28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada yani Müslüman ama laik bir Türkiye’ye evet! Ama İs- lamcı bir Türkiye’ye hayır!...” Bu saptamaya bir ek yapalım: İslamcı bir Türkiye’ye koşanlar, İslamcı bir Türkiye’ye hayır diyenleri tasfi- ye etme aşamasında. Ergenekon davasına ister siyasal, ister başka ad- lar yakıştıralım... Önümüzdeki örnekler bu davanın bir intikam davası olduğunu kanıtlıyor. Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın TSK’ye yö- nelik, güya silahlı kuvvetleri her türlü şaibeden arın- dırmayı amaçlayan sözleri bu kanının son örneği. Gerçekleri bilmezlikten gelen Bay Arınç, TSK ile emekli orgeneralleri birbirinden ayrı tutan konuş- masında şöyle dedi: “Emekli orgenerallerin ses ka- yıtları var. Aman Allahım neler konuşmuşlar, neler söy- lemişler. Allah’a şükrediyorum ki Türkiye bunların zamanın- da bir savaşa filan girmemiş, yoksa bunların sava- şacak halleri yok. Çünkü, siyasetle uğraşmışlar, dar- belerle uğraşmışlar..” Arınç bugün Anayasa Mahkemesi’nin laikliğe kar- şı hareketlerin odak noktası olduğuna karar verdiği AKP’nin milletvekili. Ya dün? Ülkeyi 28 Şubat günlerine getiren… laik Cumhuriyet’i dinci bir devlete dönüştürme hevesin- de olan Necmettin Erbakan’ın (yakın işbirlikçisi), Ana- yasa Mahkemesi’nin kapattığı Refah Partisi milletvekili. Askerden “… TSK personeline ilişkin düşünce ve görüşleri çok iyi bilinmektedir...” diye aydınlatıcı içerikte ve yeterince yanıtlanan Arınç’ın gerçek port- resi biçimleniyor: 28 Şubat’ta Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı idi; Eruygur ve Tolon yakın günlerin ordu komutanı orgeneraller… Arınç, emekli orgenerallerin (montaj) ses kayıtları- nı diline dolayarak 28 Şubat’ın... Refah Partisi’nin… bugün muhalefet eden emekli orgenerallerden AKP’nin intikamını alıyor. Bülent Arınç, bir örnek. Oysa AKP iktidarının kışkırtmasıyla geçmiş olay- ları, içinde yaşayan, başlıca rol oynayan kimi kişile- ri karalamak günümüzde moda! Bellekleri yıllarca önce yaşanan olayların odağın- daki 28 Şubat’lı günlere çevirelim. Bugün; o günleri yadsıyan, darbe karşıtı ahkâm ke- senlerin yazdıklarını, manşetleri... TV’den yayınlanan Fethullah Gülen’in gözyaşla- rı içindeki din devletini kışkırtıcı hutbelerini… Yine TV’lerden izlediğimiz RP milletvekillerinin dinsel ve- cibelerini yerine getirmek için gittikleri Suudi Ara- bistan’dan söylediklerini… Erbakan’ın Başbakanlık Konutu’nda din şeyhlerine verdiği iftar yemeğini... Laikliğe karşı eylemlerin, söylemlerin TC hükümetine taşındığını anımsayalım. 28 Şubat, rejime müdahalenin “Çankaya Köşkü ka- pısından döndüğü, döndürüldüğü” günün adıdır. Dün Erbakan yönetiminde RP’nin ülkeyi nereye gö- türmek istediğini yazanlarla, 28 Şubat’ı bugün dar- be diye tanımlayarak askeri ve zamanın cumhur- başkanı Süleyman Demirel’i eleştirenler aynı ka- lemler… 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in, 28 Şu- bat’ın yönetime müdahaleye dönüşmeden atlatıl- masındaki rolü yadsınamaz. Demirel 28 Şubat’ın demokratik kurallar içinde eri- mesini sağladı. Bugün Demirel; 28 Şubat’ta demokratik kurallar içinde sonuç alındığını söylüyorsa… bu, onun dar- be nasıl önlendi gibi övünmelerden kaçınan, darbe- ler listesine yeni bir darbe sözcüğünü eklememeyi sağlayan davranışlarının eseridir. Dünün gerçeklerini, sorumlu kişilerini bugün ka- ralamak, yadsımak… O günün koşullarını bir yana ata- rak bugünün yalakalık sanatına koşut yorum yazmak kolay… kolay ama bu: Ne gerçekleri örter ne de kimi insanların bukale- mun yapısındaki karakterini! IŞIL ÖZGENTÜRK Mustafa Işıl Balbay Bu durumda okurlarõ- mõza bir şey söylemek zorundayõz: “Korkunun ecele faydası yok!” Bakõn NTV’nin bir se- çim otobüsü halk arasõn- da dolaşõp duruyor ve in- sanlar hiç korkmadan dü- şüncelerini açõklõyorlar. Korkuyu yenmenin tek yolu, “Tamam ben de içeri alınabilirim, F tipi cezaevlerinde konuk edi- lebilirim.. ama bu benim ve bunlar benim düşün- celerim” demekten geçi- yor. Ne yazõk ki, darbe dö- nemlerinden daha baskõ- cõ bir döneme girdik. O günlerde bile yargõnõn kendini savunma meka- nizmalarõ devreye girerdi. Mahkemeler biraz daha hukuka uydurulurdu.. şimdi, hukuk guguka uy- durulmaya çalõşõlõyor. Mustafa seni güldür- meye çalõşõyorum ya, söy- lemeden olmaz, bu arada ülkemizi yöneten mümtaz şahsiyetler, birbiri arka- sõndan pot kõrma yarõşõna girdiler; bakanõn biri yol- dan geçen bir vatandaşa “Seni seviyorum”, di- yor, oy zamanõ ya, vatan- daş dönüp yanõt veriyor: “Beni niye seviyorsun ki, ben seni sevmiyo- rum.” Bir diğeri “Dar- win’le bizim aramızda neden bir sorun olsun ki.. adam bir şeyler söy- leyip yıllar önce ölmüş zaten” diyor. Bu arada Mustafa Işõl Balbay diyor ki: Mustafa kendine iyi bak, her gün spor yap ve yeni bir kita- ba başla. Sevgiler kar- deşim. isilozgenturk gmail.com SAYFA 15 MART 2009 PAZARCUMHURİYET 18 HABERLERİN DEVAMI İstanbul Y 9 Edirne B 10 Kocaeli Y 8 Çanakkale B 10 İzmir B 13 Manisa B 12 Aydın B 12 Denizli Y 10 Zonguldak Y 6 Sinop Y 6 Samsun Y 9 Trabzon Y 9 Giresun Y 6 Ankara K 4 Eskişehir K 4 Konya K 3 Sıvas K 1 Antalya B 15 Adana Y 15 Mersin B 15 Diyarbakır Y 9 Şanlıurfa Y 10 Mardin Y 10 Siirt Y 11 Hakkâri Y 11 Van Y 6 Kars K 2 Oslo PB 6 Helsinki PB 1 Stockholm PB 6 Londra PB 15 Amsterdam B 11 Brüksel PB 12 Paris B 13 Bonn Y 9 Münih Y 12 Berlin Y 9 Budapeşte Y 11 Madrid B 24 Viyana Y 10 Belgrad PB 11 Sofya B 10 Roma PB 15 Atina B 15 Zürih Y 12 Moskova PB 1 Aşkabat B 27 Astana K 0 Taşkent B 31 Bakû PB 10 Bişkek PB 25 Tiflis