Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
16 ARALIK 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr
EKONOMİ POLİTİK
ERİNÇ YELDAN
Krizin Birinci
Yılının Ardından
İktisadi analizlerde verilerin değerlendirilmesi
genellikle yıllık bazda yapılır. TÜİK geçen hafta
2009’un üçüncü çeyreğine ilişkin milli gelir
istatistiklerini yayımladı. Böylelikle küresel krizin
etkilerinin daha şiddetle hissedilmeye başlandığı
Ekim 2008’den bu yana geçen bir yıllık sürenin
toptan bir değerlendirmesini yapma olanağı
doğdu. Bu yazıda böylesi bir özet çalışmayı sizlerle
paylaşmak arzusundayım.
Aşağıdaki tabloda Türkiye ekonomisinin 2008 ve
2009 Eylül ayı itibarıyla 12 aylık birikimli verileri
sergilenmektedir. Kısaca değerlendirir isek;
Türkiye’nin ulusal geliri 2008 Eylülü’nden bu
yana reel olarak yüzde 7.9 daralmıştır. Fert başına
değerlendirildiğinde, yıllık gelir kaybı dolar bazında
yüzde 15’i aşmıştır. Kriz öncelikle işgücünü ve
emekçi kesimleri etkilemiş ve istihdam düzeyi son
bir senede sadece 218 bin kişi artış göstermiştir.
Artan işgücü arzına koşut olarak açık (resmi)
işsizlik oranı yüzde 10.7’den yüzde 13.4’e
çıkmıştır.
Küresel krizin milli gelir üzerindeki etkileri sadece
geçmişte kalan bir olgu olmayıp, Türk
ekonomisinin potansiyel büyümesine de olumsuz
yansımıştır. Sabit sermaye yatırımları söz konusu
dönemde reel olarak yüzde 22.2 oranında
düşmüştür. Sabit sermaye yatırımlarındaki bu
gerileme bir dereceye kadar kamu kaynaklarından
karşılanmaya çalışılmışsa da, kamunun
1980’lerden bu yana ulusal ekonomideki ağırlığının
geriletilmesi sonucunda, toplam yatırımları
etkileme işlevi sınırlı kalmıştır.
Türkiye 2001 sonrasında ucuz ithalat
olanaklarından kaynaklanan ve çoğunlukla montaj
(tornavida) sanayilerine dayalı bir ihracat
genişlemesi içindeydi. Küresel krizde gerek ithalat,
gerekse ihracat talebinin gerilemesiyle, dış ticaret
hacmi daralmıştır. Bu arada Türk Lirası ABD Doları
karşısında yaklaşık yüzde 20 oranında değer
kaybetmiş durumdadır.
Krizin dış ekonomik ilişkilere ilişkin en önemli
etkisi Türkiye’ye yönelik ve çoğunlukla sıcak
unsurlar içeren finansal sermaye akımlarında
gözlenen daralmadır. Türkiye’ye akmakta olan
portföy yatırımlarının daha 2008 Eylülü öncesinde
yön değiştirmiş olduğu gözlenmektedir. Kriz
altında geçen 12 ay, söz konusu sermaye çıkışının
2.9 milyar dolardan 4.8 milyar dolara yükseldiğini
belgelemektedir. Ancak ilginçtir ki Türkiye finans
sektörü bu tür döviz çıkışlarını karşılayacak yeni bir
olanak yakalamış ve ödemeler dengesi
istatistiklerinde net hata ve noksan diye anılan
kayıt dışı yerli sıcak para akımlarıyla finanse etmiş
gözükmektedir. Net hata noksan kalemi dahilinde
Türk finans sektörünün kullanmış olduğu
kaynaklar, Eylül 2008’den bu yana 12 milyar doları
aşmış ve Türkiye’nin daha şiddetli bir döviz
darboğazına girmesini engellemiştir.
Krize karşı alınan önlemlerin tümü kamu bütçesi
dengelerini bozucu niteliktedir. Krizin faturasının
doğrudan doğruya kamu kesimine yıkılmasıyla
bütçe açığı milli gelirin yüzde 6’sını aşmış, iç borç
stoku da yüzde 17 artmıştır. Söz konusu borç yükü
Türkiye’nin 2010 ve sonrasında daha yüksek faiz
ve enflasyon ile karşı karşıya kalmasını kaçınılmaz
kılmaktadır.
Bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Türkiye’nin
yükselen piyasa ekonomileri diye adlandırılan grup
içerisinde krizden en şiddetli etkilenen
ekonomilerden birisi olduğu görülmektedir. Krizin
yansımalarının 2009 ile sınırlı kalmayacağı ve
Türkiye ekonomisinin ne yazık ki 2010 yılına da
büyük bir belirsizlik ve kırılganlık altında
sürüklendiği açık olarak izlenmektedir.
ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr
Tüm dünya gündemini meşgul
eden iki temel konu: Biri domuz
gribi, diğeri küresel ekonomik kriz.
İkisinde de rekor üstüne rekor
kırıyoruz. Avrupa’da domuz
gribinden ölen kişi sayısının
yüksekliği açısından en öndeyiz,
dünya genelinde ise ilk 6 ülke
içindeyiz. Üstelik grip salgını en geç
bizim ülkemize girdi.
Başbakan Erdoğan hâlâ
gülerek “kriz bizi teğet geçti”
demeyi sürdürüyor ancak işsizlikte
rekor kırıyoruz....
Sanayiciler dün İstanbul Sanayi
Odası (İSO) tarafından 8’incisi
düzenlenen Sanayi Kongresi’nde
Türkiye’nin Sürdürülebilir Rekabet
Gücü’nü tartıştılar ve kriz sonrası
yeni yön beklentilerini ortaya
koydular. Tüm siyasetçiler gibi
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat
Ergin’in de çizdiği pembe
tablonun aksine serzenişler ve
çıkışlar hayli sertti.
“Dünyanın en büyük 17.
ekonomisiyiz; ancak bu büyüklük ne
diğer küresel endekslere yansıyor ne
de insanımıza. Faiz ve enflasyon
düşüyor ama eskiden sevindirici
olan bu göstergeler bize artık bir
şey ifade etmiyor” diyen TOBB
Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu
kamuda ve özel sektörde
alışılagelmiş düşünce kalıplarının
değişmesi gerektiğini vurguladı. Ben
gerek Hisarcıklıoğlu’nun gerekse İSO
Meclis Başkanı Erdal Bahçıvan’õn
konuşmalarını hayli devrimci
buldum. “Kapitalizmin bu çarpık
anlayışının değişmesi” istemi iş
dünyasının o alışılmış söyleminin
epey dışında... Tabii bir de
Hisarçıklıoğlu’nun kayıt dışı
vurgusuna dikkat çekmek istiyorum.
“Kayıt dışılık demokrasimizin
güçlenmesine de engeldir. Birinin
kayıt dışılığı onunla iş yapanı da
etkilemekte ve hepsi defolu
bireylerden oluşan bir toplum
doğmaktadır. Kendi hesabını
veremeyen hesap da soramaz...”
Peki sanayici ne istiyor?
Beklentiler ne yönde?
TÜSİAD başkanı Erkut
Yücaoğlu’nun anlattıkları aslında
hepsini özetliyor:
“Şirket ölçeklerimiz son derece
küçük ve Ar-Ge’de geç kalmış bir
ülkeyiz.
GSMH’mizin yüzde 1’ini bile Ar-
Ge’ye harcamıyoruz üstelik bunu
geçen 30 yıl boyunda pek de
tartışmamışız. 40 milyona yakın
çalışabilir bir işgücüne sahibiz ancak
bizde çalışma hayatına katılan insan
sayısı 22-23 milyon. Bunların
yüzde 10’u ise kemikleşmiş hatta
kriz dolayısıyla yüzde 13-14’lere
çıkmış bir işşsizlik... Demek ki
belli bir üretim eksikliğimiz var.
Yapısal sorunlar var diyoruz.
Bozuk bir yapı var ve mevcut
politikalarla çözemediğimiz
sorunlarımız var, anlamına geliyor.
Örneğin ihracat arttıkça ithalat da
aynı hızla artıyor ve biz dış ticaret
açığımızı asla kapatamıyoruz.
Burada da bir yanlışlık var. Çünkü
ekonomik kararlarımızda katma
değer yaratılması konusuna
odaklanmış değiliz.”
Krizin özellikle sosyal boyutunun
ağırlaşarak sürdüğü Türkiye’de
sendikaları, halkı bir tarafa
koyduğumuzu varsayalım; acaba
sanayicinin isyanına hükümetin yanıtı
ne olacak? Merak ediyorum...
B‹ L G ‹ T O P L U M U N A D O / R U / Ö Z L E M Y Ü Z A K
Eylül ayõnda ağustostaki gibi yüzde 13.4 olarak belirlendi. Gençler arasõndaki işsizlik oranõ yüzde 24.3’e çõktõ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tür-
kiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine
göre işsizlik oranõ eylül ayõnda geçen yõlõn
aynõ dönemine göre 2.7 puanlõk artõşla yüz-
de 13.4 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye
genelinde işsiz sayõsõ geçen yõlõn aynõ dö-
nemine göre 795 bin kişi artarak, 3 milyon
396 bin kişiye yükseldi.
Kentsel yerlerde işsizlik oranõ 3.7 puanlõk ar-
tõşla yüzde 16.2, kõrsal yerlerde 0.9 puanlõk ar-
tõşla yüzde 7.8 oldu.
Türkiye’de tarõm dõşõ işsizlik oranõ geçen
yõlõn aynõ dönemine göre 3.5 puanlõk artõşla
yüzde 16.9’a yükseldi. Bu oran erkeklerde
geçen yõlõn aynõ dönemine göre 3 puanlõk
artõşla yüzde 14.9, kadõnlarda ise 4.6 puanlõk
artõşla yüzde 23.7 oldu.
Eylül 2009 döneminde işgücüne katõlõm ora-
nõ ise yüzde 49 olarak hesaplandõ. Kayõt dõşõ iş-
sizlik oranõ 0.9 puanlõk artõşla yüzde 45.5 oldu.
Eylülde istihdam edilenlerin sayõsõ, geçen
yõlõn aynõ dönemine göre 218 bin kişi arta-
rak, 22 milyon 20 bin kişiye yükseldi. Bu dö-
nemde tarõm sektöründe çalõşan sayõsõ 302 bin
kişi artarken, tarõm dõşõ sektörlerde çalõşan
sayõsõ 84 bin kişi azaldõ.
İşsizlerin yüzde 68’i erkek
15-24 yaş arasõndaki genç nüfusta işsizlik
oranõ ise yüzde 20.6’dan yüzde 24.3’e çõk-
tõ. İşsizlerin profiline bakõldõğõnda yüzde
68.6’sõ erkek nüfus, yüzde 54.3’ü lise altõ eği-
timli, yüzde 27.5’i bir yõl ve daha uzun sü-
redir iş arõyor. Yüzde 87.6’sõ da (2 milyon
976 bin kişi) daha önce bir işte çalõşmõş.
Erdoğan’ın hesabı tutmuyor
MURAT KIŞLALI
ANKARA - Başbakan Tayyip Erdoğan,
önceki gün yaptõğõ bütçe konuşmasõnda reel
faiz hesabõnõ, AKP’nin iktidara geldiği dönem
için yüzde 9, bugün için ise yüzde 36 lehine
çarpõttõ. Bir önceki iktidardaki daralmalara atõf-
ta bulunan Erdoğan, AKP iktidarõnda son bir
yõldaki tarihi daralmaya değinmedi. IMF ile
ilgili de son koalisyonu “IMF politikalarını
uygulamakla” suçlarken, kendilerinin de
aynõ politikalarõ devam ettirdiğini görmezden
geldi. Erdoğan’õn bütçe konuşmasõndaki söz-
leri ile “atladığı” gerçekler şöyle:
Türkiye’nin büyüme oranı 1999’da
eksi 4.7 idi, 2001’de yine eksi 5.7 büyü-
me gerçekleşti: Türkiye’nin son 12 ayda ya-
şadõğõ daralma yüzde 7.8 ile yüzde 5.7’lik
2001 krizi daralmasõnõ da geçti.
Reel olarak Türkiye’nin ödediği faiz, 2002
yılında yüzde 28 seviyesindeydi. En son, cu-
ma günü itibarıyla söylüyorum, bu faiz ora-
nı son işlemde yüzde 9.12 olarak gerçekleşti.
Reel faizler ise yüzde 2.5’e kadar geriledi:
Aralõk 2002’de yõllõk enflasyon yüzde 29.7 idi.
Bu enflasyon üstünden reel faiz yüzde 28’e de-
ğil, yüzde 25.4’e geliyor. Türkiye hâlâ dün-
yanõn en yüksek reel faiz veren ülkeleri ara-
sõnda. 2001’de IMF’nin politikalarıyla Tür-
kiye’yi krizden çıkarmaya çalıştınız. 2 yıl-
dır biz, IMF ile bu noktada evet demedik:
Erdoğan da iktidar olduğunda, 2001’de
IMF’yle yapõlan anlaşmanõn politikalarõnõ
uyguladõ. Daha sonra IMF’yle bir kez daha an-
laştõ. 20 Şubat 2001’de 9 banka mesai sa-
atleri dışında Merkez Bankası’ndan 4 mil-
yar doları hortumladı ve sadece bir günde
1 katrilyon 635 trilyon kazandı: Maliye Ba-
kanlõğõ’nõn kararõyla yapõlan işlemle 23 Ara-
lõk 2002’de sadece bir yabancõ bankanõn 3 mil-
yar dolarlõk vergi borcu silindi.
26. sırada devraldığımız Türk ekono-
misini 17. sıraya çıkarttık: Erdoğan gay-
ri safi yurtiçi hasõla sõralamasõna bakõyor. Bu-
na karşõn GSYH’nin büyüme hõzõnda AKP
iktidarõnda Türkiye 149 ülke arasõnda
29.’luktan 136.’lõğa düştü.
Başbakan Erdoğan bütçe
konuşmasõnda, AKP iktidarõ
döneminde yaşanan küçülme
oranõnõ görmezden geldi, son bir
yõldaki tarihi daralmaya değinmedi.
Doğalgaza
zam yolda
ISO’nun düzenlediği Sanayi Kongresi’nde işsizliğin devam edeceği vurgusu yapõldõ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- AKP hükümetinin Rusya ile yaptõ-
ğõ doğalgaz sözleşmeleri, Türkiye’nin
ödeyeceği faturanõn giderek kabar-
masõna neden oluyor. Rusya’nõn ulu-
sal doğalgaz şirketi Gazprom, gelecek
yõl Türkiye’nin ödeyeceği doğalgaz
faturasõnda yüzde 20 civarõnda bir ar-
tõş olacağõ hesabõnõ yaptõ.
Rusya’da yayõmlanan The Moscow Ti-
mes gazetesinde, küresel ekonomik kriz
nedeniyle talebin düşmesine karşõn,
Gazprom’un doğalgaz sattõğõ ülkelerle
anlaşmalarõ yeniden gözden geçirmeyi
kategorik olarak reddettiği ve Avrupalõ
müşterilerden “al ya da öde” anlaşma-
larõnõn koşullarõnõ yerine getirmelerini is-
tediği bilgisi yer aldõ. Ekonomik kriz yü-
zünden Avrupa’da gaz tüketiminin düş-
mesi karşõsõnda zemin kaybetmesine
karşõn Gazprom’un mevcut kontratlarda
esnememekte kararlõ olduğu belirtilirken.
2010 yõlõ için ortalama fiyat tahmini de
yapõldõ. Buna göre Gazprom seneye ih-
racatta yüzde 10 civarõnda bir düşüş bek-
liyor. Ancak, petrol fiyatlarõna bağlõ
olarak hesaplanan gaz fiyatõnõn seneye
yüzde 20 civarõnda artmasõ bekleniyor.
Türkiye’nin de bulunduğu Avrupalõ alõ-
cõlar, seneye bin metreküp gaz için or-
talama 325 dolar ödeyecek.
Bakan Ergün ve işadamlarõ, Türkiye’de
istihdam sorununun çözülmesi için sanayi
üretiminin istikrar kazanmasõnõn şart
olduğunu dile getirdi.
Ekonomi Servisi - İSO’nun düzenlediği 8. Sanayi
Kongresi’nde konuşan Sanayi ve Ticaret Bakanõ
Nihat Ergün, işsizlik rakamlarõnda 2010-2011 ve
2012 yõllarõnda çok büyük azalmalar bekleme-
diklerini belirterek, “Yüzde 10-13 bandında sey-
redecek bir işsizliği bir müddet daha görmeye
devam edeceğiz” dedi.
İstanbul Sanayi Odasõ’nõn (İSO) düzenlediği ‘Sür-
dürülebilir Rekabet Gücü; Kriz Sonrasõ Yeni
Yön’ temalõ 8. Sanayi Kongresi’nin açõlõşõnda ko-
nuşan Ergün, Türkiye ekonomik anlamda kalkõ-
nacaksa bunu özel sektör eliyle ve özel sektör ya-
tõrõmlarõyla başaracağõnõ kaydederek “İhracat
artsın, yatırımlar artsın, istihdam, büyüme
artsın diyorsak, özel sektörümüzü güçlendirmek,
yollarını açmak, engelleri kaldırmak duru-
mundayız” dedi.
İSO Yönetim Kurulu Başkanõ Tanıl Küçük de, kü-
resel kriz sonrasõnda iyileşme işaretleriyle ilgili ola-
rak, aşõrõ iyimserliğin yanlõş olacağõnõ, sanayi
üretiminin henüz istikrar kazanamadõğõnõ söyledi.
Küçük, küresel krizin Türkiye ekonomisinde ma-
li kesimden çok reel sektörü, özellikle de sanayi-
yi olumsuz etkilediğini, sanayi üretiminde ve is-
tihdamõnda büyük kayõplar ortaya çõktõğõnõ kaydetti.
Tablo kaygı verici
“İşler düzeldi havasına girmek yanlış olacaktır”
diyen Küçük, ekonomik programda sanayi sektö-
rü katma değerinin 2009 sonunda yüzde 8.5 ora-
nõnda küçüleceği tahmini yapõldõğõnõ, üretimin öte-
sinde, kârlõlõk göstergelerinin de sanayinin adõna
kaygõ verici bir tablo ortaya koyduğunu anlattõ. Son
büyüme verilerindeki en dikkat çekici olumsuz-
luğun, özel sektör yatõrõm harcamalarõndaki kü-
çülmenin hâlâ yüzde 19.4 gibi yüksek bir oranda
devam etmesi olduğuna işaret eden Küçük, “Unut-
mayalım ki ekonomide dinamizmin göstergesi
yatırımlardır. Yeterince yatırım yoksa ekono-
miyi durgun bir seyir bekliyor demektir. Yatı-
rım yoksa toparlanma istediğimiz hızda olma-
yacak demektir. Sanayi üretiminde artıya ge-
çişle krizden çıkış sürecinde önemli bir zemin
kazanılmıştır. Şimdi hedef, üretim artışına is-
tikrar kazandırmak olmalıdır. Buralarda elde
edilecek başarı kanayan yaramız işsizliğe de bir
ölçüde de olsa çare olacaktır” diye konuştu.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanõ Ri-
fat Hisarcıklıoğlu ise, “Türkiye geleceği ıs-
kalamak istemiyorsa, aklın mezarlığından
kurtulmak zorundadır” dedi.
Haber Merkezi - İlk olarak 2007’de Ümraniye’de
açõlan, teknolojik market zinciri Media Markt, ye-
ni mağazasõnõ Fulya’da yarõn açõyor. Beşiktaş, Me-
dia Markt, toplam 4800 metrekare alanda. Media
Markt Operasyonlardan Sorumlu Türkiye Genel Mü-
dürü Nuri Topatan düzenlediği toplantõda krize
rağmen, 2009 sonuna kadar toplam 15 Media
Markt’a ulaştõklarõnõ belirterek “Müşterinin men-
faatini gözeten fiyat politikasõndan ödün vermeye-
ceklerini” söyledi. Nuri Topatan, “Avrupa’nõn en hõz-
lõ büyüyen Media Markt zinciri, Türkiye’deki Me-
dia Markt’lar oldu. Biz, bu harika sonucu ‘bakma-
dan almayan’ müşterilerimize borçluyuz. 17 Aralõk
2009’daki Beşiktaş açõlõşõmõzda da toplam 50.000
ürün sergileyeceğiz” dedi. Yarõn sabah saat 06.00’da
açõlacak olan Fulya’daki Media Markt’ta olasõ bir iz-
dihama karşõ 600 güvenlik görevlisi görev yapacak.
Eylül 2008 Eylül 2009Değişim (%)
Reel GSYİH (*) 103.9 95.6 -7.92
Kişi Başına GSYİH ($) 10.339 8.735 -15.51
İstihdam (1,000 kişi) 21.802 22.020 1.0
İşsizlik Oranı (%) 10.7 13.4 33.0
Reel Yatırımlar (*) 25.572.9 19,887.4 -22.23
Reel İhracat (*) 26.421.8 24.181.0 -8.48
Reel İthalat (*) 30.700.5 24.009.0 -21.80
Dış Borç Stoku
(milyar $) (Haziran verisi) 286.901 268.559 -6.39
ABD $ kuru ortalama 1.30 1.55 19.23
Yurtdışı net portföy
yatırımları (milyar $) -2.901 -4.851 -67.22
Net hata noksan (yerli
sıcak para) (milyar $) -0.584 12.646 2265.41
Kamu İç Borç Stoku
(Milyar TL) 320.63 266.324 16.94
Merkezi Yönetim Bütçe
Dengesi / GSYİH (%) -1.8 -6.1 -238.89
(*) (1 yıllık birikimli toplam. Sabit 1998 fiyatlarıyla, milyar TL)
Kaynak: TÜİK, TCMB evds.
GAZPROM ARTTIRIYOR
Media Markt Fulya’da
İşsizlik rekora demir attõ
Sanayicinin İsyanı...
Kimi insanlar öldükten sonra da
yaşamayı sürdürürler. 6 Şubat’ta
yitirdiğimiz Sevgili Türkel Minibaş
da işte o bir avuç “ölümsüz”lerden.
Dün doğum günüydü. Ve her 14
Aralık’ta olduğu gibi bu kez de evinde toplandık
onun. Aylar boyu kapalı kalan Cihangir’deki ev onun
doğum günü için açıldı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da,
sanki o aramızdan hiç ayrılmamış gibi, herkes yaptığı
bir yemekten getirdi. Şarap içtik ve sevgili dostumuzu
andık. Ailesi, dostları, öğrencileri, meslektaşları, kitap
okuma grubu, dava arkadaşları... Hayattayken el
attığı toplumsal sorunlar etrafında birleştirdikleri
insanlar... ÇYDD Başkan Yardımcısı Ayşe Yüksel de
Van’dan telefonla aramıza katıldı. O küçük şirin ev
doldu taştı. Evet tutkusu, enerjisi, duyarlılığı hâlâ o
kadar canlı ki dostları o olmadan
da onun etrafında. Ancak bunun da
ötesinde belki durup düşünmemiz
gereken bir önemli konu daha var.
O da Türkiye’nin, özellikle bugün
içinde yaşadığımız dönemin Türkiyesi’nin Türkel
gibilerine her zamankinden daha fazla ihtiyaç
duyuyor olması. İster kadınların özgürleşmesi olsun,
ister kız çocuklarının okutulması, ister emeğin
sömürüsüne karşı çıkış, ister çevre duyarlılığını
Türkel gibi savunacak birilerine... Bırakın birden
fazlasını, tek bir konuya odaklanarak hem fikirlerini
sonuna kadar savunacak hem de o fikrin gerektirdiği
eylemin içinde yer alabilecek duruşu
sergileyebilecek birilerine. İşte Türkel bunun için
özeldi... Onun için daima özel olacak...
Türkel Minibaş’õn
doğum günü...
Kimse umut vermiyor
İSO’nun düzenlediği 8. Sanayi Kongresi bünyesinde yapılan Inovasyon Sergisi İstanbul WOW
otelde açıldı. Açılışa katılan Bakan Ergün ve TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu standları gezdi.
İşsizlik oranõ da 2.7 puan artarken “İş
aramayõp çalõşmaya hazõr olan” 1
milyon 850 bin kişi ile birlikte işsiz
sayõsõ 5 milyon 246 bin kişiye, işsizlik
oranõ ise yüzde 19.2’ye çõktõ.