Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
PANO
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
Timsah Gözyaşları
Yüzeyden bakıldığında MHP dışında tüm siyasal
partilerin DTP’nin kapatılmasını “içlerine
sindiremedikleri” görülüyor. Anayasa Mahkemesi
kararını, “Hukuk açısından tamam da, siyasal
açıdan keşke olmasaydı” diye değerlendiriyorlar.
Samimi değiller. Çünkü yürürlükteki anayasa
parti kapatmalarını kolaylaştırıyor. Anayasanın
DTP’nin kapatılmasına temel oluşturan 68. ve 69.
maddelerinin ilgili satırlarına bir göz atalım.
68. madde: “Siyasi partilerin tüzük ve
programları ile eylemleri, devletin bağımsızlığına,
ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan
haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet
egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet
ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre
diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü
savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç
işlenmesini teşvik edemez.”
69. madde: “Bir siyasi partinin tüzüğü ve
programının 68’inci maddenin dördüncü fıkrası
hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli
kapatma kararı verilir.” (Yukarıdaki madde – DK)
Bir siyasi partinin 68’inci maddenin dördüncü
fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü
temelli kapatılmasına, ancak, onun bu nitelikteki
fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa
Mahkemesi’nce tespit edilmesi halinde karar verilir.
(Ek cümle: 3.10.2001-4709/25 md.) Bir siyasi parti,
bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir
şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük
kongre veya genel başkan veya merkez karar veya
yönetim organları veya Türkiye Büyük Millet
Meclisi’ndeki grup genel kurulu veya grup yönetim
kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut
bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti
organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz
konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır. (Ek:
3.10.2001-4709/25 md.) Anayasa Mahkemesi,
yukarıdaki fıkralara göre temelli kapatma yerine,
dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasi
partinin devlet yardımından kısmen veya tamamen
yoksun bırakılmasına karar verebilir. Temelli
kapatılan bir parti bir başka ad altında kurulamaz.
Bir siyasi partinin temelli kapatılmasına beyan
veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil
üyeleri, Anayasa Mahkemesi’nin temelli kapatmaya
ilişkin kesin kararının Resmî Gazete’de gerekçeli
olarak yayımlanmasından başlayarak beş yıl süreyle
bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve
denetiçisi olamazlar.”
Parti kapatmalarına itirazı olan siyasal partiler
otururlar, anayasanın bu maddelerini değiştirirler.
Aksi halde, siyasal tartışmaların etnik temelde
yürütüldüğü koşullarda tartışmaların farklı etnik
kimlikli tarafı olan siyasal parti ya da partiler
anayasanın bu maddelerine göre daha önce ve
bugün olduğu gibi gelecekte de kapatılma
tehlikesiyle karşı karşıya kalacaklardır.
Ya da yerine kurulacak parti DTP’nin düştüğü
yanlışı yinelemeyecek, PKK ile arasına kendi
bağımsızlığına gölge düşürmeyecek ölçüde bir
mesafe koyacaktır ki günümüz koşullarında bu
olasılık bize oldukça zor görünmektedir.
Son günlerde yürütülen tartışmalarda öne çıkan
konulardan biri de Anayasa Mahkemesi’nin verdiği
kapatma kararının “siyasi” olup olmadığıdır?
Bu konuda her şeyden önce bilinmesi gereken,
dünyanın her yerinde anayasa mahkemelerinin
temel işlevleri bulundukları ülkelerde yürürlükteki
anayasalara toz kondurtmamaktır.
Bizim anayasamız 12 Eylül darbecileri tarafından
işbirlikçi hukukçularına hazırlattıkları, topluma
süngü zoruyla dayattıkları, oylama öncesinde karşı
propagandayı yasakladıkları bir metindir.
Sonradan yapılan çeşitli değişikliklere karşın 12
Eylül ruhundan arındırılamamıştır. Anayasa
Mahkemesi’nin karar ve yetki sınırlarını belirleyen
bu anayasadır. Dolayısıyla kaynağını bu
anayasadan alan “hukuk”un bir yanıyla siyaset de
içerdiğini söylemek sanırım pek yanlış
olmayacaktır.
dkavukcuoglu@superonline.com
www.denizkavukcuogluyazilari.blogspot.com
Adana’nõn hem “kentsel
kalbi”, hem de “höyük” olarak
en eski yerleşimlerini barõndõ-
ran “Tepebağ”, yõllarõn terk
edilmişliğinden kurtuluyor mu?
Müjdeyi veren gazeteci Seyit
Ali Akgül diyor ki: “Evet... 15
yıl önceki yazınız nihayet ad-
resini buldu. Artık konaklar
onarılıyor, tarihi binalar kur-
tarılıyor...”
Sözünü ettiği yazõmda özet-
le şunlarõ söylemişim;
“Yeni Adana uğruna tari-
hi Adana’nın yok oluşuna
seyirci kalanlar ‘Adanalõ’ ola-
mazlar… Vali, belediye baş-
kanı, odalar, şirketler, va-
kıflar, kulüpler, tüm sivil ku-
ruluşlar, ünlü mağazalar, lo-
kantalar ve kentin ‘hemşeri-
si olmakla övünen herkes’in en
kısa zamanda Tepebağ’a sa-
hip çıkması, oraya yerleşme-
si gerekiyor.”
Neden?
Çünkü Tepebağ, “asıl Ada-
na” demektir; orayõ bakõmsõz-
lõğa ve sefalete terk ederek
Yeni Adana’yla övünmek ve
kenti oraya taşõmak ise -Ay-
taç Durak kusura bakmasõn-
her açõdan “Adana’ya saygı-
sızlık”tõr...
Nitekim yine 15 yõl önceki
yazõmda; yeni tiyatrolar, sine-
malar, sanat galerileri, kütüp-
haneler, kitapçõlar, hatta konu-
kevleri ve resmi lojmanlar için
de öncelikle Tepebağ’õn yeğ-
lenmesini önerirken şunlarõ da
eklemişim: “Bu arada en iyi
kebaplar da kimliksiz apart-
manların altındaki arabesk
dekorlu restoranlarda değil;
yüzlerce yılın birikimleriyle
eski kentteki insancıl lokan-
ta ve sokaklarda yenmeli...”
(Cumhuriyet-03 Kasõm 1994)
İşte bu “dilek”lerin “niha-
yet” gerçekleşmeye başladõ-
ğõnõ bildiren Akgül, aynõ uya-
rõlarõmõ anõmsattõğõ; “Adresine
15 Yıl Sonra Ulaşa(bile)n
Çağrı” başlõklõ yazõsõnda diyor
ki: “Kentin geçmişini barın-
dıran Tepebağ, terk edilmiş-
liğin hüznünü yaşadı yıllar
boyu… Yeni Adana, gerçek
Adana’yı yok saydı aymaz-
ca.” (Çukurova Bayram-29
Kasõm 2009)
1974’teki “SİT” kararlarõy-
la korumaya alõnan Tepe-
bağ’daki binalar 98 depremin-
de çok hasar gördü. Bugün
Seyhan Kaymakamlõğõ olan
eski Valilik binasõndan başla-
yan, Büyüksaat, Ulu Cami, Ir-
mak ve Çarşı hamamlarõ, Ra-
mazanoğlu Çarşısı ve Yağ
Camii’ne kadar uzanan çok
sayõda eski Adana evini ve ta-
rihi sokaklarõ içeren SİT ala-
nõndaki 241 tescilli yapõnõn
208’i, konut...
‘Umut’ projeleri
Böylesi “buram buram
Adana” olan bölge, adeta “ka-
deriyle baş başa” ayakta kal-
maya direnirken, ilk güzel gi-
rişim, virane durumdaki Ak-
man Konağı’nõn Kültür Ba-
kanlõğõ’nca restore edilerek
Koruma Kurulu Binasõ yapõl-
masõ oldu...
Derken, depremde
ağõr hasar gören tarihi
Kız Lisesi de Adana
Valiliği İl Özel İdare
Müdürlüğü’nce onarõla-
rak Kültür Merkezi işle-
viyle yaşama kavuştu-
ruldu...
Son bir projeyi de Ak-
gül’ün yazõsõndan oku-
yalõm:
“Sanayinin sembol isimle-
rinden Bosnalõ Salih Efen-
di’nin metruk konağı, Adana
sevdalısı işadamı Halil Avcõ
tarafından alınarak ‘özel bel-
geli’ bir turizm tesisi (butik
otel) olarak kasım ayında
hizmete açıldı... Sayın Av-
cı’yı kutlarken; sıranın, Ada-
na Ticaret Odası’nın satın
almasından sonra (nedense)
Vakıflar Müdürlüğü’ne dev-
redilen Seyhan Kaymakam-
lığı yanındaki bina ile Bü-
yükşehir Belediyesi tarafın-
dan satın alınan ve Atatürk’ün
kaldığı eve komşu binanın
restore edilerek kentin tarih
ve kültür zenginliğine ka-
zandırılmasında olduğunu
belirtmek istiyorum... Mi-
marlar Odasõ Adana Şubesi’nin
hizmet binası olarak restore
etmeyi düşündüğü konağın
da yeniden gündeme gelme-
si bir başka dileğim...”
Bu dileklere bizler de katõlõ-
yor ve kutluyoruz...
Bu arada, Büyükşehir Bele-
diye Başkanõ Aytaç Durak,
“Hac dönüşü ilk işinin, Ziya-
paşa Bulvarõ’ndaki ‘Aksoy
Köşkü’nün kamulaştırılarak
‘Başkanlõk Evi’ yapılması için
girişim başlatmak” olduğunu
söylemiş...
Umarõm, bir 15 yõl daha bek-
lemeyiz...
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCİ
Adana’da “15 Yõl” Sonra
ekinci@cumhuriyet.com.tr
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr
ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com
16 ARALIK 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
15
Recep: “Asker
nerede AKP
orada.”
Ortam dinlemesi
için olsa gerek!
Silivri
Işık İşgüden:
“Silivri’de sanıklar
TCK’ye göre
yargılanırken,
CMK’ye göre
cezalandırılıyor!”
Sağdıç
Necati Cebe:
“Berlusconi,
korumalarını
bıraksın sağdıcı
Recep’le dolaşsın;
Kasımpaşalı Mike
Tyson’u bile yeri
indirir valla!”
Otomatik
Ahmet Önen:
“Okuyup sözleşmeli
öğretmen olmuşlar,
otomatik pilotun
program dışı
hareket
edemeyeceğini
bilmeyip, Nimet
Çubukçu’dan kadro
bekliyorlar!”
YağmurDeniz
En büyük Müslüman tiplemesi
AKP-FG iktidarının yarattığı bir
tipten bazı ipuçları veriyor Celal
Durgun:
“Defalarca Hacca gitmişsin!
Namaz saatlerini kaçırmıyorsun!
Başbakanın, bakanların gittiği
camileri kolluyorsun! Ön saflarda
görünmek için çırpınıyorsun!
Kardeşlikten, haktan,
hukuktan, dinden, imandan
söz ediyorsun ama sözün
başka, gözün başka, eylemin
başka, sen başkasın! Dilin el etek
öpmekten kirlenmiş! İşin yalan,
gücün yalan, yaşamın yalan, sözün
yalan, sen yalansın! Bakarım
sakallısın, bakarım cüppeli, bakarım
takkelisin! Bir bakarım, boynunda
kravat iki yakan bir arada, iki dirhem
bir çekirdeksin! Bir bakarım,
ayağında şalvar, elinde tespih
yerlerde dolanırsın! Bazen bu
dünyalı, bazen öteki tarafta gibisin!
Para sende, zamparalık sende, karı-
kız işleri sende! Şıh sensin, şeyh
sensin! Dünya da senin, ahret de!
Biliyorum dinin yalan, inancın yalan,
namazın yalan, niyazın yalan! İşin
soytarılık, dalkavukluk! Yala
yalayabildiğin kadar, çal
çalabildiğin kadar! Devran senin,
banka senin! Hadi be koçum mal
senin, mülk senin! Arkanda din
kardeşlerin, önünde yol kardeşlerin!
En büyük Müslüman sensin, en
cesur demokrat sensin! Bölücüsü
seninle, liboşu seninle, döneği
seninle! Ver veriştir, tak takıştır.
Vicdansızlık sende, yalan sende,
iftira sende. Kim tutar seni!”
Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in
günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar,
sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist
değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi
çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra
Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü
Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler;
benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.”
TÜRKİYE Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi olan
uluslaşmaktan vazgeçildiğini ve yerine “etnik nefret
açılımı”nın konduğunu söylüyor İstanbul Barosu
Başkan Yardımcısı avukat Hüseyin Özbek:
“Sokaktaki insanların etnik kökenlerini merak
etmemiş, bilse de bunu dışlayıcı bir düşünceye
temel yapmamış Türk halkının ruhunda ayrımcı
etnik motivasyon yaratılmak, ulus paydası yerine
ötekileştirici etnik payda oluşturulmak
istenmektedir.
Bugüne kadar yurttaş olarak görüp, aşını
ekmeğini paylaştığı bir kısım komşularına, iş
arkadaşlarına, kimliğini sorgulamadan alışveriş
yaptığı mahalle bakkalına bundan böyle etnik
mercekten bakması, Kürt olarak algılayıp
dışlaması, ötekileştirmesi için ne mümkünse o
yapılmaktadır.
Aynı merkezlerin laboratuvarlarında
programlanan ötekileştirme yazılımı çift taraflı
olarak uygulamaya konulmaktadır. Kürt kökenli
yurttaşlarımızın bilinçaltında da Türklere yönelik
etnik nefret katsayısı artırılarak, birlikte yaşama
yerine ayrışma tırmandırılmaktadır.
Gelen şehit cenazelerinin, basın açıklaması adı
altındaki terör örgütü aksesuvarlı bilinçli tahriklerin,
Türk kimliğine yönelik aşağılayıcı davranışların,
Türk bayrağı ve milli sembollerin tahribinin, devlete
açıktan meydan okumaların iç savaş davetiyesi
olduğu algılanmalıdır.
Terör örgütünün arkasındaki asıl merkezlerin,
ABD ve AB’nin istediği, yakın geçmişte
Yugoslavya’da yaşananların bu kez de Türkiye
coğrafyasında yaşanmasıdır. Türkiye’nin batısında
Türklerin Kürtleri istemediği, dışladığı, kovduğuna
ilişkin bir görüntü yaratabilmek için bilinçli
provokasyonlarla halkın sabrı test edilmektedir.
Batıdaki tahrikler sonucu arzu edilen etnik
kavgalar başlatılabilirse Güneydoğu’da kent
ayaklanmalarına sıra gelecektir. Türk Silahlı
Kuvvetleri’nin itibarının örselendiği, küçük
düşürüldüğü, itilip kakalandığı, darbe
suçlamasıyla bunaltıldığı bir dönemde başlayacak
ayaklanmaların ardından adil hakemler olarak
ABD ve AB’nin arabuluculuğa soyunması sürpriz
olmayacaktır!
Anlatılan olası gelişmeler karşısında açılımcı
iktidarın ne yapacağını sorabilirsiniz. Bu ana kadar
ne yaptıysa benzerini yapacaktır! Ulus ötesi güç
merkezlerinin adil tavsiyelerine uslu çocuklar gibi
uyarak yeni açılımlara doğru yelken açacaktır!”
Nefret Açılımı!
SESSİZ SEDASIZ (!)
HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ
Darısı diğer “Tepebağlı”ların başına... BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/ “Keseğen, dağ
faresi” gibi adlar
da verilen ve labo-
ratuvarlarda deney
hayvanõ olarak kul-
lanõlan kemirgen
hayvan. 2/ Alkol-
süz içecek, meşru-
bat... Toplum yaşa-
mõna giren geçici
yenilik. 3/ Gece de-
nizde balõklarõn ya
da küreklerin kõ-
mõldanõşõyla oluşan parõl-
tõ. 4/ Yumurta biçiminde
ve sekiz delikli bir tür flüt.
5/ Kadõnlarõn süs için göz-
kapaklarõna sürdüğü bo-
ya... “Bütün ---’ler aynõ
hõzla kirleniyordu / Birin-
ciliği beyaza verdiler”
(Özdemir Asaf). 6/ İlkel
benlik... Üzerinde film
çevrilen stüdyo düzlüğü...
Bir nota. 7/ Acõmasõz... Sarõmsak tanesi. 8/ Her türlü si-
yasal düzeni yadsõyan, toplumun birey üzerinde hiçbir bas-
kõsõnõ kabul etmeyen görüş. 9/ Çölden esen rüzgâr... Be-
lirli bir iş ya da hizmeti başarabilecek güçteki en küçük as-
keri birlik.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Beynin altõnda yer alan ve salgõladõğõ hormonlarõ doğ-
rudan kana veren iç salgõbezi. 2/ “Doğar --- midelerden nur
topu ihtilaller” (F.N.Çamlõbel)... Bir cins iri at. 3/ Değer-
li metallerin yasaca belirlenmiş ağõrlõk, değer ve saflõk de-
recesini gösteren ölçü... “Misket limonu” da denilen, acõ
sulu küçük limon cinsi. 4/ Yelkenli bir yarõş teknesi... Hin-
distan’da yaygõn olan bir din. 5/ Çatõ kaplamasõ olarak kul-
lanõlan, pişmiş balçõk levha. 6/ Bir kimseyle birine gön-
derilen eşya... Lityum elementinin simgesi. 7/ Çingene...
Alanya ilçesinde, “Gâvurini” de denilen bir mağara. 8/ Bir
nota... Bunalõm. 9/ Mobilya kasasõ... Kumluk yerlerde yer
eşilerek açõlan põnar.
1 2 3 4 5 6 7 8 9
1
2
3
4
5
6
7
8
9
T U F E Y L İ L
İ R O N İ S L O
L A T T A P İ R
M O R İ G A M İ
İ Z N İ K R U
Z A N Ü D İ Z M
T E A L İ İ O
D E V K R A N K
Ü N S Ü İ T A
1 2 3 4 5 6 7 8 9
1
2
3
4
5
6
7
8
9
T.C. KAHRAMANMARAŞ SULH HUKUK MAHKEMESİ
SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN İLAN
Sayõ: 2009/15 satõş
Davacõ İsmail KURTUL vekili tarafõndan davalõ Bekir Sõtkõ TEKEREK vs. aleyhine açõlan ortaklõğõn giderilmesi davasõ neti-
cesi satõşõna karar verilen Kahramanmaraş ili merkez Yenişehir Mahallesi 591 ada 29 parsel sayõlõ taşõnmazõn başõnda kõymet tak-
dirine esas yapõlan keşif dinlenen inşaat ve ziraatçõ bilirkişilerin 22.10.2009 havale tarihli raporlarõnda, taşõnmazõn toplam:
43.772,00 m2 olduğu, 192/18432 hissesinin Hakkõ MUSTAFAOĞLU adõna, 192/18432 hissesinin Mustafa eşi Fatma (bir kõsõm
davalõlar mirasçõsõ) adõna, 288/18432 hissesinin Yaşar KADIOĞLU (bir kõsõm davalõlar mirasçõsõ) adõna, 12687/l10592 hissesi-
nin Selahattin DOĞDU adõna, 1058/55296 hissesinin Selahattin DOĞDU adõna, 1152/18432 hissesinin Bekir sõtkõ TEKEREK adõ-
na, 1152/18432 hissesinin Fatma Sena TEKEREK adõna, 1920/18432 hissesinin Mürşide TEKEREK adõna, 1152/18432 hissesi-
nin Mehtap Haciye KURU adõna, 1152/18432 hissesinin Zühal BOZBEY adõna, 1152/18432 hissesinin Sõdõka Süreyya ARSLA-
NOĞLU adõna, 1587/552960 hissesinin Kezban ÇİMEN adõna, 2645/552960 hissesinin İbrahim YAŞAR adõna, 1587/552960 his-
sesinin Mehriban ALTUNBAŞ adõna, 1587/552960 hissesinin Ali ÇİMEN adõna, l587/552960 hissesinin Ayşegül ÖZGÜR adõ-
na, l587/552960 hissesinin Hacer SEZAL adõna, 43561/l10592 hissesinin İsmail KURTUL adõna, kayõtlõ olduğu, taşõnmazõn m2’si-
nin 11,06-TL üzerinden toplam 484.118,32-TL değer biçildiği, kõymet takdirine ilişkin bu raporun 7201 sayõlõ Tebligat Kanu-
nu’nun 28-29 maddeleri gereğince hissedarlardan Fatma Sema Tekerek, Mürşide Tekerek, Zühal Bozbey, İbrahim Yaşar, Leyla
Kadõoğlu, Mehmet Orhan Kadõoğlu, Yusuf Ziya Kadõoğlu, Betül Kadõoğlu, Hasan Şakir Köker, Hatice Uluocak, Necdet Zülka-
diroğlu, Belkõs Zülkadiroğlu, Buket Çelebi, Velit Bilgin, Nezihe Ganiyusufoğlu, Firuzan Kadõoğlu, Nuran Bilgin, Emine Gülsen,
Tevfõk Fikret Eren, Hakkõ Mustafaoğlu’na tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğine, ilanõn yapõldõğõ tarihten 15 gün son-
ra kendilerine tebliğ edilmiş sayõlacağõ ilanen tebliğ olunur. (Basõn: 72376)