Y 8 Kahire B 20 Şam Y 15 Ülke geneli parçalı çok bulutlu, Marmara’nın do- ğusu, İç Ege, Karadeniz, Göller bölgesi, Doğu Ak- deniz, İç Anadolu çev- releri yağışlı geçecek. Marmara’nın doğusu, Doğu Akdeniz ile Gü- neydoğu Anadolu’da yağmur ve sağanak yağ- mur alan diğer yerlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. Siyasetin gölgesinde bilim yapõlamaz Ancak AKP Hükümetinin bilim ve teknoloji anlayõşõ, bilimsel ve teknolojik ge- lişmeye bakõş açõsõ, TÜ- BİTAK’õn “Cumhuriyeti- mizin 100. yõlõ olan 2023’te, Atatürk’ün işaret ettiği çağdaş uygarlõk se- viyesine ve refah toplumu hedefine ulaşma yolunda, bilim ve teknolojiye hâkim ve bunu ekonomik, top- lumsal faydaya dönüştür- me yeteneği kazanmõş bir Türkiye” olarak belirlenen Vizyon ile asla örtüşme- mektedir. Çünkü bilim ay- dõnlõğõ temsil eder AKP ise karanlõğõ. Bakmayõn siz parti ambleminin ‘ampul’ olmasõna. O sönmüş bir ampuldür ve õşõğõn, aydõn- lõğõn değil karanlõğõn sem- bolüdür. Bilimin õşõğõnda aydõnlanmõş bir toplumda din sömürüsü yapõlamaz. AKP’nin, Türkiye’nin bi- limsel gelişmesine ve ay- dõnlanmasõna hizmet eden TUBİTAK yönetimine karşõ çõkarak bu kurumda yoğun bir siyasi kadrolaş- maya gitmesinin temel ne- deni de budur. TÜBİ- TAK’õn ‘Bilim ve Teknik Dergisi’nin Mart sayõsõ ka- pağõna uygulanan ‘Dar- win sansürü’ işte bu siya- si kadrolaşmanõn bir so- nucudur. Bilim adamlarõ- nõn giydiği cübbe için ‘de- li gömleği’, bilim adamla- rõnõn konuşmalarõna ‘kapı gıcırtısı’ diyen bir zihni- yetin ürünüdür. AKP’nin bu bilimi siyasetin gölge- sine alma çabalarõna, Tür- kiye’nin askeri gücünün yanõna bilim ve teknoloji- de gelişmesini de ekleyerek bölgesinde 100 milyon nü- fuslu süper bir güç olma- sõnõ istemeyen dõş güçlerin katkõsõ ve desteği de göz ar- dõ edilmemelidir. Bilime ‘sansür’ uygu- lanmasõ asla kabul edile- bilecek bir durum değildir. Bilim, insanlõğõn gelişimi, refah ve mutluluğu için asla vazgeçilemez bir sü- reçtir ve evrenseldir. Bilim hiçbir ülkenin, bir kurumun ya da bir siyasi partinin te- kelinde olamaz. Siyasetin kirli elleri bilimin üzerin- den derhal çekilmelidir. Ünü bilim adamõ Charles Darwin ile ilgili olarak TÜBİTAK’ta yaşanan bu son skandala dõş dünyada- ki tüm bilim çevrelerinden yoğun tepkiler gelirken; Türkiye’deki üniversitele- rimizden ve bilim adamla- rõmõzdan fazla bir ses çõk- mamasõ; topluca bir tepki- nin ortaya konulmamõş ol- masõ ise ayrõca düşündü- rücüdür. Baştarafı 2. Sayfada Baştarafı Arka Sayfada Cinsiyet ayrımı, Türk-İslam sentezi Eski TÜBİTAK Yayõn Kurulu Üyesi Prof. İnam kurumdaki değişime dikkat çekti MAHMUT LICALI ANKARA - Darwin’i Bilim ve Teknik dergisinde kapak yap- tõğõ için Yazõişleri Müdürü Dr. Çiğdem Atakuman’õn görevi- ne son verilen TÜBİTAK’ta, 1990’lõ yõllarda Darwin konulu bir makaleyi yayõmlamayan bir yöneticinin kurumdan uzaklaş- tõrõldõğõ öğrenildi. Derginin eski Yayõn Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet İnam, yönetim değişik- liğinin ardõndan dincilerin yavaş yavaş TÜBİTAK’õ ele geçirdi- ğini söyledi. 2005 yõlõna kadar toplam 10 yõl süreyle TÜBİTAK Yayõn Kuru- lu üyeliği yapan Prof. Dr. Ahmet İnam, Darwin sansürüne benzer bir olayõn eskiden de yaşandõğõ- nõ kaydetti. 1990’lõ yõllarda der- gide yönetici konumunda olan bi- rinin Darwin konusunda yazõlan bir makeleyi hasõraltõ ederek bas- madõğõnõ belirten İnam, şunlarõ di- le getirdi: “Adını şimdi hatırlamıyo- rum, yönetici konumundaki bir profesör, dergiyi bir oyuna getirip makaleyi basmamıştı. Bunun üzerine ben de itiraz edince, o arkadaşı dergiden ve kurumdan uzaklaştırmak du- rumunda kaldılar. O zamanlar TÜBİTAK dincilerin elinde değildi. Ama yine de o dönem- de aramızda farklı düşünenler vardı. Darwin’den korkanlar vardı. Bugün gelinen nokta de- ğişimi özetliyor.” ‘Yayın Kurulu’nun üye sayısı azaltıldı’ Dergide uzun yõllar Darwin konusunun işlendiğini ve özellikle de gündeme getirilmesi için ça- lõşõldõğõnõ belirten İnam, kendi- sinin yayõn kurulundayken bu konuya çok dikkat ettiğini dile ge- tirdi. Prof. Dr. Nüket Yetiş’in başkanlõğa getirilmesinin ardõn- dan 2005 yõlõnda herhangi bir ge- rekçe gösterilmeden yayõn kuru- lundan çõkarõldõğõnõ anlatan İnam, “Bir telefon geldi ve denildi ki: Sizin bu göreviniz bitmiştir. Hiçbir gerekçe yok” dedi. Prof. Yetiş’in TÜBİTAK’õn başõna geçmesinin ardõndan birdenbire olmasa da yavaş yavaş yayõn kurulunun değişmeye başladõğõ- nõ ifade eden İnam, “Dinciler ya- vaş yavaş TÜBİAK’ı ele geçir- di. Sonunda dergiyi yöneten çok değerli bir arkadaşımızı, Raşit Gürdilek’i de çıkardılar” diye konuştu. Bugün TÜBİTAK yönetimi- nin Darwin’den rahatsõz oldu- ğunu ve bu rahatsõzlõğõna da başkalarõnõ suçlayarak kõlõf bul- duğunu belirten İnam, bilimsel tavra uygun olmayan yasakçõ zihniyetle derginin yönetildiği- ne işaret etti. Normalde 8 kişiden ‘İlk kez kamu kuruluşu sansürlendi’ PARİS (ANKA) - Le Monde gazetesi, “En prestijli Türk bilim kurumu” olarak nite- lendirdiği, TÜBİTAK tarafõndan yayõmlanan Bilim ve Teknik dergisinin son sayõsõnda Dar- win dosyasõnõn sansür edilmesini okurlarõna duyurdu. Gazete, “Türkiye’de İslamcı bas- kı gruplarının birkaç yıldan beri Darwin karşıtı bir kampanya yürüttüğünü” yazdõ. “İlk defa sansür, bir kamu kuruluşunu he- def alıyor” diye yazan Le Monde’un habe- rinde, TÜBİTAK’tan, aynõ zamanda din iş- leri ile görevli Devlet Bakanõ ve eski ilahiyat profesörü Mehmet Aydın’õn sorumlu oldu- ğuna yer vermesi dikkat çekti. TÜBİTAK tarafõndan yayõmlanan Bilim ve Teknik dergisinin son sayõsõndan Darwin dosyasõnõn çõkarõlmasõnõn yankõlarõ Avru- pa’da da sürüyor. Le Monde gazetesi, TÜ- BİTAK’taki Darwin olayõnõ değerlendirdiği, İstanbul muhabiri Guillaume Perrier imza- lõ haberinde TÜBİTAK tarafõndan yayõmla- nan Bilim ve Teknik dergisince hazõrlanan 15 sayfalõk Darwin dosyasõnõ çõkartma kararõnõn Türk bilim çevrelerince kõnandõğõnõ kaydetti. ‘Dawkins’in sitesi kapatıldı’ Çeşitli bilim adamlarõnõn eleştirilerine yer veren gazete, “Türkiye’de İslamcı baskı gruplarının birkaç yıldan beri Darwin karşıtı bir kampanya yürüttüğünü” yazdõ. Bu çerçevede Adnan Oktar’õn (Adnan Ho- ca) çaba ve girişimlerine dikkat çeken gaze- te, “Yaratılış pozisyonlarını eleştiren çok sayıda internet sitesi Türk mahkemelerince sansür edildi” derken ünlü İngiliz bilim adamõ Richard Dawkins’in sitesinin geçen eylülden bu yana kapatõldõğõnõ anõmsattõ. “İlk defa sansür, bir kamu kuruluşunu hedef alıyor” diyen Le Monde, Darwin dos- yasõnõn kaldõrõlmasõnõn muhalefet ve laik çevrelerce TÜBİTAK’õn hükümetin kontro- lüne geçtiğinin göstergesi olarak yorumlan- dõğõnõ belirtti. Gazete haberine şöyle devam edildi: “En prestijli Türk bilim kurumu olan TÜBİTAK Ağustos 2008’e kadar ba- ğımsız olarak faaliyet gösteriyordu. Ondan sonra iktidardaki parti tarafından hükü- mete bağlanması için bir yasa onaylandı. Bilim kurumundan, aynı zamanda din iş- leri ile görevli Devlet Bakanı ve eski ilahi- yat profesörü Mehmet Aydın sorumlu.” Gazete, Bakan Aydõn’õn Darwin dosyasõ- nõn sansür edilmesini “hata” olarak nitelen- dirdiğini aktarõrken bakanõn, “Kurum, yan- lış olsa da bilime hizmet edenlerin fikirle- rini yansıtması gerekir” şeklindeki açõkla- masõna da yer verdi. İstanbul Haber Servisi - Tarih Vakfõ, ders kitaplarõ üzerinde yaptõğõ incelemeyle, öğrencilerin “cinsiyet ayrımcılığı, Türk- İslam sentezi” ekseninde yetiştirildiğini, “cinayetten hırsızlığa kadar, toplumsal sorunların kaynağının alkole bağlandığı- nı” ortaya koydu. Ders kitaplarõnõn yüzde 92’sinde en az bir alanda insan haklarõ ihla- li, her iki kitaptan birinde ise cinsiyet ay- rõmcõlõğõ yapõlõyor. Tarih Vakfõ, oluşturduğu bir komisyon ile 139 ilköğretim ve ortaöğretim kitabõnõ tara- dõ ve “Ders Kitaplarında İnsan Hakları- 2” isimli bir araştõrma hazõrladõ. Kitap ola- rak bastõrõlan ve Milli Eğitim Bakanlõğõ’na da gönderilen araştõrmanõn sonuçlarõ, ilginç veriler ortaya koydu. Bazõlarõ şöyle: Kadın yerine bayan ifadesi - Kitaplarda, milliyet, õrk ve dine dayalõ ayrõmlar ve bunlardan sadece birini yücelte- rek, diğerini daha erdemsiz görme söz ko- nusu. - Kitaplarda Türklük ve İslamiyet birbi- rinden ayrõlmaz parçalar gibi sunuluyor. - Kitaplarõn yüzde 92’sinde en az bir alan- da insan haklarõ ihlali var. - İlköğretimde insan haklarõ ihlali olan ki- tap sayõsõ ortaöğretime göre daha fazla. - Her iki kitaptan birinde cinsiyet ayrõmcõ- lõğõ var. - Cinsiyet ayrõmcõlõğõnõn en fazla görüldü- ğü kitap Hayat Bilgisi. - Erkek kelimesinin rahatlõkla kullanõldõğõ kitaplarda kadõn yerine bayan denmesi ter- cih ediliyor. Bu da iki cinsiyetçi nedene bağlanõyor: Biri, kadõn ifadesinin kaba bu- lunmasõ, diğeri de bakirelik ayrõmõdan do- ğan kadõn ve kõz ifadelerinin farklõ anlamlar içermesi. Düşmanlarla savaşa yönlendiriyor - 3. sõnõf Hayat Bilgisi kitabõnda, çocukla- rõn bilimsel yeteneği ve hayal gücünün düş- manlarla savaşmaya yöneltildiği belirtile- rek, şu örnek veriliyor: “Oğuz’un geleceğin teknolojik bir ürününü tasarlaması ve ör- nek bir çalışma yapması gerekiyordu. Bir alıcı yapmaya karar verdi. Malzeme ve araçları toparladı. Yaptığı aleti arkadaş- larıyla oynarken kullanacaktı. Aletini yapmaya başladı. Aleti düşman güçleri- nin konuşmalarını dinlemenin yanında, düşüncelerini okumada da kullanılacaktı. Oğuz yaptığı aleti akşam babasına gös- terdi. Aletin ne işe yarayacağını uzun uzun anlattı. Babası çok şaşırmıştı. Oğlu- nun hayal dünyasına ve yaptıklarına hay- ran kalmıştı.” - Lise Tarih kitabõnda yer alan ve tektanrõ- lõ dinleri üstün gören bir anlatõm ise şöyle aktarõlõyor: “İnanç ve düşüncelerdeki bir- lik, toplumda da dirlik ve düzeni doğur- muştu. Ayrıca toplumdaki birlik ve disip- lin, düşünceleri de törpülemiş ve fikirleri tek bir amaca doğru yöneltmiştir. Tek- tanrılı dinler ancak yüksek bir sosyal dü- zeye erişmiş milletlerde görülürdü. Bu ta- rih biliminin değişmez ilkesidir.” ‘Dinciler ele geçirdi’ oluşmasõ gereken yayõn kurulu- nun bugün yalnõzca 3 kişiden oluştuğunu belirten İnam, TÜ- BİTAK yönetiminin herkesten kuşku duyduğu için yayõn kurulu üyelerini az sayõda tutarak der- giyi istedikleri gibi yönetmeye çalõştõğõnõ kaydetti. İstifa çağrısına destek artıyor Bilim ve Ütopya dergisinin başlattõğõ TÜBİTAK yönetimine istifa çağrõsõna bilim insanlarõ, sendika başkanlarõ ve eğitimci- lerin desteği çõğ gibi büyüyor. İs- tifa çağrõsõnda yüz kõzartõcõ san- sürün ardõndan TÜBİTAK yö- netiminin göreve devam etmesi- nin kabul edilemeyeceği belirti- liyor. Aralarõnda çok sayõda bilim insanõ, akademisyen ve eğitim- cilerin bulunduğu 84 kişinin des- tek verdiği istifa çağrõsõnda san- sürün iktidarõn bilime müdaha- lesinin vardõğõ son nokta olduğu ifade edilerek, “Bu durumun ilk sorumlusu AKP hükümetidir” deniliyor. ‘Kepler ve Galilei’ye yapılanın aynısı’ TÜBİTAK’õn suçu üstüne at- tõğõ Atakuman da önceki gün katõldõğõ bir televizyon progra- mõnda “Uluslararası camia ger- çekten bu konuya Galilei’ye ve Kepler’e yapılan müdaha- lenin bir eşdeğeri olarak bak- maktadır” diye konuştu. Atakuman, sansürün kamuo- yuna yansõmasõnõn ardõndan İtal- ya Meclisi’nden bazõ üyelerin TÜBİTAK Başkan Yardõmcõsõ Prof. Dr. Ömer Cebeci’yi ara- dõğõnõ belirterek “Bildiğim ka- darıyla büyük bir diplomatik hareket var” dedi. ‘Eğitim hak olmaktan çõktõ’ Eğitim-Sen İstanbul şubesi üyesi bir grup “krizi protesto” amacıyla Harbiye Askeri Mü- ze’nin önünden Galatasaray Lisesi önüne bir yürüyüş gerçekleştirdi. Harbiye Askeri Müzesi önünde toplanan ve aralarında eski Eğitim- Sen Başkanı Alaaddin Dinçer, Sağlık ve Sos- yal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ak- saray Şube Başkanı Songül Beydilli’nin de bu- lunduğu sendika üyeleri Taksim Meyda- nı’na doğru yürümek istedi. Güvenlik güçle- rinin trafiğin kapanmasına engel olmasını gerekçe göstermesi üzerine yürüyüş sırasında gruptakilerle polis arasında kısa süreli tartış- ma yaşandı. “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Emekçiye değil, çetelere barikat” sloganları atan grup üyeleri polis çemberi altında cad- denin kenarından yürüdüler. Galatasaray Li- sesi önünde grup adına açıklama yapan Eği- tim-Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, eğitimin ticarileştirilmesi ve bir hak olmaktan çıkarıl- masına karşı, eğitim ve bilim emekçilerinin se- sini yükseltme kararı aldığını söyledi. Kılıç, “Parası olan eğitim yaşamını sürdürebilirken, yoksul ailelerin çocukları ekonomik yetersiz- likler nedeniyle eğitimden mahrum ediliyor” diye konuştu. (SİBEL BAHÇETEPE) Le Monde, Türkiye’de İslamcõ gruplarõn Darwin karşõtõ kampanya yürüttüğüne dikkat çekti DERS KİTAPLARI İNCELENDİ Cudi Dağı’na yığınak Haftasonuseçimmesaisi Üç aday bir arada Haber Merkezi - Türk Silahlõ Kuv- vetleri, Şõrnak’ta PKK’li teröristleri et- kisiz hale getirmek için son dönemlerin en büyük tank ve mühimmat sevkõyatõ- nõ gerçekleştirerek, Şõrnak ve çevresin- de yõğõnak yaptõ. Tank ve mühimmat- tan oluşan yaklaşõk 100 araçlõk konvo- yun geçişi sõrasõnda güzergâh üzerinde sõkõ güvenlik önlemleri alõndõ. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yerel seçimlerde seçmenlerin TC kimlik numaralõ belge göstermesi zorunluluğu nedeniyle, nüfus cüzdanõ değiştirme ta- leplerini karşõlamak üzere nüfus müdür- lükleri 30 Mart Pazartesi gününe kadar hafta sonlarõ da açõk tutulacak. İçişleri Bakanõ Beşir Atalay, 81 il valiliğine konuyla ilgili genelge gönderdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP’nin, Ankara anakent belediye baş- kan adayõ Murat Karayalçın, Çankaya adayõ Bülent Tanık ve Yenimahalle ada- yõ Fethi Yaşar, 15 Mart Dünya Tüketici Haklarõ Günü dolayõsõyla yapõlacak top- lantõya katõlacaklar. Etkinlik bugün saat 11.00’de Maltepe’deki Yõlmaz Güney Sahnesi’nde gerçekleştirilecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear