25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 TEMMUZ 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Güneşli Fikri Çakır: "RTE'ye yeni slogan önerisi: Yasalara uyarsak güneş her zaman üstümüze doğar." Elektronik posta: denizsom@cumhuriyetcom.tr www.denizsom.com Tel: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60 - Malezya ile fiili livata krizi çıkmış... "Al sana Malezya modelî!" c u p 3 £ AKP, Gülen'li savunma yapacakmış. Bozacının şahidi şıracı! Acil Hamza Saykan: "Başbakan 'Acil Servis' genelgesi yayımlamış. Yakında acillik olacağını biliyor olmalı!" Beceri Kemal Öncü: "Anırmak zaten eşeklere mahsustur; becerebiliyorsan insan gibi konuş!" - Dur bakalım ne olacak? - Durunca ne olacak ki? - Olsun sen dur. - Görüyorsun işte, zaten hep duruyorum. - Aman hukuka saygısızlık yapma. - Yapar mıyım hiç. - Hukukun üstünlüğüne de inan. - Inanıyorum. - Biliyorsun, hazırlık soruşturması gizlidir. - Bilmez olur muyum! - Demokrasiyi sev. - Canımdan çok seviyorum. - Çok güzel o halde, dur! - Niye? - Hukukun üstünlüğü için. - Başka? - Demokrasinin geleceği için. - Nereye gelecek? Durum- Demokrasi gelecek... - Daha gelemedi mi? - Dur kafamı karıştırma. - Durmaya devam edeyim değil mi? - Evet, dur. Dur bakalım ne olacak? - Ne olacağını sanıyorsun? - Sen soru sorma. - Aklın mı karışıyor? - Bak yine soru sordun. Sen sorma. - Peki, ben sormayayım, sen anlat. - Dur bakalım. - Dururken sana bir hikaye anlatayım: Faşistler kendilerine muhalif ne kadar insan varsa hepsini tek tek toplamaya başlamış. Adamın biri de bu operasyona yakından tanık olmuş. Yan komşusunu götürmüşler, alt komşusunu götürmüşler, üst komşusunu götürmüşler. Komşuları götürülürken adam hiç sesini çıkartmamış; nasıl olsa bana dokunmuyorlar, kimi götürürlerse götürsünler diyormuş. Sonra bir gün adamın kapısı çalınmış, faşistler adamı da alıp götürmüş ve bütün komşuları daha önce götürüldüğü için adamın yardım isteyebileceği hiç kimse kalmamış. - Dur bakalım, ne demek bu şimdi? - Anlayan anlar. - Hukuka saygısızlık yok değil mi? -Yok! - Demokrasiye zarar vermiyor değil mi? - Vermiyor! - Soruşturmanın gizliliğini de bozmuyor? - Bozmuyor! - Güzel, o zaman dur bakalım ne olacak! Açılım Levent Kırılmaz: "AKPM'nin bunca desteğinden sonra, AKP'nin açılımı şöyle olmalı: Avrupa Korumasında Parti.' SESSİZ SEDASIZ (!) Sosyalist Enternasyonal ve emperyalizm KÜRESEL sermayenin hizmetine giren dönek solcular önce kendilerini sonra sömürülen halkı şöyle kandırıyordu: Küreselleşme, enternasyonalizmdir. Meğer bizim dönekler bu işi çok iyi biliyormuş. İşte, Atina'da toplanan Sosyalist Enternasyonal'in düştüğü durum: Duy da inanma, Enternasyonal'de küresel efendilerin büyük dostu Islamcı AKP'nin borusu öttürülüyor; CHP dışlanma telaşına düşüyor! Bu konuda Bülent Esinoğlu son derece gerçekçi saptamalar yapıyor: "Avrupa solu sömürüden pay aldığı için patronu ile bütünleşmiş bir soldur. Sosyalist Enternasyonal'in gündeminde Irak'ta emperyalizm tarafından öldürülen insanlar, AB-D emperyalizmi, geri bıraktırılmış yörelerdeki insan hakları yoktur. Hatta Avrupa solu, bağımsızlık savaşı verenlere demokrasi kalkanı ile sömürgeciliğin yolunu göstermektedir. Avrupa'da solcu ile sağcının arasında, Türkiye'ye bakışları bakımından hiç birfark yoktur. Her ikisi de demokrasi kalkanı adı altında patronunun değirmenine su taşır. Adı sosyalist, işlevi emperyalizme hizmet etmek olan bu kuruluşlara katılsan ne olur katılmasan ne olur?" ÇED KÖŞESI OKTAY EKINCL s Yüzde 47'miz'e sorular Hükümetle "inceden" dalga geçilen, siyasileri hicveden gül- dürüler; iktidardakilcri bile kah- kahalara boğan "lider taklitle- ri"; yöncticilerin "komik" du- rumlarını sergileyen komcdi- ler; yakın geçmişe kadar miza- hıınızın en "denıokratik" ör- nekleriydi... Demokrasinin bir göstergesi dc iktidarın özgürce eleşririlc- bilmesı değil midir? Şimdi ise onca "denıokra- tikleşme"(!)mize rağmeıı, Er- doğan'ııı ya da Gtil'ün laklit edildiği bir mizah "gösteri"si düşünebiliyor musunuz? Zaten demokrasinin göstcr- gesi de artık iktidarı eleştirmek ycrine, savunmak! Gençlikle- rinde kalemlerinden kan dam- layanlar arasında bile demokrasi ile hükümeti adcta "özdeş" gö- renleraz değil... Özellikle "kapatma" dava- sıyla birlikte, tarihte rastlan- Kanıil Masaracı'nın "yüzde 47 leri"nden.. mamış bir "iktidarcı demo- krat" türü oıtaya çıktı. Yüzde 47 oy almış bir parti, sanki ne yapsa yeridir; ne etse "denıo- kratik yetkT'sidir... Nitekim Başbakan da icraat- lannı beğenmeyenlcre şöyle kı- zıyor; "Yoksa, milli iradeye karşı mısınız?.." Acaba milli iradc, "Milli olan ne varsa satıp savın" mı demek istiyor? Karabük'te demokrasi tip- Cumhuriyetin kurduğu ilk sa- nayi kentimiz Karabük'teki festivale "konuk konuşmacı" olarak davet edilen Latife Te- kin, yöreyi tehdit eden termik santrala karşı çıkmca, mikrofo- nu kapanıvermiş! Yazanmızı salıııedc susturan Belediye Başkanı, "Benim pa- ranıla yapılan fesHvalde hü- kümeti elcştirenıezsiniz..." dc- yip eklemiş; "başınıza iş alır- sınız"... (Cumhuriyet-29 Ha- ziran Pazar) Başkan bu tutuınunu belki de en "demokratik hak"kı gö- rüyordur! lktidardaki parti bü- yüklerinin "milli irade" adına dayattıklan termik santralı da sa- kııı "demokrasinin ürünü" sanmasın? Böylesine "absürd" bir de- mokrasi anlayişı karşısında ar- tık sormak gerekiyor; "Yüzde 47'miz, gerçekten biitiiıı bun- ları mı istemişti?" Türkiye yeni bir siyasal fırtı- nanın eşiğinde. Kapatma dava- sının sonucuna bağlı tartışmalar, yerel seçim yarışıyla sarmaş dolaş olacak. Aynı süreçte şıı ünlü kanıuoyu araştırmalan da yeniden devreye girecek. İşte o günler gelmeden, top- lumsal eğilimleri en gerçekçi yansıtacak bir araştırma için Karabük esin kaynağı oldu. Acaba şu yüzde 47'nin seç- menleri, uzmanlann ve yöre halkının hep birlikte "hayır" de- dikleri, Karadeniz'in clde kalan son cennet koylannı cehenneme çevirecek bir termik santralı beğeniyorlar mı? 'Oy'ların karşılığı? Herkes, kendi ilgi alanına göre bu gıbi sorulan çoğaltabi- lir. Örneğin Sulukule'nin bin yıllık sakinlerini oradan kova- rak, Roman yaşamı ve kültü- rüyle bütünleşmiş bir sem- ti "satılık daireler arsa- sı"na dönüştürmeye, aca- ba yüzde 47 ne diyor? Dubai Kralıııa "kente karşı suç" sayılan aynca- lıklı imar haklanyla arsa satılmasına; bunu durdu- ran yargımn, adeta kal- kınma ve demokrasi düş- manı ilan edilmesine; ay- nı yüzde 47'miz destek verir mi? Hele TOKl'nin yeşil alanla- nmızı ve tanm topraklanmızı ucube pazarlama apartmanla- rıyla donatmasına "helal ol- sun" diyebılecek bir yüzde 47'yi düşünmek, tarih boyunca mimarhğın ve şehirciliğin en görkemli örneklerıni yaratan bir ülkenin yüzde 47'sine en bü- yük "hakaret" değil midir? Kıyılann, ormanların ve SİT alanlarımızın, bugüne dek sü- regelen yağmayı güvenccyc bağlayacak yeni yasalarla daha fazla talan edilmesi, yüzde 47'mizin mi beklentisiydi? Tarihi okul binalannı bile gözden çıkartan özelleştirme anlayışıyla topluma aıt tüm de- ğerlerin pazarlanmasına; hatta dış sermayeye satılarak "ya- bancılaştırılnıa"sına karşı, "Durun, ben bu kadarına oy vermemiştim..." diyecek bir yüzde 47 mensubu yok mu- dur? Ve ülkeyi yönetenlerin. Ata- türk devrimlerinın toplumda travma yarattığı savına karşı sessiz kalmalan, yüzde 47'nin acaba yüzde kaçıııda pişmanhk duygusu yaratıyor? Kanıuoyu araştınna kurum- laıımız bu gibi sorulara da ya- nıt ararlarsa, belki de "hayırlara vesile" olacak en iyı hizmeti yapmış olurlar... ekinci@cumhuriyet.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@mynet.com H A R B İ SEMİH POKOY irti anarsk-. HAYAT EPtK TİYATROSU MUSTAFA BÎLGÎN AMAC YAKMAK OLUNCA BENİM YÖNTEMİM DAHA SONUÇ Aiıcmm AMA SEN OKUMUŞ ADAMSIN Bt BİLÖÎ6ÎN VARDIRL hetiyatrosu@mynet.com OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ k urgenc@yahoo.com b'i\fûh\M Wİİ<J- Her?tlh kqİkCıfft^ kti/IetfetfMi S TARİHTE BUGÜN MÜMTAZAREKAN 2 Temnıuz www.mumtaz-arikan. com MUSTAB4KEAML İSTANBUL'OA. I9Z?'P£ BUGÜrJ, MüSlAFA K6H4AL,&ift.GÜN ÖNCE G£L~ Pİ6İ İSr/INSUL'CH YABANCI TBMS]LCİL€RL£ GÖfiÜŞMÜŞTİJ. 19i3'M SAMSUN'A DOĞRU YOLA ÇIKlŞINMN SU YAMA 8 Y/LPlR İSTANSUL'A 6İTMEMİŞTI. AMA, ÇOK. YAKINLARA DBĞİM GİDİP İSTAMBUL'A UĞRAMAMASI OEĞİpK YO- RUMLARA YOL AÇlYOg, GAZi'NİN İSTANBUL 'A OAR- 6IN OLÖUĞU SÖYLENTİLSRİ POlAÇ/yOKDÜ'. 6ERÇİ, İSTANSUL 'OAKİ £SKİ YÖNETİM yANUSI SİR ICESİM, ANKARA İLE 8ÜTÜNLEŞMEYE rANAŞMIYOHPU AMA, HALKIN /ÇTEN TUTUMU, SU PURÜZÜ YOK BTAAEYB YETİYOftDU. SONUNOA, MUSTAFA KEMAL, TRENLE İZMİT'E PEĞİM 6İTTİ, ORADA EKTUĞIİUL yATINA BİNEREK BÜrÜK SEVSİ GÖSTERİLEIZİ t'ÇİNPE fS- mNBUL'A ULAÇTI. HALKIhl COÇKUSU, OEUİZDE VE kARADA AYNI ÇEtCİU>E SÜeJ>Ü. PANO DENIZ KAVUKÇUOGLU Yüzunüz Kızarıyor, Yüreğiniz Daralıyor mu? Dilekçe: Sivas Katliamı veya Sivas Madımak Olayı, 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli'nin kuşatılıp ya- kılması ve dolayısıyla şehirde bulunan 33 Alevi ya- zar, ozan ve aydının yakılarak katledilmesi ve ote- li ateşe verenlerden de ikisinin hayatını kaybet- mesiyle sonuçlanan olaylar zinciridir. (...) Ankara 1 No'lu DGM tarafından 28 Kasım 1997'de açıklanan kararla, 33 sanık Türk Ceza Ya- sası'nın 146/1. maddesine göre idama ve 14 sa- nık 15 yıla kadar değişen hapis cezasına mahkûm edildi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi 24 Aralık 1998'de hapis cezalarını onadı, 33 idam cezasını ise usul noksanlıkları nedeniyle bozdu. Şubat 1999'da usul eksikliklerinin giderilmesi için başlayan yargılama sonucunda 16 Haziran 2000'de 33 sanık Devlet Güvenlik Mahkemesi'nce yeniden idam cezasına çarptırıldı. 2002 yılında idam cezasının yürürlük- ten kaldırılmasıyla idam cezası hükümlülerinin ce- zaları müebbet ağır hapis cezasına çevrildi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin gelmiş geçmiş en korkunç olaylarından birisi olan Madımak Oteli kat- liamının 15. yılında, bu ülkeyi seven biryurttaş sı- fatıyla, çok üzülüyorum ve içim yanıyor. Olay, yargıya intikal etmiş ve karar verilmiştir. An- cak, bu utanç verici olayın organizatörleri ve göz yuman devlet yetkilileri maalesef hesap verme- mişlerdir. Toplumun vicdanında mahkûm edil- mişlerdir. Ama, katliamın meydana geldiği Madı- mak Oteli; öldürülenlerin ve olayın anısını yaşatan bir müze, kütüphane, kültür merkezi ve benzeri bir sosyal amaçla kullanılması gerekirken hâlâ kebapçı dükkânı olarak işletilmektedir. Bu utanç verici durum karşısında her gün ye- niden yakılıyor, yeniden öldürülüyoruz. Bu durum karşısında boynum bükülüyor, yüzüm kızarıyor, yüreğim kanıyor ve ülkemin geleceğine ilişkin tüm umutlarımı yitiriyorum. Siz, sayın yetkililer; tüm bu olup bitenler ve "ke- bapçı dükkânı" karşısında ne hissediyorsunuz? Yüzünüz kızarıyor, yüreğiniz daralıyor mu? Madımak Oteli daha ne kadar süreyle kebapçı dükkânı olarak işletilecek? TC Devleti'nin, katliama uğrayanların aileleri ve yakınlarına karşı olan özür borcu, nasıl ve ne za- man yerine getirilecek? Dilekçeme cevap bekliyorum. ••• 30 Haziran 2008 tarihini taşıyan bu dilekçeyi Iz- mir Barosu avukatlarından Noyan Özkan kale- me alarak Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül'e, TBMM Başkanı Sayın Köksal Toptan'a, Başba- kan Sayın Tayyip Erdoğan'a, Kültür ve Turizm Ba- kanı Sayın Ertuğrul Günay'a, Sivas Valisi Sayın Veysel Dalmaz'a ve Sivas Belediye Başkanı Sa- yın Sami Aydın'a göndermiş. Şimdi bu sayın zevattan bir yanıt bekliyor. Onunla birlikte biz de bekliyoruz, çünkü alaca- ğı yanıtı bu köşede yayımlayacağız. Umarız bir yanıt verirler. • • • Umuyoruz, çünkü yurdumuzun bu güzel kenti- ni eskiden olduğu gibi Sivas Kongresi, Âşık Vey- sel, Pir Sultan Abdal, yakın bir gelecekte Süper Lig şampiyonu olacağına inandığımız Sivasspor, benzersiz Kangal köpekleri ile llhanlılardan, Men- gücek Oğullarından, Selçuklulardan, Osmanlılar- dan kalan kültür mirası camileri, türbeleri, ker- vansarayları, hanları, köprüleri ve yiğit insanlarıy- la anmak istiyoruz. Internetteki arama motoru google'dan "Si- vas+katliam" sözcükleri birlikte çağrıldığında yak- laşık 411.000 bilgiye ulaşılıyor. Eğer niyet ederse, devlet için bir otel binasını sa- tın alıp bir kültür merkezine dönüştürerek toplu- mu bir utançtan kurtarmak mesele değildir; me- sele olmamalıdır. Katliamla anılmaya Sivas da Sivaslı da layık de- ğildir. www.denizkavukcuoglu.blogspot.com www.dkavukcuoglu@superonline.com 5 6 7 8 9 BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 1/ Artvin'in -| Şavşat ilçesin-« de, "ulusal park" kapsa-3 mına alınan ve 4 doğal güzelli- c ğiyle tanınan göl. 2/ Bir tür 6 gemici düğü- 7 mü. 3/ Boru g sesi... Ingilte- _ re'de çok se- vilen bir ciııs bira... Mısır'ın plaka imi. 4/ Bir mal ya da pa- ranın, emek veril- meden sağladığı ge- lir... Ortaçağda açık denizlerde kullanı- lan yelkenli bir ge- mi. 5/Kırkpınar gü- rcşlerini düzenle- meyi üstlenen kişiye verilen ad... Özet, kısaltma. 6/ "Kenann dilberi nazik de olsa — olmaz" (Nabi). II tlkel benlik... Güney Amerika yerlilerinin kııllandığı bir tür ka- val. 8/ Sahip... Bağışlama... Bir kimseyi kötüle- me. 9/ Dondurulmuş meyve suyuyla yapılan bir tür pelte. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Muğla'nm Fetlıiye ilçesinde, doğal güzelliğiyle tanınmış bir koy ve orman alanı. 2/ Izmir'in bir ilçesi... Tavlada "üç" sayısı. 3/ Radyum ele-- nıentinin simgesi... Alman faşisti. 4/ Şcn, rahat... Hollanda'ya özgü, üzeri kımıızı paralînle kap- lanan bir tür peynir. 5/ Futbolda sayı... Küçük ma- ğara... Bir nota. 6/ Uşak ilinde bir kaplıca. II Ad- lan sıfat yapan bir yapım eki... Hafıza kaybı. 8/ Türk müziğinde bir makam... Üflemeli bir çalgı. 9/ Eskiden bir gazetenin geçici bir süre için ka- patıldığmı bildiren resmi yazı. r E N A K U S •H E R T K •N A M E NJ E F T R •B (S 1 A Z •K A V A R A KJ •S A F A, H A U L A | A S | T T z A Z A D T N •Y R A l A •E F E A K T N A M E •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear