25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 TEMMUZ 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DIZI 11 îçimizdeki uzak ülkeTanınma mücadelesi veren Abhazlar ve diğer bölge halklanyla birlikte ülkemizde yaşayan Kafkas kökenlilerin nüfusu 1 milyona yaklaşıyor Başkent Sohum'da çekilen bu fotoğraf Abhazya'nın dünya açıhmında yaşanan kafa karışıklığını gözler önüne seriyor. Bir \ an- da destek açıklamalarıyla Abhazya'nın uluslaraı ası gündeme oturmasını sağlayan eski Rusya Başkanı Vladimir Putin'in pos- teri. Onun altında ise ülke nüfusunun büyük bölümü Ortadoks olmasına karşın Kabe fotoğrafının olduğu bir takvim. Türkiye ve Suriye'den geri dönen Abhazlar için olabilir. Diğer tarafta ise popüler kültürün simgeleri pop yıldızları, ünlü futbolcular. rürkiye'den Abhaz- ya'ya 2 saatlik bir uçak yolculuğuyla ulaşılabiliyor. Bû komşu ülkeyle ilgili son dönem- lerde hemen hemen her gün ga- zetelerde irili ufaklı haberler çı- kıyor. Geneldc yabancı ajanslar kaynaklı bu haberlerde Gürcis- tan'ın "ayrılıkçı bölgesi" diye ni- telense de Abhazya, devletleş- meyi tamamlamasmın ardından tanınma mücadelesi veriyor. Tür- kiye'dc de binlerce Abhaz yaşı- yor. Diğer bölge halklanyla bir- likte Türkiye'deki Kafkas kö- kenlilerin nüfusu 1 milyona yak- laşıyor. Ancak yine de Türkiye'de birçok insan Abhazya'dan söz edildiğinde "Orası neresi" diye sorabiliyor. Üniversite mezunla- n bile Güney Amerika'daki dev- letlerde, Afrika'daki birçok ül- kede, binlerce kilometre uzak- lıktaki coğrafyalarda neler olup bittiğini yakından takip etmesine karşın Abhazya konusunda fıkir sahibi olmadıklarını söylüyor. Hatta birçoğu bu ülkeyi Çeçe- nistan'la bile karıştırıyor. Türkiye ve Türk halkı bu kadar kayıtsız kalmasına karşın rcsmi söylemlerinde "Abhazya'yı ta- nımadıklarını" söyleyen Batı ülkelerinin yöneticileri ilgilerini bu ülkeden esirgemiyor. Avrupa Güvenlik vc Işbirliği Teşkilatı (AGlT), Birleşmiş Mil- letler, Avrupa Birliği ve ABD'den heyetler peş peşe Ab- hazya'yı ziyaret ediyor. Rusya, temsilcilik açmayı bile gündeme getiriyor. Rus Barış Gücü as- kerleri bölgede faaliyet yürütüyor. Ülke nüfusunun yüzde 95'i yurt- dışına çıkabilmek için aynı za- manda Rus pasaportu taşıyor. Bu ülkede yapılan seçimlerde de oy kullanabilen Abhazlar, günlük yaşamlarında bile gencl- de Rusça konuşuyor. Türkiyeli milletvekili Abhaz Parlamentosu'nda Tür- kiyc'den iki kişi de milletvekili olarak bulunuyor. Bunlardan bi- ri üniversite eğitimi için Abhaz- ya'ya giden ve Gürcistan'la savaş çıkınca geri dönmeyen Soner Gogua. Savaşa katılan Gogua, bu sırada evlenerek Abhazya'ya kesin olarak yerleşmiş. Savaş sonrasında ağaç sektö- ründe birtakım işler yapan Gogua, geçen seçimlerde de milletveki- li scçilerek Meclis'e girmiş. Ta- lih Hötiş'le birlikte Meclis'te iki Türkiyeli milletvekili olarak faaliyet gösteren Gogua bir yan- dan da Yurtdışındaki Soydaşlar- la llişkiler Komitesi Başkanı. 'Güven ortamı şart'- Türkiye'den somut beklen- tiler nelerdir? S.G - Ilk adım gûven ortamı sağlanması lazım. Ben burada daha önceden bulunan biri olarak şunu çok iyi biliyorum, savaştan önce buradaki insanlann Türki- ye'ye bakışmı biliyordum. Ama maalesef bu ortam değişti. Sa- vaştan önce bakış açısı çok olum- luydu. Ama olumsuzlaştı. Bunda buradaki insanlanmızın hiçbir suçu yok. Tamamen Türkiye'nin dış politikasından kaynaklanan bir durum. Maddi, manevi, aske- ri anlamda Gürcistan'a çok büyük yardımlar yapıyor. Abhazya'ya Kızılay aracılığıy- la bile en ufak bir yardım gelme- di. En basitinden bir sivil toplum örgütüyle bile bir destek gelınedi. Bir ticaret odasıyla yapılacak bir organizasyon bile engellendi. Kar- şılıklı güveni kaybettik. tşte bu an- lamda Türkiye gerçekten Kaf- kasya bölgcsini kaybetmek iste- miyorsa, çünkü Abhazya Kaf- kasya'nın anahtandır, tüm Kuzey Kafkasya'daki dost ve kardeş halklanmız savaş zamanında da bunu göstermişlerdir. Kafkasya bölgesinde daha aktif rol oynamak istiyorsa kesinlikle bu güven or- tammı sağlaması lazım. Bunun ilk adımı her iki taraf için de hatta di- ğer komşu ülkeler için de uygun olacakproje Türkiye ile Abhazya arasındaki gemi seferlerinin baş- lamasıdır. însanların birbirleriyle buluşması, görüşmesidir. -Türkiye'deki Abhazlann tav- rını pasif buluyor musunuz? S.G - Onu çok aynntıh söyle- mek zor olur benim için. Uzun yıl- lardır Abhazya'da yaşayan biri ol- mamama rağmen ilişkilerim, bağ- lantılanm çok sıkı. Ama örgüt- lenmelerde eksiklikler var. Daha iyi lobi çalışmalan yapabilirdik. Eğer 15 yıldan sonra halen gelen giden insan sayısıyla Türkiye'yle ilişkiler de kötü durumdaysak demek ki bazı şeyleri doğru ya- pamamışız. SONER GOGUA ÜLKEMtZE GÖÇ EDEN ABHAZLARLA ÎLGlLl SORULARIMIZI YANITLADI Türkiye Abhazlann sütannesi M illetvekili Soner Gogua, Abhaz- ya'daki son gclişmeler ve Türki- ye'den göç edenleıie ilgili soru- lanmızı şöyle yanıtladı: - Kosova'nın bağımsızlığının ilanı Ab- hazya'nın bağımsızlığının tanınmasını ye- niden gündeme getirdi. Bundan sonraki sü- reç için planlar nedir? S.G - Tanınmayla ilgili olarak belli bir prog- ram vardı zaten. Bundan 3 ay önce Sayın Cum- hurbaşkanı hcpimizi toparlayarak Kosova'nın tanınmasının ardından yeni bir çalışma sürc- cine girmemiz gerektiğini söyledi. Diyaspo- raya yönclik çalışmalar için beni ve millet- vekilimiz Talih Bey'i görevlendirdi. - Bu program sadece Türkiye'yi mi kap- sıyor? S.G - Hayır. Suriye'ye dc ziyaret yapıldı. Önümüzdcki günlerde bir ziyaret daha yapı- lacak. Ürdün'le görüşmelerimiz var. Avnı- pa'yla sıkı ilişkiler içinde çalışıyoruz. Orada bir enformasyon mcrkezi kurduk. Türklye'dekl Abhazlarla birlikte hareket ediyoruz' -Avrupa'da da Türkiye'den giden Ab- hazlarla nıı görüşüyorsu- nuz sadece? S.G - Onlar aracıhğıyla orada yaşayan diğer halklarla da görüşüyoruz. Alman- ya'da, Fransa'da, lngilte- re'de ve birçok Avrupa ül- kesinde Türkiye'den giden çok sayıda Abhaz var. On- larla birlikte hareket ediyo- ruz. Buradaki amaç, Abhaz- ya'nın sürckli gündemde ol- ması, tartışıhr durunıda ol- ması. Iddia ediyoruz ki, ta- nınmak için Kosova'dan da- ha sağlam dayanaklanmız var. Henı tarihsel hem de po- litik olarak. Abhazya açı- smdan da Avrupa'nın benzer bir yaklaşım göstemıesini istiyoruz. - Abhazya'nın Rusya'nın küresel politikalarının de- ğişebilme olasılıklarını göz önüne alarak bir B planı var mı? S.G - Mutlaka planlar var- dır. Direkt olarak bir şey söyleyemem sadece kendi fıkrimi söyleyebilirim. Abhazya her türlü politikayı yakından takip ediyor. Şu an itiba- nyla Abhazya ile Rusya'nın ilişkilerinin en iyi olduğu dönem. Ama nihayetinde ülkeler arası ilişkileri sevgi saygı değil, çıkarlar üze- rine kurulu politikalar belirler. Bugün itibanyla, uzun bir vadede baktığımızda yaptığımız analizlerde bölgesel anlamda Rusya'yla bizim çıkarlanmız uyuşuyor. Biz de bundan yarar- laıunak istiyoruz. Ancak ilerisi için biz yine Avrapa'yla da Amerika'yla da komşu olan Türkiye'yle de çalışmalanmıza devam ede- ceğiz. 'Rusya Abhazya'yı kaybetmeyi göze alamaz' - Eğer Gürcistan'ın NATO üyeliğinden önce Abhazya'yı laıuınu/sa Rusya'nın ge- ri adım atıııa gibi bir durumu söz konusu olabilir mi? S.G - Bcnce mümkün değil. Bugün itibanyla Rusya'nın stratejik anlamda Abhazya gibi bir ülkeyi kaybetmcsi demek Rusya dış politi- kasının bitmesi demek. Daha önce bunu lıak'ta, Gürcistan'da, Ukrayna'da her bölge- de yaşadı. Olaylardan sonra Rusya dış politi- kasını değiştirmeye başladı zatcn. Daha önce çok pasif politikası vardı. Baktı ki bu pasif po- lirikalann karşısmda karşı güçler bu dengeleri bozarak halen çalışmalara devam ettiler. - Bu süreçte Kosova'nın bağunsızlığını he- men tanıyan Türkiye ise Gürcistan'la sıcak ilişkiler kurarken, Abhazya'ya karşı ka- yıtsız. S.G - Türkiye kökenli bir insan olarak bel- ki de en çok bundan sıkıntı duyan insanlann başında geliyorum. Çünkü ister istemez bütün ilişkilerimiz, bağlanmız Türkiye'yle alakalı. Türk halkına, devletine biziın başka bir şekilde bakmamız da söz konusu olamaz. Ben her za- man şıma benzetmişimdir Türkiye'yle olan iliş- kileri. Türkiye Devleti ve zamanın Osmanlı lnıparatorluğu bize sütanneliği yapmıştır as- lında. Bu ülkenin en sıkıntılı günlerinde bizim insanlanmıza kucak açan bir devletin bugünkü yaptıklannı anlamış olmak mümkün değil. Kafkasya bölgesiyle ilgili Türkiye'nin bir dış politikası olduğuna inanmıyorum. Sade- ce NATO'nun, Ameıika'nın politikalannın ge- rektirdiğini yapıyorlar. Bunun da uzun vadeli Türkiye'nin çıkarla- nna ek bir getiri sağlayacağını düşünmüyorum. 15yıldır bağımsızyaşıyoruz' B ugüne kadar Avrupa Abhazya'ya sadece tek taraflı, Gürcistan tara- fından bakıyordu. Son dönemdc çok ûst düzeyde yetkililcr Ab- hazya'ya geldi. 15 Avrupa ülkesinin büyükel- çisinin yanı sıra lngiltere'den çok üst düzey bir hcyet ziyaret et- ti. Artık ülkemiz "görmüyoruz, tanımıyoruz" denilecek bir ko- numda değil. Çünkü son 15 yıl- dır reel olarak bağımsız olarak ya- şayan bir devlet ve halk var. Bunu görmezden gel- mek onlara da çok reel politikalar getirmcyecek. Sanınnı onlar da bunu anladı ve olumlu politika- lar içine girdilcr. - Bu ziyaretlerden sonra Gürcistan geri adım attı mı? Açıklamalar daha yumuşadı mı? S.G - Tabii ki. Kesinlikle. O dö- nemlerde Gürcistan'la Abhazya arasında tansiyon aşın derecede yüksclmişti. Gürcistan Cumhurbaşkanı Sa- kaaşvili'nin Abhazya konusunun askeri yollarla çözüleceği açıkla- malan, casus uçaklan provokas- yonu. Bunlann yedisi düşürüldü. Neden bir ülke diğer ülkeye casus uçağı gönderir. O ülkeye karşı bir hareket pla- nı yapıyorsa. Bu da büyük bir pro- vokasyondu. Aynı şekilde sınıra askeri yığınak yaptılar. Bu dönemdeki açıklamalarla tansiyon çok yükselmişti. Bu dönemde hem hükümetimizin tu- tarlıhğı hem de Rusya dışişleri bakanının açık bir şekilde verdiği destekle, ardından Bryza'nın gel- mesiyle tansiyon düşürüldü. Dırenen Göçün tek nedeni ekonomik - Geri dönen aile sayısının az ol- masını neye bağlıyorsunuz? S.G - Dünyadaki göç tarihlerine ba- karsak insanlar bir yerden bir yere göç ederken sıkıntılı bölgelerden sıkmtısız bölgelere göç etmişlerdir. Olay kesin- likle ekonomik mesele. Eğer siz bir ül- keden bir ülkeye insanlan göç ettirmek istemiyorsamz ekonomik problemleri çözmeniz gerekir. Çünkü insan ne ka- dar vatan millet duygusu içerirse içer- sin geldikten sonra cebindeki birikimini üç, altı ay sonra yitirdikten sonra o ül- kede para kazanamıyorsa, kendini ge- çindiremiyorsa, çocuklarma bakamı- yorsa orada tutanamayacaktır. O açıdan da ülkenin ekonomik durumu, gelişmesi çok önemli. Abhazya'nın sıkıntılan belli. Ekonomimizin gelişmesiyle be- raber geriye dönüşümüzün de gelişe- ceğini düşünüyorum. Bunun sinyalle- rini almaya başladık. - Gelecek kaygısı en büyük sorun galiba. Özellikle çocuklar için. Dönen ailelerin çocukları için özel bir prog- ram var mı? S.G - Tek mesele ekonomi değil ta- bi. Gelen insanlann uyum sağlamala- n, adapte olmalan, diyasporadaki pro- paganda çalışmalarma bütün olarak bakıldığında sonuç alınabilir. Bunları uzun yıllardır dile getirmeye çalışı- yorduk. Bu sene parlamentoya girme- mizle birlikte sesimizi daha yüksek çı- karma olanağı bulduk. İlk defa hükü- meti bu konuda bir devlet programı ol- ması konusunda ikna ettik. Geriye dö- nüşle alakalı bir devlet programı ha- zırlanması karan ahndı. - Uyum sorunu yaşanıyor mu? S.G - Yaşanıyor tabii ki. Yaşanma- ması mümkün değil. Çok uzun yıllar geçmiş aradan. Bırakm 150 yıllık geç- mişi, savaş sonrası Abhazya'dan Rus- ya'ya 30-40 bin kişi göç etri ekonomik sebeplcrden dolayı. Savaş sonrası in- sanlar geçim derdine düştüklerinden do- layı Rusya Federasyonu başta olmak üzere birçok yere gitmek zorunda kal- dılar. Oradaki insanlann bile dönüşü bu- gün problem. Aynı dili konuşmalan, ay- nı külrürde büyümüş, çok yakm mesa- fede bulunmalanna rağmen. Onun için uyum konusunda mutlaka sıkıntı ya- şanıyor, yaşanacaktır da. Onun için bu- nun profesyonelce çözümlenmesi gerek. Yapılacak olan bu devlet programı için biz bütün bu teklifleri verdik. - Buradaki Abhazlar Ortodoks, dönenler ise Müslüman. Bu sorun ya- ratıyor mu? S.G - Abhazlar hiçbir dönem kendi aralannda dini konularda birbirleriyle savaşmamışlardır. Bu konuda belki de bulunduğumuz coğrafyadaki en de- mokratik insanlardır. Mesela Abhazlann en kalabalık sülalerine baktığımızda bir kısmınm Hıristiyan, bir kısmmın Müs- lüman, bir kısmmın da Ateist olduğu- nu görürüz. Ama bunlar kendi arala- rında bunu hiçbir problem yapmadan, kendi aralarında beraberce yaşayabil- mişler. O açıdan ben bunu bir problem olarak görmüyorum. CQ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear