26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ÖZLEM YÜZAK Emeklilik zamanõ gelince profes- yonel yaşamõn kapõsõnõ kapayõp uç- suz bucaksõz bir başka kapõyõ arala- dõ. Kendi işini kurdu. Girişimcilik ruhu onu kendi elleriyle kurduğu tekstil şirketini büyütmek, fabrika sayõsõnõ 4’e çõkarmakla yetinmedi, içinde bulunduğu sektörün yön veri- cilerinden biri haline geldi. O da yetmedi, şimdi Türkiye’nin kadõnla- rõnõ girişimci yapmaya soyundu. Bahsettiğimiz iş kadõnõ Aynur Bek- taş. Her yõl 4-5 farklõ yerden “Yılın Girişimci Kadını” seçiliyor. Eski Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanõ, Hey Tekstil Yönetim Gru- bu başkanõ ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Kadõn Gi- rişimci Kurulu Başkanõ.... - İsterseniz söyleşiye kadınlarla başlayalım. 2 yıl kadar önce ku- ruldunuz ve hemen hemen bütün illerde örgütlendiniz. Kaç girişim- ci kadına ulaştınız ve hiç gireme- diğiniz iller hangileri? Aynur Bektaş - TOBB’un 81 ilde yapõlanmasõ var. Biz ise henüz 71 ilde örgütlüyüz. Türkiyede 1 milyon 300 bin girişimci erkeğe karşõlõk 80 girişimci kadõn olduğu için ilçelere giremiyoruz. Ayrõca 7 ilde hiiç ka- yõt gerçekleştiremedik. - Hangi iller bunlar? - Ağrõ, Bitlis, Kars, Muş ve Os- maniye odalarõ hiç kadõn üyeleri ol- madõğõnõ bildirdi. Bayburt ve Iğdõr ise ilgilenmedi. Ermenistan sõnõrõ açõldõğõ zaman ben Kars’ta hayli kõ- põrdanma olacağõnõ düşünüyorum. Resmi hiçbir şey yok, henüz söy- lemde, ağõzlarda dolaşan bir laf ama ABD’nin sõnõr açõldõktan sonra, Kars’ta “Nitelikli Sanayi Bölgesi” diye tanõmlanan Ürdün ve Mõsõr’da bulunan QUIZ’lerden bir tanesini açma olasõlõğõ var. Bu gerçekleşirse bölgeye ciddi olumlu katkõsõ olur. ‘Kadın kıskanmıyor, imreniyor’ - Kadın girişimcileri nasıl ta- nımlıyorsunuz? Size göre erkek- lerden hangi özellikleri ile farklı- lar? - Biz Kadõn Girişimci Kurulu’nu üye kadõnlarõmõz Türkiye’nin her yerinde diğer ka- dõnlara örnek ol- sun, rol model oluştursun, yap- tõklarõnõ birbirleri ile paylaşsõn ve bir dayanõşma ya- şanabilsin diye kurduk. 1277 üyemiz var. Bir- kaç istisna dõşõn- da hepsi de koca- sõnõn ya da işinin ortağõ değil, ken- di iş sahibi ve is- tihdam sağlayan kadõnlar. Ve bü- tün kadõnlarõn bi- rer hikâyesi var. Sabah kuafördey- dim. Arda- han’dan bir üye- miz aradõ. İş ge- liştirme merkez- leri, KOSGEB kredileri kadõn çalõşanõn istihda- mõ gibi konular- dan konuştuk ya- rõm saat boyunca. Demeye çalõştõ- ğõm şu: Kadõnlar kurduklarõ işte ba- şarõlõ olabilmek için her yeri tõrma- lõyor, araştõrõyorlar. Bir de şu var: “Kadınlar birbirini kıskanır” de- nir ya, kesinlikle katõlmõyorum bu söyleme. Kadõn kõskanmõyor imre- niyor, imrenince de iş çõkõyor. Onun gibi olmaya çalõşõyor. Bir de kadõn- larõn erkeklerden farklõ olarak yap- tõklarõnõ anlatma özellikleri var; bu da olumlu. Kadõnlar ders alõyor, bir- likte olmak dayanõşma getiriyor... ‘Erkek işine karış ve fark yarat’ Bizim toplumda yaygõn bir söy- lem olan “Elinin hamuru ile erkek işine karışma” ya da tamamen ay- kõrõ bunlar ama hepsi de gerçek. Biz şunu diyoruz “Hayır, sen elinin hamuru ile erkek işine karış ve fark yarat..” Siyasi değiliz öyle olmadõğõ için de kimseden tepki görmüyor ve herkesi kucaklõyoruz. Siyaset konuşmuyor, ama siyasete giren bütün kadõnlarõ partisine bakmadan kucaklõyoruz. - Kadın hangi haklarını bilmi- yor? - Yasalarda kadõnlarõn lehine artõk daha fazla imkânlar var. Örneğin işe yeni alõnan bir kadõn işçinin yaşõna bakõlmaksõzõn primlerini devlet ödüyor. Erkeklerde ise yaş sõnõrõ var. Devlet 19-29 yaş arasõnõ ödü- yor. Kadõn işçi çalõştõrmak bu du- rumda işverenin daha lehine. Kadõnõn bu iş başvurusuna gider- ken bunu bilmesi ve bilmeyen işve- renin dikkatine getirmesi gerek. İki çok önemli yasanõn çõkmasõn- da ciddi bir rolümüz olduğunu dü- şünüyorum. Bunlardan biri evde oturan kadõnlarõ esnaf yaptõk. Bu bi- zim tekstilde büyük bir sorunumuz- du; evlere iş veremiyorduk. Aracõlar işleri dağõtõyordu ve biz o şirketlerle muhatap oluyorduk. Çünkü el işini verdiğimiz kadõnlar şirket kurama- dõklarõ için faturalandõrmada sorun çõkõyordu. Bu sorunu bir yasal dü- zeltme ile çözdük. İşçi çalõştõrmadan, sanayi makinesi kullanmadan kendi yaptõğõ her türlü işi yemek, oya, dantel, el halõsõ her iş- te, evde yaptõğõ her ürünü istediği ka- dar, istediği yere satabilir, sadece yüzde 2 stopaj öder. Onu da satõşõ yaptõğõ kurum ödüyor. Hiçbir sorum- luluğu hiçbir vergi yükümlülüğü yok, sadece bir gider makbuzu doldurmasõ yetiyor. Ben TGSD Başkanlõğõ döne- minde bu yasanõn çõkmasõ için çok uğraştõm hâlâ Aynur Yasasõ olarak ta- nõmlanõyor. İkinci önemli düzenleme de kadõn- larõn krediye erişiminde oldu. KO- Bİ’lere kredi veren KOSGEB’in kre- dilerinden yararlanmak için daha önce sadece imalat sektörü ile kõsõtlõ olan alana hizmet sektörü de katõldõ. Bili- yorsunuz kadõnlar daha çok hizmet sektöründe. Bu şekilde de kadõnlara bir ölçüde kolaylõk sağlanmõş oluyor. Başvurular daha kasõm ayõnõn 4’ün- de başladõ. Şimdi bütün kadõnlarõ bil- gilendirme sürecindeyiz. - Yine de KOBİ’lerin kredi al- malarının önündeki engellerden bi- ri de borçları... - Tabii kadõnlarõn da bir sürü Bağ- Kur borcu çõkõyor. TOBB Kadõn Giri- şimci Kurulu olarak bankalarla bir görüşme yapõp, Bağ-Kur borcunu ge- çici bir süre askõya almaya çalõşõyo- ruz. KOSGEB kredisi çõktõktan sonra, krediyi kullandõrõrken bu borcu için- den kesmek gibi çalõşmamõz var, hâlâ sürüyor... 16 KASIM 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA SÖYLEŞİ 9 CMYB C M Y B TOBB Kadõn Girişimciler Kurulu ve Hey Tekstil Yönetim Kurulu Başkanõ Bektaş, sadeceişlerinibüyütmedi,içindebulunduğusektörünyönvericilerindenbirihalinegeldi - Hey Tekstil’in sürekli büyüyen bir yapısı var. Kriz döneminde nasıl bir strateji izlediniz? - Aslõnda belki işin özü “Doğru gele- cek stratejisi yapabilmemizde’’ yatõ- yor. Bizim Anadolu’daki 4 fabrikamõz ve yurtdõşõndaki 4 tasarõm ofisimizle kriz dö- neminde sipariş problemimiz olmadõ. - Fabrikalar nerede? - Benim memleketim olan Çerkeş’te, Nevşehir Hacõbektaş’ta, Kastamonu Tos- ya’da ve Batman’da fabrikalarõmõz. 2 bini aşkõn çalõşanõmõz var. Daha yeni Hacõbektaş’taki fabrikamõza İŞKUR ile or- tak bir proje kapsamõnda 50 kişi işe aldõk, eğitimlerini tamamladõlar. 150 kişi daha alacağõz. - Neden istihdamı sürekli arttırıyor- sunuz? - Çünkü artõk kimse dõşarõya ürettirmek istemiyor, merdiven altõ belki daha ucuz, ama kaliteyi tutturamõyorsunuz ve sürek- li eleman değişimi oluyor. Yabancõ müş- teri entegre tesis olmasõnõ daha tercih ediyor. Şunu iddia ediyorum Anadolu gerçekten para kazandõrõyor. Gerek benim Umut Oran döneminde, gerek benim baş- kanlõğõm sõrasõnda, gerekse sonrasõnda Anadolu’ya “İş Aş” projesini TGSD ola- rak hep sürdürdük, şimdi de meyvelerini alõyoruz. Hem benim şirketim hem de ih- racat ağõrlõklõ çalõşan ve diğer hazõr giyim ve konfeksiyon şirketleri. Dokumayõ bu- nun dõşõnda tutuyorum; çünkü krizde en büyük darbeyi dokuma sektörü yedi. Uzakdoğu rekabetiyle baş etmek mümkün değil bu konuda. Biz krizde Hey Tekstil olarak yüzde 10 büyüdük. Yurtdõşõ 4 ofisimizde hem kendi kreas- yonlarõmõzõ çõkartõyoruz hem de pazarla- ma yapõyoruz. - Yurtdışı ofisleriniz nerede? - Londra’daki en büyük. Hatta Lon- dra’nõn en büyük tasarõm ofisleri arasõn- da. Biri Barselona, biri Paris ve sonuncusu da Milano’da. Burada model üretiyoruz. Toplam yurtdõşõ istihdamõmõz 50 kişi. Burada da ayrõca bir tasarõm bölümümüz var. Bize gelen müşteri sadece imalat için gelmiyor. Biz her şeyi yapõyoruz. Müş- terinin önüne kumaşõ koyuyoruz, modeli koyuyoruz, aksesuvarõ sunuyoruz... En bü- yük özelliklerimizden biri de krizde kõsa terminli üretimlere geçişimiz oldu. 3-4 haf- talõk yüklemeler yapmaya başladõk. Çankırı/Çerkeş’te doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Çerkeş’te tamamladıktan sonra Ankara Kız Lisesi’ni, daha sonra Ankara İktisadi Ticari İlimler Akademisi’ni bitirdi. Üniversiteyi okurken Töbank’ta memuriyete başladı. 20 yıl aynı bankada eğitmenlik, genel müdürlükte krediler müdür muavini olarak çalıştı. 6 yıl da şube müdürü olarak görev yaptı. Emekli olduktan sonra Hey Tekstil AŞ’yi kurdu. Hey Grubu’na bağlı Hey Örme AŞ’de yönetim kurulu başkanlığı, Hey Travel Trends’te yönetim kurulu eşbaşkanı, CBS Ltd. Şti’de yönetim kurulu eşbaşkanı ve Hey Dış Ticaret AŞ’de yönetim kurulu başkanı olarak görev yapıyor. Hey Tekstil Türkiye’nin en büyük 50 ihracatçı firması arasında; kendi sektörünün ise en büyük 5. ihracatçı firması. İstihdam olaraksa ilk 20 firması arasında yer alıyor. 2005-2007 yıllarında Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanlığı yapmış olan Aynur Bektaş halen TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı. Evli, 2 çocuğu ve bir torunu var. PORTRE ‘ANADOLU PARA KAZANDIRIYOR’ - Krizin çalışan ve girişimci kadın- lar üzerinde nasıl bir etkisi oldu? Ben lehte etkisi olduğunu düşünüyo- rum. İş bulamayan kadõn girişimci ol- maya çalõşõyor. Ka- dõn kocasõna oğluna destek olmak için çalõşma hayatõna giriyor. Bu 2001 krizinde de böyle ol- muş. Bu kriz girişimcilik adõna biraz daha fay- dalõ oldu. Gençler üzerinde de bu böyle. Artõk üniversite öğrencileri olsun, evde çalõ- şan kadõnlar olsun, bir iş geliştirme ve girişim- cilik harekâtõ başladõ. Bunda İŞGEM ve AB kay- naklõ fon ve eğitimlerin çok payõ var. - Ancak genele baktığımızda ve diğer ülke- lerle kıyasladığımda Türkiye’de kadının gi- rişimciliği ve istihdamı hâlâ yaygın değil. Cam tavanlar hâlâ kadının üzerinde. Bunun aşılması için nelerin yapılması lazım? - Sendikalar karşõ çõkõyor, ama ben özellikle kadõnlara esnek çalõşma modelinin uygulanma- sõnõn önemli olduğu- nu düşünüyorum. Bakõn şöyle bir örnek vereyim: Türkiye’de çalõşan bir kadõn ya- şamõ boyunca ortala- ma toplam 8 yõl çalõ- şõr. Öyle Avrupa’da ve diğer birçok ülke- de olduğu gibi 20-30 yõl değil. Milli Prodüktivite Merkezi’nin hazõrladõğõ araştõrmanõn sonucu bu. - Nasıl oluyor? - Gençken çalõşõyor, çocuk doğunca biraz ara veriyor; 30-35’lerde çocuklar biraz büyüyüp oku- la başlayõnca yeniden çalõşmaya başlõyor. Son- ra yaşlõ bakõmõ başlõyor ve yeniden eve çekiliyor. Bizde esnek çalõşma olmadõğõ için böyle ve Av- rupa’dan bu yüzden farklõyõz. Kadõnlara esnek ça- lõşmanõn getirilmesi gerek. Özellikle kadõn istihdamõnõn yoğun olduğu tekstil sektörü için önemli. Önemli bir sorun da kadõnlarõn var olan hak- larõndan bihaber olmalarõ. Herkadõnõnbiröyküsüvar ‘Krizinkadınlarüzerindekietkisiolumluoldu’ İş bulamayan kadõn girişimci olmaya çalõşõyor. Kadõn kocasõna, oğluna destek olmak için çalõşma hayatõna giriyor. Bu 2001 krizinde de böyle olmuş. Bu kriz girişimcilik adõna biraz daha faydalõ oldu. ‘ ‘Ali Okut, Oyla’, ‘Mehmet, Dışarı At’! TBMM Genel Kurulu’nda 10 Kasım günü yaşanan tartışmalar sırasında CHP’lilerin pankart açmasına öfkelenen Başbakan Tayyip Erdoğan’ın TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’i “O kartonları attırsana dışarı. Burası bir partinin miting alanı değil, bu nasıl bir meclis yönetimi” diye azarlaması geçen haftaya damgasını vuran olaylardan oldu. AKP’lilere göre “sitem”, CHP’lilere göre “azar” olarak nitelendirilen bu uygulama, 2001 yılında bir milletvekilinin ölümü ile sonuçlanan içtüzük tartışmalarında yaşananları anımsattı. Son derece gergin bir ortamda geçen bu görüşmeler sırasında Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu, birleşimi yöneten TBMM Başkanvekili Ali Ilıksoy’a “Ali, okut, oyla” yazılı bir pusula göndermişti. Bu not, o günlerde büyük gürültü koparırken Bostancıoğlu , “DYP ve FP’li milletvekilleri, oturumun kaldığı yerden devamını engellemek için kürsünün önünü kapadılar. Çoğunlukla Meclis’te bu tip tartışmalar çıktığında, başkan konuşmaya başlayıp önergeleri okuyup oylamaya başlayınca, ortalık sakinleşir. İnsanlar, yerlerine otururlar. Ben de Meclis açıldığında, Ali Bey de biraz duraksayınca hemen bir not gönderdim. ‘Ali devam et, okut ve oyla’ dedim. Bu not, tansiyonu düşürmeye yönelikti. ‘Okutursan, yerlerine otururlar’, ümidiyle gönderilmiş bir yazıydı” diye savunmuştu... Atatürkçülük nedir? TBMM Genel Kurulu’nda, Kürt açılımıyla ilgili genel görüşmenin ön görüşmesi sert tartışmalara, kavgalara neden oldu. Görüşmede belki de en akıllarda kalan tartışma, AKP ve muhalefet milletvekilleri arasında yaşanan “Atatürkçülük nedir” atışmasıydı. Kürsüdeki AKP’li Avni Doğan ile muhalefet milletvekillerinin bu konudaki karşılıklı “atışması”nı tutanaklardan yorumsuz aktaralım: AVNİ DOĞAN (AKP - Kahramanmaraş) - Atatürkçülük yas tutmak falan değildir. CANAN ARITMAN (CHP - İzmir) – Teröristleri affederek mi? AVNİ DOĞAN (Devamla) – Atatürkçülük bir paradigmanın arkasına sığınıp çözümsüzlüğü desteklemek değildir. BİLGİN PAÇARIZ (CHP - Edirne) – Demokratik açılımı anlatsana. Demokratik açılım neymiş, bilmek hakkımız. AVNİ DOĞAN (Devamla) – Atatürkçülük, bu ülke medeniyete doğru yürüsün diye yol yapmaktır. S. NEVZAT KORKMAZ (MHP - Isparta) – Demokratik açılımı anlatsana? Demokratik açılım neymiş, anlatsana? AVNİ DOĞAN (Devamla) - Atatürkçülük Türk milletinin iyi eğitim almasını, iyi sağlık imkânı almasını sağlamaktır. S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Atatürkçülük ölmek değildir! Atatürkçülük ayrımcılık yapmak değildir! AVNİ DOĞAN (Devamla) – Atatürkçülük enflasyonu düşürmektir. ŞENOL BAL (MHP - İzmir) – Yakışmıyor ağzınıza! AVNİ DOĞAN (Devamla) – Atatürkçülük teröristi dağdan indirmektir. Tamam mı? (AKP sıralarından alkışlar, MHP sıralarından gürültüler.) ŞENOL BAL (İzmir) – Atatürkçülük teslim olmak değildir! S. NEVZAT KORKMAZ (MHP - Isparta) – Atatürkçülük yıkmak değildir! AVNİ DOĞAN (Devamla) – Atatürkçülük yolsuz köylere yol yapmaktır, susuz köylere su getirmektir. Biliyoruz, bu ülkede iki tür siyaset yapılıyor. ŞENOL BAL (İzmir) – Teröristle anlaşmak değildir Atatürkçülük! AVNİ DOĞAN (Devamla) – Biri istikrarı arayanların siyaseti, biri “Kurt buhranlı havayı sever” misali kaos siyaseti yapanların siyaseti. (AKP sıralarından alkışlar; CHP ve MHP sıralarından gürültüler.) AVNİ DOĞAN (Devamla) – Ama istikrar kazanacaktır, mutlaka istikrar kazanacaktır. Gerçeklerin bir kötü huyu var, sonunda anlaşılır. Gerçeklerin böyle bir kötü huyu var, sonunda mutlaka anlaşılır. Değerli arkadaşlar, Atatürkçülük çözümsüzlüğü besleyen paradigmaları ortadan kaldırmaktır. GÜROL ERGİN (CHP - Muğla) – Atatürkçülük PKK hamiliği yapmak değildir! AVNİ DOĞAN (Devamla) – AK Parti bunu yapmaya çalışıyor. CANAN ARITMAN (İzmir) – Türk milletine saygısızlık yaparak değil ama! Demokrasi Müzesi’nin obje önerileri... TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesi görüşülürken, CHP İzmir Milletvekili Bülent Baratalı, Bakan Ertuğrul Günay’a, Türkiye’de bir “demokrasi müzesi” kurulması düşüncesini anımsattı. Baratalı, ulusal ölçekte bir demokrasi müzesi kurulacaksa, bu müzeye Atatürk, İsmet İnönü, Bülent Ecevit, Süleyman Demirel ve Deniz Baykal’ın fotoğraflarının, uluslararası nitelikte bir müze olacaksa da Allende, Zapata, Marquez, Ernesto Che Guevara, Mandela, İspanyol iç savaşında direnişi yansıtan ‘Guernica’ tablosu nedeniyle de Picasso’nun resimlerinin yer alması gerektiğine işaret etti. Ancak Baratalı, “sınıf arkadaşı” olan Günay’ın, demokrasi müzesi düşüncesini açıklarken söylediği “1908’den başlayan demokrasi hareketi AKP hükümeti döneminde en yüksek notkasına ulaştı” sözlerini ironik bir üslupla eleştirerek, müze için bir dizi “obje” önerisinde bulundu. İşte Baratalı’nın demokrasi için önerdiği “objeler”: “Polis copu ve kalkanı konulmalı. Cumhuriyet gazetesine atılan bombalarla DİSK’e atılan bombaların aynısı. 1 Mayıs’ta savunmasız yatan genç kızı tekmeleyen polis maketi, yine eylemlerde polisi döven polis fotoğrafı, şehit analarını ve gazileri coplayan polis maketleri. Denizli’de yere düşen Atatürkçü Düşünce Derneği üyesini tekmeleyen polis fotoğrafı. Habur çadır mahkemesinin maketi, Silivri mahkemelerinin maketi, iddianameleri. Telekulak CD’leri, mağdurların fotoğrafları, dinleme kayıtları... Telefonları dinlenen Yargıtay 1. Mahkeme Başkanı’nın maketi olabilir... Eğer daha çok obje isterseniz, ben size istediğiniz kadar yardımcı olabilirim...” Koltuklardan koltuk beğenin! TBMM’nin, “herkesin bildiği” gündeminde malum “açılım” tartışmaları vardı. Ancak Meclis kulislerinde, sessiz sedasız ve hummalı bir başka gündem, iktidar ve muhalefet kulislerindeki koltukların değiştirilmesiydi. Ancak, AKP’lilerin “demokratik açılım” ruhuna uygun olarak, koltuklar önce milletvekillerinin “beğenisi”ne sunuldu. İktidar kulisinde biri kırmızı, diğeri beyaz iki ayrı deri oturma grubu “vitrine” çıkarılırken, muhalefet kulisinde kahverengi ve beyaz oturma grubu beğeniye sunuldu. Milletvekilleri sırayla oturup, rahat olup olmadığını kontrol edip, sonuçları “koltuk değişimi” işini üstlenen AKP’li TBMM İdare Amiri Hüsrev Kutlu’ya bildirdiler. Meclis yönetimi bununla da yetinmedi, milletvekillerinin koltuk beğenileriyle ilgili “mini anket” bile yaptılar. Koltuk takımları milletvekillerinin beğenilerine göre belirlenip alınacak. Ancak iktidar kulisinde beğeniye sunulan oturma grubunun daha “torpilli” olması dikkatten kaçmadı. İktidar koltukları daha rahat ve sehpaları daha genişken, muhalefet kulisindeki grupta küçücük, ama “oturmaya dayanıklı” sehpalar konuldu. Yapılan anket sonucuna göre beğenilen oturma grupları önümüzdeki günlerde kulislere yerleştirilecek, ancak iktidarın “torpilli” koltukları yeni bir tartışma konusu olacağa benziyor... Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan parlamentokulisi@gmail.com Emekli olup kendi işimi kurmaya karar verin- ce inanõlmaz bir süreç başladõ benim için. 37 yaşõndaydõm. Biri 7, öte- ki 17 yaşõnda 2 çocuk sahibiydim. Beyaz Şahin bir arabam vardõ. İlk bir buçuk yõl arabamla her şeyi taşõdõm. Bir girisim- cinin 3 özelliğe sahip ol- masõ gerektiğine inanõ- yorum: Cesaret, kendine güven ve pes etme- mek...” Aynur Bektaş yaşamöyküsünü anlatõr- ken geçmişte yaşadõğõ zorluklarõ asla unutma- dõğõnõ söylüyor. Bugünse krizde bile yüzde 10 bü- yüyen bir şirketler gru- bunun başõnda....
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear