Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 22 ŞUBAT 2009 PAZAR
6 HABERLER
PAZAR
ORHAN BURSALI
İçteki ‘Mahvetme
Gücü’nün Dışavurumu
Yo hayır! Bu öyle “sayın başbakan yanlış yapı-
yorsunuz… sayın başbakan siyasi davranıyorsu-
nuz…” gibi cümlelerle, “demokratik değil bu dav-
ranışınız” gibi epey suya tirit kokan eleştirilerle, kla-
sik “iktidar ve güç yozlaştırır..” gibi beylik nitelen-
dirmelerle geçiştirilecek bir olay değil…
Doğan Grubu’nda yazan, AKP destekçisi kö-
şelere bakıyorum, neredeyse “ayıp yapıyorsun Er-
doğan Abi” diyecekler, “vur dedikse de öldür de-
medik.” Onlar, örneğin yandaş basında olsalardı
ne yazacaklardı? Bir örnek verelim:
AKP’nin en uşak destekçilerinden birinin önce-
ki günkü yazısında yaptığı gibi kravatlı gömleğinin
boğaz kesiminden başını dışarıya guguk kuşu gi-
bi uzatacak ve “Başbakanı düşürmek için çalışan
merkez medya, kirli ilişkilerinin hesabını vermeli.
Başbakan çok kararlı bir şekilde üstlendiği tarihsel
görevini yerine getiriyor ve onlar kendini yok et-
meden, o merkez medyanın defterini dürüyor…”
biçiminde alçaklık çukuruna girip çıkmış, de-
mokrasi düşmanı, simsiyah yazılar yazacaklardı.
Daha doğrusu böyle davranmaları mümkündü!
Zaten bakıyorum, onlardan bazıları kılını bile kı-
pırdatmıyor!
Herhalde, “ekonomiden- vergiden” falan anla-
madıkları içindir! Tıpkı, AKP’nin “yolsuzluklarından”
anlamadıkları gibi, para işlerinden “hiç çakmadık-
ları” için -ceplerine indirdikleri dışında- bu konu-
larda yazmazlar!
Yo hayır! Bu ceza meza değil! Siyasal ve dikta-
toryal olarak, bir mal varlığına toptan ve bütü-
nüyle el koyma girişimidir!
İktidar ve olayın içindeki herkes, yarın hesabı-
nı verecekleri bir işe kalkıştı ve Doğan Grubu’nun
malını mülkünü yok etme, daha doğrusu devlet-
leştirme operasyonunu başlattı!
Öyle ya, değeri 3.2 milyar dolarlık bir grubun üç-
te birini, dünyanın hiçbir uygar ülkesinde görüle-
meyecek ancak Türkiye gibi sözde demokrasilerde
gerçekleştirilebilecek “vergi” cezası adıyla gasp et-
meye kalkıyorsunuz!
İktidar ayrıca yatırımcıların mal varlıklarının da üç-
te birini gasp etme çabasında! Ayrıca bu haksız
operasyonuyla grubun hisselerindeki 500 milyon
dolarlık değer yitimini de buna katmak gerekir!
Erdoğan hükümeti, Maliye Bakanlığı ve bu işe
alet olan bürokratlar hakkında, yasadışı yaptırım
ve söylentilerle, devlet gücünü de buna alet ede-
rek, halka açık bir şirketin hisse değerlerini dü-
şürmekten suç duyurusu yapılmalı!
Operasyon uzun zamandır Başbakan’ın ağzın-
daydı! Meydanlarda attığı nutuklarda Doğan ba-
sınına her konuşmasında boykot çağrısı yapmakta
ve ikide bir “Şimdi açıklatmasınlar bana” diye teh-
ditler göndermekteydi! Şimdi mesele anlaşıldı! Er-
doğan işi “defter dürme”ye vardırdı! AKP kur-
maylarının da olayın hemen arkasından “uzlaşma
yolu falan kapalı” açıklamaları da gösteriyor ki, bu
AKP’ce kolektif hazırlanmış bir “cinayet” teşebbüsü!
11 aydır şirketlere postu sermişler… ve anlaşı-
lan hiçbir şey bulamamışlar ki yasal olmayan bir
yorumla, “vay sen bunun vergisini dün ödeyecektin
neden bugün ödüyorsun” gibi bütün vergi uz-
manlarının ağızlarını açıkta bırakan bir suç baha-
nesi icat etmişler!
Birkaç ay önce, Milliyet’in Genel Yayın Müdü-
rü Sedat Ergin’le sohbet ederken dedim ki
“Umarım Doğan Grubu’nun muhasebe defterleri
tertemizdir ve iktidar araştırdığında bir şey bulamaz!”
Aslında şimdi yöneltilen suçlama benim açım-
dan Doğan Grubu’nun bir vergi aklanmasıdır! Bu-
gün diğer büyük şirketlerin muhasebelerinde, 5 yıl
geriye doğru ve 11 ay sürecek bir denetlemede
acaba neler çıkar, doğrusu yanıtı merak edilecek
bir sorudur!
Şimdi yine olayın bam teline değinelim: İktida-
rın bu atağından bir şey çıkmaz. Ama önemli olan
bu süreçte çevreye yaydığı korku ve dehşettir! Ce-
zanın miktarı, iktidarının içinde barındırdığı “mah-
vetme gücü”nün dışavurumudur!
Bu ancak ruhunu diktatörlüğe satmış iktidar ve
kişiliklerde görülür.
“Ceza” ve “gasp” girişimi, AKP iktidarının ülke-
yi, toplumu götürmek istediği istikameti de gös-
teriyor: Dinci totalitarizm.
Doğan Grubu, Akif Beki adındaki Başbakan’ın
adamını gazetesine aldı. Erdoğan’ı köşe yazarı yap-
sa bile, bir “aç canavarı” doyurması mümkün de-
ğil! “Canavar” “bütününü” isteyecektir! Bir yarım
Radikal, bir Gözcü yetmez!
Ancak iktidar, Doğan Grubu şahsında Türkiye’nin
yüzde 60’ını birden yutmaya kalkışmaktadır ki bu-
nun bütün gırtlaklarını parçalayacak bir hacimde
olduğunu hesap edemeyecek kadar da kafasız ol-
duğunun kanıtıdır!
obursali@cumhuriyet.com.tr
ESKİ MİLLİ FUTBOLCU OKTAY DERELİOĞLU, TFF SOSYAL YARDIMLAŞMA VAKFI FONU’NDA BİRİKEN PARALARI SORDU
Para bize neden ödenmiyor?
SEVİL ARINAN
ANKARA - Eski futbolcu Oktay
Derelioğlu, 2000 yõlõndan bu yana
profesyonel futbolcular için kulüp-
ler tarafõndan Türkiye Futbol Feda-
rasyonu (TFF) Sosyal Yardõmlaşma
Vakfõ Fonu’na aktarõlan paralarõnõ, is-
temelerine karşõn alamadõklarõnõ
söyledi. Fonda biriken paranõn şu an
100 - 150 milyon TL’ye ulaştõğõnõ be-
lirten Derelioğlu, “Fonda biriken
para, ciddi ve büyük bir meblağ.
Onun için bizden kesilen bu pa-
ralar bize nasıl ödenecek bilmiyo-
ruz. Olması gereken prosedür uy-
gulanmıyor zaten, ortada net ol-
mayan bir şeyler var. Sistemsizlik
var” dedi.
Federasyon fon adõ altõnda her
bir futbolcu için Süper Lig kulüple-
rinden 500, Bank Asya 1. Lig ku-
lüplerinden 300, diğer kulüplerden
ise 200 dolar kesiyor. Fenerbahçe,
Trabzonspor ve Beşiktaş olmak üze-
re birçok takõmõn formasõnõ giyen
ulusal futbolcu Oktay Derelioğlu, bi-
rikmiş paralarõnõ istedikleri zaman al-
ma hakkõna sahip olduklarõnõ söyle-
di. Kendisinin de fonda 9 yõllõk bi-
rikmiş parasõ olduğunu belirten De-
relioğlu, “Fonda para biriktirilmesi
biz futbolcular için çok olumlu bir
adım. Bir yerde bizim için güven-
ce. Fedarasyonun aldığı karar ne-
ticesinde, yıllardır söz konusu fo-
na para aktarımı yapılıyor. Yani
kulüpler fona her bir futbolcusu
için 500 dolar ödüyor. 2000 yılın-
dan bu yana o fonda, şu an nerden
baksanız, 100-150 milyon TL ci-
varında para birikmiş olmalı. Bu
ciddi ve büyük bir meblağdır.
Onun için lisanslı futbolcular için
fona aktarılan bu paralar, bize tek-
rar nasıl ödenecek bilmiyoruz.” de-
di. Fona aktarõlan paralarõn her yõl
arttõğõna vurgu yapan Derelioğlu, ko-
nuyla ilgili herhangi bir çalõşmanõn
yapõlmadõğõnõ da belirtti. Kimi fut-
bolcularõn paralarõnõ istedikleri hal-
de alamadõklarõnõ dile getiren Dere-
lioğlu, “Hangi yönetmelikte ne ge-
çiyor, parayı nasıl alacağız bilmi-
yoruz. Bildiğimiz sadece, fondaki
paranın her geçen yıl arttığı. Öte
yandan paralarını almak için fe-
derasyona başvuran arkadaşları-
mız da hâlâ bekliyor. Yanıt da ala-
mıyorlar. Tabii fonu yönlendiren
de federasyondur” görüşünü kay-
detti. TFF yetkilileri ise fonda biri-
ken paralarõn 2011 yõlõndan sonra
ödeneceğini açõkladõlar.
Oktay
Derelioğlu
1 1 0 Y I L L I K G A T A
Hem başarõlõ
hem hedefte
SERTAÇ EŞ
ANKARA - Şizofreninin tanõsõ ile dik-
katlerin yöneldiği, Ergenekon soruşturmasõ
kapsamõnda hakkõnda işlem yapõlan emek-
li generallerin tedavilerinin yapõldõğõ has-
tane olmasõ nedeniyle “hedef kurum” ya-
põlmak istenen Gülhane Askeri Tõp Aka-
demisi (GATA) potansiyeli ve başarõlarõyla
dikkat çekiyor. Kuruma bağlõ hastaneler-
de günde 6 bin 500 hasta muayene edili-
yor, yõlda orta ve büyük ölçekli 30 bin ame-
liyat gerçekleştiriliyor.
Geçen aralõk ayõnda 110. yõlõnõ kutlayan
GATA’nõn kulak burun boğaz uzmanlarõ
ABD’de Pulitzer ikincilik ödülüne değer
görüldüler.
Kuruma Kõrgõzistan, Bangladeş ve Ar-
navutluk gibi ülkelerden tedavi olmak
için gelen liderler bulunuyor.
Yoğun eleştirilere hedef oluyor
Prof. Dr. Albay Tayfun Uzbay ve eki-
binin şizofreniye ilişkin buluşlarõyla gün-
deme gelen GATA, Ergenekon soruştur-
masõnda tutuklanan emekli generallerin te-
davi edildiği sağlõk kurumu olmasõ nede-
niyle yoğun eleştirilere hedef oluyor.
GATA Tõp Fakültesi Dekanõ Prof. Dr.
Tümgeneral Zeki Bayraktar’õn verdiği bil-
giler kurumun potansiyelini ve yetenek-
lerini ortaya koyuyor.
Verilen bilgilere göre, 110 yõl önce 150
yatak kapasiteyle kurulan GATA’ya bağ-
lõ eğitim hastanelerinde günde 6 bin 500
kişi muayene ediliyor.
Yõllõk poliklinik sayõsõ (verilen hizmet sa-
yõsõ) 1 milyon 600 bin olarak hesaplanan
GATA hastanelerinde, bir yõlda yatõrõlarak
tedavi edilenlerin sayõsõ 55 bin, orta ve bü-
yük ölçekli ameliyatlarõn sayõsõ ise 30 bi-
nin üzerinde bulunuyor.
Yurtdışından ilgi
GATA, sağlõk alanõnda ciddi ödüller al-
mõş bir kurum niteliği taşõyor. Kurumun
Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalõ Baş-
kanlõğõ’nca yapõlan bir çalõşma, ABD’de
Pulitzer ikincilik ödülüne değer görüldü.
Kurumdaki göz hekimi araştõrmacõlarõ ge-
çen ay yapõlan Dünya Göz Hekimleri
Kongresi’nde “en iyi poster ödülünü” al-
dõ.
Ayrõca GATA’ya yurtdõşõndan yoğun-
laşan tedavi ve eğitim ilgisi de dikkat çe-
kiyor. Kurumda halen dost ve müttefik ül-
ke personeli olarak 130 sağlõk personeli
adayõ öğrenim görüyor.
GATA’da tedavi olmak için yurtdõşõn-
dan gelen hastalarõn coğrafyasõ Kõrgõzis-
tan ve Bangladeş’ten Arnavutluk’a kadar
uzanõyor.
GATA’nõn bu kapsamda birçok yerli ve
yabancõ başbakan ve cumhurbaşkanõnõ
tedavi ettiği biliniyor.
AYŞE SAYIN
ANKARA - Dünya ozanõ Nâzım Hik-
met’e yurttaşlõğõnõ iade eden AKP hükü-
meti, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarõna “ia-
de-i itibar”a yanaşmõyor.
Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin, Gez-
miş ve arkadaşlarõnõn idamõna ilişkin 1972
tarihli yasayõ kaldõrmaya dönük herhangi bir
hazõrlõk içinde olmadõklarõnõ bildirirken,
CHP İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nõn
bu yöndeki yasa önerisi ve sorusunu ise “si-
yasi amaçlı” olarak nitelendirdi.
CHP’li Baratalı’nın başvurusu
işleme alınmadı
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin
İnan hakkõndaki ölüm cezasõna ilişkin
1972 tarihli 1586 sayõlõ yasanõn yürürlük-
ten kaldõrõlmasõ için 2007’de yasa önerisi
veren CHP’li Baratalõ’nõn bu başvurusu şim-
diye kadar işleme alõnmadõ. Baratalõ, Nâzõm
Hikmet’in Bakanlar Kurulu kararõyla ye-
niden Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlõğõna
alõnmasõndan sonra Gezmiş ve arkadaşla-
rõnõn durumunu soru önergesiyle Meclis
gündemine taşõdõ.
Başbakan Erdoğan tarafõndan yanõt-
lanmasõ istemiyle geçen ay Meclis baş-
kanlõğõna bu konuda soru önergesi veren
Baratalõ, “siyasi bir kararla” yurttaşlõk-
tan çõkarõlan Nâzõm Hikmet’in yeniden
yurttaşlõğa kabul edilmesiyle “insanlık
şairimize karşı olan manevi borcun ge-
cikmiş de olsa ödendiğine” dikkat çekti.
Aynõ şekilde Gezmiş, Aslan ve İnan’õn
ölüm cezalarõnõn yerine getirilmesine iliş-
kin yasanõn da toplum vicdanõnda büyük
yaralara yol açtõğõna dikkat çeken Barata-
lõ, “Yargılamaların bağımsız bir mah-
keme tarafından yapılmadığı ve sonucun
siyasi bir karar olduğu, hukukçular ta-
rafından dile getirilmiştir. Mahkeme
savcısının ‘onlar mahkemeye iyi davran-
salardõ indirim uygulanõr, cezalarõ müeb-
bete çevrilebilirdi’ şeklindeki yıllar son-
ra söylediği sözler, bu yargılama süre-
cinin önyargılı, hukuk dışı olduğunu or-
taya koymaktadır” görüşüne yer verdi.
Önergeye Başbakan adõna yanõt veren
Adalet Bakanõ Şahin, Baratalõ’nõn “Yar-
gılama sonucu verilen karar siyasi mi
yoksa hukuki mi” sorusuna önergenin ve
Baratalõ’nõn verdiği yasa önerisinin iç-
eriğinin “siyasi olduğu” yanõtõnõ verdi.
Yaklaşõk 2 sayfa boyunca anayasadan
ölüm cezasõnõn çõkarõlmasõna ilişkin ya-
põlan değişikliği ve Avrupa İnsan Hakla-
rõ Sözleşmesi’ndeki idam cezasõnõn kal-
dõrõlmasõna ilişkin hükümleri anlatan Şa-
hin’in Gezmiş ve arkadaşlarõnõn adõnõ
hiç anmamasõ da dikkat çekti.
Şahin’in, “Hükümetin 1586 sayılı ka-
nunun yürürlükten kaldırılmasına yö-
nelik bir çalışması ya da girişimi var mı-
dır? 1586 sayılı kanunun yürürlükten
kaldırılmasına dair 2007 yılında vermiş
olduğum kanun teklifinin ivedilikle gö-
rüşülmesi konusunda bir çabanız var
mıdır?” diye soran Baratalõ’ya şu yanõ-
tõ vermesi dikkat çekti:
“(...) Soru önergesine konu edilen ve
hukuki olmaktan ziyade siyasi nitelik-
te bir içeriğe sahip olan teklifin ka-
nunlaştırılması sürecinde yetki mün-
hasıran TBMM’ye ait bulunmakta
olup, soru önergesinde bahsi geçen
1586 sayılı kanunun yürürlükten kal-
dırılmasına yönelik hükümetimizce bu
aşamada herhangi bir çalışma yapıl-
mamaktadır.”
Oysa Meclis çoğunluğunu elinde bu-
lunduran hükümetin, bu yönde kendisi ya-
sa tasarõsõ sevk edebileceği gibi milletve-
killerinin verdiği yasa önerilerini destek-
lemesinin önünde bir engel bulunmuyor.
Ayrõca AKP hükümeti, çok tartõşmalõ ve
önemli konularda bile AKP’li milletve-
killerine verdirilen yasa önerilerini des-
tekleyerek yasalaşmasõnõ sağlõyor.
‘Gezmiş ve arkadaşlarõnõn idam
kararlarõnõ kaldõrma girişimimiz yok’
CHPİzmir Milletvekili
Baratalı, hükümete Bakanlar
Kurulu kararıyla Nâzım
Hikmet’in yeniden Türk
yurttaşlığına kabul edilmesinin
ardından, Deniz Gezmiş ve
arkadaşlarının idamına neden
olan yasanın yürürlükten
kaldırılması için bir girişimde
bulunup bulunmayacaklarını
sordu.
Dünya ozanı Nâzım Hikmet’e yurttaşlığını iade eden AKP hükümeti, Gezmiş ve arkadaşlarının idamına
ilişkin 1972 tarihli yasayı kaldırmaya dönük herhangi bir hazırlık içinde olmadığını söyledi.
Özbekistan’da Gülen operasyonu
Gülen hareketi üyesi 3’ü Türk 11 kişinin 6,5 yõl ile 8 yõl arasõnda hapis cezalarõna çarptõrõldõğõ duyuruldu
Dış Haberler Servisi - Özbekistan’da
Fethullah Gülen hareketi üyelerinin
“Pantürkizm” suçlamasõyla hapse mahkûm
edildikleri bildirildi.
Rusya’ya Orta Asya haberleri sunan
ferghana.ru sitesindeki habere göre, Harezm
ve Buhara gibi Gülen yandaşlarõnõn etkin
olduğu bölgelerde yapõlan operasyonlarda
tutuklanan kişiler 6 aydan 6.5 yõla kadar
değişen cezalara çarptõrõldõ. Sayõlarõ tam
olarak belli olmayan kişilerin, 1990’lõ
yõllarda Gülen okullarõnda okuyan kişiler
olduğu kaydedildi. Gülen cemaatinin
Özbekistan’daki okullarõ 1999 ve 2000
yõllarõnda Özbekistan Devlet Başkanõ İslam
Kerimov’un emriyle kapatõlmõştõ. Kerimov
bu kararõ alõrken kendisine yönelik bir
suikast girişiminde Gülen yandaşlarõnõn da
yer aldõğõnõ söylemişti. Rusya yönetimi de
“radikal İslamcı ve Pantürkist
propaganda yaydığı” gerekçesiyle
yasakladõğõ Gülen hareketine ait 16 okulu
kapatmõş ve 50 öğretmeni sõnõr dõşõ etmişti.
Azerbaycan, Kazakistan, Kõrgõzistan,
Türkmenistan ve Tacikistan’da ise
ilkokuldan üniversiteye kadar, 70’ten fazla
Gülen okulu faaliyet gösteriyor. Özbek
Ulusal Güvenlik Servisi tarafõndan
hazõrlanan ve devlet televizyonunda 16
Şubat günü yayõmlanan “Karanlığa Giden
Işık” başlõklõ belgeselde ise Nurculuğun ve
Gülen hareketinin tarihi anlatõldõ ve bu
hareketin özellikle yatõlõ okullar aracõlõğõyla
yaydõğõ şeriatçõ ve Pantürkist görüşlerin
Özbek ulusal kültürüne ve bilincine aykõrõ
olduğu vurgulandõ. Belgeselde,
Gülen hareketi üyesi 3’ü Türk 11 kişinin 6.5
yõl ile 8 yõl arasõnda hapis cezalarõna
çarptõrõldõğõ duyuruldu.
BOLU (AA) - Emekli imam Lütfü Karataş,
ligde kalma mücadelesi veren Bolu Belediyes-
por’un bayan voleybol takõmõ için soyunma
odasõnda dua okudu. “Ya ilahel âlemin, teknik
heyetimize güzel taktik vermeyi, sahaya ya-
yılmayı, karşıdan gelen topları güzel disiplinle
kesmeyi, pasörümüzden güzel havaya topu kal-
dırmayı, çivicimizi de güzel çivilemeyi kendi-
sinden nasip eyle ya Rabbil âlemin” duasõna ba-
yan sporcularõn yanõ sõra AKP’li Bolu Belediye
Başkanõ Alaaddin Yılmaz ve Emniyet Müdürü
Mehmet Yazıcı’nõn da katõlmasõ dikkat çekti.
10 maçtõr galibiyet alamayan Bolu Beledi-
yespor Bayan Voleybol Takõmõ, maç kazanma-
sõ için çareyi, emekli imam olan Lütfü Karataş’a
dua ettirmekte buldu. Lütfü Karataş tarafõndan
yaptõrõlan dua esnasõnda voleybolcu kõzlarõn
gülmemek için kendilerini zor tuttuklarõ görül-
dü. Yapõlan duanõn ardõndan voleybolcu kõzlar
için pasta kesildi.
İmam, kazansın
diye dua etti
BOLU BAYAN VOLEYBOL TAKIMI