25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2TEMMUZ 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DIZI 8yılsüren dava "gizlilik" kararı alınarakkamuoyundan kaçınldı davası", tam sekiz yıl süren çetin bir hukuk sürecinden sonra 2001 yılında sonuç- landı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin onadığı karar uyannca, cumhuriyete karşı örgütlü kalkışma girişiminde bulunan sanıklardan 33'üTCY'nin 146/1. maddesine göre ölüm cezası aldi; dördü 20 yıl, biri 15 yıl hapis ce- zasına çarptırıldı. 38 sanık, esas olarak TCY'nin 146. maddesini ihlal suçundan hükiim giymiş ol- du. Ancak, daha sonra Türk Ceza Yasası'nda yapılan değişiklerle bu cezalarda önemli indi- rimlere gidildi. Birçok hükümlü ise çıkanlan af yasalarından yararlanarak salıverildi. verilen cezalar, "Sıvas cankırı- mı"nda yakılarak öldürülen aydınları, sanat- çılan kuşkusuz geri getirmeyecekti. Ama bu gerici kalkışmanın laik cumhuriyete yönelik bir nitelik taşıdığının yargı kararıyla da tescil edilmesi, şeriat tehlikesi karşısında toplumun daha duyarlı ve uyanık olması konusunda uyarıcı bir işlev görecekti... Sıvas cankınmı davasıHem suçsuz olduklannı söyleyip hem de mahkemede "Dinsizlere ölüm " sloganı atan 106 sanıktan yalnızca 38 7 cezalandırıldı. Oysa bu kanlı olaya binlerce kişi örgütlü olarak katıldı Duruşmalar başlıyor... Sıvas cankınmıyla ilgili ilk dava, olaydan 18 gün sonra, 20 Temmuz 1993 tarihinde 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası'na ay- kırılık savıyla Kayseri Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde açıldı. 22 Tenıınuz 1993 'te ise Sıvas Ağır Ceza ve Asliye Ceza mahke- melerinde aynı olayla ilgili iki ayn dava da- ha açıldı. Davalar, olayın kamuoyunda ya- rattığı büyük tepkiyi yatıştırmak amacıyla, kı- sa sürcdc vc ciddi bir hazırlık yapılmadan ale- lacele açılmıştı. Tüm kanıtlar toplanmamış, sanıklardan pek çoğu yakalanmamıştı. Ha- zırlık soruşturması ise, aynı yasa kapsamın- da başka davalarda yargılanan sol örgüt üyelerinden farklı olarak, gözaltında sanık- lann birbirleriyle göriişmesi sağlanarak ve her türlü kolaylık gösterilerek gerçekleştirilnıiş- ti. Üstelik, daha işin başında, kanıtlar taın de- ğerlendirilmeden, 60 sanık hakkında savcı- lıkça "takipsizlik" karan verilcrek, dava dos- yasındaki sanık sayısı azaltılmaya çalışılmışh. Müdahil avukatlar, aynı konuda üç ayn da- va açılmasını hukuka aykırı buldular ve da- valann, "Anayasal düzene karşı şeriatçı amaçlarla kalkışma" eylemine uyan TCY'nin 146. maddesi kapsamında dcğcr- lendirilerek dosyalann DGM'de birleştiril- mesini istediler. Bu arada, Kayseri ve Sıvas'ta açılmış olan davalar, olay yerinde ve Kay- seri'de güvenlik sorunu yaratacağı gerekçe- siyle Ankara'ya nakledildiler. Nakilden son- ra Ankara 3. Ağır Ceza ve 19. Asliye Ceza mahkemeleri, eyleniin "şeriatçı kalkışma" olduğunu, "örgütlü, planlı, organize tek suç- tan söz edilmesi gerektiğini" ve suçun TCY'nin 146. maddesi içinde ele alınması- nın uygun olacağını belirterek görevsizlik ka- ran verdiler. Ankara DGM Cumhuriyet Baş- savcılığı da 20 Eylül 1993 günlü yazısıyla, ay- nı doğrultuda göriiş bildirdi. Ancak, Anka- ra 1 Numaralı DGM bu kararları ve başsav- cılık istemini yerinde bulmayarak, görev konusundaki uyıışmazlığm çözülmesi için dosyayı Yargıtay'a göndernıe karan aldı. Üyelerden Yargıç Yarbay Ertan Urunga, da- vanın DGM'de görülmesi gerektiğini belir- terek bu karara karşı çıktı.Yargıtay 10. Dai- resi, 8 Kasım 1993 tarihüıdc vcrdiği karaıia, Ankara Ağu- Ceza ve Asliye Ceza mahke- melerinin daha önceki görevsizlik kararlan- nı yerinde bıüdu. Böylece dava, 21 Ekim 1993 tarihinde yeniden Ankara DGM'de görül- meye başlandı. Saldırılar mahkemede de sürdü Sıvas davasına, Türkiye Barolar Birliği ve Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avu- katlar büyük destek verdiler. Ceşitli illerden 300 kadar avııkat, gönüllü olarak mağdur ya- kınlannı savunmak için duruşmalarda görev aldı. Aynca, Pir Sultan Abdal Kültür Der- neği ve Alevi Birlikleri Federasyonu, da- vanın düzen içinde yürütülmesi ve hukuksal giderlerinin karşılanması için büyük çaba gös- terdiler. 25 Mart 1994'teki dunışmada DGM sav- cısı, 51 sanığın salıverilınesini istedi. Daha önceki salıvemıelerle tutuklu sayısı zaten 78'e düşmüştü. Öğleden sonraki oturumda mah- keme, 26 kişinin daha salınınasına karar verdi. Aynı otunımda, müdahil avukatlann tüm itirazlanna karşın, mahkeme heyeti "gizlilik" karan aldı. Bu kararla davanın mah- keme salonuna hapsedilmesi ve kamuoyunıın dikkatinden kaçınlması aınaçlanıyordu. Mü- "SlVUS davası" hukuken sona ermiş olsa da, toplumsal açıdan "bitmemiş bir dava "dır. Binlerce ki- şinin örgütlü olarak yer aldığı bu kanlı olayın gerçek sorumluları ve eylemin ardındaki karanhk güçler, devlet kurumlarımn görevlerini yap- maması yüzünden ortaya çıkarıla- mamış, haklannda dava açılan J06 sanıktan yalnızca 38 7 cezalandırılmıştır. Üstelik dava, başlangıçta dev- letin adli mercilerince "adi bir olay " gibi sunularak, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası ya da bireysel adam öldürme çerçevesinde ele alınmış ve cumhuriyet Bitmemiş bir dava tarihimizin bu büyük şeriatçı ayak- lanması, ısrarla TCY'nin 146. mad- desi dışında tuhdmaya çahşılmıştır. Bu amaca ulaşmak için de, Sıvas olayı, bütünlüğünden koparılıp par- çalara bölünerek birkaç yargı ye- rinde ayn ayn davalann konusuya- pılmak istenmiştir. Sekiz yıl süren yargılamamn her aşamasında Sıvas mağdurlannın avu- katları büyük engellerle karşılaşmış, küfür ve tehdit- lerle sindirilmeye çalışılmış, zaman zaman da mahke- me salonunda sanıkların ve sanık vekillerinin sözlü ve fıili saldınlanna hedef olmuşlardır. SUÇVE CEZA dahil avukatlar karan protesto ederek, dava- nın bundan sonraki oturumlanna katılmaya- caklannı açıkladılar. Bu gergin koşullarda duruşmalar birbirini izledi. Sonunda mahkeme, 26 Aralık 1994 günlü oturumunda karannı açıklayarak, yir- mi iki sanık hakkında 15, üç sanık hakkında 10, bir sanık hakkında 5, clli dört sanık hak- kında 3, altı sanık hakkında 2 yıl ceza; 37 sa- nık hakkında beraat, bir sanık için de tefrik (dosyayı ayımıa) karan verdi. Katliam sa- nıklan, bu hafıf cezalar karşısında bile mah- keme heyetine saldımıaktan geri dunnayarak, ceplerindeki bozuk paraları, çakmaklan, ka- lemleri kürsüdeki yargıçlann yüzüne fırlat- tılar. Küfurler ve sloganlar arasında yargı sü- recinin ilk perdesi kapandı... Düş kırıklığı Mağdur yakınlan ve müdahil avukatlar için tam bir düş kınkhğı yaratan bu karar, Sı- vas katliamını "adiyen adam öldürme" bağlamında değerlendiriyor ve sanıkların örgütlü kalkışma girişimini gizlemeyi amaç- lıyordu. DGM'nin bu kararı, müdahil avu- katlann yanı sıra, cezalan çok bulan sanık ve- killerince de temyiz edildi. Bu süre içinde, DGM heyetinde kimi değişiklikler olmuştu. Uzun bir inceleme sürecinden sonra Yargı- tay 9. Ceza Dairesi, 6 Haziran 1996 tarihin- de, müdahillerin hukuksal değerlendirmesi- ne katılarak, 42 sanık hakkında TCY'nin 146/1., 39 sanık hakkında 146/3. maddelerinin uygıılanmasını istedi. • Bozma karan üzerine yargılama yeniden başladı. Mahkeme bu kez esas olarak Yargıtay karanna uyarak TCY'nin 146. maddesine ay- kınlık savını benimsedi. Böylece, toplam 38 sanık, TCY'nin 146. maddesinin değişik fikralanna aykın davranmaktan çeşitli ceza- lara çarptınldı. Ancak, davayla ilgili "usul" sorunlan bitmek bilmiyordu. Kimi sanıkla- nn doğum kayıtlannda "Nüfus müdürlüğü mührünün okunaksız olduğu" gibi ge- rekçelerle dava dosyası, daha uzun yıllar yc- rel mahkeme ve Yargıtay arasında gidip geldi. Sonunda Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 4 Mayıs 2001 tarihinde, birkaç sanığın Piş- manlık Yasasf ndan yararlanma istemiyle il- gili hüküm konulmaması nedeniyle karan kıs- men bozmakla birlikte, tüm sanıkların mah- kûmiyetlerini onadı. Böylece, ölüm cezala- n yönünden karar kesinlik kazannuş oldu. davasf'nın Ankara 1 Numaralı DGM'deki "karar duruşması"nı gazeteci olarak izlemiştim... Ankara'daki yargılama sürecinde, katliam sanıklarının gözlerindeki kini, yüreklerindeki öc alma isteğini yakından gördüm. Sanıklar, Sıvas'taki kalkışma sırasında attıklan sloganlan dumşmalarda da pervasızca haykımıış; sokakJardan sonra mahkeme salonunu da savaş alanına çevirmişlerdi! Hem suçsuz olduklannı söylüyor, hem "dinsizlere ölüm!" çığlıklanyla malıkeme salonunun altını üstüne getiriyorlardı! DGM yargıçları bile bu gözü dönmüş saldırganlar karşısında korkuya kapılmış, çareyi dışan kaçmakta bulmuşlardı! Tutuklu sanıklar, duruşma arasında kapatıldıkları nezarethanenin demir pannaklıklannı kırabilselerdi, hepimizi oracıkta parçalayacaklardı! Üstelik, bu niyetlerini gizlemiyor, ölüm tehditlerini yüzümüze karşı açık açık haykırmaktan çekinmiyorlardı. Laik medyayı "can düşmanı" gördüklerinden, hepimizi bir an önce cehenneme göndermek için sabırsızlanıyorlardı! Biz, onlann gözünde "kâfir" ve "zalim"dik; bu yüzden de "cehennem ateşi"ni çoktan hak etmiştik! Nitekim, Ankara DGM'deki son dunışmada da "cehennem" tehdidini yüzümüze karşı haykınnaktan geri durmadılar. Karar açıklanııken, bir yandan sağ cl parmaklannı havaya kaldırarak "İBDA-C" ve MHP'nin "kurt başı" işaretini yapıyor; bir yandan da, "Yaşasın kâfırler için cehennem!" diye slogan atıyorlardı... Bu iflah olmaz fanatik katillcr için, "Öyleyse sizin de canınız cehenneme!" demekten başka bir şey gelmiyordu elden... Yargı sürecinde yaşanan bu ürkütücü sahnelere karşın, Ankara DGM, sanıklara yine de en hafıf cezalan vermiş, işin "örgütlü şeriatçı kalkışma" boyutunu ısrarla gömıezlikten gelmişti. Çünkü, "cuma"yı ve "cami"yi tarih boyunca "kıyam" (dinci kalkışma) için sıçrama tahtası olarak kullanan şeriatçılar, Sıvas cankınmının kendiliğinden "zuhur" ettiği masahna devletin kimi birimlerini de inandırmışlardı! Oysa, Sıvas Valiliği'nin 2 Temmuz 1993 tarihli "olay raporu", bunun tam tersini söylüyordu. Raporda, örgütlü saldınnın gelişimi dakika dakika anlatılmıştı. Dönemin Sıvas Valisi Ahmet Karabilgin de olayın cumhuriyete karşı "irticai tertip ve kalkışma" olduğunu açıkça belirtmişti. Müdahil avukatlann bütün çabalarma karşın, Ankara DGM, suçun gerçek niteliğini görmemekte direndi. Neyseki yanlış karar, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nden döndü. Yargıtay, Sıvas cankınmının cumhuriyete ve laikliğe karşı gerici bir ayaklanma olduğu gerekçesiyle, Ankara DGM'nin karannı bozdu... Ancak, adaletin gerçekleşmesi için, Sıvas mağdurlannın sekiz yıl beklemeleri gerekti. U III £ CA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear