26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA20 NİSAN 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET 19HABERLERİN DEVAMI İstanbul B 20 Edirne Y 23 Kocaeli B 24 Çanakkale Y 20 İzmir B 25 Manisa Y 26 Aydın Y 26 Denizli Y 25 Zonguldak B 18 Sinop B 14 Samsun B 15 Trabzon B 15 Giresun B 15 Ankara B 19 Eskişehir Y 21 Konya B 18 Sıvas B 16 Antalya B 25 Adana PB 25 Mersin PB 23 Diyarbakır PB 19 Şanlıurfa PB 22 Mardin PB 17 Siirt PB 18 Hakkâri B 9 Van B 11 Kars Y 10 Oslo PB 11 Helsinki PB 5 Stockholm PB 9 Londra PB 18 Amsterdam PB 18 Brüksel PB 17 Paris PB 19 Bonn PB 18 Münih PB 15 Berlin PB 18 Budapeşte Y 20 Madrid Y 21 Viyana Y 20 Belgrad Y 21 Sofya Y 22 Roma Y 17 Atina Y 20 Zürih Y 20 Moskova Y 5 Aşkabat Y 15 Astana Y 19 Taşkent Y 29 Bakû PB 12 Bişkek B 23 Tiflis B 16 Kahire A 30 Şam A 22 Ülkemizin kuzey, iç ve batı kesimleri par- çalı çok bulutlu, öğ- le saatlerinden sonra Marmara’nın güneyi, Batı Karadeniz’in iç kesimleri, Kuzey Ege, Güney Ege’nin iç ke- simleri ve Göller Yö- resi sağanak diğer yerler az bulutlu ge- çecek. AÇI MÜMTAZ SOYSAL Devlet Politikaları ÇOĞUL bir başlık; çünkü, tek bir devlet politi- kasından değil, önemli bütün konularda o konu- ların niteliğine, kapsamına ve önemine göre ayrı ayrı devlet politikalarından söz edilmelidir. Örneğin Avrupa Birliği, Kıbrıs, Ege kıta sahan- lığı, Ermeni “soykırımı”, Güneydoğu gibi öyle so- runlar ve alanlar var ki, her biri için ayrı bir dev- let politikasının oluşturulması gerekecektir. Oluşturmaya katılım, uygulama sorumluluğu, sü- reklilik ve değiştirilebilirlik açısından. Ne demektir belirli bir konuda devlet politika- sı? Öyle bir politikadır ki o, enine boyuna tartışılmış, geçmişin derslerinden yararlanılarak olası tepki- leri sorumlular ve görevlilerce düşünülmüş ol- malıdır. Bunun bütün devlet mekanizmasınca iç- te ve dışta sadakatle uygulanması, her şeyden ön- ce, oluşturulmasına katılımın nasıl düzenlen- diğine bağlıdır. Bu işi iktidardaki bir tek partinin ya da partilerin, hatta yalnız birkaç devlet orga- nının iradesine bırakmak, uygulamadaki durak- samalara ve savsaklamalara kapı açmak demektir. O halde, belli bir dönemdeki sorumlu hükümetin yanına devletin sürekliliğini temsil eden ve böy- le davranması beklenen cumhurbaşkanını ekle- mek kaçınılmaz bir zorunluluk olarak ortaya çıkar; şimdi olduğu gibi devlet başkanı ile hükümet ara- sında geçmişten gelen bir yakınlık bulunsa da... Ayrıca, yakın geleceği düşünüp ana muhalefet de süreç içine alınmalıdır. Seçilmişlerin yanında atanmışlar, yani sivil ya da asker devlet görevlileri süreç dışında tutulabilir mi? Bunu yapmak, kendi kuralları gereği devletin sü- rekliğine bağlı insanların deneyiminden, yüksek sivil ya da asker bürokrasinin katkısından yarar- lanmamak demektir. Cumhuriyetin yakın geç- mişinde bu zorunluluk gözden uzak tutulmuş sa- yılmaz: Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmanın ciddi planlara bağlandığı dönemlerdeki Planlama Yüksek Kurulu ya da ulusal savunma ve güven- lik konularında şimdiki Milli Güvenlik Kurulu dev- let politikalarının oluşturulması ve uygulanma- sından sorumlu siyasiler ile yüksek bürokrasi ara- sında akılcı işbirliği için bulunmuş kuruluşlar sa- yılır. Son zamanlarda bu mekanizmaların iyi işletil- memesi, devleti özellikle dış politika ve ulusal güvenlik konularında gereksiz yanlışlara sürük- lüyor. Öyle bir hava esiyor ki, sanki devletin dav- ranışlarına toplumun genel ve köklü çıkarları değil de, deneyimleri yerel yönetim geçmişleriy- le sınırlı siyasilerin kendi uhrevi inançlarından kay- naklanan eğilimleri egemen olmaktadır. Oysa, laik cumhuriyetin bürokrasi yapısı, yüz- lerce yıllık köklü bir devlet deneyiminden yarar- lanmaya her zaman elverişli bir yapıdır. Bu yapı- dan yararlanarak sağlam devlet politikaları oluştur- madan uluslararası arenaya çıkmanın, yalnız bu ihmalin sorumlularına değil, bütün topluma zarar vereceği bilinmelidir. mumtazsoysal@gmail.com AB’den tartışılacak raporANKARA (ANKA) - Avrupa Bir- liği’nin 2009 yõlõna ait “Terorizm Du- rum ve Eğilimler Raporu - TE- SAT” yayõmlandõ. Raporda PKK / KONGRA GEL üyesi ya da sempa- tizanlarõnõn sonbaharda Abdullah Öcalan gösterileri sõrasõnda “kun- dakçılık, terörist saldırı, mala zarar ve çeşitli suçlar” işledikleri belirtil- di. Raporun bir dipnotunda ise “Al- manya’da PKK / KONGRA GEL tarafından girişilen saldırılar düşük öneme sahiptir. O nedenle siyasi ola- rak motive edildiği düşünülse bile terörist saldırı sayılmamaktadır. Avusturya PKK / KONGRA GEL’in beş saldırısını terörist sal- dırı olarak bildirmiştir” denildi. Raporun “Etnik-milliyetçi ve Ay- rılıkçı Terör” başlõğõnda, Avustur- ya’da üç başarõsõz, iki de başarõlõ kundaklama eyleminin PKK / KON- GRA GEL’e bağlandõğõ, bunlardan en az ikisinin doğrudan Türk hedefleri- ne yönelik olduğu belirtildi. ‘Türk hedeflerine karşı’ Raporda ayrõlõkçõ “ETA, Korsika, Kuzey İrlanda, Tamil Elam, PKK/KONGRA GEL” başlõklarõ altõnda örgütler birkaç paragrafta ta- nõmlandõlar. PKK / KONGRA GEL hakkõnda şöyle denildi: “Türkiye’de ‘Halkõn Savunma Güçleri’ olarak adlandırılan PKK / KONGRA GEL’in silahlı kanadı, bağımsız Kürdistan ya da en az Türkiye’nin güneydoğusundaki Kürt halkının kültürel ve siyasi özerkliği için mü- cadele etmektedir. Kimi AB ülke- lerinde çok sayıda Kürt, Avru- pa’da yeni sempatizanların dikka- tini çekmek üzere, gösteriler, yü- rüyüşler, kültür festivalleri, çeşitli kampanyalar gibi propaganda et- kinlikleri düzenleyebilmektedir. 2008 Ekim’inde PKK / KON- GRA GEL’in Türkiye’de hüküm- lü bulunan kurucusunun avukat- ları, müvekkillerinin hapishane- de kötü muameleye uğradığını açıklamıştır. Kürt medyasının iş- kence iddialarıyla ilgili yayımla- rından sonra PKK / KONGRA GEL’in propaganda kanadı Av- rupa’daki Kürtlerden ‘demokratik’ protesto mitingleri düzenlemeleri- ni istemiştir. Bu zemin üzerinde birçok üye devlette Kürtlerin ka- tılımıyla gösteriler düzenlenmiştir. Gösteriler sırasında PKK / KON- GRA GEL üyesi sayılan kişiler ya da sempatizanlar zaman zaman kundakçılık, terörist saldırı, mala zarar ve çeşitli suçlar işlemişlerdir. Bu eylemler temel olarak Türk hedeflerine karşı yapılmıştır. Gös- terilerin zamanlaması dikkate alın- dığında, bu eylemlerin PKK / KONGRA GEL tarafından orga- nize edildiği düşünülebilir.” ‘Propaganda çalışması’ Raporun 30’uncu sayfasõnda yer alan bir dipnotta ise “Şimdilik Al- manya’da PKK / KONGRA GEL tarafından girişilen saldırılar dü- şük öneme sahiptir. O nedenle si- yasi olarak motive edildiği düşü- nülse bile terörist saldırı sayılma- maktadır. Avusturya PKK / KON- GRA GEL’in beş saldırısını terö- rist saldırı olarak bildirmiştir. TE-SAT verileri, üye devletlerin te- rorizm tanımlarına dayanmakta- dır” bilgisi verildi. TE-SAT raporunun “Eğilimler” bölümünde ise PKK’yle ilgili olarak “Türkiye’de PKK / KONGRA GEL Kürt nüfusunun siyasi ve kültürel özerkliği için mücadelenin içindedir. Bu Almanya ve diğer Avrupa ül- kelerine şiddete başvurmayan ey- lemler ve propaganda çalışması olarak yansımaktadır” denildi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Büro- su) - 14. İzmir Kitap Fuarı, hafta sonunda doldu taştı. TÜYAP ve Türkiye Yayıncılar Birliği işbirli- ğiyle düzenlenen fuarda Cumhu- riyet Kitapları standında kitapla- rını imzalayan gazetemiz yazar- ları Hikmet Çetinkaya ve Serdar Kızık’ın imza gününde kuyruk- lar oluştu. Okurlar, Çetinkaya ve Kızık’a kitaplarını imzalatır- ken onlarla söyleşi olanağı da ya- kaladı. Kitapseverlerin akınına uğrayan fuara 306 yayınevi ve pek çok sivil toplum kuruluşu katılıyor. Kültürpark’ta gerçek- leştirilen İzmir Kitap Fuarı, 26 Nisan’a dek kitapseverlere kapılarını açık tutacak. MEHMET MENEKŞE AMASYA/BODRUM (Cumhuriyet) - Köy Ensti- tüleri mezunlarõ kuruluşunun 69. yõldönümünde enstitüleri anlattõ. Köy Enstitülerinin köylü- nün kalkõnmasõ ve aydõn- lanmasõndaki yeri ve kapa- tõlmasõ tartõşmalarõ hâlâ sü- rerken, mezunlarõ enstitü- leri anlattõ. Samsun’un La- dik ilçesindeki Akpõnar Köy Enstitüsü’nden 1949 yõlõnda mezun olan ve 35 yõl öğret- menlik yapan Halim Oral, enstitülerden “öğretmenlik bilgisi ve bilinci ile yetiş- tirildiklerini” vurguladõ. Oral, Köy Enstitülerinin sermaye sahipleri ve köy ağalarõnõn baskõsõyla kapa- tõldõğõnõ ifade etti. Halim Oral, “Köylünün uyanma- sını, kendi kendine yet- mesini, aydınlanmasını is- temediler, ağalık düzen- leri sürsün istediler. Bugün de halkın uyanması isten- miyor. Dini kullanarak kendi ağalıklarını sürdür- mek istiyorlar” dedi. Akpõnar Köy Enstitü- sü’nde eğitim alõrken ensti- tülerin kapatõlõş sürecine ta- nõklõk eden Nazım Öztürk, enstitülerin kapatõlmasõnõn sonuçlarõnõn bugün somut olarak yaşandõğõnõ belirtti. Öztürk, halkõn aydõnlanma- sõnõ istemeyenlerin Anado- lu’nun her yerinde “çoban ateşi” gibi duran enstitüle- ri kapattõğõnõ belirtti. Öz- türk, “O gün niçin kapa- tıldığını idrak edememiştik ancak bugün gelinen nok- tada enstitülerin niçin ka- patıldığını anlamak çok zor değil. Cumhuriyetin kazanımları bir bir yok oluyor” diye konuştu. Akpõnar Köy Enstitü- sü’nün ilk mezunlarõndan olan İsmail Oruç ise kapa- tõlan enstitülerin yerine imam hatip liselerinin açõl- dõğõna dikkat çekti. İsmail Oruç, “Türkiye yıllardan beridir dinsel bir yönetime doğru sürükleniyor. Ame- rika’da bulunan Fethul- lah Gülen Türkiye’yi ora- dan yönetiyor. Dün Köy Enstitüleri kapatıldı, bu- gün köyler boşaldı, köylü üretimden koptu. Köylü gelip peynirini, yumurta- sını, soğanını kentten alı- yor. Türkiye’yi imam ha- tipliler yönetiyor. Türki- ye’yi yöneten imam hatip felsefesi” diye konuştu. 69. yõlda Köy Enstitüleri PKK’nin Almanya’daki eylemlerinin ‘düşük öneme sahip olduğu’ ve ‘terörist saldõrõ sayõlmadõğõ’ belirtildi ‘İSLAMCI ÖRGÜTLERİN PARA KAYNAĞI DOLANDIRICILIK’ Raporda, Fransa’nõn okullarda türban giyilmesini yasakladõktan sonra teröristler tarafõndan “Müs- lümanlara düşmanlık beslemekle” suçlandõğõ da belirtilirken İslamcõ te- rör örgütlerinde daha fazla para bu- lunduğu, bunun da çoğunlukla do- landõrõcõlõktan geldiği kaydedildi. Raporun “İslamcı Terör” başlõ- ğõ altõndaki bölümüne göre 2008’de, AB’de 187 kişi İslamcõ terör şüp- hesiyle tutuklandõ. Tutuklamalar çoğunlukla Fransa ve İspanya’da gerçekleşti. 2008 yõlõnda Avrupa Birliği İslamcõ terorizmle ilgili tek saldõrõyla karşõlaştõ. İngiliz tabiyetine mensup bir kişi Güney İngiltere’de bir restoranõ bombaladõ. Bununla bir- likte İslamcõ terorizmle bağlantõlõ bir- çok etkinlik yapõldõğõna ilişkin 2008 yõl boyunca açõk kanõtlar bulundu. Güvenlik güçleri İspanya, Fransa ve diğer ülkelerde birçok saldõrõ planõ- nõ ortaya çõkardõ. ‘Örgütlere bağlı değiller’ Raporun “Nihai Özet” bölü- münde, “İslamcı terorizmin fi- nansmanıyla ilgili tutuklanan ki- şilerin çoğunluğu dolandırıcılığa karışmışlardır. Ayrılıkçı ve sol kanat teröre karışanların çoğun- luğu ise terorizmin finansmanın- da haracı kullanmaktadırlar” de- nildi. Tutuklamalarõn çok büyük sayõda “İslamcı terörle bağlantı” gerekçesiyle, kimilerinin ise Mag- rip El Kaidesi ve Özbek İslami Ha- reketi gibi örgütlere üyelik nedeniyle gerçekleştiği belirtildi. Tutukla- nanlarõn üçte ikisinin “bilinen” bir örgütle bağlantõlarõ bulunmadõğõ kaydedilen raporda, “Bir örgüte bağlı olmayan bireysel ya da grup örgütlenmeleri vardır, ancak El Kaide tarafından teşkil edilen küresel cihad ideolojisiyle bağ- lantılar söz konusudur” denildi. ‘SAVAŞ İLANI’ PKK’den bir tehdit daha 8 TUTUKLAMA İzmir’de operasyon ADANA DTP’lilerden protesto eylemi DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - PKK’nin önceki gün AKP’li yöneticiler ve Fethul- lah Gülen cemaatine bağlõ ku- ruluşlarõ hedef alacağõnõ açõkla- masõndan sonra örgütün üst dü- zey yöneticilerinden Murat Karayılan Fõrat Haber Ajansõ- na yaptõğõ açõklamada, çok sa- yõda DTP’linin tutuklandõğõ operasyonun “savaş ilanı” an- lamõna geldiğini söyledi ve ça- tõşmasõzlõk sürecini bitirebile- ceğini belirtti. PKK’nin gençlik örgütü Komalen Ciwan ise operasyonlara karşõ halka baş- kaldõrõ çağrõsõ yaptõ. Bu açõkla- malar üzerine Diyarbakõr’da geniş güvenlik önlemleri alõndõ. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir’de PKK’ye yönelik olarak gerçekleştirilen operasyonda gözaltõna alõnan 29 kişi adliyeye sevk edildi. Zanlõ- lardan 6’õ serbest bõrakõlõrken 23’ü tutuklama istemiyle nöbet- çi mahkemeye gönderildi. Mah- keme 8 kişinin tutuklanmasõna karar verirken 15 kişiyi tutuk- suz yargõlanmak üzere serbest bõraktõ. Operasyonda 30 kişi gözaltõna alõnmõş, 1 zanlõ, hak- kõndaki yakalama kararõ nede- niyle İstanbul’a gönderilmişti. ADANA(Cumhuriyet Bü- rosu) - 13 ilde yapõlan operas- yonlarda DTP üyelerinin gözal- tõna alõnarak, tutuklanmasõna tepki gösteren bir grup, Ada- na’da adliye binasõ önüne kadar yürüyüş düzenledi. DTP Sey- han İlçe Başkanõ Mehmet Nar- dan, “Partililerimiz üzerindeki baskõ sona erene ve tutuklanan- lar serbest bõrakõlõncaya dek ey- lemlerimiz sürecek” dedi. 5 da- kika oturma eylemi yapan grup, daha sonra dağõldõ. Çetinkaya ve Kızık okurlarıyla buluştu HALİM ORAL: Köylünün uyan- masını, aydın- lanmasını iste- mediler. Bugün de halkın uyan- ması istenmiyor. İSMAİL ORUÇ: Türkiye yıllardır dinsel yönetime doğru sürükleni- yor. Türkiye’yi yöneten imam hatip felsefesi. NAZIM ÖZTÜRK: Enstitülerin niçin kapatıldığını an- lamak zor değil. Cumhuriyetin kazanımları bir bir yok oluyor. Çağdaş Yaşamı Destekle- me Derneği Bodrum Şube- si de, Köy Enstitülerinin 69. kuruluş yıldönümünü bir dizi etkinlikle kutladı. Bodrum Öğretmenevi’nde bir araya gelen dernek üyeleri, ÇYDD ve Köy Enstitülerinin aynı amacı paylaştığını vurguladı. Da- ha sonra ilçe merkezindeki Hasan Âli Yücel Anıtı önünde gerçekleşen buluş- mada konuşan Dernek Şu- be Başkanı Meral Saraç- başı, Köy Ensitülerinin ve ÇYDD’nin Atatürk dev- rimlerine bağlı cumhuriyet yurttaşları yetiştirmeyi he- deflediklerini dile getirdi. ‘Aynı amacı paylaşıyoruz’ ALMAN VATANDAŞLIĞI ÖNERİSİ Erdoğan’dan ilginç tavsiye HANNOVER (AA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Almanya’da yaşayan Türk kökenli gurbetçilere “Alman vatandaşlığına geç- mekte tereddüt etmeyin. Vatandaşlık al- manın hakların teşkilini garanti edeceğini unutmayın” diye seslendi Eski Almanya Başbakanõ Gerhard Schrö- der’in 65. doğum günü davetine katõlmak amacõyla Hannover kentinde bulunan Başba- kan Erdoğan, burada Türk sivil toplumu örgü- tü temsilcileriyle bir araya geldi. Başbakan Er- doğan, burada yaptõğõ konuşmada, Türk kö- kenli Alman vatandaşlarõna oy kullanmalarõ çağrõsõnda bulunarak şunlarõ kaydetti: “Al- manya’da eylül ayında seçimler var. Bu se- çimlerde bir defa kesinlikle buradaki soy- daşlarımız, kardeşlerimiz sandığa gitmeli- dir. En ufak bir ihmal olmamalıdır. Aranız- da değerlendirmeleri yapmalısınız, kararlı- lığınızı ortaya koymalısınız ve sandığa git- me konusunda tüm sivil toplum örgütleri olarak seferber olmalısınız, Alman vatanda- şı olan tüm gurbetçi kardeşlerimizi ne ya- pıp yapıp sandığa götürmelisiniz. Unutma- yın, bazen öyle anlar gelir ki, birkaç oy ül- kenin mukadderatında sizlerin gönüllerin- den geçene tercüman olacak bir neticeyi do- ğurur. Bu nedenle bu oylar çok önemli. Mu- hakkak sandığa gidin, muhakkak sonuç üzerinde etkili olacak oylarınızı kullanın.” ‘Tercih yapmaya zorlananlara...’ Almanya’da yaşayan Türklerin Alman va- tandaşõ olmalarõ konusunda da çekinmeme- lerini isteyen Erdoğan, “Altını çizerek söy- lüyorum. Buna başka bir kılıf aramaya gerek yok. Burada rahat olun. Vatandaş- lık almanın hakların teşkilini garanti ede- ceğini unutmayın. Bunu özellikle yaşları 18 ve 23 arasında olan ve bir tercih yapıl- mak durumunda bırakılan gençlerimiz açısından söylüyorum” diye konuştu. Fotoğraf: EMRE DÖKER
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear