26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA 13 TEMMUZ 2009 PAZARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul Y 28 Edirne B 31 Kocaeli Y 26 Çanakkale B 28 İzmir PB 29 Manisa Y 30 Aydın PB 33 Denizli PB 34 Zonguldak Y 23 Sinop Y 24 Samsun Y 25 Trabzon Y 25 Giresun Y 27 Ankara Y 30 Eskişehir Y 28 Konya B 31 Sıvas B 28 Antalya B 34 Adana Y 32 Mersin Y 30 Diyarbakır B 39 Şanlıurfa B 39 Mardin B 36 Siirt B 36 Hakkâri PB 28 Van PB 28 Kars PB 27 Oslo Y 17 Helsinki Y 16 Stockholm Y 22 Londra Y 21 Amsterdam Y 22 Brüksel Y 23 Paris Y 21 Bonn Y 23 Münih Y 24 Berlin Y 26 Budapeşte PB 29 Madrid B 38 Viyana B 28 Belgrad B 27 Sofya B 26 Roma B 27 Atina B 31 Zürih Y 30 Moskova Y 28 Aşkabat A 35 Astana Y 27 Taşkent A 39 Bakû A 31 Bişkek Y 28 Tiflis B 27 Kahire B 33 Şam PB 34 Ülkemizin kuzey ve iç kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Marma- ra’nın doğusu ve kuzey Ege’nin iç kesimleri, İç Anadolu’nun kuzey- batısı ile batı ilçeleri, gök gürültülü sağanak, diğer yerler parçalı bu- lutlu geçecek. Yağışlar Marmara’nın doğusu ve Ankara çevrelerinde etkili olacak. AÇI MÜMTAZ SOYSAL Sıra OKTAY AKBAL “Önce ekmekler bozuldu” de- mişti. İkinci Dünya Savaşı günlerinden beri “son- ra simitler, pastalar” diye başlayıp “ardından ah- lak, terbiye falan” diyerek bugünlere kadar nele- rin bozulduğunu yazmaya kalksanız sayfalar yet- mez. Aslında bozulmuş ya da bozulmakta olma- yan hiçbir şey kalmamıştır. Düşündükçe içiniz ka- rarıp birinciliği kara renk aldığı için dünyanız ka- rarır. En iyisi, Sayın Başbakan’ın nutuklarını dinle- mektir. O size her şeyin nasıl tozpembeleştiğini, gayrisafi milli hasılanın nasıl arttığını, teğet ge- çerken işçiyi, memuru, dar gelirli vatandaşı vuran krizin bile atlatılmakta olduğunu, AB’de tam üye- liğe, Kıbrıs’ta çözüme yaklaşıldığını anlatıp içini- zi ferahlatacaktır. Belki hızını alamayıp büyük satış başarısı ola- rak satılmamış hiçbir kamu malı kalmadığını da söyleyecektir. Frenlenemeyen satış çılgınlığının Türkiye Cum- huriyeti’ni hangi seviyesizliklere sürüklediğini görmek gerçekten yürekler acısıdır. Bu cumhu- riyet ki, Tevhid-i Tedrisat Yasası’yla başlayıp al- fabe değişiminden geçerek neredeyse bütün yaşamı eğitim devrimleriyle doludur, onu yöne- tenlerin okul binaları satışından medet umar du- ruma gelmiş olması acıklı değil midir? Neymiş? Bazı okullar aslında yüksek rant ge- tirici yerlerdeymiş. Bazısı satılıp yıkılacak, arsaları üzerinde gökdelenler yükselecekmiş; bazıları es- ki sultan sarayları olmaktan çıkarılıp pahalı otel- lere dönüştürülecekmiş. Tarih bilgisi az olan bugünkü iktidar sahipleri bil- mezler ya da bilmek istemezler ki, cumhuriyet ken- di yaptığı okulları kentlerin en iyi yerlerine dikmekle ve TBMM’nin mülkiyetine aldığı bazı sultan sa- raylarını okula dönüştürmekle eğitime verdiği önemi vurgulamak istemiştir. Yok satan kitaplarıyla ezik insanlara akıl veren Dale Carnegie gibi moral düzelticilerin sık tek- rarladıkları “Hiçbir şey başarıdan daha başarılı ola- maz” türünden acayip sözler vardır. Başarı olsun da, neyin başarısı olursa olsun. Oysa, her türlü başarıdan başı döndürülmüş olanların başara başara hangi başarısızlıklara düştüklerini gösteren olaylar saymakla bitmez. Kamu işletmelerini, fabrikaları tüketip sıra okul- ları becermeye gelmişse, ulusça aklımızı başımı- za devşirip bu gidişi ciddi olarak düşünmemiz ge- rekmiyor mu? Kıyıların, ormanların, köprülerin, yol- ların, mayınsız toprakların ardından satış sırası göl- lere, akarsularla bütün ülkeye gelince, hele alıcı- lar dolaylı dolaysız yabancılar ve hatta onların ka- mu kuruluşları da olunca, vatan hainliğinin sını- rına dayanılmış gibi olmuyor mu? Eskiden bunun cezası, asılmak ya da kurşuna dizilmekti. Tarih bilgisiyle birlikte geçmişin dramatik öyküleri de zihinlerden silinmiş olmalı ki, bazı du- rumların gerisindeki ürperticiliğin artık farkında değiliz galiba. mumtazsoysal@gmail.com Değişim?.. Baştarafı 1. Sayfada Dünya ekonomik kri- zi de bu yolda AKP’nin hedeflerini engelleyecek olumsuzlukları iktidara yüklemiştir ve yükleye- cektir. 2002’nin dünyası de- ğişmiştir. Değişim büyüktür. Bugün bütün dünyada konuşulan konu G-8’in çöküşü, büyük devletle- rin kendi dışındakileri hiçe saymak isteyen ege- menliklerinin sınırlan- masıdır. Ortadoğu’da, Afga- nistan’da, Irak’ta, İran’da, Pakistan’da gerçekleşen değişiklik- ler, Başkan Bush’un -Türkiye’yi de dahil et- tiği- programının tarihe karıştığı izlenimini ya- ratıyor. Başkan Bush’un Or- tadoğu’daki projesiyle ekonomideki öngörüsü yıkıldığı zaman, bu var- sayımlar üzerine kuru- lan ‘Türkiye Ilõmlõ İslam Modeli’ni AKP’nin ayakta tutması olanak- sızlaşacaktır. Belki de Türkiye’deki iktidarın sinirliliği, ge- rilimi, aculluğu ve tela- şı da bu yüzdendir. Tehlike ve tehdit he- nüz gündemdedir; ama makul bir iç politika ve ekonomi gereksinmesi de artık çoğu toplumsal kesimde kaçınılmaz ol- muştur. Sendika üyesi olduğu gerekçesiyle kuruma sokulmayan TRT muhabiri, Cumhuriyet’in sorularõnõ yanõtladõ TRT cemaat kadrolaşmasõna teslim AYŞE SAYIN ANKARA - Osman Köse, TRT’nin de- neyimli muhabirlerinden, ama kurum yö- netimi tarafõndan deyim yerindeyse “is- tenmeyen personel” ilan edildi. Hakkõn- da soruşturmalar açõldõ, maaşõnda kesinti- ye gidildi ve son olarak TRT kapõsõndan içe- ri girişi yasaklandõ! Nedeni ise TRT’deki “kadrolaşma, yolsuzluk, usulsüzlük, per- sonele yapılan haksız kıyım ve uygula- malara” karşõ mücadele eden Haber-Sen üyesi olmak... Osman Köse, “Kürtçe açılımı”, “ce- maat-tarikat-akraba” kadrolaşmasõ eleş- tirileri nedeniyle son dönemin en “tartış- malı” kurumu haline gelen TRT’de “olup bitenler” ve kendisine uygulanan “am- bargolar” ile ilgili Cumhuriyet’in soru- larõnõ yanõtladõ: - TRT, her zaman iktidarlar için önemli bir “iktidar gücü” olmuştur ve ge- len yönetimler kendi kadrolarını egemen kılmak istemişlerdir. Ama AKP iktida- rı döneminde özellikle İbrahim Şahin’in kadrolaşmada galiba yöntem ve “içerik” de değişti. Neler oluyor TRT’de? - Her dönemde TRT’de kadrolaşma ol- muştur ve iktidarlar orayõ kadrolaşma ala- nõ olarak görmek istemişlerdir. Ama son 7 yõla kadar yaşanan kadrolaşma hiçbir dö- nemde yaşanmadõ. İstedikleri gibi kadro- laşabilmek için “kadrolaşma yasası” çõ- karõldõ. Son 7 yõlda değiştirilmeyen hiçbir yönetci kalmadõ. Bu kadrolaşma o nokta- ya geldi ki, önceki dönemde daire başkan yardõmcõlarõna kadar inerdi. Şimdi şoförün, muhabirin görev yerini belirlemeye kadar indi. Gerçek anlamda bir siyasal kadrolaş- ma söz konusu. Türkiye’de herkes tarafõn- dan bilinen bir cemaat hareketinin temsil- ciliğine soyunan medya gruplarõndan Sa- manyolu TV, Aksiyon, Cihan Haber Ajan- sõ, Zaman gazetesinden insanlar TRT kad- rolarõnõ doldurdu. Özellikle İbrahim Şa- hin’in göreve gelmesinden sonra 1.5 yõlda 803 kişi işe başlatõldõ. Farklõ kesimden isim de koydular ama bunlar tamamen vitrinlik, bu 803 kişi içinde sayõlarõ 20’yi bile geç- mez. - Bu “cemaatçi kadrolaşma” ile ilgili so- mut örnekler var mı? - Hem cemaatçi hem de akraba kadro- laşmasõ söz konusu. Bakõn, şu anda Haber Dairesi Başkan Yardõmcõsõ Ahmet Böken, Samanyolu TV’nin genel yayõn yönetme- niydi. TRT’nin yeni yayõna başlayacak olan Arapça koordinatörü Sefer Turan, Ka- nal 7 dõş haberler müdürüydü. Kürtçe ya- yõn yapan TRT 6’nõn haber sorumlusu Cumali Çaygeç Samanyolu’ndan geldi. Ahmet Böken, Samanyolu’ndaki kendi kadrosunu taşõdõ. Merkez Haberler’deki 2 editör, Ahmet Torun ve Cavit Atasever, Samanyolu’ndan geldi. Yine Samanyo- lu’ndan gelen Mehmet Çığın, TRT 2 ha- berlerde editör olarak görevlendirildi, ör- nekleri arttõrmak mümkün... Ayrõca Sa- manyolu’ndaki çeşitli programlar da eki- biyle tamamen TRT’ye geçti. Samanyo- lu’nda Faruk Bilgin’in yaptõğõ “Açı” ad- lõ program bütün formatõyla “Açılar” adõ altõnda TRT’de yayõmlanõyor. TRT’deki “Büyüteç” programõnõn sunucusu Savaş Genç, Samanyolu’nun internet sitesinde ha- ber yazõyor. Ayrõca inanõlmaz bir “hemşeri” ve akraba kadrolaşmasõ da var. - Yayınlarda nasıl değişiklikler oldu? - Dini programlarõn sayõsõ arttõ, diğer programlarõn da içerikleri dinselleştirildi. TRT ekranlarõndan “şeriat” övgüsü yapõl- dõ. Bu dönemde tarikat destekli medya ku- ruluşlarõnda çalõşanlar, TRT’de program yapmaya, sunmaya ve programlara konuk olarak katõlmaya başladõlar. İbrahim Şahin döneminde ise “dini olan-olmayan” prog- ram ayrõmõ kalktõ, neredeyse her program- da bir şekilde dinsel temalar işleniyor. - Bu kadar ne yaptınız da “istenmeyen adam” oldunuz? - İbrahim Şahin’in kadrolaşmanõn önün- deki engellemeleri kaldõrmak için hazõrla- dõğõ taslağa karşõ ciddi mücadele verdik ve AKP hükümeti ilk kez bir tasarõyõ Mec- lis’ten geri çekmek zorunda kaldõ. Şahin, bu “yenilgi”den sonra Haber-Sen üye ve yö- neticilerine yönelik baskõlarõnõ arttõrdõ. - Size ve arkadaşlarınıza ne tür yaptı- rımlar uygulandı? - TRT, yasasõ gereği TBMM tarafõndan denetleniyor. Haber-Sen TRT’nin gerçek anlamda denetlenmesi için KİT komisyo- nu üyeleri ve parlamentoyu da bilgilendi- riyor. Ve bu da TRT Genel Müdürü’nü çok kõzdõrõyor. Haber-Sen yönetim kurulu üye- si olarak benim KİT komisyonu toplantõ- larõnõ izlememem ve milletvekilleri ile gö- rüşmemem için görev saatlerim değiştiril- di, görev yerim değiştirildi. Son olarak da 4 Haziran’da yapõlan KİT komisyonu top- lantõsõnõ izlememem için sendikal gerekçem yok sayõlarak, son 15 yõldõr hiç yurtdõşõ gö- reve gitmezken, 1 haftada 2 kez yurtdõşõna gönderilmek istendim. Göreve gitmedi- ğim gerekçesiyle hakkõmda soruşturma açõldõ. Bana yöneltilen suçlamalardan birisi de görevlendirilmediğim halde izinsiz ola- rak KİT komisyonu toplantõsõnõ izlemekti. Hakkõmda açõlan soruşturmayla beraber, bu- güne kadar TRT’de görülmemiş şekilde açõ- ğa alõndõm, yani kurumla ilişkim askõya alõn- dõ ve yasaya aykõrõ şekilde kuruma girmem ve sendikal çalõşmalarõmõ yürütmem de en- gelleniyor. Maaşõmõn üçte ikisini alabili- yorum. KİT komisyonu toplantõsõ yapõldõ- ğõ 4 Haziran günü, çalõştõğõm ünitede, ça- lõşma arkadaşlarõma “işe gelmedim” ge- rekçesiyle aleyhime zorla tutanak imzalat- tõrõlmak istendi. Tutanağõ imzalamayan 3 ar- kadaşõm istekleri dõşõnda Ankara dõşõna ge- çici görevlendirildi. Ankara Radyosu’nda çalõşan sendika yöneticilerimiz, Fatih Eroğlu ve Korhan Rüzgâr da yine açõğa alõndõ ve kuruma girişleri yasaklandõ. TRT muhabiri Osman Köse TRT’deki kadrolaşmayı anlattı. Yargı kararı yok sayılıyor AYKUT KÜÇÜKKAYA İstanbul İl Özel İdaresi’nce 25 yõllõğõna THY Do&Co şirketine ki- ralanan Ortaköy’deki Gaziosmanpaşa İlköğretim Okulu’nun tarihi binasõyla (Fehime Sultan Yalõsõ-Naime Sultan Yalõsõ olarak da biliniyor) ilgili yar- gõdan yürütmeyi durdurma kararõ çõkmasõna karşõn “Boğaz’ın kıyı- sında inşaat” başladõ. İstanbul 2. İda- re Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararõnõ, “1. Grup korunması ge- reken kültür varlığı olarak tescil- li yapının bir kültür mirası olarak tarihi ve bedii niteliği gereği 25 yıl süre ile kiralanmasına ilişkin işle- min yerine getirilmesi halinde te- lafisi güç zararların oluşması ko- şulunun gerçekleştiği kanaatine” dayandõrmõştõ. Restarosyan çalõş- masõ ise Anõtlar Kurulu’nun 26 Ma- yõs 2009 tarih, 3710 sayõlõ kararõ doğ- rultusunda başlatõldõ. CHP’li il genel meclisi üyesi Aydın Gürhan, “Mah- kemenin yürütmeyi durdurma ka- rarı yok sayılıyor. İnşaat çalışma- larını görünce ‘Acaba mahkeme heyeti kararõ kaldõrdõ mõ’ diye sor- dum. Mahkemeden, ‘Hayõr’ yanı- tını aldım. O zaman inşaat nasıl başlıyor?” sözleriyle tepkisini dile getirdi. ? 15 Temmuz 2002’de kasõt un- surunun öne çõktõğõ yangõnla kulla- nõlamaz hale gelen Ortaköy’deki Ga- ziosmanpaşa İlköğretim Okulu’nun tarihi binasõnõn otel yapõlma girişi- mi ihale öncesi yargõya taşõndõ. CHP’li Gürhan tarafõndan mahke- meye “545 sayfadan oluşan, hal- kın okul talebini gösteren imza dosyası” da sunuldu. İstanbul’da, Boğaz’õn kõyõsõnda yaşanan olayõ İs- tanbul 2. İdare Mahkemesi’ne baş- vurarak yargõya taşõyan Gürhan, İs- tanbul Valiliği’ni dava ederek; mah- kemeden, “İstanbul İl Özel İdaresi İl Genel Meclisi’nin 9 Nisan 2008 tarih ve 2008-190 sayılı kararının ‘İl Özel İdaresi adõna kayõtlõ taşõn- mazõn 25 yõllõk kiralanmasõna dair’ kısmının iptali ile yürütmenin durdurulmasına karar verilme- sini” talep etti. ? Dava kabul edilirken Orta- köy’deki tarihi yapõ, İstanbul İl Özel İdaresi’nin 4 Aralõk 2008 tarihinde yaptõğõ ihaleyle KDV hariç yõllõk 5 milyon 400 bin YTL’ye, Türk Hava Yollarõ’nõn yüzde 50 ortak olduğu ik- ram şirketi THY Do&Co tarafõndan kiralandõ. ? İstanbul 2. İdare Mahkemesi ihaleden yaklaşõk iki ay sonra tarihi yapõ için “kültürel miras” vurgusu yaparak yürütmeyi durdurma kararõ verdi. Mahkemenin kararõnda İstan- bul İl Özel İdaresi’nin kültür varlõğõ olarak tescilli yapõyõ kiralamasõ sõ- rasõnda Kültür ve Turizm Bakanlõ- ğõ’ndan izin alõp almadõğõnõn sorul- masõ da kararlaştõrõldõ. ?Yargõ süreci sürerken Anõtlar Ku- rulu’nun 26 Mayõs 2009 tarihli kararõ doğrultusunda tarihi yalõnõn etrafõ ka- patõldõ, inşaata başlandõ. Tarihi okul binasõnda restorasyo- na başlanmasõnõn ardõndan mahke- menin verdiği yürütmeyi durdurma kararõ metnini İstanbul İl Özel İda- resi’ne elden teslim ettiğini söyleyen CHP’li Gürhan, yargõ kararlarõnõn hi- çe sayõldõğõnõ belirtti. BURHANİYE (Cumhuriyet) - “Atatürk’ün kızları” Prof. Dr. Türkan Saylan ve Prof. Dr. Türkel Minibaş’a adanan 20. Burhaniye Ören Tu- rizm Kültür ve Sanat Festivali sona erdi. İlçeye gelen konuklara ve Burhaniyelilere do- lu dolu üç gün yaşatan festivalde, önceki gün Rut- kay Aziz ve Tarık Akan’õn katõldõğõ Hikmet Çe- tinkaya’nõn yönettiği “Sanat ve Siyaset” konu- lu söyleşi gerçekleştirildi. Çetinkaya, “sanatın içi- ne tüküreyim” diyen zihniyetin iktidarda olduğunu anõmsatarak “Nasıl kuşaklar yetiştiriyoruz” so- rusunu yöneltti. Çetinkaya, “Bugün 1200 özel okuldan yakla- şık bini tarikatların, cemaatlerin elinde. Sayı- sız yurtları ve dershaneleri, 25 bin ışık evi var. Buralarda yetişen insanlar cumhuriyetin temel değerlerine bağlı mı? Demokrasi ve özgürlük- ten söz edenler tarikat yapılanması altında bu- luşuyorlar, liberaller ve döneklerle işbirliği ya- pıyorlar. Bunların gerçek amacı ne özgürlük- ler ne de demokrasidir” dedi. Sanat ve siyasetin tarihsel olarak iç içe olduğunu vurgulayan Rutkay Aziz, sanatõn siyasetten ba- ğõmsõz düşünülemeyeceğini vurguladõ. Aziz, “Amerika, silahlanmaya harcadığı pa- ra kadar sinemasına harcıyor. Çünkü bu sayede kendi sisteminin propagandasını yapıyor. Ben de sürekli sanatı siyasetle iç içe yürüttüm. 1980 öncesinde 1 Mayıs marşının kitlelere yayılma- sında o dönem sahnelediğimiz bir oyunun et- kisi vardır. Çeşitli dönemlerde baskılarla yüz yüze kaldık. 12 Eylül’den sonra oyunlarımız ya- saklandı. Buna karşı toplum yeterli tepkiyi ve- riyor mu? Bırakın bunu, kendine ‘sanatçõyõm’ diyenler ne yapıyor? Örneğin iki ay önce İs- tanbul’da bir grup sanatçı ve aydın yürüdük. Ama orada kendine sanatçıyım diyenler yok- tular. Aralarında bize ‘Siz ne yapõyorsunuz?’ di- yenler bile vardı” diye konuştu. Tarõk Akan da, sanatçõnõn yetiştiği ve yaşadõğõ topluma karşõ sorumluluğu olduğunu vurguladõ. Akan, konuşmasõnda: “Sanatçı, ülkesinde ve dünyada yaşanan olaylara karşı seyirci kala- maz. Sinemada da bu sorumululuk büyük. Ben bu sorumluluğu ilk planda gözetiyorum ve ye- rine getirmeye çalışıyorum. Önemli olan eğitim sistemi. Ülkenizin eğitim sistemi değiştirilyor- sa, ona göre insanlar yetişir. Bugün eğitim sis- teminde yöneticiler imam hatip kökenli” dedi. Festivalde dün de Hikmet Çetinkaya, Serdar Kı- zık, Turhan Günay ve Deniz Kavukçuoğlu, “Saylan ve Minibaş’ın Ardından” konulu söy- leşiye katõldõ. Yazarlar, söyleşinin ardõndan okur- larõna kitaplarõnõ imzaladõ. Sanata tüküren zihniyet iktidarda Yasal süreç beklenmeden THY’ye 25 yõllõğõna kiralanan Ortaköy’deki tarihi yalõyla ilgili bu kez de yürütmeyi durdurma kararõ yok sayõlarak inşaata başlandõ 20. Burhaniye Ören Turizm Kültür ve Sanat Festivali’nde sanat ve siyaset ilişkisi tartõşõldõ (Fotoğraf:SERKANYILDIZ) Karanfillerle uğurlama İstanbul Haber Servisi - Ha- va Harp Okulu Öğrenci Alay Ko- mutanlõğõ’nõn 2009 Yõlõ Tatbiki Eğitim Kampõ’na katõlacak olan 34’ü kadõn 737 Hava Harp Okulu öğrencisi, Kabataş İskelesi’nde dü- zenlenen törenle Yalova Hava Meydan Komutanlõğõ’na uğurlandõ. Hava Harp Okulu Öğrenci Alayõ dün sabah saatlerinde Hava Harp Okulu Öğrenci Alay Komutanõ Ha- va Pilot Kurmay Albay Sami Öza- tak komutasõnda ve askeri bando eşliğinde Elmadağ’dan Taksim Cumhuriyet Anõtõ’na kadar yürüdü. Buradaki törenin ardõndan öğrenci alayõ, otobüslerle Kabataş İskele- si’ne hareket etti. Öğrenciler bura- da düzenlenen törenden sonra kara- fillerle Yalova’ya uğurlandõ. 4 kişi denizde boğuldu SAMSUN (AA) - Samsun Yö- rükler Merkez Cami İmamõ Rama- zan Öz, İstanbul’dan gelen bacana- ğõ Sadõk Koçburan ve aileleri pik- nik yapmak için Yörükler beldesi, Fevzi Çakmak Mahallesi, Boğazağ- zõ mevkisinde sahile gitti. Burada denize giren Ramazan Öz’ün ço- cuklarõ Elifnur (12), Feyzanur (10), Hüsranur Öz (14) ve Sadõk Koçbu- ran’õn oğlu Yusuf Koçburan (13) akõntõya kapõldõ. Çevredekilerin müdahalesi ile Feyzanur Öz kurtarõ- lõrken, çocuklarõ kurtarmak için de- nize giren Sadõk Koçburan (35) ve diğer üç çocuk boğuldu. SP’den Çin protestosu İstanbul Haber Servisi - Saadet Partisi (SP), Doğu Türkis- tan’da yaşanan Çin katliamõnõ pro- testo etmek için “Doğu Türkistan ile Dayanõşma ve Zulmü Tel’in” mitingi düzenledi. Çağlayan Mey- danõ’nda toplanan SP’liler, “Katil Çin şaşõrma, sabrõmõzõ taşõrma”, “Zulme karşõ omuz omuza” slo- ganlarõ attõ. Mitingde konuşan SP Genel Başkanõ Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Doğu Türkistan’da ya- şanan katliama, hürriyetten, özgür- lükten, adaletten bahseden insanla- rõn seyirci kaldõklarõnõ belirtti. Polis müdürüne son görev İstanbul Haber Servisi - Gö- revli olduğu Şükrü Balcõ Polis Mes- lek Yüksek Okulu’nda geçirdiği ka- zanõn ardõndan kaldõrõldõğõ hastane- de hayatõnõ kaybeden polis müdürü Şentürk Demirci’nin cenazesi, dü- zenlenen törenin ardõndan toprağa verilmek üzere Bursa’ya gönderildi. Florya’daki Şükrü Balcõ Polis Mes- lek Yüksek Okulu’nda düzenlenen törene İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkõn’õn yanõ sõra Şen- türk Demirci’nin eşi Hatice, oğullarõ Ömer ve Eren Demirci ile yakõnlarõ, arkadaşlarõ, emniyet müdür yardõm- cõlarõ, şube müdürleri, ilçe emniyet müdürleri ve öğrencileri katõldõ. Çiçek’li çarşambalar İstanbul Haber Servisi - Çi- çek Bar’õn düzenlediği “Çiçek’li Çarşambalar” etkinlikleri kapsa- mõnda Güvenç Dağüstün Trio, 15 Temmuz Çarşamba günü sahne alacak. Fazõl Say, Genco Erkal, Zuhal Olcay ve Sertab Erener gibi birçok sanatçõyla birlikte çalõşan Dağüstün, Azeri türkülerinden caz parçalarõna, aryadan alaturkaya ka- dar geniş bir repertuara sahip. (Fotoğraf:CİHANORUÇOĞLU)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear