23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 10 AĞUSTOS 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 15 ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Yiğit Arkadaşım: Seçkin Selvi! kultur@cumhuriyet.com.tr T.C. SAKARYA 4. İCRA DAİRESİ TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI DOSYA No: 2008/101 talimat Bir borçtan dolayõ hacizli ve aşağõda cins, miktar ve kõymetleri yazõlõ mallar satõşa çõkarõlmõştõr. Birinci artõrmada 27.08 20C8 günü saat 10.00-10.10’da yediemin şevki tüzen Bosna cd.si uğur park çekici ay sok. SA- KARYA adresinde yapõlacak ve o günü kõymetlerin % 60'õna istekli bulunmadõğõ takdirde 01.09.2008 günü aym yer ve sa- atte 2.artõrma yapõlarak satõlacağõ. Şu kadar ki, artõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin yüzde kõrkõnõ bulmasõnõn ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklõnõn toplamõndan fazla olmasõnõn ve bundan başka paraya çevirmeğe paylarõn pay- laştõrma masraflarõnõ geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satõş bedeli üzerinden %1 oranõnda K.D.V.'nin alõcõya ait olacağõ ve satõş şartnamesinin icra dosyasõnda görülebileceği, masrafõ verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderile- bileceği, fazla bilgi almak isteyenler/n yukarõda yazõlõ dosya numarasõyla Dairemize başvurmalarõ ilan olunur. Takdir Edilen Değeri Lira 46.00.-YTL Kuruş Adedi 1 Cinsi Niteliği ve Önemli Özellikleri 54 YF 008 Plaka Sayõlõ 2007 Model Mazda RX-8 Ga- laksi Girişi Renkli Hasarsõz Hususi Otomobil Faal. 114/3 Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanõlan Örnek 63'e karşõlõk gelmektedir. Not: Tebliğ edilemeyenlere (Borçlu Dahil) Tebliğe Kaim Olmak Üzeredir. Basõn: 44392 Ne zamandır size ondan söz edeceğim ama fırsatları ha bire kaçırıyorum. Geçen yılın sonun- da çeviri dünyasında, meslek yaşamında 50. yıldönümüydü. Halen editörlük görevini de sür- dürdüğü Can Yayınları onun için bir “50. Yıl kutlaması” düzenledi, tam sırası dedim.. ama yine baş- ka konular araya girdi, onu ya- zamadım! (Ah ne kıskanıyorum her gün yazma fırsatı olanları!) O, arkadaşım. Seçkin Selvi. Ti- yatro eleştirmeni, çevirmen, ya- yımcı. Rivayet o ki, eğer dünya yazarlarını yalnız Türkçe okuyan biriyseniz ve evde bir kitaplığınız varsa, mutlak onu tanıyorsunuz- dur; onun cümlelerini, sözcükle- rini okumuşsunuzdur! Çünkü o ki- tapların birkaçını mutlak Seçkin Selvi çevirmiştir! Benim ondan, onun çevirisin- den okuduğum ilk kitap, 60’lı yılların ikinci yarısında Herbert Marcuse’ün “Tek Boyutlu İn- san” adlı kitabıydı. O tarihlerde yalnız bizim ülkemizde değil, hem Avrupa hem de Amerika kı- talarındaki ülkelerde kapitalizme öfkelenen, komünizmin totaliter uygulamalarını sorgulayan her gencin koltuğunun altında bu ki- tap vardı! Herbert Marcuse, 68 kuşağının en önemli esin kayna- ğıydı. Türkiye’de bu kitabı çeviren Seçkin Selvi’ydi elbet! O zaman- ki imzası Seçkin Çağan’dı. Türkiye’nin gelmiş geçmiş en usta oyun yazarlarından Sermet Çağan’ın eşiydi Seçkin. “Ayak Bacak Fabrikası” ve “Savaş Oyun- ları” fırtına gibi esmişti sahnele- rimizde. Estiği her yerde de yur- tiçinde, yurtdışında tüm ödülleri toplamıştı. Hep inanmışımdır ki, Sermet Çağan’ın 50 yaşında, kalpten o erken ölümü (sene 1970’ti) Türk Tiyatrosu’nda gi- derilmesi olanaksız bir boşluk, bir eksiklik bırakmıştır. Düşünen, yazan, emeği her şeyden çok yücelten insanlar için kabul edin ki ülkemiz bir “cennet” sayılamaz! 12 Mart fa- şizminden başlayarak baskılardan elbet Seçkin de nasibini aldı! Hiç boyun eğmedi! Başını hep dimdik tuttu! En büyük güçlük- lerde, en karanlık anlarda bile yıl- madı! Zekâsı, çalışkanlığı, bit- mez tükenmez enerjisi, dünyaya ve çevresine eleştirel bakışı, bel- ki en önemlisi hiç yitirmediği mi- zah duygusuyla örnek oluşturdu. “Tiyatro 70”, “Edebiyat 81” gi- bi dergiler çıkarması.. Hiç bık- madan usanmadan, ödün ver- meden tiyatro eleştirisi yazması.. Yeditepe Üniversitesi Tiyatro Bö- lümü’nde, Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde öğretim görevlisi olarak tiyatro eleştirisi dersleri vermesi.. Zaman zaman köşe yazarlığı… Bunlar bir yana, bir de Jack London’dan James Baldwin’e, Marquez’den İsabel Allende’ye, Charlotte Bronte’den Paul Aus- ter’e; Lawrence Durell’den Nadine Gordimer’e, hangi biri- ni saysam ki.. 150’yi aşkın kitap çevirisi… Zengin ve keyifli bir Türkçeyle, dünya edebiyatını dil bilmeyenlere kazandırdı. Karınca çalışkanlığıyla, hani bir zamanla- rın “Tercüme Bürosu” gibi, ade- ta tek başına bir “Çeviri Ba- kanlığı” işlevi gördü! Türkiye’de Tiyatro Eleştirmen- ler Birliği’ni kurduğumuz andan başlayarak (ah ne zor, ne sancı- lı olmuştur onu kurmak darbeler Türkiyesi’nde bir bilseniz!) Birliğin en çalışkan neferlerinden biri ol- du Seçkin! Şimdi durup dururken neden mi Seçkin Selvi’yi yazıyorum? Bir haftadır aklım fikrim yalnızca benim yiğit arkadaşımda ve en az annesi kadar yiğit ve azimli kızı Emine Çağan’da da ondan! Emi- ne’ye oyun oynayan bir kan pıh- tısı, Amerikan Hastanesi’nde ameliyatla başarıyla bertaraf edil- di. Şimdi Emine yeniden ayak- larına hükmedebilmek için çalı- şıyor! İşte.. sonunda mutlak galip geleceğine inandığım bu savaş- ta Emine’ye ve annesi Seçkin’e, yalnız benim değil, birçok insanın da olumlu enerjisini, olumlu dü- şüncelerini ve sevgimizi iletmek için yazdım bu yazıyı! www.zeyneporal.com faks: 0 212 257 16 50 Sõnõrõnda, savaştan resimlerini kurtarmak isterken ölen bir ressamõnõn yattõğõ kaç ülke vardõr? HasanRõza150yaşõndaYaşadõğõ yõllarda savaş resim- leriyle ünlenen ama günümüzde unutulan Hasan Rıza’nõn resim sanatõyla tanõşmasõ, ne gariptir ki savaş alanõnda olmuştur. 1858’de Üsküdar’da doğan ressam, askeri ortaokulda okurken resim dersi- ne ilgi duyar. 1877 - 78 Rus Har- bi patlak verdiğinde son sõnõfõn- da okuduğu Bahriye Mekte- bi’nden ayrõlõr ve gönüllü olarak orduya yazõlõr. Er rütbesiyle ka- tõldõğõ savaşta bir İtalyan gazete ressamõnõ korumakla görevlen- dirilir. Yaşlõ İtalyan ressamõn çalõşmalarõnõ gözlemleyen Hasan Rõza, bir gün onun karakalem portresini yapar. O günden son- ra da aralarõnda uzun yõllar sü- recek olan bir dostluk başlar. Savaş sona erdiğinde Bahriye Mektebi’ne devam eden Hasan Rõza, Heybe- liada’da kalan İtalyan res- sam ile dostluğunu sürdürür. Abdülhamit’in Sultaniye yatõnõn kamaralarõnda bo- zulan resimleri başarõyla onarõnca da, okulu bitmeden subaylõğa terfi ettirilir. An- cak bu durumun okulda hu- zursuzluk yaratmasõ üzeri- ne ordudan ayrõlõr ve İtalyan ressamõn yardõmõyla Napoli, Ro- ma ve de Floransa’da ünlü sa- natçõlarõn atölyelerinde on yõl çalõşõr. Hasan Rõza iki yõl da Mõ- sõr’da kaldõktan sonra ülkeye geri döner. Resimlerinin derdine düştü Edirne’ye yerleşen Hasan Rõ- za atölyesini Meriç Nehri’nin ba- tõ kõyõsõnda bulunan Karaağaç’da kurar. Erkek sanat okulunda re- sim dersi veren ve hastanede mü- dürlük yapan Hasan Rõza, 1913 yõlõnõn mart ayõnda Bulgar or- dusu kente saldõrdõğõnda resim- lerini kurtarmanõn derdine düşer. Kendi gibi ressam olan arka- daşlarõ Mehmet Ali Laga ve Sa- mi Yetik’in uyarõlarõnõ dinle- meyen Hasan Rõza, hastaneden sokağa çõkarak, atölyesinin bu- lunduğu Karaağaç’a doğru koş- maya başlar. Bir savaş alanõnda tanõştõğõ ressam sayesinde resim sanatõna yönelen, İstanbul’un fethini tablolarõna yansõtan Ha- san Rõza’nõn bir tek amacõ var- dõr; savaştan resimlerini kurtar- mak!.. Bugün Karaağaç’a gidecek olursanõz, Meriç Nehri’nin kõ- yõsõnda, Bulgar ordusunun ken- ti işgali sõrasõnda ölen 9 asker için yapõlan bir şehitlik görür- sünüz. Oradaki bir mezar taşõn- da şunlar yazõlõdõr: “Hasan Rı- za Bey… 28.3.1913, Cuma, evini yağmaya giren Bulgar as- kerleri tarafından öldürü- lür…” Resimlerini savaştan kurtara- mayan Hasan Rõza, son nefesi- ni de bu uğurda verir. Talan edilen resimlerinin bir kõsmõ Sofya’ya, oradan da Avrupa’nõn çeşitli müzelerine gönderilir. Ancak bu resimlerin önemli bir bölümü arkadaşlarõ tarafõndan İs- tanbul’a getirilir. Hasan Rõza’nõn, Fatih’in ge- milerini karadan yürütmesini anlatan tablosu Beşiktaş’taki Deniz Müzesi’nde bulunmak- tadõr. Yine aynõ müzedeki, Fa- tih’in beyaz atõ üzerinde kente gi- rişini gösteren tablo da Hasan Rõ- za imzasõnõ taşõr. Bu tabloda, Fa- tih’in atõnõn yanõnda duran ye- niçeri askeri de ressamdan baş- kasõ değildir. Hasan Rõza, bir sa- vaş alanõnda öleceğinden ha- bersiz, Fatih’in “mutlu asker- leri”nin arasõna koymuştur ken- disini!.. Dünyaya dost mesajları Meriç Nehri, komşumuz Yu- nanistan ile aramõzdaki doğal sõ- nõrõ çizmektedir. Bu nehrin batõ- sõna geçerek, Türkiye’ye pasa- portsuz basabileceğiniz tek yer, Kurtuluş Savaşõ sonrasõnda taz- minat olarak aldõğõmõz Kara- ağaç’tõr. Edirne’nin bu şirin bel- desi kara sõnõrlarõmõzõn en batõsõnõ oluşturur. Bu da demektir ki, ülkemizin ba- tõ sõnõrõnda, resimlerini sa- vaştan kurtarmak isterken öldürülen bir ressamõn me- zarõ vardõr!.. Bu konum ba- rõş adõna değerlendirilerek, tüm dünyaya dostluk me- sajlarõnõn gönderildiği sanat etkinlikleri düzenlenirse, Hasan Rõza’nõn çabasõ ama- cõna ulaşacak, savaşõn yõkõmõndan insanlarõ, kentleri ve sanat eser- lerini kurtarma şansõ doğacaktõr. 29 Mayõs 1453’ün her yõldö- nümü, İstanbul’un fethinin en güzel resimlerini yapan Hasan Rõ- za’nõn, tablolarõnõ savaştan kur- tarma çabasõna layõk bir şekilde kutlanmalõ, savaş çõğõrtganlõğõna izin verilmemelidir. Uygarlõk ta- rihi, sanatõn cehaleti aydõnlatan õşõğõyla doludur. Sõnõrõnda, savaştan resimlerini kurtarmak isterken ölen bir res- samõnõn yattõğõ kaç ülke var- dõr?.. Doğumunun 150. yõlõnda, res- sam Hasan Rõza’yõ saygõyla anõ- yoruz… ETKİNLİK 15 AĞUSTOS’TA CADDEBOSTAN’DA StreetwavesFestivali İstanbul’da Kültür Servisi - İs- tanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajan- sı, 2008 Avrupa Kül- tür Başkenti Liverpo- ol’un davetiyle Street- waves Festivali’ne katõ- lõyor. Yaz konserleri kap- samõnda gerçekleştirece- ği “2010’a Gider İken Her Telden Gençlik: Streetwaves” adlõ mini festival düzenliyor. Hal- ka açõk ücretsiz olarak düzenlenecek Streetwa- ves, 15 Ağustos Cuma günü saat 18.00’de Cad- debostan sahilinde yapõ- lacak. Kültürler arasõ iletişime katkõda bulunacak olan etkinlik; Liverpool, İs- tanbul, Marsilya, Gdansk ve Bremen’de, 14-25 yaş arasõndaki gençlerden oluşan müzik gruplarõnõ buluşturuyor. İki ülke- den genç müzisyenlerin buluşacağõ projede, Tür- kiye’yi Galatasaray Li- sesi öğrencilerinden olu- şan Karavan grubu tem- sil edecek. Festival kap- samõnda Karavan Gru- bu’nun yanõ sõra, İngiliz gruplar The New Haze, Apsen Grove, Beaker Folk of the Bronze Age de sahneye çõkacak. Fes- tival saat 21.00’de Sakin grubu, 22.15’te ise Mor ve Ötesi grubunun sah- neye çõkmasõnõn ardõndan sona erecek. Yabancı ve Türk birçok topluluğun izleyiciyle bu- luşacağı festivalde Mor ve Ötesi de konser verecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear