Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
yani Müslüman ama laik bir Türkiye’ye evet! Ama İs-
lamcı bir Türkiye’ye hayır!...”
Bu saptamaya bir ek yapalım: İslamcı bir Türkiye’ye
koşanlar, İslamcı bir Türkiye’ye hayır diyenleri tasfi-
ye etme aşamasında.
Ergenekon davasına ister siyasal, ister başka ad-
lar yakıştıralım... Önümüzdeki örnekler bu davanın bir
intikam davası olduğunu kanıtlıyor.
Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın TSK’ye yö-
nelik, güya silahlı kuvvetleri her türlü şaibeden arın-
dırmayı amaçlayan sözleri bu kanının son örneği.
Gerçekleri bilmezlikten gelen Bay Arınç, TSK ile
emekli orgeneralleri birbirinden ayrı tutan konuş-
masında şöyle dedi: “Emekli orgenerallerin ses ka-
yıtları var. Aman Allahım neler konuşmuşlar, neler söy-
lemişler.
Allah’a şükrediyorum ki Türkiye bunların zamanın-
da bir savaşa filan girmemiş, yoksa bunların sava-
şacak halleri yok. Çünkü, siyasetle uğraşmışlar, dar-
belerle uğraşmışlar..”
Arınç bugün Anayasa Mahkemesi’nin laikliğe kar-
şı hareketlerin odak noktası olduğuna karar verdiği
AKP’nin milletvekili.
Ya dün? Ülkeyi 28 Şubat günlerine getiren… laik
Cumhuriyet’i dinci bir devlete dönüştürme hevesin-
de olan Necmettin Erbakan’ın (yakın işbirlikçisi), Ana-
yasa Mahkemesi’nin kapattığı Refah Partisi milletvekili.
Askerden “… TSK personeline ilişkin düşünce ve
görüşleri çok iyi bilinmektedir...” diye aydınlatıcı
içerikte ve yeterince yanıtlanan Arınç’ın gerçek port-
resi biçimleniyor:
28 Şubat’ta Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı
Karadayı idi; Eruygur ve Tolon yakın günlerin ordu
komutanı orgeneraller…
Arınç, emekli orgenerallerin (montaj) ses kayıtları-
nı diline dolayarak 28 Şubat’ın... Refah Partisi’nin…
bugün muhalefet eden emekli orgenerallerden
AKP’nin intikamını alıyor.
Bülent Arınç, bir örnek.
Oysa AKP iktidarının kışkırtmasıyla geçmiş olay-
ları, içinde yaşayan, başlıca rol oynayan kimi kişile-
ri karalamak günümüzde moda!
Bellekleri yıllarca önce yaşanan olayların odağın-
daki 28 Şubat’lı günlere çevirelim.
Bugün; o günleri yadsıyan, darbe karşıtı ahkâm ke-
senlerin yazdıklarını, manşetleri...
TV’den yayınlanan Fethullah Gülen’in gözyaşla-
rı içindeki din devletini kışkırtıcı hutbelerini… Yine
TV’lerden izlediğimiz RP milletvekillerinin dinsel ve-
cibelerini yerine getirmek için gittikleri Suudi Ara-
bistan’dan söylediklerini… Erbakan’ın Başbakanlık
Konutu’nda din şeyhlerine verdiği iftar yemeğini...
Laikliğe karşı eylemlerin, söylemlerin TC hükümetine
taşındığını anımsayalım.
28 Şubat, rejime müdahalenin “Çankaya Köşkü ka-
pısından döndüğü, döndürüldüğü” günün adıdır.
Dün Erbakan yönetiminde RP’nin ülkeyi nereye gö-
türmek istediğini yazanlarla, 28 Şubat’ı bugün dar-
be diye tanımlayarak askeri ve zamanın cumhur-
başkanı Süleyman Demirel’i eleştirenler aynı ka-
lemler…
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in, 28 Şu-
bat’ın yönetime müdahaleye dönüşmeden atlatıl-
masındaki rolü yadsınamaz.
Demirel 28 Şubat’ın demokratik kurallar içinde eri-
mesini sağladı.
Bugün Demirel; 28 Şubat’ta demokratik kurallar
içinde sonuç alındığını söylüyorsa… bu, onun dar-
be nasıl önlendi gibi övünmelerden kaçınan, darbe-
ler listesine yeni bir darbe sözcüğünü eklememeyi
sağlayan davranışlarının eseridir.
Dünün gerçeklerini, sorumlu kişilerini bugün ka-
ralamak, yadsımak… O günün koşullarını bir yana ata-
rak bugünün yalakalık sanatına koşut yorum yazmak
kolay… kolay ama bu:
Ne gerçekleri örter ne de kimi insanların bukale-
mun yapısındaki karakterini!
IŞIL ÖZGENTÜRK
Mustafa Işıl Balbay
Bu durumda okurlarõ-
mõza bir şey söylemek
zorundayõz: “Korkunun
ecele faydası yok!”
Bakõn NTV’nin bir se-
çim otobüsü halk arasõn-
da dolaşõp duruyor ve in-
sanlar hiç korkmadan dü-
şüncelerini açõklõyorlar.
Korkuyu yenmenin tek
yolu, “Tamam ben de
içeri alınabilirim, F tipi
cezaevlerinde konuk edi-
lebilirim.. ama bu benim
ve bunlar benim düşün-
celerim” demekten geçi-
yor. Ne yazõk ki, darbe dö-
nemlerinden daha baskõ-
cõ bir döneme girdik. O
günlerde bile yargõnõn
kendini savunma meka-
nizmalarõ devreye girerdi.
Mahkemeler biraz daha
hukuka uydurulurdu..
şimdi, hukuk guguka uy-
durulmaya çalõşõlõyor.
Mustafa seni güldür-
meye çalõşõyorum ya, söy-
lemeden olmaz, bu arada
ülkemizi yöneten mümtaz
şahsiyetler, birbiri arka-
sõndan pot kõrma yarõşõna
girdiler; bakanõn biri yol-
dan geçen bir vatandaşa
“Seni seviyorum”, di-
yor, oy zamanõ ya, vatan-
daş dönüp yanõt veriyor:
“Beni niye seviyorsun
ki, ben seni sevmiyo-
rum.” Bir diğeri “Dar-
win’le bizim aramızda
neden bir sorun olsun
ki.. adam bir şeyler söy-
leyip yıllar önce ölmüş
zaten” diyor.
Bu arada Mustafa Işõl
Balbay diyor ki: Mustafa
kendine iyi bak, her gün
spor yap ve yeni bir kita-
ba başla. Sevgiler kar-
deşim.
isilozgenturk gmail.com
SAYFA 15 MART 2009 PAZARCUMHURİYET
18 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Y 9
Edirne B 10
Kocaeli Y 8
Çanakkale B 10
İzmir B 13
Manisa B 12
Aydın B 12
Denizli Y 10
Zonguldak Y 6
Sinop Y 6
Samsun Y 9
Trabzon Y 9
Giresun Y 6
Ankara K 4
Eskişehir K 4
Konya K 3
Sıvas K 1
Antalya B 15
Adana Y 15
Mersin B 15
Diyarbakır Y 9
Şanlıurfa Y 10
Mardin Y 10
Siirt Y 11
Hakkâri Y 11
Van Y 6
Kars K 2
Oslo PB 6
Helsinki PB 1
Stockholm PB 6
Londra PB 15
Amsterdam B 11
Brüksel PB 12
Paris B 13
Bonn Y 9
Münih Y 12
Berlin Y 9
Budapeşte Y 11
Madrid B 24
Viyana Y 10
Belgrad PB 11
Sofya B 10
Roma PB 15
Atina B 15
Zürih Y 12
Moskova PB 1
Aşkabat B 27
Astana K 0
Taşkent B 31
Bakû PB 10
Bişkek PB 25
Tiflis Y 8
Kahire B 20
Şam Y 15
Ülke geneli parçalı çok
bulutlu, Marmara’nın do-
ğusu, İç Ege, Karadeniz,
Göller bölgesi, Doğu Ak-
deniz, İç Anadolu çev-
releri yağışlı geçecek.
Marmara’nın doğusu,
Doğu Akdeniz ile Gü-
neydoğu Anadolu’da
yağmur ve sağanak yağ-
mur alan diğer yerlerde
karla karışık yağmur ve
kar şeklinde olacak.
Siyasetin gölgesinde
bilim yapõlamaz
Ancak AKP Hükümetinin
bilim ve teknoloji anlayõşõ,
bilimsel ve teknolojik ge-
lişmeye bakõş açõsõ, TÜ-
BİTAK’õn “Cumhuriyeti-
mizin 100. yõlõ olan
2023’te, Atatürk’ün işaret
ettiği çağdaş uygarlõk se-
viyesine ve refah toplumu
hedefine ulaşma yolunda,
bilim ve teknolojiye hâkim
ve bunu ekonomik, top-
lumsal faydaya dönüştür-
me yeteneği kazanmõş bir
Türkiye” olarak belirlenen
Vizyon ile asla örtüşme-
mektedir. Çünkü bilim ay-
dõnlõğõ temsil eder AKP ise
karanlõğõ. Bakmayõn siz
parti ambleminin ‘ampul’
olmasõna. O sönmüş bir
ampuldür ve õşõğõn, aydõn-
lõğõn değil karanlõğõn sem-
bolüdür. Bilimin õşõğõnda
aydõnlanmõş bir toplumda
din sömürüsü yapõlamaz.
AKP’nin, Türkiye’nin bi-
limsel gelişmesine ve ay-
dõnlanmasõna hizmet eden
TUBİTAK yönetimine
karşõ çõkarak bu kurumda
yoğun bir siyasi kadrolaş-
maya gitmesinin temel ne-
deni de budur. TÜBİ-
TAK’õn ‘Bilim ve Teknik
Dergisi’nin Mart sayõsõ ka-
pağõna uygulanan ‘Dar-
win sansürü’ işte bu siya-
si kadrolaşmanõn bir so-
nucudur. Bilim adamlarõ-
nõn giydiği cübbe için ‘de-
li gömleği’, bilim adamla-
rõnõn konuşmalarõna ‘kapı
gıcırtısı’ diyen bir zihni-
yetin ürünüdür. AKP’nin
bu bilimi siyasetin gölge-
sine alma çabalarõna, Tür-
kiye’nin askeri gücünün
yanõna bilim ve teknoloji-
de gelişmesini de ekleyerek
bölgesinde 100 milyon nü-
fuslu süper bir güç olma-
sõnõ istemeyen dõş güçlerin
katkõsõ ve desteği de göz ar-
dõ edilmemelidir.
Bilime ‘sansür’ uygu-
lanmasõ asla kabul edile-
bilecek bir durum değildir.
Bilim, insanlõğõn gelişimi,
refah ve mutluluğu için
asla vazgeçilemez bir sü-
reçtir ve evrenseldir. Bilim
hiçbir ülkenin, bir kurumun
ya da bir siyasi partinin te-
kelinde olamaz. Siyasetin
kirli elleri bilimin üzerin-
den derhal çekilmelidir.
Ünü bilim adamõ Charles
Darwin ile ilgili olarak
TÜBİTAK’ta yaşanan bu
son skandala dõş dünyada-
ki tüm bilim çevrelerinden
yoğun tepkiler gelirken;
Türkiye’deki üniversitele-
rimizden ve bilim adamla-
rõmõzdan fazla bir ses çõk-
mamasõ; topluca bir tepki-
nin ortaya konulmamõş ol-
masõ ise ayrõca düşündü-
rücüdür.
Baştarafı 2. Sayfada
Baştarafı Arka Sayfada
Cinsiyet ayrımı,
Türk-İslam
sentezi
Eski TÜBİTAK Yayõn Kurulu Üyesi Prof. İnam kurumdaki değişime dikkat çekti
MAHMUT LICALI
ANKARA - Darwin’i Bilim
ve Teknik dergisinde kapak yap-
tõğõ için Yazõişleri Müdürü Dr.
Çiğdem Atakuman’õn görevi-
ne son verilen TÜBİTAK’ta,
1990’lõ yõllarda Darwin konulu
bir makaleyi yayõmlamayan bir
yöneticinin kurumdan uzaklaş-
tõrõldõğõ öğrenildi. Derginin eski
Yayõn Kurulu Üyesi Prof. Dr.
Ahmet İnam, yönetim değişik-
liğinin ardõndan dincilerin yavaş
yavaş TÜBİTAK’õ ele geçirdi-
ğini söyledi.
2005 yõlõna kadar toplam 10 yõl
süreyle TÜBİTAK Yayõn Kuru-
lu üyeliği yapan Prof. Dr. Ahmet
İnam, Darwin sansürüne benzer
bir olayõn eskiden de yaşandõğõ-
nõ kaydetti. 1990’lõ yõllarda der-
gide yönetici konumunda olan bi-
rinin Darwin konusunda yazõlan
bir makeleyi hasõraltõ ederek bas-
madõğõnõ belirten İnam, şunlarõ di-
le getirdi:
“Adını şimdi hatırlamıyo-
rum, yönetici konumundaki
bir profesör, dergiyi bir oyuna
getirip makaleyi basmamıştı.
Bunun üzerine ben de itiraz
edince, o arkadaşı dergiden ve
kurumdan uzaklaştırmak du-
rumunda kaldılar. O zamanlar
TÜBİTAK dincilerin elinde
değildi. Ama yine de o dönem-
de aramızda farklı düşünenler
vardı. Darwin’den korkanlar
vardı. Bugün gelinen nokta de-
ğişimi özetliyor.”
‘Yayın Kurulu’nun
üye sayısı azaltıldı’
Dergide uzun yõllar Darwin
konusunun işlendiğini ve özellikle
de gündeme getirilmesi için ça-
lõşõldõğõnõ belirten İnam, kendi-
sinin yayõn kurulundayken bu
konuya çok dikkat ettiğini dile ge-
tirdi. Prof. Dr. Nüket Yetiş’in
başkanlõğa getirilmesinin ardõn-
dan 2005 yõlõnda herhangi bir ge-
rekçe gösterilmeden yayõn kuru-
lundan çõkarõldõğõnõ anlatan İnam,
“Bir telefon geldi ve denildi
ki: Sizin bu göreviniz bitmiştir.
Hiçbir gerekçe yok” dedi. Prof.
Yetiş’in TÜBİTAK’õn başõna
geçmesinin ardõndan birdenbire
olmasa da yavaş yavaş yayõn
kurulunun değişmeye başladõğõ-
nõ ifade eden İnam, “Dinciler ya-
vaş yavaş TÜBİAK’ı ele geçir-
di. Sonunda dergiyi yöneten
çok değerli bir arkadaşımızı,
Raşit Gürdilek’i de çıkardılar”
diye konuştu.
Bugün TÜBİTAK yönetimi-
nin Darwin’den rahatsõz oldu-
ğunu ve bu rahatsõzlõğõna da
başkalarõnõ suçlayarak kõlõf bul-
duğunu belirten İnam, bilimsel
tavra uygun olmayan yasakçõ
zihniyetle derginin yönetildiği-
ne işaret etti. Normalde 8 kişiden
‘İlk kez kamu kuruluşu sansürlendi’
PARİS (ANKA) - Le Monde gazetesi, “En
prestijli Türk bilim kurumu” olarak nite-
lendirdiği, TÜBİTAK tarafõndan yayõmlanan
Bilim ve Teknik dergisinin son sayõsõnda Dar-
win dosyasõnõn sansür edilmesini okurlarõna
duyurdu. Gazete, “Türkiye’de İslamcı bas-
kı gruplarının birkaç yıldan beri Darwin
karşıtı bir kampanya yürüttüğünü” yazdõ.
“İlk defa sansür, bir kamu kuruluşunu he-
def alıyor” diye yazan Le Monde’un habe-
rinde, TÜBİTAK’tan, aynõ zamanda din iş-
leri ile görevli Devlet Bakanõ ve eski ilahiyat
profesörü Mehmet Aydın’õn sorumlu oldu-
ğuna yer vermesi dikkat çekti.
