25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 KASIM 2011 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER AKP hükümeti, altı ay önce aldığı yetkinin son gününde Meclis’i hiçe sayarak yeni kararnameler çıkardı 5 Ankara’dan Konya’ya, Edirne’den Adana’ya dek yurdumuzun dört bir yanından kurtarma ekipleri, gıda yardımı Van ve Erciş’e gitmişti. Çünkü bizler bu coğrafyada yaşıyorduk... Fırat da bizimdi, Kızılırmak da; Dicle de bizimdi Meclis devre dışı! ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet, 3 Mayıs’ta yürürlüğe giren ve 6 ay süresi olan yetki yasasının son gününde, çalışmalarını sürdüren Meclis’i yok sayarak 6 yeni kanun hükmünde kararname çıkardı. Kamuda yeni teşkilatlanmalara gidilen kararnamelerle yüzlerce yeni kadro açıldı. Bugüne kadar çıkarılan KHK sayısı 28 oldu. Bakanlar Kurulu’nun, yeni KHK’leri Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre Türkiye Su Enstitüsü’nün kuruluş ve teşkilatı ile görev ve yetkilerine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla çıkarılan KHK ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bağlı, özel bütçeli Türkiye Su Enstitüsü kuruldu. Merkezi İstanbul’da olacak enstitüde 40 kadro ihdas edildi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı oluşturuldu. Bakanlığın merkez teşkilatında SHÇEK’nin tasfiyesine 5 yıl rötar KHK çıkarma yetkisi bugün sona erecek olan AKP hükümeti, son günde de bu yetkiyi kullanacak. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, haziran ayında hükümetin yine aynı yetki yasasına dayanarak Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun kapatılıp teşkilatlarının tümüyle il özel idarelerine devrine ilişkin KHK’de değişiklik yapan KHK’nin bugün çıkarılacağını açıkladı. 2 bin 105, taşra teşkilatında 2 bin 188 kadro ihdas edilecek. Merkez teşkilatta ayrıca 120’si bakanlık müşaviri, 10’u araştırma görevlisi olmak üzere 130, taşra teşkilatında 120 araştırma görevlisi kadrosu açılacak. Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nun kuruluş, teşkilat, görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla çıkarılan KHK ile kurulan Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Ku TEPKİLER Çöllerin Çiçeklenmesini Beklemek... Boğazı düğümlenmiş gibiydi sanki... Sanki bilinmeyen eller ağzını sımsıkı kapatmış gibiydi... Kısık kısık konuşuyordu: “Altı çocukla bu çadırda mı geçireceğiz kışı, soğuyu, yağmuru, karı!” Gözkapakları kapanıyordu o anda... Geceydi, üşüyordu. O görüntüyü unutmayacağım... Yaşamını yitiren öğretmenlerimizi, gençlerimizi, yaşlılarımızı, kadınlarımızı, erkeklerimizi. Acının, hüznün o dayanılmaz öfkesini. Özlemin kısacık yıllarını, çöllerin çiçeklenmesini bekler gibi belki... Yalnızlığı içimizde taşıyarak! Kesik kesik sözcükleri, kamyonlarla gelen çadırları, uyanıkları, villasının bahçesine iki Kızılay çadırı kuran Ölmez’leri... Kaç kişi ölmüştü yaptığı konutun altında? ??? Gecenin salıncağında, mucizelerin sarmaş dolaş olduğu sabahlarda Azra bebeği unutmayacağız... Biliyorum unutkan toplumuz, 1999 Marmara depremini çoktan unutmuştuk; Düzce’yi, Erzincan’ı, Erzurum ve ötekileri... Bir düşle elde ettiğim maviler, yeşiller, kırmızılar, morlar... Yitirilmemiş umutlar tüm acılara ve hüzünlere karşın! Önceki akşam İstanbul’da eli kanlı PKK’nin destekçileri Beyoğlu’nda gösteri yapıp, Dolapdere’de akaryakıt istasyonuna molotofkokteyli atmışlar... Yangın çıkmış, çalışanlar ve yurttaşlar bir faciayı önlemişler. Bunların insan olmadıklarını biliyorum... Yüreklerinde sevgi yok, aşk yok! Siz ne denli yaklaşırsanız yaklaşın, bir kin, düşmanlık tohumları kan gölünde yetişiyor. Acı ama gerçek olan bu! Ben demokrasi, özgürlük, insan hakları, diye yıllardır yazıp çiziyorum... Tek amacım demokrasinin ve özgürlüklerin bir yaşam biçimi olması... Bu coğrafyada kardeş kanının akmaması. ??? Nasıl tümleşmiştik Van ve Erciş depreminde? İstanbul’dan İzmir’e, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda SHÇEK’in taşra teşkilatının il özel idarelerine devrinin öngörüldüğünü anımsatan Şahin, “Taşraya devrettiğimizde başkanın inisiyatifine göre çeşitlilik olduğunu görünce KHK’de değişiklik talep ettik. En fazla 5 yıl içinde, biz hazır olduğumuzda bu kurumları devredelim istiyoruz. İşletmeciliği belediyeler yapsın ama denetim ve kaliteyi sağlamak istedik” dedi. leri Bakanlığı’nın merkez teşkilatında 2, Devlet meteroloji İşleri Genel Müdürlüğü Merkez teşkilatında 4, taşra teşkilatında 200 kadro iptal edildi. Buna karşın Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın merkez teşkilatında 50, taşra teşkilatında ise 115 kadro açıldı. Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin KHK ile de 750 avukat unvanlı kadro ihdas edildi. ‘Milli irade gaspı‘ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Muhalefet partileri, hükümetin TBMM’nin çalışmalarını sürdürmesine karşın yetki yasasının süresinin bitimine 1 gün kala 6 kanun hükmünde kararname çıkarmasına sert tepki gösterdi. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, hükümetin Meclis’in faaliyette olduğu bir dönemde yetki yasasının süresinin bitimine 1 gün kala KHK çıkarmasının “fırsatçılık” olduğunu belirterek “Bu durum artık AKP’nin yasama organına şeklen de olsa saygısının olmadığını ortaya çıkarmaktadır. Milli irade gasp edilmiştir, iğfal edilmiştir” dedi. Yetki yasasının iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurduklarını, TBMM Başkanı Çiçek’i uyardıklarını belirten Kart, Yüksek Mahkeme ve TBMM Başkanı’nın süreci uzatarak bu suça ortak olduklarını dile getirdi. CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam ise, iktidarın “KHK’lerle Meclis’i devre dışı bıraktığını” söyledi. Susam, “Meclis’i uluslararası anlaşmalarla oyalıyorlar. Meclis’e yasa tasarısı getirmiyorlar, işi KHK’lerle götürüyorlar” dedi. MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri de AKP hükümetinin “darbe anayasası” ürünü olan KHK’lerle Meclis’i devre dışı bıraktığına dikkat çekerek “Aslında KHK’lerle devlet AKP’lileştirilmekte ve AKP devletleşmektedir” dedi. Halkın iradesinin tecelli etmesi gereken tek yer olan Meclis’in hükümet tarafından çıkarılan KHK’lerle devre dışı bırakıldığına işaret eden Yeniçeri, KHK’nin 12 Mart darbesi ile anayasaya girdiğini ve 1982 darbe anayasası ile kurumsallaştığına dikkat çekti. Yeniçeri, “KHK, yasama organının yasa yapmasının yürütme organına devredilmesidir, yani yasama organının etkisizleştirilmesidir” diye konuştu. rumu’nda da 198 kişilik kadro ihdas edilecek. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı’nın kuruluş, teşkilat, görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin usul ve esaslarını belirlemek amacıyla çıkarılan KHK ile de Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun yürürlükten kaldırıldı. KHK ile Türk İşbirliği ve Koordinasyon Başkanlığı kuruldu ve 417 kadro ihdas edildi. Orman ve Su İş Mağdur çocuğa ‘aynalı oda’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, suça itilmiş ya da cinsel istismara uğramış çocukların mahkeme ile emniyet arasında mekik dokuduğunu, psikolojik olarak çöktüğünü belirterek bu sorunu “Çocuk İzleme Merkezleri”nde oluşturulacak “aynalı oda” sistemiyle aşmayı planladıklarını açıkladı. Şahin, çocuğun, aynalı oda sisteminde kimin kendisini dinlediğini görmediği için daha rahat kendini ifade edeceğini belirtti. Dink dosyası Akkaş’ta ? İstanbul Haber Servisi Hrant Dink cinayetinde ihmali olduğu iddia edilen kamu görevlileriyle ilgili açılan soruşturma dosyası, özel yetkili cumhuriyet savcılarından Muammer Akkaş’a devredildi. Akkaş, aynı zamanda sanatçı İbrahim Tatlıses’e yönelik saldırıya ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında iddianame hazırlamıştı. Vekiller birbirinin üzerine yürüdü AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’in önceki gün Genel Kurul’da sarf ettiği ‘Saltanat kalktı ama faşizm geldi’ sözleri dün Meclis’te gerilime neden oldu. CHP Isparta Milletvekili Ali Haydar Öner AKP’lilere, “Büyük Atatürk’ten neden rahatsız oluyorsun? İnönü’den niye rahatsız oluyorsun? Atatürk olmasaydı sen olmazdın burada. Her gün 5 vakit o yüce çağrıyı duyamazdık” diye seslendi. Söz alan Metiner, CHP’lilere “Sizin bu faşizminize asla teslim olmayacağız. Sizin iradenizin karşısında diz çökmeyeceğiz” diyerek tepki gösterdi. CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Metiner’in partilerine hakaret ettiğini kaydederek, “Eğer siz faşizmi öğrenmek istiyorsanız, aynaya dönüp bakmanız gerekir” dedi. Tekrar söz alan Metiner’in benzer ifadeler kullanması üzerine CHP’li vekiller “özür dile” diye bağırdı. AKP sıralarından yanıt verilmesi ve AKP Milletvekili Cuma İçten’in eliyle “gel gel” işareti yapması üzerine, bazı CHP’li milletvekilleri AKP sıralarına doğru hareket etti. AKP’li vekiller de hareketlenirken tartışma daha da büyüdü ve birbirlerinin üzerlerine yürüdüler. Metiner’in “Faşizm lafı ağır kaçmış ise bu sözümü geri alıyorum” sözleriyle tartışma yatıştı. Gediz de. Nehirlerimizin, denizlerimizin kumu da bizimdi, dağlarımızın ağaçları da. Çocukları için ölüme atlayan Bingöllü Hatice de bizimdi, İzmirli Nermin de. Bizler ne ölümler görmüştük, ne acılar... İşkencelerin daniskasını! Diyarbakır’da da, Metris’te de, Eskişehir, Aydın ve Buca’da da... 12 Mart’ları, 12 Eylül’leri yaşamıştık hep birlikte... İç ve dış güçlerin desteğindeki PKK kan emiciydi... Almanya’dan, Belçika’dan, Hollanda’dan destek alıyordu. Mısır tarlasından çıkan o silahlar nereden geliyordu? Uyuşturucu parasıyla satın alınan ülkelerden... ??? Silahları kimin sattığı, dürbünleri kimin verdiği belli değil miydi? Bugün PKK’lilerin büyük çoğunluğu Almanya’yı mesken tutmuştu... Haraç, rüşvet ne ararsan oradaydı... Peki, Alman hükümeti bugüne değin ne yapmıştı bu konuda? Hiçbir şey! Hizbullah militanlarını da saklayan, besleyen, sığınma hakkı veren Almanya değil miydi? Sabahın köründe uyandım, gazetelere baktım şöyle... Bu ülkenin aydınları, gazetecileri, yazarları tutuklanıyordu... Nedim’in cezaevi aracından el sallarken gülümseyişi içimi acıttı... Biz 12 Eylül’de o araçlara “kara kutu” derdik duruşmaya giderken... ??? Kahvemi yudumlarken düşünmeye başladım... Türkiye 12 Eylül darbesini yapanlardan hesap sormazken Arjantin yıllar sonra cuntacıların yakasını bırakmıyor, eski deniz subayı Alfredo Astiz yaşam boyu hapis cezasına çarptırılıyordu. Arjantin, “sarışın ölüm meleği” işkenceci Astiz ile hesaplaşmaktan vazgeçmiyordu. Yaşam böyle bir şeydi işte... Biz özlemin o kısacık yollarında çöllerin çiçeklenmesini bekliyorduk yıllardır. Ve bekliyorduk Van’da ve Erciş’te de yaşama tutunmak için... Sıcak bir barınak, sıcak bir aş için... Fotoğraf: AACEM ÖKSÜZ MÜSTEŞARLAR KURULU İSTEDİĞİNİ GİZLEYEBİLECEK Adliyede şüpheli paket ? İstanbul Haber Servisi “Balyoz Planı” soruşturmasını yürüten özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Ayar adına gönderilen bir evrak zarfı, savcının şüphelenmesi üzerine Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne çağrılan ilgili birimlerce, detaylı inceleme için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Ankara’dan bir avukatın ismiyle gönderildiği belirtilen zarfta bir şey bulunmadığı belirtildi. Türkiye’deki tutuklu milletvekillerinin durumu AP’de gündeme geldi AB de ‘özgürlük’ umuyor ‘Çiçek bu işten kaçamaz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanvekili, CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, yaptığı yazılı açıklamada AB’nin genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle’nin tutuklu milletvekilleri ile ilgili açıklamasına dikkat çekerken “Sayın Meclis Başkanı Cemil Çiçek ‘Cezaevinin anahtarı bende değil’ diyerek kolayca bu işten kaçmamalıdır. Bu işin sorumluğu doğrudan TBMM’dir” dedi. Yargının ‘devlet sırrı’na ulaşması zorlaşıyor ? Meclis‘e gönderilen yasa tasarısıyla bilgi ve belgelere devlet sırrı niteliğini verme yetkisi, Başbakanlık Müsteşarı’nın başkanlığında, oluşturulan kurula veriliyor. ANKARA (ANKA) Meclis’e gönderilen Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı’yla, bilgi ve belgelere devlet sırrı niteliğini verme işlemlerini yapmak üzere Başbakanlık Müsteşarı’nın başkanlığında Devlet Sırrı Kurulu kurulacak. Mahkemelerce talep edilen devlet sırrı niteliği taşıyan bilgi ve belgeler, kurulca gerekçesi belirtilmek suretiyle verilmeyebilecek. Tasarıda, devlet sırrı, “Açıklanması veya öğrenilmesi, devletin dış ilişkilerine, milli savunmasına ve milli güvenliğine zarar verebilecek, anayasal düzeni ve dış ilişkilerinde tehlike yaratabilecek ve bu nedenlerle niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgi ve belgeler” olarak tanımlandı. Bilgi ve belgelere devlet sırrı niteliğini verme yetkisi, Başbakanlık Müsteşarı’nın başkanlığında, Adalet, Milli Savunma, İçişleri ve Dışişleri bakanlıkları müsteşarlarından oluşan Devlet Sırrı Kurulu’na ait olacak. Başbakan, Genelkurmay Başkanı, bakanlar, Milli Güvenlik Kurulu kendi görev alanlarına ilişkin bilgi ve belgelerin devlet sırrı olarak belirlenmesini kurula doğrudan teklif edebilecek. Cumhurbaşkanlığı’na ait bilgi ve belgelerin niteliğini Cumhurbaşkanı takdir edecek. Mahkemelerce talep edilen devlet sırrı niteliği taşıyan bilgi ve belgeler, kurulca gerekçesi belirtilmek suretiyle verilmeyebilecek. Ancak verilmeyen bilgi ve belgeler davada ilgili aleyhine sonuç doğurmayacak. Tasarının gerekçesinde, iç ve dış güvenlik, askeri ve siyasi alanlar dışında ekonomik alanlardaki devlet sırları ve gizliliklerin de kapsama alındığı belirtilerek “Koşullarının varlığı halinde devlete ait bir kısım ekonomik bilgi ve belgeler de devlet sırrı ya da gizlilik kavramları içerisinde nitelendirilebilecektir” denildi. 29 EKİM ‘TSK taarruza iştirak etmedi’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, TBMM tarafından 24 Mart 2011 tarihinde Libya’ya asker gönderilmesi ile ilgili 998 sayılı kararın alınmasının ardından Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurlarının 29 Mart 2011 tarihi itibarıyla NATO harekâtına katıldığını, Libya topraklarına yönelik taarruz faaliyetlerine ise iştirak edilmediğini bildirdi. 3 kişiye 176 biner TL ? ANKARA (AA) Şans Topu’nda kazanan numaralar “16, 18, 19, 31, 32 ve +9” olarak belirlenirken 5 +1 bilen 3 kişi, 176 bin 773 lira kazandı. 5 bilenler 2 bin 652’şer lira, 4 +1 bilenler 222 lira 10’ar kuruş, 4 bilenler 22 lira 75’er kuruş, 3 +1 bilenler 11 lira 40’ar kuruş, 3 bilenler 2 lira 55’er kuruş, 2 +1 bilenler 3 lira 20’şer kuruş, 1 +1 bilenler 1 lira 90’ar kuruş kazandı. BRÜKSEL (ANKA) AB Komisyonu üyesi Stefan Füle, seçilmiş milletvekillerinin hapiste bulunmasının, mahkeme öncesi uzun tutukluluklar ve antiterör mevzuatının dar yorumuna ilişkin genel kaygıları ortaya çıkardığını belirterek “Türkiye’nin geleceğine ilişkin çok önemli tartışma ve görüşmeler yeni parlamentoda kısa bir süre sonra yapılacak. Demokrasi ve insan hakları bu tartışmanın temel yönleri olmalıdır. Komisyon Türk hükümeti ve parlamentosunun acil olarak yasal çerçevede değişiklik yapmak suretiyle bu konuların üzerine gitme konusunda birleşeceğini ummaktadır” dedi. Avrupa Parlamentosu’na İspanya’da seçilen liberal ve demokrat kanat üyesi İzaskun Barandica verdiği soru önergesinde, Türkiye’nin anayasal reform paketini kabul etmekle AB üyeliğine bir adım daha attığını belirtti. Barandica, şöyle devam etti: “Hem ana muhalefet partisi CHP hem de Kürt üyeler, yasal mercilerin 9 milletvekilinin hapis cezasını onaylaması üzerine parlamento çalışmalarını boykot etti. Komisyon’un bu konudan bilgisi var mı ve Türk yetkililerle konuyu herhangi şekilde gayri resmi görüştü mü? Bu parlamenterlerin şu andaki durumu nasıl? Komisyonun Türkiye’nin söz konusu tavrı konusundaki görüşü ne ve bu gibi hareketlerin AB fasılları üzerindeki müzakerelere zararı dokunacağını düşünüyor mu?” Füle ise önergeye yanıtında, Komisyon’un CHP milletvekillerinin temmuz, BDP milletvekillerinin ise ekimde yemin na şöyle devam etti: “Türkiye’nin geleceğine ilişkin çok önemli tartışma ve görüşmeler yeni parlamentoda kısa bir süre sonra yapılacak. Demokrasi ve insan hakları bu tartışmanın temel yönleri olmalıdır. Komisyon Türk hükümeti ve parlamentosunun acil olarak yasal çerçevede değişiklik yapmak suretiyle bu konuların üzerine gitme ko MEB iptali üstlenmedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı geçit ve kutlama törenlerini iptal etmesinin ardından Milli Eğitim müdürlükleri aracılığıyla okullara gönderilen yazıların sorumluluğunu üzerine almadı. MEB’den, 29 Ekim’de gazetemizin kamuoyuna duyurduğu kutlama törenlerinin okullarda da iptal edilmesine ilişkin yapılan açıklamada, iptal yazısının bakanlıkla ilgisinin olmadığı belirtilerek, “29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda yurt genelinde yapılacak törenlere ilişkin hususlar, Başbakanlık’ın genelgesi ile belirlenmiştir. Genelge valilikler aracılığıyla okullara ulaştırılmış ve genelge hükümleri doğrultusunda törenler icra edilmiştir” denildi. ARINÇ’A TUTUKLU VEKİL SORULARI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tutuklu gazeteciler TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda da gündeme geldi. Milletvekilleri, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a tutuklu gazetecilerin durumunu sordu. CHP’li Aydın Ayaydın, gazetemiz yazarı Mustafa Balbay ve gazeteci Nedim Şener’i örnek göstererek “Hangi AB ülkesinde demir parmaklıklar arasında yatan yüzlerce gazeteci var? Bahsettiğiniz ifade özgürlüğü; henüz basılmamış kitap için gözaltına alınan gazetecilerin yaşadığı durum mu? Yoksa yolsuzlukların üzerine giden gazeteci Şener’den mi bahsediyorsunuz? Yoksa parlamento üyesi olmasına rağmen demir parmaklıklar arasında bulunan Balbay’dan mı bahsediyoruz? Siz hiç bu durumu yurtdışındaki meslektaşlarınıza anlattınız mı?” dedi. etmelerini memnuniyetle karşıladıklarını bildirdi. Türkiye hakkındaki 2011 İlerleme Raporu’nda altı çizildiği gibi seçilmiş parlamenterlerin hapiste bulunmasının, mahkeme öncesi uzun tutukluluklar ve antiterör mevzuatının dar yorumuna ilişkin genel kaygıları ortaya çıkardığını belirten Füle, yanıtı nusunda birleşeceğini ummaktadır. Böyle iddialı bir ajanda, diyalog ve uzlaşma ruhu içinde tüm demokratik güçlerin dahil olduğu, kapsayıcı bir süreç üzerine temellendirilmelidir. Komisyon, Türk yetkililerle düzenli temaslarında devamlı olarak bu mesajı iletmektedir.” C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear