Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
10 NİSAN 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Büyükerşen: Umarım
Bana İhtiyaç Duyulmaz
Zeki Sezer, pazar günü toplantıya çağırdığı il
başkanlarıilepartimeclisine,genelbaşkanlıktanke-
sin olarak ayrıldığını açıklayacağını söylemeseydi
bile bugünkü “Düzyazı”nın konusu DSP olacaktı.
Ama doğal olarak, bir zamanlar Bülent Ecevit’in
çizdiği rotayı izleyerek yükselen demokratik solu,
bugün ara ki bulasın durumuna getirmekte birbir-
leriyle yarışan kadrolara hak ettikleri eleştirilerin yer
aldığı bir yazı tasarlıyordum.
DSP Genel Başkanı Sayın Zeki Sezer, parti içi
karşıtlarının pazar günkü toplantıda kendisine yö-
nelteceğieleştirileribeklemeden,dahasıeskiyolar-
kadaşlarından birisinden medya aracılığı ile gelen
ucuz polemiklere de yanıt vermeye gerek duyma-
dan, önceki gün kamuoyunun önüne çıktı. Biraz
hüzün, biraz duygusal gerekçelere de dayanarak
tam zamanında verilmiş kararını açıkladı.
Cumhuriyet dışındaki dünkü gazetelerin hemen
tümünde tek sütun başlıkların altında, bizim politi-
kacılarımızın pek azının seçim yenilgilerinden son-
ra başvurduğu sözde mazeretlere yer vermeyen is-
tifa kararı, demokratik solcuların önüne, partilerinin
kurulduğundabuyanabelkideilkkezçıkmışbirola-
nağı kullanma fırsatı veriyor.
Sadece, bugün çok küçülmüş olan partilerinin
değil, Türk solunun da kaderini belirleme olanağı-
nınyukarıdanempozeedilmeden,DSPbüyükkon-
gresinin delegelerinin elinde olacağını anımsatıyor.
Fırsatı değerlendirebilmek
29 Mart yenilgisinin sorumlusu oldukları söyle-
nerekpartininbeşmilletvekilinikesinvetedbirliih-
raç isteği ile Disiplin Kurulu’na sevki ile başlayan iç
tartışma, öylelikle bir yandan dışa yansıyor. Öte
yandanasılnedenlerinbulunupyeniçözümlerinya-
şama geçirilebilmesi fırsatını da vermiş görünüyor.
Ofırsatındeğerlendirilipdeğerlendirilemeyeceği,
bu ağır yükü taşımaya talip olacak yeni genel baş-
kan adaylarının ortaya çıkmasından sonra kesinlik
kazanacak.
Partinin ağır toplarından, Sezer’in eski ve yakın
yol arkadaşı Tayfun İçli mi? Yoksa, 29 Mart yerel
seçimlerinin oy havuzuna Şişlililerin oylarının yüz-
de 67’sini kişisel çabası ve sarı atkılı amblemi ile
taşıyan Mustafa Sarıgül mü?
İkincisi,zamanlamasorununutamamlamamışol-
malı ki, adayım diye kamuoyunun önüne çıkmadı.
Sadece parti örgütünün çok önemli kesimi ile sı-
nırla kalmayan, sivil toplum örgütleri liderlerince ve
sokaktaki vatandaş tarafından da paylaşılan, bir
başka aday Yılmaz Büyükerşen. Eskişehir’in ef-
sane başkanı, düne kadar bu tartışmaya karışmak-
tan adeta kaçan bir politika izlerken önceki gece
NTV’nin “Canlı Gaste”sinin başarılı yöneticisi Can
Dündar’ın sorgulamasından kurtulamadı. Ve “...
Bana ihtiyaç kalmamasını ümit ediyorum ama...” lı
bir söyleşide yepyeni şeylerden söz etti. (İlgile-
nenleriçinNTVMSNBCsitesindetammetinvar)
Büyükerşen “29 Mart seçimlerinde Türkiye’nin
alternatif aradığını ve mevcut alternatiflerden hiçbi-
risinin yeterli olmadığını herkesin görmesi gerekti-
ğini söylüyor.
CHP ve MHP seçimlerde ilerleme kaydettikleri
halde alternatif olabileceklerine dair ışık veremedi-
ler. Her iki partide bölgesel olarak geliştikleri, top-
lam oy oranlarını arttırdıkları halde, geniş bölgeye
bakıldığında gerilediler” diyor.
Siyasetin önünü tıkayan
3 büyük problem...
Büyükerşen’e göre Türkiye’de tıkanan siyasetin
önünde 3 büyük siyasi problem var. Bunları, ikti-
dar, muhalefet ve siyaset düzeni olarak tanımlı-
yor.
Genelseçimlerdeneredeyse2seçmenden1’inin
oyunualarakparlamentodaeziciüstünlüksağlayan
AKP’nin, kronikleşmiş problemlere neşter atama-
dığını, dünyanın değişen şartlarını değerlendire-
mediğini, halkı yeni ufuklar için seferber edemedi-
ğiniilerisürerekAKP’yiufkuolmayanvetoplumun
önemli bir kesimi ile kavgacı bir iktidar olarak
tanımlıyor.
Yıllarcadahaadilbirbölüşümisteğinitekrarlayan
halka, sosyal demokratların da demokratik solcu-
ların da alternatif bir program sunamadığını söyle-
yerek kesin tavır almış oluyor.
“Mesele parti ya da kişilerin isminde değil, başa-
rısızolanıcezalandıracakbirsistemolsa,enindeso-
nunda başarılı olacak kişiler bulunur… Partiler Ka-
nunu, Seçim Kanunu değişmedikçe sistem değiş-
meyecektir.”
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin üçüncü kez
başkanlığının sorumluluğuna talip olan ve kazanan
Büyükerşen,CanDündar’aseçimmazbatasınıdört
gün önce almış bir politikacı olarak Eskişehir’den
ayrılmayı şimdilik düşünmediğini söyledi. Ama…
Evet o “ama”yı “düzenin değişmesi de dahil
bana ihtiyaç duyulmamasını ümit ediyorum” di-
ye sürdürdü.
Kimseyi daha fazla germeden o söyleşinin son
tümcelerini Büyükerşen’in ağzından yineleyeyim.
“... Türkiye siyasetinin bana ihtiyacı olduğunu ke-
sinlikle hissedersem, siyasetin yeni bir soluk kazan-
ması için üstüme görev düştüğünü görürsem, bu-
nu da başarabileceğime inanırsam, elbette ki genel
başkanlığı değerlendiririm.”
Biraz uzun, azıcık ihtiyatlı ama yaşayıp da duy-
muş olsa idi liderliği üstlenmesi için ona ilk öneriyi
yapanrahmetliBülentEcevit’ibileumutlandıracak
yeni bir yaklaşımı sergiliyor...
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
Akademik çevreler, üniversiteleri parçalama planõnda amacõn kadrolaşma olduğunu söyledi
‘Ele geçirme operasyonu’
ANKARA/ İSTANBUL
(Cumhuriyet) - YÖK’ün üni-
versitelerin parçalanmasõna yö-
nelik yasal çalõşma başlatmasõ
eğitim sendikalarõ ve akademik
çevrelerin tepkisini çekti. Kök-
lü ve büyük üniversitelerin bö-
lünmesiyle amaçlananõn yük-
seköğretim kurumlarõnõn mu-
halefetini tamamen ortadan kal-
dõrmak ve bu kurumlarda kad-
rolaşmak olduğu vurgulandõ.
YÖK’ün kurduğu komisyo-
nun çalõşmalarõ kapsamõnda İs-
tanbul, Gazi, Marmara, Selçuk,
Uludağ ve Dokuz Eylül üniver-
sitelerinin yanõ sõra öğrenci sayõsõ
40 bini geçen bütün üniversite-
lerin bazõ birimlerinin yeniden
yapõlandõrõlarak yeni üniversite-
ler kurulmasõ amaçlanõyor.
Karara tepki gösteren isimler
arasõnda, henüz 3 ay önce kendisi
de bir YÖK üyesi olan İstanbul
Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof.
Dr. Yunus Söylet de yer aldõ.
‘BİZİ RAHATSIZ EDER’
Söylet, konu ile ilgili üniver-
siteye ulaşmõş herhangi yazõlõ bir
belge bulunmadõğõnõ belirterek,
“Eğer böyle birşey varsa bu bi-
zi tabi ki rahatsız eder” dedi.
İÜ’nün rektör adaylarõndan
Orman Fakültesi Öğretim Üye-
si Prof. Dr. Melih Boydak, ka-
rarõn üniversitelerdeki öğretim
üyelerinin, dekanlarõnõn ve üni-
versite yönetiminin görüşleri
alõnmadan yapõlmasõnõn yanlõş
olduğunu belirterek, “YÖK ta-
rafından alınan bu karar
olumsuz sonuçlar doğurabilir.
YÖK’ün yaklaşım biçimi hiç
demokratik değil” yorumunda
bulundu.
Tüm Öğretim Elemanlarõ Der-
neği (TÜMÖD) Başkanõ Prof.
Dr. Alpaslan Işıklı, üniversite-
lerin görüşü alõnarak demokra-
tik bir ortamda bazõ düzenle-
meler yapõlabileceğini fakat üni-
versitelerin pek çok önemli so-
runu varken böyle bir düzenle-
menin gündeme getirilmesinin
doğru olmadõğõnõ belirtti. Üni-
versitelerin bölünerek yeniden
yapõlandõrõlmasõnõn önceliği ol-
mayan bir konu olduğunu dile
getiren Işõklõ, “Rektör atama-
larında YÖK’ün ve Cumhur-
başkanlığı’nın izlediği yola
bakılırsa üniversitelerin ter-
cihlerini hiçe sayan atamalar
yapıldığı görülecektir. Bu ör-
nek önümüzde olduğu için
parçalanıp kurulacak üniver-
sitelerde de aynı durumun or-
taya çıkmasından endişe edi-
liyor” diye konuştu.
‘KARPUZ BÖLMEYE
BENZEMEZ’
Marmara Üniversitesi (MÜ)
İletişim Fakültesi Öğretim Üye-
si ve Tüm Öğretim Üyeleri Der-
neği İstanbul Şube Başkanõ Doç.
Dr. Cüneyt Akalın, “Üniver-
siteler zaman içinde oluşurlar.
Üniversite kurmak köprü yap-
maya, üniversiteyi bölmek
karpuz bölmeye benzemez”
dedi. Bahsedilen üniversitelerin
Türkiye’nin önde gelen akade-
mik eğitim kurumlarõ olduğunu
ifade eden Akalõn, “YÖK’ün
teşhisi yanlıştır. YÖK bu ka-
rarı alırken kimseye danış-
mamıştır. Üniversitelerin bö-
lünmesi hiçbir sorunu çöz-
mez tam tersine yeni sorunla-
ra yol açar” diye konuştu.
Eğitim-İş Genel Başkanõ
Yüksel Adıbelli, AKP’nin YÖK
Başkanõ ve üyeliği ile rektör-
lüklere kendisine yakõn isimle-
ri getirdiğini kaydetti. AKP’nin
büyük üniversitelere de kendi-
sine yakõn ya da türbanõ savunan
rektörleri atamasõna karşõn, ik-
tidarõn büyük üniversiteler üze-
rinde tam bir egemenlik kura-
madõğõnõ ifade eden Adõbelli,
üniversitelerin muhalefetinin ta-
mamen ortadan kaldõrõlmak is-
tendiğini kaydetti. Adõbelli, “Bu
bir ele geçirme operasyonu-
dur. Bütün sendikalar ve eği-
timcilerimizin buna karşı dur-
ması gerekir. AKP, MEB’i ta-
rikatlara teslim ettiği gibi 50-
80 yıllık üniversitelerimizi de
çökertmek için elinden geleni
yapacak” dedi.
‘PİYASALAŞTIRMA
ÇALIŞMASI’
Eğitim-Sen Genel Başkan Zü-
beyde Kılıç da üniversite bile-
şenlerinin söz konusu süreçten
haberi olmadõğõnõ kaydetti.
Bölünmeye gerekçe gösteri-
len “yönetim zorluğunun”
üniversitelerde katõlõmcõ de-
mokratik bir süreç işletilmesi
durumunda ortadan kalkacağõ-
nõ söyleyen Kõlõç, “Uzun za-
mandır yapılmak istenen üni-
versiteleri piyasalaştırmak
için bazı çalışmalar yapılı-
yor. Parçalara ayrılmış üni-
versite birimlerinin başına
işi yalnızca yöneticilik olan ki-
şiler getirilecek” dedi.
Yurtkuran: Tarikatların
önünü açacaklar
LEVENT GENCELLİ
BURSA - Atatürkçü Düşünce Derneği Genel
Başkanvekili ve eski Uludağ Üniversitesi Rektö-
rü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, YÖK’ün büyük
üniversiteleri bölme operasyonuyla eşzamanlõ, bü-
yük kentlerde tarikatlara özel üniversiteler kur-
durulacağõnõ öne sürdü.
Yurtkuran, üniversitelerin bölünmesinin temel
amacõnõn yandaş kadrolara yer açmak olduğunu
iddia etti. Uludağ Üniversitesi’nde kendisinden ön-
ce görev yapan tüm rektörlerin üniversiteyi bü-
yütmek için çaba harcadõğõnõ belirten Prof. Dr.
Yurtkuran, “YÖK’e şimdi istek üzerine, ‘Üni-
versitemiz çok büyük. Bölünüp yeni üniversite ya-
põlabilir’ önerileri gönderiliyormuş. Bu kabul
edilecek bir şey değil” dedi. Gemlik ilçesinde ye-
ni bir üniversite kurulmasõ için altyapõyõ hazõrla-
dõklarõnõ vurgulayan Yurtkuran, “Gemlik’e, Tür-
kiye’nin kıskandığı bir kampusu Sayın Asõm
Kocabõyõk’ın çok büyük katkısıyla kurduk.
Burası üniversiteye dönüştürülebilir. Ama bu-
nu yapmıyor ve Uludağ Üniversitesi’ni toprağı
ile birlikte bölmek için taktik geliştiriliyor. İş-
başındaki rektör arkadaş da, bölünmeyi sa-
vunabiliyor” diye konuştu.
Atatürkçü Düşünce Derneği Bursa Şubesi’nce
hazõrlanan bir raporda üniversitelerin bölünmesiyle
eşzamanlõ olarak tarikatlarõn büyük kentlerde ye-
ni vakõf üniversiteleri kuracağõ belirtildi.
‘ARAZİ TAHSİS EDİLİYOR’
Bursa’da uzun süredir kamu arazileri üzerinde
vakõf üniversiteleri kurmak için kulisler yapõldõ-
ğõna dikkat çekilen ADD raporunda, şu görüşle-
re yer verildi: “Köy Hizmetleri kapatıldı. Ankara
yolu üzerinde paha biçilemeyen arazisi üzerinde
Fethullahçı yapılar pazarlıklara giriştiler. Yıl-
dırım Belediye Meclisi’nden ayrıcalıklı imar iz-
ni çıkarıldı. Burada vakıf üniversitesi kurula-
cak. Yıldırım Belediyesi’nin arşivinde hangi der-
neklerin özel üniversite kurmak için başvuru-
da bulunduğuna yönelik belgeler var. AKP, bir
yandan Türkiye’de tümüyle ele geçiremediği
üniversiteleri bölmeye çalışırken tarikatlar
arası çekişmeye de hakemlik yapıyor. Fethul-
lah Gülen’e yakın isimlere arazi tahsisi günde-
me gelince Süleymancılara da Yalova yolu ya-
kınlarında yer aranmaya başlandı. Vakıf ara-
zisinde kurulduğu gerekçesiyle eski Başbakan
Yardımcısı Ertuğrul Yalçõnbayõr’ın girişimleriyle
kaldırılan eski genelevlerin bulunduğu arazi-
nin, vakıf üniversitesi olarak değerlendirilmek
üzere ayrıldığı iddiaları var.”
‘Fazlatezleratılmışolabilir’
MAHMUT LICALI
ANKARA - YÖK’ün 5 muhalif üyesinin
karşõ çõktõğõ Yükseköğretim Yasasõ’nda de-
ğişiklik yapõlmasõna ilişkin taslakta YÖK
Başkanõ ve YÖK üyelerine kira yardõmõ ya-
põlmasõ da öngörülüyor. Düzenlemeyle
YÖK Denetleme Kurulu’ndan Genelkurmay
Başkanlõğõ’nõn üyesi çõkarõlõrken kurula
Başbakanlõk’õn yanõ sõra Adalet, İçişleri ve
Maliye bakanlõklarõnõn üye göndermesi dü-
zenleniyor.
YÖK’ün muhalif üyeleri Prof. Dr. Engin
Ataç, Prof. Dr. Mustafa İlhan, Prof. Dr. Tun-
çalp Özgen, Prof. Dr. Fikret Şenses ve Bü-
lent Serim’in önceki gün yaptõklarõ açõkla-
mayla karşõ çõktõklarõ Yükseköğretim Yasa-
sõ’ndan yapõlacak değişiklikler özetle şöyle:
İdari teşkilat: Yasanõn 7. maddesinde
yapõlan düzenlemeyle 124 sayõlõ Kanun
Hükmünde Kararname’de belirtilen YÖK’ün
idari teşkilatõ yenileniyor. Buna göre, Eğitim-
Öğretim Daire Başkanlõğõ, Eğitim İşlemle-
ri ve Öğretim İşlemleri Daire Başkanlõklarõ
olmak üzere ikiye ayrõlõyor. Düzenlemeyle
Kurum Özel Büro, Denetleme Kurulu Özel
Büro gibi büro başkanlõklarõ oluşturulurken
Dõş İlişkiler, İnsan Kaynaklarõ, Kadro ve Gö-
revlendirme Daire Başkanlõklarõ kuruluyor.
Kira yardımı: Taslak, YÖK çalõşanla-
rõnõn haklarõ ve gelirleri yeniden düzenle-
niyor. Buna göre “ÖSYM uzmanı” kadro-
su oluşturulurken öğretim elemanlarõnõn
YÖK’te çalõşmasõna yönelik bazõ düzenle-
meler yapõlõyor. YÖK’te Daire Başkanlõğõ’na
atanma koşulu olarak aranan “doktora
yapma şartı” kaldõrõlõyor. Düzenlemeyle sü-
rekli görev yapan üyelere (YÖK Başkanõ,
YÖK Genel Kurul üyeleri, Denetleme Ku-
rulu Başkanõ ve Denetleme Kurulu üyeleri)
kira yardõmõ yapõlmasõ öngörülüyor.
YÖK gelirleri: Taslakla yükseköğretim
kurumlarõna bağlõ döner sermaye işletmele-
rinin gayri safi hasõlalarõnõn yüzde 2’si, va-
kõf yükseköğretim kurumlarõnõn yõllõk ge-
lirlerinin yüzde 1’i, vakõf yükseköğretim ku-
rumlarõnõn önceki yõldan devreden finansman
fazlasõnõn da yüzde 25’inin YÖK’e gelir ola-
rak aktarõlmasõ sağlanõyor. YÖK’ün sem-
pozyum ve panellerden de gelir elde etme-
si düzenleniyor. YÖK’e aktarõlan gelirlerden
oluşturulan fondan YÖK Başkanõ ve yar-
dõmcõlarõna harcama yapma yetkisi tanõnõyor.
Denetleme Kurulu: Yasanõn 8. mad-
desinde yapõlan düzenlemeyle 9 üyeden
oluşan YÖK Denetleme Kurulu’nun üye sa-
yõsõ 30’a yükseltiliyor. Kuruldan Genel-
kurmay’õn üyesi çõkarõlõyor. 15 üyenin pro-
fesörler arasõndan YÖK tarafõndan seçileceği
Denetle Kurulu’na kalan 15 üyenin büyük
bir kõsmõnõn hükümet tarafõndan görevlen-
dirilmesinin önü açõlõyor. Buna göre 15 üye-
nin Danõştay, Başbakanlõk, Adalet, İçişleri
ve Maliye bakanlõklarõnõn denetim birimle-
rinden görevlendirmeleri öngörülüyor.
ÜAK: Yasanõn 11. maddesinde yapõlan dü-
zenlemeyle Üniversitelerarasõ Kurul’un
(ÜAK) üye sayõsõ yarõ yarõya azaltõlõyor.
ÜAK’den Genelkurmay’õn üyesi çõkarõlõrken
ÜAK’nin yönetmelik yapma yetkisi elinden
alõnõyor. Ayrõca YÖK Başkanõ’na gerekli
gördüğü hallerde ÜAK’ye başkanlõk yapma
yetkisi tanõnõyor.
Araştırma görevlileri: Araştõrma gö-
revlilerinin başka üniversitelerdeki görev sü-
releri lisans üstü için 3 yõl, doktora içi 5 yõl
olarak sõnõrlandõrõlõrken araştõrma görevli-
lerinin öğretim üyeliği kadrolarõna atana-
bilmesi için de en az 2 yõl ihtiyaç duyulan
başka bir üniversitede çalõşmasõ gerekiyor.
Ek ödeme: Yasanõn 36. maddesinde ya-
põlan düzenlemeyle öğretim üyelerinin ek
ödemeleri kaldõrõlõrken öğretim üyelerinin ta-
mamõ devamlõ statüye geçiriliyor.
Doçentliğe atama: Doçentliğe atan-
mak için gerekli koşullarõ sağlayanlarõn 5 yõl
çalõşmasõ ya da YÖK tarafõndan belirlene-
cek bir yükseköğretim kurumunda 2 yõl ça-
lõşmasõ koşulu getiriliyor.
YÖK’ün
planladığı
değişiklikler İstanbul Üniversitesi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazi
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü dün ga-
zetemizde yayõmlanan “Enstitü tezleri çöpe
attı” başlõklõ haberle ilgili açõklama yaptõ. Ens-
titü Müdürü Prof. Dr. Fevzi Rifat Ortaç, 5 yõlõ
geçmiş öğrenci sõnav kâğõtlarõ ile bazõ belgele-
rin imha edildiğini söyledi. Tezlerin atõlmadõğõ-
nõ savunan Ortaç, öğrencilerin tezin 7 tane kop-
yasõnõ getirmesi gerekirken enstitüye 10 tane
kopya getirmiş olabileceğini ve kopyalarõn ge-
rekli yerlere dağõtõldõktan sonra arşivde kalan
fazla tezlerin atõlmõş olabileceğini bildirdi.
DÜZCE ÜNİVERSİTESİ
Yrd.Doç.İş’e
karalama
ÖZCAN YAŞAR
Düzce Üniversitesi Tõp Fa-
kültesi’nde kadrolaşma konu-
sunda kamuoyuna yansõyan ha-
berlerden rahatsõz olan üniversi-
te üst yönetimine yakõn çevreler,
kimi yerel basõn kuruluşlarõnõ
yanlõş bilgilerle yönlendirerek,
uzun yõllardõr Düzce’de görev ya-
pan Atatürkçü, Cumhuriyetçi ve
aydõn bilim adamlarõna karşõ ka-
ralama kampanyasõ başlattõ. Üni-
versitede görevli üst düzey öğ-
retim üyelerinin kimi basõn yayõn
organlarõnõ kullanarak geliştirdiği
iddiasõnda; “ADD Düzce Şube-
si Başkanı Yrd. Doç. Dr. Me-
rih İş ’in, Düzce Üniversitesi
Araştırma ve Uygulama Has-
tanesi’nin taşınma işlemleri sı-
rasında, bölüm başkanı ve baş-
hekimliğin bilgisi olmadan ken-
di inisiyatifiyle, beyin kanaması
geçiren yaşlı bir hastanın baş-
ka bir hastaneye nakline onay
verdiği ve ölümüne neden ol-
duğu” savunuldu. ADD Genel
Yönetim Kurulu da konuya iliş-
kin yaptõğõ açõklamada, İş hak-
kõnda ortaya atõlan haksõz ve
asõlsõz suçlamalarõn maksatlõ ve
yanõltõcõ olduğunu vurguladõ.
Türkiye
Davos
raporunda
106’ncı
sırada
Basõn özgürlüğü
ANKARA (ANKA) - Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’õn İsrail
Cumhurbaşkanõ Simon Perez’e kar-
şõ çõkõşõyla belleklere kazõnan Da-
vos toplantõlarõnõ düzenleyen Dünya
Ekonomik Forumu, “Küresel Bilgi
Teknolojisi Raporu-The Global
Information Technology Report
2008-2009”u yayõmladõ. Rapor, her
yõl dünya iş âlemine sorulan binler-
ce soruyla hazõrlanan sõralamalarda,
Türkiye’yi basõn özgürlüğü alanõnda
134 ülke içinde 106. sõraya koydu.
“Ağlarla Bağlanmış Bir Dün-
yada Hareketlilik” altbaşlõğõyla
yayõmlanan 406 sayfalõk raporda,
bu yõl 134 ülkenin verileri esas alõ-
narak çeşitli sõralamalar yapõldõ.
“Basın ülkenizde ne kadar öz-
gür” sorusunun yanõtlandõğõ “Ba-
sın Özgürlüğü sõralamasõnda 134
ülkenin basõn özgürlüğü ortalamasõ
5.19 oldu. Türkiye 134 ülke arasõn-
da 106. sõrada dünya ortalamasõn-
dan düşük 4.31 puanla yer aldõ. Ra-
pora göre dünyada basõnõn en özgür
sayõldõğõ ülke 6.90 puanla Dani-
marka oldu. “Yargı Bağımsızlığı”
sõralamasõnda Türkiye 4.00 puanla
64. oldu. Sõralamada yargõsõnõn
Türkiye’den daha bağõmsõz olduğu
varsayõlan bazõ ülkeler arasõnda
Kolombiya, Malezya ve Suudi Ara-
bistan da yer aldõ.