23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 OCAK 2011 PAZAR CUMHUR YET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR Arter, “İkinci Sergi”de, sanatçı ve kurum ilişkisinin karşıtlıkları ile kurulduğu çağdaş sanat ortamında tüm eleştirileri, desteklediği 20 sanatçının 30’dan fazla işi ile görüyor ve gösteriyor. Sergi, kurum olma meselesini, ona çalım atarak tam da ortasından eleştiriyor ve ona yeniden bakmayı öneriyor. 19 Ayşe Erkmen’in ‘J,K&H’ adlı çalışması Cafer Penahi’ye İzmir’den destek Kültür Servisi İran’da 6 yıl hapis cezasına çarptırılan, film çekmesi ve yurtdışına çıkması 20 yıl süreyle yasaklanan muhalif film yönetmeni Cafer Penahi’ye destek amacıyla İzmir’de bir toplu gösterim gerçekleştiriliyor. 9 Eylül Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi’nde düzenlenen etkinlik kapsamında yarın ünlü yönetmenin “Kanlı Altın” (13.0014.30) ve “Ofsayt” (15.0016.30) adlı yapıtları gösterilecek. Aynı gün 17.30’da da “İran Sinemasında Cafer Penahi Filmleri” konulu bir söyleşi düzenlenecek. Söyleşiye konuşmacı olarak Yard. Doç. Dr. Sabire Batur katılacak. Ahmet Öğüt’ün “Kara Elmas” adlı çalışması Arter’in küratörü Emre Baykal’la sanatçı ve kurum ilişkisinin sorgulandığı “İkinci Sergi” üzerine Bir sanat kurumu olarak Arter NAZLI PEKTAŞ Boy George İstanbul’a geliyor Kültür Servisi Pop müziğin 80’lerdeki simge isimlerinden Boy George, 21 Ocak’ta 360 İstanbul’un konuğu olarak Türkiye’ye geliyor. Gecede DJ performansı ve sahne şovuyla yer alacak Boy George’a dünyaca ünlü DJ Marc Vedo da eşlik edecek. Boy George, 360 İstanbul’da gerçekleştireceği performansı ile ilgili açıklamasında, “Türk seyircilerinin müzik kalitesine önem verdiğini ve iyi dinleyici olduklarını biliyorum. Onlardan kendilerini gece boyunca Boy George’un müziklerine bırakmalarını bekliyorum” dedi. Necati Cumalı 90 yaşında Kültür Servisi Romancı, öykü ve oyun yazarı, şair Necati Cumalı için bir anma etkinliği düzenlendi. Yapıtları Cumhuriyet Kitapları tarafından yayımlanan Cumalı’nın doğumunun 90. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen etkinlik, 13 Ocak’ta saat 18.00’de Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Toplantı Salonu’nda yapılacak. Doğan Hızlan’ın açış konuşması ile başlayacak etkinlik, İsa Çelik’in hazırladığı Cumalı’nın yaşamöyküsünü anlatan saydam gösterisi ile sürecek. Ardından Eray Canberk Cumalı’nın şiiri ve şiir çevirileri, Konur Ertop roman ve öyküleri, Yıldız Kenter oyunları ve Rekin Teksoy da Cumalı’nın yapıtlarından çekilen filmler üzerine konuşacak. Gülsen Tuncer’in sunacağı etkinlikte Cüneyt Türel ile Tilbe Saran da Cumalı’nın şiirlerini okuyacaklar. 1957’de “Değişik Gözle”, 1977’de “Makedonya 1900” ile Sait Faik Hikâye Armağanı’na, 1969’da “Yağmurlu Deniz” ile Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü’ne, 1981’de “Dün Neredeydiniz” ile Kültür Bakanlığı Tiyatro Ödülü’ne, 1984’te “Tufandan Önce: Bütün Şiirleri I” ile Yeditepe Şiir Ödülü’ne, 1995’te Yunus Nadi ve Orhan Kemal Ödüllerine değer görülen Necati Cumalı’nın özellikle “Nalınlar”, “Boş Beşik” gibi oyunları geniş izleyici kitlelerine ulaşmış, “Susuz Yaz” adlı oyunundan Metin Erksan’ın beyazperdeye uyarladığı film 1964 Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı’yı kazanmıştı. Geçen bahar, “sanat için alan” sloganıyla hayata geçirilen Arter, “İkinci Sergi” ile yeni üretimleri desteklerken çağdaş sanatın eleştirel yüzü için yeni bir alan olmaya devam ediyor. Son yıllarda, sanat ve sponsorluk ilişkisi üzerine yapılan sorgulamalar ve eleştirilerle, sanatçı ve üretiminin merkeze oturduğu, doğrudan sanatçının desteklendiği ve eserin birincil sahibinin sanatçı olduğu gerçeğinin sezilmesi ülkemizdeki sanat kurumlarını etkiledi bu çerçeveden bakıldığında Arter’in bu alandaki çabası izlenmeye değer. Arter, “İkinci Sergi”de, sanatçı ve kurum ilişkisinin karşıtlıkları ile kurulduğu çağdaş sanat ortamında tüm eleştirileri, desteklediği 20 sanatçının 30’dan fazla işi ile görüyor ve gösteriyor. Sergi, kurum olma meselesini, ona çalım atarak tam da ortasından eleştiriyor ve ona yeniden bakmayı öneriyor. Ahmet Öğüt’ün “Kara Elmas”ı; kutsallaşan sanat eserine ve bulunduğu kuruma, ironik bir eleştiri getirirken Canan Tolon’un sergilenme hakkını çoktan yitirmiş, çeşitli kurumlarda hasar gören işleri, kurum mitini sallıyor. Banu Cennetoğlu ve Yasemin Özcan Kaya’nın “Evrensel Çöplüğe Gönderiyoruz…” isimli videosu da alternatif tıbbın yöntemlerini devreye sokarak kurumu metaforik bir dille okutuyor ve kurum çareyi alternatif tıpta arıyor. Burak Arıkan’ın haritaları ise Türkiye’deki vakıflar arası ağı ve sanatçılararası ilişkiyi resimlerken kurumlar ve sanatçılar üzerine yakın okumalar yaparak farklı noktalara ulaştırabilecek sonuçlar sunuyor. Sanatçıkurum ilişkisini, merkeze sanatı oturtarak, kurum ve kurumsallaşma pratikleri “Serginin yapısı yeni üretimler üzerine yükseliyor. Dolayısıyla sanatçı sonucun ne olacağını bilemediği bir şeyi, hemen sergilenmek üzere kurguluyor. Tabii buna bağlı olarak da ben küratör olarak hazır bir iş seçmekten farklı bir risk alıyorum. Tabii kurum da risk alıyor, çünkü bu sergi bu kurumun adı ile sabit ‘İkinci Sergi’ ve bundan sonra olacaklara dair işaret vermek istiyor.” içinde kurgulayan serginin küratörü Emre Baykal ile konuştuk. Farklı sanat kurumlarında yaşadığınız deneyimler bu serginin kavramsal çerçevesini nasıl etkiledi? Yönetici ve küratör olarak hep kurumlarla çalıştım. Serginin kavramsal çerçevesini kurum etrafında kurmak benim için kişisel bir ihtiyaçtı. Ayrıca bu sergi, Vehbi Koç Vakfı’nın (VKV) ve Arter’in yeni üretimlerle sanata destek olma kurumsal duruşu için de umut verici bir işaret oldu. Baştan niyetim bu kurumu analiz etmek değildi elbette, ama bir oluşum ve öğrenme süreci içinden geçiyoruz. Türkiye de 2000’li yıllardan beri çağdaş sanat alanında benzer bir sürecin içinden geçiyor. Bu sebeple serginin çok anlamlı olacağını düşündüm. Bir de tabii sanat, doğası gereği kurumla problemi olan bir disiplin. Ama bir yandan da var olabilmek için çoğu kez bir kuruma da ihtiyaç duyabiliyor. Bu çok zor bir ilişki. Bu ilişki üzerine özellikle bu coğrafya da kendi bağlamlarımıza ilişkin düşünmek önemli bir ihtiyaçtı. Sanırım bu sergi etrafında özellikle sanat çevrelerinde yeni tartışmalar olacak. Sanat kurumunun eleştiri kurumuna dönüşmesi... Buradan baktığımızda, sergi Yeni üretimlerle sanata destek büyük bir deney miydi? Aslında sergi genel çerçevesinden bağımsız olarak da yapısı itibarıyla büyük bir deneydi. Serginin yapısı yeni üretimler üzerine yükseliyor. Dolayısıyla her sanatçı yeni bir proje ile katılıyor. Her yaratım sürecinde alınan risk burada da var, ama sanatçı sonucun ne olacağını bilemediği bir şeyi, hemen sergilenmek üzere kurguluyor. Tabii buna bağlı olarak da ben küratör olarak hazır bir iş seçmekten çok farklı bir risk alıyorum. Tabii kurum da risk alıyor, çünkü bu sergi bu kurumun adı ile sabit “İkinci Sergi” ve bundan sonra olacaklara dair işaret vermek istiyor. Yeni üretimler konusunda ısrarlı ve kararlı olduğumuz için radikal girdik hep birlikte risk aldık. Sergi bittikten sonra bu üretimlere ne olacak? Bütün işler sanatçıların kendilerine ait. Biz sadece üretilmelerine aracılık ettik, ama VKV çağdaş sanat koleksiyonuna uygun gördüğümüz, heyecan duyduğumuz işleri ayrıca satın alabiliriz. Genelde işi biz ürettik, bir edisyonu bizimdir gibi bir yaklaşımımız olamaz. Arter’in sergiler programının bir parçası olarak üretildiler, vakıf için değil. Çok iyi işler var neden satın almayalım, bu konular sanatçılarla görüşülüp, bedelleri neyse ödenip koleksiyona eklenebilir. Ama ürettik diye koleksiyonumuza doğrudan katmayız. Böyle bir şeyi düşünemeyiz bile. Peki üretim bedeli dışında ayıca telif de ödediniz mi? Tabii bu bir grup sergisi çok büyük meblağlar söz konusu olamazdı ama biz tüm sanatçılarımız ayırdıkları zaman, geliştirdikleri düşünce, harcadıkları emek için bir telif ödedik. Doğanın dijitalle buluşması Kültür Servisi Serkan Turaç’ın doğayı dijitalle buluşturan fotoğraflarından oluşan “İllüzyon” isimli gösteri, 13 Ocak’ta 19.30 20.15 saatleri arasında İFSAK’ta izlenebilecek. Gösterideki fotoğraflar, deniz suyunun üzerindeki yansımalardan ormanlardaki ağaçlara, bir şelalenin hızla akan suyundan bir çiçeğin özüne kadar çeşitli doğa parçalarının dijital ortamda hazırlanmasıyla sunuluyor. Üretim ayrı, koleksiyon ayrı Kurum ve kurumsallaşma pratikleri Eminem dokuz yıl sonra beyazperdede Kültür Servisi “8 Mil” adlı filmden dokuz yıl sonra Eminem beyazperdeye dönmeye hazırlanıyor. Hollywood Reorter’da yayımlanan habere göre Fox’un yapımcılığını üstleneceği filmin adı “Random Acts of Violence” olacak. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear