Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 3 TEMMUZ 2008 PERŞEMBE
8 HABERLERIN DEVAMI
T U R K I Y E
Istanbul PB 29 Sinop
Edirne
25 Adana PB 33
PB 31 Samsun 26
Kocaeli PB 30 Trabzon 24
Çanakkale B 30 Giresun
Izmir
24
34 Ankara B 30
Manisa _A 35^ Eskişehir B 29
Aydın 37 Konya PB 29
Denizli B 36 Sıvas B 23
Zonguldak Y 26 Antalya 36 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
B
B
B
B
B
B
B
31
37
37
35
37
27
29
20
Yurdun kuzey ve iç ke-
simleri ile Doğu Akde-
niz'in doğusu parçalı
ve çok bulutlu, Orta ve
Doğu Karadeniz ile
Kars, Ardahan, Sıvas,
Yozgat çevreleri ve sa-
bah saatlerinde olmak
üzere Batı Karadeniz
kıyıları sağanak ve gök
gürültülü sağanak ya-
ğışlı, diğer yerler az bu-
lutlu ve açık geçecek.
D I S M E R K E Z L E R
Oslo Y 27 Berlin 34 Moskova 23
Helsinki
Stockholm B 26 Madrid
20 Budapeşte PB 32
PB
Londra 20 Viyana
31
30
Amsterdam Y 18 Belgrad B 32
Brüksel Y
Paris
18 Soyfa 30
21 Roma B 27
Bonn 23 Atina Y 30
Münih Y 23 Zürih Y 27 Şam
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiilis
Kahire
B
Y
B
Y
Y
Y
A
35
24
39
27
35
20
33
34
0 Açık î Parçalı bulutlu Bulutlu t Çok bulutlu • Yağmurlu
GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREk
• Baştarafı 1. Sayfada
RTE ne dedi? Yargı görevini yapıyor. Uygulamalar
soruşturma süreci içinde!
Adaleti temsil eden bakan açıklama yapamaya-
cağın, söylüyor, "Yargı bağımsızdır" diyor.
Ya, kapatma davasında AKP'nin sözlü savun-
masını yapması beklenen Çiçek Cemil? Çok ko-
nuşan, bir iki cümleyle ifade edilebilecek bir görü-
şü tumturaklı yüz cümlede anlatmaya çalışan, yar-
gı deyince mangalda kül bırakmayan Çiçek ise, yo-
rum yapmak istemedi.
Hele parti büyüğü Mir Bey, yargının bağımsızlı-
ğına saygılı olunmaktan söz ediyordu.
Yargıyla ilgili kanılarını ne zaman söylediler?
AP haber ajansının dünyaya duyurduğu gibi, "ik-
tidar partisi AKP'nin ateşli muhalifleri olarak bilinen
/s/m/er/n "gözaltına alındığı saatlerde.
• • •
Içlerinden geçenleri yüzlerine ve sözlerine yan-
sıtmıyorlar. Son gözaltı olaylarından duydukları
memnuniyeti içlerinde hapsediyor ve RTE güya ta-
rafsız yargıya boyunları kıldan ince bir devlet ada-
mı rolü sergiliyor.
Oysa başta RTE ve kadrosu, bir iki aydır kapat-
ma davasını görmekte olan Anayasa Mahkemesi'ne
ve genelde yargı organlarına ağızlarına gelen ağır
hakaretleri iletişim organlarında, grup toplantılarında
siraladılar.
Yargının bağımsızlığını, saygınlığını unuttular;
bugün kerhen övdükleri yargıya dün olmadık ha-
karetlerle saldırmayı sanat haline getirdiler.
Bu iktidar ikiyüzlü davranmayı meslek haline ge-
tirdi.
İki örnek verelim: Avrupa Birliği yıllardır TSK'yi he-
def alan resmi açıklamalar yapar.
RTE ve kadrosu dış kaynaklı bu saldırılara tek bir
gün yanıt vermek gereğini duymaz.
Kapatma davasının ortaya çıkmasından bu yana
geçen sürede Avrupa Birliği sözcüleri yargı darbesi
gibi yakıştırmalarla Anayasa Mahkemesi'ne saldı-
rır.
RTE ve kadrosu tek bir gün olsun, dış kaynaklı
saldırıları yanıtlamaz; yargının bağımsızlığını sa-
vunmayt aklını ucundan bile geçirmez.
Bu mudur, bunlar mıdır ulusalcılık, ülke severlik!
Ve RTE; soruşturma sonucu "kananlıktann aydınlığa
çıkacağını" söylüyor.
Sevsinler; oysa, gözaltına aldıkları, ülkeyi karan-
lıklardan aydınlığa çıkarma savaşımı veren insanlar!
••*
Medyamızdaki, ilim sanat âlemindeki isim ve fi-
kir sahibi olduğuna toplumu inandıranlar nerede?
Ara ki bulasın!
Gözaltına alınanlar üzerinde onca oyundan söz
edildiği şu günlerde demokrasi, özgürlük, istikrarfa-
lan filan diye durmadan bildiriler yayımlayıp, hatta
şuna buna ama herkese yol gösteren TUSİAD gi-
bi, sivil toplum örgütleri gibi kuruluşlar nerede?
Büyük gazetelerde köşeleri tutmuş, eli ağzı bal-
da olan yazarlar ise Türkiye'de durmadan yargı dar-
besinden söz ederler. Orduyu karalamak için elle-
rinden geleni artlarına koyarak bağrışır dururlar.
Lakin bir sabah gazeteler "Fransa'dan orduya la-
iklik övgüsü - 'bizden onay almadan onaylanamaz'
dayatması üzerine AB için kader belgesi Lizbon An-
laşması Alman Anayasa Mahkemesi engeline takıl-
dı" haberleri üzerine bizim her vesile Batı'dan ör-
nekler vererek, Batı dayatmalanna sahip çıkarak ya-
zan, yorum yapan Batı yalakaları dut yemiş bülbül
gibi. Orduya içten dıştan saldırılara karşı çıkma-
yanlar, Alman Anayasa Mahkemesi'nin kararını yar-
gı darbesi diye nitelemeyenler sus pus!
Döneklik, ikiyüzlülük, satılmışlık, din ticareti, mu-
haliflerini yargı yoluyla susturmak, karşıtlarına her
olanağı kullanarak gözdağı vermek... AKP iktida-
rı ile geldi yerleşti.
Tıpkı bir kene gibi...
Anmak...
• Baştarafı 2. Sayfada
Dönemin cumhurbaşkanı; '1yi ki askerle halk kar-
şı karşıya gelmedi" dedi... Dönemin başbakanı; 'lyi
ki halktan ölen olmadı" dedi... Dönemin belediye
başkanı katillere; "Gazanız mübarek olsun " dedi...
Devletin Adalet Bakanı katillerin savunmanlığına ta-
lip oldu. Yarasalan yüreklendiren bu söylem, daha da
çirkinleşerek günümüze kadar sürdü geldi. Devletin
bugünkü valisi Madımak'm sahiplerini "Burayı
satmayın, sizin için iyi olıııaz " diye tehdit ederek ote-
lin müze yapılmasına karşı çıkıyor. Yakan yaktığıyla
kaldığı içindir ki 2 Temmuz'un yıldönümleri insan ola-
nı hüzünlendiriyor. Ancak 2 Temmuz'ları ağıt gün-
leri olarak değil, aydınlanma yolunda savaşım gün-
leri olarak algılamak ve yaşamak gerekir. 35 güzel in-
sanın savaşımı bize ışık tutmalı.
Gülen'inplatformu 'Kürt
sorununuf
tartışacak
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Fethullah
Gülen'e yakınlığıyla bilinen "Abant Platfor-
mu"nun 13. toplantısı, 4 Temmuz'da Abant'ta
başlayacak ve "Kürt sorunu" ele aluıacak.
"13. Abant Platformu Toplanüsı", 4-6 Temmuz
tarihleri arasında, Bolu Abant Palace Otel'de yapı-
lacak. "Kürt Sorunu: Barışı ve Geleceği Birlik-
te Aramak" konulu üç gün sürecek toplantının Dü-
zenlenıc Kurulu, sosyolog - yazar Ali Bulaç, siya-
set bilimci - yazar Prof. Dr. Mümtazer Türköne,
emekli hâkim - albay Dr. Ümit Kardaş, araştınnacı
- yazar Altan Tan ve Abant Platformu Genel Sek-
reteri Salih Yaylacı'dan oluşuyor. Toplantı, Prof.
Dr. Mete Tunçay'ın açılış konuşmasıyla başlaya-
cak. Türkiye'de 1998'den bu yana toplanan Abant
Platformu, Nisan 2004'te Washington D.C'de, "ls-
lam, Demokrasi ve Laiklik: Türkiye Deneyimi",
Aralık 2004'te Avrupa Parlamentosu'nda, "Tür-
kiye'nin Avrupa Birliği'ne Giriş Sürecinde Kül-
tür, Kimlik ve Din" konulu toplantılar yapmıştı.
Kaılı ulukar , Gök gürültülü
'Türban, yeşil devrimin sancağı'
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, Anayasa Mahkemesi 'ne sundu
sözlü mütalaada AKP'nin şeriat devleti için beş aşamalı birplan uyguladığını belirtti
EMİNE KAPLAN
ANKARA - Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Abdurrahman Yalçın-
kaya, Anayasa Mahkemesi'ne sun-
duğu sözlü mütalaada, AKP'nin reji-
mi dine dayah bir sisteme dönüştürmek
için 5 aşamalı bir plan uyguladığı, bu
plan sonucunda da toplumun geriye
doğru cvrildiğini vurguladı. Türbanm
yeşil devrimin sancağı olduğunu kay-
deden Yalçınkaya, Anayasa Mahke-
mesi'nin türban karannın AKP'nin la-
iklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu-
nun en somut delili olduğunu belirtti.
Yalçınkaya, AKP'nin yeni tanım ge-
tirerek laikliğin içini boşaltmaya ve
nıensup olduğu tarikatlara göre dev-
leti ve toplumu yeniden şekillendir-
mcyi amaçladığına dikkat çekti. Yal-
çınkaya, sözlü mütalaasında, şu gö-
rüşleri dile getirdi:
• Dünya işlerinin laik hukukla, din
işlerinin de (inanç ve ibadet çerçeve-
sinde) kendi kurallarıyla yürütülme-
si, çağdaş demokrasilerin dayandığı te-
mellerden birisidir. Halbuki davalı par-
ti, laikliği toplum içindeki inançlara
göre tayin edip her inanca hak ve öz-
gürlükler tanınması biçiminde yo-
ruınlamıştır. Bu düşüncenin, ülkeyi,
devleti yönetmek için iktidara gelen-
lere, mcnsup olduklan tarikatlara gö-
re devleti, toplumu şekillendirme ser-
bestisi vermeyi amaçladığı açıktır.
• Anayasa Mahkemesi'nin üniversi-
telerde türban yasağının kaldınlmasma
ilişkin anayasa değişikliğini iptal et-
nıesiyle iddianamede laikJiğe aykın-
lığıti'cn somut delili olarak sunduğu-
muz eylem sübut bulmuş, kesinleş-
miştir. Kaldı ki, davalı siyasi partinin
amacı, yalnızca türbanın yükseköğ-
renimde serbest bırakılması değildir.
Başta genel başkan olmak üzere da-
valı parti üyelerinin açıklamalan, asıl
amacın anayasal sistemin din kural-
lanna dayah bir rejime dönüştürmek
olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
• Anayasal rejimi dönüştürme bir
plan dahilinde ve birkaç aşamalı ola-
rak yürürlüğe konmuş ve uygulan-
mıştır. Bu planm birinci aşaması,
partinin bütün söyleınlerinde ağır-
lıklı olarak dini söylem ve referansları
kullanmasıdır. Ikinci husus, laikliğe
aykın bu söylcmlerin düzeyinin par-
tinin kuruluşundan kapatma davasının
açıldığı tarihe kadar yükselen bir iv-
me izlemiş olmasıdır. Planın dikkati
ATO Başkanı Aygün'ün gözaltına alınmasına Hisarcıklıoğlu sert tepki gösterdi
îş dünyasından sert çıkışANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
(TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklı-
oğlu, "Ergenekon Soruşturması"
kapsamında Ankara Ticaret Odası
(ATO) Başkanı Sinan Aygün'ün
önceki gün "herhangi bir açıklama
veya suçlama belirtmeksizin" göz-
altına alınmasının "darbe dönem-
lerini anımsattığım" belirterek, bu
uygulamayı türn iş dünyasıııa yapıl-
mış kabul ettikJerini vurguladı. Hi-
sarcıkloğlu "Bu muamele, geleceğe
matuf kaygı ve endişelerimizi ar-
tırmaktadır. Akşam yatağa yatar-
ken, sabah nasıl bir Türkiye ile
karşılaşacağımız endişesi içinde
olmak istemiyonız. Yaşadığunız bu
ortam, toplumsal kutuplaşmayı
daha da derinleştirmekte, iktisadi
hayatı olumsuz etkilemektedir"
diye konuştu. ATO Meclisi Başkanı
Nuri Gürgür de somşturmanuı bir
an önce sonuçlandınlmasını istedi.
ATO Meclisi, genişletilmiş olarak
olağanüstü toplandı. Toplantının ar-
dından açıklama yapan TOBB Baş-
kam Hisarcıklıoğlu şunlan söyledi:
Selçuk'a gönderme: Dün (ön-
ceki gün) sabah yaşanan bir olay, he-
pimizin yüreğini yaktı ve başta An-
karalı müteşebbislerimiz olmak üze-
re, ülkemizdeki iş dünyasının tama-
mını derinden yaraladı. Sayın tlhan
Selçuk'un gözaltına ahnması süre-
cinde de TOBB olarak benzer tep-
kimizi kamuoyuna duyurmuştuk.
Darbe dönemlerini hatırlatı-
yor: TOBB Türkiye'dcki cn büyük
ve yaygin meslek örgütlenmesidir.
Demokratik, laik, sosyal, hukuk dev-
leti yapımızın, ifade, din ve vicdan ve
teşebbüs hürriyetinin savunucusu-
dur. Işte dün, böyle bir camianın çok
saygın bir mensubu, ancak darbe
dönemlerini anımsatan bir şekilde,
hepimizi derinden yaralayan bir uy-
gulamaya tabi tutulmuştur.
Hâlâ suçlama belirtilmedi:
Birliğimiz çatısı altmda yer alan ve
iş dünyamızın 120 bini aşan seçkin
üyesinin hakkıyla temsil edildiği
Ankara Ticaret Odası'nın Yönetim
Kurulu Başkanı ve TOBB Ticaret
Odalan Konscy Başkanı Sayın Ay-
gün'ün, hâlâ kamuoyuna açıklan-
mamış olan birtakım gayrimeşru
faaliyetler içinde anılmasını, her-
hangi bir açıklama veya suçlama
belirtilmeksizin böyle bir muamele-
ye tabi tutulmasını kınıyoruz.
Davet edilseydi ifade verirdi:
Sayın Aygün'ün meşrıüyet dışı dav-
raııış içerisrne girmeyeceğini biliyo-
ruz. Sayın Aygün davet edilseydi,
adalete yardımcı olmak için ıfade ver-
meye gitmeyecek miydi?
Darbe sadece hükümete ol-
maz: Demokıatik hukuk devleti-
nin varlık nedeni, bireyin sahip ol-
duğu temel hak ve özgürlükleri ko-
rumaktır. Darbeler sadece hükümet-
lere karşı olmaz. Işte dün vuku bulan
olay, kişilik onuruna darbedir.
Uygulama iş dünyasına yö-
nelik: Demokı^tik yollarla bu göreve
seçilen ve ülkemizin menfaatleri için
mücadele veren mensubumuza reva
görülen bu uygulamayı, hepimize
karşı yapılmış kabul ediyonız.
Yargı sürecinde şeffaflık kay-
gisi: Türkiye hukuk devletidir, hu-
kııkun üstünlüğüne, Türk yargısına
olan inancımız tamdır. Ama yargı sü-
reci mutlaka şcffaf ve açık olmalıdır.
Zira süreç şeffaf olmadığında şahıs-
lann mağdui' olması kaçınılmazdır.
Gelecek endişemiz artıyor:
Aygün'e yapılan muamele, geleceğe
matuf kaygı ve endişelerimizi artır-
maktadu-. Akşam yatağa yatarken, sa-
bah nasıl bir Türkiye ile karşılaşa-
cağımız endişesi içinde olmak iste-
miyoruz. Hukuk, keyfi yönetimlere
karşı büeyin son sığınağıdır. Huku-
kun olmadığı yerde özgürlük yoktur.
Ekonomi olumsuz etkileni-
yor: Adalete güvenin zedelendiği bir
yerde toplumsal ve siyasal bağlann
çözülmesi kolaylaşır. Yaşadığımız bu
ortam, toplumsal kutuplaşmayı daha
da derinleştinnekte, iktisadi hayatı
olumsuz etkilemektedir.
Ergenekon fazlasıyla uzadı:
Fazlasıyla uzayan bu soruşturma-
AYAKTA ALKIŞLANDI
Hisarcıklıoğlu 'nun yaptığı ko-
nuşma, sık sık üyelerin al-
kışlarıyla kesildi. Hisarcıklı-
oğlu sö'zlerini tamamladığın-
da ise tiim meclis üyeleri ve
salonda bulunanlar, konuş-
mayı dakikalarca ayakta al-
kışladılar. Gürgür de konuş-
masında duygusal anlarya-
şarken, konuşımtnın ardın-
dan bir esnaf, Aygün 'ün
gözaltına alınmasını protes-
to ederek "Abimin kime ne
zararı var? Kurtarabiliyor-
sanız kurtarın " diye bağırdı.
nın artık bir an önce sonuçlandınl-
masını bekliyor ve Türk adaletine
olan inancımızı bir kez daha vurgu-
lamak istiyoruz.
A T O MECLİSİ'NİN BİLDİRİSİ
ATO Meclis Başkanı da hazırlanan
bildiriyi okudu. Bildiride şu ifadeler
yer aldı: "Uygulama gerekçesinin
belirsizliği, suçlama hıısusunda
somut açıklamanın yapılmamış,
olması, endişeyi artırmıştır. On
yıldan beri yönetim kurulu baş-
kanlığı görevinde bulunan Aygün,
görevi gereği pek çok insanla ve de-
ğişik çevrelerle yoğun ilişkisi olan,
her kesimle konuşan bir insan-
dır. Bu özclliğini kamuoyu yakın-
dan görüyor. Somut verilere da-
yanmadan, aşırı bir yorumlamay-
la bunda yasalara aykın bir şeyler
aramak fevkalade yanhştır. Gözaltı
sürednin ve sorgulamanın bir an
evvel tamamlanmasını diliyoruz."
T Ü S İ A D : H U K U K A D U Y U L A N C Ü V E N Z E D E L E N M E M E L İ
Istanbul Haber Servisi - Türk Sanayicileri ve
Işadamları Derneği'nden (TÜSİAD), "Ergenekon"
soruşturmasına ilişkin yapılan açıklamada, "De-
mokrasiye ve hukuka duyulan güven zedelen-
memeli" denildi. Açıklamada, "Türkiye'de bir yı-
lı aşkın süredir yürütülen ve son dört aydır yo-
ğunluğu artan "Ergenekon soruşturnıası", çok sa-
yıda gözaltı ve tutuklama işlcmine neden olmuş,
ancak iddianame henüz sonuçlanmamıştır. Sü-
reç, yasalar çerçevesinde adil, lıızlı ve kamuoyu-
nu aydınlatacak şekilde sonuna kadar sürdürül-
meli; öte yandan, toplumdaki endişe ve kutup-
laşmayı arttırmamalı ve demokrasi ve hukuka
duyulan güvenin zedelenmesine yol açmamalı-
dır. Olaylara yalnızca demokrasinin ve huku-
kun iyi işlemesi açısından yaklaşılmalı, hiçbir ki-
şi ve kurum gelişmelerden herhangi bir çıkar
bcklcntisi içerisindc olmamalıdır" denildi.
çeken üçüncü aşaması ise, laikliğe ay-
kın söylemlerle toplumun ve kurum-
lann tepkisini ölçme ve bunlara göre
tavır alma biçiminde gerçekleşen ger-
ginlik politikasının sıklıkla kullanıl-
masıdır. Bu yöntem ile demokratik ve
laik cumhuriyetin kazanımlanna iliş-
kin bir konu, bilhassa partinin genel
başkanı tarafından tartışmaya açıl-
makta, eğer güçlü bir muhalefet ile
karşılaşılmaz ise partinin diğer ileri ge-
lenleri tarafından da işlenerek top-
lumda genel bir kabul oluşturularak
yasal bir düzenleme ile sonuçlandı-
nlmaktadır. Eğer yoğun bir tepki alı-
nırsa konu beklemeyc alınmakta, ile-
ride uygun bir zamanda tekrar gün-
deme taşınmaktadır. 4. yöntem, ikti-
dar gücünü kullanarak temin ettiği
medya gücünün desteği ile yürüttüğü
çarpıtmadır. HerfirsattaTürkiye Cum-
huriyeti'nin kuruluşundan bu yana
uygulanan laiklik anlayışının sözüm
ona demokratik eleştirisi yapılarak bu
ilkenin içeriğinin boşaltılmasına özel
bir gayret sarf edilmektedir. Esas
hakkında savunmalannda yer alan
"laikliğin bir yaşam biçimi olma-
dığına" ilişkin savunmalan da bu
gayretin bir sonucudur. Planın beşin-
ci ayağı, laik cumhuriyetin vc de-
mokrasinin güvencesi olan kurumla-
ra yönelik sistemli hukuk dışı saldın-
lardan oluşmaktadır. Bu bağlamda
başta yargı olmak üzere cumhuriyet
değerlerinin koruyucusu bütün ku-
rumlar darbeci, slatükocu gibi sıfatlarla
karalanarak işlem ve etkinlikleri yok
edilmeye çalışılmaktadır. Yaşanan
süreci değerlendirdiğimizde bu 5 baş-
lık altında uygulamaya konulan yön-
tem, ne yazık ki sonuç vermiş ve top-
lumun geriye doğru evrilmesinde
önemli bir rol oynanmıştır.
• lşsizlik, ekonomik kıiz, kuraklık,
çevre sorunlan, katlanan dış borçlar ve
büyüyen cari açık, tıkanan AB süre-
ci gibi çözüm bekleyen onlarca temel
sorun artarak büyürken, türban son 6
yılın en önemli sorunu olarak sunul-
muş, bu uğurda anayasa değiştiril-
miştir. Davalı partinin türban için bu
kadar mücadeleyi göze almasınm ne-
deni, türbanın siyasi simge, cumhuri-
yete karşı açılmış yeşil devrimin san-
cağı olmasıdır. Şüphesiz bu yolla
üniversitelere nüniz edildikten sonra,
ortaöğretim, ilköğretim ve kamu ku-
rumlanna giden yol açılacak, hedef-
ledikleri siyasi îslamın şekilsel gö-
rüntüsü tamamlanmış olacaktır.
FIRAT VE BABACAN'IN
AÇIKLAMALARI
Sözlü mütalaada, AKP Genel Baş-
kan Yardımcısı Dengir Fırat'ın "Di-
ni her alanda kovan bir felsefi laik-
çi anlayışın temsilcisi değiliz" diye-
rek dini kuralları yaşamın her alanına
yaymakta ısrarh ve kararlı olduklan-
nı gösterdiği vurgulandı. TBMM Ada-
let Komisyonu Başkanı Ahmet lyi-
maya'nın Anayasa Mahkemesi'nin
kararlarının askıya ahnması önerisi ile
AKP'nin demokratik ve laik rejimin
güvencesi olan kurumlar için neyi
planladığı, rejimi ortadan kaldırmak
için neleri göze aldığmın açıkça anla-
şıldığına dikkat çekildi. Son dönemde
yaşanan bazı olaylardan da önıek ve-
ren Yalçınkaya, Sıvas'ta biçki dikiş
kursunda öğrencilere üniforma biçi-
minde türban taktınldığı, bazı ilköğ-
retim ve ortaöğretim kurumlanhda
öğrencilerin türbanla okula giımelcraıe
izin verildiğinc dikkat çekti.
AKP'nin laikliğin yeniden tanımını
yaparak dini sinıgcleri hak ve özgür-
lük olarak göstererek, toplumu laik-
antilaik diye saflara ayırarak vatan-
daşlar üzerinde gerginlik, kaygı, panik
yaratılmasuıa ve saflar arasında nefret
duygulannın oluşturulmasına neden ol-
duğuna işaret edilen sözlü mütalaada,
böylcce şiddetin teşvik edildiği kay-
dedildi. Buna Danıştay saldınsını ör-
nek gösteren Yalçınkaya, sanık Al-
parslan Arslan'ın sözlerine yer ver-
di. Bülent Arınç'ın, kendisini hedef
alarak "Ölüm en büyük gerçek, bu-
nu başsavcı da görmeli, tünı siya-
setçiler de görmeli" biçimindeki söz-
lcrinin Danıştay saldınsı da gözetil-
diğinde AKP'nin şiddet çağnsı niteli-
ğindeki beyanlannı sürdürdüğünü gös-
terdiğine dikkat çekti.