26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Yargıya güven sarsıldı: Çünkü adaletin gözleri fıldır fış! YağmurDeniz CMYB C M Y B PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Dr. Hikmet Kıvılcımlı Türkiye sosyalizminin büyük önderlerinden Dr. Hik- met Kıvılcımlı’yı 38 yıl önce bugün yitirdik. Belg- rad’da bir hastanede yaşama gözlerini yumduğun- da 69 yaşındaydı. Kanser hastasıydı, o durumda, 12 Mart Darbesi sonrasında yayımlanan “ilk yakalana- caklar” listesinde adının bulunduğunu öğrenince fa- şist cellatların eline düşmemek için yurtdışına çık- mış, Suriye’den başlayarak birkaç ülke dolaştıktan sonra o zamanki Yugoslavya’nın devlet başkanı Ma- reşal Tito’nun yardımıyla yaşamının son günlerini ya- şayacağı Belgrad’daki hastaneye yatırılmıştı. 1902 Priştina doğumlu, Balkan Savaşları sırasın- da gelip Aydın’ın Kuşadası ilçesine yerleşen göçmen bir ailenin çocuğudur. Anadolu’nun işgali sırasında, 17 yaşındayken Aydın yöresindeki Kuvayı Milliye ör- gütlenmesine ve Yörük Ali Efe Çetesi’ne katılmış, 1920 yılında “Köyceğiz yöresi Kuvayı Milliye Aske- ri Kumandanlığı”na seçilmiş, aynı yılın sonunda ai- lesi İstanbul’a göç edinceye kadar bu görevini sür- dürmüştür. Hikmet Kıvılcımlı sosyalizm ile İstanbul Tıp Fakül- tesi’ndeki öğrencilik yıllarında tanışıp örgütlü sava- şıma katılmıştır. 1925 yılında gerçekleştirilen Türki- ye Komünist Partisi’nin 2. Kongresi’nde gençlik ör- gütlenmesinden sorumlu merkez komitesi üyeliğine seçilmiştir. Şeyh Sait İsyanı nedeniyle 1925 yılında çıkarılan “Takriri Sükûn Yasası” kapsamında tutuk- lanmış ve 10 yıl kürek cezasına çarptırılmışsa da bir yıl sonra ilan edilen bir aftan yararlanarak tahliye ol- muştur. 1927 sonlarında başta Vedat Nedim Tör ol- mak üzere dönemin döneklerinin partiyi polise ihbar etmeleri sonucu parti kadrolarıyla birlikte o da tu- tuklanmış, 3 aylık hapis cezası almıştır. Cezasını çek- tikten sonra 1929 yılı toplu tutuklanmalarında yeni- den içeri alınmış, bu kez 4.5 yıl hapis cezasına çarp- tırılmıştır. Bu davanın duruşmasında savcıya, “4 yıl kızıl bir profesör olmak için yeterli zamandır” dediği bilinir. Bu sürenin bitmesine çok az kala, yine bir aftan ya- rarlanarak özgürlüğüne kavuşur. Bu yıllarda parti adı- na yayımladığı Kıvılcım dergisinin adını kendine so- yadı kabul eder. Kıvılcım dergisi adını Lenin’in Is- kra’sından (Kıvılcım) almıştır. 1935 yılında Marksizm Bibliyoteği ve Emekçiler Kü- tüphanesi’ni kurmuştur. Bu çerçevede yayımladığı kitaplar üzerindeki baskıların şiddetlenmesine yol aç- mıştır. 1938 yılında “Donanma Davası”ndan tekrar tutuklanır, savcıya ellerinde delil olmadığını söyle- diğinde şu karşılığı alır: “Biz, Dr. Hikmet için delil ara- yacak kadar saf değiliz!” Dava sonunda yayımladı- ğı “kitapların erbaşlar tarafından okunup benim- sendiğinden ve bu hal ileride Donanmanın disiplinini sarsıcı mahiyette görülmüş olduğundan, kanaat’i vic- daniye’i tamme ile...” 15 yıl hapis cezası alır, 12 yıl yatar. 7 Ekim 1954’te Vatan Partisi’ni kurar ve “Vatan- daş” gazetesini yayımlamaya başlar. 1957 seçim- lerine hazırlanırken İstanbul’da düzenlenen, ilgi uyandıran seçim mitinglerinden rahatsız olan Men- deres hükümetinin emri üzerine Vatan Partisi kapatılır. Yöneticileri işkenceden geçirilir, tutuklanır. Kıvılcımlı 1965 yılında Tarihsel Maddecilik Yayın- ları’nı kurmuş, 1967 yılında da Sosyalist Gazetesi’ni yayımlamaya başlamıştır. 1960’lı yılların sonunda Türk Solu ve Aydınlık dergilerinde yazıları yayımlanmış- tır. Marksizmin kuram ve pratiğine ilişkin 38 kitabı bulunan Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın yaşamının 22 yılı cezaevlerinde geçmiştir. O hem bir düşün adamı, hem kararlı bir örgütçü, hem de egemenler karşısında dik duruşundan hiç ödün vermemiş bir sosyalizm ne- feridir. Hikmet Kıvılcımlı’nın en belirgin özelliği evrensel bir dünya görüşü olan Marksizmi özümserken, özümsediğini bu topraklardan besleyerek zengin- leştirmesini bilen, ayakları kendi topraklarına basan bir Türkiye sosyalistidir, örnek bir kişiliktir. Büyük ustayı, değerli yoldaşımı saygıyla, özlem- le anıyorum. dkavukcuoglu@superonline.com www.denizkavukcuogluyazilari.blogspot.com ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ ‘Yerkesik Kütüphanesi’ne Destek Bekleniyor... Güney Ege antik çağdaki “Karya”dõr; yurttaşõmõz Hero- dot’a “İnsan Karya’da yaşar” dedirten “cennet” de eminim ki Gökova’dõr... Göğün mavisi de- nizde, denizinki ovada devam eder... Bu “sınırsız” güzelliğin güneyinde, ormanlarla kaplõ Marmaris-Datça yarõmadasõ uzanõr; kuzeyinde de sarp “Kı- ran Dağları” yükselir... Aynõ dağlarõn hemen ardõnda, denizin kokusunu 500 metre yukarõdan soluyan bereketli topraklarõn “gözden ırak” yerleşmesi de Yerkesik’tir. Hem “Gökovalı” hem “dağ- lı”olmanõn“vakur”luğuyla,ana yollardan “sapa” kaldõğõ için “geçilen”değil,“gidilen”olma- nõn ağõrbaşlõ sakinliğiyle, Muğ- la’nõnbelkideen“okumuş,yaz- mış” beldesidir... Günümüzden 2300 yõl önce aynıyerde“Thera”varmış;13. yüzyılda Menteşe Bey Bizans’a son vermesiyle, dağlara ve or- manlara sevdalõ Yörüklerin “Yerkesiği” olmuş… Evliya Çelebi’nin de 1670’te “Evsafı Kasaba-iYerkesiği”dediğibel- dede, ilk belediye 1914’te kurul- muş... Aydınlanma yuvası İştebubirikimingünümüzear- mağanlarõndan biri de “Halk Kütüphanesi”... Belediyenin sosyal hizmetler salonunda 90’larda kurulur ve 2000’de de şimdiki “kiralık” binasõna taşõ- nõr.Niceolanaksõzlõklarõve“yal- nız”lõklarõ göğüsleyerek kütüp- haneyi bugünlere dek yaşatan emektargörevlisiNabideKılınç diyor ki: “Bina öyle haraptı ki ilkyıllarakreplerlebirlikteya- şadık. Belediye başkanları ye- terincesahiplenmediler.Bada- nasını yaptılarsa da çürümüş doğramaları, kırık pencereleri bile onartamadık...” Bunarağmengelişenkütüpha- nede sürekli etkinlikler düzenle- nerek, yöre köyleri için de eşsiz bir “aydınlanma yuvası” yara- tõlõr. Bütçesi bile olmayan, ba- kanlõğõnsadecekirasõnõödemek- le yetindiği, bu nedenle, Kütüp- haneler Genel Müdürlüğü’nden gönderilenler dõşõnda kitabõn alõ- namadõğõ Yerkesik Halk Kütüp- hanesi,bugün5416kitapve6045 kayõtlõokuyucusuylayöreningu- ruru... Yerkesik’te nüfusun sadece 2500; köyleriyle birlikte 10 bin olduğu düşünülürse, rakamlarõn ardõndaki “çalışkanlık” tahmin edilebilir... Bilgi ve kültür merkezi Bu başarõnõn, “Yaşayan Kü- tüphane” hedefiyle elde edildi- ğini, yöre insanlarõyla sadece ki- taplarõn değil, bilgi ve kültürün depaylaşõldõğõnõisesüregelenet- kinliklerden görmek mümkün... Kuruluşundan bu yana yalnõz- ca “gönüllü katkılar”la gerçek- leştirilen çalõşmalarda, özellikle iki alanda yoğunlaşõlmõş. Birin- cisi, çocuklara kitap ve kütüpha- nenin önemini kavratmak; ikin- cisi de Yerkesik ve çevresinin kültüreldeğerlerinivebirikimle- rini halkla ve gençlikle buluştur- mak. Örneğin “Hayatımdaki Kü- tüphane”etkinliklerikapsamõn- da “En Çok Kitap Okuyan Öğrenci- ler” her yõl ödüllen- diriliyor. Şiir yarõş- malarõ, sergiler, pa- neller, anma toplan- tõlarõ ve değişik kül- tür-sanat faaliyetle- riyle de “halkın kü- tüphanesi” kimliği- nin sürekli güçlen- mesi sağlanõyor... Ne var ki beledi- yenin, böylesine bir hazineyi her yönüyle kucakla- masõ gerekirken; “kiraladı”ğõ binanõn, 8 ay boş duran üst katõ- nõ bile kütüphaneye vermiyor... Belediyekurslarõna4ayiçinbaş- kamekânbulunabileceğinibelir- ten Kõlõnç da diyor ki: “Üst kat- la birlikte adeta kültür merke- zine dönüşebileceğimizi bir türlü anlatamıyorum…” Yerkesik’te gençler artõk oku- maya daha da meraklõ; çocukla- rõn elinden kitap düşmüyor; ge- ricilikveörümcekkafalõlõkzaten yoktu, bundan sonra hiç olmaz; her yaştan Cumhuriyet sevdalõ- larõ da kütüphanenin üyeleri... Eskişehir Osmangazi Üniver- sitesi Tõp Fakültesi’nden Yerke- sikli Prof. Dr. Yasemin Balcı, geçen aylarda belediyeye başvu- rarak ülkedeki Yerkesiklilerden destek kampanyasõna önayak ol- masõnõ istedi. 3 kitap gönderenin “kütüphanedostu”olabileceği; özellikleçocuklarõnYerkesik’te- ki kardeşlerine kitaplar armağan edebilecekleri bir kampanya.. Belediye düşünedursun, Yer- kesikliler harekete geçemezler mi? (Tel: 0252 232 26 13) KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN HARBİ SEMİH POROY 11 Ekim 11 EKİM 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 19 Kimlik Recep Nas: “Canım kardeşim, sen Kürtsün, etnik kimliğinle övün; emekçiymişsin, işsizmişsin unut bunları! Kanka Soner Önal: “Ergenekon savcı ve yargıçlarının polislerle iftarda buluşmasına niye şaşırıyorsunuz? Kankalar birlikte oruç açamaz mı! Kriz İlker Çamkır: “Recep’in talimatına rağmen teğet geçmeyen ve ülkeye üç yıl kaybettiren kriz, darbe girişiminden içeri alınmalıdır!” Recep ve sahte iyilik melekleri! RECEP, halkın arasına girdiği zaman en küçük bir eleştiriye bile tahammül edemeyip sokaktaki insana “ananı da al git” diyor ama paranın büyük patronlarına da sokaktakilerin sesine kulak vermelerini nasihat ediyor. Çelişkinin böylesine daniskası üzerine Sıtkı Ergüney de şöyle diyor: “Türkiye’nin Kemal Derviş tarafından tutsak edildiği ‘halk düşmanı’ IMF politikalarını yedi yıldır eksiksiz uygulamayı sürdüren Başbakan bu politikanın mağdurlarını kendisi dinlemeyip aynı politikanın mimarlarına dinletmek istiyor! Başbakan IMF’nin ve Dünya Bankası’nın emperyalist kapitalizmin soygun ve sömürü düzeninin sürdürülebilmesi için oluşturulmuş ‘sahte iyilik melekleri’ olduğunu bilmez mi? Bilir tabii ki! ABD’nin yönlendirdiği ekonomik ve siyasi politikaları uygulayan IMF ile Dünya Bankası’nın güdümüne giren hiçbir ulusal ekonomi güçlenmemiştir, güçlenemez. Ama siz sürekli olarak, ‘IMF istediklerimizi kabul etmezse anlaşmayız’ diyeceksiniz, buna karşın aylarca pazarlık yapmayı sürdüreceksiniz. Yılık toplantılarını Türkiye’de yapmalarını sağlayacaksınız. Ondan sonra da insanlarımızı bu duruma düşüren politikaları oluşturanların ‘sokağa kulak vermeleri’ni isteyerek toplumun moralini yükseltmeyi düşüneceksiniz. Siz bizi aptal mı sanıyorsunuz!” Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.” “ENTARİSİ ala benziyor” diye bir türkü vardır ya, Kemal Öncü, başka bir türküden söz ediyor ve “Yavuz hırsız ala benziyor” diyor: “Başbakan ise türküyü ‘Aydın Doğan Al Capone’a benziyor’ diye söylemiş Wall Street Journal’daki söyleşide. Ve bu benzetmede bir hikmet arayıp da bulamayanların aklı şaşmaktaymış. Şaşar tabii! Al Capone bir suç örgütü lideri gangster, Aydın Doğan bir işadamı ve medya patronu. Al Capone yoksul bir aileden gelip bisiklet çalarak iş yaşamına(!) atılıyor, Aydın Doğan’ın ailesi ise bölgenin en köklü ailelerinden. Al Capone vergi kaçırmaktan hapse girmiş, Aydın Doğan ülkesinin vergi rekortmeni ve hakkındaki vergi kaçırma cezasının siyasal olduğu genel kanı. Gerçi bir benzerlik var, var ama... Örneğin; Al Capone yoksul bir aileden gelip ülkenin en zenginlerinden olmuş, yırtık pabuçla gezen Recep de öyle. Al Capone bir suç örgütünün lideri, Recep de Anayasa Mahkemesi’nce suçu sabit bir parti örgütünün lideri. Al Capone işlediği suçlardan ve bir cürüm örgütü oluşturmaktan ötürü bir türlü yakalanamamış, Recep de hakkındaki ‘sahtecilik, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak’ suçundan dokunulmazlığı nedeniyle yargılanamıyor. Al Capone maddi gücü sayesinde siyasetçiler ve polis örgütü içindeki adamlarını kullanarak rakiplerini ortadan kaldırmış, Recep de muhaliflerini susturmak üzere gazetecileri, profesörleri, aydınları ucu açık bir dava ile derdest eden adamları, kamuoyu oluşturmada destek güç olarak yandaş medyada ve hatta Doğan Grubu içinde konuşlanmış köşe yazarları var. Bir benzerlik daha var ki, benzeyen kişiler değil yöntem. Al Capone’u işlediği suçlardan cezalandıramayacağını anlayan devlet onu yok etmek için vergi memurlarını görevlendirmiş, Aydın Doğan’ı iktidar olanaklarını kullanarak ve açıkça yaptığı ‘gazetelerini boykot edin’ çağrılarıyla sarssa da yıkamayacağını ve Doğan Medya Grubu’nu yandaşlarına peşkeş çekemeyeceğini gören Recep de vergi memurlarıyla aynı yöntemi denemekte. Ha, bir de bu yöntemi Al Capone’a uygulayan ABD, Recep’in ‘stratejik şey’i! Evet, bir benzerlik var olmasına var da, Al Capone’a benzeyen Aydın Doğan değil gibime geliyor. Bilmem yanılıyor muyum?” Al Capone! SESSİZ SEDASIZ (!) ekinci@cumhuriyet.com.tr Kitap okuma şampiyonları... BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Yurdumuzun sulak alanlarõnda da yaşayan bir ördek cinsi. 2/ Akla ve sağdu- yuya aykõrõ olan... En küçük sosyolojik birim. 3/ Parlak kõrmõ- zõ renkte bir süs taşõ... Vida sõk- makta kullanõ- lan, L biçiminde ve beşgen anah- tar. 4/ Şarkõ, türkü... Zeytinyağlõ iç bakla ezmesi. 5/ Çabuk ve kolay kavrayan... “Ser- met Muhtar ---”: Ya- zarõmõz. 6/ Erzincan’õn bir ilçesi... Holmiyum elementinin simgesi. 7/ İnşaat ve maden iş- çilerinin giydiği koru- yucu başlõk... Tanrõ’ya göre insan. 8/ Arka, sõrt... İnsan bedeni çevresindeki manyetik alan. 9/ Bitki bakõmõndan zengin sulak alanlarda yaşayan bir ördek cinsi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ İçkulaktaki kemik dolambacõn orta bölümü... Avcõ- nõn saklanõp av hayvanõ beklediği yer. 2/ Bir anlatõmõ oluşturan sözcük ya da tümcelerin tümü... Zehir. 3/ Sa- çõ dökülmüş olan... Slav alfabe ve yazõsõ. 4/ Kõrgõzis- tan’õn plaka imi... Deniz teknelerini karaya çekmek için bunlarõn altõna sürülen yuvarlak ağaç. 5/ Bir haber ajan- sõnõn kõsa yazõlõşõ... Köpek. 6/ Peygamber... Bir zaman birimi. 7/ Suudi Arabistan’õn para birimi... Karşõ cins- ten birine ilgi göstererek onu elde etmeye çalõşma. 8/ Muğla’nõn bir ilçesi... Afrika’nõn en yüksek dağõ Ki- limanjaro’nun yerli dillerdeki adõ. 9/ Trabzon ilinde bir yayla... Yeniçeri ocağõnõn, padişahõn gözeticiliğini yapan asker sõnõfõ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 S E K S A P E L E Ğ İ R A M İ P N E V İ N E F E Y İ L E N Ç R Ö Ç A K Ü S E R A H N E A K S P E K S İ M E T R A C A S İ N İ E K E K A D E Ş 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK fhakancelik@mynet.com ÖZÜR Gazetemizin dünkü sayõsõnda 16 ve 17’nci say- falar teknik bir hatadan dolayõ bazõ bölgelerde aynõ basõlmõştõr. Okurlarõmõzdan özür dileriz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear