26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 10 NİSAN 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Büyükerşen: Umarım Bana İhtiyaç Duyulmaz Zeki Sezer, pazar günü toplantıya çağırdığı il başkanlarıilepartimeclisine,genelbaşkanlıktanke- sin olarak ayrıldığını açıklayacağını söylemeseydi bile bugünkü “Düzyazı”nın konusu DSP olacaktı. Ama doğal olarak, bir zamanlar Bülent Ecevit’in çizdiği rotayı izleyerek yükselen demokratik solu, bugün ara ki bulasın durumuna getirmekte birbir- leriyle yarışan kadrolara hak ettikleri eleştirilerin yer aldığı bir yazı tasarlıyordum. DSP Genel Başkanı Sayın Zeki Sezer, parti içi karşıtlarının pazar günkü toplantıda kendisine yö- nelteceğieleştirileribeklemeden,dahasıeskiyolar- kadaşlarından birisinden medya aracılığı ile gelen ucuz polemiklere de yanıt vermeye gerek duyma- dan, önceki gün kamuoyunun önüne çıktı. Biraz hüzün, biraz duygusal gerekçelere de dayanarak tam zamanında verilmiş kararını açıkladı. Cumhuriyet dışındaki dünkü gazetelerin hemen tümünde tek sütun başlıkların altında, bizim politi- kacılarımızın pek azının seçim yenilgilerinden son- ra başvurduğu sözde mazeretlere yer vermeyen is- tifa kararı, demokratik solcuların önüne, partilerinin kurulduğundabuyanabelkideilkkezçıkmışbirola- nağı kullanma fırsatı veriyor. Sadece, bugün çok küçülmüş olan partilerinin değil, Türk solunun da kaderini belirleme olanağı- nınyukarıdanempozeedilmeden,DSPbüyükkon- gresinin delegelerinin elinde olacağını anımsatıyor. Fırsatı değerlendirebilmek 29 Mart yenilgisinin sorumlusu oldukları söyle- nerekpartininbeşmilletvekilinikesinvetedbirliih- raç isteği ile Disiplin Kurulu’na sevki ile başlayan iç tartışma, öylelikle bir yandan dışa yansıyor. Öte yandanasılnedenlerinbulunupyeniçözümlerinya- şama geçirilebilmesi fırsatını da vermiş görünüyor. Ofırsatındeğerlendirilipdeğerlendirilemeyeceği, bu ağır yükü taşımaya talip olacak yeni genel baş- kan adaylarının ortaya çıkmasından sonra kesinlik kazanacak. Partinin ağır toplarından, Sezer’in eski ve yakın yol arkadaşı Tayfun İçli mi? Yoksa, 29 Mart yerel seçimlerinin oy havuzuna Şişlililerin oylarının yüz- de 67’sini kişisel çabası ve sarı atkılı amblemi ile taşıyan Mustafa Sarıgül mü? İkincisi,zamanlamasorununutamamlamamışol- malı ki, adayım diye kamuoyunun önüne çıkmadı. Sadece parti örgütünün çok önemli kesimi ile sı- nırla kalmayan, sivil toplum örgütleri liderlerince ve sokaktaki vatandaş tarafından da paylaşılan, bir başka aday Yılmaz Büyükerşen. Eskişehir’in ef- sane başkanı, düne kadar bu tartışmaya karışmak- tan adeta kaçan bir politika izlerken önceki gece NTV’nin “Canlı Gaste”sinin başarılı yöneticisi Can Dündar’ın sorgulamasından kurtulamadı. Ve “... Bana ihtiyaç kalmamasını ümit ediyorum ama...” lı bir söyleşide yepyeni şeylerden söz etti. (İlgile- nenleriçinNTVMSNBCsitesindetammetinvar) Büyükerşen “29 Mart seçimlerinde Türkiye’nin alternatif aradığını ve mevcut alternatiflerden hiçbi- risinin yeterli olmadığını herkesin görmesi gerekti- ğini söylüyor. CHP ve MHP seçimlerde ilerleme kaydettikleri halde alternatif olabileceklerine dair ışık veremedi- ler. Her iki partide bölgesel olarak geliştikleri, top- lam oy oranlarını arttırdıkları halde, geniş bölgeye bakıldığında gerilediler” diyor. Siyasetin önünü tıkayan 3 büyük problem... Büyükerşen’e göre Türkiye’de tıkanan siyasetin önünde 3 büyük siyasi problem var. Bunları, ikti- dar, muhalefet ve siyaset düzeni olarak tanımlı- yor. Genelseçimlerdeneredeyse2seçmenden1’inin oyunualarakparlamentodaeziciüstünlüksağlayan AKP’nin, kronikleşmiş problemlere neşter atama- dığını, dünyanın değişen şartlarını değerlendire- mediğini, halkı yeni ufuklar için seferber edemedi- ğiniilerisürerekAKP’yiufkuolmayanvetoplumun önemli bir kesimi ile kavgacı bir iktidar olarak tanımlıyor. Yıllarcadahaadilbirbölüşümisteğinitekrarlayan halka, sosyal demokratların da demokratik solcu- ların da alternatif bir program sunamadığını söyle- yerek kesin tavır almış oluyor. “Mesele parti ya da kişilerin isminde değil, başa- rısızolanıcezalandıracakbirsistemolsa,enindeso- nunda başarılı olacak kişiler bulunur… Partiler Ka- nunu, Seçim Kanunu değişmedikçe sistem değiş- meyecektir.” Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin üçüncü kez başkanlığının sorumluluğuna talip olan ve kazanan Büyükerşen,CanDündar’aseçimmazbatasınıdört gün önce almış bir politikacı olarak Eskişehir’den ayrılmayı şimdilik düşünmediğini söyledi. Ama… Evet o “ama”yı “düzenin değişmesi de dahil bana ihtiyaç duyulmamasını ümit ediyorum” di- ye sürdürdü. Kimseyi daha fazla germeden o söyleşinin son tümcelerini Büyükerşen’in ağzından yineleyeyim. “... Türkiye siyasetinin bana ihtiyacı olduğunu ke- sinlikle hissedersem, siyasetin yeni bir soluk kazan- ması için üstüme görev düştüğünü görürsem, bu- nu da başarabileceğime inanırsam, elbette ki genel başkanlığı değerlendiririm.” Biraz uzun, azıcık ihtiyatlı ama yaşayıp da duy- muş olsa idi liderliği üstlenmesi için ona ilk öneriyi yapanrahmetliBülentEcevit’ibileumutlandıracak yeni bir yaklaşımı sergiliyor... Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net Akademik çevreler, üniversiteleri parçalama planõnda amacõn kadrolaşma olduğunu söyledi ‘Ele geçirme operasyonu’ ANKARA/ İSTANBUL (Cumhuriyet) - YÖK’ün üni- versitelerin parçalanmasõna yö- nelik yasal çalõşma başlatmasõ eğitim sendikalarõ ve akademik çevrelerin tepkisini çekti. Kök- lü ve büyük üniversitelerin bö- lünmesiyle amaçlananõn yük- seköğretim kurumlarõnõn mu- halefetini tamamen ortadan kal- dõrmak ve bu kurumlarda kad- rolaşmak olduğu vurgulandõ. YÖK’ün kurduğu komisyo- nun çalõşmalarõ kapsamõnda İs- tanbul, Gazi, Marmara, Selçuk, Uludağ ve Dokuz Eylül üniver- sitelerinin yanõ sõra öğrenci sayõsõ 40 bini geçen bütün üniversite- lerin bazõ birimlerinin yeniden yapõlandõrõlarak yeni üniversite- ler kurulmasõ amaçlanõyor. Karara tepki gösteren isimler arasõnda, henüz 3 ay önce kendisi de bir YÖK üyesi olan İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet de yer aldõ. ‘BİZİ RAHATSIZ EDER’ Söylet, konu ile ilgili üniver- siteye ulaşmõş herhangi yazõlõ bir belge bulunmadõğõnõ belirterek, “Eğer böyle birşey varsa bu bi- zi tabi ki rahatsız eder” dedi. İÜ’nün rektör adaylarõndan Orman Fakültesi Öğretim Üye- si Prof. Dr. Melih Boydak, ka- rarõn üniversitelerdeki öğretim üyelerinin, dekanlarõnõn ve üni- versite yönetiminin görüşleri alõnmadan yapõlmasõnõn yanlõş olduğunu belirterek, “YÖK ta- rafından alınan bu karar olumsuz sonuçlar doğurabilir. YÖK’ün yaklaşım biçimi hiç demokratik değil” yorumunda bulundu. Tüm Öğretim Elemanlarõ Der- neği (TÜMÖD) Başkanõ Prof. Dr. Alpaslan Işıklı, üniversite- lerin görüşü alõnarak demokra- tik bir ortamda bazõ düzenle- meler yapõlabileceğini fakat üni- versitelerin pek çok önemli so- runu varken böyle bir düzenle- menin gündeme getirilmesinin doğru olmadõğõnõ belirtti. Üni- versitelerin bölünerek yeniden yapõlandõrõlmasõnõn önceliği ol- mayan bir konu olduğunu dile getiren Işõklõ, “Rektör atama- larında YÖK’ün ve Cumhur- başkanlığı’nın izlediği yola bakılırsa üniversitelerin ter- cihlerini hiçe sayan atamalar yapıldığı görülecektir. Bu ör- nek önümüzde olduğu için parçalanıp kurulacak üniver- sitelerde de aynı durumun or- taya çıkmasından endişe edi- liyor” diye konuştu. ‘KARPUZ BÖLMEYE BENZEMEZ’ Marmara Üniversitesi (MÜ) İletişim Fakültesi Öğretim Üye- si ve Tüm Öğretim Üyeleri Der- neği İstanbul Şube Başkanõ Doç. Dr. Cüneyt Akalın, “Üniver- siteler zaman içinde oluşurlar. Üniversite kurmak köprü yap- maya, üniversiteyi bölmek karpuz bölmeye benzemez” dedi. Bahsedilen üniversitelerin Türkiye’nin önde gelen akade- mik eğitim kurumlarõ olduğunu ifade eden Akalõn, “YÖK’ün teşhisi yanlıştır. YÖK bu ka- rarı alırken kimseye danış- mamıştır. Üniversitelerin bö- lünmesi hiçbir sorunu çöz- mez tam tersine yeni sorunla- ra yol açar” diye konuştu. Eğitim-İş Genel Başkanõ Yüksel Adıbelli, AKP’nin YÖK Başkanõ ve üyeliği ile rektör- lüklere kendisine yakõn isimle- ri getirdiğini kaydetti. AKP’nin büyük üniversitelere de kendi- sine yakõn ya da türbanõ savunan rektörleri atamasõna karşõn, ik- tidarõn büyük üniversiteler üze- rinde tam bir egemenlik kura- madõğõnõ ifade eden Adõbelli, üniversitelerin muhalefetinin ta- mamen ortadan kaldõrõlmak is- tendiğini kaydetti. Adõbelli, “Bu bir ele geçirme operasyonu- dur. Bütün sendikalar ve eği- timcilerimizin buna karşı dur- ması gerekir. AKP, MEB’i ta- rikatlara teslim ettiği gibi 50- 80 yıllık üniversitelerimizi de çökertmek için elinden geleni yapacak” dedi. ‘PİYASALAŞTIRMA ÇALIŞMASI’ Eğitim-Sen Genel Başkan Zü- beyde Kılıç da üniversite bile- şenlerinin söz konusu süreçten haberi olmadõğõnõ kaydetti. Bölünmeye gerekçe gösteri- len “yönetim zorluğunun” üniversitelerde katõlõmcõ de- mokratik bir süreç işletilmesi durumunda ortadan kalkacağõ- nõ söyleyen Kõlõç, “Uzun za- mandır yapılmak istenen üni- versiteleri piyasalaştırmak için bazı çalışmalar yapılı- yor. Parçalara ayrılmış üni- versite birimlerinin başına işi yalnızca yöneticilik olan ki- şiler getirilecek” dedi. Yurtkuran: Tarikatların önünü açacaklar LEVENT GENCELLİ BURSA - Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanvekili ve eski Uludağ Üniversitesi Rektö- rü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, YÖK’ün büyük üniversiteleri bölme operasyonuyla eşzamanlõ, bü- yük kentlerde tarikatlara özel üniversiteler kur- durulacağõnõ öne sürdü. Yurtkuran, üniversitelerin bölünmesinin temel amacõnõn yandaş kadrolara yer açmak olduğunu iddia etti. Uludağ Üniversitesi’nde kendisinden ön- ce görev yapan tüm rektörlerin üniversiteyi bü- yütmek için çaba harcadõğõnõ belirten Prof. Dr. Yurtkuran, “YÖK’e şimdi istek üzerine, ‘Üni- versitemiz çok büyük. Bölünüp yeni üniversite ya- põlabilir’ önerileri gönderiliyormuş. Bu kabul edilecek bir şey değil” dedi. Gemlik ilçesinde ye- ni bir üniversite kurulmasõ için altyapõyõ hazõrla- dõklarõnõ vurgulayan Yurtkuran, “Gemlik’e, Tür- kiye’nin kıskandığı bir kampusu Sayın Asõm Kocabõyõk’ın çok büyük katkısıyla kurduk. Burası üniversiteye dönüştürülebilir. Ama bu- nu yapmıyor ve Uludağ Üniversitesi’ni toprağı ile birlikte bölmek için taktik geliştiriliyor. İş- başındaki rektör arkadaş da, bölünmeyi sa- vunabiliyor” diye konuştu. Atatürkçü Düşünce Derneği Bursa Şubesi’nce hazõrlanan bir raporda üniversitelerin bölünmesiyle eşzamanlõ olarak tarikatlarõn büyük kentlerde ye- ni vakõf üniversiteleri kuracağõ belirtildi. ‘ARAZİ TAHSİS EDİLİYOR’ Bursa’da uzun süredir kamu arazileri üzerinde vakõf üniversiteleri kurmak için kulisler yapõldõ- ğõna dikkat çekilen ADD raporunda, şu görüşle- re yer verildi: “Köy Hizmetleri kapatıldı. Ankara yolu üzerinde paha biçilemeyen arazisi üzerinde Fethullahçı yapılar pazarlıklara giriştiler. Yıl- dırım Belediye Meclisi’nden ayrıcalıklı imar iz- ni çıkarıldı. Burada vakıf üniversitesi kurula- cak. Yıldırım Belediyesi’nin arşivinde hangi der- neklerin özel üniversite kurmak için başvuru- da bulunduğuna yönelik belgeler var. AKP, bir yandan Türkiye’de tümüyle ele geçiremediği üniversiteleri bölmeye çalışırken tarikatlar arası çekişmeye de hakemlik yapıyor. Fethul- lah Gülen’e yakın isimlere arazi tahsisi günde- me gelince Süleymancılara da Yalova yolu ya- kınlarında yer aranmaya başlandı. Vakıf ara- zisinde kurulduğu gerekçesiyle eski Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçõnbayõr’ın girişimleriyle kaldırılan eski genelevlerin bulunduğu arazi- nin, vakıf üniversitesi olarak değerlendirilmek üzere ayrıldığı iddiaları var.” ‘Fazlatezleratılmışolabilir’ MAHMUT LICALI ANKARA - YÖK’ün 5 muhalif üyesinin karşõ çõktõğõ Yükseköğretim Yasasõ’nda de- ğişiklik yapõlmasõna ilişkin taslakta YÖK Başkanõ ve YÖK üyelerine kira yardõmõ ya- põlmasõ da öngörülüyor. Düzenlemeyle YÖK Denetleme Kurulu’ndan Genelkurmay Başkanlõğõ’nõn üyesi çõkarõlõrken kurula Başbakanlõk’õn yanõ sõra Adalet, İçişleri ve Maliye bakanlõklarõnõn üye göndermesi dü- zenleniyor. YÖK’ün muhalif üyeleri Prof. Dr. Engin Ataç, Prof. Dr. Mustafa İlhan, Prof. Dr. Tun- çalp Özgen, Prof. Dr. Fikret Şenses ve Bü- lent Serim’in önceki gün yaptõklarõ açõkla- mayla karşõ çõktõklarõ Yükseköğretim Yasa- sõ’ndan yapõlacak değişiklikler özetle şöyle: İdari teşkilat: Yasanõn 7. maddesinde yapõlan düzenlemeyle 124 sayõlõ Kanun Hükmünde Kararname’de belirtilen YÖK’ün idari teşkilatõ yenileniyor. Buna göre, Eğitim- Öğretim Daire Başkanlõğõ, Eğitim İşlemle- ri ve Öğretim İşlemleri Daire Başkanlõklarõ olmak üzere ikiye ayrõlõyor. Düzenlemeyle Kurum Özel Büro, Denetleme Kurulu Özel Büro gibi büro başkanlõklarõ oluşturulurken Dõş İlişkiler, İnsan Kaynaklarõ, Kadro ve Gö- revlendirme Daire Başkanlõklarõ kuruluyor. Kira yardımı: Taslak, YÖK çalõşanla- rõnõn haklarõ ve gelirleri yeniden düzenle- niyor. Buna göre “ÖSYM uzmanı” kadro- su oluşturulurken öğretim elemanlarõnõn YÖK’te çalõşmasõna yönelik bazõ düzenle- meler yapõlõyor. YÖK’te Daire Başkanlõğõ’na atanma koşulu olarak aranan “doktora yapma şartı” kaldõrõlõyor. Düzenlemeyle sü- rekli görev yapan üyelere (YÖK Başkanõ, YÖK Genel Kurul üyeleri, Denetleme Ku- rulu Başkanõ ve Denetleme Kurulu üyeleri) kira yardõmõ yapõlmasõ öngörülüyor. YÖK gelirleri: Taslakla yükseköğretim kurumlarõna bağlõ döner sermaye işletmele- rinin gayri safi hasõlalarõnõn yüzde 2’si, va- kõf yükseköğretim kurumlarõnõn yõllõk ge- lirlerinin yüzde 1’i, vakõf yükseköğretim ku- rumlarõnõn önceki yõldan devreden finansman fazlasõnõn da yüzde 25’inin YÖK’e gelir ola- rak aktarõlmasõ sağlanõyor. YÖK’ün sem- pozyum ve panellerden de gelir elde etme- si düzenleniyor. YÖK’e aktarõlan gelirlerden oluşturulan fondan YÖK Başkanõ ve yar- dõmcõlarõna harcama yapma yetkisi tanõnõyor. Denetleme Kurulu: Yasanõn 8. mad- desinde yapõlan düzenlemeyle 9 üyeden oluşan YÖK Denetleme Kurulu’nun üye sa- yõsõ 30’a yükseltiliyor. Kuruldan Genel- kurmay’õn üyesi çõkarõlõyor. 15 üyenin pro- fesörler arasõndan YÖK tarafõndan seçileceği Denetle Kurulu’na kalan 15 üyenin büyük bir kõsmõnõn hükümet tarafõndan görevlen- dirilmesinin önü açõlõyor. Buna göre 15 üye- nin Danõştay, Başbakanlõk, Adalet, İçişleri ve Maliye bakanlõklarõnõn denetim birimle- rinden görevlendirmeleri öngörülüyor. ÜAK: Yasanõn 11. maddesinde yapõlan dü- zenlemeyle Üniversitelerarasõ Kurul’un (ÜAK) üye sayõsõ yarõ yarõya azaltõlõyor. ÜAK’den Genelkurmay’õn üyesi çõkarõlõrken ÜAK’nin yönetmelik yapma yetkisi elinden alõnõyor. Ayrõca YÖK Başkanõ’na gerekli gördüğü hallerde ÜAK’ye başkanlõk yapma yetkisi tanõnõyor. Araştırma görevlileri: Araştõrma gö- revlilerinin başka üniversitelerdeki görev sü- releri lisans üstü için 3 yõl, doktora içi 5 yõl olarak sõnõrlandõrõlõrken araştõrma görevli- lerinin öğretim üyeliği kadrolarõna atana- bilmesi için de en az 2 yõl ihtiyaç duyulan başka bir üniversitede çalõşmasõ gerekiyor. Ek ödeme: Yasanõn 36. maddesinde ya- põlan düzenlemeyle öğretim üyelerinin ek ödemeleri kaldõrõlõrken öğretim üyelerinin ta- mamõ devamlõ statüye geçiriliyor. Doçentliğe atama: Doçentliğe atan- mak için gerekli koşullarõ sağlayanlarõn 5 yõl çalõşmasõ ya da YÖK tarafõndan belirlene- cek bir yükseköğretim kurumunda 2 yõl ça- lõşmasõ koşulu getiriliyor. YÖK’ün planladığı değişiklikler İstanbul Üniversitesi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü dün ga- zetemizde yayõmlanan “Enstitü tezleri çöpe attı” başlõklõ haberle ilgili açõklama yaptõ. Ens- titü Müdürü Prof. Dr. Fevzi Rifat Ortaç, 5 yõlõ geçmiş öğrenci sõnav kâğõtlarõ ile bazõ belgele- rin imha edildiğini söyledi. Tezlerin atõlmadõğõ- nõ savunan Ortaç, öğrencilerin tezin 7 tane kop- yasõnõ getirmesi gerekirken enstitüye 10 tane kopya getirmiş olabileceğini ve kopyalarõn ge- rekli yerlere dağõtõldõktan sonra arşivde kalan fazla tezlerin atõlmõş olabileceğini bildirdi. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Yrd.Doç.İş’e karalama ÖZCAN YAŞAR Düzce Üniversitesi Tõp Fa- kültesi’nde kadrolaşma konu- sunda kamuoyuna yansõyan ha- berlerden rahatsõz olan üniversi- te üst yönetimine yakõn çevreler, kimi yerel basõn kuruluşlarõnõ yanlõş bilgilerle yönlendirerek, uzun yõllardõr Düzce’de görev ya- pan Atatürkçü, Cumhuriyetçi ve aydõn bilim adamlarõna karşõ ka- ralama kampanyasõ başlattõ. Üni- versitede görevli üst düzey öğ- retim üyelerinin kimi basõn yayõn organlarõnõ kullanarak geliştirdiği iddiasõnda; “ADD Düzce Şube- si Başkanı Yrd. Doç. Dr. Me- rih İş ’in, Düzce Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Has- tanesi’nin taşınma işlemleri sı- rasında, bölüm başkanı ve baş- hekimliğin bilgisi olmadan ken- di inisiyatifiyle, beyin kanaması geçiren yaşlı bir hastanın baş- ka bir hastaneye nakline onay verdiği ve ölümüne neden ol- duğu” savunuldu. ADD Genel Yönetim Kurulu da konuya iliş- kin yaptõğõ açõklamada, İş hak- kõnda ortaya atõlan haksõz ve asõlsõz suçlamalarõn maksatlõ ve yanõltõcõ olduğunu vurguladõ. Türkiye Davos raporunda 106’ncı sırada Basõn özgürlüğü ANKARA (ANKA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn İsrail Cumhurbaşkanõ Simon Perez’e kar- şõ çõkõşõyla belleklere kazõnan Da- vos toplantõlarõnõ düzenleyen Dünya Ekonomik Forumu, “Küresel Bilgi Teknolojisi Raporu-The Global Information Technology Report 2008-2009”u yayõmladõ. Rapor, her yõl dünya iş âlemine sorulan binler- ce soruyla hazõrlanan sõralamalarda, Türkiye’yi basõn özgürlüğü alanõnda 134 ülke içinde 106. sõraya koydu. “Ağlarla Bağlanmış Bir Dün- yada Hareketlilik” altbaşlõğõyla yayõmlanan 406 sayfalõk raporda, bu yõl 134 ülkenin verileri esas alõ- narak çeşitli sõralamalar yapõldõ. “Basın ülkenizde ne kadar öz- gür” sorusunun yanõtlandõğõ “Ba- sın Özgürlüğü sõralamasõnda 134 ülkenin basõn özgürlüğü ortalamasõ 5.19 oldu. Türkiye 134 ülke arasõn- da 106. sõrada dünya ortalamasõn- dan düşük 4.31 puanla yer aldõ. Ra- pora göre dünyada basõnõn en özgür sayõldõğõ ülke 6.90 puanla Dani- marka oldu. “Yargı Bağımsızlığı” sõralamasõnda Türkiye 4.00 puanla 64. oldu. Sõralamada yargõsõnõn Türkiye’den daha bağõmsõz olduğu varsayõlan bazõ ülkeler arasõnda Kolombiya, Malezya ve Suudi Ara- bistan da yer aldõ.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear