28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 18 NİSAN 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Türkiye Halkı Genelkurmay’ın dünkü açıklama notu haberini duy- madan önce bu başlıkla bir yazı yazma gereği duymuş, Ergenekon operasyonu nedeniyle bugüne bırakmıştım. Çünkü habercilik ve tartışmalar doğal olarak güncel yo- rumlar, eğilimlere göre, Genelkurmay Başkanı’nın çizdiği teorik çerçevenin, maksadının çok fazla dışına taşmıştı. Oysa ırklar ve dinler üzerinden yaşanan sorunlar, kutup- laşmalar, kan çıkmasına varan çatışmalar, işte tam da çok ayrıntı gibi görünen bu yorum farklarından yola çıkılma- sı ile başlıyor.. Kavramların özüne ilişkin algılamalar üze- rinden oynamalar ile birbirinin tam tersi sonuçlara varmanın düşünce düzeyinde sakıncası yok gibi görülse de, dün- yanın her yerinde toplumların yaşam pratiğinde bu özgürlük sınırlarını taşan ayırımcı düşüncelerin yaşama uyarlanmaya kalkışılması ile, ırklar ve dinler üzerinden çok ağır insan hak- ları ihlalleri, kanlı savaşlar, coğrafyaların paramparça ol- ması gündeme gelebiliyor.. İnancı gereği türban takmış bireyin insan hakkı ile ılım- lı siyasal İslama türbanın bayrak yapılması arasındaki sı- nırlar nasıl çizilecek? Türk-Kürt-Ermeni-Rumun, kimlik ve insan hakları, kan dökülmeden, bir arada, barış içinde yaşayarak nasıl korunacak? İşte Başbuğ, Türkiye’de ilk kez siyasi partiler, düşünce kurumları, sivil örgütlenme- lerin yapmadıkları bir açılımla, teorik tartışmayı gündeme taşıdı; Mustafa Kemal’in Cumhuriyetin kuruluş felsefe- sinden, ilkelerinden yola çıkarak, dünyanın güncel tar- tışmaları, sorunlarına da yanıt veren, düşünürlerden, dünya siyasilerinden, deneyimlerinden de alıntılarla bir çer- çeve çizdi. Özetle dünyada, ülkemizde, ırk ve dinlere ilişkin haklarda, özgürlük ve ayırımcılık sınırlarının çizilememesinden, insan haklarından yola çıkılma adına çatışmalara, kan dökülmesine yol açan, kavram kargaşasını sorgulayarak, temel hak ve özgürlüklerin sınırlarını çizdi. İnsan hakları için olmazlar ile, insan haklarının gaspedilmesine yol açan sınırlardan taşma arasındaki, ayrıntı gibi görünen uçurumlarda, de- yimin tam anlamı ile “kan çıkmasına” yol açan kavram kar- gaşasına karşı çözüm arayışını saygı ile karşıladım.. İnsan hakları örgütlenmeleri raporlarını, kavram tar- tışmalarını, yorum farklarını, barışa ya da kanlı çatışma- lara götüren sonuçlarını bilerek, Genelkurmay Başkanı’nın çizdiği teorik çerçevenin, dünyanın tek tartışılamaz yazı- lı metni “Temel Hak ve Özgürlükler” belgesi sınırları için- de kaldığını söyleyebilirim.. Genelkurmay Başkanlığı güncel sorunlara yanıt ararken bana göre dünya sorun- larına bakarak Dünya Felsefe Birliği’nin yaptığı tartışma- lara, vardıkları sonuca da yabancı durmamış; günümüz- de bireyin özgürleştirilmesi üzerinden, özgürlüklerden yo- la çıkılarak, ortaya çıkan sorunlar, kanlı çatışmalar karşısında, satır arası gibi görünen çok temel bir sorunun da varlığını keşfetmiş. Aynı coğrafyayı paylaşan, aynı ül- kenin vatandaşlarının dinler ve ırklara ilişkin kimliklerinin, alt kimlik olmaktan çıkarılarak üst kimlik yapılmaya kal- kışılması ile kıyametin kopmakta olduğu gerçeğinin de al- tını çizme gereğini duymuş. Yine Dünya Felsefe Birliği’nin yaptığı üzere de barışın yolunun ancak ırk ve dine ilişkin alt kimliklerden arınmış olarak ortak üst kimlikte buluşma ile olabileceği sonucunun da altını çizmiş. Bir uluslararası seminerde Halil İnalcık, ayırımcılığı, dün- yada farklı boyutlarda her yerde yaşanmakta olan öteki- ler sorununu anlatırken, sorduğum soru üzerine Musta- fa Kemal’in ulus tanımının çağının en gerçekçi, en ileri, bugünkü çokkültürlülüğü içeren, ırkçılığı reddeden bir te- meli olduğunu söylemişti. Dünkü Genelkurmay notunda da altı bir kez daha çizilen, Mustafa Kemal’in el yazısı ile belgelenen, “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir” sözleri bugünkü felsefi boyutu yakala- mış olarak, vatandaşlık kimliğinde ırk ve dine yer vermi- yor. Bu ülkenin vatandaşı olan herkesi, ırkı, dini inancı ne olursa olsun, isterse dinsiz olsun ayırmıyor.. Elbette Mustafa Kemal’in ulus kavramı da, Genelkur- may’ın, Dünya Felsefe Birliği’nin Temel Hak ve Özgürlükler sınırları içinde kalan, ayırımcılıkları reddeden, ırklar ve din- ler üzerinden siyasal örgütlenmeleri, siyaset yapılmasını insan haklarına darbe olarak gören güncel açılımları, Tür- kiye Cumhuriyeti’ni Türkçü, Kürtçü, İslamcı kimliklerle ta- nımlama savaşı veren ayrılıkçıların hiçbirinin işine gelmi- yor. Bunu doğrudan söyleyemedikleri için de kavram kar- gaşası yaratacak sözcüklerle kırıtıp-kıvırtıp duruyorlar.. soner@cumhuriyet.com.tr İş yok, aş yok ama yine de mutluymuşuz TÜİK’in Yaşam Memnuniyeti Araştõrmasõ: Yurttaşlarõmõzõn yarõdan fazlasõ ay sonunu zor getiriyor, ancak yüzde 86’sõ kendini mutlu hissediyor. Ekonomi Servisi - Türkiye’de yurttaşlarõn yüz- de 52’si ay sonunu zor getirirken yine de yüzde 86’sõ kendini mutlu hissediyormuş. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Yaşam Memnuniyeti araştõrmasõna göre yurttaşlarõn sadece yüzde 1.2’si kolay geçimini sağlarken, bireylerin yüzde 30.3’ü orta düzeyde mutlu, yüzde 47.5’i mut- lu, yüzde 8.2’si ise kendini çok mutlu olarak ifa- de ediyor. AA’nõn TÜİK verilerinden yaptõğõ der- lemeye göre, mutsuz olduğunu belirtenlerin oranõ yüzde 11.4 iken, çok mutsuz olanlarõn oranõ da yüz- de 2.5 düzeyinde bulunuyor. Hanehalkõ gelir grubuna göre bireylerin mutlu- luk düzeyi incelendiğinde, mutluluğun gelirle doğru orantõlõ olduğu ortaya çõkõyor. Geliri 2 bin 500 lira ve üzerinde olan bireylerden mutlu ve or- ta düzeyde mutlu olduğunu söyleyenlerin oranõ yüz- de 95. Türkiye Kamu-Sen ise araştõrma ile ilgili ola- rak “TÜİK, masa başından kalkıp vatandaşla- rın arasına girdiğinde daha gerçekçi sonuçlara ulaşacaktır” açõklamasõnõ yaptõ. Yüzünüzü Asya’ya dönün Çok iyi büyüme hõzõ olduğunda da işsizliğin giderilemediğini hatõrlatan Sabancõ, sorunun yalnõz işçi ve işverene bõrakõlamayacak kadar ciddi olduğunu vurguladõ. Ekonomi Servisi - Avrupa’nõn ekonomik gidişatõ konusunda çok kötümser olduğunu söyleyen Ulus- lararasõ Finans Enstitüsü (IIF) Global Makroekonomik Analiz Bölüm Baş- kanõ Philip Suttle, “Avrupa genel olarak kötü durumda. Bırakın ar- tık AB’ye girme çabalarını” dedi. Garanti Masters Özel Bankacõ- lõk’õn davetlisi olarak İstanbul’da konferans veren Suttle, özellikle Al- manya’nõn başõnõn dertte olduğunu vurgulayarak “Türkiye, en çok ih- racat yaptığı ülke Almanya konu- sunda düşünmeli. Artık Avrupa’yı bırakıp Asya’nın bir parçası ol- manın vakti geldi” dedi. Krizin so- na erme aşamasõna geldiğini vurgu- layan Suttle, “Küresel ekonomide iyileşmenin filizlerini görmeye baş- ladık. Ancak global işsizlik ora- nında gözle görülür bir artış olacağı kaçınılmaz” diye konuştu. ‘Tabana yaklaştık’ Türkiye’nin krizden en az etkilenen ülkelerden olduğunu kaydeden IIF Avrupa Direktörü Jeffrey Anderson, “Türkiye’nin 2009 GSMH büyü- mesine ilişkin beklentimizi yüzde 6.5 küçülmeden yüzde 7. 5 küçül- meye revize ettik. Ancak bunun bü- yük bir kısmı oldu bitti bile. Ta- bana yaklaştık, bu bize ümit vere- bilir” dedi. Güler Sabancõ: İstihdam büyüme ile çözülemeyecek, özel çalõşma yapõlmasõ gerekiyor Ekonomi Servisi - Sabancõ Holding Yönetim Kurulu Başkanõ Güler Sa- bancı, işsizliğin düşüşünün sadece bü- yüme hõzõnõn artmasõ ile olmayacağõnõ be- lirterek, “İç talebi arttıracak önlemle- ri almakla işsizliği zamanla yüzde 9 ci- varına çekebiliriz ama daha da aşağıya çekebilmek için şimdiden alınması gereken önlemler vardır” dedi. Konunun en kõsa zamanda Ekonomik Sosyal Kurum’da görüşülmesini vurgu- layan Sabancõ, dünyada önemli bir oyun- cu olmak için de işgücünün çok iyi de- ğerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Sa- bancõ, Türkiye’de daralmanõn önümüz- deki üç ayda duracağõ ancak işsizliğin art- maya devam edeceği öngörüsünde bu- lundu. Sabancõ Holding Yõllõk Paylaşõm Top- lantõsõ’nda konuşan Sabancõ, krizin bü- yük değişimlere yol açtõğõnõ dile getirdi. “Bu yeni dünya düzeninde artık tü- keticiler daha ekonomik ve seçici, sermaye de daha şeffaf ve yatırımlar konusunda daha hassas olacak” diyen Sabancõ, siyasilerin yeni bir seçime ka- dar geçecek üç yõllõk süreyi iyi değer- lendirerek küresel “kilit oyuncu” olmak için çaba göstermesi gerektiğini söyledi. Net satõşlar 23 milyar lira olacak Sabancõ Holding Üst Yöne- ticisi Ahmet Dördüncü, bu yõl konsolide net satõşlarõnõn yüzde 17 artõşla 23 milyar TL civarõnda olmasõnõn planlandõ- ğõnõ açõkladõ. Dördüncü’nün verdiği bilgiye göre: Holdingin geçen yõl 20 mil- yar TL olan konsolide net sa- tõşlarõ, bu yõl yüzde 17 artõşla 23 milyar TL civarõnda olacak. 2008’de 2.7 milyar TL olan faaliyet kârõnõn bu yõl yüzde 11 artõşla 3 milyar TL’ye ulaşma- sõ bekleniyor. Holding, bu yõl 1,3 milyar dolar ithalat, 1 mil- yar dolar ihracat planlõyor. Ge- çen yõl 1 milyar dolar yatõrõm yapan holding, bu yõl 1.4 mil- yar dolar yatõrõm planlõyor. Bunun 1 milyar dolarõ enerji ya- tõrõmlarõ için kullanõlacak. Ekonomi Servisi - Algida Genel Müdürü Ahmet Coşar, 2008’de ciroda yüz- de 20 büyüdüklerini belirterek, bu yõl bu rakamõn üstüne çõkmayõ hedefledik- lerini söyledi. Algida’nõn sezon açõlõş toplantõsõnda konuşan Coşar, son üç yõl- da 45 milyon avro yatõrõmla fabrika kapasitesini iki katõna çõkardõklarõnõ be- lirterek, “Türkiye Unilever içinde Avrupa’nın 2., dünyanın 3. büyük dondurma operasyonu. Türkiye bu yıl dünyada ikinciliği hedefliyor” dedi. Coşar, Türkiye dondurma sektörünün geçen yõl 750 milyon avro- luk raf cirosuyla yüzde 8 büyüdüğünü dile getirdi. Algida Pazarla- ma Direktörü Şükrü Dinçer ise, “Bu yıl 12 yeni ürün piyasaya sun- duk. Promosyon çalışmalarımız yıl içinde devam edecek” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanõ ve Başbakan Yar- dõmcõsõ Nazım Ekren, yeni bir vergi affõnõ makul gördüklerini belirterek, “Vergi indirimleri konusunda eğer tepkiler olumlu olursa, bütçe açık- larının trendi bize ipucu verdiğinde oturup bir daha gözden geçiri- riz” diye konuştu. Ekren, işsizlikle ilgili ikinci bir paket düşündüklerini be- lirterek, “İşsizlik ödeneğinden yararlanma imkânlarına hem miktar hem de yararlanabilecekler bakımından bir esneklik getirebiliriz. İki üç yıl için- de üç-dört paket daha var” dedi. Ekren, IMF ile görüşmelerin çok kõsa bir sü- rede sonuçlandõrõlacağõnõ ileri sürerek “IMF’den gelecek kaynağı reel sektör ve sosyal kesimlerle ilgili kaynaklara bakıp orada değerlendirebiliriz” dedi. Avrupa süreci hõz- lanmalõ Hukuk reformu ya- põlmalõ Vergi mevzuatõnda değişen koşullara göre değişiklik ya- põlmalõ Türk Ticaret Ka- nunu hemen çõkar- tõlmalõ İşsizlikle ilgili ka- lõcõ yapõsal re- formlar yapõlmalõ. Öncelikli sorun işsizlik SABANCI TÜRKİYE’NİN TERCİH EDİLEN ÜLKE OLMASI İÇİN GEREKENLERİ ŞÖYLE SIRALADI: Bir vergi affı daha geliyor IIF ANALİZ BAŞKANI: Dondurmada büyümeye devam Ahmet Dördüncü Güler Sabancı Ahmet Coşar
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear