24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 TEMMUZ 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA İNCELEME 9 CMYB C M Y B Haber Merkezi - Gazetemizin Ankara Temsilcisi ve yazarõ Mustafa Balbay; ? 1 Temmuz 2008’de gözaltõna alõndõ. ? 4 Temmuz 2008’de savcõya ifade verdi. ? 5 Temmuz 2008’de tutuklanmasõ istemiyle nöbetçi İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi hâkimine sevk edil- di. ? Aynõ gün tutuklanmasõna gerek görülmeyerek, yurt- dõşõna çõkõşõnõn yasaklanmasõ kararõ verilerek serbest bõrakõldõ. ? 7 Temmuz 2008 günü savcõlõk, nöbetçi hâkimin kararõna, Balbay’õn tutuklanmasõ gerektiğini belirte- rek itirazda bulundu. ? 8 Temmuz 2008 günü hâkim Köksal Şengün baş- kanlõğõnda toplanan İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi heyeti, savcõlõğõn itirazõnõ reddetti. Burada bir parantez açalõm. Buraya kadar olan ya- sal sürecin ne anlama geldiğini açõklayalõm: 1.Tutuklama istemiyle ilgili olarak 8 Temmuz 2008 itibarõyla kesinleşen yasal durum şu an- lama gelir: Savcõlõkça Balbay’õn tutuklanmasõ için ye- terli görülen deliller ve olgular, mahkemece değer- lendirilmiş ve adli kontrol uygulamasõ yeterli gö- rülmüştür. Her ne kadar mahkeme, Balbay hakkõnda tutuklama kararõ vermemiş ise de, yurtdõşõna çõkõş ya- sağõ koyarak, esasen tutuklama için yasanõn aradõğõ ne- denlerin varlõğõnõ da dolaylõ olarak kabul etmiş de- mektir. Zira yasa, bir kişi hakkõnda adli kontrol kara- rõ verilebilmesi için tutuklama nedenlerinin gerçek- leşmiş olmasõnõ aramaktadõr. 2.Ne var ki, yasanõn tutuklama için aradõğõ ko- şullar var olmasõna karşõn, tutuklama zorunlu- luğu olmadõğõndan ve tutuklamanõn sonuçta bir ceza değil önlem olduğu, tutuklama ile elde edilecek ya da edilmesi düşünülen yarar, tutuklamadan daha hafif bir önlem olan yurtdõşõna çõkõş yasağõ kararõ ile yerine ge- tirilebileceğinden orantõlõlõk ilkesi gözetilerek tutuk- lama kararõ verilmemiştir. TUTUKLAMAYA GEREK GÖRMEDİ Bundan sonraki sürece geçmeden önce, akla gele- bilecek şu soruyu da yanõtlayalõm. Acaba, henüz da- va açõlmadan, savcõlõk Mustafa Balbay’õn tutuklan- masõnõ yeniden isteyebilir miydi? Mahkemece, Mus- tafa Balbay’õn aynõ soruşturma ve suçlama kapsamõnda tutuklanmasõna karar verilemez mi? Yasa bu konuda ne diyor? Öncelikle şunu tekrar anõmsatmak gerekiyor. Mus- tafa Balbay hakkõnda verilen adli kontrol kararõ, onun hakkõnda tutuklama nedenlerinin esasen ger- çekleştiğinin, var olduğunun mahkemece kabulü an- lamõna geliyor. Diğer bir söyleyişle Mustafa Balbay’õn tutuklanmasõ için yeni delillere, suç şüphesini kuv- vetlendiren başkaca bilgi ya da belgelere ihtiyaç yok- tu. Zira mahkeme Mustafa Balbay’õ salõverirken, onun hakkõnda kuvvetli suç şüphesi olduğunu kabul etmekte, buna karşõn tutuklamaya gerek görmemek- tedir. Dolayõsõyla, yeni elde edilmiş olan bir ya da birkaç delil suç şüphesinin kuvvetini arttõrsa bile bu durum -tutuklama bir ceza olmadõğõ için- tutuklama için bir neden olamaz. Peki hangi halde, esasen tutuklama için gerekli şartlar olmasõna karşõn daha önce salõverilen bir kişi sonradan tutuklanabilecektir? Eğer salõverilen kişinin kaçacağõ ya da saklanacağõna dair somut olgular ortaya çõkmõşsa ya da davranõşla- rõndan tanõklarõ baskõ altõna alacağõna, delilleri yok ede- ceğine, değiştireceğine, gizleyeceğine dair kuvvetli bir şüphe sebebi doğmuşsa, daha önce adli kontrol kara- rõ verilerek salõverilen kişi hakkõnda adli kontrol ka- rarõnõn yetersiz kalacağõ anlaşõldõğõ için tutuklama ka- rarõ verilebilecektir. BALBAY HAKKINDA ADLİ KONTROL KARARI VARKEN TUTUKLAMA İSTENDİ Şimdi, Mustafa Balbay hakkõnda yürütülmüş yasal sürece kaldõğõmõz yerden devam edelim. Soruşturma devam etmektedir. ? 5 Mart 2009 günü Mustafa Balbay, savcõlõk tara- fõndan “ek ifadesinin” alõnacağõ gerekçesiyle, hakkõnda “zorla getirme kararı” verilerek Ankara’daki evin- den alõnarak aynõ gün soruşturmayõ yürüten İstan- bul’daki savcõlarõn huzuruna getirilir. ? Kendisine daha önce 5 Temmuz 2008 günlü sav- cõlõk ifadesi sõrasõnda sorulan hususlar tekrar aynõ şe- kilde sorulur. Bunun yanõ sõra, üst düzey devlet gö- revlileri ile yaptõğõ görüşmelere dayalõ notlarõyla ilgili yeni sorular da sorulur. ? Aynõ gün, savcõlõk ek ifadesinin ardõndan yeniden tu- tuklama istemiyle kendisini nöbetçi hâkime sevk eder. Burada bir parantez daha açalõm. Yukarõda söylen- diği gibi, Mustafa Balbay hakkõnda daha önce veril- miş bulunan bir adli kontrol kararõ yürürlüktedir. Sav- cõlõk ek ifadeyi aldõktan sonra, bu adli kontrol kararõ- nõn varlõğõna karşõn yine de tutuklama istemektedir. Acaba bu istemin yasal koşullarõ var mõdõr? Yasa şöy- le diyor: “Bu istemlerde mutlaka gerekçe gösteri- lir ve adli kontrol uygulamasının yetersiz kalaca- ğını belirten hukuki ve fiili nedenlere yer verilir.” (CMK 101/1) Pekiyi, savcõlõğõn bu defaki tutuklama talebinde, ad- li kontrol uygulamasõnõn yetersiz kalacağõnõ belirten hukuki ve fiili nedenlere ne şekilde yer verilmiştir? “Suçun vasıf ve mahiyeti, aleyhinde yeni delille- rin elde edilmesi, üzerine atılı suçun CMK’nin 100/3-9 maddesinde sayılı suçlardan olması ve su- ça dair yasada yazılı cezanın üst haddi dikkate alı- narak tutuklanmasına karar verilmesi…” 8AY ÖNCEKİ SORULAR TEKRAR SORULDU Evet, savcõlar adli kontrol uygulamasõnõn neden ye- tersiz kaldõğõnõ yukarõdaki gibi açõklamõşlar… Balbay aradan 8 ay geçtikten sonra, ikinci kez tu- tuklama istemiyle nöbetçi hâkime sevk edilirken, ay- nõ soruşturma nedeniyle hakkõnda adli kontrol kararõ bulunduğundan tek satõr söz edilmemiş… ? Nöbetçi İstanbul 14. Ağõr Ceza Mahkemesi hâkimi Mustafa Balbay’a sorular sorar. Bu sorularõn çoğu da- ha önceki aşamada 5 Temmuz 2008 günü gerek sav- cõlõkta gerek mahkemede kendisine sorulan sorularla aynõdõr. Yenilik bilgisayarlardan elde edildiği söyle- nen günlüklerdeki bilgilerle ilgili sorulardõr. 8AYDA NE DEĞİŞTİ? ? Nöbetçi hâkim; “üzerine atılı suçun vasıf ve ma- hiyeti, mevcut delil durumu, kuvvetli suç şüphesi- nin varlığı, CMK 100/3 maddesinde sayılı suçlar- dan olması, kaçma ve delilleri karartma şüphesi- ne nazaran” bu defa Balbay’õn tutuklanmasõna ka- rar verir. Anõmsatalõm, bu tutuklama gerekçesinde yazõlõ olan, soyut hukuki kalõp sözler, aynõsõyla ilk tutukla- manõn reddedildiği zaman da geçerliydi. Buna karşõn tutuklama kararõ verilmemişti. Aradan geçen 8 ayda ne değişti? Objektif olarak söylenebilecek iki husus şu- dur: Birincisi mevcut deliller arasõna bir de yeni ola- rak Mustafa Balbay’õn günlükleri eklendi. İyi de, tu- tuklamayõ reddeden ilk mahkemenin kararõnda, tu- tuklama için günlüklere gerek olmaksõzõn zaten kuv- vetli suç şüphesinin bulunduğu kabul edilmişti ve ad- li kontrol kararõ uygulanmasõna karar verilmişti. İkin- ci değişik husus olarak ise Mustafa Balbay’õn aradan geçen 8 ay süresince kaçacağõna, saklanacağõna, de- lilleri karartacağõna dair herhangi bir somut olgu bu- lunmadõğõ gibi, tersine artõk kaçmayacağõna, saklan- mayacağõna dair bir karinenin olduğu söylenebilecektir. Zira, Temmuz 2008’den itibaren Mustafa Balbay, ağõr- laştõrõlmõş müebbet hapis cezasõyla hakkõnda dava açõ- lacağõnõ bilen birisidir. HEM ADLİ KONTROL HEM TUTUKLAMA KARARI VERİLEMEZ ? Tutuklama kararõna yapõlan itirazda da yasaya aykõ- rõlõk üzerinde durulmuş. Denilmiş ki: Ceza muhakemesinde belirli yargõlama önlemleri yer almõştõr. Bunlardan bazõ- larõ kişi özgürlüklerini şu veya bu derecede kõsõtlar. Bu ön- lemlerden bazõlarõ birbirlerine seçenek olarak düzenlen- miştir. Örnek olarak, bir kişi hakkõnda hem adli kontrol hem de tutuklama kararõ verilemez. Bu iki yargõlama ön- lemi biri diğerinin seçeneği olarak düzenlenmiştir. Yasa hâkime, somut olayõn özelliğini dikkate alarak bir tercih hakkõ tanõmõştõr. Yasa hâkime diyor ki: Önüne gelen somut olayda eğer tutuklama için 100. maddede sayõlan koşullarõn varlõğõna kanaat getirirsen, şüpheliyi tutuklayabilirsin. Ancak, tutuklamanõn çok ağõr bir önlem olduğunu unutma, bu nedenle tutuklama ko- şullarõnõn varlõğõna karşõn, orantõlõlõk ilkesini dikkate al ve tutuklama ile elde edeceğin yararõ adli kontrol uy- gulamasõ ile elde edebilecek isen, o takdirde adli kont- rol kararõ vermekle yetin. Burada yasanõn dediği bir baş- ka hususu daha hatõrlayalõm. Ne diyordu 101/1. madde? Eğer, 100. maddede sayõlan koşullar gerçekleşmiş ve buna dayalõ olarak tutuklama kararõ isteniliyorsa, adli kontrol kararõnõn neden yetersiz kalaca- ğõnõn hukuki ve fiili ge- rekçelerini de be- lirteceksin. Hakkõnda adli kontrol kararõ bulunan Mustafa Balbay’õn 8 ayda ne değişti de tutuklanmasõna karar verildi? Bir hukuk sürecinin öyküsü M ustafa Balbay aradan 8 ay geçtikten sonra, ikinci kez tutuklama istemiyle nöbetçi hâkime sevk edilirken, aynı soruşturma nedeniyle hakkında adli kontrol kararı bulunduğundan tek satır söz edilmemiş. Balbay’ın tutuklama gerekçesinde yazılı olan, soyut hukuki kalıp sözler, aynısıyla ilk tutuklamanın reddedildiği zaman da geçerliydi. Buna karşın tutuklama kararı verilmemişti. Aradan geçen 8 ayda ne değişti? S avcılığın, Mustafa Balbay’ı nöbetçi hâkime tutuklama istemiyle gönderdikten 3 gün sonra 8 Mart 2009 tarihinde 1909 sayfalık iddianameyle, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde davayı açması nasıl değerlendirilmeli? Madem 3 gün içinde dava açılacaktı, tutuklama gibi ağır bir durum hakkında, yargılamayı yapacak mahkemenin karar vermesi daha doğru olmaz mıydı? Bu yazı; İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2009/85 sayılı dava dosyası incelenerek, tutukluluk sürecine ilişkin Mustafa Balbay hakkındaki talep ve kararlar dikkate alınarak, mahkemelerin boşlukta çalışma- dıkları, mahkemeler önünde görülmekte olan davalar hakkında genel basında da haber, bilgi ve tartışmaların olmasının ifade özgürlüğü kapsamında olduğu yönündeki AİHM içtihatlarına dayanılarak yazılmıştır.NOT: M ustafa Balbay’õn tutuklanmasõna ilişkin yasal süreçte dikkat çekici, ilgi uyandõrõcõ bazõ ayrõntõlar da gö- rülüyor. Nedir onlar? 1. Mustafa Balbay hakkõndaki soruş- turma 1 Temmuz 2008 günü gözaltõ- na alõnõp, evinde ve işyerinde arama yapõl- masõ ve suç unsuru olarak görülen belgeler ile bilgisayarlarõna el konulmasõ ile başlõyor. Savcõlõğõn tutuklama istemi reddedilip, ara- dan tam 8 ay geçtikten sonra 5 Mart 2009 günü yeniden savcõlõğa getirtilip, aynõ gün tutuklanmasõ nöbetçi hâkimden isteniyor. Neden?.. Savcõlõğõn, Balbay’õ nöbetçi hâkime tutuk- lama istemiyle gönderdikten 3 gün sonra 8 Mart 2009 tarihinde 1909 sayfalõk iddiana- meyle, İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkeme- si’nde davayõ açmasõ nasõl değerlendirilme- li? Madem 3 gün içinde dava açõlacaktõ, tu- tuklama gibi ağõr bir durum hakkõnda, yargõ- lamayõ yapacak mahkemenin karar vermesi daha doğru olmaz mõydõ? Acaba davanõn açõlacağõ İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin, ilk defasõnda tutukla- ma nedenlerinin varlõğõnõ dolaylõ olarak ka- bul etmesine karşõn, tutuklama yerine adli kontrol uygulamasõnõ yeterli gören mahkeme heyeti olduğu ve dava açõldõktan sonra fikri- ni değiştirip bu defa tutuklama kararõ vermez düşüncesi de akla gelmiş midir? Diğer bir deyişle, dava açõlmadan Mustafa Balbay’õn tutuklanmasõ için, onu tutuklamayan mahke- me yerine, o günkü nöbetçi hâkimde de bir şansõmõzõ deneyelim düşüncesi etkili olmuş mudur? Sorularõ çoğaltmak mümkün… 2.1909 sayfalõk iddianame ve 250 kla- sör ek belgeyi bir mahkeme heyetinin layõkõyla kõsa sürede inceleyebilmesi nasõl olsa aylar boyu sürecek bir iştir. Önüne geti- rilen ağõr suçlamalarla ve tanõnmõş kişilerle ilgili bu denli geniş kapsam ve hacimdeki bir dosyada, mahkeme heyeti hangi sanõğõn hu- kuki ve fiili durumunu layõkõyla inceleme olanağõna sahiptir ki?.. Üstelik bu mahkeme, aynõ soruşturmanõn ilk ayağõ olarak açõlmõş ve gerek sanõk sayõsõ, gerek klasör sayõsõ ola- rak yeni açõlan davanõn iki katõ büyüklüğün- deki ilk davanõn duruşmalarõnõ, haftanõn dört günü sabahtan akşama kadar sürdürmekte iken… Kabul etmek gerekir ki, bu koşullarda hiç- bir kişi ya da heyet, sanõklarõn ve onlarõn müdafilerinin yaptõklarõ başvuruyu, adil yar- gõlamanõn gerektirdiği titizlikle, ayrõntõlõ ola- rak inceleme, değerlendirme olanağõna ve şansõna sahip değildir. Bu şekilde yürütülen bir soruşturma ve mahkeme heyetinin önüne konulan yõğõn, ne yazõk ki otomatik olarak bu sonucu doğurmaktadõr. ? Böylesi bir ortamda iki seçenekle karşõ karşõya kalõrsõnõz. Ya kendiniz dosyaya ege- men oluncaya kadar tutuklu sanõklarõn tutuk- luluk durumlarõnõ, savcõlõk makamõnõn de- ğerlendirmesini ve takdirini esas alõp, bu ma- kamõn iddia ve verilerine güvenerek peşinen tutuklamadan yana olacaksõnõz. Ya da olma- sõ gerektiği şekilde tahliye taleplerini değer- lendirme şansõnõz olmadõğõnõ bilerek ve ka- bul ederek, kimsenin haksõz yere tutuklu kal- mamasõ için tutukluluk durumuna son vere- cek ve gerekirse başkaca yargõlama önlemle- rini devreye koyacaksõnõz. Tabii bunun için bazõ medya kuruluşlarõnõn ve yazarlarõn size de “Ergenekoncu” ya da “Er- genekon yandaşı” yaftasõnõ asmasõna karşõ yapacak pek bir şeyiniz olmadõğõnõ da bilmeli ve göze ala- bilmelisiniz… ? İşte, Mustafa Balbay’õn dava dosya- sõndan tutuklanma sürecinin yasal krono- lojisi bu şekilde… O tam 4 aydõr tutuk- lu… Dava dosyasõnõn mahkeme heye- tince gereğince incelenebilmesini ve kendisinin hukuki durumunun değer- lendirilebilmesi için sõrasõnõn gelmesini bekliyor… Öyle görü- nüyor ki, hukuk bu şekilde iş- letilip, yasalar amacõna uy- gun biçimde uygulanmadõk- ça, birilerinin “İlla da tu- tuklansın” şeklindeki çõğlõk- larõ devam ettikçe, toplumun hukuka ve özgürlüklere du- yarlõ olmasõ gereken kesim- leri seslerini duyuramadõk- ça, daha da bekleyecek Mustafa Balbay ve onun durumundakiler… Tutuklamada dikkat çekici ayrõntõlar Cumhuriyet okurları ey- lemleriyle ya- zarımız Bal- bay’a destek verdiler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear