23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
SAYFA CUMHURİYET 6 OCAK 2011 PERŞEMBE 14 İstanbul Y Edirne B Kocaeli Y Çanakkale B İzmir PB Manisa PB Denizli PB Zonguldak Y Sinop Y Samsun Y Trabzon Y Giresun Y Ankara Y 8 5 7 7 10 9 10 8 8 9 12 10 4 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y Y Y Y Y Y B B Y B B Y 4 8 4 15 14 15 6 12 8 7 4 2 4 HABERLERİN DEVAMI Oslo K Helsinki K Stockholm K Londra Y AmsterdamK Brüksel B Paris B Bonn B Münih B Berlin B BudapeştePB Madrid B Viyana B 5 1 1 4 4 6 10 7 8 3 2 14 2 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam PB B B Y PB B Y PB PB PB Y B Y 6 2 14 11 6 11 4 9 8 4 7 18 14 Yurt geneli parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu, Güneydoğu Anadolu’nun kuzey ve batısı ile Kırklareli, Tekirdağ, Balıkesir, Afyonkarahisar ve Kütahya çevreleri yağışlı geçecek. Ülkemizin iç ve doğusunda gece ve sabah saatlerinde uzlanma ve don görülecek. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik beklenmiyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 6 Ocak GÜNCEL Baştarafı 1. Sayfada CÜNEYT ARCAYÜREK Aleviler Ankara’daki kurultayda, manifesto yayımlayıp eylem planı oluşturacak UZMANLAR İNCELİYOR Bakanı Sadullah Ergin, tahliyelerde eşitliği gözeten mantıksal bir görüşü savunuyor. Bu mantık işlerlik kazanınca elbette 188 kişiyi öldüren katil Hizbullah şefleri neden tahliye olmasın? Beş kişiyi öldürenin beş yıl yattıktan sonra salıverilmesi de elbette “makul” ve de “makbul!” Güncel olayları, yetkili, etkili kişilerle yaptığı görüşmeleri not defterine yazan gazeteci Balbay mı? O ve onun gibiler mi? Örneğin 2007 seçimlerinden önce Cumhuriyet mitinglerinde sert konuşarak AKP’yi, Bay RTE’yi eleştiren gazeteciyazar Tuncay Özkan mı? Türkiye’nin geleceğinin tartışıldığı toplantılar düzenleyen üniversite rektörü Haberal mı? Ne olmuş yani? Hizbullah nihayet 188 kişiyi öldürmüş. Bir başkası beş kişiyi. Tahliye edilebilirler. Ama Silivri’dekiler? AKP’ye karşı aydınlık Türkiye’yi savunanlar… Yatsınlar içeride on yıl! İktidar başının, AKP grubundaki şen şakrak konuşmasında beş, hatta altı yıl önce kabul edilen, ne ki beş altı yıl sonra yürürlüğe giren yasaya tek sözcükle değinmedi. Meclis koridorunda Başbakan’ı yakalayıp soran gazeteciler de olmasa, adalete güveni dinamitleyen tahliyeler konusunda Başbakan’ın ne düşündüğünü öğrenemeyecektik. Ayaküstü değerlendirmesinde; “Artık o (tahliyeleri sağlayan ünlü 102. madde) yargının tasarrufu” diyor Başbakan. Tahliye rezaletini bir yerde durdurmaya yönelik düşüncesi ise “gerekirse”, yasal düzenlemeler yapılacağına işaret ediyor. Bir hukuk devletinde adaleti temelinden sarsan olaylar karşısında ne zaman önlem alması “gerektiğini” Başbakan bir zahmet söylese de aydınlansak... Ha, alacakları olası “tedbiri” merak ediyorsanız, Adalet Bakanı’nın kısa demecini bulup okumalısınız: “Yargılamayı kısaltacak tedbirleri yakında açıklayacağız.” Mahkemeler, Yargıtay yıllardır yargılamayı kısaltmanın zorunlu olduğunu söylediler, söylediler… Nihayet uyandı mı Adalet Bakanlığı? İş işten geçtikten sonra… bir yasa hazırlayacak… seçim hayu huyu arasında hükümetten geçecek… TBMM’de komisyonda ve sonra genel kurulda kabul edilecek… ha? Geçiniz efendim! Toplum vicdanını rahatsız eden tahliyeleri sağlayan 102. maddenin neler yaşatacağını önceden hesaplaması gereken hükümet, beş altı yıl sonra başımıza gelecekleri bile bile parmağını oynatmadı. Haberlere, yorumlara, muhalefetin eleştirilerine bakıyorum da hükümetin umursamazlığına değinen yok! Bu konudaki hükümet sorumluluğuna bir tek kişi, bir TV’de açıklamalar yapan İstanbul Baro Başkanı Doçent Ümit Kocasakal değindi. Yıllar önce bugünleri görerek hükümetin gerekli önlemleri alması gerektiğini söyledi. Hükümeti sorumlu tutmak ise medyamıza göre olmazı olur’a çevirmek gibi bir şey. Ama bir günah keçisi arayıp bulunmalıydı. Bulundu: Önüne bir yasa koymuşsun. Yorumla diyorsun. Yargıtay 9. Ceza Dairesi de, benim yorumuna göre, beş yıl davaları Yargıtay’da onaylanmamış olanların tahliye edileceğine karar veriyor. Vakti zamanında bugün yaşanan rezaleti önlemeyi düşünmeyen hükümeti sorumlu tutacak yerde yazarlar çizerler; vay efendim, rahatsız eden böyle kararı 9. Daire niye aldı diye şimdi Yargıtay’ı top atışına tutuyorlar. Rezaletin altından nasıl kalkacak adalet? Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, “En kısa çözüm, yasal düzenleme yapmaktır” diyor. Herhalde yasal düzenlemeyi Kılıçdaroğlu’nun göreve çağırdığı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yapacak değil. Hükümet işi. Hükümet ise “şu sıra” yasal düzenlemeye gerek görmüyor. Neden? Neden ortada. Son günlerde gündeme getirdiği kimi konuları anımsayalım: Akademi mezunu polis 3 ay, okul mezunu olan polis ise iki yıl yerine 6 ay askerlik yapacak. Sözleşmeli erler yasası çıktı, çıkacak. Fakir fukaraya aylık maaş bağlandı, bağlanacak. Çiftçi borçlarındaki faizler aşağıya çekildi, çekilecek. Seçim arifesinde; son olarak aşırı dinci katil, mafya şefleri, terör suçları, kapkaççılar, vurguncular, katiller, madrabazlar, hokkabazlar tahliye: Bal gibi af! AKP hükümetinin gözü Haziran 2011 seçimlerinde! Ne umurunda kamu vicdanı, adalete güvenin sarsılması! ‘Laiklik için çalışıyoruz’ Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, “Ankara’daki kurultayda çıkacak sonuca göre yol haritamızı belirleyeceğiz. Dünyanın pek çok yerinden gelecek Alevilerin taleplerinin ardından eylem programımızı şekillendireceğiz” diye konuştu. İstanbul Haber Servisi Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Genel Başkanı Ercan Geçmez, AKP tarafından gerçekleştirilen Alevi çalıştaylarını eleştirerek “Çalıştaylar sonucunda büyük bir hayal kırıklığına uğradık. Çalıştayların niyeti belli oldu. Hükümet tarafından sorun Aleviler gibi gösterilerek Alevilik tarif edilmeye çalışıldı” dedi. Alevilerin temel taleplerinin yer aldığı bir manifesto hazırlandığını kaydeden Geçmez, “Ankara’daki kurultayda çıkacak sonuca göre yol haritamızı belirleyeceğiz. Dünyanın pek çok yerinden gelecek Alevilerin taleplerinin ardından eylem programımızı şekillendireceğiz” diye konuştu. Alevilerin Ankara’da 1516 Ocak’ta temel taleplerini dile getirmek amacıyla düzenleyeceği “Büyük Alevi Kurultayı” öncesi İstanbul’un birçok yerinden gelen Alevi köy dernekleri ve çeşitli Alevi kurumunun temsilcilerinin katılımıyla Okmeydanı Cemevi’nde toplantı düzenlendi. Toplantıda, devletin her zaman Alevi sorunu olduğunu anlatan Geçmez, “Ancak bu sorun Alevilerden kaynaklanan bir sorun değil. Biz katliamlara uğrarken de Aleviydik, uğrama Bitlis’te toplu mezar bulundu Yurt Haberleri Servisi Bitlis’in Mutki ilçesinde Cumhuriyet Savcılığı tarafından boş bir arazide başlatılan kazı çalışmasında ilk belirlemelere göre 12 insana ait kemik parçaları bulundu. Uzun süreden beri yakınları kayıp olan bazı ailelerin başvurusu üzerine Mutki Cumhuriyet Savcılığı’nın kararıyla MutkiKavakbaşı karayolunun 1. kilometresindeki boş bir arazide kazı yapıldı. Basın mensuplarının alınmadığı kazı alanında ilk belirlemelere göre 12 kişiye ait kemik parçaları bulunduğu öğrenildi. Cumhuriyet savcısının gözetiminde yapılan kazılardan ortaya çıkan kemik parçalarının Adli Tıp Kurumu uzmanları tarafından incelendiği açıklandı. PKK’ye yakınlığıyla bilinen Fırat Haber Ajansı, olayla ilgili hazırladığı haberde çarpıcı iddialara yer verdi. Fırat Haber Ajansı’nın haberine göre bulunan 9 insan kemiği Bitlis’in Mutki ilçesinde 1999 yılında PKK’ye katılmak için bölgeden ayrılan ancak kendilerinden daha sonra bir daha haber alınamayan gençlere ait. dan önce de Aleviydik. Sorun, siyasilerden kaynaklanan bir sorun” dedi. Alevilerin sorunlarının çözümünde ilahiyat kökenli kesimlerin söz sahibi olmasını eleştiren Geçmez, “Mücadelemiz laik, demokratik devlet mücadelesidir. Devletin dinsizleştirilmesi mücadelesidir. Mücadelemiz yurttaşların kendi inancını yaşaması mücadelesidir” diye konuştu. Kurultayda Alevi örgütleri temsilcilerinin yanı sıra sanatçı ve dost Alevi kurumlarından da görüş ve öneri alacaklarının altını çizen Ercan Geçmez, “Yayımlayacağımız manifesto ile inancın tanınması, asimilasyonlardan vazgeçilmesi, dergâhın bize teslim edilmesi, inanç özgürlüklerinin sınırlanmasının anayasadan çıkarılmasını talep edeceğiz” diye konuştu. ‘Asimilasyondan vazgeçilsin’  Cemevleri ibadethane olarak tanınsın...  Zorunlu din dersi kaldı rılsın...  Diyanet İşleri Başkanlı ğı kaldırılsın...  Madımak Oteli utanç müzesi olsun...  Alevi köylerine zorla cami yapılmasın...  Eşit yurttaşlık hakkı ver ilsin...  Kamuda Alevilere yö nelik ayrımcılık son bulsun...  Başta Hacı Bektaş De rgahı olmak üzere Alevilerin inanç merkezleri Alevilere teslimedilsin... Alevilerin talepleri Fırat Haber Ajansı’nın iddiası SAMSUN’DA MAHALLE BASKISI Etek boyu müdürü rahatsız etti CEMİL CİĞERİM CHP yönetimi, kadınlara ilişkin sorunları çözmek için düğmeye bastı Pozitif ayrımcılık unutuldu İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülsüm Bilgehan, “Anayasa referandumunun ardından kadına yönelik pozitif ayrımcılık anayasaya girdi. Biz AKP iktidarına soruyoruz. Pozitif ayrımcılık yaşamın hangi alanında uygulanıyor” dedi. CHP’nin somut projelerini yurttaşlara aktarmaya başladıklarını, bu projelerden en önemlisinin de “Aile Sigortası” olduğunu belirten Bilgehan, “Türkiye’de, geliri asgari ücretin altında 2 buçuk milyon aile var. Bu ödeneğin CHP Genel Başkan Yardımcısı Bilgehan, “Kadına yönelik polis şiddetinin önlenmesi, kadın politikamızın temel konularından olacak” dedi. PM üyesi Onanç da Başbakan Erdoğan’ın 3 çocuk çağrısının kadını iş alanından çekme amacı taşıdığını söyledi. doğrudan ev kadınına verilmesini istiyoruz” diye konuştu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülsüm Bilgehan, Parti Meclisi üyeleri Sema Kendirci, Prof. Dr. Binnaz Toprak ve Gülseren Onanç, CHP’nin kadın istihdamı sorunları ve siyasete katılımı, aile içi şiddet ve toplumsal baskı konularında CHP’nin görüşlerini gazetecilerle paylaştı. Dedeman Oteli’nde düzenlenen toplantıda konuşan Gülsüm Bilgehan, “Kadına yönelik polis şiddetinin önlenmesi, kadın politikamızın temel konularından biri olacak. Bu yılbaşını CHP’li bir belediyenin ka ‘Üretime ara verilmesi manidar’ Kılıçdaroğlu’nun ziyaretiyle ilgisi olduğunu sanmıyorum” dedi. İZMİR CHP Genel Başkanı Kemal KıCHP Soma İlçe Başkanı Abdullah Saka, lıçdaroğlu’nun yeni yılı karşıladığı madende Kılıçdaroğlu’nun Soma’da yılbaşını geçireüretime, Türkiye Kömür İşletmeleri Kuru ceğinin kesinleşmesinin ardından Ege Linyit mu’nun (TKİ) alım sözleşmesini yenilememesi İşletmeleri’ne yazıyla başvurduklarını kaynedeniyle dün geçici olarak ara verildi. Bugün dederek, “Bize Darkale Maden Ocağı’nı eylem yapmaya hazırlanan işçiler, Ege Linyit tahsis ettiklerini bildirdiler. İşletmeleri’nin alım sözü üzerine yeŞirketin yetkilileriyle herhanCHP Lideri’nin gi bir organik ya da siyasi baniden ocağın yolunu tuttu. TKİ, Kılıçdaroğlu’nun yılbaşını ğımız yok. Kılıçdaroğlu’nun ziyılbaşını yerin 550 metre altında kutladığı geçirdiği madenin yaretinden iki gün sonra bu Soma’daki Uyar Madencilik’e ait madenin kapatılmasının tesasözleşmesi Darkale Maden Ocağı’nın alım düf olduğuna inanmak istiyouzatılmayınca sözleşmesini yenilemedi. Olayın ruz. Ancak ziyaretin hemen üretimde sıkıntı duyulmasının ardından ilçe hareardından olması manidardır. ketlendi. Kılıçdaroğlu’nun madenyaşandı. İşlerini kaybeden işçilerden de yeni yılı karşılamasının ardından bize çok rahatsızlık iletildi. hükümetin harekete geçtiği yorumları yapıl Bizim derdimiz, insanların işsiz kalmadı. Hakan Sevinç, “Bizim çıkan kömürü ması” diye konuştu. stoklayabileceğimiz yer yok. Daha düşük Bugün maden önünde eylem yapmaya hafiyatla alım yapmak isteyen TKİ, sözleş zırlanan işçiler ise, akşam saatlerinde Ege meyi yenilemeyince, yönetim kurulu üre Linyit İşletmeleri’nin alım sözü üzerine yenitimin durdurulmasına karar verdi. Olayın den ocağın yolunu tuttu. HAKAN DİRİK dın sığınma evinde geçirdim. Kadın Sığınma Evi’ni görünce sosyal devletin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım. Bunları başaracak bir sosyal demokrat partinin önemini birkez daha kavradım” dedi. Kadın erkek eşitliğini sağlama sözü veren siyasetçilerin öncelikle bu eşitliğe inanması gerektiğinin altını çizen Bilgehan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da kadın erkek eşitliğine inandığını ve projelerini desteklediklerini söyledi. Gülseren Onanç, yayımlanan uluslararası raporlarda, kadının işgücüne katılımı sıralamasında Türkiye’nin her zaman son sıralarda yer aldığına dikkat çekti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 3 çocuk tavsiyesinin kadını üretim alanından çekme amacı taşıdığını belirten Onanç, kadının üretimden dışlanmasının bir diğer nedenininde Türkiye’deki etkin olan ataerkil muhafazakâr bir düşünce yapısının hâkim olması olduğunu vurguladı. Prof. Toprak da Anadolu’da muhafazakarlığın son yıllarda artmış olabileceğini ancak geçmiş yıllarda bu konuya ilişkin yapılmış araştırmaların olmamasının akademik bir tespit yapmayı zorlaştırdığını söyledi. “Ayıp”, “günah”, “namus” kavramlarıyla Anadolu’daki kadınların yaşamlarının kısıtlandığını belirten Toprak, “Bir yılın mutlaka kadın yılı ilan edilmesi gerekiyor. 2012 olabilir mesela. Böylece, bir yıl boyunca çeşitli sempozyum, konferanslarla, medyayı da yanımıza katarak bu konuları işleyebiliriz” dedi. Sema Kendirci ise Türkiye’de 1998 yılından beri kadına yönelik şiddetle mücadeleyi engelleyebilecek yasal düzenlemelerin bulunduğunu ancak uygulanmadığını söyledi. Kendirci, özellikle AKP iktidarıyla birlikte kadına yönelik şiddetin arttığını söyledi. SAMSUN Samsun İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nde mahalle baskısı bir adım ileri taşınarak kılık kıyafet kontrolüne başlandı. SES Samsun Şube Müdürü Süleyman Bal, etek boyu kısa olduğu için uyarılan bir psikoloğun hizmet alımının uzatılmayarak görevine son verildiğini öne sürdü. SES Samsun Şube Müdürü Süleyman Bal düzenlediği basın toplantısında Samsun İl Müdür Vekili Adnan İpekdal’ın, İl Özel İdaresi aracılığıyla taşeron olarak hizmet alımı yoluyla çalıştırılan psikolog Z.A’yı etek boyu kısa olduğu için odasına çağırdığını ve işaret parmağını da uzatarak “Hemen eve gidiyorsun kıyafetini değiştiriyorsun geliyorsun” diye uyardığını iddia etti. Süleyman Bal, psikolog Z.A.’nın “Kıyafetim konusunda neden rahatsız oldunuz? Benim bir rahatsızlığım yok” cevabı üzerine de, Adnan İpekdal’ın Z.A’yı odasından çıkması için tehditvari bir tavır takındığını; kısa bir zaman sonra da ihtiyaç bahanesi ile Havza ilçesinde görevlendirilmesi şeklinde bir onay yazısı yazarak geçici görevlendirme ile Havza ilçesine göndermek istediğini öne sürdü. Fotoğraf: SERDAR AĞIR Doğu ve Güneydoğu’da Anne Ölümleri ve Nedenleri Yrd. Doç. Dr. Yaprak CİVELEK Baştarafı 2. Sayfada Kırsal yerleşim yerlerinde doğum sonrası ilk 24 saat içinde gerçekleşen ve genellikle doğum sonrası bakımsızlığa dayalı ölümler ön plandadır. İkinci basamak sağlık kurumlarında veya eğitim ve üniversite hastanelerinde çalışan sağlık personelinin tanı koymakta gecikmesi, acil obstetrik bakım hizmetleri veren ikinci basamak sağlık kurumlarına ulaşılamaması, çoğu “tartışılır işlemler” olan hasta nakil işlemlerinden doğan zaman kaybı da ölümlerin temel nedenlerindendir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ve ülkenin doğusunda dolaylı ve doğrudan nedenlere bağlı anne ölümlerinin engellenmesinde tıbbi gecikmenin önemli bir yeri vardır. Sağlık kurumlarına ulaşılması ve ulaşıldıktan sonraki tanı koyma süreci için aciliyeti geliştirebilecek çözümler bulunmalıdır. İkinci ba ‘Şiddet arttı’ samak sağlık kurumları arttırılmalı, “yakınlaştırılmalı” ve gebelik izlemleri kuvvetlendirilmelidir. Gelenekler kolay kırılabilir olmasalar da özellikle eğitime dayalı bilinçlendirme çabaları, kadın ve erkek için evde eşit paylaşımı atayanlılıktan kurtarılabilecek sosyalaktivist yaklaşımlar ve çalışmalar gebelik sıklıklarına, çocuk sayılarına, kadının düşük statüsüne çoğunlukla çare olabilecektir. Böylece, hem medikal çözümler hem de sosyokültürel (bağlamsal) çalışmalarla gebeliğe bağlı ölümler ve anne ölümlerindeki kayıplar Batılı ülkelerin sahip olduğu en düşük seviyelere inecektir. Zira bilinmelidir ki, bir ülkenin gebelikte anne adayını, sonrasında anneyi ve bebeği yaşatabilmede sağlayabildiği hijyenik düzey gerçek bir kalkınmanın da göstergesidir. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear