24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Dış Haberler Servisi - Ermeni basõnõ, Mus- tafa Kemal Atatürk’ün ABD’li Amiral Bris- tol’e yazdõğõ bir telgrafta Ermeni soykõrõmõ id- dialarõnõ “propaganda” olarak nitelendirdiğini ve ABD’ye bu konuda dünya kamuoyunu ay- dõnlatmasõ çağrõsõnda bulunduğunu öne sürdü. Ermeni haber ajansõ Novosti Armenii’nin ha- berinde, Mustafa Kemal’in Kurtuluş Savaşõ sõ- rasõndaki çatõşmalarla ilgili olarak Amiral Bris- tol’e yazdõğõ mektubu 1915 olaylarõ ile ilgili gi- bi tanõtarak, “Ajansımızın eline çok özel bir belge geçmiştir. Ajansımız Mustafa Kemal’in 7 Mart 1920 yılında ABD Deniz Kuvvetleri Amirali Bristol’a gönderdiği telgrafı yayım- lamaya karar verdi. Bu belgede Türk lider ‘Ermeni soykõrõmõ denilen’ iddiaları yalanlı- yor ve tüm bunların Ermeni topluluğunu Türkiye’den koparmak amacıyla yapılan bir kurgu olduğunu iddia ediyor” denildi. Ajan- sõn “Atatürk’ün Amiral Bristol’e Ermeni soykırımı ile ilgili mektubu” başlõğõyla ya- yõmladõğõ telgrafta, “Kendi çıkarlarının peşin- de koşanlar Anadolu’da 20 bin Ermeninin öldürüldüğü yalanını uydurdu. Müttefikle- rin ve Amerikan yönetiminin bu yalanlara inanmayacağını düşünüyorduk, çünkü gizli servisleri bütün Anadolu’da faaliyet gösteri- yor. Herkes Maraş ve Urfa’daki çatışmalar- da Türkler, Fransızlar ve onların safında sa- vaşan Ermenilerin kayıp verdiğini biliyor. Ama bu bir katliam değil, Ermeni askerleri- nin Müslümanlara saldırmasına yerel halkın gösterdiği direnişin doğal sonucu. Müttefik- ler insanlara eşit davransa, Ermenileri bazı görevlere atayıp silahlandırmasa çatışmalar çıkmazdı. Müttefik ordularına ve Amerikan yönetimine Ermeni katliamı propagan- dasıyla ilgili gerçek konusunda dünya kamuoyunu aydınlat- ma ve Türk halkının adını alçak ve iğrenç suçlamalardan temiz- leme çağrısında bulu- nuyoruz” ifadeleri yer alõyor. Öte yandan, ABD Er- menileri, 1915 olaylarõn- da ölen Ermenilerin ya- kõnlarõna, sigorta şirketlerine karşõ tazminat talebiyle dava açma hakkõnõ ve- ren yasayõ iptal eden Federal Temyiz Mahkeme- si üyelerini Başkan Obama’ya şikâyet edecek. CMYB C M Y B CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Zülfü’ye ve Sezen’e Bir Çift Sözüm Var Sevgili Zülfü, seninle başlayalım. Ne de olsa dostluğumuz kırk yıl öncelerden ge- liyor. Bu kırk yıl ille de birlikte geçmedi. Fakat tanışıklığımızın başladığı yirmili yaşları- mızdan bugünlere, yaşamlarımız pek çok ortak ya- na sahip. Kardeşliğimizin kökleri derin ve güçlüdür. Faşist darbeler ikimizin de yaşamını altüst etti. Hapisliği, sürgünü tattık. Fakat yenilmedik ve daha da önemlisi dönme- dik. İkimiz de ülke dışında kendimize rahat yaşam- lar kurabilecekken bu ülkenin kahrını ve mutluluğunu yaşamayı yeğledik. Tanıştığımız yıllarda ben yine de az çok tanınmış bir şairdim. Benden birkaç yaş daha genç olan sen, çiçeği burnunda bir baba ve harika bir bağlama virtüözü olmana karşın, yetenekleri henüz ürünlerini ver- memiş, ergenlikten neredeyse yeni çıkmış bir de- likanlıydın. Sonraki yıllarda çok büyük adımlar attın. Başta kuşkusuz müzik olmak üzere pek çok alan- da baş döndürücü başarılar kazandın. Geçen ay Alanya’daki buluşmamızda, şarkıla- rından birini söylemen ricası ile çağrıldığın sahne- den sesin yükseldiğinde, yaşadığımız on yılların ta- rihinde bu sesin derin bir yeri olduğunu bir kez da- ha ve belki her zamankinden çok duyumsadım. Bütün bu yılların tarihi yazıldığında Zülfü Liva- neli’nin önemli yeri olacaktır ve böyle bir başarı hiç- bir biçimde azımsanıp küçümsenemez. Bu içten övgü sözlerinden sonra asıl söyleye- ceğime geliyorum. Siyasete neden bu kadar yakın ve aktif girdiği- ni anlayamadım. İstanbul Belediye Başkanlığı’na, CHP Genel Baş- kanlığı’na talip olmanı doğru bulmadım. Gazete yazarı olarak köşe yazılarına da bir sa- natçı için gereğinden çok vakit ve enerji harcadığı- nı düşünüyorum. Belki de bu nedenle acele ediyor, güncelin ana- foruna fazlaca kapılıyorsun. Şu son olayda olduğu gibi. AKP gibi bir partinin hiçbir girişiminden bu ülkeye hiçbir yarar gelemeyeceğini nasıl anlamadığını an- layamıyorum. Daha dün minareler süngümüz diyen, hedefe ulaşmada demokrasiyi araç olarak gördüğünü açıkça söyleyen, eğitimi dinselleştirmek yönünde ül- keyi bunca karanlıklara sürüklemiş bir kafadan, na- sıl bir kardeşlik projesi çıkabilir? Bunları ben de yazıyorum, diyeceksin. Öyleyse? Belki de asıl hatan, gereğinden çok “ben” de- mende. Son olaylara ilişkin olarak kendini savunurken, AKP’den kişisel olarak gördüğün zararları sıralı- yorsun. Hiç kimse seni bunun tersini söyleyerek eleştir- medi. Bu partiden ülkenin gördüğü zararların yanında bizim kişisel olarak gördüklerimiz devede kulak ka- lır. Burada “ben”e yer yok, “ben”in bir anlamı yok. AKP doğru bir şey de yapsa karşı mı çıkacağız diye soruyorsun. Hitler de, sözgelimi, Almanya’yı otobanlarla do- natmış. Onu bunun için alkışlayacak mıyız? Son olarak, Ergenekon’la ilgili tutumuna deği- neyim. Bazı konularda, senin sevdiğin deyimle, “gri”ye yer yoktur. Ya beyaz ya siyah olmak gerekir. Ergenekon’u ya topyekûn alkışlar ya topyekûn karşısında olursun. Kendi derin devletini kurmakta olan (ve bu yön- de çok yol almış) AKP gibi bir partinin derin devletle mücadele edeceğine inanmak, safsataya inan- makla eşanlamlıdır. Sevgili Sezen, Zülfü’den sana çok az yer kaldı- ğı için bağışla. 1970 sonlarında ya da belki 80 başlarında, bir dost buluşmasındaki karşılaşmamızı umarım anımsarsın. Başında siyah bir eşarp, minik bir genç kız, o bu- luşmada yanıma gelip “Yeniden, Hüzünle”yi bes- telemek istediğini söylediğinde, şaşırmıştım. O şiirimdeki farklı ve yeni şiirsel yapının müziğe uyarlanabileceğini, kendim bile düşünemezdim. Böyle bir şarkı yapmadın gerçi. Fakat yaptığın bü- tün şarkılar, yolunun daha en başlarında yapacak- larından ne kadar emin, kendinle ne kadar tutarlı ol- duğunu gösterdi. Harika bir besteci ve yorumcusun. Hayranlarından biri olduğumu söylememe bilmem gerek var mı... Fakat, senin müziğinle de yaşam anlayışınla da hiçbir ilgisi olamayacak, tam tersine bunlara diş bi- lediğini her fırsatta gözler önüne seren birinin dost- luk ve kardeşlik laflarına nasıl inanırsın? Türkân Saylan’ın evini basan, ölümünü çabuk- laştıran, kardelenlerini terörist diye kovuşturan, daha birkaç gün önce uygar bir eğitim kurumunu barbarca yok eden, insanca ve uygarca her şeyin karşısındaki bir yönetimle senin ne gibi bir ortak ya- nın olabilir? AKP’nin Türkiye’ye yaptığı ve yapabileceği kö- tülükler saymakla tükenmez. Onlara uzatılacak elin amacı, sadece ve ancak onları bulundukları yerden uzaklaştırmak olmalıdır. ataolb@cumhuriyet.com.tr Faks: (0212) 343 72 64 SAYFA CUMHURİYET 29 AĞUSTOS 2009 CUMARTESİ 6 HABERLER Bakõrköy Ruh ve Sinir Hastalõklarõ Hastanesi’nde 10 gün yatarak tedavi görecek Arslan akõl hastanesindeİstanbul Haber Servisi - Birinci Ergenekon davasõyla birleştirilen, Da- nõştay’a yönelik saldõrõ ve Cumhuriyet’i bombalamanõn faili tutuklu sanõk avu- kat Alparslan Arslan’õn Bakõrköy Ruh ve Sinir Hastalõklarõ Hastane- si’nde 10 gün yatarak tedavi görmesi- ne karar verildiği belirtildi. Birinci Er- genekon davasõ, Danõştay davasõ sa- nõklarõnõn ifadelerinin alõnmasõ için 31 Ağustos Pazartesi’ne ertelendi. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi, tutuklu sa- nõklar eski polis memuru Aydın Yük- sek ve Ulusal Kanal İzmir Temsilcisi Hayati Özcan ile Danõştay davasõ sa- nõğõ Süleyman Esen’in tahliyesine ka- rar verdi. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkeme- si Başkanõ Köksal Şengün, önceki ge- ce saat 24.30 sõralarõnda, dört buçuk saatlik aranõn ardõndan mahkeme ka- rarõnõ açõkladõ. Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde görülen Vatansever Kuvvetler Güçbirliği (VKGB) Hare- keti Derneği Başkanõ Taner Ünal ve Başkan Yardõmcõsõ Ahmet Cina- li’nin de aralarõnda bulunduğu dokuz sanõğõn yargõlandõğõ dava Ergenekon davasõ ile birleştirildi. Başkan Şengün, sanõklarõn, “Ergenekon örgütü için- deki hiyerarşik yapıya dahil olma- makla birlikte, örgüt üyelerine bi- lerek ve isteyerek yardım ettiği” id- diasõyla yargõlandõğõ dava ile Erge- nekon davasõ arasõnda fiili ve hukuki irtibatõn bulunduğunu belirtti. İzmir 8. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin 176 sanõklõ “Anafor” davasõnõn Ergenekon da- vasõyla birleştirilmesi yönündeki talebi ise kabul edilmedi. Başkan Şengün, İz- mir’deki dosyanõn sanõk, mağdur ve şi- kâyetçi sayõnõn fazlalõğõna dikkat çe- kerek dosyalarõn kapsamlarõ dikkate alõndõğõnda, dosyalarõn birleştirilme- sinin yargõlamayõ olumsuz etkileye- ceğini kaydetti. KÜÇÜK’E SUÇ DUYURUSU Mahkeme heyeti, tutuklu sanõk Ve- li Küçük hakkõnda, davanõn 103. otu- rumunda yaptõğõ açõklamalarõnõn sa- İstanbul Haber Ser- visi - Azeri milletvekil- leri, Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül ve Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan’a Ergenekon soruşturmasõ kapsamõn- da tutuklu bulunan Prof. Dr. Mehmet Habe- ral’õn serbest bõrakõlma- sõ çağrõsõnda bulundu. Azeri milletvekilileri Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda tutuklu bu- lunan Başkent Üniversi- tesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal’la ilgi- li olarak açõklama yaptõ. Milletvekillerinden Ar- zu Samedbeyli, Azer- baycan’da tõp biliminin gelişimine önemli katkõ- da bulunan bir kişinin cezaevinde kalmasõna kayõtsõz kalamadõklarõnõ söyledi. Samedbeyli, “Azerbaycan Tıp Üni- versitesi’ne donanım sağlayan ve kaliteli kadro yetişmesine yar- dımcı olan Prof. Habe- ral bir an önce serbest bırakılmalıdır. Tutu- mumuzun Türk ma- kamlarınca dikkate alınacağını umuyo- ruz” dedi. ‘Haberal serbest bırakılsın’ Azeri vekiller Türkiye’ye dönecek iddiası Dalan Rusya’da İstanbul Haber Ser- visi - Ergenekon davasõ sanõklarõndan Bedret- tin Dalan’õn Rusya’da olduğu, 10 gün içinde Türkiye’ye döneceği öne sürüldü. Ergene- kon soruşturmasõ kap- samõnda aranan Bedret- tin Dalan’õn 7 aydõr te- davi gördüğü ABD’den Güney Amerika’ya, or- dan da Rusya’ya geçti- ği öğrenildi. Son olarak Belarus’un Minsk ken- tindeki Zhuravinka Otel’de olduğu ortaya çõkan Dalan’õn dün sa- bah erken saatlerde otelden ayrõldõğõ ileri sürüldü. Dalan, ortada işlediği bir suç olmadõ- ğõnõ, yazõlõ savunmasõnõ Ergenekon savcõlarõna gönderdiğini, 5-10 gün içinde Türkiye’ye dö- neceğini açõklamõştõ. BULUNAN MÜHİMMAT İÇİN BİLİRKİŞİ İNCELEME YAPACAK GÜL: TURİZMDEKİ DENEYİMİMİZİ TÜRKMENİSTAN’A AKTARDIK ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Yenikent’teki Zir Vadi- si’nde bulunan mühimmata ilişkin olarak tutuklu olarak Genelkurmay Askeri Mahkemesi’nde yargõlanan Yarbay Mustafa Dönmez’in yargõ- landõğõ davanõn dünkü duruşmasõnda Dönmez’in eşi Mühendis Binbaşõ Fatma Dönmez, Sapanca’daki ev- lerine hafta sonlarõ gittiklerini ve mühimmatõ daha önce görmediğini söyledi. Yarbay Dönmez, geçen duruşmada dinlenen; el yazõsõ ve dokuman ince- leme uzmanõnõn kendisini “dehşete düşürdüğünü” ifade ederek, “Bilir- kişinin yapacağı hatanın mesuliye- ti neden benim olsun? Bu adalet he- pimize lazım, yarın bir bilirkişi de onun defterini dürer. Bilirkişi, res- men beni suçlu ilan etti” dedi. Dön- mez, asõl hedefin TSK olduğunu söy- ledi. Duruşma hâkimi Binbaşõ Cemil Çelik, soruşturma sõrasõnda Genel- kurmay Askeri Savcõlõğõ’nõn talebiy- le mühimmata ilişkin rapor hazõrlayan bilirkişilerin yeni bir rapor hazõrla- masõna karar verildiğini açõkladõ. PELİN GEL AĞAN ANTALYA - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, Türkmenistan Dev- let Başkanõ Gurbangulu Berdi- muhamedov ile Antalya’da dü- zenlenen turizm bilgilendirme top- lantõsõna katõldõ. Gül, Türkiye’nin tu- rizm deneyimini Berdimuhame- dov’a aktardõklarõnõ belirtti. Antal- ya Rixos Premium Otel’de düzen- lenen toplantõda konuşan Gül, “Türkmenistan’ın Hazar Denizi kıyısındaki Avaza bölgesinin dün- yanın en önemli turizm bölgele- rinden birisi olmasını arzuluyo- ruz” dedi. Gül daha sonra Berdi- muhamedov ile Antalya’da tekne gezisi yaptõ. Gül ve Berdimuhame- dov’a AKP’ye yakõnlõğõyla bilinen işadamlarõ Ahmet Çalık ve Fettah Tamince’nin eşlik etmesi dikkat çekti. Gül Kaleiçi Yat Limanõ’nda Uğur Bozova adlõ genç, Gül’den iş istedi. Gül, sabõkalõ olduğu için iş bulamadõğõnõ belirten Bozova’ya, Antalya Valiliği’ne başvurmasõnõ söyledi. vunma sõnõrlarõnõ aştõğõ gerekçesiyle Si- livri Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na suç duyurusunda bulunulmasõna karar ver- di. Veli Küçük, 4 Ağustos’ta yaptõğõ iki saatlik konuşmada, Kaymakam Kemal Bey davasõ ile Ergenekon davasõnõ kar- şõlaştõrmõş, Nemrut Mustafa Diva- nõ’nda bu kadar komplonun kurulma- dõğõnõ savunmuştu. Küçük, “Keşke id- dianameyi okuyarak incelemiş ol- saydınız. İddianameyi kabul ettiyse bize anlatılan Köksal Şengün de- ğişmiş manasına gelir” demişti. ÜMİT SAYIN’A MUAFİYET Üçüncü iddianamede açõklamalarõ olan gizli tanõk “Anadolu” olduğu ileri sürülen tutuklu sanõk Ümit Sa- yın, talebi üzerine, süresiz olarak mahkemeye katõlmaktan muaf tutul- du. Sayõn, mahkemeye can güvenli- ğinin olmadõğõnõ belirtmişti. Tun- cay Güney’den ele geçen “VHS-E- 90” numaralõ video kasetin, İstanbul 1. Ağõr Ceza Mahkemesi Başkanlõ- ğõ’ndan istenmesine de karar verildi. ÜÇ SANIĞA TAHLİYE Mahkeme, Aydõn Yüksek, Haya- ti Özcan ve Süleyman Esen’i “mev- cut delil durumu, sanıkların tu- tuklulukta geçirdikleri süre ve suç vasfının değişme ihtimalini” dikkate alarak tahliye etti. Tahliye edilen üç sanõğa yurtdõşõna çõkõş yasağõ getirildi. ARSLAN BAKIRKÖY’DE Danõştay’a yönelik saldõrõ ve Cum- huriyet’i bombalamanõn faili Arslan’õn Bakõrköy Ruh ve Sinir Hastalõklarõ Hastanesi’nde 10 gün yatarak tedavi görmesine karar verildiği belirtildi. Si- livri Cezaevi’nde, sabah saatlerinde Bakõrköy Ruh ve Sinir Hastalõklarõ Hastanesi’ne getirilen Arslan’õ taşõyan cezaevi aracõ, acil servisten ayrõlarak hastanede tutuklularõn bulunduğu özel bölüme geldi. Arslan’õn yapõlan mua- yenenin ardõndan yatõşõna karar veril- diği belirtildi. TÜRK METAL SENDİKASI ‘İddianamenin içinde değil, dışındayız’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Metal Sendikasõ Genel Başkanõ Pevrul Kavlak, de- vam eden Ergenekon davasõ kapsamõnda bazõ basõn kuruluşlarõnda kendileri hakkõnda yer alan haberlere tepki göstererek “Kimse bizi devam eden bir soruşturmanın unsuru olarak gör- mesin, göstermesin” dedi. Kavlak, sendika ge- nel merkezinde düzenlediği basõn toplantõsõnda, son günlerde sendikalarõna yönelik basõnda yer alan haberleri değerlendirdi. Sendikanõn eski Genel Başkanõ Mustafa Özbek’in, Ergenekon davasõ kapsamõnda yargõlanmasõndan hareketle, “sendikalarını, üyelerini, kamuoyu önünde hiç kimsenin küçük düşürmeye hakkı olma- dığını” söyleyen Kavlak, “Bir linç kampanya- sı şeklinde devam eden yayınlar, sendikanın genel başkanı olarak şahsımı, genel yönetim kurulumuzu ve üyelerimizi son derece rahat- sız etmiştir” dedi. Sendika olarak hiçbir zaman Ergenekon soruşturmasõnõn kapsama alanõ için- de olmadõklarõnõ anlatan Kavlak, şunlarõ söyle- di: “Bundan sonra da olmayacağız. Biz, bu saldırıyı hak etmiyoruz. Bu şekilde anılmak istemiyoruz. Ergenekon ismiyle bilinen bir iddianameden alınan ve sadece saldırılara dayanılarak yapılan haberler, bizlerin ka- muoyu nezdindeki itibarına yapılmış bir sal- dırıdır. Biz Türk Metal olarak bu iddianame- nin içinde değil, tamamen dışındayız.” SERBEST BIRAKILAN ÖZCAN: BU DAVADA HUKUK YOK İstanbul Haber Servisi - Ergenekon so- ruşturmasõ kapsamõnda yaklaşõk 18 ay önce tutuklanan ve dün serbest bõrakõlan Ulusal Kanal İzmir Temsilcisi Hayati Özcan dün öğlen saatlerinde İşçi Partililerce Ulusal Ka- nal’õn Taksim’de bulunan merkez binasõnõn önünde karşõlandõ. Özcan, 18 ay önce tutuk- landõğõnõ anõmsatarak “Bunca zamandır ce- zaevindeyim. Neden içeri girdiğimi ve ne- den çıktığımı anlamadım. Mahkeme heyeti bize Ergenekon ile ilgili sorular sormuyor- du. İşçi Partisi ve Ulusal Kanal ile ilgili so- rular soruyordu. Çünkü soracakları soru yoktu. Bu davada hukuk yok. Yarın içeri- dekiler dışarıda, dışarıdakiler de içeride olabilir. Ergenekon tertibi, Amerika’dan geldiği için bu dava çözülemez. Ama içeri- deki aydınlar dimdik ayaktalar” dedi. Başkan Şengün, sanõklar ve avukatlarõnõn savunma dõşõndaki anlatõmla- rõnõn davanõn gereksiz yere gecikmesine sebebiyet verdiğini belirterek bu şekilde yargõlamanõn ileri aşamalarõna geçilmesinin önlendiğini kaydetti. Şengün, müdahillerin şikâyetleri ve sanõklarõn savunmalarõ dõşõnda, oturu- ma katõlan müdahil, sanõk ve avukata o oturuma mahsus, toplam yarõm sa- at talep ve açõklamada bulunma hakkõ verilmesini kararlaştõrdõklarõnõ açõk- ladõ. Yarõm saatlik sürenin aşõlmasõ durumunda, kalan bölümlerin yazõlõ olarak mahkemeye sunulabileceğini kaydetti. SAVUNMA DIŞI TALEPLERE SÜRE SINIRLAMASI Ermeni ajansõndan ‘soykõrõm’ çarpõtmasõ Dinamit ve fünyeye 2 gözaltı HARMANCIK (AA) - Bursa’nõn Har- mancõk ilçesinde, devriye gezen jandarma ekip- leri, şüphe üzerine bir otomobili takibe başladõ. Ekipler, bir süre sonra camõndan bir şeyler atõl- dõğõnõ fark ettikleri otomobili durdurdu. Yapõlan incelemede, otomobildeki A.C. ve İ.D’nin araç- tan dinamit ve fünye attõğõ tespit edildi. 4 adet fünye ve 3 adet dinamitin ele geçirildiği olayla ilgili A.C. ve İ.D. gözaltõna alõndõ. Danıştay’a yönelik saldırı ve Cumhuriyet’i bom- balamanın faili tutuklu sanık Alparslan Arslan. Hayati Özcan.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear