlığı sözcüleri, hele Sayın Davutoğlu çıkıp şöyle bir açıklama yapsın, ‘Örneği çok, bir yere büyükelçi atarız 6 ay değil, 3 ay sonra da görevden alırız’. Böyle bir örnek var mı? Örnek yok. Türkiye’yi yönetemiyorlar, sürekli kaos. Ekonomide böyle, maliyede böyle, bütçede böyle, dış politikada böyle.” ‘KORKMUYORUZ’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun “yargıyı etkileme” iddiasıyla Diyarbakır’da yargılanmasına ilişkin de Kılıçdaroğlu, “Yargıdan kim korktu ki biz korkacağız? Varsa bir şey gider, aklanırız. Biz, dokunulmazlığın kaldırılmasını isteyen bir siyasal partiyiz” diye konuştu. Cumhurbaşkanı’na yaptığı çağrının hatırlatılıp “Randevu isteyecek misiniz” sorusu üzerine CHP lideri, “Yargıyı siyasallaştırmanın demokrasimizin geleceği açısından ciddi bir tehlike oluşturacağını Cumhurbaşkanı da çok iyi biliyordur. O nedenle kendisine böyle bir çağrıyı samimiyetle ve iyi niyetle yaptım” yanıtını verdi. Yasanın onaylanması halinde Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, “Eğer anayasada Onu al bunu koy Öymen, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yaklaşımını, “Keyfi olarak ‘onu aldım, bunu koydum’ yaparak olmaz. Zaten Türkiye’ye, eskiden Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde Enverland (Enver’in ülkesi) denirdi, şimdi de Tayyipland (Tayyib’in ülkesi) diyecekler” değerlendirmesini yaptı. yargı bağımsızlığı ihlal edilmişse, yargıya talimat verenler varsa... Talimat verenler AKP’nin Adalet Bakanlığı, bakanları. AKP’nin bakanları yargıyı, savcıları arıyorlar, yargıçlara yazı yazıyorlar. Bütün bunların hepsi ortadayken böyle bir düzenlemenin yapılması gelecekte, Türkiye’nin çok daha ağır riskler üstleneceği bir yapının oluşmasına yol açacaktır. Bu tehlikeyi de herhalde biz görüyorsak, biliyorsak Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacağız” diye konuştu. ‘ nsan biraz utanır’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Hurşit Güneş’in, Kürtlere yönelik sarf ettiği iddia edilen sözleri söylemediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Yalan bir demeç yüzünden basın toplantısı yapan aynı AKP’li milletvekilleri Rize Belediye Başkanı ‘Bizim ikinci eşlerimiz Kürt olsun’ dediği zaman sus pus olup durdular. İnsan biraz utanır.” LEFKOŞAKKTC’deki gelişmeler Rum tarafında önemli yankı buldu. Fileleftheros gazetesi, Akça’ya “Kırbaçlı Vali” yakıştırması yaptı. Gazete, “Ankara işgal altındaki bölgelerde hareketlenmeleri bastırmak için yeni büyükelçi atadı” diye yazdı. Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi’nin zaman zaman vali rolüne sahip olduğunu ve pek çok karar aldığını ileri süren gazete, bu tercihin şu an birçok siyasi mesaj gönderdiğini ekledi. Politis gazetesi ise Erdoğan’ın “yangına körükle gittiği” değerlendirmesini yaparak “2 Mart’ta gerçekleştirilmesi planlanan miting; artık muazzam boyutlar kazanabilir” diye yazdı. İktidardaki AKEL Partisi’nin yayın organı Haravgi, “Kıbrıslı Türkler 2 Mart’ta Yine Meydanda” başlığıyla manşetten yer verdiği haberinde, Kıbrıslı Türk sendikacıların; Akça’nın büyükelçiliğe atanmasının “kışkırtıcı” olduğu suçlamasında bulunduklarını yazdı. Alithia da, “Ankara ile Kıbrıslı Türkler arasındaki zıtlaşma kontrol dışı... Erdoğan Türkiye büyükelçisinin görevden alınması emrini verdi” başlıklarıyla verdiği haberinde, Ankara ile Kıbrıslı Türkler arasındaki zıtlaşma meselesinin, kontrol dışı bir hal alıyor olduğunu öne sürdü. Simerini gazetesi de, “Erdoğan ile Kıbrıslı Türkler arasındaki ilişkilerdeki kriz tırmanıyor” başlığını attı. Türkiye: İsrail özür dilemeli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye, Mavi Marmara saldırısıyla ilgili nihai raporunu BM’de açıkladı. Raporda “İsrail sorumluluğunu kabul etmeli, Türkiye Cumhuriyeti’ne resmi bir özür iletmeli ve hukuksuz saldırısından kaynaklanan tüm zarar ve kayıpları tazmin etmelidir” denildi. Raporda yolcuların, meşru müdafaa hakkını kullandıkları belirtilirken İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki deniz ablukasının hukuka aykırı olduğu bildirildi. CENAZELER 5 AYDIR MORGDA ‘FAİLİ MEÇHULLER İÇİN KOMİSYONLAR KURULMUYOR’ Belçika’da ‘defin’ skandalı BAHADIR SELİM DİLEK DSPHEPAR ittifakı mesajı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DSP Genel Başkanı Masum Türker, Bağımsız Cumhuriyet Partisi Genel Başkanı Mümtaz Soysal ve Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener ile yaptığı görüşmelerin ardından dün de HEPAR Genel Başkanı Osman Pamukoğlu’nu ziyaret etti. Türker, HEPAR ile ittifak yapabileceklerini belirtti. Pamukoğlu da iki partinin kimliklerini koruyarak ne tür çalışmalar yapabileceklerinin görüşüleceğini söyledi. ANKARA Belçika’da eniştelerinin silahla vurduğu Uğur Aygün ve Süleyman Aygün adlı iki Türk’ün cenazeleri ortada kaldı. Aygün ailesi, cenazeleri Türkiye’de defnetmek istedi. Ancak davaya bakan sorgu hâkimi, otopsinin yapılmış, hatta yıkanmış olmasına karşın naaşların ülke dışına çıkarılmasına izin vermedi. Türkiye, hükümet düzeyinde devreye girse de yapılan girişimler sonuç vermedi. Cenazeler, yaklaşık 5 aydan beri morgda bekletildiği gibi aile, naaş başına günlük 95 Avro ödüyor. Belçika’nın Kortrijk şehri ‘YARGININ İŞİNE yakınlarında Meulebeke kasabasında 18 Eylül tarihinde KARIŞMAYIZ’ Türkiye, hükümet enişteleri Mesut Uçar, Uğur düzeyinde devreye Aygün (32) ve Süleyman Aygirdi. Başbakan Re gün (33) adlı iki kardeşi evlecep Tayyip Erdoğan, rinin önünde silahla vurdu. naaşların Türkiye’ye Kardeşler, olay yerinde yagetirilmesi talimatı şamlarını yitirdi. Olayın arverdi. Devlet Baka dından Aygün ailesi, çocuknı ve Başmüzakere larını Türkiye’de defnetmek isci Egemen Bağış, 17 Ocak’ta Belçika tedi. Ancak davaya bakan sorAdalet Bakanı ile te gu hâkimi Marc Allagaert, lefonda görüştü. “ileride olası bir otopsi geBelçika Adalet Ba reksinimi olabileceği” gekanı, durumun ken rekçesiyle cenazelerin ülke dileri için de zor ol dışına çıkarılmasına izin verduğunu, ancak yar medi. Cenazelerin yıkanması gıya müdahale ede nedeniyle ikinci bir otopsinin mediklerini söyle mümkün olmayacağının bimekle yetindi. linmesine karşın sorgu hâkiminin neden böyle bir gerekçede ısrar ettiği soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Ailenin avukatları, Türkiye’nin Anvers Başkonsolosluğu sorgu hâkiminin kararını değiştirmesi için girişimlerini yoğunlaştırdı. Ancak bu da hâkimin kararını değiştirmedi. Aygün ailesinin avukatı 24 Eylül’de hukuksal yollara başvurdu. Ancak bir sonuç alamadılar. Ailenin avukatlarının, 8 Kasım’daki Allagaert’le görüşmesinden de bir sonuç çıkmadı. Mumcu: AKP araştırtmıyor KADİR HAS’TA GAZETECİLİK SEMİNERİ Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nın (um:ag) Ankara’da 15 yıldır devam eden gazetecilik seminerleri, protokol ile mart ayından itibaren İstanbul’da da Kadir Has Üniversitesi’nde yapılacak. İlk etapta “Yazma” ve “Felsefeye Giriş” seminerleri, mart ayının ikinci haftasında başlayacak. Seminerler ücretsiz düzenlenecek. Protokol imza töreninde konuşan TBMM Başkanvekili ve um:ag Başkanı Güldal Mumcu, yazma ve araştırma gazetecilik seminerlerinin Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen programlar olduğunu belirterek “Katılanların kitapları çıktı ve ödüller kazandılar. Türk yazın hayatına büyük katkı sağladığımızı düşünüyorum” diye konuştu. Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın da, geleceğin gazetecilerine vakıf aracılığıyla bir çerçeve çizmenin üniversitelerinin önemli bir görevi olduğunu ifade etti. Haber Merkezi Levent’teki Sabancı Center’da İsmail Akyol ile birlikte Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi Özdemir Sabancı, dönemin Toyota Genel Müdürü Haluk Görgün ve sekreter Nilgün Hasefe’yi öldüren, kendisi de 12 yıl önce cezaevinde öldürülen Mustafa Duyar’ın dosyasının yeniden açılacağı bildirildi. Can Dündar’ın Milliyet’te ocak ayında Mustafa Duyar’ın eşi Semİstanbul Haber Servisi TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, faili meçhul cinayetlerle ilgili araştırma komisyonu kurulması için CHP’nin en az beş kez önerge verdiğini, ancak AKP’nin hepsini reddettiğini belirterek “Yakında yeni bir tane daha gelecek, ancak onu da reddedeceklerdir” dedi. Güldal Mumcu, Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (um:ag) gazetecilik seminerlerinin, Kadir Has Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi’nde verilmesine ilişkin düzenlenen protokol imza töreninin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin faili meçhul cinayetlerle ilgili Meclis’te araştırma komisyonu kurulması için CHP’nin yaptığı çalışmaları sorması üzerine Mumcu, “Faili meçhullerle ilgili çalışmalarımız var. Araştırma komisyonu kurulması için CHP en az 5 kere araştırma önergesi verdi. AKP hepsini reddetti, çoğunlukta oldukları için. Hatta BDP’nin ‘Güneydoğu’da JİTEM’in faaliyetleri araştırılsın’ diye verdiği önergeyi hiç beklenmeyen bir şekilde MHP’nin bile destek vermiş olmasına rağmen AKP kabul etmedi. Kabul etmeye de hiç niyetleri yok” diye konuştu. Mumcu, önergelerin gerekçe gösterilmeden reddedildiğini ifade ederek “Yakında yeni bir tane daha gelecek. Ancak onu da reddedeceklerdir” dedi. İpekçi: Tehdit almadım BODRUM (AA) Ünlü modacı Cemil İpekçi, terör örgütü Hizbullah’ın ölüm listesinde olduğu yönünde çıkan haberlere ilişkin, “Ben hiçbir yerden tehdit almadım. Sadece devletin bir duyumu olmuş” dedi. Son günlerde yaşanan gelişmelerin ardından devlet tarafından korunduğunu anlatan İpekçi, gelişmelerden dolayı bir korku yaşayıp yaşamadığına ilişkin soruya da, “Hayır neden korkayım, korkmam için bir neden yok” diye yanıt verdi. Terör örgütü operasyonu İstanbul Haber Servisi Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Bağcılar, Kâğıthane, Gaziosmanpaşa ve Küçükçekmece’de tespit edilen adreslere eşzamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda kundaklama eylemlerine karıştıkları öne sürülen, aralarında BDP üyeleri, üniversite öğrencileri ve kadınların da bulunduğu 20 kişi gözaltına alındı. Prof. Aldoğan yaşamını yitirdi İstanbul Haber Servisi İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Gemi İnşaat ve Deniz Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali İhsan Aldoğan vefat etti. İTÜ’de 4 dönem dekanlık görevini yürüten Aldoğan’ın cenazesi, bugün İTÜ Taşkışla Binası’nda yapılacak törenin ardından Ataköy 5. Kısım Camisi’nde ikindi vakti kılınacak cenaze namazından sonra Zeytinburnu Yeni Kozlu Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Duyar dosyası yeniden açılıyor ra Duyar ile görüşerek yayımladığı yazı dizisindeki iddiaların ardından Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in talimatıyla görevlendirilen bakanlık başmüfettişinin Dündar’ın bilgisine başvurduğu özel görevlendirilen müfettişlerin de Semra Duyar’ı dinlediği öğrenildi. İncelemede, Duyar’ın öldürülmesi olayında cezaevi yetkililerinin, hâkim ve savcıların kusuru olup olmadığı araştırılıyor. İdari incele mede ortaya çıkacak bulgulara göre Duyar’ın öldürülmesi olayının adli incelemeye konu olabileceği belirtiliyor. Olayın üzerinden 12 yıl geçtiği için, bazı suçlarda zamanaşımı nedeniyle yargılama yapılamıyor; ancak, yazı dizisinde iddia edildiği gibi, “Devletin koruması altındaki bir tutuklunun öldürülmesine zemin hazırlamak” suçu söz konusu olursa bazı görevliler hakkında dava açılabilir. Gazetemizde çıkan Testosteron tartışması başlıklı haberde, Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu’nun “Bu bedeni cezadır” olması gereken ifadesi yanlışlıkla “Bu medeni cezadır” şeklinde çıkmıştır. Düzeltir, özür dileriz. C MY B C MY B DÜZELTME