TÜBİTAK tarafõndan yayõmlanan Bilim ve
Teknik dergisinin son sayõsõndan Darwin
dosyasõnõn çõkarõlmasõnõn yankõlarõ Avru-
pa’da da sürüyor. Le Monde gazetesi, TÜ-
BİTAK’taki Darwin olayõnõ değerlendirdiği,
İstanbul muhabiri Guillaume Perrier imza-
lõ haberinde TÜBİTAK tarafõndan yayõmla-
nan Bilim ve Teknik dergisince hazõrlanan 15
sayfalõk Darwin dosyasõnõ çõkartma kararõnõn
Türk bilim çevrelerince kõnandõğõnõ kaydetti.
‘Dawkins’in sitesi kapatıldı’
Çeşitli bilim adamlarõnõn eleştirilerine yer
veren gazete, “Türkiye’de İslamcı baskı
gruplarının birkaç yıldan beri Darwin
karşıtı bir kampanya yürüttüğünü” yazdõ.
Bu çerçevede Adnan Oktar’õn (Adnan Ho-
ca) çaba ve girişimlerine dikkat çeken gaze-
te, “Yaratılış pozisyonlarını eleştiren çok
sayıda internet sitesi Türk mahkemelerince
sansür edildi” derken ünlü İngiliz bilim
adamõ Richard Dawkins’in sitesinin geçen
eylülden bu yana kapatõldõğõnõ anõmsattõ.
“İlk defa sansür, bir kamu kuruluşunu
hedef alıyor” diyen Le Monde, Darwin dos-
yasõnõn kaldõrõlmasõnõn muhalefet ve laik
çevrelerce TÜBİTAK’õn hükümetin kontro-
lüne geçtiğinin göstergesi olarak yorumlan-
dõğõnõ belirtti. Gazete haberine şöyle devam
edildi: “En prestijli Türk bilim kurumu
olan TÜBİTAK Ağustos 2008’e kadar ba-
ğımsız olarak faaliyet gösteriyordu. Ondan
sonra iktidardaki parti tarafından hükü-
mete bağlanması için bir yasa onaylandı.
Bilim kurumundan, aynı zamanda din iş-
leri ile görevli Devlet Bakanı ve eski ilahi-
yat profesörü Mehmet Aydın sorumlu.”
Gazete, Bakan Aydõn’õn Darwin dosyasõ-
nõn sansür edilmesini “hata” olarak nitelen-
dirdiğini aktarõrken bakanõn, “Kurum, yan-
lış olsa da bilime hizmet edenlerin fikirle-
rini yansıtması gerekir” şeklindeki açõkla-
masõna da yer verdi.
İstanbul Haber Servisi - Tarih Vakfõ,
ders kitaplarõ üzerinde yaptõğõ incelemeyle,
öğrencilerin “cinsiyet ayrımcılığı, Türk-
İslam sentezi” ekseninde yetiştirildiğini,
“cinayetten hırsızlığa kadar, toplumsal
sorunların kaynağının alkole bağlandığı-
nı” ortaya koydu. Ders kitaplarõnõn yüzde
92’sinde en az bir alanda insan haklarõ ihla-
li, her iki kitaptan birinde ise cinsiyet ay-
rõmcõlõğõ yapõlõyor.
Tarih Vakfõ, oluşturduğu bir komisyon ile
139 ilköğretim ve ortaöğretim kitabõnõ tara-
dõ ve “Ders Kitaplarında İnsan Hakları-
2” isimli bir araştõrma hazõrladõ. Kitap ola-
rak bastõrõlan ve Milli Eğitim Bakanlõğõ’na
da gönderilen araştõrmanõn sonuçlarõ, ilginç
veriler ortaya koydu. Bazõlarõ şöyle:
Kadın yerine bayan ifadesi
- Kitaplarda, milliyet, õrk ve dine dayalõ
ayrõmlar ve bunlardan sadece birini yücelte-
rek, diğerini daha erdemsiz görme söz ko-
nusu.
- Kitaplarda Türklük ve İslamiyet birbi-
rinden ayrõlmaz parçalar gibi sunuluyor.
- Kitaplarõn yüzde 92’sinde en az bir alan-
da insan haklarõ ihlali var.
- İlköğretimde insan haklarõ ihlali olan ki-
tap sayõsõ ortaöğretime göre daha fazla.
- Her iki kitaptan birinde cinsiyet ayrõmcõ-
lõğõ var.
- Cinsiyet ayrõmcõlõğõnõn en fazla görüldü-
ğü kitap Hayat Bilgisi.
- Erkek kelimesinin rahatlõkla kullanõldõğõ
kitaplarda kadõn yerine bayan denmesi ter-
cih ediliyor. Bu da iki cinsiyetçi nedene
bağlanõyor: Biri, kadõn ifadesinin kaba bu-
lunmasõ, diğeri de bakirelik ayrõmõdan do-
ğan kadõn ve kõz ifadelerinin farklõ anlamlar
içermesi.
Düşmanlarla savaşa yönlendiriyor
- 3. sõnõf Hayat Bilgisi kitabõnda, çocukla-
rõn bilimsel yeteneği ve hayal gücünün düş-
manlarla savaşmaya yöneltildiği belirtile-
rek, şu örnek veriliyor: “Oğuz’un geleceğin
teknolojik bir ürününü tasarlaması ve ör-
nek bir çalışma yapması gerekiyordu. Bir
alıcı yapmaya karar verdi. Malzeme ve
araçları toparladı. Yaptığı aleti arkadaş-
larıyla oynarken kullanacaktı. Aletini
yapmaya başladı. Aleti düşman güçleri-
nin konuşmalarını dinlemenin yanında,
düşüncelerini okumada da kullanılacaktı.
Oğuz yaptığı aleti akşam babasına gös-
terdi. Aletin ne işe yarayacağını uzun
uzun anlattı. Babası çok şaşırmıştı. Oğlu-
nun hayal dünyasına ve yaptıklarına hay-
ran kalmıştı.”
- Lise Tarih kitabõnda yer alan ve tektanrõ-
lõ dinleri üstün gören bir anlatõm ise şöyle
aktarõlõyor: “İnanç ve düşüncelerdeki bir-
lik, toplumda da dirlik ve düzeni doğur-
muştu. Ayrıca toplumdaki birlik ve disip-
lin, düşünceleri de törpülemiş ve fikirleri
tek bir amaca doğru yöneltmiştir. Tek-
tanrılı dinler ancak yüksek bir sosyal dü-
zeye erişmiş milletlerde görülürdü. Bu ta-
rih biliminin değişmez ilkesidir.”
‘Dinciler ele geçirdi’
oluşmasõ gereken yayõn kurulu-
nun bugün yalnõzca 3 kişiden
oluştuğunu belirten İnam, TÜ-
BİTAK yönetiminin herkesten
kuşku duyduğu için yayõn kurulu
üyelerini az sayõda tutarak der-
giyi istedikleri gibi yönetmeye
çalõştõğõnõ kaydetti.
İstifa çağrısına
destek artıyor
Bilim ve Ütopya dergisinin
başlattõğõ TÜBİTAK yönetimine
istifa çağrõsõna bilim insanlarõ,
sendika başkanlarõ ve eğitimci-
lerin desteği çõğ gibi büyüyor. İs-
tifa çağrõsõnda yüz kõzartõcõ san-
sürün ardõndan TÜBİTAK yö-
netiminin göreve devam etmesi-
nin kabul edilemeyeceği belirti-
liyor. Aralarõnda çok sayõda bilim
insanõ, akademisyen ve eğitim-
cilerin bulunduğu 84 kişinin des-
tek verdiği istifa çağrõsõnda san-
sürün iktidarõn bilime müdaha-
lesinin vardõğõ son nokta olduğu
ifade edilerek, “Bu durumun ilk
sorumlusu AKP hükümetidir”
deniliyor.
‘Kepler ve Galilei’ye
yapılanın aynısı’
TÜBİTAK’õn suçu üstüne at-
tõğõ Atakuman da önceki gün
katõldõğõ bir televizyon progra-
mõnda “Uluslararası camia ger-
çekten bu konuya Galilei’ye
ve Kepler’e yapılan müdaha-
lenin bir eşdeğeri olarak bak-
maktadır” diye konuştu.
Atakuman, sansürün kamuo-
yuna yansõmasõnõn ardõndan İtal-
ya Meclisi’nden bazõ üyelerin
TÜBİTAK Başkan Yardõmcõsõ
Prof. Dr. Ömer Cebeci’yi ara-
dõğõnõ belirterek “Bildiğim ka-
darıyla büyük bir diplomatik
hareket var” dedi.
‘Eğitim hak olmaktan çõktõ’
Eğitim-Sen İstanbul şubesi üyesi bir grup
“krizi protesto” amacıyla Harbiye Askeri Mü-
ze’nin önünden Galatasaray Lisesi önüne bir
yürüyüş gerçekleştirdi. Harbiye Askeri Müzesi
önünde toplanan ve aralarında eski Eğitim-
Sen Başkanı Alaaddin Dinçer, Sağlık ve Sos-
yal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ak-
saray Şube Başkanı Songül Beydilli’nin de bu-
lunduğu sendika üyeleri Taksim Meyda-
nı’na doğru yürümek istedi. Güvenlik güçle-
rinin trafiğin kapanmasına engel olmasını
gerekçe göstermesi üzerine yürüyüş sırasında
gruptakilerle polis arasında kısa süreli tartış-
ma yaşandı. “Baskılar bizi yıldıramaz”,
“Emekçiye değil, çetelere barikat” sloganları
atan grup üyeleri polis çemberi altında cad-
denin kenarından yürüdüler. Galatasaray Li-
sesi önünde grup adına açıklama yapan Eği-
tim-Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, eğitimin
ticarileştirilmesi ve bir hak olmaktan çıkarıl-
masına karşı, eğitim ve bilim emekçilerinin se-
sini yükseltme kararı aldığını söyledi. Kılıç,
“Parası olan eğitim yaşamını sürdürebilirken,
yoksul ailelerin çocukları ekonomik yetersiz-
likler nedeniyle eğitimden mahrum ediliyor”
diye konuştu. (SİBEL BAHÇETEPE)
Le Monde, Türkiye’de İslamcõ gruplarõn Darwin karşõtõ kampanya yürüttüğüne dikkat çekti
DERS KİTAPLARI İNCELENDİ
Cudi Dağı’na yığınak Haftasonuseçimmesaisi Üç aday bir arada
Haber Merkezi - Türk Silahlõ Kuv-
vetleri, Şõrnak’ta PKK’li teröristleri et-
kisiz hale getirmek için son dönemlerin
en büyük tank ve mühimmat sevkõyatõ-
nõ gerçekleştirerek, Şõrnak ve çevresin-
de yõğõnak yaptõ. Tank ve mühimmat-
tan oluşan yaklaşõk 100 araçlõk konvo-
yun geçişi sõrasõnda güzergâh üzerinde
sõkõ güvenlik önlemleri alõndõ.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Yerel seçimlerde seçmenlerin TC kimlik
numaralõ belge göstermesi zorunluluğu
nedeniyle, nüfus cüzdanõ değiştirme ta-
leplerini karşõlamak üzere nüfus müdür-
lükleri 30 Mart Pazartesi gününe kadar
hafta sonlarõ da açõk tutulacak. İçişleri
Bakanõ Beşir Atalay, 81 il valiliğine
konuyla ilgili genelge gönderdi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP’nin, Ankara anakent belediye baş-
kan adayõ Murat Karayalçın, Çankaya
adayõ Bülent Tanık ve Yenimahalle ada-
yõ Fethi Yaşar, 15 Mart Dünya Tüketici
Haklarõ Günü dolayõsõyla yapõlacak top-
lantõya katõlacaklar. Etkinlik bugün saat
11.00’de Maltepe’deki Yõlmaz Güney
Sahnesi’nde gerçekleştirilecek.