Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 9 EYLÜL 2008 SALI
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
‘Suçluların Telaşı
İçindesiniz...’
Türkiye1960’ta, çok partili rejimin 14. yılını yaşı-
yor. Bu dönemin dördüncü yılında, demokrasi va-
at ederek hükümet olmuş olan Demokrat Parti eko-
nomik ve sosyal sorunların ağırlığı altında ezilmiş,
demokrasi vaatlerini unutmuş, anayasayı ve rejimi
çiğneyerek, kendi partisinin milletvekillerine yargı yet-
kisi tanıyarak “Tahkikat Encümeni”ni kurdurmuş,
meçhul bir istikamete doğru yürümektedir.
Başbakan Adnan Menderes rejimin bütün un-
surlarıyla kavga halindedir. Bir gün profesörlere “ka-
ra cüppeliler” diyerek üniversiteye saldırmakta,
bir başka gün zaten bağımsızlığı olmayan, üyele-
rinin resen emekliye sevk edilebildikleri yargıyı he-
def almakta, sıkça basın ile kavga etmektedir.
Menderes, parlamentodaki çoğunluğu sayesin-
de, muhalefetin bütün taleplerini geri çevirmekte,
CHP’nin taleplerini elinin tersiyle itmektedir. Mu-
halefet iktidar ilişkileri, öyle bir hale gelmiştir ki, Kur-
tuluş Savaşı kahramanı ana muhalefet partisi lide-
ri İsmet İnönü taşlı sopalı fiili saldırılara uğramak-
ta, iktidar mensupları, gerekirse İsmet Paşa’nın hap-
se atılabileceğini de belirtmekte, 80’ini aşmış Hü-
seyin Cahit Yalçın içeri tıkılabilmektedir.
Meclisin gürültülü, gürültülüden öte kavgalı otu-
rumlarından birinde, DP’nin yaygaraları karşısında
İsmet İnönü Menderes ve taifesini uyarır.
- Suçluların telaşı içindesiniz...
Başka bir oturumda İnönü bu takımı bir kez da-
ha uyaracaktır:
- Sonra sizi ben bile kurtaramam.
Nitekim, “suçluların telaşı içinde olanları” sonra
İsmet Paşa bile kurtaramayacak, Türkiye çok acı
günleri ve olayları yaşacaktır.
Keşke öyle olmasaydı. Olmaması Menderes’in
elindeydi ama hırs ve öfke gözünü kararttığı için Ad-
nan Bey hiçbir şeyi görecek halde değildi...
Son günlerde, Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan’ı televizyon ekranında her gördüğümde aklıma
İnönü’nün, “Suçluların telaşı içindesiniz” uyarısı ge-
liyor.
Recep Tayyip Bey’i her gördüğümde, sanki o da
suçluların telaşı içindeymiş izlenimine kapılıyo-
rum.
Başbakan son günlerde, medya imparatoru Ay-
dın Doğan’ı hedef almış durumda.
Bu tavrının nedeni, Almanya’da görülmekte olan
Deniz Feneri e.V. davasıyla ilgili haberlerin Sayın Do-
ğan’ın sahibi olduğu gazetelerde önemiyle orantı-
lı bir biçimde yer alması.
Deniz Feneri, Türk kamuoyunda uzun süredir bi-
linen bir olay. İnsanların dinsel inançlarının sömü-
rülmesi yoluyla hortumlanan paraların insani yardım
yerine AKP’ye yakın kuruluşlara, medya organları-
na nasıl aktarıldığı yazıldı, çizildi, ekranlarda bel-
geleriyle anlatıldı. Tıpkı YİMPAŞ olayında olduğu gi-
bi, bir bölümü de, bu hortumlamadan yararlanmış
olan AKP yandaşı medya bu olayları görmezden gel-
di, iktidara yakın çevreler iddiaları duymamayı ter-
cih ettiler, genelde de, o zamanki Kanaltürk, Ulu-
sal Kanal ve Cumhuriyet dışındaki yayın organları
Deniz Feneri logosuyla yürütülen bu utanç verici do-
landırıcılık olayına yeterli önemi vermediler.
Ama dava Almanya’da görülmeye başlanınca, Ay-
dın Doğan Medyası da, bunu ekranlarına ve sü-
tunlarına taşıdı.
Bu da Başbakan’ı çileden çıkardı. Çünkü Alman
mahkemesine intikal etmiş belgelerde, mahkeme
önünde verilen ifadelerde, Başbakan’a yakın kuruluş
ve kişilerin ve bizzat Başbakan’ın adı geçmeye baş-
ladı. Kanal 7 ile Tayyip Erdoğan ilişkileri ortaya dö-
küldü.
Ayrıntılara girmeden belirteyim, son zamanlarda,
dudak uçuklattıracak yolsuzluk iddiaları ile AKP’nin,
yakın kuruluşlarının adının birlikte anıldığı ilk olay de-
ğil bu.
Gazetelerde belirtilen hususlar, bu gazetelerin özel
haberleri de değil. Almanya’da yargı önünde orta-
ya dökülenleri naklediyorlar. Zahit Akman’ınkine
benzer kimi tekziplere de, yine Alman mahkeme-
lerinde ortaya sürülenler ve kendi kişisel açıkla-
malarıyla yanıt veriyorlar.
Başbakan’ı bunca sinirlendiren olay, artık mızrağın
çuvala sığmayacak hale gelmesi, AKP’nin yolsuz-
lukla anılmasının önüne geçilememesidir.
Başbakan bu durumda medyayı ve Aydın Doğan’ı
tehdide kadar varıyor.
Bu durum demokrasiyle bağdaşmaz. Tayyip Er-
doğan’ı destekleyen lümpen liberaller acaba hâlâ
demokrasi rüyaları görüyorlar mı?
Aydın Doğan medyasında da, demokrasi etike-
ti altında, partisini laiklik karşıtı eylemlerin odağı ha-
line getirmiş olan ve kapatılmaktan İtilaf Devletle-
ri’nin desteği ile kurtulan Tayyip Erdoğan’a destek
vermiş bir sürü lümpen liberal vardı.
Ama öyle görünüyor ki, Tayyip Bey desteğin bu
kadarını yeterli görmemiş, kendi piyonları dışında-
ki basın organlarında da, Alman mahkemelerinde
AKP ile bağlantılandırılan olayların tümden gör-
mezden gelinmesini istemişti.
Bizler bu olaylar patlak vermeden önce de, Baş-
bakan’ın Aydın Doğan ve medyasından, kendisine
zamanında sağlanmış olan ve bazı köşelerde hâlâ
devam eden desteği yeterli bulmadığı için şikâyetçi
olduğunu biliyorduk.
Ve yine biliyorduk ki, bu kavga er veya geç pat-
lak verecektir.
Sonunda kavga patlak verdi. Başbakan esip kü-
fürmeye başladı.
Kavgayı izledikçe, birçok davasında dokunulmazlık
zırhı arkasına saklanmış olan Başbakan’ın, İsmet İnö-
nü’nün deyimiyle, suçluların telaşı içinde olduğu iz-
lenimine kapılıyorum.
Bilmem haksız mıyım?
asirmen@cumhuriyet.com.tr
İzvestiya’nõn, iki ülkenin Boğazlar’õn yönetimini ortaklaşa üstlenebileceğini ileri sürmesi tartõşma yarattõ
Moskova tehlikeli oynuyor
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - Moskova’da ya-
yõmlanan İzvestiya gazetesinin
Türkiye ile Rusya’nõn Montrö An-
tlaşmasõ’ndan çekilerek ve bu an-
laşmanõn yerini alacak ikili bir
anlaşma imzalayarak İstanbul ve
Çanakkale boğazlarõnõn yönetimi-
ni ortaklaşa üstlenebileceğini ile-
ri sürmesi tartõşmalarõ da berabe-
rinde getirdi.
Rusya’õn 1936 tarihli Montrö
Sözleşmesi’ni tartõşmaya açma ça-
balarõ Ankara’da rahatsõzlõk yarattõ.
Çünkü, Montrö’ye taraf herhangi
bir devletin sözleşmeden çekil-
mesi durumunda işleyecek süreç
yine sözleşmenin içinde düzenle-
niyor. Taraflar önce diplomatik
yollardan çözüm arayõşõ başlatma
ardõndan da yine taraf ülkelerin ka-
tõlacağõ bir konferansa katõlma yü-
kümlülüğü altõnda bulunuyor.
28. maddeye göre sözleşmenin
süresi 20 yõl olarak belirlenirken yi-
ne aynõ maddede “Bununla bir-
likte, işbu sözleşmenin 1. mad-
desinde doğrulanan geçiş ve gi-
diş ve geliş özgürlüğü ilkesinin
sonsuz bir süresi olacaktır” de-
niliyor.
Bu tarihin dolmasõndan sonra ise
sözleşmeye taraf herhangi bir ül-
keye “fesih beyanında bulun-
ma” yetkisi tanõnõyor. Anlaşmada,
“İşbu sözleşme, işbu madde hü-
kümlerine uygun olarak sona
erdirilmiş olursa Bağıtlı Yüksek
Taraflar, yeni bir sözleşmenin
hükümlerini saptamak üzere
kendilerini bir konferansta tem-
sil ettirmeyi kabul etmektedir-
ler” deniliyor.
‘İzlenecek süreç’
Montrö’nün 29. maddesi ise söz-
leşmeye taraf herhangi bir ülkenin
fesih beyanõnda bulunmasõndan
sonra izlenecek süreci belirliyor.
Bu maddeye göre sözleşmenin yü-
rürlüğe girmesinden sonraki her
beş yõllõk dönemin sona ermesin-
de, taraf ülkelerden herhangi biri
sözleşmenin bir ya da birkaç hük-
münün değiştirilmesini önerme
hakkõna sahip bulunuyor.
29. maddede, “...bu öneriler
üzerinde diplomasi yoluyla bir
sonuca varmak olanağı buluna-
mazsa, Bağıtlı Yüksek Taraf-
lar, bu konuda toplanacak bir
konferansta kendilerini temsil et-
tireceklerdir. Bu konferans, an-
cak oybirligiyle karar alabile-
cektir; 14. ve 18. maddelere (Bo-
ğazlardan geçen yabancı savaş
gemilerinin ve taraf devlet ol-
mayan ülkelerin Karadeniz’de
bulunan deniz gücüne getirilen
tonaj sınırlamalarını düzenle-
yen maddeler) ilişkin değişiklik
durumları, bu hükmün dışında
kalmaktadır. Bu durumlar için
Bağıtlı Yüksek Taraflar’ın dört-
te üçünden oluşan bir çoğunluk
yeterli olacaktır. Bu çoğunluk,
Türkiye’yi de içine alarak Ka-
radeniz kıyıdaşı Bağıtlı Yüksek
Taraflar’ın dörtte üçünü kap-
samak üzere hesaplanacaktır”
deniyor.
Rusya’nõn Montrö Sözleşmesi’ni tartõşmaya açma
çabalarõ Ankara’da rahatsõzlõk yarattõ. Çünkü, Montrö’ye
taraf herhangi bir devletin sözleşmeden çekilmesi
durumunda işleyecek süreç yine sözleşmenin içinde
düzenleniyor.
AZERBAYCAN
BM’de üçlü
toplantõ
hazõrlõğõ
Ankara, Azerbaycan ile
Ermenistan’õ kõsa süre
içinde masaya oturtmak için
çalõşmaya başladõ.
Ermenistan tarafõnõn öneriye
“olur” dediği belirtildi
MAHMUT GÜRER
ANKARA - Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül’ün ziyaretinin ar-
dõndan Ankara, Azerbaycan ile
Ermenistan’õ kõsa süre içinde ma-
saya oturtmak için çalõşmaya baş-
ladõ. Ermenistan tarafõnõn söz ko-
nusu öneriye “olur” dediği belir-
tilirken, Gül’ün bu hafta içinde ger-
çekleştirmesi beklenen Bakû zi-
yaretinde konuyu, Azerbaycan
Cumhurbaşkanõ İlham Aliyev’e
ileteceği belirtildi.
Gül’ün Ermenistan ziyaretinde
gündeme gelen Karabağ sorunu
konusunda Türkiye Minks Grubu
önerileri dahilinde yeni bir plan ha-
zõrlõğõ yaptõ. Söz konusu durum,
Gül-Sarkisyan görüşmesinin ar-
dõndan, Dõşişleri Bakanõ Ali Ba-
bacan ve Ermeni mevkidaşõ Ed-
ward Nalbantyan arasõnda ko-
nuşuldu ve Erivan yönetiminin
olumlu tepkisi ile sonuçlandõ.
Türkiye bu kapsamda, sürecin 23
Eylül-1 Ekim tarihleri arasõnda
New York’ta gerçekleşecek BM
Genel Kurulu’nda Türkiye, Er-
menistan ve Azerbaycan’õn cum-
hurbaşkanlarõ ile dõşişleri bakanlarõ
aynõ masaya oturacak ve Karabağ
sorununun çözümü için kapsamlõ
görüşmeler yapõlacak.
Aliyev ve Sarkisyan geçen ay-
larda bir araya gelmiş ve görüş-
meleri sürdürmek üzere sözleş-
mişlerdi. Ancak Azerbaycan’da
ekim ortasõnda gerçekleştirilecek
seçimler nedeniyle yeni bir bu-
luşma, Azerbaycan seçimleri son-
rasõna bõrakõlmõştõ.
Cumhurbaşkanõ Gül’ün Azer-
baycan’a yarõn 14.00 sularõnda
gitmesi bekleniyor.
Azerbaycan tarafõnõn Türki-
ye’nin erken görüşme teklifine sõ-
cak bakmadõğõ belirtiliyor. Aliyev
yönetiminin buluşmayõ seçim son-
rasõna bõrakmak istediği vurgula-
nõyor.
Minsk Grubu tarafõndan Nisan
2004’te taraflara yapõlan öneri-
lerde şunlar yer alõyordu:
* Ermeni birlikleri ilk olarak
Dağlõk Karabağ dõşõnda işgal et-
tikleri diğer yedi kentin beşinden
çekilecek,
* Ermenistan daha sonra Dağlõk
Karabağ ile Ermenistan arasõnda
koridor olan Laçin ve Kelbe-
cer’den de çõkacak,
* Bölgeye uluslararasõ barõş bir-
likleri yerleştirilecek,
* Ermenistan-Azerbaycan, Azer-
baycan-Nahçõvan arasõnda ileti-
şim hatlarõ açõlacak,
* Bölge mayõnlardan temizle-
necek ve göçmenler evlerine geri
dönecek,
* Dağlõk Karabağ’õn statüsü
BM’de yapõlacak görüşmelerin
ardõndan belirlenecek.
Hollanda İstihbarat Servisi teşkilat hakkõnda rapor hazõrladõ:
MilliGörüşyasaklansõn
YUSUF ÖZKAN
AMSTERDAM - Hollanda İs-
tihbarat Servisi’nin (AIVD), Mil-
li Görüş Teşkilatõ hakkõnda; “aşı-
rı şeriatçı terör örgütleri ile
bunları finanse eden kişi ve ku-
ruluşlarla yakın ilişkide olduğu”
yönünde bir rapor hazõrladõğõ öğ-
renildi. Özgürlük Partisi (PVV),
Milli Görüş’ün Hollanda’da bir an
önce yasaklanmasõnõ, ülke gene-
lindeki onlarca camisinin de ka-
patõlmasõnõ istedi.
Ülkenin en çok satan gazetele-
rinden De Telegraaf, AIVD’nin
hazõrladõğõ gizli raporda, Milli
Görüş “tehlikesine” dikkat çek-
tiğini bildirdi. İstihbaratõn rapo-
runda, Milli Görüş’ün, aşõrõ şeri-
atçõ terör örgütleri ve bunlarõ fi-
nanse eden kişi ve kuruluşlarla ya-
kõn ilişkide olduğu vurgulandõ.
Raporda, Hollanda’da 100’e ya-
kõn cami ve örgütü bulunan Milli
Gürüş’ün, Müslüman Kardeşler,
Hamas ve Hizbullah gibi örgütlerle
ilişkilerine dikkat çekildi.
Raporda, Necmettin Erba-
kan’õn yeğeni, eski Milli Görüş
Başkanõ Sabri Erbakan’õn eniş-
tesi olan İbrahim El Zayat da,
“örümcek ağının başı” diye ta-
nõmlandõ. Almanya İslam Ce-
maati’nin (IGD) Mõsõr kökenli
başkanõ Zayat’õn, Hollanda’da ge-
niş bir faaliyet alanõ yaratmak ve
“nüfuz” oluşturmak için Milli
Görüş’ten destek aldõğõ belirtildi.
Milli Görüş, bir süre önce de
Amsterdam’da yapõmõna başla-
nan Wester Moskee adlõ cami ile
ilgili yolsuzluk iddialarõ ile gün-
deme gelmişti. Milli Görüş’e ait
cami derneğinin yeni yönetimi, es-
ki başkanõn 3 milyon Avro’yu
zimmetine geçirdiğini saptayarak
mahkemeye başvurmuştu.
Özgürlük Partisi (PVV) Millet-
vekili Hero Brinkman, Hollan-
da’da Milli Görüş’ün faaliyetleri-
nin acilen yasaklanmasõ çağrõsõn-
da bulundu. Bu örgüte ait camile-
rin de kapatõlmasõnõ isteyen Hirsch
Ballisteyen Brinkman ve partisi,
konuyu parlamento gündemine
taşõdõ.
PVV’li milletvekili, Adalet Ba-
kanõ Hirsch Balin’e başvurarak,
AIVD raporunun da õşõğõnda Mil-
li Görüş hakkõnda parlamentoda
genel görüşme istedi.
Brinkman, “Milli Görüş’ün
Hollanda genelindeki faaliyetleri
derhal yasaklanmalı ve onlarca
camisi kapatılmalıdır” dedi.
CHP’li Meclis
üyesi Salim
Büyükkaya ile
eski CHP’li
bağımsız üye
Mustafa Nadir
Mayalar
AKP’li Seyhan
Belediye
Başkanı Azmi
Öztürk’e bir
soru önergesi
verdiler.
Öztürk’eilaçveçimbedelleriileişçitazminatlarõnõsordular
AKP’li başkana önerge
ADANA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - CHP’li Meclis üyesi Sa-
lim Büyükkaya ile eski CHP’li
bağõmsõz üye Mustafa Nadir
Mayalar, AKP’li Seyhan Be-
lediyesi Başkanõ Azmi Öz-
türk’e sinek ilacõ ve çim alõm
bedelleriyle, temizlik işlerin-
den çõkarõlan işçilerin tazmi-
natlarõnõ sordu. Büyükkaya ve
Mayalar verdikleri so-
ru önergelerinde,
“Meclis üyelerinin
bile bilgisi olmayan
bu konuda halkımız
da aydınlatılmalı”
dedi.
Seyhan Belediye
Meclisi’nin oturumlarõnda ko-
nuyu sõk sõk dile getiren Bü-
yükkaya ve Mayalar, AKP’li
Başkan Öztürk’ün yanõtlamasõ
istemiyle verdikleri soru öner-
gesinde, şunlarõ sordular:
“Bir dönem büyük tartışma
yaratan sinekle mücadele ilaç-
larının alımları ile park bah-
çelerin çim tohumu ihtiyacı-
na yönelik yapılan alımlar
ile temizlik şantiyesinden çı-
karılan işçilerin durumu ve
bunlara ödenen tazminatların
belediye kesesinden çıkıp çık-
madığı belirsizdir.
Seyhan Belediyesi’nin 2007
ve 2008 yılları için sinekle
mücadele kapsamında yaptı-
ğı tüm ilaç ihaleleri ve doğ-
rudan alımlarında; alım ta-
rihleri, ilaç cins, miktar ve fi-
yatları, firmalardan yeterlilik
belgesinde istenen şartlar ve
kaç firmanın katıldığı, kaza-
nan firmanın veya firmaların
isimleri ile bu firmalara han-
gi tarihlerde tutarlarıyla bir-
likte ne şekilde ödeme yapıl-
dığı, aynı zamanda; doğrudan
alımlarda her alım için veri-
len teklifler, kazanan firma-
lar, fiyatları ve ödeme tarih-
leri açıklanmalıdır.
Yine; 2007 ve 2008 yılları
içinde Park ve Bahçeler Mü-
dürlüğü’nde kullanılmak üze-
re yapılan çim tohumu alım
ihalelerinde; alındığı tarih-
ler, cins, miktar ve fiyatları,
firmalardan yeterlilik belge-
sinde istenen şartlar, kaç fir-
manın katıldığı, kaza-
nan firmanın veya fir-
maların isimleri, bun-
lara hangi tarihlerde
tutarlarıyla birlikte ne
şekilde ödeme yapıldı-
ğının yanı sıra; her
alımdaki çim tohumla-
rı nerelere ve toplam kaç
metrekare alanın çimlendi-
rilmesinde kullanılmıştır?”
CHP’li Meclis üyesi Büyük-
kaya ve Mayalar Seyhan Bele-
diyesi’nin temizlik işleri şanti-
yesinde çalõşõrken işten çõkarõ-
lan işçiler, açtõklarõ davalar ve
bu davalarõn sonuçlarõyla ilgi-
li olarak da çeşitli sorular yö-
nelttiler.
Seyhan Belediyesi CHP’li Meclis
üyesi Büyükkaya ile eski CHP’li
bağõmsõz üye Mayalar, verdikleri soru
önergelerinde, “Halkõmõz
aydõnlatõlmalõ” dediler.
TÜRKİYE-ERMENİSTAN
Diplomasi
bir işe
yaramamış
Ermenilerin, 4 ay
önce Türk Dõşişleri
Bakanlõğõ ile yapõlan
gizli görüşmelerde,
“Tezlerimizden
vazgeçmiş değiliz”
dediği ortaya çõktõ.
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - Cumhurbaş-
kanõ Abdullah Gül’ün Eri-
van ziyareti sonrasõnda “Söz-
de soykırım konusunu hiç
açmadılar. Bırakın açmayı,
en ufak ima bile olmadı.
Dolaylı bile söylenmedi.
Üstü kapalı söylenebilirdi,
ama o da olmadı” yönün-
deki sözlerine karşõn, Erme-
nilerin 4 ay önce Türk Dõş-
işleri Bakanlõğõ ile yapõlan ve
resmi temaslar için zeminin
oluşturulmaya çalõşõldõğõ giz-
li görüşmelerde, “Tezleri-
mizden vazgeçmiş değiliz”
dediği ortaya çõktõ.
Türk ve Ermeni dõşişleri
bakanlõklarõ arasõnda 7 yõldan
bu yana İsviçre ve Avustur-
ya’da yürütülen ‘sessiz dip-
lomasi’nin son halkasõnõ yak-
laşõk 4 ay önce yapõlan gö-
rüşmeler oluşturdu. 2008 yõ-
lõ başõnda Ermenistan’da Serj
Sarkisyan’õn cumhurbaş-
kanlõğõna seçilmesinden son-
ra Gül’ün göndermiş olduğu
kutlama mesajõnda ilişkilerin
geliştirilmesi olanağõnõn gün-
deme taşõnmõş olmasõndan
dolayõ, 2008 yõlõ içinde ya-
põlan gizli görüşmelerin ana
eksenini de üst düzey resmi
temaslar için zemin hazõr-
lanmasõ oluşturdu. Başba-
kan Recep Tayyip Erdo-
ğan’õn diyalog için kapõlarõn
açõk olduğunu söylemesinin
sonrasõnda Sarkisyan’õn
Gül’e davet göndermesi gün-
deme geldi.
Ancak Türk
ve Ermeni
diplomatlar
arasõnda 4
ay önceki
görüşmede
Ermeni he-
yeti, ilişki-
lerin nor-
malleşmesi
için Türki-
ye’nin ortaya
koyduğu ko-
şullarõ yerine getirmeyecek-
leri mesajõnõ verdi. Üst düzey
resmi temaslar için bunu zo-
runlu görmedikleri değer-
lendirmesinde bulundu. Er-
meniler, “Önkoşulsuz dip-
lomasi istiyoruz” talepleri-
ni yinelediler. Bu bilginin
Ankara’da değerlendirilme-
sinden sonra Erivan’a “davet
gelmesi durumunda Cum-
hurbaşkanı Gül’ün buna
olumlu bakacağı” sinyali
verildi. Bunun üzerine Sar-
kisyan, maç için Ankara’ya
resmi davet gönderdi ve Gül
de bu davete icabet etti.
Türkiye, kõsa bir süre ön-
cesine kadar Ermenistan ile
ilişkilerin normalleştirilme-
si için “Türkiye’nin kara sı-
nırının tanınmasını, ba-
ğımsızlık bildirisi ve ana-
yasada Türkiye’nin top-
rak bütünlüğünü hedef
alan düzenlemelerin kal-
dırılmasını, Ağrı Dağı’nın
ulusal sembol olarak kul-
lanılmasından vazgeçilme-
sini, sözde soykırım iddia-
larının kabulu için ulus-
lararası kampanyada des-
tek sağlanmamasını” ön-
koşul olarak Erivan yöneti-
minin önüne koyuyordu. An-
cak bu yaklaşõm Gül’ün zi-
yareti sonrasõnda fiilen orta-
dan kalkmõş oldu.
Abdullah Gül
‘Büyükşehir bir şey yapmıyor’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Çankaya Belediye Başkanõ Muzaffer
Eryılmaz, “Ankara Anakent Belediyesi’nin
Çankaya’da yaptığı bir şey olmadığını”
vurguladõ.Eryõlmaz, yaptõğõ yazõlõ açõklamada,
“Ankara Anakent Belediye Bakanı Melih
Gökçek’in, Kızılırmak suyunun tehlikeli
olduğunu kabullenmesi üzerine, Kızılırmak
suyu için arıtma tesisi kurulacağına ilişkin
açıklamada bulunduğunu” dile getirdi.