28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İstanbul B 16 Edirne B 17 Kocaeli B 20 Çanakkale Y 17 İzmir Y 18 Manisa Y 18 Aydın Y 18 Denizli B 18 Zonguldak PB 20 Sinop Y 14 Samsun Y 17 Trabzon Y 14 Giresun Y 14 Ankara B 13 Eskişehir B 16 Konya PB 12 Sıvas Y 5 Antalya PB 18 Adana PB 19 Mersin PB 18 Diyarbakır PB 12 Şanlıurfa PB 15 Mardin PB 12 Siirt PB 12 Hakkâri K 0 Van K 5 Kars K - 4 Oslo K - 3 Helsinki K - 2 Stockholm K 2 Londra K 3 Amsterdam Y 7 Brüksel Y 7 Paris B 9 Bonn B 6 Münih PB 6 Berlin B 7 Budapeşte PB 12 Madrid Y 8 Viyana B 7 Belgrad B 15 Soyfa PB 14 Roma Y 16 Atina Y 17 Zürih Y 8 Moskova K - 3 Aşkabat PB 14 Astana B - 1 Taşkent PB 8 Bakû B 12 Bişkek B 6 Tiflis PB 12 Kahire B 18 Şam B 19 Bütün bölgelerimiz parçalı çok bulutlu, İç Anadolu’nun ku- zeyi, Batı Karadeniz’in iç kesimleri, Orta ve Doğu Karadeniz, Do- ğu Anadolu’nun ku- zey ve doğusu, Si- nop ile akşam saat- lerinden sonra ve ge- ce Kıyı Ege ve Ça- nakkale çevreleri ya- ğışlı geçecek. CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Bir örnek: Adam sıhhi tesisatçı. Evinin altında dükkânı var. İyi kötü geçinip gidiyor. Çevreden Yeşil Kart alan- ları, kömür-yardım paketi alanları duyuyor. İmreni- yor... Öğreniyor ki; bunlardan yararlanmanın koşulları var. Sigortalı olmaması gerek, üzerinde kayıtlı mal- mülk olmaması gerek... Evini ve arabasını emekli maaşı alan babasının üzerine yaptırıyor. Kâğıt üze- rinde yoksul biri! Gelsin Yeşil Kart, gelsin Fak-Fuk- Fon paketleri... Dükkânı da kapatıyor. İşi düşen kom- şulara, “Kusura bakmayın, sıhhi tesisatçılığı bıraktım” diyor! Buyrun size; kendi mesleğini bırakmış, yoksulluk mesleğini seçmiş uyanık bir vatandaş! Bize göre, bir toplumu tembelliğe alıştırmak ka- dar kötü bir şey yoktur. AKP hükümeti yoksulluğu yok etmeyi değil, yö- netmeyi bir yöntem olarak seçti, başarıyla uygulu- yor! Tunceli’den gelen haber, yerel seçimler öncesinde AKP’nin yeni yeni buluşlarının olduğunu gösteriyor. Artık toplum kömüre doydu. Kimi kentlerin mey- danlarında kömür yüklü TIR’lar yatıyor. Gereksinim fazlası doğmuş! Yardım paketleri de sıradanlaştı. Şimdi kara kömürün yerini beyaz eşya aldı! Tunceli ve ilçelerinde 3500 yoksul aileye 5 milyon lira değerinde beyaz eşya dağıtılacak! Dağıtımın bir bölümü yapıldı, önümüzdeki günlerde arkası gelecek. Beyaz eşyayı ne izleyecek? Kahverengi koltuk! Böylece demokrasinin bütün renklerine ulaşmış olacağız... Kesin rakamlar elimizde yok ama; bir yıl içinde Tun- celi’de üretime dönük yatırım miktarının 5 milyon li- rayı bulduğunu sanmıyoruz. Oysa hükümet önü- müzdeki seçimler kadar biraz da önümüzdeki ne- siller dese... Bu kentin doğal kaynaklarını kullanmaya dönük yatırım yapsa... 3500 ailenin daha uzun sü- re geçinebileceği bir olanak yaratmış olur... Gel de anlat! İddia o ki; Tunceli’de dağıtılan beyaz eşya iki tüc- cardan alınmış. Rastlantı bu ya, onlar da AKP’ye ya- kınmış! AKP’liler bu ve benzeri yardımlar için şu yorumu yapıyorlar: Ne var bunda, sosyal devletin gereğini yapıyoruz! Haklılar, sosyal devlet çökünce, iş bu tür sosyal görünümlü yardımlara kaldı! Gerçekte sosyal devlet, halkını kimseye muhtaç etmeyendir... Sağlıktan, eğitime kadar temel ge- reksinimi “yardım” adı altında değil “altyapı” olarak sunandır! Türkiye’nin en az 25 ili Tunceli’den daha fakir. Büyük kentlerimizin varoşlarındaki yoksulluk ay- rı. Kimi yerlerde “tersine göç” yaşanıyor... Bir önerimiz var: Mademki, AKP hükümeti sosyal devleti böyle an- lıyor, yoksulların beyaz eşya, koltuk dahil tüm ge- reksinimlerini bu yolla karşılamayı hedefliyor... Bü- tün illerimizde yurttaşlar neye gereksinimleri varsa, dilekçe ile AKP valiliklerine, affedersiniz, il valileri- ne başvursunlar... İş buzdolabına, fırına kadar geldiğine göre, istekte de sınır olmasa gerek! Böylece “yoksulluğun gözü kör olsun” deyimini de değiştirmiş oluruz: Yoksulluk gibisi var mı! Ya da: Yoksulluğun gözü doysun! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada serbest bırakın.” Tabii bu cümlenin arkasından “sonra karışmam ha!..” yok! Cheney bizimkini “Emin olun durumları çok iyi” di- ye yatıştırmak istemiş. Fakat Cheney’nin karşısında ABD’nin bir dediğini iki etmeyen, üstelik stratejik ortak lafını kartvizitine alıp gerim gerim gerinerek Batı’ya Doğu’ya fiyaka yapan bir Başbakan var. Kolay mı böyle sıradan bir yanıtla uyutmak! RTE hemen “Ben hapis yatmış biriyim. Gözaltında hapiste olan kişinin durumunu bana anlatmayın” di- ye çıkışmış Cheney’ye ve: “Çabuk o çocukları bırakın” diye bastırmış… Tabii yinelemek gereksiz, daha sonraki cümlesinde Peres’e sergilediği Kasımpaşalı edası yok! ABD’ye çalım atarken “hapiste olan kişinin duru- munu bildiğinden” söz eden RTE, tam anlamıyla dün dündür bugün bugündür tablosu sergiliyor: Eğer biraz insaf sahibi ise RTE; bugün neyle suç- landığını bilmeyen, iddianamesi çıkmamış bir dava- nın tutuklusu olarak aylardır cezaevinde yatan in- sanların durumunu acaba anlıyor mu veya anlayabi- liyor mu? Davos’ta hiddet borazanları çalarak Arap âlemin- de ve Müslüman halkımız indinde itibar kazanan RTE; Baykal’ın yönelttiği “Irak’ta Türk askerlerinin başına çuval geçirildiğinde neredeydiniz?” sorusunu yanıt- lama görevini Egemen Bağış’a verdi. Demek istiyor ki AKP cemaati sözcüsü, RTE’nin Da- vos şovu bir atımlık barut değil! Öyle başbakan ki RTE, ABD falan dinlemez. Küçük büyük kimsenin gözünün yaşına bakmaz. Tak yüzü- ne vurur gerçeği ve kafa tutar! Acaba gerçek böyle mi? Başına çuval geçirilen as- kerlerimiz RTE’nin Cheney’yi aramasından hemen mi... yoksa Irak’ta ABD askeri yöneticiler askerlerimizi K. Irak’tan başları çuvallı Bağdat’a götürdükten, orada gerekli görülen sorgulama yöntemleri uyguladıktan sonra mı serbest bıraktılar? Yanıt: ABD’liler, gereken işlemleri tamamladıktan sonra askerlerimizin başlarına geçirdikleri çuvalı çı- kardılar. Türkiye’ye dönmelerine izin verdiler. Cheney’yle yapılan telefon görüşmesi ile askerle- rimizin serbest bırakıldığı gün arasında geçen süre, bu kanıyı güçlendiriyor. Varsın gerçek böyle olsun. Yerel seçim arifesinde Davos’ta İsrail’e, çuval ola- yında ABD’ye kafa tuttuğu masalıyla RTE ikinci Nâ- sır düzeyine yükseldi mi, yükseldi! AKP’ye bu yeter! Üstelik bugüne kadar devlet; başı ile gövdesi ayrı konuşan, cumhurbaşkanı ile başbakanı birbirine ters düşen alışılmadık bir durum sergilemedi. İşte kanıtı: RTE Davos’ta uluslararası gözlemcilerin önünde Fi- listin’i bir yana koyarak terör örgütü Hamas’ın avu- katlığına soyundu mu, soyundu. Yahudi düşmanlığını kışkırttı mı, kışkırttı. Suudi Arabistan’da krallar gibi kral tarafından kar- şılanan Çankaya’daki ise “Biz Filistin’i destekliyoruz, Hamas’ı değil… Filistin’de Hamas olduğu için ondan bahsediyoruz” dedi mi, dedi. Davos’ta Hamas’ın avukatlığını çığıran türkü… Suudi Arabistan’da Hamas’ı dışlayan Suudi maka- mından şarkılar! Titiri tatara devlet yönetimi! ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA7 ŞUBAT 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET 19HABERLERİN DEVAMI Son günlerin modalarından bi- ri de gizli örgütleri ortaya çıkarma ya da yaratma girişimi. Pek çok görevsiz ama merak- lı da modaya uyma konusunda yarışıyor. Osmanlı’dan bu yana teknolo- jinin gelişmesine paralel olarak gizli örgüt ortaya çıkarma çaba- ları hiç eksik olmadı. Önceleri bu işi hafiyeler yapar- dı. Bu yöntemin en başarılıların- dan olan Abdülhamit’e sunulan jurnallerin sayısının çokluğu bili- niyor. Aralarında dönemin ünlü gazetecilerinden kimilerinin ver- dikleri jurnaller de kitaplarda yer alıyor. Sonraları bu görevi siyasi şube polisleri üstlendi. Özellikle solcu olarak bilinen gazeteci, yazar ve şairleri gölge gibi izleyen siviller dönemi başladı. Yayımlanmış anılarda, kendi siviline içki ısmarlayan hatta ga- rip memura ödenek verilmediği- ni öğrenince, zahmet olmasın diye günlük yaşamını ve görüş- tüklerinin raporunu yazarak ve- renler olduğu da yer alıyor. Ne zaman ki teknoloji gelişti, mertlik de bozuldu. Artık teleku- lak dönemindeyiz. İlgili bakanlar, “Örgütle bir ilginiz yoksa tele- fonla rahatça konuşun” diyor ama kazın ayağı öyle olmuyor. Şaka- lar, özel yaşamın özel ilişkileri bi- le kâğıda dökülüp ortalığa saçı- lıyor. Şimdiye kadar ortaya dökül- meyen tek konu var: “Ticari sırlar”. Çünkü o alan, ülkemizde insan haklarının en önemlisi sayılıyor. Geri kalan haklar ise resmi ya da özel kimsenin umrunda değil. Bu ortamda ben de jurnalciliğe özenip günün modasına uyarak dört gizli örgütün gizliliğine son vermeye niyetlendim. Encümeni Dâniş’in tek başına kalmasına gönlüm razı olmadı. Eskiden, cahillikten olsa gerek gizli örgüt değil de “fikir loncası” denirmiş. İhbarda bulunacağım ilk gizli ör- güt, kendisine Esafili Şark yani Doğu Paryaları gibi alçakgönüllü bir ad koymuş olanlar. Üyeleri de şunlar: Nazmi Acar, Prof. Mük- rimin Halil Yinanç, Prof. Ali Ni- hat Tarlan, Rıfkı Melül Meriç, Emin Âlî Şavlı, Prof. Hilmi Ziya Ülken, Arif Dino ve Münib Tunç. Hemen her gün saat 19.00’da Şehzadebaşı’ndaki Darüttalim Kıraathanesi’nde toplanırlarmış. Cuma akşamları ise toplantı ye- ri Rıfkı Melül Meriç’in Şehzade- başı’ndaki evi olurmuş. Sohbet edilirdi deniyor ama ben pek inanmıyorum. İkinci örgüt, kendisini romantik bir isimle gizlemeye çalışır ve bir araya gelişlerine “Yaz İkindileri Toplantıları” derlermiş. Prof. Sab- ri Esat Siyavuşgil, Reisül Hatta- tin yani Hattatların Başkanı Kâmil Akdik, Abdülbaki Gölpınarlı, Ahmet Hamdi Tanpınar, Yahya Kemal Beyatlı, Mükrimin Halil Yi- nanç, Ali Nihat Tarlan, Rıfkı Me- lül Meriç ve kendi itirafına göre Midhat Sertoğlu, hem bu, hem de ilk gizli örgütün üyeleriymiş. Üçüncü örgütü ise İbnülemin Mahmut Kemal İnal yönetirmiş. Üyeleri salı akşamları İnal’ın pa- şa babasından kalma köşkte top- lanırlarmış. Ancak örgüt üyeleri hakkında bilgi edinemedim. Bir muhterem muhbir vatandaş, hayır için bildi- rir de merakımı giderirse memnun olurum. Ben yalnızca Fuat Köp- rülü’ye ulaşabildim. Adını açıklayacağım dördüncü gizli örgüt, üyelerinin başları be- laya giren tek örgüt durumunda. Açıklanmış adı da Beşiktaş Ce- miyeti İlmiyesi. Üyelerinden bilinenler, devrin tanınmış bilginlerinden Beşiktaş- lı Kethüdazade Ali Efendi, şair Fehim Efendi, Şanizade Ataul- lah Efendi, zahire veznedarı Aziz Efendi. Örgütün lideri de devlet büyüklerinden ve tanınmış bil- ginlerden İsmail Ferruh Efendi olmalı. Çünkü toplantılar, İsmail Ferruh Efendi’nin Beşiktaş’taki yalısında yapılıyormuş. Midhat Sertoğlu (İstanbul Soh- betleri 1992) benim modaya uyup gizli örgüt dediğim toplantılarda konuşulanları şöyle anlatıyor. “Pozitif ilmin ve serbest dü- şünce meşalesinin yanıp, hazır bulunanları aydınlattığı bir top- luluktu.” Sertoğlu yazısını şöyle sürdü- rüyor: “Ancak aralarına yabancı kabul etmemeleri ve konuşulan konuları prensip olarak dışarıya sızdırma- maları yüzünden halk ve bazı ya- rı aydınlar tarafından dinsizlik ve mezhepsizlikle suçlanmaya baş- ladılar. Bu toplantıların masrafla- rı ise üyelerin ödedikleri belli bir para ile karşılanıyordu.” Bu önemli açıklamalarımla muhterem muhbir vatandaşlık görevimi başarıyla yerine getir- mekten mutluyum. Ama gizli örgüt uzmanlarının durumuna da doğrusu üzülüyo- rum. Çünkü yazıda adları geçen ün- lü kişiler hayatta değiller. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Dört Gizli Örgütü Açıklıyorum... oerinc@cumhuriyet.com.tr Mardin’de 30 el bombasõ AKP’li milletvekili karakol bastõ Yurt Haberleri Servisi - Şan- lõurfa’da Cumhuriyet Başsavcõ- lõğõ’nca yürütülen tefeci operas- yonunda bir yakõnõ gözaltõna alõ- nan AKP Şanlõurfa Milletvekili Ramazan Başak, Şanlõurfa Em- niyet Müdürlüğü’nü bastõ. Başak, gözaltõna alõnan yakõnõna ait ol- duğu öne sürülen ruhsatsõz sila- ha da el koydu. Şanlõurfa İl Emniyet Müdür- lüğü Organize Suçlar Şube Mü- dürlüğü ekipleri geçen ay, “ban- kaların kredi kartlarının aylık nakit çekim ücretinden daha az faiz oranıyla” müşterilerine na- kit vererek “kredi kartı tefeci- liği” yaptõğõ belirlenen kuyumcu ve döviz bürolarõna yönelik eş- zamanlõ operasyon düzenledi. Operasyonda gözaltõna alõnan 25 kişiden 11’i tutuklandõ. Or- ganize Suçlar Müdürlüğü ekipleri dün de operasyon kapsamõnda aralarõnda galeri ve cep telefonu bayilerinin bulunduğu 20 işye- rinde arama yaptõ. İşyerlerinde fa- tura, pos cihazõ ve bilgisayar kasalarõnõ inceleyen ekipler, 13 kişiyi gözaltõna aldõ. Zanlõlardan 4’ü, ifadeleri alõndõktan sonra serbest bõrakõlõrken, 9 kişi ise em- niyetteki işlemlerinin ardõndan adliyeye sevk edildi. Operasyon kapsamõnda ekip- ler, Cumhuriyet Caddesi Oto Galericiler Sitesi’nde bulunan ve Şıhmüslüm Öncel’e ait olan 164’nolu dükkâna da baskõn dü- zenlendi. Dükkânda yapõlan ara- malarda masa çekmecesinden Müslüm Üge’ye ait olduğu öğ- renilen 1 adet France Hendaye B.P. imareli ruhsatsõz tabanca, 1 adet şarjör, 5 adet dolu fişek ele geçirildi. Operasyonda işyeri sa- hibi Şõhmüslüm Öncel ve Müs- lüm Üge gözaltõna alõndõ. Atalay’a iletildi AKP Milletvekili Ramazan Başak da kardeşinin damadõ olan Şõhmüslim Öncel’in gözaltõna alõndõğõnõ öğrenince Emniyet Müdürlüğü’nü bastõ. Organize Suçlar Şubesi’ne giderek şube- deki amiri ve polislerle yüksek sesle tartõşan Başak’õn, “Benim kim olduğumu biliyor musu- nuz? Ben milletvekiliyim” di- yerek bağõrdõ. Başak, amir ma- sasõnõn üstündeki ruhsatsõz sila- hõ da alõp emniyet görevlilileri- nin tüm uyarõlarõna karşõn em- niyetten ayrõldõ. Olayla ilgili olarak urfahiz- met.com adlõ internet sitesinde de ilginç ayrõntõlar yer aldõ.Em- niyet yetkilileri hiçbir açõklama yapmazken, konunun Diyarba- kõr’da bölge valiler toplantõsõnda bulunan İçişleri Bakanõ Beşir Atalay’a da iletildiği öğrenildi. AKP’li Ramazan Başak’õn adõ daha önce de bir ihale tartõşma- sõnda geçmişti. Mardin’in Mazıdağı ilçesinde bir evin mutfak du- varının yıkımı sırasında poşet içinde 33 adet el bombası bulundu. Mazıdağı Gündoğan Mahal- lesi Aydın Sokak’taki 2 katlı evin mutfak duva- rının yıkımı sırasında poşetler içinde bir araç lastiğine yerleştirilmiş halde 33 el bombası bu- lundu. Çalışmalar hemen durdurulurken, du- rum polise bildirildi. Çevrede güvenlik önlemle- ri alınırken binanın zemininde de iş makinele- riyle kazı çalışmalarına devam edildi. Olayla il- gili iki kişi gözaltına alınırken, iki katlı evin Hiz- bullah terör örgütünden kaydı bulunan ve halen cezaevinde olduğu bildirilen Fadıl Şani ile kar- deşi Abdülkadir Şani’ye ait olduğu belirlendi. Kağıthane’de bir kahvehanede yapılan ara- mada iki adet el bombası bulundu. Çanta sa- hibi ve yanındaki kişi gözaltına alındı. MİT ve CIA bağlantõlõ bir ajanla işbirlği içinde çalõştõklarõ kaydedildi. Türk İslamcõnõn 2002 başõnda Ankara’da havaalanõndayken gözaltõna alõndõğõ ve Kasõm 2003’e kadar cezaevinde kal- dõğõ süre içinde MİT ile anlaştõğõ ileri sürüldü. “Sauerland Grubu” ile CIA arasõndaki bağ- lantõyõ kurduğu ileri sürülen Mevlut K. ile ilgili bu iddialarõ, Almanya’nõn en etkili haber dergi- lerinden “Stern”, Alman istihbarat örgütü ve Federal Kriminal Dairesi (BKA) yetkililerine dayanarak yayõmladõ. Mevlut K.’nõn, 26 adet ateşleyici mekanizmayõ sağlayarak grubu bir te- rör saldõrõsõ için kõşkõrtõcõ rol oynayan isim ol- duğu savunuldu. Federal Kriminal Dairesinin dosyalarõna göre, terör saldõrõsõ için yapõlan ön hazõrlõklarõ Somalili Ahmet H. düzenli olarak telefonla Türkiye’de yaşayan “Şef” Mevlüt K.’ya bildirdi. Tutukluluğu sõrasõnda MİT ve CIA ile bağlantõ kurduğu belirtilen Mevlüt K. halen Türkiye’de serbest olarak dolaşõyor. İz CIA’ya uzandõ Baştarafı 1. Sayfada DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - İç- işleri Bakanõ Beşir Atalay, yurttaşlarõn siyasi tercihlerini engellemek amacõyla yapõlacak bas- kõlara izin vermeyeceklerini ifade etti. Atalay, seçim sürecinde adaylar, parti binalarõ ve seçim bürolarõ gibi hassas bölgeleri de koruyacaklarõnõ söyledi.Diyarbakõr’da ilk olarak AKP Diyarba- kõr İl Başkanlõğõ’nõ ziyaret eden Atalay, hiçbir belediye arasõnda fark gözetmediklerini belirtti. Daha sonra yapõmõna devam edilen Diyarbakõr Emniyet Müdürlüğü hizmet binasõ ve MOBESE merkezinde incelemelerde bulundu. Atalay, MOBESE sisteminin tüm illerde uygulanmaya başlanmasõ için çalõşmalarõnõn aralõksõz sürdü- ğünü aktardõ. İncelemelerinin ardõndan Diyar- bakõr Valiliği’ne geçen Atalay, “Seçim Gü- venliği Bölge Valiler Toplantısına” katõldõ. Atalay: Siyasi baskıya izin yok Aydõnlõk Türk kadõnõ, Çağdaş bilim insanõ, Sevgili TÜRKEL HOCAMIZ’õ kaybetmenin acõsõnõ yaşõyoruz. Sevgi dolu yüreğin, sonsuz emeğinin önünde saygõyla eğiliyoruz. Işõklar içinde uyu. ÇYDD Ayvalık Şubesi Gökçek’in mal beyanõnda yer vermediği iki gayrimenkulü olduğu açõklandõ MHP’den belgeli yanıt ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Ankara Bü- yükşehir Belediye Başkanõ Melih Gök- çek’in, mal beyanõnda yer vermediğini söy- lediği biri konut, diğeri “karkas bina” olmak üzere 2 gayrimenkulün tapu ve vergi be- yannamesi belgelerini açõkladõ. Gökçek’in “Yalan beyanda bulunduğum kanıtlanır- sa istifa ederim” resti çektiğine dikkat çe- ken Vural, Gökçek’in adõna kayõtlõ binalarõn belgelerini göstererek “Artık elinde olan bir tek istifa dilekçesidir” dedi. Vural, Gökçek’in malvarlõğõyla ilgili dün basõnda yer alan haberler üzerine kendisine, “Sayın Oktay Vural’ın, malvarlığımla il- gili verdiği bilgiler doğruysa ben istifa tek- lifini kabul ediyorum” dediğini anõmsatarak gazetecilere Gökçek’in ikametgâh adresi olarak gösterdiği Ayrancõ Refik Belendir Sokak’taki, 1991’de satõn alõnan ve Gökçek’in fotoğrafõnõn da bulunduğu evinin tapusunu gösterdi. Vural, Gökçek’in mal beyanõnda açõklamadõğõ ikinci gayrimenkulü ise 28 Mart 2007’de TGRT’de açõkladõğõ mal be- yanõndan yaklaşõk 2 ay sonra, 5 Mayõs 2007’de edindiğini bildirdi. Vural, Y. Dikmen Mahallesi, Turan Güneş Bulvarõ’ndaki 557 metrekare arsa payõ olan ve kullanõm şekli “meskenler” olarak ifade edilen binayla il- gili emlak vergisi beyannamesi suretini de ga- zetecilere dağõttõ. Gökçek, beyannameye gö- re 895 bin 882 TL rayiç bedelle 5 Mayõs 2007’de alõnmõş görünen “betonarme kar- kas” binanõn sahibi olarak görünüyor. Evinin vergi borcu çıktı Oktay Vural, Gökçek’in ikametgâh adre- si olarak gösterdiği konutunun geçmiş yõl- lardan birikenlerle birlikte toplam 4 bin 687 liralõk vergi borcu ve cezasõ bulunduğunu be- lirterek belgesini de dağõttõ. Vural, Maliye Ba- kanõ Kemal Unakıtan’õ Gökçek’in vergi borçlarõnõ tahsil etmeye çağõrdõ. Gökçek’in Turan Güneş Bulvarõ’ndaki binayõ kimden al- dõğõnõ, yeni bir imar değişikliği yapõp yap- madõğõnõ açõklamasõnõ isteyen Vural, “Gök- çek, bu binanın rayiç değerini de açıklasın, 1 milyon dolar mı, 1.5 milyon dolar mı?” diye konuştu. Vural, hafta başõnda yapaca- ğõ basõn toplantõsõnda da Gökçek’in oğlunun hangi alõşveriş merkezinde kimlerle ne iş yap- tõğõnõ kamuoyuna açõklayacağõnõ bildirdi. Tefecilere yönelik operasyonda gözaltõna alõnan yakõnõna ait ruhsatsõz tabancayõ aldõ Hizbullah ana davası ertelendi DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Geçen yõl Almanya’da yakalanarak Türkiye’ye iade edilen Hizbullah üyesi Cihan Yıldız, ka- patõlan DEP’in eski milletvekili Mehmet Sin- car’õn öldürülmesiyle ilgili eyleme katõlmadõ- ğõnõ ileri sürdü. Yõldõz, PKK’nin baskõsõndan Hizbullah ile yakõnlaştõğõnõ savundu. Diyarba- kõr 6. Ağõr Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada 23 tutuklu sanõk ve avukatlarõ hazõr bulundu. Mahkemeden söz alan avukat Hüseyin Yılmaz İstanbul Beykoz’daki Hizbullah oparasyonun- da ele geçirilen bini aşkõn CD’nin de dosyaya konulmasõnõ istedi. Mahkeme heyeti Yõlmaz’õn talebini kabul ederek, eksikliklerin tamamlan- masõ için davayõ erteledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear