24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 22 ŞUBAT 2009 PAZAR 6 HABERLER PAZAR ORHAN BURSALI İçteki ‘Mahvetme Gücü’nün Dışavurumu Yo hayır! Bu öyle “sayın başbakan yanlış yapı- yorsunuz… sayın başbakan siyasi davranıyorsu- nuz…” gibi cümlelerle, “demokratik değil bu dav- ranışınız” gibi epey suya tirit kokan eleştirilerle, kla- sik “iktidar ve güç yozlaştırır..” gibi beylik nitelen- dirmelerle geçiştirilecek bir olay değil… Doğan Grubu’nda yazan, AKP destekçisi kö- şelere bakıyorum, neredeyse “ayıp yapıyorsun Er- doğan Abi” diyecekler, “vur dedikse de öldür de- medik.” Onlar, örneğin yandaş basında olsalardı ne yazacaklardı? Bir örnek verelim: AKP’nin en uşak destekçilerinden birinin önce- ki günkü yazısında yaptığı gibi kravatlı gömleğinin boğaz kesiminden başını dışarıya guguk kuşu gi- bi uzatacak ve “Başbakanı düşürmek için çalışan merkez medya, kirli ilişkilerinin hesabını vermeli. Başbakan çok kararlı bir şekilde üstlendiği tarihsel görevini yerine getiriyor ve onlar kendini yok et- meden, o merkez medyanın defterini dürüyor…” biçiminde alçaklık çukuruna girip çıkmış, de- mokrasi düşmanı, simsiyah yazılar yazacaklardı. Daha doğrusu böyle davranmaları mümkündü! Zaten bakıyorum, onlardan bazıları kılını bile kı- pırdatmıyor! Herhalde, “ekonomiden- vergiden” falan anla- madıkları içindir! Tıpkı, AKP’nin “yolsuzluklarından” anlamadıkları gibi, para işlerinden “hiç çakmadık- ları” için -ceplerine indirdikleri dışında- bu konu- larda yazmazlar! Yo hayır! Bu ceza meza değil! Siyasal ve dikta- toryal olarak, bir mal varlığına toptan ve bütü- nüyle el koyma girişimidir! İktidar ve olayın içindeki herkes, yarın hesabı- nı verecekleri bir işe kalkıştı ve Doğan Grubu’nun malını mülkünü yok etme, daha doğrusu devlet- leştirme operasyonunu başlattı! Öyle ya, değeri 3.2 milyar dolarlık bir grubun üç- te birini, dünyanın hiçbir uygar ülkesinde görüle- meyecek ancak Türkiye gibi sözde demokrasilerde gerçekleştirilebilecek “vergi” cezası adıyla gasp et- meye kalkıyorsunuz! İktidar ayrıca yatırımcıların mal varlıklarının da üç- te birini gasp etme çabasında! Ayrıca bu haksız operasyonuyla grubun hisselerindeki 500 milyon dolarlık değer yitimini de buna katmak gerekir! Erdoğan hükümeti, Maliye Bakanlığı ve bu işe alet olan bürokratlar hakkında, yasadışı yaptırım ve söylentilerle, devlet gücünü de buna alet ede- rek, halka açık bir şirketin hisse değerlerini dü- şürmekten suç duyurusu yapılmalı! Operasyon uzun zamandır Başbakan’ın ağzın- daydı! Meydanlarda attığı nutuklarda Doğan ba- sınına her konuşmasında boykot çağrısı yapmakta ve ikide bir “Şimdi açıklatmasınlar bana” diye teh- ditler göndermekteydi! Şimdi mesele anlaşıldı! Er- doğan işi “defter dürme”ye vardırdı! AKP kur- maylarının da olayın hemen arkasından “uzlaşma yolu falan kapalı” açıklamaları da gösteriyor ki, bu AKP’ce kolektif hazırlanmış bir “cinayet” teşebbüsü! 11 aydır şirketlere postu sermişler… ve anlaşı- lan hiçbir şey bulamamışlar ki yasal olmayan bir yorumla, “vay sen bunun vergisini dün ödeyecektin neden bugün ödüyorsun” gibi bütün vergi uz- manlarının ağızlarını açıkta bırakan bir suç baha- nesi icat etmişler! Birkaç ay önce, Milliyet’in Genel Yayın Müdü- rü Sedat Ergin’le sohbet ederken dedim ki “Umarım Doğan Grubu’nun muhasebe defterleri tertemizdir ve iktidar araştırdığında bir şey bulamaz!” Aslında şimdi yöneltilen suçlama benim açım- dan Doğan Grubu’nun bir vergi aklanmasıdır! Bu- gün diğer büyük şirketlerin muhasebelerinde, 5 yıl geriye doğru ve 11 ay sürecek bir denetlemede acaba neler çıkar, doğrusu yanıtı merak edilecek bir sorudur! Şimdi yine olayın bam teline değinelim: İktida- rın bu atağından bir şey çıkmaz. Ama önemli olan bu süreçte çevreye yaydığı korku ve dehşettir! Ce- zanın miktarı, iktidarının içinde barındırdığı “mah- vetme gücü”nün dışavurumudur! Bu ancak ruhunu diktatörlüğe satmış iktidar ve kişiliklerde görülür. “Ceza” ve “gasp” girişimi, AKP iktidarının ülke- yi, toplumu götürmek istediği istikameti de gös- teriyor: Dinci totalitarizm. Doğan Grubu, Akif Beki adındaki Başbakan’ın adamını gazetesine aldı. Erdoğan’ı köşe yazarı yap- sa bile, bir “aç canavarı” doyurması mümkün de- ğil! “Canavar” “bütününü” isteyecektir! Bir yarım Radikal, bir Gözcü yetmez! Ancak iktidar, Doğan Grubu şahsında Türkiye’nin yüzde 60’ını birden yutmaya kalkışmaktadır ki bu- nun bütün gırtlaklarını parçalayacak bir hacimde olduğunu hesap edemeyecek kadar da kafasız ol- duğunun kanıtıdır! obursali@cumhuriyet.com.tr ESKİ MİLLİ FUTBOLCU OKTAY DERELİOĞLU, TFF SOSYAL YARDIMLAŞMA VAKFI FONU’NDA BİRİKEN PARALARI SORDU Para bize neden ödenmiyor? SEVİL ARINAN ANKARA - Eski futbolcu Oktay Derelioğlu, 2000 yõlõndan bu yana profesyonel futbolcular için kulüp- ler tarafõndan Türkiye Futbol Feda- rasyonu (TFF) Sosyal Yardõmlaşma Vakfõ Fonu’na aktarõlan paralarõnõ, is- temelerine karşõn alamadõklarõnõ söyledi. Fonda biriken paranõn şu an 100 - 150 milyon TL’ye ulaştõğõnõ be- lirten Derelioğlu, “Fonda biriken para, ciddi ve büyük bir meblağ. Onun için bizden kesilen bu pa- ralar bize nasıl ödenecek bilmiyo- ruz. Olması gereken prosedür uy- gulanmıyor zaten, ortada net ol- mayan bir şeyler var. Sistemsizlik var” dedi. Federasyon fon adõ altõnda her bir futbolcu için Süper Lig kulüple- rinden 500, Bank Asya 1. Lig ku- lüplerinden 300, diğer kulüplerden ise 200 dolar kesiyor. Fenerbahçe, Trabzonspor ve Beşiktaş olmak üze- re birçok takõmõn formasõnõ giyen ulusal futbolcu Oktay Derelioğlu, bi- rikmiş paralarõnõ istedikleri zaman al- ma hakkõna sahip olduklarõnõ söyle- di. Kendisinin de fonda 9 yõllõk bi- rikmiş parasõ olduğunu belirten De- relioğlu, “Fonda para biriktirilmesi biz futbolcular için çok olumlu bir adım. Bir yerde bizim için güven- ce. Fedarasyonun aldığı karar ne- ticesinde, yıllardır söz konusu fo- na para aktarımı yapılıyor. Yani kulüpler fona her bir futbolcusu için 500 dolar ödüyor. 2000 yılın- dan bu yana o fonda, şu an nerden baksanız, 100-150 milyon TL ci- varında para birikmiş olmalı. Bu ciddi ve büyük bir meblağdır. Onun için lisanslı futbolcular için fona aktarılan bu paralar, bize tek- rar nasıl ödenecek bilmiyoruz.” de- di. Fona aktarõlan paralarõn her yõl arttõğõna vurgu yapan Derelioğlu, ko- nuyla ilgili herhangi bir çalõşmanõn yapõlmadõğõnõ da belirtti. Kimi fut- bolcularõn paralarõnõ istedikleri hal- de alamadõklarõnõ dile getiren Dere- lioğlu, “Hangi yönetmelikte ne ge- çiyor, parayı nasıl alacağız bilmi- yoruz. Bildiğimiz sadece, fondaki paranın her geçen yıl arttığı. Öte yandan paralarını almak için fe- derasyona başvuran arkadaşları- mız da hâlâ bekliyor. Yanıt da ala- mıyorlar. Tabii fonu yönlendiren de federasyondur” görüşünü kay- detti. TFF yetkilileri ise fonda biri- ken paralarõn 2011 yõlõndan sonra ödeneceğini açõkladõlar. Oktay Derelioğlu 1 1 0 Y I L L I K G A T A Hem başarõlõ hem hedefte SERTAÇ EŞ ANKARA - Şizofreninin tanõsõ ile dik- katlerin yöneldiği, Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda hakkõnda işlem yapõlan emek- li generallerin tedavilerinin yapõldõğõ has- tane olmasõ nedeniyle “hedef kurum” ya- põlmak istenen Gülhane Askeri Tõp Aka- demisi (GATA) potansiyeli ve başarõlarõyla dikkat çekiyor. Kuruma bağlõ hastaneler- de günde 6 bin 500 hasta muayene edili- yor, yõlda orta ve büyük ölçekli 30 bin ame- liyat gerçekleştiriliyor. Geçen aralõk ayõnda 110. yõlõnõ kutlayan GATA’nõn kulak burun boğaz uzmanlarõ ABD’de Pulitzer ikincilik ödülüne değer görüldüler. Kuruma Kõrgõzistan, Bangladeş ve Ar- navutluk gibi ülkelerden tedavi olmak için gelen liderler bulunuyor. Yoğun eleştirilere hedef oluyor Prof. Dr. Albay Tayfun Uzbay ve eki- binin şizofreniye ilişkin buluşlarõyla gün- deme gelen GATA, Ergenekon soruştur- masõnda tutuklanan emekli generallerin te- davi edildiği sağlõk kurumu olmasõ nede- niyle yoğun eleştirilere hedef oluyor. GATA Tõp Fakültesi Dekanõ Prof. Dr. Tümgeneral Zeki Bayraktar’õn verdiği bil- giler kurumun potansiyelini ve yetenek- lerini ortaya koyuyor. Verilen bilgilere göre, 110 yõl önce 150 yatak kapasiteyle kurulan GATA’ya bağ- lõ eğitim hastanelerinde günde 6 bin 500 kişi muayene ediliyor. Yõllõk poliklinik sayõsõ (verilen hizmet sa- yõsõ) 1 milyon 600 bin olarak hesaplanan GATA hastanelerinde, bir yõlda yatõrõlarak tedavi edilenlerin sayõsõ 55 bin, orta ve bü- yük ölçekli ameliyatlarõn sayõsõ ise 30 bi- nin üzerinde bulunuyor. Yurtdışından ilgi GATA, sağlõk alanõnda ciddi ödüller al- mõş bir kurum niteliği taşõyor. Kurumun Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalõ Baş- kanlõğõ’nca yapõlan bir çalõşma, ABD’de Pulitzer ikincilik ödülüne değer görüldü. Kurumdaki göz hekimi araştõrmacõlarõ ge- çen ay yapõlan Dünya Göz Hekimleri Kongresi’nde “en iyi poster ödülünü” al- dõ. Ayrõca GATA’ya yurtdõşõndan yoğun- laşan tedavi ve eğitim ilgisi de dikkat çe- kiyor. Kurumda halen dost ve müttefik ül- ke personeli olarak 130 sağlõk personeli adayõ öğrenim görüyor. GATA’da tedavi olmak için yurtdõşõn- dan gelen hastalarõn coğrafyasõ Kõrgõzis- tan ve Bangladeş’ten Arnavutluk’a kadar uzanõyor. GATA’nõn bu kapsamda birçok yerli ve yabancõ başbakan ve cumhurbaşkanõnõ tedavi ettiği biliniyor. AYŞE SAYIN ANKARA - Dünya ozanõ Nâzım Hik- met’e yurttaşlõğõnõ iade eden AKP hükü- meti, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarõna “ia- de-i itibar”a yanaşmõyor. Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin, Gez- miş ve arkadaşlarõnõn idamõna ilişkin 1972 tarihli yasayõ kaldõrmaya dönük herhangi bir hazõrlõk içinde olmadõklarõnõ bildirirken, CHP İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nõn bu yöndeki yasa önerisi ve sorusunu ise “si- yasi amaçlı” olarak nitelendirdi. CHP’li Baratalı’nın başvurusu işleme alınmadı Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan hakkõndaki ölüm cezasõna ilişkin 1972 tarihli 1586 sayõlõ yasanõn yürürlük- ten kaldõrõlmasõ için 2007’de yasa önerisi veren CHP’li Baratalõ’nõn bu başvurusu şim- diye kadar işleme alõnmadõ. Baratalõ, Nâzõm Hikmet’in Bakanlar Kurulu kararõyla ye- niden Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlõğõna alõnmasõndan sonra Gezmiş ve arkadaşla- rõnõn durumunu soru önergesiyle Meclis gündemine taşõdõ. Başbakan Erdoğan tarafõndan yanõt- lanmasõ istemiyle geçen ay Meclis baş- kanlõğõna bu konuda soru önergesi veren Baratalõ, “siyasi bir kararla” yurttaşlõk- tan çõkarõlan Nâzõm Hikmet’in yeniden yurttaşlõğa kabul edilmesiyle “insanlık şairimize karşı olan manevi borcun ge- cikmiş de olsa ödendiğine” dikkat çekti. Aynõ şekilde Gezmiş, Aslan ve İnan’õn ölüm cezalarõnõn yerine getirilmesine iliş- kin yasanõn da toplum vicdanõnda büyük yaralara yol açtõğõna dikkat çeken Barata- lõ, “Yargılamaların bağımsız bir mah- keme tarafından yapılmadığı ve sonucun siyasi bir karar olduğu, hukukçular ta- rafından dile getirilmiştir. Mahkeme savcısının ‘onlar mahkemeye iyi davran- salardõ indirim uygulanõr, cezalarõ müeb- bete çevrilebilirdi’ şeklindeki yıllar son- ra söylediği sözler, bu yargılama süre- cinin önyargılı, hukuk dışı olduğunu or- taya koymaktadır” görüşüne yer verdi. Önergeye Başbakan adõna yanõt veren Adalet Bakanõ Şahin, Baratalõ’nõn “Yar- gılama sonucu verilen karar siyasi mi yoksa hukuki mi” sorusuna önergenin ve Baratalõ’nõn verdiği yasa önerisinin iç- eriğinin “siyasi olduğu” yanõtõnõ verdi. Yaklaşõk 2 sayfa boyunca anayasadan ölüm cezasõnõn çõkarõlmasõna ilişkin ya- põlan değişikliği ve Avrupa İnsan Hakla- rõ Sözleşmesi’ndeki idam cezasõnõn kal- dõrõlmasõna ilişkin hükümleri anlatan Şa- hin’in Gezmiş ve arkadaşlarõnõn adõnõ hiç anmamasõ da dikkat çekti. Şahin’in, “Hükümetin 1586 sayılı ka- nunun yürürlükten kaldırılmasına yö- nelik bir çalışması ya da girişimi var mı- dır? 1586 sayılı kanunun yürürlükten kaldırılmasına dair 2007 yılında vermiş olduğum kanun teklifinin ivedilikle gö- rüşülmesi konusunda bir çabanız var mıdır?” diye soran Baratalõ’ya şu yanõ- tõ vermesi dikkat çekti: “(...) Soru önergesine konu edilen ve hukuki olmaktan ziyade siyasi nitelik- te bir içeriğe sahip olan teklifin ka- nunlaştırılması sürecinde yetki mün- hasıran TBMM’ye ait bulunmakta olup, soru önergesinde bahsi geçen 1586 sayılı kanunun yürürlükten kal- dırılmasına yönelik hükümetimizce bu aşamada herhangi bir çalışma yapıl- mamaktadır.” Oysa Meclis çoğunluğunu elinde bu- lunduran hükümetin, bu yönde kendisi ya- sa tasarõsõ sevk edebileceği gibi milletve- killerinin verdiği yasa önerilerini destek- lemesinin önünde bir engel bulunmuyor. Ayrõca AKP hükümeti, çok tartõşmalõ ve önemli konularda bile AKP’li milletve- killerine verdirilen yasa önerilerini des- tekleyerek yasalaşmasõnõ sağlõyor. ‘Gezmiş ve arkadaşlarõnõn idam kararlarõnõ kaldõrma girişimimiz yok’ CHPİzmir Milletvekili Baratalı, hükümete Bakanlar Kurulu kararıyla Nâzım Hikmet’in yeniden Türk yurttaşlığına kabul edilmesinin ardından, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamına neden olan yasanın yürürlükten kaldırılması için bir girişimde bulunup bulunmayacaklarını sordu. Dünya ozanı Nâzım Hikmet’e yurttaşlığını iade eden AKP hükümeti, Gezmiş ve arkadaşlarının idamına ilişkin 1972 tarihli yasayı kaldırmaya dönük herhangi bir hazırlık içinde olmadığını söyledi. Özbekistan’da Gülen operasyonu Gülen hareketi üyesi 3’ü Türk 11 kişinin 6,5 yõl ile 8 yõl arasõnda hapis cezalarõna çarptõrõldõğõ duyuruldu Dış Haberler Servisi - Özbekistan’da Fethullah Gülen hareketi üyelerinin “Pantürkizm” suçlamasõyla hapse mahkûm edildikleri bildirildi. Rusya’ya Orta Asya haberleri sunan ferghana.ru sitesindeki habere göre, Harezm ve Buhara gibi Gülen yandaşlarõnõn etkin olduğu bölgelerde yapõlan operasyonlarda tutuklanan kişiler 6 aydan 6.5 yõla kadar değişen cezalara çarptõrõldõ. Sayõlarõ tam olarak belli olmayan kişilerin, 1990’lõ yõllarda Gülen okullarõnda okuyan kişiler olduğu kaydedildi. Gülen cemaatinin Özbekistan’daki okullarõ 1999 ve 2000 yõllarõnda Özbekistan Devlet Başkanõ İslam Kerimov’un emriyle kapatõlmõştõ. Kerimov bu kararõ alõrken kendisine yönelik bir suikast girişiminde Gülen yandaşlarõnõn da yer aldõğõnõ söylemişti. Rusya yönetimi de “radikal İslamcı ve Pantürkist propaganda yaydığı” gerekçesiyle yasakladõğõ Gülen hareketine ait 16 okulu kapatmõş ve 50 öğretmeni sõnõr dõşõ etmişti. Azerbaycan, Kazakistan, Kõrgõzistan, Türkmenistan ve Tacikistan’da ise ilkokuldan üniversiteye kadar, 70’ten fazla Gülen okulu faaliyet gösteriyor. Özbek Ulusal Güvenlik Servisi tarafõndan hazõrlanan ve devlet televizyonunda 16 Şubat günü yayõmlanan “Karanlığa Giden Işık” başlõklõ belgeselde ise Nurculuğun ve Gülen hareketinin tarihi anlatõldõ ve bu hareketin özellikle yatõlõ okullar aracõlõğõyla yaydõğõ şeriatçõ ve Pantürkist görüşlerin Özbek ulusal kültürüne ve bilincine aykõrõ olduğu vurgulandõ. Belgeselde, Gülen hareketi üyesi 3’ü Türk 11 kişinin 6.5 yõl ile 8 yõl arasõnda hapis cezalarõna çarptõrõldõğõ duyuruldu. BOLU (AA) - Emekli imam Lütfü Karataş, ligde kalma mücadelesi veren Bolu Belediyes- por’un bayan voleybol takõmõ için soyunma odasõnda dua okudu. “Ya ilahel âlemin, teknik heyetimize güzel taktik vermeyi, sahaya ya- yılmayı, karşıdan gelen topları güzel disiplinle kesmeyi, pasörümüzden güzel havaya topu kal- dırmayı, çivicimizi de güzel çivilemeyi kendi- sinden nasip eyle ya Rabbil âlemin” duasõna ba- yan sporcularõn yanõ sõra AKP’li Bolu Belediye Başkanõ Alaaddin Yılmaz ve Emniyet Müdürü Mehmet Yazıcı’nõn da katõlmasõ dikkat çekti. 10 maçtõr galibiyet alamayan Bolu Beledi- yespor Bayan Voleybol Takõmõ, maç kazanma- sõ için çareyi, emekli imam olan Lütfü Karataş’a dua ettirmekte buldu. Lütfü Karataş tarafõndan yaptõrõlan dua esnasõnda voleybolcu kõzlarõn gülmemek için kendilerini zor tuttuklarõ görül- dü. Yapõlan duanõn ardõndan voleybolcu kõzlar için pasta kesildi. İmam, kazansın diye dua etti BOLU BAYAN VOLEYBOL TAKIMI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear