23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 EKİM 2011 PERŞEMBE HABERLER CUMHURİYET SAYFA 7 Evlere dönün çağrısı kızdırdı: Vali ölmeme belgesi mi verecek? ŞEHRİBAN KIRAÇ 17 TIR talan edildi Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, her afet sonrasında ortaya çıkan yağmacı ve talancıların Van’da da ortaya çıktığını kaydederek Türk Kızılayı’nın bölgeye yardım götüren 17 TIR’ın, Van’da kurulan çadır kentin yağmalandığını, Van Kızılay Şube Başkanlığı’nın 3 kez yağmacılar tarafından basıldığını kaydetti. Birliğe Çağrı Platformu’nun Van Kriz Merkezi’ni ziyareti sırasında çadır için bekleyen kalabalığın heyet gelmeden dağıtıldığını belirten depremzedeler, “Sadece çadır istiyoruz. Devlet getirsin parayla satsın, onu da almaya razıyız. Burada naylon bile karaborsada. Metresini 5 liraya alamıyoruz” dedi. Depremzedelerin çadır ihtiyacına karşılık polisin tutumu da çok sertti. Çadır isteyen bir yurttaşa “kafana sıkarım” denmesi de dikkat çekiciydi. ‘Kafana sıkarım’ cambazları da Van’da Yeraltının VAN Van Valisi Münir Karaloğlu, yurttaşlara “evlerinize dönün” çağrısı yaptı. Yurttaşlar ise “Vali bize, ölmeme belgesi verecekse dönelim” yanıtını verdi. Aralarında TOBB, TÜSİAD, TÜRKONFED, TÜRKİŞ gibi kurumların bulunduğu “Birliğe Çağrı Platformu” pazar günü Van’ı ziyaret etti. İlk olarak kriz merkezine geçen heyet burada valinin katıldığı toplantıda bilgi aldı. Deprem olduğu günden bu yana halkın sorunlarına eğilmeyen Van Valisi Karaloğlu, şu ana kadar 16 bin 500 çadır dağıtıldığını, en büyük sorunun barınma olduğunu aktardı. Vali, “Depremden 600 bin kişi etkilendi. Evi hasarlı olsun olmasın herkes çadır bekliyor. İnsanların evlerine dönmelerini bekliyoruz ki gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşalım” dedi. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da “Kardeşlerimizin yanındayız, olmaya devam edeceğiz” dedi. Çadır kaosu GEL DE ÇIK İŞİN İÇİNDEN Kat kat delip yaşam kurtarıyorlar YUSUF ZİYA CANSEVER VAN Depremde arama kurtarma ekipleri mucizeler yaratıyor. Ankara Sivil Savunma Arama Kurtarma Birliği Sorumlusu Türkmen Öztürk, “Enkaz altında her bir canlıya ulaştığımızda yorgunluğumuzu unutuyoruz” dedi. Van’ı 7.2 ile vuran 400’den fazla kişinin yaşamını yitirdiği 1300’den fazla yurttaşın yaralandığı depremde arama kurtarma ekipleri ilk saatlerden itibaren aralıksız çalışmalarını sürdürüyor. Canlarını hiçe sayarak enkazların altına giren, 2030 santimetrelik alanlardan geçerek saatler süren çalışmalarla yüzlerce insanı sağ kurtaran yardım ekipleri şu ana kadar yüzlerce mucizeye imza attı. Van’da şu ana kadar 250’den fazla arama kurtarma ekibinin çalışmalarını sürdürdüğü belirtildi. Ankara Sivil Savunma Sessiz kahramanlar Deprem bölgesinde, 1999 depreminde 103 kişiyi enkazdan kurtaran 41 kişilik madenci ekibi de bulunuyor. Göçük ve enkazlara yeraltı kömür madenciliğinde kullanılan özel tahkimat metotlarıyla giren yüzlerce madenci, enkaz içinde ilerleme, gazlı ortamlarda emniyet tedbirleri alma ve çalışma yetenekleriyle 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremlerinde önemli görevler üstlenmişti. 250’den fazla ekip Arama Kurtarma Birlik Müdürlüğü’nden gelen 33 kişilik 3 ayrı ekip de arama kurtarma çalışmalarında 13 kişiye ulaştı ve 3 kişiyi de canlı kurtarmayı başardı. Bu tür felaketlerde duygularını bir kenara bıraktıklarını sadece can kurtarmaya odaklandıklarını ifade eden Birlik Sorumlusu Türkmen Öztürk, “Felaketlerde üzücü karelerle karşılaşıyoruz. Ancak kesinlikle duygusal davranmıyoruz. Bizim işimizde duygusallığa yer yok. Ne yazık ki felaketler ülkemizin kaderi haline geldi. Yapılar sağlam yapılmıyor. Biz herkesi canlı çıkarmak için elimizden geleni yapıyoruz. Enkazı aramaya başladığımızda bizi izleyen umutlu gözleri sevindirmek için yoğun çaba sarf ediyoruz. Enkaz altında her bir canlıya ulaştığımızda yorgunluğumuzu unutuyoruz” diye konuştu. Öztürk, kısa görüşmemizin ardından yeni canlar kurtarmak için enkaza geri döndü. 120 bin çadır gerekiyor Deprem bölgesinde yiyecek, içecek ve giyecek sıkıntısı yaşanmadığı belirten Ahmet Lütfi Akar bölgede çadır sıkıntısı yaşandığını kabul ettiklerini ifade etti. Van ve Erciş’te depremden etkilenen toplam 600 bin afetzede bulunduğunu kaydeden Akar, artçı depremlerin devam etmesi ve evlere girilemeyecek durumda olması nedeniyle bölgede çadıra ihtiyacın sürdüğünü dile getirdi. Akar, bölgede tüm çadır ihtiyaçlarının giderilmesi için 120 bin çadıra ihtiyaç duyulduğunu belirterek “Depolama, sevkıyat ve bakım maliyetleri açısından bu boyutta bir çadır stokunu elde tutmak doğru değil” dedi. Nusret öğretmenin öyküsü ağlattı, Azra bebek yüzleri güldürdü 20 bin afetzede var sanıyorduk Kızılay’ın depolarında 46 bin çadır bulunduğunu söyleyen Akar, gerçek afetzede sayısının 20 bin olduğunun sanıldığını, normal şartlarda 20 bin kişinin 4 bin çadırla barındırılabileceğini dile getirdi. Akar afetzedelerin artçı sarsıntılar nedeniyle evlerine girmedikleri ve evlerinin önünü terk etmediği için çadır ihtiyacının arttığını kaydetti. Akar toplam 377 Kızılay görevlisinin afet bölgesinde görev yaptığını kaydederek, biri Van’da ikisi Erciş’te olmak üzere toplam 3 çadır kent kurulduğunu belirtti. 108 bin 258 kişiye barınma imkânı sağlandığını kaydeden Akar, Türk Kızılayı stoklarından bölgeye sevk edilen 25 bin 666 çadırın 18 bin 43’ünün afetzedelerin kullanımına verildiğini belirtti. Kızılay Genel Müdürü Ömer Taşlı, Erciş ilçesinde çadır kentleri gezdi. Taşlı, buraya Mevlana Evi düşünmediklerini belirterek “2 bin 350 Mevlana Evi var. Bunları Van’ın köylerine dağıtıyoruz. Hem Van’da hem de Erciş’te evi yıkılan veya hasar nedeniyle yıkılacak olanlara konteyner kent kuracağız. Afet geçici barınma konutları. İnşallah 11.5 ay içinde vatandaşları o konutlara geçireceğiz” dedi. Çekmeceden bebek çıktı Deprem olduğu sırada Sevilay Öner, beşiğinde uyuyan 8 aylık bebeği Mahir ile beraber evdeydi. 4 katlı binanın yıkılmasının ardından yurttaşların enkazdan çıkardıkları Öner, bebeğinin de enkaz altında olduğunu söyleyerek yardım istedi. Ekipler, kalıntıların arasından bebeğin beşiğine ulaştığında Mahir beşikte yoktu. Dolabın içinden ses gelmesi üzerine ekipler dolabın çekmecesini açtıklarında minik bebeği gördü. Mahir’in sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Anne Sevilay Öner “Bebeğim beşikteydi. Nasıl olduğunu anlamadığım şekilde bebeğim dolaba girmiş, kapısı kapanmış” dedi. Acı, umut, yaşam Yurt Haberleri Servisi Erciş’te öğretmenlik yapan 25 yaşındaki Sediye Erdem depremden 65 saat sonra, enkazdan sağ olarak kurtarıldı. Eşi Ahmet Erdem ile birlikte 5 katlı binanın 3’üncü katında depreme yakalanan Sediye öğretmen, enkazdan çıkarılınca eşinin durumunu sordu. Ablası Sabriye Acıhan, “Ahmet ölmedi, onu kurtarmak için ekipler çalışıyor” diye teselli etti. Ekipler Ahmet Erdem’in cesedini çıkardı. Ağrı UMKE timinin başındaki Dr. Ekin Taşatan’ın anlattıkları ise herkesin yüreğini dağladı. Taşatan ve ekibi enkaz altından bir hemşireyi kurtardı. Küçük bir delikten 20 yaşındaki hemşireye ulaşan ekip, bir kolun ‘Bırakın sıkışmış ve kanadığını diğerinin de hasarlı olöleyim’ dedi duğunu fark etti. Ekip, hemşirenin durumu kolunu kötüye gitmeye başlayınca kolu kesmek zorunda kaldı. Genel anestezi yapma imkânları kesip olmadığı için lokal anestezi yaptıkları ve de kurtardık sakinleştirici verdiklerini anlatan Taşatan “Bir ara ‘Beni bırakın öleyim’ dedi. Önce enkazı kesmede kullanılan spiral adlı kesiciyi kullandık. Ama alan dar olduğu için önce benim parmağım kırıldı başka bir arkadaşımın ise eli kesildi. Öyle olunca kasatura ile kolu kestik, operasyonu 5 kişilik arkadaşımla gerçekleştirdik” dedi. 4 kişilik aile el ele tutuşmuş şekilde bulundu Erciş A Tipi Kapalı Cezaevi’nde görev yapan Uzman Çavuş Abdülkadir Tekinyaş, eşi ve iki çocuğu, depreme Erciş Kışla Yolu Caddesi’ndeki Tedaş binasındaki 3. kattaki evlerinde mutfakta yemek yerken yakalandı. Uzman Çavuş ile eşi Gülümser Tekinyaş (37), kızları Yeşim Tekinyaş (14) ve Feyza Tekinyaş (11), depremin ardından yıkılan binanın altında kaldı. Ekipler, dün sabah Tekinyaş ailesinin cansız bedenlerine ulaştı. Beton bloklar üzerlerine çöken Abdülkadir Tekinyaş, eşi Gülümser Tekinyaş ve kızları Yeşim Tekinyaş ile Feyza Tekinyaş’ın cansız bedenlerinin mutfakta el ele tutuşmuş şekilde bulunduğu belirtildi. Dünya Azra’yı konuştu ‘Talep patlaması örgüt işi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, “Açıktan devletin ve milletin oraya gönderdiği yardımın engellenmesi, engellenmişliği söz konusu değildir. Fark ettirmeden gizlice bir engelleme söz konusudur. Onu da istihbarat makamlarımız takip etmektedir” dedi. Şahin, deprem bölgesindeki çadır talebindeki patlamanın nedeni olarak da “örgütü” gösterdi. “Talep patlaması oluşturma” örneğini veren Şahin, “Çadır ihtiyacı 5 bin ise burada 15 bin 25 bin çadır talebini oluşturmak ve böylelikle akıllarınca bir kaos oluşturmak terör örgütünün bu felaketten de kendisine çıkarmak istediği bir pay olabilir. O yönde değerlendirmelerimizi yapıyoruz. Ama farklı kıyafette, belki de yardım eder konumunda aralara girerek insanlara bire bir şunlar eksik, şunlar yapılmıyor, sizle ilgilenilmiyor gibi söylemlerde bulunulması mümkün” dedi. Sarılıp uyudular, uyanamadılar İngilizce öğretmeni Özlem Burma ile kucağındaki 6 aylık oğlu Metehan, polis memuru eşi 30 yaşındaki Metin Burma ve kayınvalidesi Meryem Burma Van depreminde bulundukları binadan kaçarken merdivenin çökmesi sonucu hayatlarını kaybetti. Kurtarma ekipleri tarafından birbirine sarılmış halde bulunan anneoğlun cansız bedenleri memleketi Adana’da aynı mezarda toprağa verildi. 14 günlükken enkaz altında kalan ve 47 saat sonra kurtarılan Azra bebeğe dünya basını geniş yer verdi. Azra’nın tedavi gördüğü Dr. Sami Ulus Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gelen anne Semiha Karaduman bebeğini emzirdi. Hastane Başhekimi Nurullah Okumuş, enkaz altında annesinin Azra bebeği tükürükle beslemesiyle ilgili sorular üzerine “Hiçbir kitapta ve hiçbir literatürde böyle bir tedavi görmedim. Hakikaten muhteşem bir tedavi” dedi. Çocuklarım yetim kalır diye tayin istememişti Aslen Karslı olan, ailesi İzmir’de oturan beden eğitimi öğretmeni Nusret Sarman (35) 6 yıldır Erciş’te görev yapıyordu. Sarman’ın ilk görev yeriydi Erciş’teki okul. Öğrencileri için “çocuklarım yetim kalır” düşüncesiyle başka bir yere tayin olmayı istemiyordu. Fakat deprem onu “çocuklarım” dediği öğrencilerinden ayırdı. Sarman, meslek içi seminerin ardından meslektaşlarıyla gittiği kafeteryanın enkazından sağ çıkamadı. Öğretmenin ağabeyi Şentürk Sarman “Cenazemizi çok zor şartlar altında teslim aldık. Ne tabut ne de taşımak için bir araç var. İzmir’e getirirken de havayolu şirketi ödeme yapmamızı istedi. 250 TL para verdik. Para önemli değil ama yanımızda olmasa ne yapardık?” diye konuştu. Eskişehirli 27 yaşındaki anaokulu öğretmeni Esra Akkaya ise Erciş’te 2 ay önce görevine başlamıştı. Ataması yapılmadan önce sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a mesaj atarak “Artık bu ülkede ben de öğretmenlik yapmak istiyorum” diye yazmıştı. Pazar günü arkadaşlarıyla kahvaltı ettiği sırada enkaz altında kalarak yaşamını yitirdi. Akkaya Eskişehir’de toprağa verildi. En anlamlı mesaj şehit eşinden C MY B Bitlis’in Güroymak ilçesinde, 10 gün önce terör saldırısında şehit olan Adanalı polis memuru Şaban Kılıçaslan’ın eşi İnci Kılıçaslan, Van’da meydana gelen depremi yüreğinde hissettiğini belirterek depremzedeler için yardım toplamaya başladı. Kılıçaslan, “Bu durumu TürkKürt sorunu gibi göstermeye çalışıyorlar. Ama ben olaya öyle bakmıyorum” dedi. Fotoğraflar: VOLKAN FURUNCU AA, AFP C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear